Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16XRALIK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
UNICEF RAPORUNA GÖRE 1.2 MİLYAR tNSAN YOKSULLUK SINIRINDA
unya yo• UNICEF, dünya para
piyasalannda her gün 1.5
trilyon dolar el değiştirirken
600 bini çocuk olmak üzere
1.2 milyar insanın günde 1
dolar kazanarak yoksulluk
kıskacında yaşam
mücadelesi verdiğini
ortaya koydu.
EBRUTOKTAR
ANKARA -20. yüzyılda etkinliğini art-
tıran küreselleşme, dûnya genehndeki yok-
sulluk cephesini genişletti. Birleşmiş Mil-
letler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF),
dünya para piyasalannda her gün 1.5 tril-
yon dolar el değiştirirken 600 bini çocuk
olmak üzere 1.2 milyar insanın günde 1 do-
larkazanarak yoksulluk kıskacında yaşam
mücadelesi verdiğini ortaya koydu. 80'i
aşkın ülkede kişi başına düşen gelirin 10
yıl öncesine göre daha da azaldığına işaret
eden UNICEF, küreselleşmeyi eleştirdi.
UNICEF, piyasalann ulusal sınırlan aşarak
yayıldığını, sınırlı bir kesimin gelirini art-
tırmasına karşın elınde yatırım yapacak
kaynağı olmayanlann daha da yoksullaş-
tığuu \Tirguladı. UNICEF, "Kadınlar ve
erkekler eskiden de yoksuldu. Ancak bu-
gün. dünya ekononıisi zengin ve yoksul ül-
kelerde zengin >e yoksul haiklar arasmda-
ki uçurunıu daha da büyütûrken kadınlar-
la çocuklar eskisinden de yoksul konıuna
düşmektedirler" saptamasında bulundu.
UNICEF, 20 yüzyılın genel portresini
ortaya koyduğu araşürmaraporunda, "«an
edümemiş savaş* olarak tanımladığı çatış-
ma, AIDS ve yoksulluğun insan haklannı
tehdit ettiğini ve dünya gelişimini köstek-
lediğıni ortaya koydu. Yoksul kitlenin ezi-
cı çoğunluğunu oluşturan kadın ve çocuk-
lann 21. yüzyılın başında çok güç koşul-
Yatırımları Telekom yapacak, kân uluslararası tekeller tahsil edecek
Telekom haraç-mezat satılacakANKARA (Cıunhuriyet
Bürosu)-TBMM'de görüşü-
len ve alt komisyona havale
edilen Telekom'un özelleşti-
rilmesine yönelik yasa tasa-
nsıyla, stratejik bir alan tele-
komünikasyon sektörü, ya-
bancı-yerli aynmı gözetme-
den özele bırakılacak. An-
cak, sektör özele bırakılma-
dan önce Telekom'un mil-
yarca dolar harcayarak kur-
duğu yeni Numara 7 siste-
mi, tüm ara bağlantı ve yatı-
runlar devlete tamamlattın-
lacak. Özel sektör, kuracağı
bir abone santralıyla kânnı
tahsil edecek. Işletmeci şir-
ketlerle yapılacak imtiyaz
sözleşmeleri de yapılan ana-
yasa değişikliği uyannca
Danıştay'a yalnız görüş alın-
mak üzere sunulacak. Söz-
leşmelere tahkımin de ko-
nulmasıyla Türkiye'nin ve
kamunun çıkarlannın ko-
nmmasuıın olanağı kalma-
yacak. Tasanda. "aknilik"
adı altında şırketlerin yapa-
caklan sözleşmedeki hü-
kümlerin ve bılgilerin silin-
mesine kadar uzanan uygu-
lamalara meşruluk kazandı-
nlıyor.
Yerll yabancı
aynımyofc
"Telgraf ve Teiefon Kanu-
nu, Ulaşarma Bakanhğı'ıun
Teşkilat ve Görevleri Hak-
kında Kanun Ue Teisiz Ka-
nunu'nda Değişiklik Yapıl-
masuıa Dair" ısmiyle Plan
ve Bütçe Komisyonu'nda alt
komisyona sevk edilen, Te-
lekom'un özelleştirilmesini
içeren yasa hükümlen. stra-
tejik bir alan olarak görülen
telekomünikasyon sektörü-
nü yerli-yabancı aynmı gö-
zetmeksizin özel sektöre
açıyor. Haber-Sen Ankara
Şube Başkanı Abdullah
Kahraman ile Basın-Yayın
Genel Sekreteri Sevda E-
mer'in tasan üzerinde yap-
tığj incelemeler, çarpıcı so-
nuçlar ortaya çıkardı.
Telekom'u "Sennayesi-
nin tamamı devlete ait olan
tekd niteliğindcki mal ve hiz-
meueri kamu yaran gözete-
rek üretmek ve pazariamak
üzere kurulan ve gördüğü
kamu hizmerJeri dolayısıyb
örettiği mal ve hizmefJer im-
tiyaz sayüan KİT" anlarmna
gelen kamu ıktısadi kuruluş
(KİK) statüsünden çıkaran
tasan, Telekom'un yüzde
49'luk hissesinin yüzde
10'unun Posta lşletmesi'ne,
yüzde 5'inin çalışanlara,
yüzde 34'ünün de blok ola-
rak satışını öngörüyor. Tasa-
nda, "İşletmecüer veya tele-
komünikasyon sektöründe
yer alan gerçek ve tüzelkişi-
ler. yeıü, yabancı veja ulus-
lararası şirketlerte sınır ötesi
telekomünikas} on hizmetle-
ri dahil telekomünikasyon
alanında mevzuat hükümle-
rine uymak kavdrvia her tür-
lü tkari sözteşme akdedebt-
Mrler*' denilerek, çokuluslu
tekellere Türkiye kâr kapısı
yapıhyor.
GSM 1800 adındaki cep
telefonu lisans satışlannı da
düzenleyen tasan, 2003 yılı
sonuna kadar Telekom'un
sektördeki tüm altyapı yatı-
nmlannı, bağlantılan yap-
tıktan sonra işletmecilere
kân tahsil etmek üzere dev-
redilmesi sonucunu doğura-
cak. işletmecüer ise, yalnız-
ca bir abone santralı kura-
rak, Telekom'un yapacağı
diğer abone, ana dağıtım ve
ara bağlantılanm kullanarak
hizmet karşılığı tahsilat ya-
pacaklar. Işletmecilerin bu iş
için ücret ödeyip ödemeye-
cekleri bile yapılacak söz-
leşmeyle belirlenecek. Tele-
kom ise, tazminatuu ödeye-
rek işletmeciye verdiği hiz-
met görevini geri alabilecek.
PTT'nin SÎT alanı dahıl,
haberleşme hizmeti için ge-
rekli gördüğü alanlara el
koyma, kamulaştırma hak-
kının tasanyla işletmecilere
de tamndığına dikkat çekili-
yor. Maliye Bakanlığı kamu
arazısiyle ilgili bu tür bir uy-
gulamaya karşı yargıya ıti-
raz etse bile imtiyaz sözleş-
meleriyle tahkimin geçerlı
kılınması nedeniyle Türk
yargısına göre değerlendir-
me yapılamayacağı belirtili-
yor.
3. kişilerin, bir gerçek ya
da tüzelkişiden alacağına
karşılık bu kişinin telefonu-
na haciz koydurma hakkı da
kaldınhyor.
Işletmecilerin verecekleri
hizmet karşılığı alacağı üc-
retlerin benzer konumdaki
kişiler arasuıda aynm gözet-
meyecek biçimde düzenlen-
mesi genel ilkesinin *top-
hundaki ihtiyaç sahibi ke-
simlere özelve kapsamı apk-
ça ve smırü olarak betirten-
miş koiavhklar sağbuunast-
nı engeflemeyeceği'' hükme
bağlanarak, eşıtsizlik yasal-
iaştınlmış oluyor. Tasanda-
ki "şeffaflık'' ilkesi adına
dıkkatı çeken bir madde de
şöyle:
"tmzatanan ve knnımda
muhafaza edilen tüm ara
bağJana anlaşmalan aleni-
dir,şu kadar ki, kurum taraf-
lannticarisniannı korumak
için ilgfli södeşmelerde ge-
rekli hükümlerin veya bügi-
kerinsüinmeside dahil olmak
üzere çeşitli önlemler alabi-
fir."
Işletmecilenn birbölgede
tekel oluşturmasına göz yu-
muluyor. Ancak tekel olan
bölgelerde tarifelere Teleko-
münikasyon Üst Kurulu'nun
suur koymasından söz edilı-
yor. Telekomünikasyon sek-
törüyle ilgili pek çok karan
almaya yetkılı kılınan ku-
rulun, piyasada yüzde
10'dan fazla paya sahıp olan
işletmecilerin göstereceği
adaylardan bir tanesi, Türki-
ye Odalar ve Borsalar Birlı-
ği ile Rekabet Kurulu'nun
göstereceği adaylardan bir
kişi, Ulaşürma Bakanlı-
ğı'nm önereceği 2 kişi ve
Tüketici Haklan Derne-
ği'nden bn- kişiden oluşma-
sı öngörülüyor.
Peşkeş çeklliyor
"Bu kurulun görevi ashn-
da, de\1etten özel sektöre
kaynaklann sağhkh akışjuu
sağbmak" dıyen Haber-Sen
Ankara Şube Başkanı Kah-
raman, Telekom personeli-
nin önce işçi yapılacağını,
ancak özel sektöre devredil-
miş işte çahşmak istemeyen-
lerin başka bir kamu kuru-
munda memur olarak göre-
vine devam edebileceğini
belirtti.
Kahraman, kişinin göre-
ve başladığı kamu kurumun-
da Telekom'dan daha duşük
ücret geçerliyse çalışana bu
ücretin ödeneceğini. aradaki
farkm Telekom tarafından
karşılanacağını. ancak söz
konusu çalışanın ücretinin
yeni çalışmaya başladığı ka-
mu kurumundakı ücretlerle
Telekom'daki ücreti eşit dü-
zeye gelene kadar maaş arü-
şından faydalanamayacağı-
nı anlatü. Dünyadaki özel-
leştinne uygulamalannda
görüldüğü gibi bir süre son-
ra özel sektör tekellerinin
oluştuğuna ve şehiriçi gö-
rüşmelerin pahalı, uluslara-
rası görüşmelerin ucuz tari-
felendirihnesi yöntemine
gittiklerini kaydeden Kahra-
man, "1924'tenberivergiler-
le oluşan kamu birikhnleri
özel sektöre peşkeş çekffiyor.
Telekom gibi altm yumurt-
layan ta\r
uğu yumurta fiyab-
na satacaklar** dedi.
Forbes:
Telekom
islenmemiş
elmas
NEW YORK (AA) - Amerikan iş dûnya-
sının önde gelen dergilerinden FORBES,
özelleştırme kapsarrundaki Türk Telekom'u,
"yontuunamış bir elmas" olarak nitelendir-
di. Türk Telekom'un ılk kez 1994 yılmda sa-
nlmasının planlandığını kaydeden FORBES,
5 yıl içinde, şırketın değerinin 20 milyardan
10-15 milyar dolara gerilediğiru ifade etti.
Koç Holding Yeni İş Gelıştirme Koordi-
natörü AK Koç, dergiye yaptığı açıklamada,
"Türk Tetekom'un, beceriksizUk yüzünden
pek çokyaünmfirsatmıHehenic Telecomnıu-
nications Organization (OTE) adlı "iuııan fır-
masına kaptınüğını" ıfade etti.
Dergi. Özelleştırme Idaresi Başkan Yar-
dımcısı Hakkı Sürei'ın Telekom'a dönük gö-
rüşlerine de yer verdi.
Sorunlara rağmen Türk Telekom'un hâlâ
cazip olduğunu kaydeden Amerikan dergi-
si, kurumun kârlı olduğunu, borcu buhınma-
dığını ve 3.3 milyar dolarlık cirosuna karşı-
lık 1.2 milyar dolar net kâr sağladığmı vur-
guladı. Telekom yıl sonunda, 17 milyon hat-
la dünyanın en büyük 14. teiefon şirketi ola-
cak.Dergı Telekom'un gelişmesini eski cum-
hurbaşkanlanndan Turgut Ozal'a borçlu ol-
duğunu ve telekomünikasyona büyük önem
veren Özal döneminde kapasitenin yılda 2
milyon hat artağını hatırlattı. Eski hükümet-
lerin Türk Telekom'u bir türlü satamadıkla-
nnı belirten dergi, satılacak diye şirkete ya-
pılan yatınmlann da azaldığını ve 1993'te
1.2 milyar dolar düzeyinde iken 2 yıl sonra
400 milyon dolar düzeyine ındiğini beürtti.
larda "ayakta kauna mücadelesi'' verdik-
lerinin saptandığı raporda, her gün 8.500
çocuk ve gencin, 2.500 kadının AIDS ne-
deniyle öldüğüne işaret edildi. 20. yüzyı-
lın iç karartıcı yanlanna dikkat çekilen ra-
porda, "Üerlemeııhı me>f
velerisden herkes
yararianamanuştn*. Bu meyveier, özeUikk
kadmlardan ve çocuklardan esirgenmiştir.
Dünyadaki her dört insandan biri yoksul-
dur" denildı.
Raporda, Güney Asya'da 1986 yılında
^ ^ ^ ^ _ ortaya çıkan AIDS'in bugü-
ne kadar yanm milyon çocu-
ğun ölümüne, 11 milyon ço-
cuğun öksüz kalmasına yol
açüğı belırtılerek "Bu çocuk-
laruı bü\ük çoğunluğu Sah-
ra-Güneyi Afrika'dadır. Şim-
di salguı, Güney Asya'yı ve
dünyanın başka bölgelerini
tehdit etmektedir. Her a> 250
bin çocuk AIDS \irüsü kap-
maktadır. Yahuzca 1998 v>
Iında AIDS yüzünden 900
bin kişi ölmüşrür ki bu sayı
Bosna'daki savaşta öJenleha
saysaun üç kaüdır" denildi.
Hükümetlerin sosyal hiz-
metler için gereklı ödenek-
leri ayırmadığına işaret edi-
len raporda şu saptamalarda
bulunuldu:
Tûrkrye TekstiL Örme ve
Giyim Sanayü İşçileri Sen-
dikası (TEKStF) Bakırköy
Şubesi'nce İkitelhde dün yapılan basuı açıklama-
sında, çalışanlann örgütlenme ve sendikalı olma
haklannın önündeki engellerin kalkmadığına dik-
kat çekildL Açıklamada, "Natura Tekstü'de işe baş-
layan işçiler, emekülik güvencesi Ue çalışünlmaya
başladılar. Ancak verflen vaatler, işçilerin sendika-
WKSÎFü)Meylemy(iptı mıza üye olmak istemele-
riyle sona ermiştir" denDdL
TEKStF'e üye olmak iste-
yen işçilerin işten çıkankbğının beürrildiği açıklama-
da, işverenlerle yapdan görüşmelerden ohımlu bir
sonuç annamadığı kaydedildi Sendika üyeleri, ça-
hşanlar üzerinde baskı oluşturmak amacıyla yapı-
lan bu uygulamalara son verflene kadar direnişleri-
ne devam edeceklerini vurguladılar.
Vergi ödemek
hiç bu kadar
kolay olmamıştı!
Artık vergi dairesine gitmeniz gerekmeyecek.
* ." Herhangi bir İktisat şubesine uğrayarak
vergilerinizi kolayca yatırabilirsiniz. . • "
Kuyruk yok, bekleme yok. • ' -
*'
;
• Güler yüz ve hizmet? Memnuniyetle.
(0212) 274 16 16
www.iktisatbank.com.tr
İKTİSAT
Memnuniyetle
Yoksulluk tuzaflı
Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'nün tahminlerine göre,
gelişmekte olan ülkelerde
yaşlan 5-14 arasında olan
250 milyon çocuk işçi var-
dır. Yaşlan 5-11 arasuıda 50-
60 milyon kadar çocuk da
tehlikeli koşullarda çalış-
maktadır. Gelişmiş ülkeler-
deki yoksulluk da daha geniş
kesimleri felç ediyor. Rusya
Federasyonu'nda çocuklann
yüzde 26.6'sı, ABD'nin yüz-
de 26.3'ü, lngiltere'nın yüz-.
de 21.3'ü, İCarya'nuı yüzde
21.2'si, Avustrarya'nın yüz-
de 17.1'i, Irlanda'nın yüzde
14.8'i, Ispanya'nuı yüzde
13.1'i, Fransa'nm yüzde
9.8'i, Avusturya'nın yüzde
5.6'sı, Norveç'in yüzde 4.5'i
yoksuldur. Gelişmekte olan
ülkelerdeki dış borçltr ise
sağlık ve eğitime yeterli kaj-*
nak ayntaıasuıı engellıyor
Bu da çocuklann esenliğini
önemli ölçüde etküiyor. Yok-
sul ülkelerdeki nüfusun yüz-
de 30'u günde 1 dolardan az
parayla geçiniyor. Latin
Amerika'da nüfusun en yok-
sul yüzde 20'lik dilimi ulusal
gelirden ancak yüzde 3 pay
almaktadır.
Kişi başına ortalama gelir
40 ülkede 1990 yılmdan bu
yana her yıl yüzde 3 arttı.
Ancak 55 ülkede kişi başına
düşen gelir aynı dönemde
azaldı. 80'i aşkın ülkede ise
10 yıl öncesinin altına düştü.
Dünyanın en zengin beşte bi-
rinin toplam dünya gelinn-
den aldığı pa>; en yoksul beş-
te binnin aldığmdan 74 kat
daha fazla. Zengin ülkelerde
yaşayanlann yüzde 12'si de
yoksulluğun etkısi altında.
Safllık
Her yıl 585 bin kadın gebe-
lik ve doğum komplikasyon-
lan nedeniyle ölüyor. Gehş-
mekte olan 27 ülkeden sade-
ce Belize, Burkina Faso, Na-
mibya, Nijer ve Uganda. büt-
çelerinin yüzde 20'sinı temel
sosyal hizmetlere ayvnyor.
Çatı$matar
Son 10 yıl içinde silahlı
çatışmalarda 2 milyondan
fazla çocuk öldü, 6 milyonu
aşkın çocuk sakat kaldı.
Uluslararası sılah ticaretinin
genişlediği koşullarda, 20.
yüzyü sonlannın iç savaşla-
n da insanlann güvenliğini
tehdit ediyor ve açık katli-
amlara yol açıyor. Bu ortam-
da, daha geniş kesimler ser-
seriler tarafından yönetüiyor
ve terörize ediliyor.
Dünyadaki en yoksul ül-
kelerin yansından çoğu sü-
rüp giden ya da eli kulağın-
da bunalrmlar içindedir. Top-
rak talepleri ve hafif silahla-
nn yaygınlaşmasının körük-
Iediği çatışmalar, dış güçle-
rin toprak, değerÜ madenler,
petrol ve Asya söz konusu
oldugunda afyona yönehk aç
gözlülükleri yüzünden daha
da azmaktadır.
Slddet
Sanayüeşmiş ülkelerde ise
kitle iletişim araçlan ve eğ-
lence sektörü aracıhğıyla ka-
dınlann ve çocuklann ya-
şamlanna nüruz eden şiddet
olgusu vardır. Aile içi şiddet,
en direngen toplumlarda bile
ıstatıstıklere yansımasa da
kültüre damgasuu vuran bir
türdür.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kiiltüp Politikamrz
Şu anda CD-çaiarda, Fazıl Say"ın son CD'si dönü-
yor Daha önce Bach ve Mozart'ı yorurnladığı CD'le-
rinde solo çalıyordu. Georg Gershvvin'i yorumladığı'
son CD'sinde, "Rhapsody in S/ue"yu Kurt Masur'un
yönettiği New York Filarmoni orkestrasıyla çalıyor. "/
Got Rhythm", başlıklı yaryasyonlarda da, aynı şef ve or-
kestra Fazıl Say'a eşlik ediyor.
"Porgy and Bess "den aranje ettiği dört parçada, us-
ta cazcılann eşliğinde çalıyor. Diğer parçalan gene so-
lo olarak yorumlamış. Hepsi birDİrinden güzel...
Müzikte ilişkim, sadık bir dinleyiçi olmanın ötesine
geçmez. Kaldı kı; zaman zaman, büyük cehaletler de
sergileyebiliyorum. Hele müzik "zevkim" bu isin erbabı
kimi dostlanmı, "intihanneşiğine" kadargetirmişt. 'Mu-
sa Baba'dan Müslüm Baba'ya; Zeki Müren den, Eb-
ru Gündeş'e; Serdar Ortaç'tan, Sevtab Erener'e;
Scanlatti'den Dvorak'a kadar, her türlü müziğı dinler
ve zevk alınm. Nat King Cole'den de duygulanınm.
VVagner'den de; Grup Yorum'u dınlerken de heyecan-
lanınm, Hasan Mutlucan'ı dinlerken de...
Fazıl Say'ı, Ahmet Say'ın "gün/üfrierinden (adını bil-
meden) anımsıyoaım. "Piyano dersleri"ne gitmek ve
gelmek, zaman zaman günlükierinde yer tutardı. Ben
de, "Acaba bu çocuk ne yapıyor?" diye merak eder-
dim. Daha sonra, Gülgün Say'la birkaç kez "kitap im-
zası" arkadaşlığı yaptık. Ama önceleri, Fazıl Say'ın an-
nesi olduğunu bilmiyordum.
(Şimdı Fazıl Say'ın CD'si brttı ve CD-çalara, bir baş-
ka usta piyanistimiz Hüseyin Sermefin. Naoto Oto-
ko yönerjmindeki Tokyo Senfonı Orkestrasıyla birlikte
yorumladığı, Bela Bartok'un 3 Numaralı Piyano Kon-
çertosunu koydum.)
Fazıl Say'ın son CD'sini aldığım gün, Cumhuriyet'te-
ki posta kutumda, "Uçak Notlan" başlığıyla yayımladı-
ğı ve Müzik Ansiklopedisi Yayınlan arasında çıkan bir
"deneme-anr kitabını buldum. Bir insanın piyanosunu
dinlerken, yazdıklannı okumak, bayağı keyiflı oluyor...
(Tavsiye ederim.)
Müzik konusunda yazdığı denemelerin beni çok faz-
la "sarmadığını" itiraf ederim. Fakat yaşamı hakkında
yazdıklannı okurken ve kendisine katkıda bulunanlara
karşı vefa duygulannı dile getirdıği bölumlerde, ınanın
birlikte yaşar gibi oldum. Say, hocası Mrthat Fenmen'i
şöyle anımsatıyor:
"... 1982'de konservatuvara girdikten birkaç ay son-
ra hocam Mithat Fenmen öldü. Bunu aklıma hiç getir-
memiştim. Hayaletgibigezinmeyebaşlactım. Soğukve
yağmurtu bir günde cezanesı kaldınldı. Cebecı Mezar-
lığı'na gıttik. Çok üşüyordum. Yaşamım boyunca böy-
le ûsümedim hiç.
Ölümünden birkaç gün önce Bach 'ın Mi Majör Fran-
sız Süiti'ni çalmıştm. Yetennce çalışmadığım için o gün
öyfe kötüydüm ki hocam yumuşak birsesle, 'Galiba bi-
raz uydurma çalışmışsın' demişti... (Bu süit) büyülü gi-
bidirbenim için. Bu eserde sanki bırgiz vardır. Yıllar bo-
yunca çalıştım bu yapıta, inatla çalıştım, bir tutku ha-
linde. Âradan tam 16 yıl geçmişti. 16 yıl sonra'Bach'
piağımın kaydı için.... Gradignan'a gitmiştim. Üçüncü
ve son güridû burada. Kayıt bitmiş, tonmeister ve bi-
zim ekiple, bu olayı kutlamak için aksam yemeğindey-
dik. Tıka basa yemiş ve biraz da içmiştim. O sırada ak-
lıma Mithat Hoca geldi. Başımı eğıp bir süre düşündüm,
sonra ayağa kalkıp stüdyoya gitmek ıstedığimi söyle-
dim. Şaş/rd/lar. 'Fransız Süitini yeniden çalacağım' de-
dim. Döndük stüdyoya, kayda geçmek için kırmızı ışık
yandı ve yapıtı Mithat Hoca 'nın anısına baştan sona bir
kere çaldım. Tek bir kere ve kayıt bitti..."
(Tahmın edecegmiz üzere, ben de o süiti beş on kez
dinledim. Umanm sızter de dinleyebilırsiniz.)
Devtetimiz yillardan beri müzik eğitimi için yurtdışı
burs vermiyormuş. Çıkabilenler, kendi olanaklan ya da
yabancı kültür kurumlannın bursuyla gidebiliyoriarmış.
AJIah bilir nice Fazıl Say'lar pariamadan sönüyor. Oysa-
ki bu çocuklanmız, ütkemizin adını göklere taşımaya ha-
zır ve aday çocuklar.
Fazıl Say Berlın günlerini şöyle anlatıyor
"... 1993 yılında Bertin 'in kültürel olanaklanndan çok
yararianmışbm. O yıl, belki 250 konsere gitmiş olabili-
rim. Kütüphanelere dadanmıştım, plak ve partisyon
alırdım ödünç olarak. Orkestra müziğinin ve piyano
edebiyatının birçok eserini bu dönemde analiz ettim.
Tabii ki en sıkı dosttanm Türk müzikçilerdi. (Çağatay
Akyol ve Emre Tamer)... Kafadariığımızın eksenınde
müzik vardı, ama Bertin gibi bir metropolün tadını çı-
karmak için epey zaman harcardık... Türk kıraathane-
lerine de sıkça gidip maç seyrederdik. özellikle Türk ta-
kımlannm Avnıpa kupası rnaçlannı... Küfrederek, tanı-
dık tanımadık birbirimize şaplaklar atarak, bağınp ça-
ğırarak, uzun uzun yuh çekerek..."
Cevremdeki bazı "genç taraftartann", düşman ol-
duklan Türk takımlannın Avrupalılarla yapılan maçlarda-
ki tutumlan aklıma geldikçe siniıieniyorum. Hele tribün-
lere astlan, "kontr-flamalardan" nefret ediyorum. Yurt-
dışındaki insanlanmızın mağlubiyetler sonrasındaki hüz-
nü, galibiyetler sonrasındaki mutluluğu aklıma geliyor...
Kimi zaman, boğazıma bir yumruk tıkanıyor.
On para etmez birtakım insanlara] "devlet sanatçılı-
ğı" payesini vermek isteyen devletimiz, yüzümüzü ağar-
tan bu çocuklanmıza acaba ne veriyor? Gerçekten
bilmek isterdim. En iyisi son sözü gene Fazıl Say'a bı-
rakalım:
"...Piyano çalarken nıhumun en uzak köşelerinde
saklanmış güzellikleri bulup çıkarmaya çalışınm. Gûl-
düren ve ağlatanla birfikte, binlerce derin duygu... Ara-
dığım duygulan bulamamak beni deli eder. Reddedil-
miş olmak gibidir bu. Dünyadan koyulmuş olmak gibi-
dir. Aradığımı buluncaya kadar evin içinde çılgınca ora-
ya buraya koşar dururum..."
Türkiye'yi Fazıl Say gibileri yüceltecek. Şimdilik Tür-
kiye onlaria gurur duymayı bilmese bile...
Yard. DOC. Dr. Nail Alkan
'AB
y
ye henüz
hazır değiliz'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Ankara Üniversi-
tesı Avrupa Topluluğu Uy-
gulama ve Araştırma Mer-
kezi (ATAUM) Başkanı
Yard.Doç.Dr.NaaA]k«n,
üniversitelerin ilgili birim-
leri ile bakanlıklann Türki-
ye'nin Avrupa Birliği'ne
(AB) hazn- hale gelmesi
için işbirliği yapması ge-
rektigini söyledi.
AB'ye aday ülkelerde
"Avnıpaedebiyatı.demok-
rasi ve insan haklan" ders-
lerine geçildiğini kaydeden
Alkan, "Şu anda ABye ha-
zır değiliz. Bu konuda sa-
bırsız oünamalıyız. Ama
önceiUdi adun, Kopenhag
Kriterferi'ni yaşama geçir-
mek" dedi. Alkan, ölüm
cezasının kalkması gerek-
tiğine işaret ederken Türki-
ye'nin Avrupa'ya tarutı-
mmda da yeni bir sayfa
açıldığını vurguladı.
Türkiye'yi AB'ye hazır-
lamak için ülkedekı bakan-
lıklann dış ilışkıler genel
müdürleri ile üniversitele-
rin ilgili bölümlerinin iş-
birliği yapması gerektiğini
söyleyen Alkan, "Bn
amaçla, ocak aymda tamş-
ma topiannsı yapacagrz.
Yaşama geçirUmesi gere-
ken projeteri, progranuan
konuşup daha sonra da da
koordme edeceğiz" dedi.
AB adayı ülkelerde Av-
rupa edebiyatı, demokrasi
ve insan haklan derslerinin
önem kazandığım kayde-
den Alkan, Türkiye'deki
okullar ve üniversitelerin
de buna göre programlan-
ması gerektiğini söyledi.
Alkan. "Türkiye'nin AB
adayhğuun açıklanması ile
biz de programlannuz!
güncelleştireceğiz'1
dedi.