Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 KASIM 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
CJJVOIN O J T L I / ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13
AGlT zirvesinin ardmdan başlayan 2000 toplantısı, belli çevrelerde bahar havası estirmeye başladı
IyiıiLserlik bombardunanı• Konferansta yaratılan iyimser
havaya karşın Türk
ekonomisinin yeni binyılda da
dışa bağımlılığı ön plana
çıkarken Devlet Bakanı Recep
Onal, uygulamaya konulacak
olan yeni istikrar programında
aksaklıklann giderilmesi için
uluslararası finans çevrelerinden
alacaklan maddi ve teknik
gücün önemine dikkat çekti.
EkoDomi Servisi-ABD Başkanı Bill Clın-
ton'un Türkiye'yi zıyareti. AGlT Zirvesi.
IMF ve Dünya Bankası heyetlerir.in Türkı-
ye'deki temaslanyla oluşan bahar havası
dünkü "Türkiye'nin Yeniden Yapdandınlına-
sa ve Yabancı Yatmm" konulu konferansta
da kendinı hissettirdi. Dünya Bankası Baş-
kan Yardımcısı Johannes Linn Türkiye'nin
geleceği konusunda iyimser beklentileriçin-
de olduklannı belırtirken. Türkiye'nin önün-
deki reformlann zor ancak gerekli olduğu-
nu söyledi. Konferansta yaratılan iyimser
havaya karşın Türk ekonomisinin yeni bin-
yılda da dışa bağımlılığı ön plana çıkarken
Devlet Bakanı Recep Onsü'ın. 2000 yılı için uygula-
maya konulacak olan istikrar programında aksaklık-
lann giderilmesi için uluslararası finans çevrelerinden
alacaklan maddi ve teknik gücün önemine dikkat çek-
tiği gözlendi.
Hazine Müsteşarlığı. Dünya Bankası(DB). YASED
ve Finans Dünyası tarafından organize edilen Türki-
ye'nin Yenıden Yapılandınlması ve Yabancı Yatınm Kon-
feransf nın açılışına BM Genel Sekreteri Kofi An-
nan'ın Ankara'daki temaslan nedeniyle Başbakan Bü-
lent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ka-
tılamadı. Açılışta söz alan DB Başkan Yardımcısı Jo-
hannes LJnn, Türkiye'nin 21. yüzyıla girerken önem-
li zorluklar ve büyük fırsatlarla karşı karşıya bulundu-
ğunu anımsatarak "Türkiye'nin geleceği konusunda
çok iyimser bir görünüm var" dedı.
Depnem zarariannın telafisi
Türkiye'nin art arda yaşadığı iki deprem felaketine
de dikkat çeken Linn, bu felaketlerin Türkiye'yi batı
dünyasına yaklaştırdığını. Dünya Bankası ve diğer
uluslararası kuruluşlardan alınan yardımlarla deprem
zarannın telafi edileceöini ifade etti. Türkiye'nin 20
Devlet bakanlanndan Tunca Toskay ve Sümer Oral Ue Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel de toplantıya katıldı.
yıl önce başladığı dünya ekonomisine entegrasyon
yolculuğunda, bugün ikınci aşamaya gelindığini kay-
deden Linn, hükümetin bu konularda çok önemli ça-
hşmalar yaptığını dile getirerek " Bu reformlar gerek-
li olmakla birlikte çok zordur. Türkrye ancak bu şekil-
de yabancı sermayeyi çekebilir, ekonomisini modern-
leştirebilir, yoksulluğun üstesinden gelebilir" dedi.
Sorun borçlanma gereği
Halen parlamentoda görüşüJen 2000 yılı bütçesının
Türk kamu maliyesine yeni bir kımlik kazandırdığinı
belırten Maliye Bakanı SümerOral ıse toplantıda yap-
tığı konuşmada, bütçe açıkJannı küçültmenm hüküme-
tin öncelıkli işi olduğunu söyledi. Yabancı yatınmcı
konusunda da değinen Oral. "Yabancı sermayenin ûl-
kemizde doğnıdan yaünm yerine portföy yaönmına
yönelmcsinin nedeni, kunımsal düzenlemeİerden çok
ekononûk istikrar ve borçlanmay a dayalı kamu finans-
man yapısı ve bunun yaratüğı iç borç stoku 0e yüksek
reel faizlerdir" diye konuştu.
Öte yandan 2000 yılından itibaren yürürlüğe gire-
cek olan istikrar programına değinen Devlet Bakanı
Recep Önal ise bu programla bırlıkte "Kamu harca-
ma sistemkrinin etkinleştirileceğL, finans sektörünün
yeniden vapılandınlacağu tanmda destekleme sistem-
lerine yeni yaklaşımlann getirileceği bir dönemin baş-
layacaguıa" işaret etti.
IMF ile eylül ayında Washington'da ve kasım ayı-
nın ilk haftasında da Ankara'da yoğun görüşmeler ya-
pıldığinı hatırlatan Önal, "Bu çalışmalar sonucunda,
2000 yılı başından itibaren yürürlüğe girecek bir istik-
rar programını başlatmak amacındayız. Bu amaca ula-
şırken toplumun tüm kesimlerinin özverisi, bu yaptsal
dön üşüm için bir önkoşul olarak görülmektedir" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersü-
mer de "Yabancı dostlanmıZL AB. Ortadoğu ve Av-
rasya'da oluşan yenienerji denklemlerindeTürkiye'nin
belirieyici rolünü desteklemeye \e 2000'li y ıllarda ülke-
mizdeki projelere ortak olmaya davet ediyorum" dedı.
Bakan Ersümer. "yasal mevzuattan kaynaklanan
kısıtlamalann başında gelen" tahkim konusunun ana-
yasa değişikligı ıle çözüme kavuşturulduğunu belırte-
rek, tahkim eylem planı yasasının da bu ay içinde ha-
zırlanarak TBMM'ye sevki konusunun lıderler zdrve-
sinde kararlaştınldığmı belırtti. Ersümer bunlara ilave-
ten, elektrik, doğalgaz ve petrol piyasasının serbestleş-
tirilmesi yönünde bakanlıkça yürütülen çalışmalann
yabancı sermayeye artan bir güvence vereceğıni belirtti.
SPK Başkanı, Türkiye'nin teknolojik yeniliklere bir an önce uyum sağlaması gerektiğin! söyledi
'Uçüncüscmmi
Ekonomi Servisi - Sermaye Piyasasi
Kurulu (SPK) Başkanı Muhsin Men-
gütürk. 3. endüstriyel devriminin ya-
şandığını belirterek "Bu devrim, dün-
yayı bilgiye yönelik ekonomiye yönlen-
dirmektedir. Küresel piyasalar Türki-
ye gibi gelişmekte olan pazarlann bu-
nu 10 sene içinde yakalaması gerektiği-
ni söylüyor. Biz ise bunu birkaç sene
içinde yapmalıyız" diye konuştu.
'Türkiye'nin Yeniden Vapılandınl-
ması ve Yabancı Yatınm'' konulu kon-
feransın dün öğleden sonraki oturu-
munda konuşan SPK Başkanı Mengü-
türk. sermaye piyasasında bütün oyun-
culann rollerini yeniden belirlemesi
gerektiğini vurgulayarak 'broker'lann
(borsada aracılık işlemlerini yapan gö-
revliler) daha uzun süre kalacağını san-
madığını söyledi. Brokerlann risk yö-
netimi benimsemelen durumunda da-
P- SPK Başkanı Muhsin Mengütürk,
sermaye piyasasında bütün
oyunculann rollerini yeniden
belirlemesi gerektiğini vurgulayarak
'broker'lann daha uzun süre
kalacağını sanmadığını söyledi.
nışmanlık görevi görebileceklerini kay-
deden Mengütürk, "Bugüne kadar ma-
li piyasalar statikti. Brokerlar katma
değerli hizmetler görürdü, ama şimdi
durum değişti. Brokerlann yeni sistem-
de yeni roller fistknmeleri gerekecek"
diye konuştu.
Bankalann menkul hizmetieri
Bankalann menkul hızmetlen verme-
sini engelleyen konulann yeniden göz-
den geçirilmesi gerektiğini kaydeden
Mengütürk. bunlann da SPK'de yapı-
lacak yasal değişikliklere endekslendi-
ğini söyledi.
Bu yasa ile birlikte lzmir Vadeli tş-
lemler Borsası'nın Hong Kong ve
Sydney borsalan gibi sisteme bağlana-
cağıni anlatan Mengütürk, mali piya-
salann enformasyon teknolojisinden
yararlanmasının artık kaçınılmaz ol-
duğunu belirtti. Sanal ortamda satış
yapmanın artık sermaye piyasalannın
rolünü değiştirdiğini kaydeden Mengü-
tmk, etektronık satışlann rekabeti ye-
ni bir boyut kazandırdığını söyledi.
Bu arada toplantının ikinci bölümün-
de konuşan ABD büyükelçiliği Baş-
müsteşan James JefTrey. Türkiye'nin
ABD için önemini anlatırken Batılı ya-
tınmcılar için bu ülkenin muazzam bir
fırsat olduğunu ifade etti. Türkiye'nin
ciddi bir reform sürecinden geçtiğini an-
latan Jeffrey, enflasyon ve bütçe kont-
rolleri alanında da yenilikler yapılma-
sı gerektiğini vurguladı.
Uluslararası yatınmlardan sorumlu
Fransa Özel Temsilcisi Didier Lonv
bard da KlT'lerin Türk ekonomisini ve
Hazine'yi olumsuz etkilediğini ilerî sü-
rerek Türk Telekom, petrol sektörün-
dekı kamu şirketlerinın yanı sıra siga-
ra, içki gibi tekel ürünlerinin de vakit
geçirilmeden özelleştirilmesi gerekti-
ğini kaydetti.
AB Büyükelcisi Fogg
'Türkiye
artık kenara
itilemez'
Ekonomi Servisi - AB Türkiye Büyü-
kelcisi Karen Fogg, Türkiye'nin AB için
gerekli olan politik yükümlülükleri henüz
yerine getirmediğine dikkat çekerek "An-
cak Türkiye artık bir kenara itilemez. Bu-
gün dikkatkr Hebinki'ye odaklannuş du-
rumda. Burada ortak bir mutakabat sağ-
fauıacakdiv'ebekliyoruz. Ancak Hfbinkison
noktadeğO. Daha önümüzdeyapdacakçok
önemli isfer var" dedı.
Türkiye'nin Yeniden Yapılandınlması
ve Yabancı Yatınm Konferansf nın açılı-
şına AB Komisyon Üyesi Günther Vferhe-
ugen'in yerine katılan AB Büyükelcisi
Karen Fogg, Türkiye'nin gelecek binyıla
çok i>i hazırlanması gerektiğini söyledi.
Önümüzdeki ay Helsinki'de yapılacak olan
toplantının Türkiye için önemine de deği-
nen Fogg, tam üyelik konusunda kapıyı
açıkbıraktı. "Helsinki AB ileüişkflerdebir
aşama, ancak burada ber şeyin brteceğini
bekiemek doğru değü" diyen Fogg, tahkim
veözelleştinne alanındaki atılırrîlan mem-
nunlukla karşıladıklannı söyledi.
OlanakJar ve firsatiar
Konferansın "Türkhe Ekonomisi: Ola-
naklarveFffsatfar" konulu ilk oturumun-
da konuşan Hazine Müsteşan Selçuk De-
miralp ise hükümetin tahkim ve sosya! gü-
venlik konulannda attığı adımlardan $on-
ra sırada tanm reformunun bulunduğunu
söyledi. Hedeflere ulaşmak için sıkı para
politikası uygulanacağını söyleyen Demi-
ralp'ten sonra söz alan Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel ise Tütkiye'nin AB
üyeliği konusundaki tek olumsuz koşulu-
nun enflasyon olduğunukaydetti. Erçel, enf-
lasyonu tek haneli rakamlara çekmek ama-
cıyla uygulanacak programın daralma ya-
ratmayacağını savunarak "Bu bir istikrar
programı değiL enflasy onu aşağıya çekme
programıdır. Knflasyonla birlikte faizlerde
aşağıya inecek ve diş kaynaklarla birtıkte
bflyûme gerçeklesecektir'" dedi.
Llaştırma Bakanlığı Müsteşan Süreyya
Yücel Ozden de Türkiye'ain sadece tele-
komünikasyon ve ulaştırma alaniarında
önümüzdeki 10-15 yılda 35 milyar dolar-
lık bir yatınm portesi ile karşı karşıya bu-
lunduğuna dikkat çekti.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay
Chhibber de Türkiye'nin tarihi ve önem-
li değişiklıklerin eşiğinde olduğunu belir-
terek "Ben Türkiye için son derece sami-
mi olarak iyimserinı. 1999'un şu son gün-
teri ve 2000 yıh Türk ekonomi tarihmeçok
önemli dönüm noktası teşkü eden bir dö-
nem olarak girecektir"
1
dedi.
Uluslararası yatınmcılaraçısmdan bü-
yük önem taşıyan tahkim konusundaki dü-
zenlemeye de değinen Chhibber, tahkim-
le ilgili anayasal dûzenlemelerle yaban-
cı yatmmlann üzerindeki "Sevr göigesi-
nin" kalktığını savundu. Chhibber ban-
kacilık sektöründe de bütün olarak esas-
lı değişiklikler getırilmesı gerektiğini ifa-
de ederek sektörde "konsoüdasyoııa" ih-
tiyaç olduğunu anlattı.
Kaynak arayışı: Deprem vergisi geliyor
• Tasanda ek
vergilerin ödeme
biçimlerine ilişkin
taksit
düzenlemelerinde
zamanaşımı
nedeniyle
değişiklikler
yapılacak. Hükümet
deprem vergisinden
1 katrilyon lira
civannda kaynak
bekliyor. Hükümete
deprem önlemleri için
verilen yetki 3 ay
daha uzatıldı.
ANKARA (Cumhuri>«t Bürosu) - Hükü-
metin. halktan gelen tepkilere karşın Ulus-
lararası Para Fonu'nun (IMF) gelir arttıncı
düzenlemeler istemı nedeniyle geri adım ata-
madığı deprem vergısının bu hafta yasalaş-
tınlması beklenıyor. Ödeme biçimlenne iliş-
kin taksit düzenlemelerinde, zamanaşımı ne-
deniyle değişiklikkryapılacak. Hükümet bu
vergiden. 1 katrilyon lira kaynak bekliyor.
Tasanda. taksitler dışmda değişikliğe gi-
dilmesi beklenmiyor. Ancak ek vergilerin
oranlannın düşürülmesinden. Hazine bono-
su ve devlet tahvillerinden kaynakta kesin-
tiyle yetinilmesine kadar uzanan değişiklik-
ler yapılması için baskılar bulunuyor.
Öte yandan Marmara depreminin ardmdan
alınacak önlemlerle ilgili olarak hükümete
gerekli yasal düzenlemeleri yapmak için ve-
rilen yetkinin süresi 29 Kasım tarihinden iti-
baren üç ay daha uzatıldı. TBMM Plan ve
Bütçe Komısyonu'ndaki tasanya göre öngör-
ülen ek vergiler şöyle:
• Beyannameli gelir ve kurumlar vergisi yü-
kümlülen, götürü usulde gelir vergisi yüküm-
lülen. 1998 yılında elde ettikleri ücretlerin
vergi matrahı 12 milyar lirayı aşanlardan ek
vergi alınacak. Beyannameli yükümlülerin
1998 yılı gelir vergisi matrahlan ile istisnalar
düşülmeden önceki kurum kazançlan üzerin-
den, götürü vergi ödeyenlerin 1998 yılı için
matrahı 12 milyar lirayı aşan ücretlilerden
yüzde 5 oranında ek vergi kesilecek.
• Kocaeli'nin Körfez, Gölcük ve Karamür-
sel ilçeleri, Sakarya ile Yalova'mn merkez ve
ilçeleri, Bolu'nun Düzce, Gümüşova. Gölya-
ka, Cumayeri \e Çilimli ilçeleri ek vergiler-
den sorumsuz kılınacaklar.
• Yurttaşlar 1999 yılı emlak vergisi matra-
hı üzerinden bir kez daha ek vergi kapsamın-
da emlak vergisi ödeyecekler.
• Arabası olanlar, 1999 için tahakkuk eden
motorlu taşıtlar vergisi kadar ek vergi ödeye-
cekler.
• 2000 yılının ilk 6 ayında uygulanmak
üzere, cep telefonu tesis, devir, nakil ve ha-
berleşme hizmetlerinde yüzde 25 oranında
özel iletişim vergisi alınacak. Bu verginin
yükümlüsü GSM işletmecilen olacak. Vergiyi
tahsil edecek cep telefonu şirketlerinin
Maliye'ye iletene kadar bu parayı
işletmelerine olanak tanınıyor.
• Akaryakıt Tüketim Vergisi'nde Bakan-
lar Kurulu'nun yüzde 300'e kadarolan arttır-
mayetkisinin yüzde 500'ekadaryükseltilme-
si sağlanacak.
• RTÜK, Rekabet Kurumu. İMKB. SPK
gelirlerinden Maliye Bakam'nın önerisi Baş-
bakan'ın onayı ile belirlenecek oranlarda ke-
sinti yapılacak.
• Bankalann, satılan çeklerin değerli kâğıt
bedellerini, her aym 7. günü akşamına kadar
ilgili mal sandıklanna ödemesi gerekecek.
NENDEN
ŞUKRAN SOIVER
Uçüncü Yol
Medyamız şu günlerde yakın plan Clinton'u izlemi-
yor olsaydı Avrupa Üniversitesi ile New-York Üniver-
sitesi'nin Floransa'dadüzenlediklerı "Üçüncü Yol" ko-
nulu konferansın belki de adını bile duymayacaktık. Ge-
leneksel sola yeni bir çerçeve çızmek üzere Batılı li-
derierin AGİT'ten daha geniş, eksiksız katıldıkları top-
lantının ana gündemi, küresetleşmenin, toplumsal ada-
let, ekonomik büyüme ile bırleştirilmesi.
Küreselleşmenin Türkiye'deki ideologları, 2. Cum-
hunyetçıler görmemezlikten gelmekte ne kadar dıre-
nirlerse dirensinler, ideolojının dünyadaki gerçek sa-
hıplerı, ağababaları, küreselleşmenin kendi gelişmesi
içinde kendi çöküşünü hazırlamakta olduğunu, acil
önlemler alınmazsa bugüne kadar yaşanmış krızlerin
çok hafıf kalacağını göreli yıllar olmuştu.
Dünya tekellerı daha ucuz emek, çoğunluğun yok-
sullaşması, sosyal devletın bedellerinden kurtulma ile
kaynak aktarımından kâr etmenın sınırtanna dayanmış-
lardı. Dünya Bankası uzmanlan bile, "sosya/ kapita!"
kavramı ile küreselleşmenin knzlenne karşı yeni ara-
yışlara girdıler.
Paranın dini imanı olmayan kurallan ıle yola devam
edemeyeceğı anlaşılan yeni dünya sömürü düzeninin,
kendısinı ayakta tutabilmek üzere kendine yönelik ku-
rallar koyma, "sosyal kapıtal" arayışlan, sermayenin
kuralsız gelişmesine karşı kural arayıştan elbette en gü-
zel söylemini siyasette yakalıyor. Yakın günlerde, ya-
kın plan, tabii medyatık vitrinden ızlediğimız AGlT il-
keleri en son, en gelişmiş ömeklerden bırı olabılir. On-
dan bir adım ılerısı mi?
Yine AGlT toplantısı içinde Clınton, Fransız lider
Jospin, Alman lider Schröder ıle yaptığı ikilı görüş-
melerın ardmdan yaptığı basın açıklamasında, dünya-
nın geleceğının, yırmı birinci yüzyılın rotasının "Üçûn-
cü Yol" olacağından söz ediyordu. AB'nin sosyal de-
mokrat sıyası parti ve liderlerının Sosyalist Enternas-
yonal'de kendilen için benimsedikleri yeni çizginin,
küreselleşme ideolojisinin beyni konumundaki ABD'nin
başkanı tarafından dünyanın geleceğinin mucızesi ola-
rak ilan edılmesı, doğrusu pek kımselenn dikkatinı
çekmese de çok çarpıcıydı.
"Ne oluyor?" demeye kalmadan, dun gazetemiz-
deki haberde de yer aldığı üzere, AB'nin sosyal de-
mokrat liderlen ile Clinton, "Üçûncü Yo/"un çerçeve-
sini birleştirmek üzere Floransa'da toplandılar.
Aslında biz Avrupa'daki iktidartar değışımıni sot rüz-
gâriann gücü olarak yutarken, yeni sol adına gelen lı-
derlenn, yeniden iktidar olan sosyal demokrat parti-
lerin rotası "yeni sol" adı altında bambaşka bir kulva-
ra oturmuştu.
Avrupa'nın merkez sağ iktidartarı yeni dünya sömü-
rü düzeninin, küreselleşmenin ongördüğü programla-
rı, Dünya Bankası, IMF reçetelerini eksiksiz uygular ve
bağlantılı az gelışmış ülkelere dikte ettırirlerken, bir
yandan zenginleşmişler, diğer yandan da düzenin kriz-
leri ıle karşı karşıya kalmışiardı. Kan değışımınin kaçı-
nılmaz olduğu süreçte, bildik sosyal demokrat parti-
ler, "yenisol" kimlığı ile ortaya çıkmış, esen rüzgârtar-
la iktidar olmuşlardı.
"Yeni So/"un bayraktarlığı, ABD'nin AB ıçındeki part-
nen ingıltere'nın işçı Partısı liden Btair'eduşmüştü. Lond-
ra'dan arkadaşımız Ergin Yıldızoğlunun yazılannı sü-
rekli ızleyenler, Blaır'ın "Yeni Sol" çızgısının kimi söy-
lemlerde merkez sağ, Thatcher'ın partisinın bile ge-
risinde kaldığını pek çok örnekle anımsayacaklardır.
Kendi adıma Almanya seçımlerını ızlerken Schröder'ın
seçim kampanyası, parti programı ılketennın, Istanbul'da
ızlediğim Dünya Bankası uzmanlarının "sosyal kapı-
tal" programlannın kopyası olduğuna pek çok ömek-
le tanık olmuş, okurlara aktarmaya çalışmıştım.
En son Clınton'un övgü ile sözünü ettiği ve Blair'ın
getirdiği "Üçüncü Yol" modelının ağırlıkla benimsen-
diği Sosyalist Enternasyonal'in 12. kongresınden alın-
tılar, 15 Kasım tarihli Ergın Yıldızoğlu'nun pazartesı
yazısında vardı. Tony Blairkongreye gelirken "Sosya-
list Enternasyonal"\n adının da "Merkez-Sol Enter-
nasyonal "e çevrilmesinı öngörmüş, ancak yeterlı des-
teği görememışti.
Kongreye damgasını vuran "Üçüncü Yol" ilkeleri
arasında ıse engel oluşturan doktrın ve dogmalardan
kurtulunması ıstenıyor, modemleştirilmış sosyal demok-
rasiden söz edilırken, piyasa kurallannm egemen ol-
ması esas alınıyordu. Bütçe disıplinı, eğıtıme yatınm,
suç işlemeyı azaltmak, refah devleti kurmaya yönelik
sosyal devletten vazgeçme, kamu sektörünü modem-
leştimne için de özelleştırme öncelik alıyordu. Sosyal
demokrasinın "eşitlik" kavramı tümü ile yok edilmış,
metinlerden çıkarılmış. eşitsizliğın vurgulandığı tek
alan kadın-erkek eşitsızliğine indırgenmışti.
Yıkjızoğlu'nun bize özetlediği "Uçüncü Yo/"un fel-
sefesıni. daha anlaşılır bir dille, Clinton Floransa'daki
konuşmasında şöyle özetlıyor:
"Tüm geri kalmış ülkelere kapıtal ve teknolojı bakı-
mındanyardım etmelıyız. Daha fazlapazaraçılmalı ve
Intemet gibi maksımum yeni teknolojilerden istifade
etmelerinisağlamalıyız... Geride kalan yerlere, kapital
kullanımını götürmek, onlan teşvık etmek gerekir.."
Küreselleşme ideoiojisi ile dünya kaynaklannı top-
layan ABD'nin, pastadan büyük pay alan AB ülkelen-
nin, düzenin krizlerine karşı öngördükleri önlemler,
"sosyal kapital" arayışlann, merkez sağ partilerın gün-
deminde baş sırada olması tamam. Ama sosyal de-
mokrasi adına. sol rüzgârlar estirerek, bu işin sol par-
tılere yaptırılması, AB sosyal demokratlannın ideoloji-
sinin merkez sağ çızgiye oturtulması, "küreselleşme"
ıdeologlannın "fefc/cteo/o//"stratejilerinınzafenolsage-
rek.
Zengin Kuzey'de sol partınin kalmaması, az-uluslu
tekellenn programlannın bir sonucu olarak sürpriz sa-
yılmayabılir.Amayayoksulülkelerinsolu, "Solrüzgâr-
dan payımı alayım" düşü ile "Üçüncü Yol"u izlerse, ör-
neğin Türkiye'de CHP, Clınton'un çızdıği yoldan
yürümeye, taklit etmeye kalkar, peşinden gıderse siz-
ce ne olur?
Asgari ücretin dörtte biri vergiyeEkonomi Servisi - Yoksul-
luk sınınnın ve enflasyonun
çok gerisinde kalan asgan üc-
retin artış oranının belirlen-
mesıyle ilgili tartışmalar sü-
rerken, asgari ücretin vergi di-
şı bırakılmasının, maaşlara
yansıtılması koşuluyla çalışa-
nı rahatlatacağı belırtiliyor.
Türk-lş'in belirlemelenne göre asgari
ücretin dörtte biri vergi ler yoluyladev-
lete gidiyor.
Asgari Ücret Tespıt Komisyonu'na da
sunulan rapora göre. asgari ücretin yüz-
de 26.7'lik kısmı vergilerle alıkonulu-
yor. Bu oran 93 milyon 600 bın lira oian
brüt asgari ücretin 24 milyon 968 bin
liralık kısmını oluşturuyör.
IMF'nin yüksek oranda artmasını is-
temediği asgari ücret, Türkiye'de zorun-
lu gıda harcamalannı karşılayamıyor.
Dört kişilik bir aılenin aylık mutfak
harcaması 115 milyon 979 bın liraya.
• Uluslararası Para
Fonu'nun yüksek oranda
arttınlmasını istemediği
asgari ücret, Türkiye'de
zorunlu gıda harcamalannı
bile karşılayamıyor.
yoksulluk sınm da 352 milyon 520 bin
liraya ulaşırken ışçinin eline geçen as-
gari ücret 68.6 milyon lirada kalıyor.
Komisyon çalışmalarında işveren,
asgari ücretin kademeli olarak vergi dı-
şı bırakılabileceği görüşünü benimsiyor.
Sendikacılar ise asgari ücretin tama-
mının vergi dışı bırakılarak işçiye net
ödenmesinı, ücretin belirlenmesinde 4
kişilik bir aiLenin zorunlu gıda harca-
malannın dikkate alınmasını, asgari üc-
retin ulusal düzeyde tek tipbelırlenme-
si görüşünü savunurken. ücretin işçinin
satın alma gücünü ileriye dönük koru-
yacak nitelikte olmasını da ta-
lep ediyor.
Türk-lş Genel Başkanı Bay-
ram Meral, bugün asgari üc-
retin "sefalet ücreti"haline gel-
diğini belirterek bir işçinin bir
kilogram et alabilmek için bir
gün çahşmak zorunda kaldığı-
nı ve bir saatlik çalışma karşı-
lığında da sadece bir ekmek alabildiğı-
ni kaydetti. Petrol-lş Sendikası Genel
Başkanı MustafaOztaşkm, Türkiye'de-
ki asgari ücretin, benzeri olarak kabul
edilen ülkelerden düşük olduğunu kay-
dederek artışın bılimsel verilere göre ya-
pılmasını istedi ve IMF'nin dayatma-
lanna göre ücret artışı belirlenmesinin
kabul edilemeyeceğini belirti. Asgari Üc-
ret Tespit Komisyonu dün 3. toplantı-
sını yaptı. Ücretin hesaplanmasmda te-
mel veri alınacak Hacettepe Üniversi-
tesi'nden gelen "besin içi ve besin dışı
beslenme kalıplan" değerlendirildi.
Telekomünîkasyonda hyasıya rekabet
Telekomünikasyon sektörü
çifte devrim yaşıyor: Hem
ticari hem de teknolojik
açıdan. Bunda posta ve
telekomünikasyon
hizmetlerinin özelleştirilmesi
ile birlikte tekellenn
ortadan kalkmasının ve
yeni şirketlerin kurulmasının
büyük payı olduğu
bildiriliyor. Ancak göz ardı
edilemeyecek bir diğer
unsur da teknolojik
gelişmeler. Özellikle optik
iletişimin bu alanda yepyeni
bir devrim olduğu
kaydediliyor. İşin demetlerinin
fiberoptik kablolar sayesinde
yüzlerce renge
Küreselleşen bir rekabet
Telekomünikasyon devterinin pazarpayı {%)
ERICSSON
(Isveç) 10.7
ALCATEL
(Fransa) 8.3
SIEMENS _
(Almanya) 6.9
NOKIA _
(Fınlandıya) 4.5
NEC 9.8
FUJITSU 4.9
LUCENT
(ABD) 16.6
MOTOROLA
(ABD) 4.6
- CISCO
(ABD) 3.0
. NORTEL
(Kanada) 10.3
DİĞER 20.4
dönüştüriilmesi sonucu
telekomünikasyon sektörü
veri transferinde sonsuz bir
kapasiteye erişebiliyor.
ABD'nin telekom devlerinden
Lucent Teknoloji, sektörde
yıllık büyümenin yüzde 15.
dolayında olduğunu belirtiyor.
Verilere göre 1999 yılında
480 milyar dolar olan
telekomünikasyon
ekipmanlan pazar hacminin
2003 yılında
yaklaşık 2 kat artarak 815
milyar dolara ulaşması
öngörülüyor.
Bu kez tuketiciler
Microsoft 'a
yine dava
Ekonomi Servisi - ABD
Adalet Bakanlığf mn ardm-
dan bu kez de tuketiciler, te-
kel oluşturarak fiyatian arttır-
dığı iddiasıyla MicrosofVada-
va açmaya hazırianıyor.
New York Times gazetesi-
nin haberine göre, milyonlar-
ca bireysel bilgisayar kulla-
nıcısı, Microsoft'u karşt avu-
katlararacılığıyla, işletimsis-
temlerini pahahya satmak
amacıyla tekel oluşturmakla
suçlayarak toplu dava açacak.
Davanınkazanılmasmın Mic-
rosoft'a milyarlarca dolara
mal olacağı tahmin ediliyor.