24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ARALIK1999PAZAR 6 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK B Baştarafi I. Sayfada manşetinde böyle yazıyor. Destekleyici görüşler MHP'li bakanlardan geliyor. Mesut Yılmaz'ın de- mokrasinin Kürt'ü Türk'ü olmadığını söylemesine, örneğin Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu karşı çıkıyor. Bu sözler" diyor, "bölge ve etnik durvma göre demokraside farkiı uygulamalar olduğunu düşün- dürür". Yıllardır demokratik haklannın tanımı ve tanın- ması konulannda adeta uyurgezer politikaiar izle- yen Mesut Yılmaz'ın Diyarbakır atağı, doğal ola- rak inandıncı olmuyor. Türkiye çelişkiler yumağı. AB adaylığı pek çok konuyu ayaklandırdı. Fakat kimı konular var ki, ga- liba Türkiye bunlann çözümüne hazır değil, çözüm seçenekleri de yok! Gündemdeki kimi konular ise ikilem içinde. Idam cezasının kalkmasını onaylamaya hazır olan ke- simlere faili meçhul olmayan cinayetlerin sorum- lusu Öcalan anımsatıldığı zaman duraksıyorlar. Asmayalım diyenlerin elindeki tek koz, AB ülke- lerinin terörbaşının idamına karşı çıkması. Bu gerekçe tuhaf çağnşımlar yapıyor. ömeğin NATO'ya girerken geçirdiğimiz aşamalardan gü- nümüze uzanan kimi olaylarcanlıhk kazanıyor. Tür- kiye, güvenliğini sağlayacak şemsiyenin NATO ol- duğunu 1948-49'larda kavradı. Örgüte üye olabil- mek için girişimler başlattı. Fakat nafile! 1950'de iktidar değişti. Hemen ardından Kore savaşı baş- ladı. Bir Amerikalı general Ankara'ya geldi, Kore savaşına Türkiye'nin katılmasındaki erdemi yetki- lilere anlattı, Kore'ye bir tugay gönderdik. Kunuri savaşlannda büyük kayıplar vererek üstün kahra- manlık gösteren Türk askeri "yıldızlaştı"'. NATO'ya üye olmamızı sağlayan çeşitli neden- lerden biri, o sıralarda söylenen, belki de başta ge- leni, Kore savaşındaki Türk askeri ve verdiğimiz şe- hitlerdi. Şehrtler karşılığı NATO'ya girmemizin sağlandı- ğı -belki bugün anımsanmıyor ama- o zaman si- yasal kulislerde tartışıldı.. 48 yıl geçti. Avrupa dev- letleri öcalan'ı asmamamız için dayatıyorlar. AB'ye üyeliğine önkoşul gösteriyorlar. Böylece, gerçek- ten tuhaf bir manzara çıkıyor önümüze: 1950'ler- de söylenenlere göre, dün yüzlerce şehit NATO'ya girmemize olanak tanıdı ise... Bugün 30 bin şehitten sorumlu Öcalan'ı infaz et- memek AB'ye tam üyeliği sağlamakla eşanlama mı geliyor?.. Doğrusu soru, ilginç bir yaklaşım. Dış dünya daha gerçekçi mi? Kuşkusuz; AB'ye üyelik konusundaki siyasal ve hukuksal nedenlerin yanı sıra önümüzden böyie- si anı-kurgu biçiminde görüşler de gelip geçiyor. AB konusunda ne denli gerçekçiyiz acaba? Dış dünya sorunu daha soğukkanlı yaklaşımlarla irde- liyor. The Economist, "Türkler AB'ye aday olmakla herşeyin bittiğini sanıyoriar" diye söze başlıyor. Dergi, önce medyayı sonra tümüyle yönetim kadrolannı uyaran yaman, ama gerçekçi görüşler öne sürüyor. örneğin şu yargı gerçegi yansıtmıyor mu? "Türklerin tam da ABD ve IsraJI desteği ile böl- gesel bir güç olma duygusunu tattıklan sırada AB'nin bir parçası haline geleceklerini ve böyle- ce 'hükümranlık haklannın bir kısmını devretmek zorunda kalacaklannı' görmeleri, çok fazla hoşla- nna gitmeyebilir. AB üyeliği Batı yanlısı Türkler için de açmazlar oluşturuyor. AB üyeliği Türkiye'de 'devlet baba' zihniyetinin de artık kınlmasına yol açacak". Derginin yazıya uygun gördüğü başlık ilginç: "Atatürk'e elveda mı?" Economist'in irdelemelerine göre, gerçekten AB üyeliği pek çok açıdan "Atatürk'e elveda" anla- mına mı geliyor? Yorum sizin: Evet, ne dersiniz! Türk, Tantan'ı yalanladı 'Çakıcı'nın adı Türkbank dosyasmdan çıkanlmadı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, tçişle- ri Bakanı Sadettin Tan- tan'ın "Çakıcı'yı sorgula- mamıza izin vermediler" açıklamasını "Cumhuriyet başsavcthklanna resmi bir başvuru yapılmanuş" diye- rek yalanladı. Tûrk, Türk- bank yolsuzluğu dosyasm- dan Alaattin Çalacı'nın is- minin çıkanldığı iddialan- nı "hayal ürünü ve gerçek ch^" olarak değerlendirir- ken Çakıcı'nın bazı çevre- lerce iç politika malzemesi olarak kullanıldığını savun- du. Türk dün bakanlıkta yap- tığı basın toplantısında Ça- kıcı'nın Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu süre boyunca ifadesinin alındığına ilişkin bilgi bu- lvınmadığını bildirdi. Sor- gulama için tstanbul Emni- yet Müdürlüğü'nün, tstan- bul Cumhuriyet Başsavcılı- ğı ve DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na resmi baş- vuru yapılmadığıru belirten Türk, "Bu konudaki görüş- meler, Çakıcı hakkında ya- pılması gereken işlemkrie ilgili hukuki durumun de- ğeriendirmesiyk sırurh kal- nuşdr" dedi. Içışleri Baka- nı Sadettin Tantan ise izin istediklerini, ancak veril- mediğini savunmuştu. Çakıcı'nın iade edildiği 2 suç dosyası ile ilgili açı- lan davalar sürdüğünderı emniyet görevlilerinin sor- gulama yapmasına gerek olmadığını kaydeden Türk, "Çünkü kendisinin sorgu- bmması. bu davalara bak- makla görevfi mahkemeter- ce zaten yapılacakür"' dedi. Türkbank yolsuzluğuyla ilgili dosyanın da araların- da bulunduğu suçlarla ilgi- li olarak Fransa'nın izin ve- rip vermemesi olasılığının sorulması üzerine Türk, "tzin verilmemesi için bir neden görmüyorum" kar- şılığım verdi. Türk, bir ga- zetecinin Türkbank ihalesi ile ANAP ilişkisini anım- satarak "Izin istedik veril- medi acıklamasını yapma- smda Içişleri Bakanı'mn ANAP h olması etkili mi? 'Biz istedik izin vermedi- ler' mesajıiçinyapümışola- bflir mi" sorusu üzerine, yorum yapmak istemediği- ni söyledi. tmralı'nın fay hatu üze- rinde bulunması nedeniyle Abdnlbh ÖcaJan'ın yerinin değiştirilip değiştirilmeye- ceği yolundaki soru üzeri- ne dilekçeyi aldıklannı, an- cak henüz değerlendirme- diklerini söyledi. Türk, "Öğretmen istiyo- ruz" pankartı taşıdıklan için yargılanan öğrencilere ilişkin bir soruya, "Çocuk suçluluğu cezasıyenidenele ahnacak. Bütfln cezalar d- den geçirüecek" yanıtını verdi. Türk'ün, HSYK'nin Ankara DGM Savcısı Nnh Mete Yüksel ile ilgili kara- nna ilişkin olarak "Uyan cezasuun zikredilmesi bile ince bir uyandH-" şeklinde konuştu. Çoeııldara destek• Baştarafi 1. Sayfada yorum* dedi. Ecevit, öğretmen is- tedikleri için yargılanan öğrenci- lerle ilgili olarak şunlan söyledi: "Rahşan Ecevit'in ve Milli Eğitim Rakanımmn tepkisine \ ürekten ka- ühyorum. Bu çocuklar iyi niyetle öğ- retmen açüdanna dikkarkri çekmek istemişler. Kendflerine teşekkür et- mek gerekir. Rahşan Ecevit'indeme- dnde de betirttiği gibi hukuk düze- nimizde dengesizlikkr var. Çok ağu" ban suçlar için hafif, çok hafıf bazı suçlar için de düzen bozukluğundan, dengesizukten kaynaklanan aşın de- recede ağır cezalar öngörülüyor. Ço- cuklar için ağır cezalar öngörülüyor. O bakundan bütün huknk düzeni- mizin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu kolav değil, fakat bunun çerçeve- si çizilebilir. Cezalar arasındaki den- gesizüği gidermek gerekryor. Asluıda Rahşan Ecevit'in önerdiği. DSP'nin de benimsediği af tasansınm asıl ha- reket noktas», bu dengesizüklerin so- nucunu bir ölçüde gidennekti. Ama yeni dengesiznider eklcndi,o yüzden sorun hâlâ cözümlenemedL" Ecevit, birbaşka soru üzerine, Fe- nerbahçeli futbolculara gösterilen tepkilerde aşınya kaçıldığını söyle- di. Fenerbahçe'nin nasıl kurtulaca- ğuıa ilişkin soruya, "O konoda uz- man değüun" karşılığını veren Baş- bakan, futbola çocukluğundan itiba- ren ilgi duyduğunu belirtti. Profes- yonellık uygulaması başladıktan sonra takımlar arasında taraf tutma- dığını ifade eden Ecevit, milli maç- lan ve Türk takımlannın yabancı ta- kımlarla yaptıklan karşılaşmalan heyecanla izlediğini kaydetti. Başbakan Ecevit, Zonguldak Va- liliği'nde aldığı brifingden çıkarken de gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Ecevit, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın Diyarbakır'daki konuş- masının anımsatüması üzenne, "De- mokrasi bütün vatandaşlanmızm eşit olarak >ararlandığı srv^sal bir yapıdır. Bunun eksfldikleri otabünr. Fakat her etnik kökenden VTirttaşt- mız için a\m eksikliklerdir bunlar. Bu eksiklikkri gjderdikten sonra Kürt-Türk aynmıoJmaksızınbütün yurttaşlanmız yararlamr. Sayın Yü- maz bflinen bir gerçeği vurgulannş otayor" dedi. Ecevit, Doğu ve Gü- neydoğu'dakı olağanüstü halin kal- dınhnasıyla ilgili bir soruya da şu yarutı N'erdi: _ "Son olarak Siirt'ten kaldınldı. Ümit ediyorum ki kısa sürede Gü- neydoğu'da da kalduılacaktır. Çün- kü gûvenlik konusunda TSK'nin katküanyla geniş ölçüde rahatük sağlandL OHALin yerini aunası ge- reken düzentemeier yapüması gere- kiyor. Onlar üzerinde çauşıyoruz. Umanm kısa sürede OHAL kaldın- OHAL'in kalduılması için bölge- de ekonomiyi kalkutdıracak önlem- lerin de ahnması gerektiğini belirten Başbakan, 1998'de yatınmlan teş- vik için çıkanlan yasanın kapsamı- nın TBMM'de genişletıldığını anım- sattı. Ecevit. "Aynca o bölge ile tek tek ilgilenmek gerekiyor. Onümüz- deld curna Tunceli'ye gtdeceğun." Ecevit, Zonguldak'ta gazetecile- rin ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın Diyarbakır'daki konuşmasını anım- satması üzerine "Demokrasi, bütün vatandaşlarm eşit olarak yer aldığı sosyal bir yapıdır. Bunun eksUderi olabilir. Fakat ber etnik kökenden yurttaşlanmız için aynı eksiklikler- dir bunlar. Bu eksiknkleri giderdik- çeKürt, Türkaynmı olmaksızın bü- tün yurttaşlanmız yararlanır. Sayın YıbnazbiMnenbir gerçeği uygulamış oluyor" diye konuştu. Ecevit, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın "Anayasa değtşikli- ği yapılarak cumhurbaşkanlığına Ecevit seçilmeü" sözlennın anımsa- tılması üzenne, "Cumhurbaşkanu- ğma aday otanayı düşünmedim, dü- şûnmeyeceğim de" dedi. Eskl seçlm bölgeslnde hem alkış hem protestolarla karşılandı Başbakan Ecevit'e 'açız' isyanı ALİAYAROĞLU ZONGULDAK - Başbakan Bülent Ecevit, eski seçim bölgesi Zonguldak'ta hem alkış hem de protestolarla karşılan- dı. Ecevit, Zonguldak, Bartın ve Kara- bük bölgesindeki ışsızlığı gidermek amacıyla Türkiye Taşkömürü Kuru- mu'na (TTK) 4 bin 12 yeni işçi kadrosu verildiğini açıkladı. TTK'ye alınacak iş- çilerin 30 yaşın altında olması ve emek- lilik yaşınrn yükseltilmesi nedeniyle ba- zı yurttaşlar Ecevit'i protesto etti. Ece- vit, bazı çevrelerin Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını istemedıklerini belır- terek "AB'yegirmekoşuUannıkısasüre- de yerine getireceğiz" dedi. Ecevıt. Zonguldak'a 35 kilometre me- safedeki Çaydeğirmeni beldesindeki yurttaşlann köprü ve yol istegiyle karşı- laştı. tsteklerinin Ankara'ya ulaştınlaca- ğmı kaydederek yoluna devam eden Ece- vit, Zonguldak'a girişinde kent yetkili- leri tarafmdan karşılandı. Ecevit, Ma- denci Anıü'nda halka seslenırken, dep- rem bölgesirtde madencilerin gösterdiği çalışmalar nedeniyle şükranlannı suna- rak sözlerine başladı. Ecevit, "Madenci- ler sessiz sedasız sayısız can kurtardüar enkazdan.tlk önce maden işçilerinin gel- diğini. kurtarma işierine baştadıklaruu gördüm. Onlarla kıvanç duyuyorum, şükranlanmı sunuyorum" dedi. Hükümetin Zon- guldak, Bartın ve Karabük bölgesinin kalkınma- suıa önem verdiğini dile getiren Ecevit, bölgede- ki işsizliği azaltmak için 4 bin 12 yeni işçi kadro- sunun Başbakanlık'ça onaylandıgıru bildirdi. Ecevit, bu kadrolara işçilerin OSYM srnavı ol- maksızın açıktan kura ile atanacaklannı kaydetti. Ecevit, "lsçaerin işe aluımasında parnzanhk. ka- yırmacılık söz konusu obnayacakbr. Zonguldak halkının taşkömürüyie yakmdan aişkisini biHyo- ruz. Atamalarda maden şehitlerinin aileleri için karsılayan bazı yurttaşlar iş isteklermi dile getirdikr. (AA) kontenjan da aynldı" dedi. Hükümetin bölgeye yatınmlanm da sıralayan Ecevit şöyle konuştu: "Çaycuma havaalanı önü- müzdeki yıl \aşama geçnilecek. Yeni istihdam için yeni Fflyos limanı Projesi yap-işlet-d«Tet ile y^şa- ma geçnilecek. Bir işçi kunımu olan Kardemir al- dı. Bizde desteknyonız.3 yıl içindeinşaOah tamam- lanacak." Ecevit, Türk ekonomisinin Pasifık'te başlayarak Rusya'ya yansıyan kriz, petrol fiyat- lanndaki yükseüş ve Marmara depremıyle biı dar- boğaza girdiğini belırterek, hükümetin ekonomi- nin olanaklannı deNTeye sokmaya kararh olduğunu kaydetti. Türkiye'nin 20 ülkenin oluşturduğu G- 20'ler arasma alındığmı anımsatan Başbakan, yakın zamana kadar Türkiye'yi AB dışında tutma çabalaruun bulunduğunu bildirdi. Ecevit, "Ben, me- rak etmeyin, gün gelecek Avrupa kapımı- zı çalacak, ararmza katılın diyecek, de- dim. Öyle oldu. Son dönemlerde heyet üs- tüne heyet geldi ve aday olduk" diye ko- nustu. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini iste- meyen kesimlenn de bulunduğunu belirten Ecevit şöyle devam ettı: "Bizim bunlara sözk vereceğimiz yanıt yok. Eyiemte yanıt vereceğiz. Ekonomiile, insan haklanileya- nıt vereceğiz. Kimse boş hayallere kapüma- sın. Biz birkaç ay içinde ekonomideki ek- siknkleri tamamlayacağız. Şimdiden enf- lasyonun belini kırmaya basjadık. tnşaDah çokkısa süre içinde AB'ye tam üyelik şart- lanmyerine getireceğiz. ÂB'deyerimizi ala- cağa." Ecevit, Yunanistan'ın Ege'deki sorunla- n kabul etmediğini belirterek Türkiye'nin sorunlan dostluk ve komşuluk ilişkileri içinde çözmeyi arzuladığıru belirtti. Ece- vit, "Arannzda diyalog yoluyia sorunlan aşaum diyonız. Öyle umuyorunı kiüç-dört ydda raasa başmda Yunanistan'la sorunla- nmızı çözeceğiz" gorüşünü dile getirdi. Ecevit, Kıbns'm kuzeyınde ayn bir devlet olduğunu, BM'nin de açıktan ifade etmese bile bunu kabul ettiğini söyledi. Ecevit, Madenci Anıtı önündeki konuşmasınm ardından Zonguldak Valiliği'nin deprem bölgesi- ne yaptırdığı prefabrike konut ve kurduğu çadrr- lann örneklerini gezdı. Başbakan, olası deprem- lerde görev ahnalan için TTK tarafından kurulma- sı düşünülen arama kurtarma ekıpleri için de şük- ranlannı sundu. Ecevit, Genel Maden-lş Sendika- sı'nı, TTK'yi ve Zonguldak Karaelmas Üniversi- tesi'nı de ziyaret ederek yetkılilerden bilgi aldı. İstanbul Tabip Odası, SSK'deki yolsuzluk iddialannın amacını sorguladı 4 Bakan Okuyan neyin peşinde 9 ••G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada önümüzdeki yıllarda da elma, ayva değişik ağaç- laıia bu dostluğunu sürdürürsün." önce ağırdan aldım. "Kestane böyle birarkadaş- lığı kıskanmaz, ama daha zaman var" diye düşün- düm. 21 Kasım'daki, sararan kestane yapraklanna bu sütundan sevgi sözcükleri salladığım yazının ar- dından Prof. Necmettin Çepel'den aldığım mek- rup beni daha da cesaretlendirdi. Prof. Cepel mek- tubunun yanına bir de "Yaprağın Dili" adlı kitabını eklemiş. Kitabın içinde birkaç dal ilerledim, giriş ka- pısının üzerinde şu yazılı: "Doğayı tanıtmak isteyen kişi, doğa kadar geniş düşünmelidir." O an, yıl boyunca kestaneyle olan dostluğumu- zu, onun bana öğrettiklerini, her yeni bilgideki şaş- kınlıklanmı düşündüm. "Doğa kadar geniş düşün- mek...", ne kadar zengin bir söz... Artık öteden beri tanıdığım ceviz agacıyla selam- laşmamız daha değişik. Ona Prof. Cepel'in "Yapra- ğın D/7/"nden söz etmek isterdim, ama artık yaprak- lan yok, tümü döküldü. Ama olsun. Kestaneyle dostluğum da, en alttan en üste son yapraklan top- rakta eşitlenirken başlamıştı. Demek ki, baharda yepyenı, daha önce hıç katılmadığım, nasıl olduğu- nu bilmedîğim büyük bir şölene davetliyim. Hem öy- le üç gün beş gün değil, belki ayiar sürecek bir şo- len... Bu hayallerimin davetiyesi ise cevizin çıplak be- denindeki tomurcuk ormanlartydı. Nasıl birorman... Hani insan, ağaç bir yana, bir ana dalın yan dalla- nndan birindeki tomurcuklar arasında gezintiye çık- sa, kaç günde döner bilemem. Biraz denedim... 10-15 santim kadar uzunluğunda bırdalcık... Da- lın en ucundaki tomurcukla, yanlardaki çok farklı. Iki- sinin ayn ayn fotoğrafını görsem, "bunlardan biri Ni- jeryalı petrol işçisi öteki Finlandiyalı ün/vere/te ö j - rencisi" derim... Uçtaki tomurcuk, tombul. İç içe örülü kûçük ka- pakçıklardan oluşuyor olmalı. Dokundum, kesta- neninki gibi yapışkan bir koruyucu yok. Belki de dallar daha gınntili çıkıntılı olduğu için korunma ge- reği duymuyor. Zaten dalla iyicebütünleşmiş bir ya- nı var. Dalın alt bölümlerindeki tomurcuklar ise bir çam kozalağının yüzde biri küçüklüğündeki minyatürü- nü andınyor. Son derece düzenli yan çizgiler, onu kesen dikey çizgiler... Arada kalan eşit büyüklükte- ki yükseltiler. Boyu bir santimetreyi geçmeyen to- murcuktaki çizgileri saymaya çalıştım, 30'da bırak- tım... Ağaçtan büyük tomurcuklar Tomurcuklann içindeki devinimi görmekzor, ama öngörmek o kadar zor olmasa gerek. 6-7 ay sonra, demet demet yapraklan, onlann koynunda çiçek- lenip meyveye dönüşecek cevizleri düşününce o küçücük tomurcuk insanın gözünde büyüyor, bü- yüyor... Ceviz ağacından daha kocaman oluyor. Ak- lı fikri rüzgânn getireceği melodilerde, en küçük esintide kıpırdayıp duran dallann iç içe giren görün- tüleri, ucu görünmeyen bir derinlik duygusu veriyor. Bu görüntülerde oluşan çizgiler, geometricileri çıl- dırtıyor olmalı. Sabah, gölgelerin çiğlerle seviştiği bir saatte, ceviz ağacının yere yakın dallanndan birine tutunup gökyüzüne baktım. Üçgen, dörtgen, beş- gen, artıgen, onlarca gen... Kendi kendime sordum: - Her şekil bir pencere olsa, acaba cevizin kaç penceresi vardır? Yanıt ceviz ağacından geldi: "Sayman olanaksız..." •-»-' -Neden? "Biz tek boyutlu değiliz ki, bulunduğun yerden baktığında gördüğün bir şekil, bir adım atıp yeni- den baktığında mutlaka değişmiş olacaktır. Doğa sayıya gelmez..." Cevizin izini sürdükçe neler öğrenecegimi düşü- nüp heyecanlanıyorum... Prof. Cepel'in kıtabında okudum, paylaşmadan edemeyeceğim; eskiler yaşlı ağaçlan kesmek için ormana giderken, baltanın ucunu kumaşla kapatır- larmış. Çünkü baltanın keskin ucunu gören ağaçlar ürperir, dipteki fidanlann ölümüne neden olan bir st- vı salgılarlarmış... Doğada bir üst kuşağa vurulan her darbe, son- rakilere zehir mi oluyor ne! Okuyan tepki çekti. İstanbulHaber Servisi-Ça- lışma ve Sosyal Güvenhk Ba- kanı Yasar Okuyan'ın SSK'deki yolsuzluk iddialan- nı gündeme getirme biçimi, IMF'nin direktifleri doğrultu- sunda kurumun tasfiyesine yöneükyıpratma operasyonu- nun başlangıcı olarak nitelen- dirildi. İstanbul Tabip Odası yaptı- ğı yazılı açıklamada, Bakan Okuyan'ın sorumluluk ala- nındaki kurumun, argo üslu- buyla "SSK'yi öpüyorlar" sözleriyle gündeme gelmesi eleştınldi Yolsuzluk iddiala- nnın üzerine gıdılmesıne kimsenın itirazı olamayacağı belirtilen açıklamada, "Öden- meyen faturalan ödenmiş gi- bi göstererek karmısapkku- rumlarnu insafsızca suçlaya- rak ve SSK'yi kötüleyerek gündeme gelen Okuyan'ın şi- kâyet etmeye hakla > oktur, so- runlan kamu yaranna çözme görevi >-annr" denıldı. Okuyan'ın son çıkışıyla SSK'yi özelleştirmek için ka- muoyu oluşturmaya çalıştığı- na dıkkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "EVtF Türîdye Masası Şefı Cottarellı'ıün neleri 'kotarma- ya' çahşoğını bir kez daha an- uyoruz. Oy1e görünüyor ki IMF kararhdır. Ne acıdır ki CVIF'nin istedikkri birer birer gerçekleşmektedir. Lluslara- rası tahkim, memurlarm aüm güçlerinin azalnlması, tanm- da sübvansiyonlann kakbnl- masLgizliticaretanlaşmalan, sosyal gûvenlik sistemimizin MZA GUN TAKSIM SERGI SALONU'NDA Son kitabı "Kule" ve dtğer kitaplannı imzalayacak. dal Cad. iFraisız Korsoiosl'jğj yanı)Taksım Te!:252 33 i çökert&mesiiçinükadımotan sözdesosyal gûvenlik refonnu ve sırada bekkyen diğer yasa hazıruklan bu görüşümüzü destekler nkeuktedir. SSK'nİD tasfiyesi için operasyon sürdü- rülmcktedir." Açıklamada, SSK'deki sağ- lık hizmetlerinde yaşanan kri- zin nedenleri arasında kuru- mun parası ve olanaklannın yıllardır komik faiz oranlany- la çarçur edilmesi ve sağlık hizmetlerinde özel sektöre ak- tanlan katrilyonlar gösterildi. Akbulut, basını izlemek için hukuk kurulu oluşturdu Meclis eleştiri istemiyor Havcı uloşımına sis engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Esenboğa Havaalam, yoğun sis nedeniyîe yaklaşık 6 saat hava trafığine kapandı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Trabzon programını iptal ettı. Etimesgut Askeri Havaalam'ndan, Elazığ programı için Cumhurbaşkanı SûleymaB Demirel de yoğun sis nedeniyle 2 saat gecflcmeli aynldı. AYŞE SAYIN Yeni bir başlangıç yaptık. Evlendik. Mutluyuz. 17.12.1999 GÜNDÜZ-GÜLDEN İMŞİR BİR GÜNLÜK DOST Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı '...Hepsi de okuyanı doyuran, doyururken de acıktıran, varlıklardaki yerleşme sarsıntılannı depremlerini, onlarla birlikte boşluklan da duyumsatan ve o boşluklan dolduracak kaynaklan aramaya iten birbirinden güzel, birbirinden etkili metinler..." MUZAFFER BUYRUKÇU "...Bu kitap içi boşatılraamış dostluklann, içtenliğin ve alçakgönüllülüğün de bir el kitabı niteliğinde...". MELÎSA GÜRPINAR "...Akmen'in yazılannda, bilgeliğe özenmeyen kişilerin hoşgörülü kımıldanışlan var..." ADNAN BÎNYAZAR Cumhurb^ ÇajPazarlamaA.Ş. TürkocaftCad No.39/41 Kitapkuâbü (34334)Cağaoğiu-lstanbulTef:(212)5140196 ANKARA - Kıyak emeklilik haberlerin- den rahatsız olan TBMM. "itibanm koru- mak amacıyla" basm-yayın kuruluşlannı cezalandırmak için harekete geçti. TBMM Başkam Yıldınm Akbulut, yazılı ve görsel basında Meclis'e yönelik olumsuz yaymlar karşısrnda milletvekillerinin dava açabil- melerüu kolaylaştrrmak için bir hukuk ku- rulu oluşturdu. Basın yayın kuruluşlanrun TBMM ile ilgili haberlerine bir çeşit san- sür getirilmesi amaçlananbu girişim çerçe- vesinde, milletvekillerine basma dava aç- mak için her türlü hukuki bilgi ve belge top- lama kolaylığı sağlanacak. Kıyak emeklilik haberleri üzerine geçen hafta içinde toplanan başkanlık divamnda başta MHP'liler obnak üzere milletvekille- rinin "Meclis'in itibarmı yeterince koruya- mryorsunuz" eleştirilerine hedef olan Mec- lis Başkam Yıldınm Akbulut. alelacele bir hukuk kurulu oluşturdu. Yasal olarak TBMM Başkanlığf nın doğrudan yargıya başvurup suç duyurusunda bulunma yetki- si olmadığı için başkanlık, bu düzenlemey- le milletvekillerine bir çeşit damşmanlık yapılmasını amaçladı. Milletvekillerine önceki gün Yıldınm Akbulut imzasıyla gönderilen ve kurulla il- gili bilgi veren yazıda, "halkm egemenligi- ni temsiledenTBMM'nin işleyişi ve çahşma- lanna ilişkin haber, yorum ve eleştirüerde, kurulun saygmnğuu zedeleyen unsurlar bu- lunamayacağuun'' anayasa ve yasa hükmü olduğu anımsatıldı. Milletvekillerinin ya- sama dokunulmazlığmın anımsatıldığı ya- zıda Akbulut şu görüşlere yer verdi: "Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesi başta olnıak üzere çeşitli yasalanmızda TB- MNl'nin manevi şahsiyetini alenen tahkir vetezyifedenlereverflecek cezalardüzenlen- mektedir. Bu anayasal ve yasal durum çer- çevesinde başkanlığımmn tespitleri ve mfl- lers ckülerimizin bu konudaki diiek ve öne- rikri de dikkate ahnarak haber ve yaymla- n incelemek üzere bir kurul ohışturutanuş- tur. Bu kurul ulusal düzeydeyayın yapan ya- zıta ve görsel basın kuruhışlannda yer veri- lecek haber ve yayınlan izleyecek gerekiyor- sa ilgililerine gönderüecek yaalar ile baş- kanhkça yapılacak basın ve kamuoyu açık- lamalannı hazuiayacaknr. Kurul aynca, hu- kuki yoUara başvundması gereken durum- larda TBMM Hukuk Müşavirnği ile işbirn- ği içerisinde konuyla ilgili bilgi ve belgeleri derieyerek nıillenekillerinıizin takdirlerine sunacakrır. Sizlerin çok değerli katkılan de- mokratik parlamenter rejimimizin vazge- çümez kuriunu olan Mectis'imizin ve miDet- vekUlerimizin saygmhğma gölge düşürecek haber ve yaymlar karşısında gerekü hassa- siyetin gösterilmesini ve kurulun oluşturul- ma amacma uygun hizmet vermesinisağla- yacaktu*." Mektupta, milletvekillerinin bu konuda- ki taleplerine yanıt vermek amacıyla bir sekretarya oluşturuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle