25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
li ARALIK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye, uluslararası sermayenin anayasasını ABD ile yaptığı bir anlaşmayla kabul etti MAI artık iç hukukumuzdaEŞIK KANSU / BANU SALMAN ANKARA - Türkiye, ABD ile yapüğı bir anlaşmayla Dünya Ticaret Orgütü (VVTO) ve Çok Taraflı Yatınm Anlaş- ması'nın (MAI) halen tüm dünyada tar- tışnalara neden olan öEgörûlerini tek ta- rafı kabullendi. TBMM'de 7 Aralık 19*9 gûnü onaylanan ve 4485 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Ue AvBD Hûkümeti Arasında Ticaretve Y*- t ı n n tüşkilerinin Getistirümesine tfiştdn A nfaiynanın OflgyUnmaonııı L ygUll Bu- hmduğunaDairKanun" ile Türkiye'nin kabullendıği ve DTÛ'nün, MAI'nin ön- göniüğü kımi uygulamalar şöyle özetle- nebilir: -Tüm vatinm önlemlerindenve koru- nvacıhklan vazgeçecek. - Yüksek teknoloji üreten ABD çıkar- lanna yönelık olarak fıkri mülkiyet hak- lanna güvence verecek. - Tûrkiye NAFTA üyesi olmadığı için ABDliyabnınalar tektarafh olarak tah- kime gûebüecek. Türkryeti girtşimciler ise ABD'de olası yabnmlan için aynı ola- n«lrtan yararlanamgyarak. - ABD, özellikle GAP bölgesinde ku- rulacak serbest bölgelerde Türkiye'de yapacağı yatınnılann kâr ve katma de- ğerini herhangi bir engelle karşılaşma- dan yurtdışına transfer edilebilecek. Bu • • • Anlaşma gereğl Türkiye'nin kabullendikleri: 1- Tüm yatınm önlemlerinden ve korumacılıktan vazgeçecek. 2- ABD çıkarlanna yönelik olarak fikri mülkiyet (özellikle teknoloji alanında) haklanna güvence verecek. 3- Türkiye NAFTA üyesi olmadığı için ABD'li yatınmcvlar tek taraflı olarak tahkime gidecek. Türkiyeli girişimciler, ABD'de olası yatınmlan için aynı olanaktan yararlanamayacak. 4- ABD, özellikle GAP bölgesinde kurulacak serbest bölgede Türkiye'de yapacağı yatınmlann kâr ve katma değerini herhangi bir engelle karşılaşmadan dışan çıkarabilecek. Bu serbest bölgelerde ABD yurttaşlanna çalışma olanaklan tanınacak. seıbest bölgelerde ABD yurttaşlarmaça- kûm ile tüm dışalım vergilerinin azaltıl- veya taraf olduğu diğer belgeler çerçeve- lışma olanaklan tanınacak. Anlaşmanm önenüi maddeleri Anlaşmanm 1. maddesi. "Taraflar, karşüıkh yarar sağlayacak şekflde, mal- Unn ve hiznıetlerin değişiminii] kolay- laştmlması ve teşvikedilmesi ve uzun va- deti kalkınma için uygun koşullann ve kendi vatandaşlan ve şirketleri arasm- daki tkaretin çeşitüliğinin güvence attına nhnmaa içingerekli tedbirkri alacakbr- dff" hükmünü ıçeriyor. MAI ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu Türkiye sözcüsü GayeYıhnaz, bu maddenın tek başına OECD'de imzalan- ması başanlamayan, hükümet sözcüle- rinin "kabul edilemez nitefikte" olduğu- nu ifade ettikleri MAI ile başansızlıkla sonuçlanan son DTÖ Bakanlar Konfe- ransı'nın gündem maddelerini kapsaya- cak denli "esnek ve befirsiz bir dflde ya- züdığmı" belirtti. Gaye Yılmaz, bu hü- ması ve son aşamada sıfırlanması ile Türidye'de üretimin baltalanacağıru; eği- tim, sağlık, ulaşım gibi hizmet sektörle- rinde kuralsızlığın ve özelleştirmelerin başlayacağını; ormanlann yağmaya açı- lacağıru; ulusal ekonomik kararlara dış müdahalenın artık açıktan yapılacağını; herhangı bir yeni teknoloji talebinde bu- lunulamayacağını; sendikal haklann ser- best ticarete engel oluşturduğu iddiasıy- la etlosız hale getirilebdeceğini vurgu- ladı. Yasa uyannca, ticaret ve yatınm ko- nulannda uygun anlaşmalar belirlene- rek, ticaretve yatınm engellerini ortadan kaldırmak üzere çalışacak olan bir yaü- nm konseyi oluşturulacak. Yasanın 5. maddesi ise taraflara anlaşmadan kay- naklanmayan herhangi bir yatınm veya ticari konuda görüşme yapılmasını iste- me hakkı da getiriyor. Bu maddenin ikin- ci fıkrasında, "Işbu anlaşma. taraflar- dan herhangi birinin ulusal hukukuna sindeki haklanna halelgetirmeyecektir " hükmüne yer verildi. Gaye Yıbnaz, bu fıkraya ılişkin göriişlerini şöyle açıkla- dı: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iç hu- kuk sisteminde bütün yabancı yatınmcı- laruı anayasada yapılan uluslararası tah- kim değişikliği ile kendisine dava açma- sına izin verdiği için, ABD'li yaOnmcılar Tfirkiye'deld girişimleri konusunda bu yasadan yararianacak, ancakABD iç hu- kuk dûzenindeyaünmadan devlete işle- yen uyuşmazhk çözümü sadece NAFTA anlaşmasına uygulandığı ve Türkiye de NAFTA üyesi olmadığı için Türk yatı- runalann benzer koşullarda bile ABD'yi dava etmesi söz konusu olamay acakbr.~ 5 yıl süreyle onaylanan anlaşmanm gereİcçesinde, Türkiye'de serbest sanayi bölgelen kurulması yoluyla ABD'ye bu bölgelerden gümrüksüz dışsanm olanak- lan sağlanacağı belirtildi. Anlaşma TBMM'de görüşülürken söz alan kimi milletvekilleri, bu konuya de- ğinerek eleştiriler yönelttiler. DYP Balı- kesir Milletvekili fiyas Yılmazyüdız, "Bu serbest sanayi bölgeierinde eğer ya- bancdar çauşünlacaksa, sermave de kâ- n olduğu gibi alıp götürüyorsa, o zaman Türkiye'nin istifadesine yönelik pek bir durum kalmamaktadır" dedı. Yılmaz- yıldız, Türk yurttaşlannın da bu bölge- lerde çalıştınlması ve haklanmn da an- lasma ile mutlaka garanti altuıa alınma- sı gerektiğine de değindi. FP'li Istanbul Milletveküi AH Coşkun ise ABD'nin yannmlarda enerji ve GAP bölgesini hedef olarak seçtiğinin altnn çizdi ve şunlan söyledi: "Şhndi 20 kü- sur mih ar dolarhk bir yaonmdan sonra hazuianan altyapıda yabancı teşebbüsk- ri davet ederken. Türkiye'nin ne akuğt- IU. karşıuğuıda ne verdiğini fe\ kalade iyi değeriendinnenin önemini arz etmek is- tiyorum. Çünkü teslimiyetçi politikalar- la Türkiye şimdiye kadar sağladığı aitya- pılar dolayısryla fevkalade büyük kayıp- lara uğrayabilir. Bu çerçevede, tanm ve tanma dayau sanayi yannmlan öne çık- maktadır. Bizim istihbarahmıza göre Güneydoğu Anadolu'da kurulacak olan işyerlerine kendi ülkelerinin pasaportla- n Ueyabancı işçiler getirUmek istenmek- tedir. Oysa Id Türkiye'deki en büyük so- run tşsizüktir." DEPREMMM! ORHAN BURSALI Başbakan'ın Açıklaması Birkaç gündür özellikle istanbul'da kulaktankulağadolaşan "14-17Aralık arasmda İstanbul'da deprem olacakJ" söytentisini, Başbakan Ecevit de res- mi bir açıklama ile bütün Türkiye'ye duyurdu. Böylece ilk kez, bir fısıltı gazetesi resmiyet kazandı! Fısıltı gazetesinin dayandığı Internet kay- naklanndan biri, Kalifomiya'da deprem konusunda meraklan ve web sayfası olan müzik dükkânı sahibi. öbür kay- nak da Lrtvanyalı olduğu belirtilen, an- cak hakkında henüz daha fazla bilgi edinemediğimiz bir "bilim adamı". Her neyse. Fısıltı gazetesinin Başbakan'ın açıklamasıyla resmen haber olmasının birkaç önemli yönü var. Bunlardan birincisi, Ecevit'in, bütün Türkiye'yi ilgilendiren, kendisine iletilen hayati bir haberi saklamaması, halka açıklamasıdır. ikincisi, Ecevit'in açıkladığı haberin bilimsel değerini, doğruluk derecesini ölçemediğidir. ölçememesi doğaldır, çünkü Ecevit deprem bilimci değildir. Üçüncüsü, Ecevit'in, hükümetin, hatta Istanbul Valiliği'nin, deprem konusunda, doğru ile yanlışlan, en azından bilimsel öngörülerie safsatasal öngörüteri birbirinden ayırmaya çalışa- cak, bilimsel bir dantşma kurulunun ol- madığının ortaya çıkmasıdır. Böyle bir kurulun olmadığı zaten biliniyordu. Şimdi ise danışmanlann olması gerektiği iyice anlaşıldı. ••• Hükümetin ve Istanbul Valiliği'nin, bilimsel çalışmalanyla uluslararası alanda kendini kabul ettirmiş, dünyayı iyi izleyen bilim adamlanndan bir dcBnışmanlar kurulu oluşturmalıdir. Hat- ta bu kurulun içinde bir-iki uluslararası uzmanın da bulunmasında yarar vardir. Başbakan, kendisine gelen bu tür haberleri topluma açıklamadan önce, danışmanlannın görüşünü alır. Daha sağlıklı açıklama yapar. Böylece gerek- siz yere insanlar paniğe kapılmazlar. ••• Deprem, henüz gün ve saat olarak önceden kestirilemiyor. Çok iyi bir bilimsel çalışma ile depremin nerede, ortalama hangı büyüklüklerde ve uzun bir zaman kesiti içinde gerçekleşeceği söylenebiliyor. Gerçi, klasik deprem bilimi çalışmalannın dışında, altematif deprem önkestirimleri seçenekleri üzerinde çalışan insanlar var. Ancak, bunlann çalışmalannın, klasik bilimsel örgörülerin yenni alabilecek veya onun üzerine çıkabilecek bir özelliğe kavuşmadığı da açıktır. Bu alanda en ileri giden ülke Çin'dir. Çin'de bir tah- min belirii sapmalaria bile olsatutarken örneğin 80 tanesi tutmamaktadır. De- prem beklenen bölgeler için öne sürülen bu tahminterden tutanlann da, gerçekten ne kadar bilimsel biröngörü olduğunu söylemek de pek mümkün damıyor. ••• Bu cumartesi yayımlanacak Cumhuriyet Bilim Teknik'te "Marmara Bölgesi Deprem Erken Bilgi I Uyan Sistemi" görüşü ortaya konmaktadır. Olası bir depreme, 0 ile 20-40 yıllık bir süre biçildiğine göre, Türkiye'nin kalbi- ni oluşturan Marmara Bölgesi'nde böyle bir erken bilgi ağı sistemi bir an önce kurulmalıdır. Depreme karşı halkı, kenti, ulusal zenginlikleri korumak için yapılacak ön çalışmalar konusunda ASLA geç kalın- mamıştır. Ne yaparsak, yapabiiirsek, o kadar kazanacağız. Sakarya'da resmi daireler cadırlara tasındı Artçı panik yarattı İLHAN UYGUN ABAPAZARI- Hendek'te önceki gece saat 21.14'te meydana gelen 4.7 büyüklü- ğündekı artçı sarsıntı panik yaratü. Resmi daireler yeni- den cadırlara taşınırken halk da evlerini terk edip çadffla- ra yerleşti. Bu arada bölge- de geçici bannma sorunu- nun çözümü için yapılan 9 bin 400 prefabrike konuttan 4 bin 47'sinin dolduğu bildi- rildi. Sakarya Valiliği'nce Ada- pazan'nda okullann 20 Ara- lık'a kadar kapatılması ile başlayan panik, önceki gece saat 21.14'te meydana gelen 4.7'lik artçı sarsıntıyla daha da artn. Merkez üssü Hen- dek olan artçı sarsıntının ar- dmdan çadırlarda yaşayan halk battaniyeleri ile sokak- lara çıktı. Şoka giren 8 kişi Sakarya Devlet Hastane- si'ne kaldınldı. Bayındırlık Bakanlığı Afet Işleri Genel Müdürlüğü ekiplerinin, tüm yüksekbınalann, ana cadde- lerin ve okullann krokisini çizdirmesiyle bölgede artan deprem korkusu nedeniyle polis, Köy Hizmetleri, kay- makamlıklar ve belediyeler önlem alırken, halk da gıda stoku yapmaya başladı. Po- lis ve jandarma tüm ilde ha- sar tespit çalışmalanm baş- lattı. Ote yandan Akyazı'da Kaymakamlık tarafından bütün izci liderleri toplana- rak deprem konusunda uya- nldı. Akyazı Kaymakamı Cehüeöin Özdemir, gerekli tedbirieri aldıklannı ve izci liderleri ile yaptıklan toplan- tıda çalışmalar hakkında bil- gi ahşverişinde bulunacak- lannı söyledi. EzOme tehlik^ Hendek Sosyal Tesisle- ri'nde Belediye Başkanı AB tnce'nin "deprem annıda nasıi davramiacagı ve neler yapdmaa gerektiğj" konulu bir konuşma yaptığı sırada meydana gelen sarsıntıda paniğe kapılarak kapıya hü- cum eden Hendek Arama Kurtanna Timi (HAKUT) elemanJan ezılme tehlikesi geçirdi. Bunun üzerine Ali uıce, kaçan HAKUT'culara, "Nereye kacryorsunuz? Siz- ler knrtarma ekibisiniz'' di- yerek çıkışü. Bilim adamlarınnı Hen- dek'te kmlmamış bir fay hattı olduğunu ve bu hattın kınlma riskinin yüksek ol- duğunu söylemeleri üzerine başta Hendek ve Adapazan olmak üzere tüm bölge hal- kı evlerine terk ettiler. Bazı yurtttaşlar kendi olanakla- nyla çadır, baraka kurarken bazılan da prefabrike konut- lariçinbaşvurdular. Sakarya Valisi MCahkKıraç. bölge- de Bayındırlık ve Iskân Ba- kanhğı ile özel sektörün yap- tırdıgı 9 bin 400 prefabrike konuttan konteyner tipınde- ki 4 bin 47 sine, hak sahibi depremzedelerin yerleştiril- dığini söyledi. Prefabrikeler için başvuruda bulunan aile sayısmın 5 bin 492 olduğu- nu belirten Kıraç, kalan 1445 ailenin de önümüzde- ki günlerde bu konutlarayer- leştirileceğini bildirdi. Ko- caeli'nin yeni ilçesi Derin- ce'nin FP'li Belediye Baş- kanı Hatit AKuntaş, ilçe sta- tüsüne kavuşturulmalannnı sıkıntılan çözmediğini söy- ledi. Deprem sonrasında bel- denin ilçe yapıhnasuıa, se- vinmek ile sevinememek arasmda bocaladıklanm an- latan Altuntaş, Derince'nin 200 bin nüfuslu "afir bir il- çe'' olarak kabul edilmesini ve kalkmabilmesi için her konuda destek olunmasmı istedi. Öte yandan saat 19.38'de merkez üssü Düzce olan 3.6 büyüklüğünde bir artçı sar- sıntı kaydedildi. Merkez ûssü Hendekolan artçı sarsıntının ardmdan çadırlarda yaşayan halkbattaniyeleri Uesokaklaraçıkarken çocuklar her zamanki neşesini ka\ betmeden o>ıınlanna de\ am ettiler. (Fotoğraf: ÂA) 'Deprem olacak bilgisi bize ulaştı' demesi panikyarattı Ecmtin açıkkunasınatepldİSTANBUL/ANKARA (Cumhu- riyet) -Başbakan Bülent Ecevit, "14- 17 Arahk tarihleri arasmda deprem obcağT yönündekı görüşler dıkka- te alınarak ilgili kuruluşlann uyanl- dığrnı bildirdi. Kandilli Rasathane- si Deprem Araştırma Enstitüsü Mü- dürii Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara. Litvanyalı bir bilim adamının "14-17 Aralık tarihleri arasmda Marmara Denizi'nde deprem olacağT yönün- deki iddialartnı "gayıi ciddi" olarak değerlendirdi. Istanbul Valisi Erol Çalar da, Istanbul"da son günlerde deprem konusundaki toplantılann, olası bir depreme karşı hazırlık için yapıldığını belırterek "Vatandaştan gizkdiğimizhiçbir res- mi bilgi yok" dedı. Is- tanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Bab- bey, 3 ilde hasarh ol- duğundan dolayı ta- mamen kapatılan 47 Uköğretim, 22 ortaöğ- retim, kısmi olarak ka- patılan 37 ilköğretim ve 22 ortaöğrenm okulu bulunduğu- nu söyledi. Ecevit, Başbakanhk'ta, bir gazetecinin "Lh\anya'dan Dışiş- leri Bakanhğı'na iletilen '14-17 Ara- lık tarihlen arasında Istanbul'da dep- rem olacağına' üişkin bilgi üzerine Başbakanhğuı ilgilikuruluşlan uyar- dığmı" belirtmesi üzerine, "Gerçek- Hk payı taşıyabilecek bütün haberle- ri ciddrye akhklannı" söyledi. Ece- vit, depremleri önlemenin mümkün oknadîğım, ancak hasarlanna karşı bazı önlemler alınması olanağı bu- lunduğunu belirterek şunlan söyle- di: "Aynca vatandaşlarm her ihti- male hazniıklı olmalanna gerek var. Bize böyle bir haber ulaşn, bir bilim- sel kurûluştan. Onun üzerine ilgili bütün bilimsel kuruluşianmızı uyar- dık. Fakat şu sırada büyük bir endi- şe konusu görünmüyor. Inşallah ts- tanbulumuz \e Türkiyenıiz öyle bir felaketle karşılaşmaz." Litvanya parlamentosunda damş- manlık yapan bir fizikçi, hazrrladı- ğı bir mektubu, geçen hafta bir ara- cıyla Türkiye Büyükelçıliği'ne ilet- ti. Los Angeles depremim önceden bildiğini ileri süren ve ismi açıklan- mayan büim adamı, mektupta 14-17 Aralık günlen arasında Kuzey Ana- dolu fay hattında büyük bir deprem olacağmı ileri sürdü. • Kandilli Rasathanesi Müdürü Ahmet Mete Işıkara, Litvanyalı bir bilim adamının '14-17 Aralık tarihleri arasında îstanbul'da deprem olacak' iddiasını gayri ciddi buldu. Başbakan Ecevit'in 'Bize deprem olacak bilgisi ulaştı' demesine tepki gösteren çok sayıda yurttaş gazetemizi aradı. Ömer Bahbey başkanlığında dün Milü Eğitim Müdürlüğü'nde toplan- dı. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Işı- kara, Litvanyab bir bilim adamının 14-17 Aralık tarihleri arasmda Mar- mara Denizi'nde deprem olacağı yö- nündeki iddialarunn devlet yetkilile- ri tarafından kendisine ulaştınldığı- nı, kendisinin de bu bılgileri tahkik ettiğini söyledi. Işıkara, "Gezegen- lerin, Güneş'in ve Ay'ın konumuna göre tahmin yapan birisi, gayri ciddi bir şe>; bunu da devlete arz etthn. Devletleolan hergörüşmem şefTafar, sizden sakh-gizli hiçbir şey yok" de- di. Işıkara, Hendek'te önceki gün meydana gelen 4.7 büyüklüğündekı artçı şokun "bekfedik- leri" bir artçı şok ol- duğuna da dikkat çek- ti. Tüm Türkiye'de 2000 yılının mart ayı sonunda "deprem bi- linçlendirme haftası" düzenleneceğını ıfade eden Işıkara, bu hafta kapsarmnda çocukla- Bu bilgi, bu ülkedekı Türkiye Bü- yükel;iliği'ne iletildi. Büyükelçilik de bilgi üzerine Dışışlen Bakanlığı ve tçişleri Bakanlığı'na bir yazı ya- zarak durumu bildirdi. Aynı gün, Içişleri Bakanlığı, 20 ilin valiliğine önlem alınması talimatım verdi. Ge- çen gün Eskişehir'deki büyük korku yaratan "deprem tatbikaü"nın da bu genelge uyannca gerçekleştirildiği öğrenildi. Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Deprem Komısyonu, Kandilli Ra- sathanesi DepTem Araştuma Ensti- tüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ve ll Mıllı Eğitim Müdürü nn ve çocuklar üzerinden de velile- rin deprem konusunda bilgılendiril- mesinin amaçlandığrm söyledi. Bilginin korkuyu azaltacağmı be- lirten Işıkara, "Ne kadar bilgüi ohır- sak o kadar korkumuz azalır ve top- lum olarak çıkan asılsız söylentilere de o kadar kulak asmayız" diye ko- nuştu. Bu arada, gazetemizi arayan çok sayıda yurttaş ise deprem konusun- da valiliğın bilgilendıği halde neden okullann tatil edılmediğini sordu. Yurttaşlar, kendilerine ulaşan böyle bir bılgiden sonra "Çocuklarnmzı nasıl okula göndereceğiz" dediler. HAFTAİABAKIS AHMET TANER KIŞLALI Bektrik Zaten KeşfedHmiş! Kürtçe TV ve hatta Kürtçe eğitim dursa ne olur? Başka ülkelerde benzer durumlarda ne olmuş- sa o olur.- Ne mucize! Nefelaket! Ingiltere'den ilginç bir örnek var. Galler bölgesinde uzun yıllar savaşırn verilmiş, Gal dili ile eğitim ve TV için. Açlık grevleri yapıl- mış. Sonunda da hükümet kabul etmek zorunda kalmış. Ama bugün görülüyor ki Gal drli ile eğiti- me istek son derece az. Bu da çok doğal. Çünkü yöresel dille yapılan eğitimin insanlara sağlayaca- ğı olanaklar son derece sınırlı. Gal dili ile yayın yapacak TV kurmaya da kim- se istekli olmamış. Sonunda BBC ile bir özel ku- ruluş bu yolda ortak girişim başiatmışlar. Izlenme oranı çok düşük. Şimdi Ingilizler bu konuyla ilgili ince de bir şa- ka üretmişler: "Galliler kendi dillerinden eğitim ve TVİçin aç- lık grevi yaprriaya hazırtar. Ama o okuljara gitme- ye ve o yayınlan izlemeye hazır değiller..." Galler bölgesinde o konu artık siyasal gündem- den çıkmış. Gerilim sona ermiş! Kültürel özerklik tanıyan ülkeler arasında Fran- sa ve Ispanya da bulunuyor. Buna karşılık ne Kor- sika'da siyasal terör bitti ne de Bask bölgesinde. Hatta iki ülkede de aynlıkçtlar terörü tırmandırdı- laıi Niçin? Ayaklanntn altından zeminin kaydığını, toplum- sal desteklerinin azaldığını hissettikleri için... Dev- leti sertleştırmeye, demokrasiden uzaklaşmaya zorlayıp yitirilen tabanı yeniden kazanabilmek için... Ve terör artık onlar için bir "yaşam biçimi"r\e dönüştüğü için! • • • Bizim kendi ülkemizden de ilginç ornekler var. İlk Kürtçe film "Mem-ûZin" ne yazık ki maliye- tini kurtaramadı. İlk Kürtçe kaset 500 bin satmış- tı; oysa yeni çıkan Kürtçe kasetler ancak bunun onda biri kadar satış yapabiliyor İlk kaset piyasa- ya sürüldüğünde, daha yasak resmen kalkma- mıştı. Yasak kalktı, ilgi azaldı. Büyük umutlarla çıkan "Rojname" adlı gazete ancak 30 bin satabiîdi. Ikinci sayıyı çıkaramadan kapandı. Haftalık "Velat" ancak 20 bin satabiliyor- du. Oysa sadece İstanbul'da yaşayan Kürt köken- li yurttaşlann sayısmın bir milyona yaklaştığı öne sürülüyor. Birkaç yıl önce, Halit Tunç adlı Kürt kökenli bir yurttaşımız -serbest bırakıldığında- Kürtçe TV kur- maya fıazırlanıyordu. Bir gazeteci ile arasında şöy- le bir konuşma geçmişti: "Kürtçe eğitim veren okul açılsa, çocuğunuzu yollar mısmız?" "Hayır, Türkçe eğitim yapana yollanm.. Ama In- gilizce eğitim yapan varsa, onu tercih edenm!' Demokrasi, farklılıkları doğal sayan, o farklılık- lara saygı gösteren bir yönetim ve yaşam biçimi- dir. Farklılanyasaklamak, demokrasiden vazgeç- mek demektir. Demokratik bir toplumda, isteyen Kürt dilini de ve -eğer varsa- Kürt yazınını da öğrenebilmeli ya da öğretebilmelidir. İsteyen -devletin koyduğu ku- rallar çerçevesinde- nasıl Kürtçe yazılı yayın ya- pabiliyorsa, sözlü ya da görüntülü yayın da yapa- bilmelidir. Ama devletin asıl görevi, ulusal kültürü, yani bu topraklar üzerinde yaşayan ve farklı etnik kökenlerden gelen insanlann ortak yanlannı güç- lendirmektir. Irlanda'daki Katolik-Protestan sava- şında, ayn okullarda farklı eğitimin oynadığı rol unutulmamalıdır! • • • Devletin farklılıklara hoşgörü göstermesi başka- dır; o farklılıKlan güçlendirecek. kurumlaştıracak adımlan kendisinin atması başkadır! (Trto o adım- ları atmıştı; bedelini şimdi geride kalanlar ödü- yor...) ömeğin demokratik devlet, farklı toplumsal sınrflan da kabul eder. Ama o sınıflar arasında fark- lılıklan arttırmaya, kalıcı kılmaya değil, azaltmaya çalışır. Devlet denetim endişesi ile, Kürtçe TVyi falan kendi eliyle yapmayı zorunlu görüyorsa, bunu na- sıl yapmalı? Etnik olsun, yöresel olsun, sınrfsal olsun... Alt kültürier, ulusal kültürleri oluşturan, zenginleşti- ren temel öğelerdir. Bunlardan korkmamak gere- kir. Ama alt kültürlerden korkmamak, tersine on- lan ulusal küttürü zenginleştiren temel öğeler ola- rak görmek başkadır, onlann birer aynlık öğesi ha- line gelmesi için çaba göstermek gene başkadır. Devletin temel işlevi, ortak değerier etrafında bir toplumu bineştirip ayakta tutmaktıri (Cumhuriyet, Ağustos 1996) Bilirkisi Bursalıları haklı cıkardı 'Cargill aktif fay hattırttn ortasında' LEVENTGEJSCEIJLİ BURSA - Iznik Gö- lü'nün su toplama havza- sında, dünyanm en verim- li tanm topraklan üzerin- de yapılan ve hakkında çok sayıda durdurma ka- ran bulunan Cargill 'in aktif fay hatlanmn ortası- na yapıldığı, bilirkisi ra- porunda dile getirildı. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nm Iznik Gölü Çevre Düzeni îmar Pla- m'nda Cargill Mısır Işle- me Fabrikası'na izin ver- mek amacıyla yaptığı de- ğişikliğin iptali için Da- mştay'a açılan davaya e- sas olak üzere Doç. Dr. Ahmet Demir, Doç. Dr. Hüseyin Cengiz ve Doç. Dr. Betül Şengezer' in ha- zırladığı rapor taraflara ulaştı. Raporda, Baym- dırlık ve Iskân Bakanlı- ğı'nm yaptığı değişikli- ğin kamu yaranna, imar mevzuatrna, şehircilik il- keleriyle planlama esas- lanna uygun olmadığı bir kez daha vurgulandı. Te- sisten çıkacak kirletici unsurlann günde 100 bin kişilik bir yerleşim biri- minin kapasitesine eşde- ğer olduğu da aktanldı. Bilirkisi raporunun so- nuç bölümünde, Cargill Mısu- Işleme Fabrika- sı'mn kurulduğu alanın deprem tehlikesiyle iç içe olduğu vurgulamyor ve şöyle deniliyor: "Diğer yandan sanayi kuruluşu birinci derece deprem bölgesinde ohıp, aktif di- ri fay harJannın ortasında yer almaktadır. Zemin açtsından da riskli bölge- de bulunmaktadır. Böy- lesibir konumda deprem olduğu takdirde. antma tesisinin çalışmaması ve- ya hasar görmesi duru- munda veya borulann hasar görmesi kosulunda bu kuü sulann kısa süre- de olsa yeraltı sulanna kanşma riski de bulun- maktadır.r *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle