Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
19 yri önce, 19 yıl sonra
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazete-
cilik Vakfı, Uğur Murncu'nun söyleşi-
lerinin derlendıği "Bu Düzen Böyle mi
Gidecek" adlı kitabı yayımladı. Uğur
Mumcu, Mayıs1980'dedöneminCHP
Genel Başkanı Bülent Ecevit ile görüş-
müş ve kendisine "serbest piyasa
ekonomisinin özgürlükçü demokra-
sinin gereği veya güvencesi olarak
gösterilmesine" ne dediğini sormuş.
Ecevit, şöyle yanıtlamış:
"Bizde serbest piyasa ekonomi-
sinin toplumsal gerçeklerie ve gerek-
sinmelerle bağdaşmayacak kadar
genişletilmesini ve ekonomide dev-
let etkinliğinin asgari düzeye indiril-
mesini savunanlardan birçoğu, özel-
likle Sayın Demirel ve yakın çevre-
si, siyasal rejim konusunda kuvvet-
ler aynlığını tümüyle reddetmeye kal-
kışırtar. Tüm devlet gücünün hiçbir
denetime bağlı olmaksızın siyasal
iktidarın elinde yoğunlaşmasını öne
sürerler.
işte 'Güney Amerika modeli' denilen
şey budur..."
19 yıl sonra Başbakanlık koltuğun-
da oturan Bülent Ecevit, serbest piya-
sa ekonomisinin genişletilmesini, eko-
nomide devlet etkinliğinin asgari düze-
ye indirilmesini savunuyor çokuluslu şir-
ketlerin istemi üzerine ulusal yargı er-
kinin devre dışı bırakılarak uluslarara-
sı tahkimin Anayasa'ya yerleştirilmesi-
ne önayak oluyor; yarı başkanlık, baş-
kanlık sıstemini gündeme getiren Sü-
leyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı
süresmin uzatılmasını öneriyor, fılan...
IŞIK KANS.U
Kanau#etwııhuriyet,com.tr.
CHP'deki kıpırdanmaCHP Genel Başkanı Altan Öymen'in Paris'te ya-
pılan Sosyalist Enternasyonal kongresindeki ko-
nuşması dikkat çekiciydi.
Oymen, "küreselleşme" kavramının içine, ile-
tişim alanlarındaki hızlt artış gibi bir kısım olumlu
gelişmelerin yanında pek çok "sorun" da girdi-
ğinin altını çizerek, bu sorunların bir bölümünün
"özgürlük, eşitlik, kardeslik" hedefine yönelik ça-
balan güçleştirdiğini ifade etti ve ekledi:
"Biz sosyal demokratlar ve Sosyalist Enter-
nasyonal üyeleri, şimdi bu sorunlan iyi teşhis
etmek, tanımak, tanımlamak ve onlara çözüm
yollan aramak zorundayız."
Felipe Gonzales'in Sosyaiist Enternasyonal'e
sunduğu raporda, "Yeni Çağ"a ilişkin dile getir-
diği "finansal ve ekonomik gücün büyük grup-
larda artarak yoğunlaşması, temsili demokra-
sinin ve siyasal rolünün zayıflaması,
sosyal eşitsizliğin sürekli olarak artma-
sı" tanılanna katridıklannı da belırten Öy-
men, şu saptamalan yaptı: "Küreselleş-
meyle yarattlan yeni durumun, sosyal
demokrat hareketimizin belirteyici ide-
olojik unsurian olmayı sürdüren 'daya-
nışma ve sosyal kaynaşma' için ciddi
riskler getirdiği konusundaki teşhisi
de paylaşıyoruz. Küreselleşen dünya-
nın ekonomisi çok büyük eşitsizlikler
ve marjinalteşmeler yaratryor. Dayanış-
ma, giderek daha az insanın istihdam edildiği
toplumlarda daha zorlaşıyor."
Altan Öymen'in, konuşmasının sonraki bölü-
mündeki vurguları Türkiye'nin içinde bulunduğu
sorunlarla özdeşleştirdiği de gözden kaçmadı:
"Dünya nüfusunun ve ulus devletlerdeki nüfu-
sun geniş kesimleri üretici faaliyetin ana mec-
rasından, istihdamdan, sosyal yaşamdan dış-
lanıyor. Yeni dinsel, kültürel, nasyonalist, etnik
köktencilikler çevremizde her yerden fışkınyor.
Bunlar, dışlanmanın yarattığı kimlik sorunlan-
nın ilacı olarak ortaya sürülüyor.
... içerilen ile dtşlanan insanlar arasındaki
zenginlik farkının büyümesinin yanı sıra, dün-
yadaki ve ulus devletlerdeki dışlananların ora-
nının hızla arttığı da doğrudur. Biz, bütün bu ol-
gutann ülkemizde de ortaya çıktğını çarpıcı bir
netlikte gözlemliyoruz."
CHP liderinin "neo-liberal" düşünceye dönük
çıkışı da ilgi çekiciydi: "Neo-liberal ideolojinin
şampiyohlannın gelecekteki dünyayı nasıl dü-
şündüklerini biliyoruz. Onlar, küreselleşme ve
teknolojik devrimin, çalışan yüzde 20'nin, dış-
lanan yüzde 80'i destekleyeceği bir dünya ya-
ratacağına ve bu durumun kaçınılmaz oldu-
ğuna inanıyorlar.
Eğer bu kaçınılmazsa, gerçek bir sorumuz var
demektir! Biz bunu kabul edemeyiz ve bu düşün-
ce biçimine katılamayız."
Son yıllarda SHP ve CHP'yi yöneten önder kad-
rolar, küreselleşmenin "çok olumlu" bir gelişme
olduğu varsayımından hareketle, bu sürecin "ulus
devlet, toplumsal dayanışma ve emek" üzerin-
deki yıpratıcı etkilerinı görmezden geldiler ve par-
1 ti politikalarını halkın çıkarları ile taban ta-
bana zıt "neo-liberal" düşünceler üzerin-
de temellendirmeye çalıştılar. Sonuçta, ne
yazık ki Cumhuriyeti kuran partinin TBMM
dışında kalmasına neden oldular.
Bugünkü CHP'nin merkez yönetiminde
de aynı çizgiyi ısrarla sürdürmek işteyenle-
rin varlığı biliniyor. Dileriz, Altan Öymen'in
özetlemeye çalıştığımız Sosyalist Enternas-
yonal konuşması, CHP'nin olması gereken
doğrultuya yöneldiğini gösteren ilk ipucu
olsun.
Dünya Ticaret Örgütü'nün ay sonunda Seatt-
le'da gerçekleşecek toplantsı nedeniyle Çok Ta-
raflı Yatırım Anlaşması (MAI) karşıtı gruplann bu
kentte ve Amerika'da düzenleyecekleri etkinlik-
lerden söz etmiştik.
Küreselleşmenin özellikle çalışanların hakla-
nna dönük yıpratıcı etkilerinin ele alınacağı bir
başka geniş çaplı toplantı da Güney Kore'de ger-
çekleşecek. 15 Kasım'da başlayacak olan ve
"Emek Medyası Konferansı" olarak adlandı-
rılan toplantı, Kore Bilim ve Tekneloji Sendika-
Emek Medyası Konferansısı, Rnans Işçileri Sendikası, Seul Metro Işçile-
ri Sendikası, Seul Kadın Işçiler Sendikası'nın da
aralannda bulunduğu 30 örgüt tarafından dü-
zenleniyor. "Dünya Ticaret Örgütü'nün yeni ra-
undu ve emeğin mücadelesi'', "Küresel emek
ağı", "Enfonmasyon teknolojileri, toplumsal
gözalt ve emek hareketinin buna yanrtı" gi-
bi konu başlıklannın tartışılacağı konferansta,
özellikle internet, video ve diğer yeni iletişim tek-
nolojilerinin emek hareketinin örgütlenmesi ve
mücadelesindeki işlevleri ele alınacak. Güney
Afrika. Avustralya, Kanada, Ingittere, ABD. Hong
Kong ve Japonya'dan temsilcilerin katılacağı kon-
ferasın "Emeğin Video Hareketleri" oturu-
munda Türkiye'den Önder Özdemir ile Funda
Başaran bir bildiri sunacaklar.
Konferanslar tamamlandıktan sonra çeşitli
ülkelerdeki senmayenin küreselleşmesi süreci-
ne karşı çıkan çalışanlann ve uluslann mücade-
lelerini konu alan film ve videoların gösterilece-
ği film festivali başlayacak.
Bu konferans ve etkinliklerden anlıyoruz ki, kü-
reselleşmeyi "altın fırsat" diye algılamayanla-
nn sayısı azımsanmayacak düzeyde.
Tabii, Türkiye ve dünyada herkesin özelleş-
tirme ve küreselleşmenin aile fotoğrafına girme-
si olası değil...
ISSIZODAYAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Türkiye, emperyalizmin artçı şoku' mu?
Idam tartışması yine alevlen-
di. Af konusuna benzemediği
takdirde, idamın gündeme geti-
rilmesinde fayda var. Daha doğ-
rusu, artık ıdam ayıbından kur-
tulmamızda fayda var. Adı dev-
let olan teşekkülün, yurttaşlany-
la kan davasına girmes,i ve yasa-
lara dayanarak can alması, çağ-
daş topluma yakışır mı? MHP'Iİ-
lergenellikle böyle düşünmüyor.
Enis Öksüz adlı MHP'Iİ bakan ek-
randa izledim, gazetecilere "Idam
cezasının kaldınlmasına karşıyım.
Amerika'da ne zaman kaldınlırsa,
bizde de o zaman kaldırmz" di-
yordu. Adını "Milliyetçi" koymuş
partinin bakanına bakınız! MHP
gerçekten milliyetçi, ama Ame-
rikan milliyetçisi! Normal koşul-
larda Türkiyeli bir bakanın asıl
derdi ülkenin siyasal ve ekono-
mik bağımsızlığı, Amerikan sö-
mürgesinden ve üslerinden kur-
tulması, j.nsan hak.ye özgürlük-
leri olması gerekirken, hesapta
milliyetçi kafa "Amerika neyapar-
sa onun aynısını yapmaya" öze-
niyor. Üstelik tutup en çağdışı
yasayı, idamı örnek alıyor! Insa-
noğlunun, gerçekten insan gibi
yaşama isteği Amerika'dan ön-
ce de vardı. Sayın öksüz, Şeyh
Bedrettin'i bilir mi?
listede değişiklikler var!
Sihirbaz Copperfield'in Tür-
kiye gösterilerinde yok edece-
ği 13 kişi için listelerinizden olu-
şan sıralamanın son halini ak-
tarıyorum. (Parantez içindeki ra-
kamlar, isimlerin geçen haftaki
yerierini gösteriyor. Tire işareti
listeye yeni girenler için!)
I.Tansu Çiller(1)
2. Devlet Bahçeli (2)
3. Mehmet Ağar (5)
4. Mesut yılmaz (3)
5. S. Demirel (Elbette Sevda
Demirel! -7)
6. Bülent Ecevit (4)
7. Recai Kutan (5)
8. Fadıl Akgündüz (9)
10. Haluk Kırcı (-)
11. Adnan Hoca (-)
12. Kenan Erçetingöz (11)
13. OralÇelik(-)
Bakalım haftaya n'olacak?
Sunay Akın
Polis dayağına karşı
öğrencilere, okuyucularına
sahip çıkan sevgili dostum
Sunay Akın'ı yürekten
kutlarım. Mücadelenin
sadece "kâğıt üstünde"
yapılmayacağını hepimize
gösterdi.
ÖSYM, ÖSYM'YE KARŞI!
Geçen hafta bu köşedeş
absürd sınav sorularından
oluşan "VÖSYM" adlı "üni-
versite hazıriık kitabı"nın çık-
tığını yazmıştım. Bir kısım
okuyucu için konu gayet
belirsiz kalmış. Ki haklılar. Bu
yüzden, geçen hafta ver-
mem gereken VÖSYM so-
ru ömeklerine bu hafta yer
ayınyorunr.
Sayısal Bölüm'den
• Bir genç kıza günde or-
talama 27 kışı evlenme tek-
lif etmektedir. Bunların bir
kısmının zaten evli olduğu
düşünülürse, amaçlarının
gönül evlendirmek olduğu
açıktır. Normal şartlarda bir
gönülün eğlenmesi 48 sa-
at sürdüğüne göre, kızın
abisinin günde ortalama 10
adam dövmesiyle bir yıl sonunda kaç bekâr adam dayak yememiş
olur?
a) 42 adam b) 570 adam c) Birkaç iyi adam 6) Sadece, Dünyayı
Kurtaran Adam e) Hepsi.
• Bir uzay gemisindeki astronotların %20'si alıngan, %40'ı ne-
şeli, %10'u uykucu, geri kaianlar ise maymundur. O uzay gemisi-
nin dünya çevresinde s. d.h. (son derece hızlı) dönmesi nasıl bir açı-
nın yansımasına yol açar?
a) 15 derece b) 170 desigrad c) 42 indikatör d) 70 trinitron e) Hep-
biri.
Sözel Bölüm'den
• "Ali zıgon sehpalan maliyetine satmış" cümlesinde Ali nedir?
a) Bir özne candır b) Esnaftarı c) Küçük esnaftır d) Sanatkârdır e)
Kumarbazdır.
• Ciksoğulları ile Tikiler arasında üç set üzerinden yapılan mey-
dan savaşının adı nedir, ne değildir?
a) Pasifçe Savaşı b) Kutu Kola Savaşı c) Milenyum Meydan
Muharebesi.
VÖSYM'de bu örnekler benzeri 222 adet soru bulunuyor.
Bu kitapla beraber diğer kitaplarını yarın 16.00 - 20.00 arasında
TÜYAP'ta Leman standında imzalayacağım. (A katı, iner inmez sol
sokak, bakkalın hemen yanı!
(Universite Hazıriık Kitabı)
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
r
HARBÎ SEMİH PORÖY
BULUT BEBEK MRU ÇIFTÇÎ
Şi -tiya-trc j-i
izlcmişler .
f l " d « r s ı
TARİHTE BLGUN MIMTAZ 13 Kasım
"GELDİKLERİ 6/8/ GİDERLER!"
1918'PB SUGÜN, T. DuNYA SAVAŞt'NOAM GALrP Çl-
AS4AJ İTlL/te D£lfLE7T£Gİ'MİN BLLİ PAfZÇAYr AJ-
KtN SAY/&AICİ SAVAŞ GEMİSİ İSr/MJ8UL BOGA-
ZlfiJA 6İ&MİŞTİ. f*GÜM ÖAtCE, L/lUMl ADASl'HIN
MONOIZOS UMAMINPA DBMİRL£Mıf gULUNAM
İNGİLİZ SAl/AŞ (SEMİSÎ A6AMEMNON 'DA İMZA-
LAKIAN ATBÇKES AfürLAÇMASI', OSMAAJU OBV-
LETİ İÇİN AĞIG KOÇULLAe içeeM£K7-eYl>/..
Siei OE, SOGAZLAR'tM AÇILAISAK
İ W İ İ C İ
t-ŞTE, YfLOlRIM CHSPULAIZ.
&'NOAKI KISA GÖ&EM SONUNPA
DÖNBKJ MuSTAFA t££A44L PAÇA, A YNI GÜU
PEfiJ İNİNCB, LİMAfJA GtREtJ üöfMAA/ GEMİLERİ-
IUİ 6ÖIZMÜÇ VE 'OEU>İ<L£Rİ GiŞl SİD0SLEIS'PEMİÇTf..
SİVAS İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1995'294 KararNo: I999'l24
Davacı Zeynep Çetintaş vekili tarafından davalılar Hüseyin Balıca vs. aleyhine açılmış olan tazminatdavasının mahkememizce yapılan yar-
gılama sonunda. Hüküm: l- Davacı Zeynep Çetıntaş için talep olunan destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile talebe bağlı kalınarak
40.000. 000 TL. destekten yoksun kalma tazminatının 5.10. 1992 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken \e
müteselsilen tahsili ile davacıya \enlmesme. bu talep ile ilgili fazlaya dair talebin saklı tutulmasına, 2- Davacının manevi tazminat talebinın
kabulü ile 10. 000.000 TL. manevi tazminatm 5.10.1992 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davahdan tahsili ile davacıya verilmesine.
davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 3- Davacının çocuklan için talep olunan manevi tazminat talebinın kabulüne.
Çocuklar Nilüfer, Nevzat, Ercan ve Cihan Kaya için ayn ayn 10.000.000 TL. manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen
5.10.1992 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, 4- Kabul edilen miktar üzerinden hesapedilen 3.240. 000 TL. harçtanpeşinalı-
nan harcın mahsubu ile kalan 2.430.000 TL. harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline. 5- Dava tarihınde yürürlükte olan avu-
katlık ücret tarifesi uyannca 9.000.000 TL. ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6- 25.889.000 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dair 9.6.1999 günlü ilam-
la karar verilmiş olup işbu karar adresi meçhul olan davalılar Adıguzel Aslan, Sami Yeşil, Ismail Çetinkaya. Sudiye Çetinkaya. Osman Ke-
babcı. Şerafettin Şahinbaş. Gülüzar Özdemir. Mustafa Imrek, Idris Çaylak'a ilanen tebliğ olunur. Basm: 55089
KIRŞEHİR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1999/132-687 Davacı Ömer Hangül vekili Av. Erdal Dağ tarafından davalılar Şükrü Saglam ve arkadaşlan hakkında mah-
kememize açtığı izale-i şuyuu davasının yapılan 04. 10.1999 tarih ve 1999/132- 687 E.K. sayılı ilamı gereğince, Kırşehir Merkez Ye-
nice Mah. Kayseri Cad. mevkii 1387 ada, 7 parselde kayıth 377 m2'lik taşınmazın m2'si 4.000.000 TL'sından 1.508.000.000 TL'sı mu-
ammen bedelle umum arasında satışı sureti ile ortaklığın giderilmesine, satış memuru olarak Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı Iş-
leri Müdürünün görevlendirilmesine, satış sonucu elde edilecek miktann paydaşlara tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseleri oranın-
da ödenmesine. satış sonucu elde edilecek miktar üzerinden %06 ilam harcmın hissedarlardan hisseleri oranında alınarak hazineye ge-
lir kaydına. 25.500.000 TL'sı ücreti vekalet ile 54. 315.000 TUsı yatgılama giderinin hissedarlardan hisseleri oranında alınarak kendisi-
ni vekille temsil edene verilmesine karar verilmiş olup, tapu maliklerinden Sariye Sağlam, Semahat Sağlam, Şükrü Sağlam. Sıddık Bah-
çecik, Hamiyet Güngör. Demet Sağlam. Hidayet Özdemir (Sağlam), Ömer Kazım Sağlam. Nurgül Kayacan (Saglam). Hasan Nedim
Sağlam'ın adresleri tespit edılemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, işbu ilanın yayınlanması tarihinden itibaren
15 gün içerisinde mahkememizin yukarıdaki esas ve karar sayılı dosyasına temyiz nedenlerini bildirmeleri aksi takdirde kararın kesin-
leşeceği hususu teblıg yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. 12.10. 1999 Basm: 51380
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GURSES
Mustafa Kemal'in Dış
Politika Yöntemi
Gazi Mustafa Kemal Paşa dış politikanın iç
politikayla doğrudan bağlantılı olduğunu ifade
ettiği dönemde Batı merkezli uluslararası ilişkiler
teorileri henüz ilkel dönemini yasamaktaydı. İç po-
litika ve dış politika arasında doğrudan bir ilişki-
nin olduğu konusundaki teorik yaklaşımlar Batı-
lı akademisyenlerce 1970'li yıllarda ortaya atılma-
yabaşlanmıştı. Mustafa Kemal'e göre siyasi, ida-
ri ve iktisadi açıdan güçlü olmak, vatanın bağım-
sızlığının korunması için zorunluydu. Burada bir
ülkenin ulusal düzeydeki politikalarıyla uluslara-
rası düzeydeki politikalarının doğrudan bir ilişki
içerisinde olduğu vurgulanmaktadır.
Mustafa Kemal'in milli biriiği esas alan politi-
kası üzerine inşaedilmiş olan projesinde ulus-dev-
let, çağdaş uygariık ve barış, ulaşılması ve korun-
ması gereken ideallerdi. O günkü uluslararası sis-
temde Türkiye'nin ayakları üzerine sağlam basan
bir devlet olabilmesi için bunlar en önemli koşul-
lardı. Yani milli biriiğı sağlayacaksınız; bunu sağ-
lam temellere oturtmak için halkınızın yaşam ko-
şullarını gelişmiş ülkelerdeki halkların yaşam ko-
şulları düzeyine çıkaracaksınız ve bütün bunla-
rın güvenceye alınabilmesi için bulunduğunuz
coğrafyada barış ve istikrar içerisinde yaşama-
nın koşullarını yaratacaksınız.
Mustafa Kemal dış politikada her zaman cep-
heyi daraltma politikası uygulamıştır. Hiçbir za-
man Enverci bir yönteme başvurarak düşmanla-
rın sayısını arttırmak ve aynı anda bunlarla mü-
cadele etmek hatasınadüşmemiştir. Batı cephe-
sinde Londra'nın taşeronluğuna soyunan Yuna-
nistan ile mücadele ederken, Doğu cephesini
Bolşeviklerle işbirliği yaparak güvenceye alma-
nın yollannı aramış ve bunda başanlı olmuştur. Mos-
kova ile yakınlaşma, ingiliz emperyalizminin Ana-
dolu-Trakya coğrafyası üzerindeki hesaplarını
bozmuştur.
Içeride toparlanma sürecinin yaşandığı bir dö-
nemde İngiliz emperyalizminin gözünü diktiği Mu-
sul-Kerkük sorununa temkinlilikle yaklaşmanın
ve yeni bir savaştan kaçınmanın zorunluluğunu
görmüştür. Boğazlar'ın statüsünün Türkiye lehi-
ne biçimlendirilmesi için uygun bir ortamın oluş-
masını beklemiştir. Hatay sorunu bu anlayışla çö-
zülebilmiştir. Yersiz ve zamansız öne sürülen ta-
leplerin karşı cephede dayanışmayı artttrabile-
ceğini ve aleyhte sonuçlar doğurabileceğini gör-
müştür. Sorunları belirli bir sürece yayarak çöz-
me yolunu izlemiş ve koşulların oluşmasına bağ-
lı olarak aşılabilme olasılığı yüksek olanlara ön-
celik vererek çözüm önerileri ileri sürmüştür.
20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türkiye gibi ülkeler
açısından elzem olan ulus-devlet'in inşası ve ko-
runması için milli birliğin, barışın ve adaletin üze-
rine oturtulmuş bir istikrarın sağlanması gibi ide-
aller günümüzde globalleşme safsatalan arasın-
da tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Emperyaliz-
min artık geçmişte kaldığını, uluslararası sistem-
deki adaletsizliklerin emperyalist ülkelerin yöne-
timlerinin iyi niyetleriyle düzeltilebileceğini ifade
eden bazı eski Marksistlerin savunduklarını, ta-
rihte J. A. Hobson gibi liberaller de savunmak-
taydılar. Fakat tarih bunun aksini doğrulamıştır.
Batılı bazı çevrelere yaranmak için ekonomik,
siyasi ve idari alanlarda Türkiye'yi zora sokacak
ve Atatürk'ün üzerine titrediği siyasi, ekonomik,
idari bağımsızlığımıza halel getirecek anlaşmala-
ra karşı uyanık olunmalıdır. Özellikle AGİT (Avru-
pa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Istanbul zirve-
sinde buna dikkat edilmelidir. Mustafa Kemal'in
tehlike olarak gösterdiği kapitalizm-emperya-
lizm'in dayatmaya çalıştığı dinsel, etnik taleple-
rine karşı direnmeye devam edilmelidir. Dün ol-
duğu gibi bugün de merkezi ülkeler arasında sü-
regiden uluslararası güç yarışında fillerin girişti-
ği mücadelenin dışında kalmak için çaba har-
canmalıdır. Dayatmalara karşı direnci arttırmak için
tarihten ve gelenekten ders çıkanlmalıdır. Karşı
cepheyi daraltmak ve sorunlan belirli bir sürece
yayarak çözmek olan Mustafa Kemalci temkin-
lilik en uygun yöntemdir.
B U L M A C A SER4T VAfrmN
SOLDANSAĞA:
1/ Bir devletın.
bir şirketin yö-
netimini birlik-
te yürüten üç ki-
şilik topluluk...
llenme, beddua.
2/Verdi'nin ün-
lü bir operası...
Yemeklistesi.3/
Holmiyum ele-
mentinin simge-
si... Lapına ba-
lığının büyük 8
cınsı. 4/ Mobil- g
yanın uzunlu-
ğunca konulan dar
ayak... Bir cetvel türii. ..
5/ Artvin yöresine özgü
bir halk oyunu. 6/ Düş- 2
man siperlerine doğru 3
yer altından açılan dar 4
yol... Arkadan gelen, öte-
kilerden sonra gelen. II
Asya'dabirülke... Huy-
suz, hırçın, inatçı. 8/ En
kısa zaman süresi... Her-
hangi bir alanda başka- „
larından üstün olan kim-
se. 9/ Bilgiçlik taslayan kimse... Kızıl tüylü bir kuş.
YUKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/ Izmir'in su gereksinimini sağlayan bir baraj. II Bre-
zilya'nın eski başkentinin kısa söylenişi... Yelpaze biçi-
minde kabuğu olan bir deniz yumuşakçası. 3/ Aşk ate-
şi... Ölü doğan kuzunun kürkü. 4/ Iki yüzlü, kaypak. 5/
En büyük... Eski Mısır'da insanoğlunun yaşamsal daya-
nağı olan üretici güç. 6/ Genellikle tahıl saklanan yer...
Ltanç duyma. II Çit, perde... Ölenlerin kılınmamış na-
mazlan ve tutulmamışoruçlan için verilen sadaka. 8/ Bir
elektroliz aygıtındakı artı kutup... Bir Avrupa ülkesinin
başkenti. 9/ Türk müziğinde bir makam.
.Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON
KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ