Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 1999 CUMARTESİ
4 HABERLER
DUTV^ADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Hoş Geldin Tanilli!
Neredeyse kırk yıl olacak. 1960'ın son aylan
ya da 61 'in ılk aylanydı, bir sabah başını omuz-
lan içine çekip arkaya atmış izlenimi veren bir
asistan girdi, medeni hukuk dersine.
Sağ elinin işaret parmağını ileri uzatarak sö-
zebaşladı: . . .
- Grotius...
Sınıfı dolduran bine yakın öğrenciden hiçbir
tepki gelmedi. Gözlerin çoğu bir soru işareti
gönderiyordu kürsüye doğru.
- Ne, Grotius'u bilmiyor musunuz yoksa?
"Çattık", diye düşündüm bir an.
Konuşmayı sanata dönüştürmüş bu adam
önce asistan olarak hocam oldu, sonra da dos-
tum.
Hukuku fen bilimlerine benzetsek, onun ma-
tematiği sayılacak olan, ama toplumsal konu-
larla doğrudan ilışkisi fazla keskinlik taşımayan
medeni hukuk, Server Tanilli'ye biraz dar gel-
di. Kürsüsünü degiştirdi.
O artık kamu hukuku alanında çalışıyor, ay-
dınlanmacı savaşçılığını yalnız derslerinde ya da
ders kitaplarında değil, çeşitli konularda gaze-
. telere, dergilere yazdığı yazılarda, yaptığı ko-
nuşmalarda da ortaya seriyordu.
Ne var ki, 1978'lerin Türkiyesi, 50 yıl önce
başlayan, 28 yıl önce ise demokrasi adma nok-
talanan aydınlanmacı Cumhuriyet devrimine
karşın ne yönetim ne de toplum olarak aydın-
lanmaya hoş gözle bakmıyordu.
Aydınlanmacı Tanilli'yi kurşunladılar.
• • •
Server Tanilli saldırıdan sağ kurtuldu, ama
göğüs kısmından aşağısı tutmuyordu, felç ol-
muştu. Dahası, 12 Eylül yönetiminin üniversi-
telerinde de yer yoktu ona. Yalnız bağnazlar
değil, dönemin yönetimi de karşıydı aydınlan-
maya.
Türkiye'yi kendi kulübüne almayan Avrupa,
Server Tanilli'yi ders vermeye çağırdı.
Çağrı, Strasbourg'dan geldi. Tanilli çalışma-
larını orada sürdürmek, Türkiye'yi aydınlatma-
ya devam etmek üzere, Avrupa Parlamento-
su'nun toplandığı kente uçtu.
Vücudunu felç ettiğimiz aydınımızın beynini
bile burada tutmak için hiçbir şey yapmadı Tür-
kiye'nin o dönemdeki yöneticileri. Hatta belki bir
dertten kurtuldukları için memnun bile oldular.
Ama Tanilli, Türkiye'ye, Türk insanına yöne-
lik çalışmalannı orada dasürdürüyordu, bir yan-
dan fizik yaşamın, zaman zaman dayanılmaz
hale gelen acılarıyla boğuşarak.
• • •
Saldırıdan sonra hastanede yatarken, dışarı-
da onun sağlık haberterini takip etmak için bek-
leştiğimiz sırada, dostlanndan birinin, felç oldu-
ğunu ve bir daha yürüyemeyeceğini öğrenince,
şu sözleri sözlediğini çok iyi anımsıyorum:
- Keşke ölseydi de kurtulsaydı, böyle yaşa-
mak da yaşamak mı?
Tanilli, vücudun dünya ile arasında araç de-
ğil engel oluşturduğu, büyük acılann ve yoksun-
lukların kaynağı halıne geldiği yaşamının on-
dan sonraki bölümünde "öyle yaşamanın da
yaşamanın en haslanndan, en verimlilerinden
biri olduğunu" kanıtladı.
Bir yandan derslerini sürdürür, makaleler ve
birçok alanda kitaplar yazarken, Istanbul'day-
ken, çökmeye yüz tutmuş eğitim sistemimizin
eksik yetiştirdiği gençlere uygarlığı, aydınlat-
mayı anlatmak için kaleme aldığı "Uygarfık Ta-
rihi" notlanndan yola çıkarak, altı ciltlik dev ya-
pıtı "Yüzyıllann Gerçeği ve Mirası"n\ tamamla-
dı.
Tanilli'yi ne zaman düşünsem, hep kendi ken-
dime sorardım; "Acaba zaman zaman kendini
mutlu hissettiği oluyor mu" diye.
Ne saçma bir soru! Insanlan aydınlatma, ya-
ni mutlu etme çabasına bir ömür harcamış ve
bunda başarılı olmuş olan bir adamın yaşamı,
her şeye karşın koca bir mutluluğun kendisi ve
aynı zamanda kaynağı değil midir?
FP büyük kongresi 14 Mayıs'ta
Kapatma davası
kongre ertelettirdi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-FP'nın 27
Kasım'da yapüması
planlanan ancak daha
sonra belirsiz bir tarihe
ertelenen büyük kong-
resinın 14 Mayıs
2000'de yapüması ka-
rarlaştınldı. Kongre'nin
Anayasa Mahkeme-
si'nde süren kapatma
da\asının sonucunu
beklemek için ertelendi-
ği belırtildi.
Anayasa Mahkemesı,
kapatma davası ile ılgili
son yazılı savunmasını
vermesi için FP'ye bir
hafta ek süre tanıdı.
Böylelıkle FP son yazı-
h savunmasını en geç 15
Kasım Pazartesı gününe
kadar Anayasa Mahke-
mesi'ne vermek zorun-
da.
FP'de il kongreleri de-
vam ederken büyük
kongrenin tarihi de ku-
rucular kurulu tarafın-
dan belirlendi. FP Genel
Başkan Yardımcısı ts-
mail Alptekin. düzenle-
diği basın toplantısında
şu ana kadar 80 ilin ya-
nsında kongre yapıldı-
ğına dikkat çekerek bu
nedenle büyük kongre-
nin 20 Mayıs 2000'de
yapılmasına karar veril-
diğini söyledi. Alptekin,
bir soru üzerine FP'de li-
derlik kavgası olmadığı-
nı ve böyle bir rahatsız-
lık bulunmadığını sa-
vundu. Alptekin, kong-
re tarihınin geriye bıra-
kılmasınınFP'ninkapa-
tılması davasıylabir iliş-
kisi bulunup bulunma-
dığının sorulması üzeri-
ne de "Hayır. Prosedür
devamedi>or. İkisini bir-
biri ile bağdaşürmak
mümkün değil. Hukuki
açıdan bir sıkmtı olaca-
ğını tahmin etmiyonnn"
dedi.
FP kulislerinde ise
kongrenin Anayasa
Mahkemesi'nde devam
eden kapatma davası ne-
deniyle ertelendiği gö-
rüşleri ağır basıyor. FP
yönetiminin partinin ge-
leceğıyle ilgili belirsiz-
lık devam ederken
kongre yapılmasını
doğru bulmadığı ve bu
nedenle kongrenin erte-
lendiği belırtilıyor.
Taûye Defterinden- Globalleşme saldınlarının yoğunlaştığı günümüzde, ulusal onurumuzu ve
birliğimizi savunan Kuvayı Milliyeci şehidimizi kaybettik, yaslıyız. Ulusumuzun başı sağ olsun.
'Yakbğı meşale sönmeyecek'NÜSED Yönetim Kurulu adına Prof.
Dr. Leziz Onaran. Dr Derman
Boztok, Prof. Dr. Doğu Nebioğlu:
Saym Cumhuriyet çalışanlan, sevgili
halkımız, insanlık düşmanı güçler en
aydınlık, en çalışkan liderimizi,
insanınnzı hedef seçtiler ve yok
ettiler. Aydmlığı insanlık yolumuzu
aydınlatacak; Türkiye ve dünya
insanhğı mutlaka başanya
ulaşacağız; ve global şer güçleri
yenilgiye uğrayacaktır. Azız anısını
saygıyla selamlıyoruz.
Gülsüm Okuyucu: Atatürk ilke ve
devrimlerini savunmaya ve
yaşatmaya biz gençler var gücümüzle
çalışacağız. Siz büyüklerimizden
aldığımız güçle. Ahmet Taner Kışlalı,
sana sonsuz teşekkürler. Senın
yolundan devam edecegimize söz
veriyorum. Yaşasın Cumhuriyet ve
devnmlerimiz.
Ali Durmaz: "O duvar / O duvannız /
Vız gelir bize / Vız / Bizim
kuvverimizdeki hız / Ne bir din
adamının / Dumanlı vadinde / Ne de
bir hütyanın gönül yakışındadır / O
yalnız tarihin / Durdurulamaz
akışındadır." Selam olsun onlara,
onurlu ve yiğit ınsanlara.
Kubilay Dökmetaş. "Sira sıra
konaklan / Al kırmıa yanaklan /
Topraklarda çürümeyecek / Kalem
tutan parmaklan / DUe yandım
AHMET TANER / BİR GÜN OLUR
DEVRAN DÖNER".u
Bir Halk
Türküsü". Türkulerden korktular
öldüremediler. Aydmlardan korktular
bitiremediler. Senin sevgini de
yüreğimızde bitiremeyecekler.
Hüh a Sugeç. Filiz Tarlan, Ayşe Savur,
Nurten Şişmanlar (Cumhuriyet
okurlan): Saygın kalem Ahmet Taner
Kışlalf yı da kaybettik. Ölümsüzdür
demiyorum. Çünkü gıden kalemlerin
yeri maalesef doldurulamıyor. Aydın
kesim üzerindekı baskı ve zulmün
sona ermesini dilıyorum. Ama
bundan da ümitlı değılim. Sıvas'ta 37
aydının naklen yakımını veren
zihniyetlerdeki insanlardan maalesef
beklentimız yok. Ama her şeye
rağmen ayakta durup mücadelemizi
sürdürüyoruz. Geride kalanlara
saygılanmla.
Dundar Bataban: Büyük
Cunhunyetcıler. çok anılara imza
attım, satırlar yazdım, Keşke Kışlalı
ve Kurtböke için bu şekilde huzurda
olmasaydım. Yıne de çok mutluyum
bu ikı güzel insanı tanıdım. Oktay'la
asker arkadaşı oldum. Balıkesir'in
köylerinde Atatürk'ü, Cumhuriyet
ılkelerini anlattık, öğretmeye çalıştık.
Ruhlar bir gün binip giderler Ebed
ay'ına, Madde sefaletinden mana
saltanatına.
Zeki Polat (Ulusal Sanayici ve
îşadamlan Derneğı Başkan
Yardımcısı): Globalleşme
saldınlannm yoğunlaştığı ' '
günümüzde, ulusal onurumuzu ve
birliğimizı savunan Kuvayı Milliyeci
şehidimizi kaybettik, yaslıyız.
Ulusumuzun başı sağ olsun. Hocam
rahat uyu. meşaleni
söndürmeyeceğiz.
Hudai Yavalar (Amerika Atatürk
Derneği Kurucu Başkanı): Atatürk
ılke ve de\Tİmlerinin ödünsüz
savunucusu, tabiatın ve güzel
insanlann ışığı seninle olsun.
K. Aytül Karaosman. Atatürk ilke ve
devrimlerinın savunucusu. geride
kalan bu düşünce Cumhuriyet'in.
ilkelerin ve devrimlerin savunucusu
olarak kalacaktır.
Aydm Soylu: Sayın Kışlalı.
Yüreğımde ve düşüncelerimdesiniz.
Ugur'lann gençleriyken güçlüydük;
şimdi Kışlah'nın gençlen olarak daha
da güçlüyüz.
Ahmet Muhtar Sulak: Pir Sultan'lar
asıldı. Nesımi'ler vüzüldü.
Mumcu'lar. Kışlah'lar vuruldu.
Berksoy Bügin: Bütün bu işler bu
kadar ucuz olmamalı. Bir genç olarak
buna inanmak istemiyorum.
Deniz Sapmaz (Karşıyaka CUMOK):
Ahmet Taner Kışlah'lar ;
unutulmayacak. O iyi bir bilim
adamı, ödün vermeyen bir
gazeteciydi.
Şahin Çeri: Yiğit insanlar adam
öldürmez, ancak korkak, sinmiş
köpekler öldürür.
Güner Küçükal (Mimar): Bir avuç
kabnış değerli aydınlanmız lütfen
kendinizi koruyun. Bizım için. TC
için. Türkiye Cumhunyeti'nin sizlere
ihtiyacı var. Hepinızi çok seviyorum.
Hicran Ayşe Bakı (E. Öğrt.): Güzel
insan, senın yüzünü görmedım ama
yazılannı okuyarak çok güzel. çok
mükemmel bir insan olduğunu
öğrendim. Bir CUMOK üyesi olarak
siz tüm Cumhuriyet yazarlannı
ailemden. kendime zaten yakın
görüyorum. Fakat bu gaflete nasıl
düştün Sevgili Kışlalı? Bunun yanıtı,
Müzeyyen Birinci (Hukukçu),
Coşkun Birinci (Dr.): Sizin
yokluğunuzu hissetmemek mümkün
değil. Sadece insanlar değil,
arkanızdan melekler ağlıyor. Rahat
uyuyun.
Aysün Altsty: Pek çok sözünüz -'
kulağımda asıh kaldı. Keşke
soluğunuz yitip gitmeseydi de
söyleyebileceğiniz binbir şey, daha
pek çoklanna ulaşabilseydi! Bundan
sonrası, umudu yitirmemek, bundan
sonrası yaşamı sizsiz de
güzelleştirmek için çalışmak.
Unutulmayacaksınız.
Canan İçel Taşkın (Mülkiyeliler
Biriiği Ist. Şub. ve MülkiyelileT
Birliği Istanbul Vakfı adına): Tüm
demokrasi ve Atatürk yolu
ızleyicileri gibi, bu kanlı cınayeti
kınıyor ve Ahmet Taner Kışlah'nın o
aydınlık yolundan hiç şüphesiz
devam edeceğimizi biliyonız.
Hepimizin bir kez daha başı sağ
olsun.
Güna> Güner: Ülkemizi ikinci kez
güçler de bu aydınlıktan yararlanarak
bir gün insan olduklannın ayırdına
varacaklar. Yıl 1977-78. Dönemin en
genç ve aydınlık Kültür
Bakanı'ydınız. Bense Devlet
Planlama Müsteşarlığı'nda Kültür
Sektörü Başkanı'ydım. Birlikte güzel
işler yapmıştık. Anınız yüreğimde
ölünceye kadar yaşayacak.
Orhan Selim Bayraktar (Rotterdam
Encümen Üyesi): Sevgili Kışlalı,
insanlann bir şeyleri bölüşebilmesi
gibi güzel bir şey, bir duyum
herhalde yoktur. Hele insanlar bir
şeyleri sevdikleriyle bölüşebilirse.
Artık bölüşemeyeceğiz bir şeyleri
seninle. Ama bölüştüklerimiz
anlığımızda bir gülümsemeyle
kalacak. Tıpkı senin yüzün,
gülümsemen gibi. Elimle kapattığım
bir rozet yakamda. Seninle
karşılaşmalanmızın kaçıncısında -
kim bilir- sormuştun. Bir sevınçle
bölüştüm onu seninle. Kırmızı bir
gül, içinde yumruk... Bir rozet bu.
Hollanda Işçi Partisi'nin rozetı...
Lionlardaıı başsağhğı Anadolu yakasındaki Lkm kuhlp başkantan, Genel Yaym
\ önetmeninıi/ Orhan Erinç'i zharet ederek bombalı suikast
sonucu yitirdiguniz yazannuz Ahmet Taner Kışlalı ve tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Yayın Kurulu
üyemiz Oktay Kurtböke için başsağhğı dilediler. Kışlalı cina\etini kına%an başkanlar. katiOerin bir an önce
yakalanmasuu istedifcr. Bolu'nun Göh, aka Uçesi ve köylerindeki okullara göndermek üzere Atatürk büsrü
yaptırdıklannı anlatan başkanlar, çok güzel işler yaptıklan&ı ancak banlann medya tarafindan kanıuoy una
yansıtılmadığını k » dettifcr.
biliyorum ki asla olmayacaktır. Inan,
evlat acısından daha acıymış senin
acın. Ama seni takip ederek, seni
yaşatarak teselli buîacağım. Yerinizde
rahat uyuyun.
Fulya Yılmaz: Sevgili Kışlalı, Türk
ulusu en iyi kalemlennden birini
daha kaybetti. Acımız çok büyük.
Böyle değerli bilim adamlan ve
yazarlar çok zor yetışiyor. Başımız
sağ olsun. Seni çok özleyeceğiz.
ÖmerSAyhan(İşçi): Sevgili Kışlalı,
bir yağmurlu günde sevgili
Mumcu'yu uğurladık son
yolculuğuna. Başka bir yağmurlu
günde seni. Son olsun.
Mustafa Dûndar: Sevgili Kışlalı,
aydmlığınla yoğrulduk. Aydınlıklar
içinde yat.
Recai Şeyhoğlu: A. Taner Kışlalı'yı
da yitirdik. Bir "Atatürk çiçeği" daha
toprağa düştü. Toprağa düşen bu
çiçekten şimdi "A.Taner Kışlab
Parta", "A.Taner Kışlalı Kültür
MerkezT, "A. Taner Kışlah Caddesi"
türeyecek. O öldü. ama bınlerce
gelecek gene. Bir ölür, bin geliriz
misali. Seni çok sevmiştim.
Unutmayacağım.
işgal etmeye yeltenen güçlerin ve
onlann işbirlikçilerinin sonlan,
Ulusal Kurtuluş Savaşımızdaki
sonlanndan farklı olmayacaktır.
Sevgili Ahmet Taner Kışlalı'ya;
O'nun yurtsever, hoşgörülü, bilimsel
bakışının öğreticilıgini çok
özleyeceğiz, çok arayacağız...
Bundan sonra bizlere. kalanlara
düşen, yapay aynlıklan bırakıp
toplumumuzun temel
gereksinimlenni ifade eden
cumhuriyet devrimi ilkeleri etrafında
birleşmektır.
'Düşünceleriniz bizi
aydınlatacak'
Saliha Şenol: Terör örgütleri
aydınlıktan korkan kana susamış
bataklık haşaratlan gibıdirler. Bu
karanhk güçler çıkarlanna daha çok
çıkar katmak için mazlum halkı dine
alet edip halkın aydınlanmasını
engellemek için değerli bilim
adamlanmızı hedef alıyorlar.
Zerrin Polat (tş Bankası Sanat
Danışmanı): Aydınlık düşünceleriniz
sonsuza dek ülkemizi ve bizleri
aydınlatacak. tnanıyorum ki karanlık
Avrupa demokrasisini kavramış bir
bilince zevkle armağanım olsun,
demiştim. Sonra onu taşıdığını
duydum. Sevindim. Şimdi aynı
sevinci yeniden duyuyorum. Ne
güzel bir şey, bir şeyleri bölüşebilmiş
olmak. Sonra o sohbetler. Yazık ki
yine de kısa sürdü tüm aydınlık
yürekleri gibi ülkemin. Sana da doğal
ölümle ölmek yakışmazdı. Şimdi
sıramızı bekliyoruz. Ta ki o siyah lale
bizim topraklanmızda da açana dek.
Ertuğrul Bahadır (Hollanda ADD
Yönetim Kurulu Üyesi): Sevgili
aydınlık meşalemiz, Hollanda
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin
açılışında sizinle Türkiye'yi yeniden
keşfettik. Cumhuriyet gazetesinde
devamlı köşe yazılannız bizleri
aydınlattı. Siz bizlere en bilimsel
düşüncelerinizle öncülük ettiniz.
Türkiye'de gitmediğiniz yer kalmadı.
Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin en
bilimsel kalemi olarak bizleri hep
aydınlatıp örnek oldunuz. Sizin
kaleminizi kıranlara lanet olsun.
Unutmasuılar ki binlerce Ahmet
Taner Kışlalı demokratik laik
cumhuriyetimizi sonsuza dek
yaşatacaktır. Sizi hiç unutmayacağız.
Kemalizm yolunda sonuna dek
yürümeye kararlıyız. Yürekli
Kemalistlere selam olsun.
Nuri Osman Apaydın (ADD
Bulancak Şub. Bşk.): "Ölünce canlar
ölür / Tenler ölesi değU" dıyen Yunus
Emre ne kadar doğru söylemiş.
Ahmet Taner Kışlalı'yı tanımak
mutluluğunu duymuştum. O, beyni
güzel, kendi güzel insanın canına
kıyanlar insan olamaz. Olayı nefretle
kınıyorum. Biz Kemalistlere büyük
görevler düşüyor. Kışlalı'nm boşuna
öldürühnediğini kanıtlamak için
eskisinden daha çok, daha bilinçli
çalışmak durumundayız. Bulancak'a
geldiklerinde ADD'nın anı defterine,
"Benzer duygu ve düşünceleri
taşryanlann bir araya gelmesi güç
doğunır, umut ve mutiuluk verir.
Mutlu, umutlu ve güçlüyüz"
demiştin. Şu anda mutlu değılız ama,
umutlu, güçlü ve kararlıyız. Uğruna
canım verdiğin laik, demokratik
cumhuriyeti sonsuza dek yaşatmak
için sana söz veriyoruz. Daha çok
çalışacak ve yenı kuşaklann Atatürk
sevgisıyle yetiştirilmesıne özen
göstereceğiz. Işık içinde ol.
Kemal Tarncı (ADD tsk. Şub. II.
Bşk.): ÜÇ GÜZELLIK.. 05.04.1998
günkü yazının başlığı idi Sevgili
Hocam; bense seni kaç güzellıkle
anlatıyorum dostlanma. Unutmak ne
kelime, adını anmadığım gün olursa
kahrolayım. Seni, düşüncelerini dün
olduğu gibi bugün de, yann da
anlatacağım. Boynumun borcu budur.
Ükay Adah (Kutlu Adalı Vakfı Bşk.):
Sevgili Ahmet Taner Kışlalı, gidişin
çok acı oldu. Ancak arkanda
bıraktığın kişiler ve bizler. yolunda
birlikte el ele yürürken Kutlu
Adalı'nın şu sözleriyle diyorum ki:
Ah vah seslennin güncel olaylara
faydası yok. Ah vah çekeceğimize
kimliğimize, laikliğimize sahip
çıkmahyız. Güle güle. Selamım
olsun.
Didem Saraç (Öğrenci), Nurgül
Saraç (Öğretmen), Yaşar Saraç (E.
Hâkım), Mübeccel Saraç (Öğretmen),
Saffet Saraç (Vet. Hekım): Saym
Hocam, gıyabınızda terörü lanetliyor
ve Atatürk'ün kurduğû laik Ven
\,ÜS»Î*1
demokratik cumhuriyetın, tüm •.. >;•,
şeriatçı engellemelere rağmctı dimdik-
ayakta kaldığmı, bundan sonra da
\atanseverlerin, canı pahasına bu
ülkeye sahip çıkacaklannı bilerek
rahat uyuyun.
Dr. N. Kemal Akpınar: Değerli
Hocam, fikir ve düşüncelerinizle
Türkiye'de yaşayan tüm halkın daha
rahat, huzurlu ve insancıl yaşaması
için mücadeleler verip bu fikirlerinizi
ilelebet yaşatacak olan değerli
öğrenciler yetıştirdiniz. Bu şekilde bir
ölümü hiç kimse hak etmedıği gibi
sizin gibi aydın bir insan hiçbir zaman
hak ermedi. Her zaman olduğu gibi
tek korkum FAİLlNtZtN MEÇHUL
kalacağıdır. Son yolculuğunuzda
rahat uyuyun.
A. Akçay: Kıymedı ve eşsız yazanm,
size yapılan bu hain saldınyı
kınıyorum ve son olmasını dilıyorum.
Sizin hayal ettiğiniz ülkenin
gerçekleşmesini temenni ediyorum.
Ahmet Biber (Artvin ADD Şub.
Bşk.): Sevgili Hocam. sizi en son
Artvin'den uğurlarken sizi bir ay
sonra acı bir şekilde uğurlayacağımızı
hiç aklımızın ucundan bile
geçirmemiştik. Ancak şunu bilin ki
hocam. sizin verdiğimiz Kemalist
mücadeleyi yurdun en ücra köşesi
Artvin'de de vermeye bizler devam
edeceğiz. Sizi hunharca katledenler
zannediyorlar ki bu mücadeleyi
durdurur. Fakat yanılıyorlar.
Manevi huzurunda bir kez daha
saygıyla eğiliyor, ruhun şad
olsun diyorum.
ANAP'ta yenî yapılanma
Devletle iş yapan
müteahhitlere fren
ihbar davanın seyrini degiştirdi
Adan'a Türkler
suikastı soruşturnıasî
Halic Toplantılarr
Yazıcıoğlu: Yasama,
yürütmeye el koydu
tstanbul Haber Senisi -
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı ve Teşkilat
Başkanı Ersin Taranoghi.
partı örgütünü 2000 yıhna
hazırîamak amacıyla
çalışma başlamklannı
belirterek "AN.\P.yeni
örgfit anlayışı> la siyasete
öncülük edecektir. Devtetle
müteahhitiikiBşkisi
trianlann ANAFta 0 ve Uçe
başkanı olmalannı
engelleyecek bir çalışma
içindeyfe1
" dedi Istanbul
milletvekillen ve Istanbul
Ü Başkanı îbrahim Taşkın
ile birlikte partisinin il
merkezinde örgütlerin
yapılandınlmasıyla ilgili
bügi veren Taranoğlu,
tstanbul'da istifa eden ilçe
başkanlanrun, kongre
zorunlulugu sorununu
aşmak ve yönetimin işini
kolaylaşormak için bu yolu
seçtiklerim, örgütte
herhangi bir tasfiyenin söz
konusu olmadığını söyledi.
Bu çerçevede. katkı
sunmak isteyen herk '
esi dinleyeceklerini ifade
eden Taranoğlu,
çahşmalann gerekli ^
gördükleri her ilde 1
yapılacağmı ve îstanbui'un
da "*pifc«bölge'' seçildiğini
kaydetti. "Yaptsal
değişikMkJerin,teşkilata
nvartoıması söz konusu"
şeklinde konuşan
Taranoğlu, • "Sağhkh iye
kaydını. örgütlerin
bSrbirieriyie elektronik
ortamda haberieşmesmiv%
STK'lerle daha yakın
işbirBğJkurroayı
amaçbyoruz. 2000 yth ile
birtikte kamutftu da bu
'dedi.
KEKEM1LGA2
DİSK Genel Başkanı
Kemal Türkter'i 19 yıl
önce evinin önünde öldüren
kişinin DYP tstanbul
Miiletvekih CeW Adaa
olduğu öne sürüldü.
Bakırköy Cumhuriyet
Savcılığı konuyla ilgili
olaıak sorusturma başlatû.
Adan daha önce de Türkler
cinayetmden yargılanmış
ve beraat etmişti.
DtSK genel başkanlanndan
Kemal Türkîer'in, 19 yü
önce evinin önünde
öldürülmesiyk ilgili
davanın görüldüğü
Bakırköy 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne göndenlen
şok bir ihbar mektıAu
davanın seyrini degiştirdi.
Mehmet Rauf Ertürk
imzasıyla 27 Eylüî'de
Kadıköy'den postalanan
mektupta'*19»raeI>İSK
Genei Başkanı Kemal
Türidcr'in öJdurülmesi
olayımn asıl faîü hakB
İstanbul milletvekfli olan
Cetal Adan'dır. Adan'm
kaymbiraderi olan Cnal
Osmanağaoğiu OBU temize
çıkannakiçmolayı
sorusturma bu ySnde
üerleöErsc gerçek ortaya
çıkacak. uzun süredir
konuşamayan tanıklar ifadt
verecektir1
* denildı.
Bakırköy 2. Ağır Ceza
Mahkemesi sorusturma
açılması için dosyayı ve
mektubu Bakırköy
Cumhuriyet Savcüığı'na
gönderdi. Bakırköy
Cumhuriyet Savcılığı da
Celal Adan île ilgili
sorusturma başlattL
1 I
İstanbul Haber Servis -
Merkez Valisi Recep
Yazıcıoğlu, iç banşm
zorlandığmı ve
tansiyonun yükseltildiğinı
öne sürerek "fdar^siyas,
ekonomik rantlar ve
kurulu düzen, ancak
yüksek tansiyonla, iç ve
dış düşman söykmivie
sürdürülebUir. Çünkü bir
siire sonra sorgulama
başjayabilir. Bu
sorgulamanın olmaması
gerekû*" dedi Feshane
Festival Sarayı'nda
düzenlenen "'Haliç
Toplantüan''run ilkinde
konuşan Yazıcıoğlu. en
yüksek dozda sistem
terjkidini, sistemden
sorumlu olanlarm
yaptığına dikkat çekti.
Türkiye'de yasama,
yürütme ve yargının iç
içe girdiğini söyleyen
Yazıcıoğlu, sözlerine
şöyle devam etti:
"Türkiye'defcuvvetter
biriiği var. Yanl yasama,
ySrütmeye fiilen ve
hukuken el koyınuştur.
Çünkü yürütmenin başı
olanbakaıüar
siyusetten gelmektedir.
Yürütmenin başına bir
siyasiyi oturttuğunuz
zaman karariar, siyasi
partiy^ nygunluk
acısından düşünülüytm"
Yazıcıoğlu, Türkiye'deki
sorunun bir sistem sorunu
olduğunu vurgulayarak,
yönetimi
merkeziyetçilikten yerel
yönetimîere kaydırmak
gerektiğini söyledi.