22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 13 İZİUYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Dünya mimarlan, 2000'lerdeki ilke ve hedeflerini 1999 Pekin buluşmasında belirlediler Vlnııaı-lamı 'mflenyum' kararları jjp ^^^ğfeŞ1 ' •&&&**£- ">&^&; ' MİMARLIK liluslararası Mimarlar Birliği'nin (UIA) 18-29' Hazıraa' 1999 tarihlerinde 50O0 kişilik katılımla Pekin 'de gerçek- leştirdiği "XX. Dünva Mimarlar Kong- rwT ve "XXI. U1A Genel Kurulu" top- laatısında 20OO'h yıllarda izlenecek tu- tum ve politikalar tarOşılarak tüm ulus- lann ilgili kesimleri için yol gösterici ilkeler belirlendi. Dünya mimarlannın "müenyum karar- lan"; başlıca iki belgede yer alıyor. Birincisi, ilk taslağını Çin'in bilge mi- marlanndan Prof. Wu Liangvongun ka- leme aldığı ve bir hafta süren kongre de- gerlendirmelerinin ardından "Pekin Şar- O" adıyla yayımlanan "20. Yüzyüdan 21. Yüzyüa Dünya Mimarlar Deklaras- yonu"... tkinci ise bu deklarasyondakı he- defler de dikkate alınarak ve UIA Mer- kez Konseyi ile değişik bölgelerde oluş- tunılmuş çalışma gruplanndakı hazır- lıklara ait raporlann tartışılmasıyla alı- nan "Gend Kunıl KararlarT Her iki belge de tûm ülkelerdeki mi- marlann ve meslek örgütlennin "2O.yüz- yılı nasıl değerlendirdiklerini" ve 21. yüzyı! ıçınde "hangihedeflereönceUkve- recekJerini" içeriyor olsa bile, aslında bu değerlendirmeler ve hedefler sadece mimarlan ve meslek kurumlannı değıl, tûm insanlığı da yakından ilgilendiriyor ve hatta bağlıyor. Çünkû dünya mimarlannın ortak öz- lemlerinin temelinde; "banş ve esenlik içindeyaşanıhrbir dünya" ve böylesi bır dünyada da; "doğaya. kültüre ve insan- lık değerierine savgılı bir yerieşme ve ya- pılaşma sürecini" yeryüzündeki tüm ül- kelere, halklara ve kentlere kazandır- makyaOyor... Işte, 1999 yılı ıçin en önemli ve tarih- sel deger taşıyan bu ikj uluslararası mi- mariık belgesinden özetlediğimiz bazı de- ğerlendirmeler ve kararlar: 1. Yüzyıllanmrzla uzlaşmak 20. yüzyıl, hem benzeri olmayan bir görkem ve ilerlemeye hem de kıyas kabul etmezfelaket ve kargaşalara tanık oldu. Insanoglunun varhgını sürdürebilmesi. 20. yüzyüın tüm yıkımlanna rağmen kimliğini konıyarak 21. yüzyılı karşıla- ma şansını \akalayan Göynük_ (solda) Geçmişin kültür bırikiminden hemen hiç esinknmeden 20. yüzyılın kimliksiz çizgUerini 21. yüzyüa taşrvan tzmit'in doğu kesimindeki yeıii 'uydu kent' (sağda). (Fotoğraflar: OKTAY EKİNCt) Aynı zamanda 1900'lü yıllann da sonu olan 1999 yılı, dünya mimarlığı için 21. yüzyıla yönelik bir "karar yılı" oldu. Türkiye'nin de temsil edildiği Pekin buluşmasının sonuç bildirgesinde, bu uluslararası kararlardan belki de en çarpıcı olanı şöyle özetleniyordu: "Mimarhk, insanlara ve topluma hizmet eder. Mimari tasanm özgürlüğü, hiçbir zaman toplumsal yükümlülüklerin göz ardı edilmesinin mazereti olamaz..." dünyanın doğal ve kültürel mirasımn he- der edüişi ile lehdü altındadır. Variıklı böl- gelerde imar, çok kez yapım volu ile yı- kıma dönuşürken yoksul bölgelerde, sa- dakaya muhtaç hale getirilmiş yoksullar, gelecekteki kentlerini kurmaya çabalı- vorlar. Önümüzdekiyüzyılda, küreselleşme ile çoğulculuğun birlikte varolması, çağımı- za damga vuran çelişkileri ve zıtlıkları ön plana çıkartacaktır. Bir yanda çağdaş iletişim olanakları.farklı kültürler vege- lenekler arasında daha yakın ilişkiler kurmakta; üretim, fînans, teknolojinin küresel düzeyde bütünleşmesi, karar ver- me süreçlerine egemen olmayı sürdür- mektedir. Öte yanda, zengin ile yoksul arasındaki açık, ürkütücü bir hızla ge- nişlemekte. bölgeselçekişmeler vefınan- sal belirsizlikler, insan yerleşimleri üze- rine meşum bır gölge düşürmektedir. Mesleki konulanmız dışmdaki işleri üstlenmemiz gerekse de mimarhk mesle- ğinin kapsamınıyeniden tammlayan top- lumsal ve kültürel degişiklik selini göz ardı etmek hem sorumsuzluk hem de bu- dalahk olur. 21. yüzyıl mimartığımn ro- lünün bilinçli olarakyeniden ele alınma- sı, bizden heves, güç ve cesaret istiyor. 2. Karşımızdaki sorunlar Sanayı devrimı, çok büyük boyutlarda bir insan gücûnü serbest bırahrken, do- ğa karşısındakizafer, yıkıcı birbedelle ka- zanıldı. Tarihsel bir açıdan bakacak olur- sak, içinde yaşadıgımız dünyanın sahibi degiliz; onu sadece çocuklanmızdan borç almış bulunuyoruz. Kenti ve brı, çocuk- lanmıza nasıl bir durumda teslim edece- ğız? Bir mimar, insan uvgarlığının gele- cegine planlama ve tasanm yoluyla na- sıl katkıda bulunabilir? însanlar yaşamlannı daha iyi hale ge- tirmek için, bilim, teknoloji ve kültür sa- yesinde daha önce görülmemiş bir ve- rimlilige ulaşan şehirlerde toplanıyorlar. 20. yüzyıl, metropoliten yaşamın o güne kadarkienpariakışıklannıgördü. Bunun- la biriikte. önümüzdeki yüzyılda kentler- deyaşayanların sayısı, tarihte ilkkez ge- leneksel kırsal yaşamı sürdürenlerin sa- yısını aşacak ve bu dönem, gerçek bir kent çagı olacak. Yine de kentler alt sını- fin yeniden ortaya çıktıgını gördügünde, çöküntü mahallelerini tam olarak ortadan kaldıramamıştı. ZenginMe yoksulun birinden kopması, trafık ve arazi kulla- nımındaki yogunluk, gürültü ve alıcı or- tama aülan atıklann varlJdannı inatla sûr- dürmeleri, küçük büyük bütün kentlerde giderek daha da kötüleşii. Kentlerimiz ayakta kalabilirier mi? Kentleri inşa eden bizleriz de herhangi bir değisiklikyapma- ya kalktıgımızda kendimizi neden bu ka- dar güçsüz hissediyoruz? O bizi şekillen- dirirken, bizler kentselyerleşimleri nasıl şekitlendirebiliriz? Gelenekselkavramlar, gelecek yüzyılm kentlerinde variıklanm koruyabilecek mi? Mimarhk kültürü, tarihinyerel birikim- lerinden doğar. Bu kültür kendisini, yapı- lıformlar arasında vegünlükyaşamda bel- li ederek oradayaşayanların yaşantıları- nı ve davranışlannı sessizce etkiler. Mi- marhk kültürü bir anlamda kentlerimi- zin, kasabalanmızın ve köylerimizin ru- hudıtr. Ancak, teknolojinin küreselleşme- si, insanları topraktan giderek daha ay- nlabilir hale getirdi. Standartlaşmış ti- cari üretim, inşa edilmişyerelyapıhform- ların evriminisekteye ugratıyor. Gelenek- sel tasanm tekniklerinin karşısına başka şeyler çıhyor. Yerel kimlikler, sönüpgıdi- yor. Bir mimar, kentlere ve kasabalarage- Genelkuruldan 'oybüüğiyle.J Dünya mimarlannın Pekin'deki XX. kongresine bağlı olarak gerçekJeştiri- ten XXI. UIA Genel Kurulu'nda da özellikle mesleğin uygulanması. eği- tim ve mimarlık kurumlannın ulusal ve evrensel yükümlülükleri hakkmda 21. yüzyıla yönelik önemli kararlar üretildi. Bunlardan bazılan da özetle şöyle: Eğitim ve mesleki sorunüuluk UIA ve UNESCO uzmanlannca bir- likte geliştirilen çalışmalarda ulaşılan sonuçlar ışığmda. dünya mimarlığının "tüm ülkelerde asgari bir ortak yeter- Httkdüzeyi" sağlajıarak insanlığa hiz- met verebilmesi yönünde: - Mimarhk lisans eğirimi süresi "en az 5 yü" olmahdır. - Mimar, okuldan mezuniyetinden sonra da uy- gulamayetenegini geliştirici w enaz2vıluk*'birpra- tiğe hazırlık döneminden sonra "mesleki sorumlu- luk" üstlenmelidir. (Mimarlar Odası, bu ükelerin Türkiye'de yaşama geçebümesi için YÖK Başkanlığı'na başvurdu ve Hazinut(1999)ayında Pckin'deyapılan Dünya MimarhkKongresi ve UIA Genel Kurulu'na katdan Türk delegasyonu 'Etnik KüMrler Parkrnda'- İ• S I A N BV L nündeki çahşmalar 2002 yılındaki Berlin buluşmasında sonuçlandmla- cak.) Dünya mimarlığının 1901-2000 ara- sında ülkelere ve insanlığa kazandır- dığı mimari değerierin "20. yüzyıbn mîrası'' olarak belgelenmesi ve koru- maya alınmalan konusunda çahşma- lar yapılmah ve ömeğin '^üın yanj- mayia ekte edüen" bmalardan başla- narak, yine tüm ülkelerde "2O.)'üzyü mimarfaktarihini" belgelemek üzere bir envanter çıkanlmalıdır. bir yasa taslagı geliştirdi.) Bütün ülkeierdeki mimarlık okullannda da hem ulusal anlamda hem de uluslararası düzeyde "ortak asgari niteükkrin" ve eğitim kalitesi ile olanaklar açısından da yine "asgari standarrlann" sağlanma- sı 21. yüzyıldaki öncelikli hedefler arasındadır. (Bunu saglamak üzere tüm ülkelerdeki mimarlık okullanna UIA'nın yeterlilik belgesi vermesi yö- 2005 buluşması Istanbııi'da UIA XXI. Genel Kurulu. 2005 yıh dünya kong- resi ve genel kuruluna aday olan ıstanbul, Nagoya (Japonya) ve Fioransa (ttalya) için uluslararası delegasyon arasında yapılan seçim sonucunda "en çok oyu alan" Istanbul'un, yaklaşık 8 bin kişilik katıhmla gerçekleşeceği tahmin edilen bu buluş- maya "ev sahipliği'' yapmasma karar verdi... çen yüzyıllarda damgasını vuran ruhun geri gelmesi için ne gibi kathlarda bulu- nabilir? Küresel düzeyde etkin çözüm arama çabasımn ardındaki destek, yeryüzünde sürdürülebilir birgelecek sağlamaya yö- nelik ortak hedefimizdir. Dünyamız, bir karşılıklı bagımhlıklar dünyasıdır. Tek bir ulusun gelecek umudu, büyük ölçüde, başka ulusların gelecegine dayanır. Aynı şehlde, mimarlıgın gelecegi de başka dal- lann ve mesleklerin başanlannm anla- şılıp özümsenilmesine baglıdır Bizleri, 21. yüzyılda ortak bir gelecek oluştur- mak üzere bir araya getirecek olan, işte bu ortak temadır. 3. Bfltüncûl mimarhğa doğru Mimarlıgın genel kuramı, temel ola- rak, mimarlık, peyzaj ve kentsel planla- ma ile bir bütün olarak ugraşma yönün- de büyük olanaklar sağlamaktadır. Bu üçlü bileşim, tasanmcının çözümleri da- ha geniş bir alanda arayabilmesini müm- kün hlmaktadır. 21. yüzyılda, ilk önce, teknolojinin ge- lişmesindeki bölgesel zıthklar ve denge- sizhkkr gerçeğinedeniyle, teknolojininçe- şitli şekilleri yan yana var oldcaktır. Kuramsal olarak, yerel teknolojikstan- dartlan iyileştirmekiçin, yabancı kaynak- lardanyeni teknolojileri almak ve bunla- n yerel koşullaria bütünleştirmekgerekir. Egermimarlann kendileri, insanoglunun karşı karşıya olduğu ekolojikzorluklann farhna vanp ileri teknolojiyaratıa birzih- niyetle benimseyebiliyorlarsa, o zaman tasarladıklan binalarm, sürdürülebilir türden ve saglıklı olmalan gerekir. Modern mimarinin yerellesmesi ve ye- rel mimarinin modernleşmesi, mimarlı- gın çogalmasma doğru ilerleyen herkes- çe paylaşılacak ortak biryaklaşımdır. Mimarhğa kitlesel ve kentsel bir açıdan bakmak zorundayız. Mimari düşünceler, tek binalardan bina kompleklerine, kent- sel ve bölgesel planlamaya kaymahdır. Düşünülmesı gereken başka bir öge ise do- ğayla bütüncül ılişkidir. Bütün kültürlerin tarihlerinde mimar- lık, güzel sanatlann heykel, resim, zena- at, vb. gibi aynlmaz parçalannm en üst düzeyde şehllenişi oldu ve bu amaçlan- mızdan biri olmahdır. Mimarlar, topluma hizmet veren kişi- ler olarak, mesleki hizmetlerini ve ufuk- lanm genişletmelidir. Mimarlar, toplumu temelde anlayıp. halka saygı duyarak top- lumsal reformda aktifbir rol oynamalı- dır. Herkesin eviniyapmak,yoksullara ve evsizlere barınak saglamak, bir mimann kaderidir. Mimaritasanm özgürlüğü, hiç- bir zamantoplumsal yükümlülükleringöz ardı edilmesinin mezareti olamaz. Dolayısryla mimar, yaşamını. insanalb- ğl kaliteyi, yeteneği ve varancılığı bulma- ya adamaudır. Bugezegendeki kısıtiı doğal kaynaklaıia daha iyi bir çevre inşa etmek, mimaruı sorumluliığudun" Türkiye'den dünya mimarlanna 'kimlikli' bir kentleşme süreci için 21. yüzyıl çağnsı: 6 Küresefleşmeye karşı kültürel dayanışma...'Pekin'de 19-30 ' Hazıran < 1999 günlenn- de yapılan XX. Dünya Mimarlar Kongresi v e XXI. UIA Genel Kurulu'na katılan Mimar- lar Odası delegasyonu da 21. yüzyıla yöne- lik "ortak politikalann" belirlenmesi süre- cine "Dünya .Mimarlanna Anadolu'danÇağ- n" başhkîı bir bildiriyle katıldı. 1999 yılı belgeleri arasında önemli yer tutan ve 2005 yılı dünya mimarlar buluşması için Istan- bul'un seçilmesinde de payı bulunan bu bil- diriyi de 2000'li yıllara armağan olarak su- nuyorum: "Ortak kültür mirasımn 'Pekin'. uygar- fık tarihindeki köklü yerine yakışan bir ev- sahipliği içinde UIA 'nın 20. Dünya Kong- resi ne kucak açıyor. Bu büyük buluşma ise "ıkinci binyıhn sonlannda "gerçekleşiyor... Bu iki özellik, dünya mimarlannın Çin 'de- hforumuna "tarihsel bir gündemi" de ta- şıyor. Acaba biz mimarlar, insanlığın binler- ce yıllık uygarhk birikimlerini yeni bir bln yıla yeterince konıyarak ve geliştirerek ak- tarabiliyor muyuz? Sermayenin küreselleş- mesi' sonucunda tüm kıtalara yayılan tüke- tm kültürüne karşı dünya kültürlerinin or- tak kazammlarını hep birlikte savunabili- yor muyuz? Bizler, mimarlık tarihi on bin yıllık bir geçmişe uzanan Anadolu 'yu ülkeyapmış bir ulusun mimarlan olarak, kültürel birikimle- rimizi uygarlıgın gelecegine aktarmada cid- dı sorunlarla karşı karşıyayız. Örneğin, antik çağın ilk plancı miman Hippodamos 'un ünlü Miletos, Prienne gibi kentleri bugün herkesi şaşırtıyor. Ne var ki aynı antik kentlerle aynı cograjyayı payla- şan şimdiki kentlerimiz 'plansızlıgın' sıhn- tılanm yaşıyor. 2005yılı UIA 22. Dünya Kongresi ne aday gösterdiğimiz Istanbul ise tam 2700yaşın- da. Tarih boyunca Roma, Bizans ve Osman- h uygarlıklarını hep bir 'imparatorluk baş- kenti' olarak yaşayan bu kentimiz de geri- lim içinde. Çünkü biryandan göçün baskı- sı altındayıpramrken öbüryandan "global- leşen sermayenin " uluslararası finansyatı- rımlanna hizmet eden tarihe duyarsızyapı- laşma karşısında kimliğini korumaya gay- ret ediyor... Benzer şekilde ülkemizin her biri binler- ceyaşında olan diğer tarihsel kentleri de kül- tür ve doga mirasına saygısız yatınm anla- yışınınyamttığı mimari tahribat altında "va- roluş " mücadelesi veriyor... Öteyandan, örneğin Balkanlar 'da ve Or- tadoğu da yaşanan silahh çatışmalar ve sa- vaş ortamı dayeryüzünün zengin uygarhk de- ğerlerini sürekli tehdit ediyor... Degerli meslektaşlanmız, Biz biliyoruz ki Anadolu da ve bölgemiz- deyaşanan bu olumsuz süreç, sizlerin ûlke- lerinde de yaşanıyor ve 'globalleşme' tüm dünya kültürlerinin uygarhk birikimlerini hızlayok ediyor. Buna karşı, geleceğimizi ve kültürümüzü koruyacak ve tarihsel-doğal mirasımızı güvenceye alacak insan haklan- na ve çevreye saygılı bir dünya düzeni için de öncelikle biz mimarlann uluslararası bir 'kültür dayamşması' oluşturmamız gereki- yor. UIA 'nın Pekin 'deki 20. Genel Kurulu 'nda bu kararı hep birlikte almak umuduyla, sev- gi ve iyi dileklerimizi iletiyoruz." Türkiye Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Pekin'deki "hutong'iarla oluşan iç avlulu kentsel yaşam"küreselleş- menin gökdetenlerine" yer açmakiçinyokedffînce,"20. yüzyıldan anı" olarak kartpostallara konu obnaya başladL BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Yirminci Yüzyılm Bende Bıraktığı Dizeler (IV) Yeni Edebiyat (1940), Ses (1939), Yürüyüş (1943), Gün (1945), Yığın (1946), Ant (1947) gibi sosya- list dünya görüşünü sürdüren dergilerin tanıttığı şairierden Rıfat Hqaz, A. Kadir, Cahrt Irgat, Ni- yazi Akıncıoğlu, O. F. Toprak, Enver Gökçe ilk şiirleriyle Arif Damar, Attilâ llhan- toplumcu ve gerçekçi ortak paydada buluşmalanna karşın şi- irierinde de birey olma özelliklerini koruyabildiler. Rıfat llgaz, Yarenlik kitabı (1943) ile getirdiğı ince yergi ögeleri ağır basan şiirieriyle dönemin ede- biyat kamuoyunda etkiler yaratmıştı. 1980'lere degin işlediği temalann ve şiırtekniklerinin özgün- liiğünü yitirmedi. "Bu ayaklar benden hesap soracak I Bir dû- şüncenin peşinde dolaştırdım I Sokak sokak. Bu baş, bu eğilmez baş da öyle.. I Bazı sarhoş, bazı yorgun I Her zaman biryastığa hasret." Enver Gökçe'nin şiirinde genç bir kavga ada- mının dizeleri, haykınya kaçmayan yüksek sesiy- te ilgi çekiyordu. Geleneksel halk şiirimizin deyiş özelliklerinden yararianarak yeni bir toplumsal şi- irin kapılannı açtı Enver Gökçe. Yerinde kullanılmış değişik deyimter, imge zen- ginliği ve buluşlanyla 1950 öncesi şiirine hareket- lilik kazandıran Attilâ llhan bireysel duyarlıklarla toplumsal duyarfığı ustaca birleştirmeyi başardı. Bu erişkinliğe ulaşmış "1941'delzmir", "LJHMar- len" gibi şiirlerinden kimi dizeleri buncayıl sonra da belleğimde buluyorum. 1950-60 yıllannın ürünlerini bir araya getiren Sisler Bulvan (1954), Yağmur Kaçağı (1955), Ben Sana Mecburum (1960) kitaplanndaki yeni Attilâ llhan kimliği, dönemin genç şairleri üzerinde be- lirgin etkiler yaratmıştı. Yaşanan toplumsal geri- limlerin sıkıştırdığı insanın bireysel hüzünlerinden kaynaklanan dizelerdi bunlar. Toplumsal olum- suzluklann baskıya dönüştüğü 12 Mart ve 12 Ey- lül dönemlerinin iki kitabı; Tutuklunun Günlüğü (1973), Elde Var Hüzün'ün (1982) XX. yüzyıl şiiri- mizde ayn bir yeri var. Arif Damar'ın ilk şiirieri İnsan (1941), Gün (1945) vb. dergilerde yayımlanmıştı. Ama uzun süre sür- gün alaylannda askerliğini yaptığı ve cezaevlerin- de yattığı için asıl kimliğini kanıtlayan şiirieri, ilk kitaplan Günden Güne (1956) ve Istanbul Bulu- tu'nda (1958) yer aldı. Bu şiirierle sürekli değiş- meyi öngören birşairletanışıyorduk. Kalıplaşmış olandan yakasını kurtarabilen, dize işçisi... "Bir etim ekmekte birelim sende I Bir elim ger- çekte bir elim sende.. I İki el bir baş içinmiş ma- sal I Bir elim gelecekte bir elim sende." Sonraki kitaplarında Demir Özlü'nün belirttiği gibi "Değişen, çeşitlenen doğa ve insan gerçe- ğiyle şiirde devinerek" gerçekçi anlayışa yeni bo- yutlar kazandırdı Arif Damar. Dize ve sözcükle oynayarak, deyimlerarayıp ya- ratarak, gerekli gördüğü yerde soyutlamadan çe- kinmeyerek sürekli yenileşme hızını yitirmeyen şairierden biri de Metin Eloğlu'dur. ttk kitaplan DüdüklüTencere(1951), Odun'da(1958), Şairier ve Yazariar Sözlüğü'nde belırttiğim gibi "Kendidi- linde insanlann dilini, yakmmalannda, bunalım- lannda, sıkıntılannda öteki insanlann yaşamla- nnda rastlanabilecek olan patlamalan birfeştirme- ye çalıştı". 1950-60 yıllanndatepkisini yergi öğe- leriyle donanan bir toplumsal şiire dönüştürdü Metin Eloğlu. "Haydi uyan I Aydınlığa çık da çil gözlerin ışı- sın I llkyazlarsıcağı biriksinyüreğine. I Yoksul ol- san da uyan, I Garip olsan da uyan I Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için I Madem ki iyisin, iyiliğiyaşatmakiçin I Madem ki umutlusun, umu- du yaşatmak için I Haydi uyan." Ahmed Arif de emekçi sınıfların dünya görü- şünü benimsediği için, hapishaneyi, işkenceyi görmüş, duyarlığında biriktirdiği öfkeyi dizelere dö- nüştürmüştür. Sesi vardı Ahmed Arif'in, değişik, acılı. Yüzyıllann ağıriığını sırtındataşımaktan yor- gun düşen Anadolu insanının türkülerini çağnş- tıran. Dokusu vardı, bir yanı divan şiiri ustalarının çiçeklemelerine dayanır. Etki gücü, hesap sorma gücü, içtenlikle inanmışlığın gücü kendinden ön- ce gelen toplumcu gerçekçilerin deneylerinden yararlanma gücü vardı. Bu güçlerin verdiği ola- naklaria değişik ve etkili bir şiir dünyası yarattı Ah- med Arif. Tek kitabı "Hasretinden Prangalar Es- kittim"\n (I. bas. 1968) yayımlanışından sonraki ku- şağın belleğinde yer alan dizeler bıraktı. "Haberin var mı taş duvar? / Demir kapı, kör pencere, I Yastığım, ranzam, zindrim I Uğruna ölümlere gidip geldiğim I Zulamdakimahzun re- sim I Haberin varmı? I Görüşmecim yeşil soğan göndermiş I Karanfil kokuyor cigaram I Dağlan- na bahar gelmiş memleketimin." Düşüncenin öfkeye dönüştüğü yerde ne görü- yoruz? Can Yücel'in şiirini. Buramıza kadar gelen toplumsal sapmalar, kal- leşlikler, düzenbazlıklar, ayakoyunlan karşısında açıdan dilimiz damağımız kuruyunca hangi tep- kiyle içimiz açılıyor? Can Yücel şiiriyle. Adını, ilk kitabı Yazma (1950) ile duyurmuştu Can. Şairiiğinin asıl gücünü Ingittere'den döndükten son- raki yaratılarında gösterdi. Can Yücel şiirinde 1970'li yıllann sonuna değin toplumsal acılar, li- rizme dönüşüyordu. Sonra çağdaş bir yergi us- tası olarak toplumun değişik katmanlannı derin- den etkiledi. "Belkim bir kertenkeleydim I Bir güzelin çin\i- niydim I Çirkinlerin en güzeli I Yeşil koşsa güneş- len'n gölgesi I Ben en hızlı yeşiliydim I Kurbağya- nşlannda annemin I Çatalmatalkaç çatallarkim- bilirI Bin dereden bir kendimi getirdim I Haydan gelip huya giden bir huysuz I Hey heyler içinde bir heydim." Sözünü ettiğimyıllann şiiri konuşulurken anım- sadığım şairier arasında Sabri Altınel, Başaran, Berin Tasan, Talip Apaydın, Sedat Umran ad- ları başta geliyor. BUGUN • İFSAK'ta 19.30'da MÜ Sinema-TV Bölümü öğrencilerinin proje çalışması. kısa film gösterimı ve söyleşi gerçekleşecek. (292 42 01-292 18 07) • TARDC ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZt'nde 19.00'da Prof. Dr. Orhan Kural'ın yönetiminde 'Turizmde Çevre Faktörü' konulu bir söyleşi düzenlenecek ve 'Gizemli Nfl' başlıkh dia gösterisi sunulacak. Söyleşi sonunda yazar Buket Uzuner, Prof. Dr. Orhan Kural ve İzzet Keribar kitaplannı imzalayacaklar. (295 86 38)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle