Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1999 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
'Gel Desen Gelemem ki'
AGİT doruğu, sansasyonel görüntüleri ve çe-
kişmeleriyle bitti. Türkiye'nin gözü artık AB
adaylığının onaylanmasını beklediği Helsinki'ye
çevrildi.
Görünen o ki, Türkiye, eğer şu andan o güne
önemli bir yol kazası olmaz ise Helsinki'de bek-
lediği adaylık statüsünü alacak. . •*-
Herkesin çabası bu yönde.
Bu konuda en fazla çaba harcayanlann ba-
şında, inanın bana, Türkiye gelmiyor.
Geçen hafta merkezi Essen'de bulunan, Prof.
Dr. Faruk Şen'in yönettiği, Türkiye Araştır-
malar Vakfı'nın Alman Dış Politika Enstitü-
sü ile Berlin'de ortaklaşa düzenlediği toplan-
tıda söylenenleri dinlerken ve istanbul'dan ge-
len haberleri okurken, hem şaşırıyor hem de
gülüyordum.
Her şey değişmişti. Almanya bile Lüksem-
burg'da hata yaptığını kabul ediyordu. Kısaca-
sı Türkiye'nin adaylık yolunda önündeki bütün
engeller teker teker kalkıyordu.
Şaşırmamak ve aynı anda gülmemek elde
değildi. Ne değişmişti de böyle olmuştu?
Daha önce, Türkiye'nin üyelik için gerekli ko-
şullan yerine getirmediği söyleniyordu.
Şimdi Türkiye istenen yönde değişmiş miy-
di?
• • •
Söyler misiniz lütfen, son zamanlarda Türki-
ye'de ne gibi değişiklikler oldu?
Ekonomik ve sosyal yapıda ileri adımlar atıl-
dı, bu alanlarda düzelmeye yönelme mi başla-
dı?
Türkiye insan haklanna daha saygılı, daha
demokratik, daha katılımcı bir ülke haline mi
geldi?
Susurluk konusunda, devlet içindeki çetele-
ri ortaya çıkaracak yeni adımlar mı atıldı?
Pariamento, demokratikleşme ve insan hak-
lan ayıplarını giderecek yasaları birer birer ka-
bul etmeye mi başladı?.
Ne gezer!
Türkiye'de en ufak bir gelişme, en küçük bir
düzelme bile söz konusu değil.
Hatta dostlar alışverişte görsün, kabilinden
yapılan kimi girişimler de daha ilk adımda tö-
kezliyor.
Şu neredeyseyüzyılayaklaşan Memurin Mu-
hakematı Kanunu'nu değıştirecek olan yasanın
görüşülmesi sırasında meydana gelenlere ba-
kın!
Parlamentodaki tutucular koalisyonu, parti
farkı gözetmeksizin bir araya gelerek, işkence-
ci memurun, amirinin rızası olmadan yargılana-
rnayacağına karar veriyor.
"*• Kısacası Türkiye'de tek adım ilerleme yok.
"" ' • • • _ ' . _ . , . • „.
Peki öyle ise ne oluyor?
Ne olduğu açık seçik ortada, ABD kendi 21.
yüzyıl politikası içinde, Avrasya'nın merkezi,
Kafkaslar ve Asya'ya sıçrama tahtası rolünü
yüklediği Türkiye'yi Avrupa ile bütünleştirerek,
işlevini hakkıyla yerine getirecek bir ülke konu-
muna sokmaya çalışıyor.
Avrupa ise çok iyi biliyor ki, adaylık üyelik de-
ğil, iki taraf da elinden geleni yapsa, 15-20 yıl-
dan önce Türkiye'nin adaylıgı gündeme bile
gelmeyecek.
Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğine hiç de hoş
bakmayanlara da anlatıldı ki, Türkiye bu sos-
yal, ekonomik. politik strüktürü ve kafa yapısı
ile görünür bir gelecekte Avrupa'ya üye ola-
maz.
Geçen hafta parlamentodaki tutucular ko-
alisyonu, işkence konusu görüşülürken takın-
dıkları tavırla bu gerçeği doğruladılar.
Kimse AB üyeliği için Ankara'dan korkmasın,
Ankara Avrupa'ya ünlü bir şarkıyla korkmama-
sı için mesaj veriyor:
"Ge/ desen, gelemem ki!"
Düzce'de öleıılerin
sayısı 714'e ulaştı
DİLEKAKIRMAK
BOLU - Başbakanhk
Kriz Yönetim Merkezi,
merkez üssü Düzce olan
depremde ölenlerin sayısı-
nın 714'e, yaralananlann
sayısmın ise 5 bm 108'e u-
laştığını açıklarken 9 gûn
geçmesine karşın Bolu
milletvekillerinin hâlâ ken-
te gitmemelen tepkilere
neden oluyor. Bolu Bele-
diye Başkanı Yüksel Cev
lan, Vali NusretMiroğlu ve
milletvekillerinin tutumla-
n nedenıyle Bolu'ya gere-
ken yardımın gelmediğinı
belirtiyor. Vali Miroğlu,
geçen günlerde yardvm ala-
madıklan geTekçesiyle
protesto yürüyüşü yapan
Karamanlı Mahallesi'nde-
kı depremzedeleri ziyaret
ederek sorunlannı dinledi.
Afet bölgesirun koordinas-
yonundan sorumlu 4. Ko-
İordu Komutam Korgene-
ral ErolTutalda Düzce"de-
ki depremzedelerin daha
sağlıklı bir ortamda bann-
malannı sağlamak içinme-
ga çadırkentler oluşturula-
cağmı söyledı.
Düzce'deki depremden
sonra Bolu'da Birleşmış
Milletler (BM) tarafindan
kurulan, Yerinde Operas-
yonlar Koordınasyon Mer-
kezi (OSOCC) Komutanı
Hollandalı Gerhard Put-
man Cramer. BM'nin
deprem bölgesine ulaştır-
dığı yardımlann 3 milyon
200 bin dolara ulaştığını
bildirdi.
Deprem sonrası Bolu-
Düzce tartışması sûrûyor.
Bolu Belediye Başkanı
Yüksel Ceylan, Bolu mil-
lctvekıUeri ve Vali Nusret
Miroğlu'nun Bolu ile ye-
terince ilgilenmediği için
Bolu halkının gereken yar-
d\mı göremediğini bdirtti.
Vali Miroğlu'nun "Düzce
Va&r olduğunu söyleyen
Ceylan. belediyenin im-
kânlandoğrultusunda ihti-
yaçlan gideımeye çahştık-
lannı bildirdi.
Vali Miroğlu ise geçen
günlerde yardım alama-
dıklan gerekçesiyleprotes-
to yürüyüşü yapan Kara-
manlı Mahallesi'ndeki
depremzedelen ziyaret
ederek, sorunlannı dinle-
di. Bazı depremzedeler,
Miroğlu'na, çadırlann üze-
rine örtecekleri muşamba-
yı almak için saatlerce sı-
radabeklediklerini belirtir-
ken bazılan ise çadır ala-
madıklanm ve bu ihtiyaç-
lannın karşılanmasını iste-
diler. Vali Miroğlu, mu-
şamba dağıhmının düzen-
li olması için muhtarlann
yanına 2 polis memuru ve-
rilmesi yönünde talimat
verdı.
Akrilonitril gazmdan zehirlenen Taşköprülü yurttaşlar fabrikayı dava etti
AKSÂ mahkemelîk oldu• Taşköprü'nün Altınkum Mahallesi'nde oturan avukat Ayşe
Aydemir, 80 kişinin AKSA'ya maddi ve manevi tazminat davası
açtığını, aynca Yalova Savcılığı'nda suç duyurusunda
bulunduğunu söyledi. Bölgedeki herkesin sağhk taramasından
geçirilmesini isteyen Aydemir, AKSA çevresine hava kontrol
istasyonu kurulması gerektiğini belirtti.
bir devlet yetkilisinin kendileriyle ilgilen-
mediğini söyledi. AKSA'nınkapatılması
için hiçbir önlem alınmadığını belirten
bölge halkı, şimdi olası yeni bir deprem-
de yeniden zehirlenme tehlikesiyle karşı
karşıya.
Taşköprii'nün Altınkum Mahallesi 'nde
oturan avukat Ayşe Aydemir, yerleşim bi-
rimine 500 metre yakınlıktaki akrilikle si-
yanürün(akrilonitril) kanştınlması sonu-
cu elyaf üretiminin yapıldığı AKSA'da a-
İstanbul Haber Servisi - Büyük Mar-
mara depreminden en çok etkilenen
önemli sanayi kuruluşlanndan biri olan
Yalova'daki AKSA Akrilik Kimya ve Sa-
nayi Fabrikasf nda asit tanklannın patla-
masıyla sızan "akrilonhrir gazıyla ze-
hirlenen Yalova-Taşköprülüler, AKSA'yı
mahkemeye verdi. Gazdan zehirienen ve
gazm bölgedeki etkisinin geçmemesi ne-
deniyle depremin ardından bir ay daglar-
da yatan Taşköprülüler, bugüne dek hiç-
sit tanklannın patlamasıyla sızan gazla
zehirlenenlerdenbirisi. Aydemir, Istanbul
Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yü-
cd ile Dr. Okan Falay tarafindan hazırla-
nan Radyo Cumhuriyet'teki "Hekinı Gö-
zûyle" programına konuk oldu.
Aydemir, 17 Ağustos depreminde ma-
hallelerinde enkaz altında kalanlan kur-
tarmaya çalışırken AKSA'dan sızan gaz-
dan zehirlendiklerini. depremden yakla-
şık 20 saat sonra zehirlenme nedeniyle
bölgedeki herkeste bulantı, kusma, kanlı
ishal, baygınlık, öksûrük, kaşıntı, baş ve
kann ağnsı başgösterdiğini söyledi. Bu
sırada jandarmanın gelerek kendilerine
bölgedeki hayvanlann gazdan zehirlene-
rek öldüğünü, insanlann da ölüm tehlike-
siyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi-
ğini anlatan Aydemir, kendilerine hemen
bölgeyi boşaltmalan yönünde talimat ve-
rildiğini belirtti.
Bunun ardından en az üç bin kişinin
daglara ve Iznik Gölüetrafina kaçtıgını ve
25 EylüTe kadarburada kaldığını ifade e-
den Aydemir, bu tarihe kadar kendilerine
hiçbir resmi açıklama yapılmadığı gibi,
tehlikenin geçmesi yönünde bölgede de
hiçbir önlem alınmadığını anlattı. Evleri-
ne geri döndüklerinde zehirli gaz kokusu-
nun hâlâ devam ettiğini, evlere ve eşyala-
ra sindiğini gördüklerini belirten Ayde-
mir, devletten ilgi göremiyince Greenpe-
ace'ten konuyla ilgilenmeleri için yardım
istediklerini. ancak Yeşil Banş Örgü-
tü'nden de ilgi göremediklerinı savundu.
Zehirlenmenin ardından yalnızca Altın-
kum Mahallesi'nde 6 kişinin "nedensiz
yere" öldüğünü söyleyen Aydemir, zehir-
lenme nedeniyle başgösteren belirtilerin
çoğunun vücutlannda devam ettiğini söy-
ledi.
Aydemir, mahallelerindeki 80 kişinin
AKSA'ya maddi \e manevi tazminat da-
vası açtığını, aynca Yalova Savcılığı'nda
suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.
Aydemir. bölgedeki herkesin sağhk tara-
masından geçirilmesini, AKSA çevresine
hava kontrol istasyonu kurulmasını. ola-
sı bir depreme karşı yüz ve göz maskesi
ile vücut yaniklanna karşı gaz tulumu is-
tediklerini söyledi. Aynca kişi başına bi-
rer çadır. yatak-yorgan-bartaniye takımı.
ısınma-aydmlatma aracı ile insanlan taşt-
yacak taşıt aracı temin edilmesıni isteyen
Aydemir. "Biz bunlar için AKSA'ya 0ı-
tarname çekeceğiz. Ister bunu AKSA te-
min etsin. ister devlet temin etsin" dedi.
Düzce depreminden sonra hâlâ açıktalar
Ozürlü çoculdarıyla
çadırsız kaldılar
Eşya için ölümle alay etmek
Kaynaşh'daki depremde evleri yıküan depremzedeler, yannlannı yeniden kurmak için ölüm tehlikesini defalarca
yaşıyor. Harabe haline gelen evlerinden bir eşya daha kurtarabUmek için yaşadıklan çadırlaria evlerinin enkan
arasında koşuşturuyortar ve sık sık meydana gelen artçı depremlerin getirebileceği ölüme adeta meydan
okuyarak yıkıntılann içine gpriyorlar. Bazılan da yana vatmış binalann üst kaüanndan iş makineleriy^feeşya
çıkârtnayaçali4iyor."(Fotoğraf:KADERTUĞLA) * , * * "
YUSLFZİYAAY
KAYÎSAŞL1-Düzce
Kaynaşh'daki bazı
depremzedeler. felaketin
üzerinden 10 gün
geçmesine karşın hâlâ
bannacak bir çadır
alamadığı için yağmur
altında sefalet çekıyor.
Depremde evi ağır hasar
gören depremzede çift. iki
özürlü çocuğuyla
günlerdir bir otomobilde
güçlükle bannmaya
çahşıyor.
K.aynaşlı'da 12 Kasım'da
meydana gelen depremin
ardından çadıra
yerleştirilen yüzlerce
depremzede, hasarlı
evlerinden kurtardıklan
eşyalannı da yağmurdan
korumak için fazladan
çadır alıyor. Bannma
'ihtiyacının dlşmda birden
fazla çadır alan
depremzedeler, ihtiyacı
olanlann kötü hava
koşullannda çadırsız
kalmasına neden oluyor.
Onlar, depremden sağ
kurtulsalar da acı ve
sıkıntıyla yaşamak
zonında kalan
depremzede ailelerden
yalnızca biri. Depremin
üzerinden 10 gün
geçmesine karşın çadır
verilmeyen Mehmet-
CemtteKıiıççifti.24
yaşındaki Ozgür ve 28
yaşındaki Çiğdem adlı iki
özürlü çocuğuyla
otomobillerinde
bannmaya çalışıyor Aile
reisi Mehmet Kılıç, Milli
Eğitim Bakanlığı
kadrosunda devlete 30 yıl
memur olarak hizmet
ettiğini söylüj;or. Bu
hizmetinin-karşılı|mda
Bölge içın yarchm kampanyasıİstanbul Haber Servisi - Deprem
bölgesine yardımlar artarak sürü-
yor. Depremzedelerle sivil dayanış-
mayı oluşturmak amacıyla kurulan
Sivil Koordinasyon Merkezi. dep-
rem bölgesinde ihtıyaç duyulan
malzemelerin listesini açıklarken.
bölge için yardım kampanyalan
başlatıldı.
Sivil Koordinasyon Merke-
zi'nden yapılan açıklamada, Düz-
ce ve Kaynaşh'daki kriz masasma
ulaştınlmak iizere acil ihtiyaç du-
yulan yardım malzemelen şöyle:
"2 adet tansiyon aleti. 4 adet stetes-
kop, 2 adet seyyar röntgen cihazı
(otomatik banyosuyla buükte),
EKG cihazı, astun flacı, dezenfek-
tan, spekhotomerre. diş ünitesi,
GCT acutrend cihaz ve kitleri, kü-
çük cenrahi seder, gebelik testi, sed-
ye fermo, serum askısı. aspiratör,
oksijen tüpü. seyyar tuvalet ve ban-
yo, cep teiefonlan için araç şarj ci-
hazı, sera naylonu, kazma, çekiç,
kürek, çhi bilgisayar. ikiB tüplü o-
cak, buzdolabı, çadır zemini için
tahta palet, içme suyu. süt kireç, su
tankı. musluklu su bidonu, büyük
çaydanlık ve semaver, piknik tüpü,
uyku tulumu, battanive, katalirik
• Sivil Koordmasyon Merkezi, deprem bölgesinde
ihtiyaç duyulan malzemelerin listesini açıkladı. Sivil
Koordinasyon Merkezi, yardım yapacak kişi ve
kuruluşlarca (0 212) 292 96 75, 292 97 65,245 56 02-03
numaralı telefonlara başvurulmasını istiyor.
vey^ ekktrikli soba. bere, atkı, eldi- branda, 429 koli havlu, 17 adet ha-
\en, iç çamaşın, pU, el feneri, mum, vali yatak. 20 ton naylon, 4 bin 460
elektrik malzemesi. poşet bidon, adet nevTesim, 2 bin 300 adet çar-
lastik çizme, > ağmurluk, kışuk gry-
si, anorak. kaban,yeryatağı,ne\Te-
sim, yorgan, battanive, yasük, çöp
poşeti,snı sabun ve makinesi,tuva-
let kâğıdı, kâgıt havlu,ıslak mendiL,
peçete, el kremi. iş eldiveni. iş tulu-
mu, toz maskesi, çocuk bezi, hijye-
nik ped, diş nıacunu. diş nrçasv
plastik mutfak malzemesu oyuncak,
kahvalülık gıda, helva \e enerji ve-
recek gıda maddesi, pirinç unu. be-
bek mamasL, meyve suyu, srvı yağ,
margarin.7
"
Sivil Koordinasyon Merkezi'nin
telefon numaralan: (0 212) 292 96
75,292 97 65,245 56 02-03
İstanbul Valiliği'nden yapılan
açıklamada, bugüne dek deprem
bölgesine yapılan yardımlara ek
olarak aynca, 1554 adetyorgan, 536
adetbattaniye, 227 adet hijyen mal-
zeme, 163 şemsiye, 2 rulo naylon
şaf, 84 adet yastık, 40 adet yatak,
156 ünite kanve muhtelif gıda mal-
zemeleri ile 2 adet su tankerinin
sevk edildigi belirtıldi. Valilik böl-
gede halen 670 yabancı kurtarma
personelimn çalışmakta olduğunu
belirtti \e yardımlann sürdüğünü
açıkladı.
Valilik açıklamasında, Düzce
Depremi Yardım Hesabfna para
yardımı yapmak isteyen yurttaşla-
nn kampanyaya katılabilecekleri
hesap numaralan şöyle:
Vakıflar Bankası Nişantaşı Şu-
besi'nde Türk Lirası için 203000,
Alman Markı için 4032000, ABD
Dolan için 4033000, tngiliz Sterli-
ni için 4034000, Hollanda Florini
içın 4035000 ve Isviçre Frankı için
4036000.
Ziraat Bankası Sirkeci Şube-
si'nde Türk Lirası için 72764, ABD
Dolan için 72749, Alman Markı
için 72752, Hollanda Florini için
72776 ve tngiliz Sterlini için
72788.
Yardımlar bölgede
tstanbul Beykent Üniversitesi
öğrencileri Bolu-Düzce halkı için
yardım kampanyası başlattı.
Öğrencilerin topladiğı ayni ve
nakdi yardımlar, Ögrencı Konseyi
üyelerince kamyon ve otobüslerle
Düzce'ye ulaştınldı.
Eczacıbaşı-Baxter, deprem böl-
gesine 12 bin serum ile 6 bin serum
seti gönderdi.
Maltepe Belediyesi, bölgeye 30
kişilik bir kurtarma ve yardım eki-
bi gönderdi. Belediye bünyesinde
de acil yardım ve kurtarma ekibi
oluşturuldu. Depremzedeler yaran-
na Beymen tarafindan 2-9 Aralık
tarihleri arasında Akmerkez'deki
Beymen mağazasında düzenlene-
cek olan "Beymen Tasanmcılar
Sergisi" için dünyanın ünlü tasa-
nmcılan eserlerini göndermeye
başladılar. Eserlerin satışından el-
de edilecek gelir Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakfı'nın Hayat Proje-
si'ne aktanlacak.
Artçı
sarsmtılar
Kandilli Rasathanesi'nin
yaptığı açıklamaya göre
dün merkez üssü Bahkesir
Savaştepe'de saat 09.34'te
3.7, saat 09.35'te 3.6 ve sa-
at 09.58'de 2.8 büyüklüğün-
dehafif şiddette depremler
oldu. Meydana gelen artçı
sarsıntılann merkez üstleri,
saat ve büyüklükleri
şöyle:
ise
Yer Saat/bûyüklük
Saroz Körfezı
Bolu-Kaynaşlı
Adapazan
Bolu Kaynaşlı
Bolu-Kaynaşlı
Bolu-Kaynaşlı
Bolu-Kaynaşlı
Çınarcık
Bolu-Seben
Bolu-Düzce
Bolu-Kaynaşlı
Bolu-Kaynaşlı
Bolu-Kaynaşlı
Bolu
19 52 3 8
20.28 3.0
20.47 3.1
00.27 4.2
01.18 3.1
03.02 3.2
06.05 3.1
06.36 3.1
10.05 2.8
10.17 2.8
10.20 2.8
11.24 3.0
13.27 2.8
15.04 3.1
S/FmNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk
Af kanunu tartışması rafa
kaldınldı, ama cezaevlerinde
özellikle de af kapsamı dışmda
bırakılmaya çalışılan Adalet
Bakanlığı'na göre "terörist"\e-
rin durumu, önemli bir siyasi
haksızlık olarak gençlerin gele-
ceğini olumsuz yönde etkile-
meye devam ediyor. Türk Ce-
za Kanunu'nun 168. madde-
sinden tutuklanan ve mahkûm
edilenlerden ve ailelerinden
gelen mektuplar, çok vurgula-
dığımız bu haksızlığı gözler
önüne seriyor. Önümde ceza-
evlerinden gelen 3 mektup du-
ruyor. Onları kısaltarak size su-
nacağım.
İlk mektup bir öğretmen an-
neden. Devlet memuru olduğu
için kimliğini saklı tutuyorum:
"Ben...ili...ilçesi... ilköğretim
okulunda sınıf öğretmeni ola-
rak çalışmaktayım. Oğlum, 17
yaşında iken üniversite 2. sı-
nıfta düşüncelerinden ve eğer
doğruysa bir bez parçasından
dolayı tutuklandı. Yargılanarak
9 yıl 7 ay 16 gün cezaya çarp-
tınldı. Aslında senaryo olarak
Manisa olayından hiç farkı o/-
Şul68.Madde
mayan davada, medya ve ka-
muoyu desteği olmadığı için
bizim çocuklar cezayı yediler.
Oğlumuzu iyi yetiştirdiğimizi
sanıyorum. Neden mi? Hırsız,
ırz düşmanı, devlet malını ça-
lan, sahtekâr, esrarcı-eroinci
yetiştirmedim. Eğer öyle yetiş-
tirseydim şu anda af kapsa-
mında olurdu.
Oğlum eğer suçlu ise ceza-
sı on yıl mı olmalıydı? Bu ço-
cuklar terörist diye mi nitelen-
dirilmeliydi? Ankara Ulucan-
lar'da isyan var denildi... Bu
bana isyan değil de başka şey-
lerin döndüğünü düşündürü-
yor. Çocuklanmızın hücrelere
kapatılmak istendiği endişe-
sindeyim. İçinde banyosu, tu-
valeti olmayan, 3 kişilik, 4 kişi-
lik odalara onlan, tabutluk gibi
kapatmak istedikleri korkusu-
nu duyuyorum.
Bir gece ansızın hiçbir şey-
den haberiniz olmadan evden,
işyerinden alınıp götürüldüğü-
nüz, her türlü kötü muameleye
maruz kaldığınız, sonra da
'Yanlışlık oldu' denilen bir ülke-
de; cezaevınden mahkemeye
getirilirken insanlann dövüldü-
ğü bir ülkede, annesinin göz-
leri önünde gençlerin öldürü-
lünceye kadar dövüldüğü bir
ülkede, ben bu tûr kurumlara
nasıl güvenebilirim? Çocukla-
nmıza, hücrelerinden çıkanlıp
işkence yapılmayacağına nasıl
inanabilirim?
Üç buçuk yıldır yaşadığım
olaylar, beni öyle bir bunalıma
soktu ki!...Polis gördüğümde
kardeşim de olsa, işkenceci
sanıyorum. Aslında bu düşün-
celer beni çok rahatsız ediyor.
Ama bu düşüncelerden ken-
dimi kurtaramıyorum. Bu ya-
şadıklanmdan ve duyduklanm-
dan dolayı oğlumun asla ve as-
/a hücreye konulmasını istemi-
yorum."
Bir başka mektup ise Çankı-
n Cezaevi'ndeki üniversiteli bir
gençten. Yine bilinen madde-
den, 168. maddeden. Önü-
müzdeki günlerde Yargıtay'da
ele alınacak dosyanın sanıkla-
nndan birisi Bahadır Ahıska.
Mektubunda şunlan söylüyor
"Bu mektubu size, belki de
yeryüzünde olmak istenen yer
ile, olunan yerin en az çakıştı-
ğı bir mekândan, şehir merke-
zini bile bilmediğim bir kentin
cezaevınden yazıyorum.
Ben; 1995-96 öğretim yılın-
da harçlara yapılan yüzde
400'lük zammı geri aldırmak
için imza toplamış, bu imzala-
n Meclis'e iletmiş, verilen söz-
lerin yerine getirilmemesi üze-
rine bu vaatleri hatıriatmak için
29 Şubat 1996 günü TBMM
Genel Kurulu'nda pankart aç-
mış üniversite öğrencilerinden
biriyim. Çeşitli komplolarve iş-
kenceler sonucu bir yılı aşkın
süredir cezaevinde bulunmak-
tayım.
24 Kasım günü Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nde duruşmamız
görülecek. Her gün değişen
gündemler nedeniyle toplum-
da 'popülaritesi'n/ oldukça yi-
tirmiş bu davayı kamuoyuna
hatırlatmakta yarar var."
Üçüncü mektup, gözden
ırak bir cezaevinden, Malat-
ya'dan. Serpil Yıldız, yolladığı
mektupta Ahmet Taner Kış-
lalı suikastı için başsağlığı dıli-
yor. "A. Taner Kışlalı katliamı
öfkemizi büyüttü... A. Taner
Kışlalı 'dan kısa süre önce, yi-
ne Ankara 'da 10 devrimciyi yi-
tirdik. Bu iki katliam arasında-
ki bağı sizin de, bizim kadar iyi
bildiğinize eminiz. Her iki katli-
amda da Susurluk, devleti, ül-
keyi nasılyönettiğini bir kez da-
ha gösterdi."
Size üç mektup, hani şu res-
men "terörist" sayılanlardan ve
onların ailelerinden. Hani şu
168. maddeden ağır cezalara
çarptırılanlardan. Onlar "terö-
rist" ve af kapsamı dışındalar.
Anayasa öyle emrediyor. Biz
de bu anayasa ile uygar dünya
içinde yer almaya hazırlanıyo-
ruz. Garip ama gerçek...
bannacak bir çadır bile
alamadığinı anlatırken
belli etmemeye çahştığı
gözyaşlan, acısını ele
veriyor. Mehmet Kılıç'ın
iizüntüyle harmanlanan
gururu, yardım istemesini
engelliyor. Özürlü
çocuklannın rahat etmesi
için yıllarca bıriktirdiği
parayla bir otomobil
aldığını söyleyen Mehmet
Kılıç. bu otomobil
sayesınde ailesıni yağmur
ve soğuktan korumaya
çalışıyor.
Bölgede yeterli sayıda
sahra tuvaleti
bulunmadığı için özürlü
çocuklanna evlerinin
önünde derme çatma bir
tuvalet yapan Mehmet
Kılıç. çocuklannın
bedensel özürü nedeniyle
bu tuvaleti
kullanamadıgını sövle'dt':
Işıkara
'Depremin
zararmı
eğitimle
önleriz'
İstanbulHaber Servi-
si -BÜ Kandilli Rasat-
hanesive DepremAraş-
tırma Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Ahmet Mete
Işıkara, Türkiye'de dep-
remden doğacak zarar-
lann, depreme güvenli
konut yaparak, insanla-
n eğiterek en aza indiri-
leceğini söyledi. Mar-
mara ve Düzce depre-
minden sonra artçı dep-
remler sürüyor.
Acıbadem'deki Özel 3
Doğuş Okullar Gru-1
bu'nda öğrenci, öğret-1
men ve okul personeli-
ne "Deprem sırasında
yapılması gerekenler ve t
önlemler" konulu biri
konferans veren Prof.
Dr. Işıkara. "Şu anda
deprem olursa yapma-
mız gereken sakin bir
şekilde depremin geç-
mesini bckkmektir"
dedi. Işıkara şöyle de-
vam etti:
"Deprem sırasında
nerede olursanız olun,
yapmans gereken,sii-
kûnetinizi korumakor.
O, işin anahtandır. On-
dan sonra da mekâna
göre neyapılması gerek-
tigini planiamanız gere-
kij'or. Türkiye'de dep-
remden doğacak zarar-
lan en aza indirmenin i-
ki yolu var. Birinci yolu,
deprem güvenli konut-
tur. Ikinci yolu ise eği-
timdir. Deprem eğin'mi-
ni anaokulundan başla-
tıp finKersiteye kadar
taşımak gerekiyorT
TPAO'nun Marmara
Denizi'ndeki fay hattı-
nı gösteren yüzey hari-
tasını, bilim adamlannı
bilgilendirmek amacıy-
la ortaya koyduklartnı
ifade eden Prof. Dr. Işı-
kara, "Artık'öncümü*,
'artçı mı' tarüşmalan-
nı, fa> tarüşnıalknm bir
kenara bırakmak la-
zım. Çünkü fay tartış-
ması bana sorarsanız
aracür, amaç defüdir"
dedi.