Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 ARALIK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Anayasa
Mahfcemesi'ne
4. kadm üye
• ANKARA
(Cummhuriyet Bûrosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel larafından
Anayasa Mahkemesi asıl
üyeligıne seçilen Tülay
Tugcu. yüksek
mahkemenLn 4. kadın
üyesı oldu. Danıştay Genel
Kuruhı'nda yapılan
seçimlerde, 10. Daire
üyesi Tuğcu 43 oy alırken
4. Daire üyesi Sumru
Çörtoğlu 42. 8. Daire
üyesi Nurşen Çatal da 41
oyda kaldı. Diğer yandan,
Danıştay'da Tuğcu'nun
Anayasa Mahkemesi
üyeliğine seçilmesiyle boş
üyelik sayısı 4'e çıktı.
v
Öcalanf
Mandela ile
kıyaslanamaz'
• V,ASHENGTON (AA) -
ABD Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü James Foley,
düzenlediğı basın
toplantısında, Güney
Afhka'nın eskı Devlet
Başkanı Nelson Mandela
ıle terör örgütü PKK'nın
elebaşısı Abdullah
Öcalan"ın
karşılaştınlmasının
mümkün olmadığını
belırtti.
Öcalan'ın karar
tfüzettme istemi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Abdullah Ocalan'ın
avukatı Ercan Kanar,
müvekkıli hakkında
Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nce onanan idam
hükmünün karar düzeltme
başvurusunu yanna kadar
yetiştırmeye çalıştıklannı
bildirdi.
Artçı sarsıntılar
sürıiyor
• İstanbul Haber Servisi -
Kocaeli \e Düzce
depremlerinden sonra artçı
sarsıntılar devam ediyor.
Boğazıçı Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma
Enstıtüsü'nden yamlan
aç'fkranıaya'göre, dün'saat
01.27'de Bolu-Kaynaşh'da
3.1 büyûklüğünde artçı
sarsıntı kaydedildi. Bu
arada, dûn saat O7.5O'de,
merkez üssü Şanlıurfa'nın
Bozova ilçesi olan 3.7
büyûklüğünde bir deprem
meydana geldi.
Deprem
karlkatürleri
• tstanbul Haber Servisi -
Istanbul Tabıp Odası
tarafından hazırlatılan ve
deprem konusunu işleyen
kankatürlü kartpostallar,
bölgede zarar gören sağlık
çalışanlan ıçın satışa
sunuldu.
Aydm'dan itiraf
• ANKARA
(Cumınhuriyet Bûrosu) -
Bayuıdırlık ve Iskân
Bakanı Koray Aydın,
Yalova ve Kocaeli'deki
prefabrike konutlann
büyük bölümünün boş
kaldığını kabul ederken
"Çadırkentlerde süreklı
yemek çıkarılması ve
buralarda kalan
vatandaşlanmızın hâlâ 100
milyon lıralık yardırru
alıyor olması etkenlerin
başında geliyor" dedi.
TBMM Deprem Komisyonu, 4 aylık çalışma sonucunda 'suya sabuna dokunmayan' bir rapor hazırladı
4
DPT planlayamadı, Kızday yetersiz kaldı
9
• Raporda, deprem, fay hattımn bilimsel
tanımlan, ilgili kurum ve kuruluşlann
kuruluş, görev ve teşkilat yapılan uzun
uzun anlatıldı. Mevcut durum
özetlenirken, "öneriler" bölümünde ise
daha çok "yasal düzenleme ve yeni
kurumlann oluşturulması" istemlerine
yer verildi. Raporda, Türkiye'nin 30
yıllık deprem senaryosu içinde en riskli
bölge olarak gösterilen tstanbul'a ilişkin
özel bir değerlendirme ve önerinin yer
almaması dikkat çekti.
AYŞESAYEV
ANKARA - 17 Ağustos Marmara dep-
reminin ardmdan çalışmalarma başlayan
ve 12 Kasım Düzce depremini de araştır-
ma kapsamına alan TBMM Deprem Araş-
tırma Komisyonu raporunu tamamladı.
Deprem, fay hattının bilimsel tanımlan, il-
gili kurum ve kuruluşlann kuruluş, görev
ve teşkilat yapılanrun uzun uzun anlatıldı-
ğı raporda, "suya sabuna dokunmayan''
bir üslubun benımsenmesi dikkat çekti.
Raporun değerlendirme bölümünde mev-
cut durum özetlenirken, "öneriler" bölü-
münde ıse daha çok "yasal duzenleme ve
yeni kurumlann oluşturulması'' istemleri-
ne yer venldı. Türkiye'nin 30 yıllık dep-
rem senaryosu içinde en riskli bölge ola-
rak gösterilen Istanbul'a özel öneri ya da
değerlendirme yapılmaması dikkat çekti.
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu,
yaklaşık 4 aylık çalışma sonundaki sapta-
malarına ilişkin raporunu tamamladı. Bu-
gün bu" basm toplantısıyla kamuoyuna
açıklanması beklenen komisyon raporun-
da, afet öncesi ya da sonrası harekete geç-
mesi gereken kamu kunımlan "öJçühl" bir
üslupla eleştirilirken, depremde yetersizli-
ği ortaya çıkan Kazılay'ın "yenîden yapt-
landınİması'' gereğine işaret edilmekle ye-
tınıldi. Raporda, Türkiye'nin geçmişte
yaptığı hatalan, ancak deprem sonrasında
yaşayarak gördüğü, Devlet Planlama Teş-
kilatı'nın ise "gdeceği planlayamadığı'"
vurgulanan raporda yer alan saptamalar
özetle şöyle:
• Ülkemizin neredeyse tümünün dep-
rem kuşağında yer aldığı bilinen bir ger-
çektir. Bu nedenle deprem felaketınin
çok geniş bir bölgede meydana gelmesi-
ne rağmen, Kızılay'ın böyle bir afet son-
rasmda yeterince çadır stokunun bulun-
madğı mazererine sıgmması kabul edilir
husus değildır.
• Kurtarma çalışmalannda etkin ve ye-
terli görev yapamayan bir diğer kurum da
Sivıl Savunma Genel Müdürlüğu'dür. Çok
sınırlı ekip ve donarumı olan sivil savun-
ma kurtarma birlikleri, yaklaşık 110 kişi ile
17 Ağustos'ta yıkılmış olan 13 bin 600 bi-
narun arasmda adeta kaybolmuştur.
• Yerel yönetımlenn yapısı güçlenece-
ği yerde, zaman içinde zayıflamış ve yoz-
laşmıştır. Yerel yöneticiler ve yerel meclis-
ler kendilerine yasalarla tanınan haklan
kötüye kullanarak kentleri beton yığımna
çevirmişler, rant elde etmek amacıyla bı-
rinci derece tarun arazilerini ımara açmış-
lar, zemin mukavemetinı incelemeden çok
katlı yapılara izin vermişlerdir.
VALÎLÎĞE BAŞVURULDÛ
'Zehir dolu
depo kaldırılsın'
CENGtZ DEMtREL
StNOP- Sınop'un So-
ğuksu Köyü'nde depola-
nan ve bölgede canh yaşa-
mı tehdit ettiğı belutilen
zehirlı kunyasal varıllerin
bir an önce bölgeden uzak-
laştınhnası ıstendı. Sınop
Beledıye Başkanı Hamza
tnce, deponun kaldınlması
için beledıyenın üzerine ne
görev düşerse yapacağını
belırtırken çeşıtli partı ve
kuruluşlar Sinop Valıli-
ğı'ne başvurarak önlem
alınmasını ıstediler.
Italya'ya ait olduğu bili-
nen zehırli ve kanserojen
madde ıçeren kimyasal
atıklann 11 yü boyunca Si-
nop'un Soğuksu Köyü'n-
deki bir depoda tutulması-
na tepkı gösteren Sinop
Beledıye Başkanı Hamza
tnce konunun mutlaka çö-
zümlenmesıni istedi. tnce
şöyle dedi:"Sinop Türki-
ye'nin nerede ise en balrîr.
en temiz kalabilmiş bir do-
ğaharikasıdır.BuözeUikle-
rimiz Sinop'un turizmde
büyük bir hedefi olduğu-
nun göstergesidir. Yıllardır
bu zararb aüklann Si-
nop' un bir köşesinde tırtul-
ması yanhştır.Kaknki, çev-
re ve insan sağhğı bakunın-
dan da zararlan arukbiKn-
mektedir. Bu deponun der-
hal kaldırüması doğru ob-
cakürr CHP Sınop ll Baş-
kanlığı da Sınop Vahhği'ne
başvurarak deponun kaldı-
nlmasını ıstedı. ll Başkanı
AhmetAyhan Sinop Valılı-
ğı'ne verdiğı dılekçede
şöyle dedi-
"11 yıl önce layrianmıza
vuran varillerin bunca yü
sonra nelere yol açnğı bu-
gün arnk açıkça biünmek-
tedir. \ örenin ve yöredeya-
şavanlann bundan daha
fazla etküenmesine CHP
olarak seyirci kalmanuz
düşünülemez. Bu nedenle
zehirii varillerin saklandığı
deponun h edüikle kaldınl-
masnu arz ederiz."
CHP İl Başkan Yardım-
cısı Hüseyin Keskin'ın
yaptığı basın açıklamasın-
da şu görüşlere yer verildi:
"Güneş balçıkla srvanmı-
yor. Bizler 11 > d önce "bun-
İar ılende çok büyük tehlı-
keleryaratacak' dryesöyle-
diğnnizde bizleri vatan ha-
inliği ile suçla>anlar oldu.
Şimdiayıu çevreler nediye-
celder merâk edijoruz."
Depremyardım malzemeleriyağmur altuıda kaldı
Depremzedeler için çeşitli ülkelerden gönderflen ve
Atatürk Havalimanı apronunda yağmur altında
kalan yardım malzemeieri kullanüamaz hale geldi
tsviçre'den gönderilen battaniye. uyku tulumu,
giyecek ve yiyeceklerden oluşan yardını
malzemeieri, 10 gündür Atatürk Hav^ümanı'ndaki
Kargo Müdürlüğü önünde bekletilmesi sonucu dün
sabaha karşı başlayan yağmur Ue ıslandı. Çok
sayıda koli içinde bulunan battaniye, uyku tulumu,
giyecek ve yiyeceklerden oluşan yardım
malzemesinin büyük bölünıü kullanılamaz hale
geldi Atatürk Havarimanı Kriz Masası'nda görevü
Kızılay yetkililerL vardım mabemeierinin 10 gûn
önce Cenevre"denîstanbul'a gönderfldiğini
belirterek şöyle konuştular "Yardım malzemeieri
İnsan Haklan Derneği Istanbul Şube Yöneticisi
Şaban Dayanan adına gönderflmiş. 10 gûn önce bu
kişiye haber vermemize rağmen ilgilenen obnadı.
Bize teslim edilmesi ise ancak dün (önceki gün)
gerçekleştirüebfldi Bugün de (dün) malzemeieri
yükleyecek askeri personelin gelmemesi üzerine
malzemeier yağmur altında kakü." (AA)
AHMET METE IŞIKARA
'Anadolu <da deprem
sürpriz sayılmamalı'
Istanbul Haber Servisi -
Boğazıçı Üniversitesi (BÜ)
Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma Enstitü-
sü Müdürü Prof. Dr. Ahmet
Mete Isıkara, Anadolu'nun
herhangi bir yerinde dep-
rem olmasınm sürpriz ol-
mayacağmı söyledi. Enstı-
tünün Sısmoloji Laboratu-
van Şefı Doç. Dr. AH Pmar,
dünyamn herhangi bir ye-
rinde yakın bir zamanda 8
veya üzerinde bir depremin
olabileceğini belırtti. Doç.
Dr. Şerif Banş, binanın sar-
sınü sonrası orurması duru-
munda kilitlenmesi nskıne
karşı dış kapının, depremin
başladığı anda 35-40 santi-
metre açık bırakılması ge-
rektiğini söyledi.
Prof. Dr. Işıkara, Bılfen
llköğretim Okulu'nda dü-
zenlenen toplantıda yaptığı
konuşmada, deprem konu-
sunda her zaman uyanlarda
bulunduğunu, ancak toplu-
mun deprem gerçeğini ka-
bul etmediğini kaydetti.
Işıkara, Marmara'da yır-
ülan faylarda deprem tehlı-
kesinin bittığuıı vurgulayan
Işıkara, buralarda 7.4 ya da
7.2 büyüklüklerinde dep-
rem olması için en az 100
yıl geçmesi gerektiğinı söy-
ledi
Depremin Ay ve Güneş
çekrmiyle ilgisi olmadığını
vurgulayan Işıkara, depre-
min oluş nedemnin yeraltın-
da olduğunu ıfade ettı. Işı-
kara, tstanbul'un altından
geçen bir fay olmamasının
şans olduğunu, kentin gü-
neybatısında denizden fay
geçtığinı söyledi.
Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde öğretmenlere
yönelık deprem bügilendir-
me toplantısmda konuşan
Doç. Dr. Ali Pınar ise Mar-
mara Denızi'nin batısının
1912 Mürefte, doğusunun
da Kocaeli depremiyle kı-
nldığuıa dikkat çekerek 17
Ağustos Kocaeli ve 12 Ka-
sım Düzce depremleriyle
Marmara Denızi'ndeki dep-
rem riskınin arttığrnı söyle-
di.
BÜ Kandilli Rasathanesi
ve Deprem Araşürma Ens-
titüsü Jeofizik Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Şerif Banş da, "Depre-
min ekonomiye vçrdigi za-
rar, Türkije ^bi gelişmekte
oian ülkelerde ancak 10 ile
30yıl arasmdatelafi edilebi-
Kyor" dedi.
f ' U î "
Oyunda Yer Alan Oyuncnlar: Onü ve Arkası
EROLMANİSAU
-3-
Brüksel çok mutluydu: 1994 yılında Anka-
ra'dakı hükümet, bü>ıîk sermayenin çoğunluğu
ve en önemlısi M
med>a" arkalanndaydı. Kim
karşı durabihrdi ki. tşler tam istedıkleri gibı yü-
rüyordu. AB hiçbır şey vermeden ve hiçbir yü-
kümlülük alüna gırmeden Türkiye'yi tek yanü
yükümlülük altına sokuyordu. Oysa Türkkamu-
oyu AB'den çok şeyler alındığıru sanmaktaydı.
AB'nın yamnda (ve içinde) Yunanistan da
Kıbns konusunda ödün kopanyordu: Oyun çok
güzel tezgâhlanmıştı. Yunanistan göstermelik
olarak, gümrük birliğinı' 'veto" edeceğını açık-
lamıştı. Eğer Ankara, GKRY'nin Kıbns Cum-
huriyen olarak AB ıle tam üyelik görüşmeleri-
ne karşı çıkmaz ise veto kalkacakü. Hükümetin
böyle bir şeyı "açıktan açığa" kabul ettiğini
söylemesi Türkiye'de deprem yarahr ve hükü-
metin maskesı düşerdi. "Sözlü olarak" anlaş-
ma sağlandı 6 Mart 1995 'te bir salonda imza tö-
renleri ile kutlamalar sürerken başka bir salon-
da da AB yetkılüen "sözlü" açıklamalar yapı-
yorlardı. GKRY üe görüşmeler derhal başlaya-
cak diyorlardı.
Başbakan'ın ve Dışişleri Bakanı'run verdiğı
sözler daha sonra AB Komisyon Başkanı tara-
fından birkaç defa açıklandı. Ankara neden kı-
zıyor kı, bız vardığımız mutabakat sonucu
GKRY ıle görüşmelere başlamıştık dediler. Ay-
nca 24 Şubat 1995'te AB Komisyon Başkanlı-
ğı yazıh bır açıklama ile bu mutabakatı 6 Mart
öncesinden de, resmı bir belge olarak açıkla-
mıştı ve dosyasına koymuştu. Bugün ajnen Ece-
vit'ın ve Cem'in yaptığı gıbi Şubat ve Mart
1995'te Çiller ve Karayalçın iç medyaya açık-
lama yapıyorlardı. Hiçbir şey oimayacak, ödün
falan verilmedi diyorlardı. Sözcükler hemen he-
men aynı idi.
24Haziran 1995'te AB- GKRY OrtaklıkKon-
seyı toplandı ve göstere göstere, Ankara hükü-
metının "oimayacak''' dediğı kararlan aldı Tür-
kiye'de "etküi çevreler" yeni yeni uyanmaya
başlamıştı. Bruksel göz göre göre Kıbns adası-
nın Türkiye'den kopanlması için siyasî ve hu-
kukî altyapryı hazırlıyordu. Sonbaharda MGK
önemlı bir karar aldı: Bu gidışe bır dur denecek-
h. Hazırüklaryapıldı ve ünlü 28 Aralık 1995 De-
mirel-Denktaş deklarasyonu açıklandı. Hükü-
met sessizdi, işlem "hükümete rağmen" yü-
rütülmüştü. TBMM'de kanşmışn: Birtakım do-
laplann döndüğü yeni yeni anlaşıhyordu.
66 maddelik Gümrük Bırhği maddesı Brük-
sel'de en az 300 kişı tarafından tüm aynntılan
ile bilınmesine karşın Ankara'da "gizleniyor-
du". Ece\it Şubat 1995'te kendısı soylemıştı:
"Ali Tiğrel'den istedim, bu gizli bir belgedir,
veremem dedi" demıştı. Keşke benden ıstesey-
dı: Ben Brüksel'dekı bıryabancı bürokrata tele-
fon etmıştim, "bunun gizliliği yok, herkes üze-
rinde zaten çauşıyor" dıyerek bana fakslamış-
ü. Hiçbir gizlılığı olmayan belge eski bır başba-
kandan ve tabıı Türk haikından gizlenıyordu.
Maddeleri üzerinde kimse tartışmasın, gerçek-
ler su yüzüne çıkmasın isteniyordu. Medya za-
ten bu konulara hiç girmiyor, yalnızca "Avru-
pa'ya giriyoruz" manşetleri atıyordu.
Türkiye AB'nin düpedüz vesayeti altına so-
kuluyordu, aydın çevrelerden, haUctan gızlenen
buydu. 6 Mart gectikten, ımzalar atıldıktan son-
ra ise, artık bunu tartışmayalım, belge ımzalan-
dı, şimdi vargücümüzle gereğıni yenne genraıe-
ğe çalışalım denecekti Ve bu da "planlandığı
gibi" öyle oldu. Hükümet, bazı büyük sermaye
çe\Telen ve Brüksel tam bır işbırliğı yapmışlar-
dı. Ancak hükümet içinde ne olup bittığinin hıç
farkuıda olmayan bakanlar bıle vardı.
Belpede neler vardı?
Bu belge ıle Türkıye, AB'nin tamamen dışın-
da olmasına karşın, bır tam üye gıbi yükümlü-
lük altına ginyordu. Neydı bu yükümlülükler?
- AB'nin (15'lerin) dünyaya karşı izledikleri
"ticaret polirikalanna" Türkıye otomatik ola-
rak uvacaktı. Brüksel bır ülkeye ticaret yasağı
koyarsa, kota koyarsa, anti-dampıng vergi koyar-
sa Türkıye de bunu uygulayacaku.
- AB ne kural getinrse, mevzuatı ne ohırsa,
Türkıye"nın işine geliyor mu? Gelmiyor mu?
dıye bakılmadan Türkiye tarafından da uygula-
nacaktı.
- AB'nin 15'ler dışındakı ülkelerle yapmış
olduğu ve ileride yapacağı tüm "imtiyazh tica-
ret anlaşmalanna" Türkiye de aynen, sanki
AB'nin tam üyesi imişçesıne uyacakta. Buna
Kıbns da dabildi.
- Türkıye AB dışındaki ülkelerle, "AB'nin
söz konusu ülkelerle yapmış olduğu ilişki düze-
ni dışına çıkamayacaktı. Ömeğın, AB'nin Azer-
baycan ıle imtiyazh bır ncaret anlaşması yoksa,
Tûikıye dışına çıkamayacaktı. Örneğin, AB'nin
Azerbaycan ıle imtiyazlı bir ücaret anlaşması
yoksa, Türkiye istese de Azerbaycan üe bir an-
laşma yapamayacaktı. Çünkü bu AB şablonuna
uymuyordu.
- Türk firmaları gümrük bırhği ile ıhtılaflar-
da, AB Adalet Drvanı'nın kararlanna uyacaktı.
Oysa Türkiye, Adalet Divanı içinde değildi, 15
tam üye ülkenin temsilcılen Divan'ı oluşturu-
yorlardı 6 Mart belgesınde, aslında, ıkı taraf
yoktu. AB içinde tam üyelerm "veto hakla" bu-
İunduğu için, Türiaye'ye taahhüt edılen husus-
larda bir üye veto kullanırsa, AB yükümlülüğü
işlemeyecekti. Nitekım parasal yardımlarda bu
sistem çalıştınldı ve AB, anlaşmada yer alma-
sına karşın malî yükümlülüklerinı yerine genr-
medi.
Açık bir biçimde göriilüyor ki, bu belge ile
Türkiye, kendi dışında, AB karar organlannın
verdiğı kararlan ve politikalan tek yanJı olarak
uygulamak durumunda bırakıhyordu. TBMM,
Ankara hükümetleri ve belirlı konularda Türk
yargı kurumlannın AB kurumlan tarafından ve-
riJen kararlara uyacaklardı. Bu düpedüz bir "sö-
mirge düzeni" getiriyordu. Türkiye AB'nin
vesayeti alnna alınmıştı. Ve AB sıfir maliyetle
bu işi başarmış, Türkiye'yi arka bahçesi duru-
muna sokmuştu.
AB ıle bu tür bir anlaşma yapan başka bır ül-
ke de yoktu, San Marino kasaba devleti hariç.
AB Karanm çofctan vertnlştl
Doğu Bloku'nun çökmesı, ıdeolojık ve aske-
ri tehdıdin ortadan kalkması AB'yı yeni poliri-
kalara götürüyordu. 1991 'de Maastricht anlaş-
ması ıle AB ortak dış polibka, tek pazar (tek se-
net), ekonomik ve parasal bırlık konulannda ye-
ni bir adım attt. AB artık, geleceğın "Avnıpa
Bûieşik DevleÖeri"ni hazn-lıyordu. tçerde bü-
tünleşme yoğunlasunldı. Bu devletlenn kınüer
olacağı da 1994 Essen doruğunda, ısımler behr-
rilerek ortaya kondu. Polonya'danBulganstan'a,
GKRY'den Malta'ya kadar yeni 12 ulkenın ad-
lan sayılıyordu. Ve Türkiye yoktu AB TÜrki-
ye'ye, geleceğin Avnıpa Birleşik Devletlen'nde
yer vermiyordu, Türkıye dışandakı komşubirûl-
ke, ya da gümrük bırhği ile vesayet altına ahn-
mış bir "arka bahçe" idi. Türkiye'nin AB ile
kurumsal ılişkılennde ülkenin ulusal çıkarlan-
m koruyacak bir büinçlenme, bir ortak görüş
yoktu. Herkes kendine göre, bir "Batınlaşma"
tanımı içinde, sisler arasmda mum ile yolunu
bulmaya çalışanlar gıbi dolaruyordu. Bana göre
Mecüs ve hüldimetler devre dışı idi. tşı. büyük
sermayenin bir bölümü ıle işbırlıği yapan bürok-
rasi, Brüksel' i de saçayağına katarak götürüyor-
du. AB'nin dışında bırakılan Türkiye'nin nasıl
bir yeni kurumsal yapılanma ile AB ilişkilerini
sürdüreceğı tartışılmıyor. araştınlmıyordu. Ar-
tık gümrük bırlığini esas alahm diyen sakat bir
görüş siyasete, bürokrasiye, iş çevrelerine ve
medyaya hâkım olmuştu.
SÜRECEK
Türkiye'deki 570.000 AnaBritannica
sahibinden biri de siz iseniz,
"Dünyanın Bir Numaralı Ansiklopedisi'nden
size bir haber, bir sürpriz, aynca özel bir
armağan var.
Formu doldurarakfaksya dapostayla bize ulaştınn; baberimizi öğrenın,
sürprizimizi duyun. AnaBritannica sabibi olarak 2000yılına özel
armağanmızla başlayın.
AnaBritannica sahipleri
bir adım öne!
AnaBritannica
Sahibi oldugunuz AnaBntannıca'nın herhangi bir dldinin başında,
Encydopsedia Britaflnka (Cbicago) saünyla başlayan sayfanın son paragrafındakı
© (Ccf/yngbV tanhfler)ını yazınız. „_
Adınız: Soyadmız: „_
Adresıniz:
Telefonunuz:
(Varsa) E-maiJ'iniz:
. (Varsa) Faksınız: .
Ana Yayıncdık A Ş Buyukdere Caddesı Uçyol Mevkiı No 'P'i Maslak 8<F25 tstanbul """V51
Faks. (0-212) 276 27 67 - 276 61 33 - 276 94 74 - 285 01 84 Tel (0-212) 286 15 20-23