18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1999 SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN 'Gel Desen Gelemem ki' AGİT doruğu, sansasyonel görüntüleri ve çe- kişmeleriyle bitti. Türkiye'nin gözü artık AB adaylığının onaylanmasını beklediği Helsinki'ye çevrildi. Görünen o ki, Türkiye, eğer şu andan o güne önemli bir yol kazası olmaz ise Helsinki'de bek- lediği adaylık statüsünü alacak. . •*- Herkesin çabası bu yönde. Bu konuda en fazla çaba harcayanlann ba- şında, inanın bana, Türkiye gelmiyor. Geçen hafta merkezi Essen'de bulunan, Prof. Dr. Faruk Şen'in yönettiği, Türkiye Araştır- malar Vakfı'nın Alman Dış Politika Enstitü- sü ile Berlin'de ortaklaşa düzenlediği toplan- tıda söylenenleri dinlerken ve istanbul'dan ge- len haberleri okurken, hem şaşırıyor hem de gülüyordum. Her şey değişmişti. Almanya bile Lüksem- burg'da hata yaptığını kabul ediyordu. Kısaca- sı Türkiye'nin adaylık yolunda önündeki bütün engeller teker teker kalkıyordu. Şaşırmamak ve aynı anda gülmemek elde değildi. Ne değişmişti de böyle olmuştu? Daha önce, Türkiye'nin üyelik için gerekli ko- şullan yerine getirmediği söyleniyordu. Şimdi Türkiye istenen yönde değişmiş miy- di? • • • Söyler misiniz lütfen, son zamanlarda Türki- ye'de ne gibi değişiklikler oldu? Ekonomik ve sosyal yapıda ileri adımlar atıl- dı, bu alanlarda düzelmeye yönelme mi başla- dı? Türkiye insan haklanna daha saygılı, daha demokratik, daha katılımcı bir ülke haline mi geldi? Susurluk konusunda, devlet içindeki çetele- ri ortaya çıkaracak yeni adımlar mı atıldı? Pariamento, demokratikleşme ve insan hak- lan ayıplarını giderecek yasaları birer birer ka- bul etmeye mi başladı?. Ne gezer! Türkiye'de en ufak bir gelişme, en küçük bir düzelme bile söz konusu değil. Hatta dostlar alışverişte görsün, kabilinden yapılan kimi girişimler de daha ilk adımda tö- kezliyor. Şu neredeyseyüzyılayaklaşan Memurin Mu- hakematı Kanunu'nu değıştirecek olan yasanın görüşülmesi sırasında meydana gelenlere ba- kın! Parlamentodaki tutucular koalisyonu, parti farkı gözetmeksizin bir araya gelerek, işkence- ci memurun, amirinin rızası olmadan yargılana- rnayacağına karar veriyor. "*• Kısacası Türkiye'de tek adım ilerleme yok. "" ' • • • _ ' . _ . , . • „. Peki öyle ise ne oluyor? Ne olduğu açık seçik ortada, ABD kendi 21. yüzyıl politikası içinde, Avrasya'nın merkezi, Kafkaslar ve Asya'ya sıçrama tahtası rolünü yüklediği Türkiye'yi Avrupa ile bütünleştirerek, işlevini hakkıyla yerine getirecek bir ülke konu- muna sokmaya çalışıyor. Avrupa ise çok iyi biliyor ki, adaylık üyelik de- ğil, iki taraf da elinden geleni yapsa, 15-20 yıl- dan önce Türkiye'nin adaylıgı gündeme bile gelmeyecek. Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğine hiç de hoş bakmayanlara da anlatıldı ki, Türkiye bu sos- yal, ekonomik. politik strüktürü ve kafa yapısı ile görünür bir gelecekte Avrupa'ya üye ola- maz. Geçen hafta parlamentodaki tutucular ko- alisyonu, işkence konusu görüşülürken takın- dıkları tavırla bu gerçeği doğruladılar. Kimse AB üyeliği için Ankara'dan korkmasın, Ankara Avrupa'ya ünlü bir şarkıyla korkmama- sı için mesaj veriyor: "Ge/ desen, gelemem ki!" Düzce'de öleıılerin sayısı 714'e ulaştı DİLEKAKIRMAK BOLU - Başbakanhk Kriz Yönetim Merkezi, merkez üssü Düzce olan depremde ölenlerin sayısı- nın 714'e, yaralananlann sayısmın ise 5 bm 108'e u- laştığını açıklarken 9 gûn geçmesine karşın Bolu milletvekillerinin hâlâ ken- te gitmemelen tepkilere neden oluyor. Bolu Bele- diye Başkanı Yüksel Cev lan, Vali NusretMiroğlu ve milletvekillerinin tutumla- n nedenıyle Bolu'ya gere- ken yardımın gelmediğinı belirtiyor. Vali Miroğlu, geçen günlerde yardvm ala- madıklan geTekçesiyle protesto yürüyüşü yapan Karamanlı Mahallesi'nde- kı depremzedeleri ziyaret ederek sorunlannı dinledi. Afet bölgesirun koordinas- yonundan sorumlu 4. Ko- İordu Komutam Korgene- ral ErolTutalda Düzce"de- ki depremzedelerin daha sağlıklı bir ortamda bann- malannı sağlamak içinme- ga çadırkentler oluşturula- cağmı söyledı. Düzce'deki depremden sonra Bolu'da Birleşmış Milletler (BM) tarafindan kurulan, Yerinde Operas- yonlar Koordınasyon Mer- kezi (OSOCC) Komutanı Hollandalı Gerhard Put- man Cramer. BM'nin deprem bölgesine ulaştır- dığı yardımlann 3 milyon 200 bin dolara ulaştığını bildirdi. Deprem sonrası Bolu- Düzce tartışması sûrûyor. Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan, Bolu mil- lctvekıUeri ve Vali Nusret Miroğlu'nun Bolu ile ye- terince ilgilenmediği için Bolu halkının gereken yar- d\mı göremediğini bdirtti. Vali Miroğlu'nun "Düzce Va&r olduğunu söyleyen Ceylan. belediyenin im- kânlandoğrultusunda ihti- yaçlan gideımeye çahştık- lannı bildirdi. Vali Miroğlu ise geçen günlerde yardım alama- dıklan gerekçesiyleprotes- to yürüyüşü yapan Kara- manlı Mahallesi'ndeki depremzedelen ziyaret ederek, sorunlannı dinle- di. Bazı depremzedeler, Miroğlu'na, çadırlann üze- rine örtecekleri muşamba- yı almak için saatlerce sı- radabeklediklerini belirtir- ken bazılan ise çadır ala- madıklanm ve bu ihtiyaç- lannın karşılanmasını iste- diler. Vali Miroğlu, mu- şamba dağıhmının düzen- li olması için muhtarlann yanına 2 polis memuru ve- rilmesi yönünde talimat verdı. Akrilonitril gazmdan zehirlenen Taşköprülü yurttaşlar fabrikayı dava etti AKSÂ mahkemelîk oldu• Taşköprü'nün Altınkum Mahallesi'nde oturan avukat Ayşe Aydemir, 80 kişinin AKSA'ya maddi ve manevi tazminat davası açtığını, aynca Yalova Savcılığı'nda suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Bölgedeki herkesin sağhk taramasından geçirilmesini isteyen Aydemir, AKSA çevresine hava kontrol istasyonu kurulması gerektiğini belirtti. bir devlet yetkilisinin kendileriyle ilgilen- mediğini söyledi. AKSA'nınkapatılması için hiçbir önlem alınmadığını belirten bölge halkı, şimdi olası yeni bir deprem- de yeniden zehirlenme tehlikesiyle karşı karşıya. Taşköprii'nün Altınkum Mahallesi 'nde oturan avukat Ayşe Aydemir, yerleşim bi- rimine 500 metre yakınlıktaki akrilikle si- yanürün(akrilonitril) kanştınlması sonu- cu elyaf üretiminin yapıldığı AKSA'da a- İstanbul Haber Servisi - Büyük Mar- mara depreminden en çok etkilenen önemli sanayi kuruluşlanndan biri olan Yalova'daki AKSA Akrilik Kimya ve Sa- nayi Fabrikasf nda asit tanklannın patla- masıyla sızan "akrilonhrir gazıyla ze- hirlenen Yalova-Taşköprülüler, AKSA'yı mahkemeye verdi. Gazdan zehirienen ve gazm bölgedeki etkisinin geçmemesi ne- deniyle depremin ardından bir ay daglar- da yatan Taşköprülüler, bugüne dek hiç- sit tanklannın patlamasıyla sızan gazla zehirlenenlerdenbirisi. Aydemir, Istanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yü- cd ile Dr. Okan Falay tarafindan hazırla- nan Radyo Cumhuriyet'teki "Hekinı Gö- zûyle" programına konuk oldu. Aydemir, 17 Ağustos depreminde ma- hallelerinde enkaz altında kalanlan kur- tarmaya çalışırken AKSA'dan sızan gaz- dan zehirlendiklerini. depremden yakla- şık 20 saat sonra zehirlenme nedeniyle bölgedeki herkeste bulantı, kusma, kanlı ishal, baygınlık, öksûrük, kaşıntı, baş ve kann ağnsı başgösterdiğini söyledi. Bu sırada jandarmanın gelerek kendilerine bölgedeki hayvanlann gazdan zehirlene- rek öldüğünü, insanlann da ölüm tehlike- siyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi- ğini anlatan Aydemir, kendilerine hemen bölgeyi boşaltmalan yönünde talimat ve- rildiğini belirtti. Bunun ardından en az üç bin kişinin daglara ve Iznik Gölüetrafina kaçtıgını ve 25 EylüTe kadarburada kaldığını ifade e- den Aydemir, bu tarihe kadar kendilerine hiçbir resmi açıklama yapılmadığı gibi, tehlikenin geçmesi yönünde bölgede de hiçbir önlem alınmadığını anlattı. Evleri- ne geri döndüklerinde zehirli gaz kokusu- nun hâlâ devam ettiğini, evlere ve eşyala- ra sindiğini gördüklerini belirten Ayde- mir, devletten ilgi göremiyince Greenpe- ace'ten konuyla ilgilenmeleri için yardım istediklerini. ancak Yeşil Banş Örgü- tü'nden de ilgi göremediklerinı savundu. Zehirlenmenin ardından yalnızca Altın- kum Mahallesi'nde 6 kişinin "nedensiz yere" öldüğünü söyleyen Aydemir, zehir- lenme nedeniyle başgösteren belirtilerin çoğunun vücutlannda devam ettiğini söy- ledi. Aydemir, mahallelerindeki 80 kişinin AKSA'ya maddi \e manevi tazminat da- vası açtığını, aynca Yalova Savcılığı'nda suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Aydemir. bölgedeki herkesin sağhk tara- masından geçirilmesini, AKSA çevresine hava kontrol istasyonu kurulmasını. ola- sı bir depreme karşı yüz ve göz maskesi ile vücut yaniklanna karşı gaz tulumu is- tediklerini söyledi. Aynca kişi başına bi- rer çadır. yatak-yorgan-bartaniye takımı. ısınma-aydmlatma aracı ile insanlan taşt- yacak taşıt aracı temin edilmesıni isteyen Aydemir. "Biz bunlar için AKSA'ya 0ı- tarname çekeceğiz. Ister bunu AKSA te- min etsin. ister devlet temin etsin" dedi. Düzce depreminden sonra hâlâ açıktalar Ozürlü çoculdarıyla çadırsız kaldılar Eşya için ölümle alay etmek Kaynaşh'daki depremde evleri yıküan depremzedeler, yannlannı yeniden kurmak için ölüm tehlikesini defalarca yaşıyor. Harabe haline gelen evlerinden bir eşya daha kurtarabUmek için yaşadıklan çadırlaria evlerinin enkan arasında koşuşturuyortar ve sık sık meydana gelen artçı depremlerin getirebileceği ölüme adeta meydan okuyarak yıkıntılann içine gpriyorlar. Bazılan da yana vatmış binalann üst kaüanndan iş makineleriy^feeşya çıkârtnayaçali4iyor."(Fotoğraf:KADERTUĞLA) * , * * " YUSLFZİYAAY KAYÎSAŞL1-Düzce Kaynaşh'daki bazı depremzedeler. felaketin üzerinden 10 gün geçmesine karşın hâlâ bannacak bir çadır alamadığı için yağmur altında sefalet çekıyor. Depremde evi ağır hasar gören depremzede çift. iki özürlü çocuğuyla günlerdir bir otomobilde güçlükle bannmaya çahşıyor. K.aynaşlı'da 12 Kasım'da meydana gelen depremin ardından çadıra yerleştirilen yüzlerce depremzede, hasarlı evlerinden kurtardıklan eşyalannı da yağmurdan korumak için fazladan çadır alıyor. Bannma 'ihtiyacının dlşmda birden fazla çadır alan depremzedeler, ihtiyacı olanlann kötü hava koşullannda çadırsız kalmasına neden oluyor. Onlar, depremden sağ kurtulsalar da acı ve sıkıntıyla yaşamak zonında kalan depremzede ailelerden yalnızca biri. Depremin üzerinden 10 gün geçmesine karşın çadır verilmeyen Mehmet- CemtteKıiıççifti.24 yaşındaki Ozgür ve 28 yaşındaki Çiğdem adlı iki özürlü çocuğuyla otomobillerinde bannmaya çalışıyor Aile reisi Mehmet Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı kadrosunda devlete 30 yıl memur olarak hizmet ettiğini söylüj;or. Bu hizmetinin-karşılı|mda Bölge içın yarchm kampanyasıİstanbul Haber Servisi - Deprem bölgesine yardımlar artarak sürü- yor. Depremzedelerle sivil dayanış- mayı oluşturmak amacıyla kurulan Sivil Koordinasyon Merkezi. dep- rem bölgesinde ihtıyaç duyulan malzemelerin listesini açıklarken. bölge için yardım kampanyalan başlatıldı. Sivil Koordinasyon Merke- zi'nden yapılan açıklamada, Düz- ce ve Kaynaşh'daki kriz masasma ulaştınlmak iizere acil ihtiyaç du- yulan yardım malzemelen şöyle: "2 adet tansiyon aleti. 4 adet stetes- kop, 2 adet seyyar röntgen cihazı (otomatik banyosuyla buükte), EKG cihazı, astun flacı, dezenfek- tan, spekhotomerre. diş ünitesi, GCT acutrend cihaz ve kitleri, kü- çük cenrahi seder, gebelik testi, sed- ye fermo, serum askısı. aspiratör, oksijen tüpü. seyyar tuvalet ve ban- yo, cep teiefonlan için araç şarj ci- hazı, sera naylonu, kazma, çekiç, kürek, çhi bilgisayar. ikiB tüplü o- cak, buzdolabı, çadır zemini için tahta palet, içme suyu. süt kireç, su tankı. musluklu su bidonu, büyük çaydanlık ve semaver, piknik tüpü, uyku tulumu, battanive, katalirik • Sivil Koordmasyon Merkezi, deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan malzemelerin listesini açıkladı. Sivil Koordinasyon Merkezi, yardım yapacak kişi ve kuruluşlarca (0 212) 292 96 75, 292 97 65,245 56 02-03 numaralı telefonlara başvurulmasını istiyor. vey^ ekktrikli soba. bere, atkı, eldi- branda, 429 koli havlu, 17 adet ha- \en, iç çamaşın, pU, el feneri, mum, vali yatak. 20 ton naylon, 4 bin 460 elektrik malzemesi. poşet bidon, adet nevTesim, 2 bin 300 adet çar- lastik çizme, > ağmurluk, kışuk gry- si, anorak. kaban,yeryatağı,ne\Te- sim, yorgan, battanive, yasük, çöp poşeti,snı sabun ve makinesi,tuva- let kâğıdı, kâgıt havlu,ıslak mendiL, peçete, el kremi. iş eldiveni. iş tulu- mu, toz maskesi, çocuk bezi, hijye- nik ped, diş nıacunu. diş nrçasv plastik mutfak malzemesu oyuncak, kahvalülık gıda, helva \e enerji ve- recek gıda maddesi, pirinç unu. be- bek mamasL, meyve suyu, srvı yağ, margarin.7 " Sivil Koordinasyon Merkezi'nin telefon numaralan: (0 212) 292 96 75,292 97 65,245 56 02-03 İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, bugüne dek deprem bölgesine yapılan yardımlara ek olarak aynca, 1554 adetyorgan, 536 adetbattaniye, 227 adet hijyen mal- zeme, 163 şemsiye, 2 rulo naylon şaf, 84 adet yastık, 40 adet yatak, 156 ünite kanve muhtelif gıda mal- zemeleri ile 2 adet su tankerinin sevk edildigi belirtıldi. Valilik böl- gede halen 670 yabancı kurtarma personelimn çalışmakta olduğunu belirtti \e yardımlann sürdüğünü açıkladı. Valilik açıklamasında, Düzce Depremi Yardım Hesabfna para yardımı yapmak isteyen yurttaşla- nn kampanyaya katılabilecekleri hesap numaralan şöyle: Vakıflar Bankası Nişantaşı Şu- besi'nde Türk Lirası için 203000, Alman Markı için 4032000, ABD Dolan için 4033000, tngiliz Sterli- ni için 4034000, Hollanda Florini içın 4035000 ve Isviçre Frankı için 4036000. Ziraat Bankası Sirkeci Şube- si'nde Türk Lirası için 72764, ABD Dolan için 72749, Alman Markı için 72752, Hollanda Florini için 72776 ve tngiliz Sterlini için 72788. Yardımlar bölgede tstanbul Beykent Üniversitesi öğrencileri Bolu-Düzce halkı için yardım kampanyası başlattı. Öğrencilerin topladiğı ayni ve nakdi yardımlar, Ögrencı Konseyi üyelerince kamyon ve otobüslerle Düzce'ye ulaştınldı. Eczacıbaşı-Baxter, deprem böl- gesine 12 bin serum ile 6 bin serum seti gönderdi. Maltepe Belediyesi, bölgeye 30 kişilik bir kurtarma ve yardım eki- bi gönderdi. Belediye bünyesinde de acil yardım ve kurtarma ekibi oluşturuldu. Depremzedeler yaran- na Beymen tarafindan 2-9 Aralık tarihleri arasında Akmerkez'deki Beymen mağazasında düzenlene- cek olan "Beymen Tasanmcılar Sergisi" için dünyanın ünlü tasa- nmcılan eserlerini göndermeye başladılar. Eserlerin satışından el- de edilecek gelir Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın Hayat Proje- si'ne aktanlacak. Artçı sarsmtılar Kandilli Rasathanesi'nin yaptığı açıklamaya göre dün merkez üssü Bahkesir Savaştepe'de saat 09.34'te 3.7, saat 09.35'te 3.6 ve sa- at 09.58'de 2.8 büyüklüğün- dehafif şiddette depremler oldu. Meydana gelen artçı sarsıntılann merkez üstleri, saat ve büyüklükleri şöyle: ise Yer Saat/bûyüklük Saroz Körfezı Bolu-Kaynaşlı Adapazan Bolu Kaynaşlı Bolu-Kaynaşlı Bolu-Kaynaşlı Bolu-Kaynaşlı Çınarcık Bolu-Seben Bolu-Düzce Bolu-Kaynaşlı Bolu-Kaynaşlı Bolu-Kaynaşlı Bolu 19 52 3 8 20.28 3.0 20.47 3.1 00.27 4.2 01.18 3.1 03.02 3.2 06.05 3.1 06.36 3.1 10.05 2.8 10.17 2.8 10.20 2.8 11.24 3.0 13.27 2.8 15.04 3.1 S/FmNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk Af kanunu tartışması rafa kaldınldı, ama cezaevlerinde özellikle de af kapsamı dışmda bırakılmaya çalışılan Adalet Bakanlığı'na göre "terörist"\e- rin durumu, önemli bir siyasi haksızlık olarak gençlerin gele- ceğini olumsuz yönde etkile- meye devam ediyor. Türk Ce- za Kanunu'nun 168. madde- sinden tutuklanan ve mahkûm edilenlerden ve ailelerinden gelen mektuplar, çok vurgula- dığımız bu haksızlığı gözler önüne seriyor. Önümde ceza- evlerinden gelen 3 mektup du- ruyor. Onları kısaltarak size su- nacağım. İlk mektup bir öğretmen an- neden. Devlet memuru olduğu için kimliğini saklı tutuyorum: "Ben...ili...ilçesi... ilköğretim okulunda sınıf öğretmeni ola- rak çalışmaktayım. Oğlum, 17 yaşında iken üniversite 2. sı- nıfta düşüncelerinden ve eğer doğruysa bir bez parçasından dolayı tutuklandı. Yargılanarak 9 yıl 7 ay 16 gün cezaya çarp- tınldı. Aslında senaryo olarak Manisa olayından hiç farkı o/- Şul68.Madde mayan davada, medya ve ka- muoyu desteği olmadığı için bizim çocuklar cezayı yediler. Oğlumuzu iyi yetiştirdiğimizi sanıyorum. Neden mi? Hırsız, ırz düşmanı, devlet malını ça- lan, sahtekâr, esrarcı-eroinci yetiştirmedim. Eğer öyle yetiş- tirseydim şu anda af kapsa- mında olurdu. Oğlum eğer suçlu ise ceza- sı on yıl mı olmalıydı? Bu ço- cuklar terörist diye mi nitelen- dirilmeliydi? Ankara Ulucan- lar'da isyan var denildi... Bu bana isyan değil de başka şey- lerin döndüğünü düşündürü- yor. Çocuklanmızın hücrelere kapatılmak istendiği endişe- sindeyim. İçinde banyosu, tu- valeti olmayan, 3 kişilik, 4 kişi- lik odalara onlan, tabutluk gibi kapatmak istedikleri korkusu- nu duyuyorum. Bir gece ansızın hiçbir şey- den haberiniz olmadan evden, işyerinden alınıp götürüldüğü- nüz, her türlü kötü muameleye maruz kaldığınız, sonra da 'Yanlışlık oldu' denilen bir ülke- de; cezaevınden mahkemeye getirilirken insanlann dövüldü- ğü bir ülkede, annesinin göz- leri önünde gençlerin öldürü- lünceye kadar dövüldüğü bir ülkede, ben bu tûr kurumlara nasıl güvenebilirim? Çocukla- nmıza, hücrelerinden çıkanlıp işkence yapılmayacağına nasıl inanabilirim? Üç buçuk yıldır yaşadığım olaylar, beni öyle bir bunalıma soktu ki!...Polis gördüğümde kardeşim de olsa, işkenceci sanıyorum. Aslında bu düşün- celer beni çok rahatsız ediyor. Ama bu düşüncelerden ken- dimi kurtaramıyorum. Bu ya- şadıklanmdan ve duyduklanm- dan dolayı oğlumun asla ve as- /a hücreye konulmasını istemi- yorum." Bir başka mektup ise Çankı- n Cezaevi'ndeki üniversiteli bir gençten. Yine bilinen madde- den, 168. maddeden. Önü- müzdeki günlerde Yargıtay'da ele alınacak dosyanın sanıkla- nndan birisi Bahadır Ahıska. Mektubunda şunlan söylüyor "Bu mektubu size, belki de yeryüzünde olmak istenen yer ile, olunan yerin en az çakıştı- ğı bir mekândan, şehir merke- zini bile bilmediğim bir kentin cezaevınden yazıyorum. Ben; 1995-96 öğretim yılın- da harçlara yapılan yüzde 400'lük zammı geri aldırmak için imza toplamış, bu imzala- n Meclis'e iletmiş, verilen söz- lerin yerine getirilmemesi üze- rine bu vaatleri hatıriatmak için 29 Şubat 1996 günü TBMM Genel Kurulu'nda pankart aç- mış üniversite öğrencilerinden biriyim. Çeşitli komplolarve iş- kenceler sonucu bir yılı aşkın süredir cezaevinde bulunmak- tayım. 24 Kasım günü Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde duruşmamız görülecek. Her gün değişen gündemler nedeniyle toplum- da 'popülaritesi'n/ oldukça yi- tirmiş bu davayı kamuoyuna hatırlatmakta yarar var." Üçüncü mektup, gözden ırak bir cezaevinden, Malat- ya'dan. Serpil Yıldız, yolladığı mektupta Ahmet Taner Kış- lalı suikastı için başsağlığı dıli- yor. "A. Taner Kışlalı katliamı öfkemizi büyüttü... A. Taner Kışlalı 'dan kısa süre önce, yi- ne Ankara 'da 10 devrimciyi yi- tirdik. Bu iki katliam arasında- ki bağı sizin de, bizim kadar iyi bildiğinize eminiz. Her iki katli- amda da Susurluk, devleti, ül- keyi nasılyönettiğini bir kez da- ha gösterdi." Size üç mektup, hani şu res- men "terörist" sayılanlardan ve onların ailelerinden. Hani şu 168. maddeden ağır cezalara çarptırılanlardan. Onlar "terö- rist" ve af kapsamı dışındalar. Anayasa öyle emrediyor. Biz de bu anayasa ile uygar dünya içinde yer almaya hazırlanıyo- ruz. Garip ama gerçek... bannacak bir çadır bile alamadığinı anlatırken belli etmemeye çahştığı gözyaşlan, acısını ele veriyor. Mehmet Kılıç'ın iizüntüyle harmanlanan gururu, yardım istemesini engelliyor. Özürlü çocuklannın rahat etmesi için yıllarca bıriktirdiği parayla bir otomobil aldığını söyleyen Mehmet Kılıç. bu otomobil sayesınde ailesıni yağmur ve soğuktan korumaya çalışıyor. Bölgede yeterli sayıda sahra tuvaleti bulunmadığı için özürlü çocuklanna evlerinin önünde derme çatma bir tuvalet yapan Mehmet Kılıç. çocuklannın bedensel özürü nedeniyle bu tuvaleti kullanamadıgını sövle'dt': Işıkara 'Depremin zararmı eğitimle önleriz' İstanbulHaber Servi- si -BÜ Kandilli Rasat- hanesive DepremAraş- tırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye'de dep- remden doğacak zarar- lann, depreme güvenli konut yaparak, insanla- n eğiterek en aza indiri- leceğini söyledi. Mar- mara ve Düzce depre- minden sonra artçı dep- remler sürüyor. Acıbadem'deki Özel 3 Doğuş Okullar Gru-1 bu'nda öğrenci, öğret-1 men ve okul personeli- ne "Deprem sırasında yapılması gerekenler ve t önlemler" konulu biri konferans veren Prof. Dr. Işıkara. "Şu anda deprem olursa yapma- mız gereken sakin bir şekilde depremin geç- mesini bckkmektir" dedi. Işıkara şöyle de- vam etti: "Deprem sırasında nerede olursanız olun, yapmans gereken,sii- kûnetinizi korumakor. O, işin anahtandır. On- dan sonra da mekâna göre neyapılması gerek- tigini planiamanız gere- kij'or. Türkiye'de dep- remden doğacak zarar- lan en aza indirmenin i- ki yolu var. Birinci yolu, deprem güvenli konut- tur. Ikinci yolu ise eği- timdir. Deprem eğin'mi- ni anaokulundan başla- tıp finKersiteye kadar taşımak gerekiyorT TPAO'nun Marmara Denizi'ndeki fay hattı- nı gösteren yüzey hari- tasını, bilim adamlannı bilgilendirmek amacıy- la ortaya koyduklartnı ifade eden Prof. Dr. Işı- kara, "Artık'öncümü*, 'artçı mı' tarüşmalan- nı, fa> tarüşnıalknm bir kenara bırakmak la- zım. Çünkü fay tartış- ması bana sorarsanız aracür, amaç defüdir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle