10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUFHYET 22EKİM1999CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] Küreselleşmenin Türk Milli Eğitimi'ne Etkileri Kemal OCAK M. Egitim Bakanlığı Müfettişi A nımsayalım: 1999-2000 öğretim yılı sessizce açıl- dı. lçinden on beş mil- yon öğrenci, beş yüz bin öğretmen, yirmi mityo- na yakın veli çıkü. Doğ- rusu hızla artan nüfiıs ve yanlış eğıtim politikalan nedeniyle de eğitim ve öğre- timin sorunlan bûyüdü, hizmetten çok eziyet verir duruma geldi. Giderek bu okullann bir bölûmünde vatan kurtancı- mız, devlet kurucumuz. Curnhuriyetirni- zin yaraücısı Gazi Mustafa Kemal Ata- türk'e, ulusal değerlere ve kurumlara dil uzatan sapkın ögretmenler ve öğrenciler türedi. Işte bu bozulmanın ve soysuzlaş- manın birnedeniu küreseDeşnK,yeııi dün- ya düzeni" kavramlannm değişik bir şe- kilde Türk Milli Eğitimi'ne yansımasıy- dı. Bu yansıma ulusal kültürii, ulusal di- li, ulusal duygu*ve ulusal düşûnceyi etki- lemişti. Oysa bu "yeni dünya düzeni" hiç de yeni bir olgu değildi. Batı 19. yy'da sa- nayi devrimine geçince kendine hammad- de kaynaklan sağlayacak "sömürge dev- letJeryaratmıştı''.Batfdaki bu yeni yapı- lanmamn etkileri imparatorluğun Hazine Dairesi'ne değin gelmiş, kapitülasyonlar ve Düyunu Umumiyeler devletin belini bükmüştû. Koca imparatorluk cöküş sü- recinde Galata bankerlerinden ve azın- lıklardan borç para dilenir duruma gelmiş- ti. Ancak genç ve yeni Türkiye Cumhu- riyeti kapitûlasyonlan "Lozan''da kapı dışan etmişti. Ne var ki bunun bir başka biçimıolan küreselleşme zaman içinde ül- kemızde yükselen değerler arasına gir- mişti. Üstelik keskin savunuculaı da bul- muş ve Ankara'nın göbeğine bağdaş ku- rup orurmuştu. Gerçek şu ki dünya gene- lirîde küreselleşmenin olumlu sonuçlan eşit paylaşılmamıştı. Özellikle de yoksul ül- keler bu yanşta kulvar dışı kalmışlardı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Progra- mı'nın hazırladığı "1999 tnsani Kalkın- ma Raporu" bu olumsuz yönü açığa vur- muştu. Burada egitime ve sağlığa aynlan paylan şöyle sıralamışö: lsveç"te yüzde 7.6, Fransa'da yüzde 5.5, Macaristan'da yüzde 6, ABD'de yüzde 5.8, Türkiye'de yüzde 3.8 idi. Böylece devletimizin eğitimdeki ön- celiği değişmişti. Bu alanda sosyal dev- let anlayışı ikinci sıraya düşmüştü. Oysa anayasamızın 42. maddesinde "Egttîm ve öğretimi yaptmnakdevletin temel görevi- dir'' buyruğu vardı. Bunun için eğitim ve öğretim. yapısı nedeniyle ulusal olmalıy- dı. Çünkü; eğitim her ulusun toplumsal ta- rihinin bir parçası olarak geliştiği gibi ulus yaşamında da kesintisiz devam eden bir süreçti. Eğitimdefirsateşitliğmin sağ- lanmasıydı. Eğitimhizmetini sadece vaı- lıklılann ve seçkinlerin yararlanabilece- ği hak olmaktan çıkarmaktı. Bireylerde cumhuriyeti, bağımsızlığı, ulusal birliği. özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi kav- ramlannı geliştirmekti. Bütün bu anlatı- lanlara karşın küreselleşmenin etkisiyle eğitiın ve öğretim programlan bölgesel özellikler dikkate alınarak "yaparak,ya- şayarak" öğrenme ilkeleri ve yöntemleri içinde sağlanamamıştı. Bir turlü ezberci öğretimden uzak durulamamıştı. Dilde bile Arapça ve Batı diUerinin etkileri sür- müştü. Özellikle Türk dilinin güçlü, öz- gün, duru, an, yalın yapısı her derecede- ki okul kitaplanna aktanlamamıştı. Ko- nuşma dflimıze Batı dillerinin kaba söz- cükleri girmişti. Temel eğinmde, öğrencilerin gelişim dü- zeylenne göre başkalanyla birlikte çalış- mada, iletişım kurmada. araştırmada. öğ- renmede, çevreye duyarlı olmada, üre- timde ulusal bilincin yeterince kazandı- nlamadığı kuşkulan vardı. Ortaöğretim- de, öğrenciler bilgi ve yeteneklerine gö- re sosyal, teknik ve mesleksel alanlarda yetiştırilmekte zorlanılmakta idi. Illerde ve ilçelerde kurulrnuş olan "RehberBkve Araşürma Merkezteri" bedensel ve zi- hinsel engelliler için yeterli ve verimli konuma getirilememişti. Din eğitimi ve- ren okullann, bireyin inanç düzeyini ge- liştiren, moral değerlerini arttıran insan, ulus ve doğa sevgisinı aşılayan, laik cum- Akbank'tan aldığınız kredi kartınız ister American Express, ister MasterCard, ister Visa olsun daha alırken kazanırsınız, kullanırken kazanırsınız. AI Kazani 31 Aralık 1999 tarihine kadar Akbank'tan kredi kartt afan herkes, kredi kartını alır almaz ! 0.000 hedıye puanı kazanıyor! 400 miiyon TLiik harcama karşılsğında elde edilebiien 10.000 puana. siz hiçbir harcama yapmadan sahip otacaksınız. Kullan Kazan! Akbank kredi kartı olan ya da 3 I Aralık tarihine kadar Akbank'tan kredi kartı alan herkes, yıl sonuna kadar yapacaklan her 100 miiyon TL'lik alışverişte ekstra 500 hediye puanı kazanıyor! Daha Çok Puan! Daha Çok Hediye! Akbank kredi kartınızla yapacağınız her harcama size puan kazandıracak Bu puanlarla, AkPuan veya AmexPuan kataloğunda yer alan yüzlerce hediyeden diiediklerinizı seçebilirstniz. Tetevizyondan bilgisayara, yurtiçi-yurtdışi uçak biletlerinden seçkin mağazalann hediye çeklerine. müzik setinden buzdolabına kadar birbirinden cazip hediyeier sizi bekliyor. AKBANKG ü v e n i n i z i n E s e r i wwwjkbank.com.tr Akbank kredi kartlanyta tlgili sormak istediğiniz her şey için Akbank şubelerine daraşabiiirsina. American Bcpress içtn Müşteri Hizmetlen Merkezi: (0212) 283 22 00 Visa ve MasterCard için Mflşteri Hizmederi Merkezi:(0212) 282 44 44 Kredi kartı bilgilerinlze ulasmak için Akhizmet Hattı: Ankara (0312) 419 10 20, istanbul (0212) 280 20 30, izmir (0232) 483 63 13 huriyete aydrn din adamı yetiştiren konum- da olması gerekirken. laik cumhuriyete kar- şı tepkiler bunlardan gelmekteydi. Üniversitelerimiz ise bulunduğu yö- reyle, toplumJa bütünleşmede yeterince et- kin olamamış, sana>i kesimleriyle işbir- liği yapamamış. bölgesel araştırmalarda ve incelemelerde bulunamamıştı. Okul öncesi eğitime kavusjnamış çağ nüfusunun hızla yükseltilmesi önemli bir amaç iken bu alanda da kalkınma planla- n hedeflerine ulaşılamamıştı. Anayasamızın. "Temel eğitiın zorunlu ve parasızdır" buyruğuna karşın her de- recedeki okullann giderleri "katkı payı, karne parasu kayrt parasL spor parası, perde parası, örtü parası, dergi parası, kurs parası. diploma parası'' adı altmda velilerde toplanmakta\dı. Dev let bu okul- larda para toplarken bu arada "özd okul- lara'" kaynak aktannaktaydı. Son yıllarda Milli Eğitimin parasız ya- tılı ve bölge okullan anlayışı gerilemiş ve durağanlaşmıştı. Bugün her yerde kendini gösteren ders- hane olgusu da öbür sorun- lar gibi u küreseHeşme"nin TürkMillı Eâıtımrneyansı- yan birbaşka yönüydü. EKin- >r ada da örneği yoktu. Ne acı- dır kı, felsefe derslen belli bir süre Türk okullannda yasak kılınmıştı. Sekiz yıllık eğitimin mi- man olduğunu söyleyenler bir yıl sonra sekiz yıllık zo- runlu eğitim delinirken sus pus olmuşlardı. Öğretmenlik mesleğiyle hiç de ilgisi olmayan alan bilgisi, pedagojik yetkınliği bulunmayan hukuk, ziraat, tıp, veteriner fakülteleri me- zunlannm öğretmenliğe ata- malannın yapılması da küre- selleşmenin etkisiydi. Öğretmen yetiştirmeişle- vi 2547 sayılı yasa ile YÖK'e verilmişti. Ancak üniversi- teler öğretmen yetiştırmeyi bilmedikleri gibi bu konuya gerekli önemi de vermemiş- lerdı. Bugüne değin de yeni bir öğretmen yetıştirme se- çeneğı ortaya koyamamış- lardı. Ülkemize uygun öğ- retmen yetiştirme program- lan hazıriayamarraş ve uygu- layamamışlardı. Temel veortaöğretimdeki öğrencilere bir yılda iki kez ögretmenler kurulu yaptvra- rak zorunlu sınıf geçirme ey- îlemi de bu düşüncenin bir başka ayagı idi. Elbette bu öğ- rencîienBycterii btlgi, bece- ri öğrenmeden bir diploma- ya sahip olmalan gelecekte ülkemize yarar getirmeye- cekti. Bir de 1980'lerden sonra verilen eğitim ve öğretimin yarattığı yeni yurttaş tipine bakalım: Bunlann bir bölü- mü bencil, çıkarcı. köşe dön- meci, malı götürmecı bir an- layışa sahip olduklan gibi iyilik, doğruluk. dürüstlük gibi kutsal kavTamlara da iç- ten ıçe dudak bükmekteydı- ler. Küreselleşmenin etkile- diği bütün bu sorunlann aşıl- ması için bınnci öncelik büt- çeden Mıllı Eğıtıme aynlan payın arttınlmasıdır. tkinci öncelik dokunulmaz dokusu olan ve REFAHYOL döne- minden kalan NIEB'deki Fet- hullahçrkadrolann yenilen- mesidır. Üçüncü öncelik de hiç zaman kaybetmeden öğ- retmen okullannın, eğitim enstitülerinin ve yüksek öğ- retmen okullanrun kurulma- sıdır. Yeri gelmişken bir konu- ya daha değinmek istiyorum. Bu yeni dünya düzeni ve ye- ni yapılanmamn öncüleri dünyada bazı yeni ulus dev- letleryaratırken; Türkiye'de "etnik ve cemaat" özellikle- rini öne çıkararak ulus dev- leti bölme peşindedirler. Bun- lar akıllannca Türk ulusunu yeniden Se\T'in koşullarına itme çabası içindedirler. Oy- sa Lozan'da Sevr, İsmet Pa- şa'nın kalemiyle tarihin çöp- lüğüne gömülmüştür. Bu bağlamda ve yakın geç- mişte ADD'nin düzenlediği "Kemalist ulusçuluğu, tam bağımsızlığı, yeni dün>a dü- zenini" tartışmak için Prof. Dr. AhmetTanerKı^alı, Prof. Dr. Ünsal VavTiz, Prof. Dr. Şahin Yenişetıiriioğlu Aıt- vin'de birlikteydik. Halk il- gilı ve duyarlıydı. Burada cumhuriyetin köklü kaza- nımlan dımdik ayakta duru- yordu. Bu nedenle biz bütün bu sorunlarkarşısmda umut- suz değiliz, ulusumuzagüve- niyoruz. Eğitimde ve ulusal- cıhkta Atatürk'ün çizdiği yol- dan kimse bizi döndüreme- yecektir. Türk ulusu güne- şin, aydınlığın ve çağdaşhğın olduğu yöne doğru gitmeye devam edecektır. Sonuçtada Türk Milli Eği- timi'ni tarikat şeyhlerine (şıh- lanna) teslim etmeme kara- nndayız. Ulusal eğitim ve öğretimin yükselişe geçtiği bir Türkiye'de buluşmak üze- re... PENCERE Cinayetin Adı VarL Neşeli bir günümdü; sabah Mustafa Balbay'ı aramak istedim; tam elimi uzatırken telefon çaldı. Açtım, Mustafa BalbayL Telepatiye bak sen!.. Bir şeyler söylüyorum, ta- kılıyorum, neşemi paylaşmak istiyorum; ama, he- men duyumsadım ki sözlerim buzlu bircamaçar- pıyor. Acı haberi Balbay verdi; daha birkaç dakika ol- muş olmamıştı. • Telefonu kapadım; Cumhuriyet'in imtiyaz sahi- bi Berin Nadi'yi aradım. Nadir Nadi'nin sevgili eşi. Dedim ki: r * "- Berin Hanım, biz bu gazeteyi kapatalım!.." Sanki kapatmak elimizden gelirmiş gibi... Birömürboyu saldınlar, cinayetler, ihanetler, al- çaklıklar, işkenceler, hapishaneierle dolup taşan sürecin gazetecilikle ilgisi ne?.. Hayır, yaşadığımız hayat gazetecilikten ve ya- zariıktan çok daha ötede anlam taşıyor. • Ahmet Taner Kışlalı. Kemalist!.. Bu tek sözcük, cinayeti tasarlayanlann kimlik- lerini ele veriyor. Uğur Mumcu, Cavit Orhan Tütengil, Onat Kutlar, Muammer Aksoy, Bahriye Uçok'tan sonra Ahmet Taner'e mi sıra gelmişti?.. Kışlalı'dan sonra sıra kime gelecek?.. Cumhuriyet yazarlanna düzenlenen suikast zin- cirinin halkalannı bir yerde kırabilecek gücü ken- dimizde bulamayacak mıyız?.. Adını Atatürk'ün koyduğu bu gazete '7923 Cumhuriyet Devrimi'vA savunduğu için ille de kurban vermek zorunda mı?.. Neden bu ülkenin cumhuriyetçi demokrat- ları ele ele veremezler?.. Niçin güçlerini birteştire- mezler?.. Karanhk saldınların hedef tahtasına dö- nen öncülerin teker teker öldürülmesi karşısmda ağıt yakmaktan ötede bütünleşemezJer?.. • Sevgili Ahmet Taner de yüreğimizi dağlayarak toprağa düştü. ölümün acısı dipsiz... Ancak anlamı korkutucu!.. Çünkü 28 Şubat'tan bu yana faili meçhul cina- yetler durmuştu; Kışlalı'nın katili veya katilleri bu- lunamazsa, Türkiye'de demokratjk geleceğin umut- ları yeniden silinecek, Anadolu'yu cinayetler ülke- si olmaktan koruyabilecek güçlerin varlığına iliş- kin kuşkular yoğunluk kazanarak büyüyecek... Bu cinayet yalnız bir yazarın öldürülmesi deği!.. Cumhuriyet'in kundaklanması değil.. Laik Cumhuriyet'in demokratikleşmesini dina- mitlemek isteyenlerin bilinçli eylemi... • Uğur Mumcu'yu yitirdiğimizi haber veren Cum- huriyet'in başlığı: "Susmayacağız!.." Acının zehirii dumanı genzimizi yakarak bizi göz- yaşlanna boğarken yinelemenin zamanıdır: 1923 Devrm'rMn laik Cumhuriyeti'ne kasteden- ler Cumhuriyet yazartarmı tek tek öldürebiHrler..' Ancak Cumhuriyet yaşayacak, sonuhda kendî- leri kahrolacaklardır. tLAN TC ' '- : ""-• ŞARKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999/262 Davacı Alışan Özkan tarafından davalı Petra özkan aleyhine açılan tanıma davasının yapılan yargılamasm- da \enlen ara karan uyannca: Davalı Petra Özkan'ın adresi tüm araştırmalara rağ- men tespit edilemedığinden davalı adına ilanen tebligat yapılmasma karar verilmiştir. Karar gereğince davalı Petra Özkan'ın duruşmanın bırakıldığı 04.11.1999 gü- nü saat 10.35'te duruşmaya katılması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yokluğunda yar- gılamaya devam olunacağı ve karar verileceği dava di- lekçesi yenne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olumır. 21.09.1999 Basın: 45908 ' i - • İLAN T.C. KONYA/EREĞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1998/301 Davacı Mustafa SERÎN tarafından Gülay KAYA, Nıyazi SIRATAŞ aleyhine mülkıyet tesbiti davası açıl- mış olup, yapılan yargılamada; Davalı Gülay ICAYA'nın adresi tüm aramalara rağ- men bulunamadığından ilanen teblığine karar verilmiş, 15.11.1999 günü saat 09.00'da mahkemede hazır bu- lunmadığı, bir vekil tarafından temsil edilmediği tak- dirde yargılamaya yokluğunda devam edilıp hükûm verileceği ilanen tebliğ olunur. 11.10.1999 • . . Basın:49862 BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? DUROLIN •Alfemo'nun modûler mobilyada sunduğu genış ürûn yelpazesınde. kaplarna malzemesi olarak Duroün kullandığlnı. •Durolin'in geri d6nüşümlü hammaddeden üretildiğıni ve doğa dostu olduğunu; •70°C derece ısıya dayanıldı olduğunu- • Sağtam, kolay temizlenir ve rutubete dayanıklı olduğunu bılıyor muydunuz! A L F E M O î f" ~6 ffî Ü f'T*S"f"F
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle