Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22EKİM1999CUMA
14 İ L J 1 \ kultur@cumhuriyet.com.tr
Akciğer kanseri nedeniyle 60 yaşmda yitirdiğimiz Ağaoğlu, dün toprağa verildi
ENİSBATUR
Yıllarönceydi; kapım çalındığında, te-
lefon konuşmalanndan yalnızca sesiıu
tanıdığım, o güne dek yuz yüze görüşme-
diğim biriyle karşılaşacağımı bılıyordum.
gelgelelım
i
kiiçük efsanesi' ıle tamşalı
epey olmuştu: Mustafa Kemal Ağaoğlu
tuhaf bir adamdi.
Yıllar sonra ilk (ve şımdıhk tek) kita-
bınm künye notunda yazdığim gibı, sır-
tında büyük bır kambur \ardı Ahmet
Agayef ın torunu, Samet Ağaoğlu'nun \e
Neriman Ağaoğhı'nunoglu. Tektaş Ağa-
oğlu'nun küçük kardeşıydi. Bu taşınma-
sı güç yuk. onu ilk gençliğınden başla-
yarak Karamazof aılesının huysuz üyesı
kılmaya yeîmıştı. Saınt- Joseph Lısesi'nırı
berduş öğrencısi. göndenldiğı Londra'dan
bir tek Eliotın
w
Çorak LTke"sını ezber-
leyerek dönmüş, 1970'lerinbaşındakım-
senın lanımadığı Gölköy'e giderek, bir
avuç çızgıdışı yaşıtıvla bırlikte Türki-
ye"nın "komün hayatT yaşayan ilk uyum-
suz cemaatını kurmuştu.
Sonrasında onu Istanbui'un egzantrik
figürlen arasında goruyoruz. Dünyanın
en yakışıklı adamlanndan bin değıl(di)
Mim Kaf, gene de kentın en güzel kadın-
lanyla peşpeşe, sayısmı kendısının bıle
unuttuğu evlilıkJer, beraberlıkler yaşa-
masına engel olmamıştı bu: Onda ganp,
anlatılması güç bır şeytan tüyü gerçeklı-
ğı gızlı kapaklı beklerdi. Uçuk kaçık ge-
ce yaşamını gündüz bir yana bırakıp, Tek-
taş'la bırlikte kurduklan Ağaoğlu Yayı-
nevı ve Basımevı'nin çatısı altında, olma-
dık kıtaplar yayımlıyorlardr Ve Durgun
Ağaoghı
ıS.
Akardı E>on"u. James Bachvin'in gözü pek
Gıovanru'nin Odası'nı unutamam.
1980 öncesi kapırru çaldığında, benı ve
Yusuf Anlgan ı. yenı projesı ıçın ayart-
maya geldığıni bilıyordum. O gece. uzun
uzun, YAZKO ginşimini aktardı bıze.
Bütün külyutmazlığıma rağmen, ikna gü-
cünün müthış olduğunu itıraf etmek zo-
runda kaldım Aramızda sıkı bır arka-
daşlık ılişkisinin başlamak üzere olduğu-
nun farkmda değıldım henüz
YAZKO operasyonu uzun ömürlü ola-
madı. Olamazdı da: Bir araya gelen Türk
yazarlan bırkaç yılda cadı kazanına çe-
vırdıler kurulan ocağı. Mım Kaf ı ikti-
dardan düşürdüler ve hızla kooperatifin
çöküşünü hazırladılar.
Oysa, olanaksız görüneni başarmıştı.
Meraet Fuat'tan Selâhattin Hüav'a ve
Ahmet Cemale, SalâhBirsel'den Adnan
Ozyalçınere ve Banş Pirfaasan'a, bir ara-
ya gelmesı. getmlmesı olanaksız görünen
'ırtında büyük
bir kambur
vardı: Ahmet
Agayef in
torunu, Samet
Ağaoğlu ve
Neriman
Ağaoğlu'nun
oğlu, Tektaş
Ağaoğlu'nun
küçük
kardeşiydi. Bu
taşınması güç
yük, onu
Karamazof
ailesinin huysuz
üyesi kılmaya
yetmişti.
insanlan buluşturmuş, ortaya hâlâ sağlık-
lı bir ölçümü yapılamarruş önemli bır
toplu etkınlık koymayı becermışti Baş-
ka bir ülkede, YAZKO serüvenı doktora
konusu olurdu, biz unutmayı, olanlan si-
lıp devam etmeyı seçtık.
Mım Kaf, çevrede çok sevilmezdı.
Böyledır, bir şeyler yapan adam genel-
lıkle pek sevilmez. Neden bunlan bun-
Iarlayapıyordur, şunlan şunlarlayapmak
\ arken
9
Ustüne üstlük. iticı gelen başka
özellıkleri yedekteydi Mim Kaf ın: Ai-
lesi, becerikliliğı, kadınlan, yaşama bi-
çımi ile iyi-kötû herkesı sınırlendırebıle-
cek bir repertuvan olduğu söylenebilir-
di.
Yenilen pehlrvan döfüşe doymaz, YAZ-
KO devreden çıkınca BÎLSAK'ı hayata
geçirdi Ağaoğlu; tiyatro ve resim stüd-
yolan, paneller, sayısızetkınlikdüzenle-
di, bilim adamlannı bir araya getırdi. Son
organizasyon nefesinı de orada tüketme-
yiseçti.
Mim Kaf m evi yıllar yılı "yol geçen
hanı" değil de "yalnız yoicular oteü" iş-
levini görmüştür. "Komün" geleneğın-
den kopmamış, "büvükaüe" düşünü bel-
li kı ciddiye almıştı. Kalmaya gelen, uzun
kahrdı. Önce Ortaköy'den, sonra Hısar'da-
kievdenböyle yoicular geçmiştir Ece Ay-
han. Ömer Uluç, Asaf Savaş Akat.. Ben,
bırkaç kere kısa sürelığıne, bır kere uzun
süreliğıne indim o odalara. Gecelen ka-
dınlardan. ölûmden, sınemadan, yazıdan
söz ederek uykudan kaçardık. Yazmak
ısteğirutaşımıştı hep. Kışkırtırdım, "Sen
bir şcy yazamazsm" dıyerek. Ortaya bir
şeyler koysun ıstedığim içın ûstüne gider-
dim. Kaçıp giderdi.
Sonra bir gün. başına ağn girmiş. Be-
yin kanaması. ameliyat, hastanede güze-
lim nazlanmalan: "Enis, bana nüzül in-
dL" Oynamaya bayılır ya, oynuyordu na-
mussuz.
Zaman gırdı araya, bırde baktrm, Adam
Sanat'ta üst- üste şiırler. Mim Kaf Aga-
yef, Nûzüllü Şiirler.
Oyun diyorsam, o şiırlerde sıkışmış
aynksı bir hayat.
Akbank Oda Orkestrası, Ankara, Tekirdağ, Edirne, Kayseri, Malatya, Samsun ve Trabzon 'da
Louvre Müzesi'nde 'Yeniçevi SenfonisV
krtapkulûbûl
Ekirn CumaiYann)
'1999 Yunus Nadi Öykü Ödülü" paylaştığı
"Mavi Bir Merhaba" isımli kitabını
imzalayacak.
IMZAG.UNU
TAKSİM SERGİ SALONU'NDA
Kitapseverlerle söyleşip, kitaplannı
imzalayacak
Cem Mansur yönetimindeki orkestra Paris'te sergi açdışuıda konser verecek.
İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluâu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82 I İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82
PİANO,
50LFEJ,
3AĞLAMA,
GİTAR,
YAN FLÜT,
ŞAN
heiar âklMinboşi
teşıtkrbaşkâ.
hendinizL
yüedtin,
ijiikivhiıı...
<âd de
Kn. 2 Bnotlu. huutm'
Tel 10 111.245 « WS - 2J< M 32
KADIKÖY2.SULH
HUKUK
MAHKEMESt
Dos>aNo 19981004
Vesa>et
\loda, Bostan Sk
Moda Apt 26'16 Mo-
dadstanbul adresınde
ıkamet eden \e kendisı-
ne vası taymı ıstenılen
küçuk Cemre Orçun-
gıl'e a\nı adreste ıka-
met eden Avla Peken.
Vf K nun 370 maddesı
gereğınee geçıcı vası ta-
>m edılmıştır K.e>fiyet
ilanolunur 12 10/
1999
Basın: 50586
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini buluriar...
olenf bir tavsiyedir"
•HİIU »M 1M
.-*&*
Ağaçlann sıkhğmdan iene gönjntûsunû çekemedic Gehn görun
C
lub Onent, Antik Çağın adalet, sağlık ve banş ıçin buluşma
merkezı olan Oren'de denize "sıfır" bınbır yıldızlı bır tatıl
köyudur Homeros'un doğum yerı "Işıklar Sahılı'nde,
Dünyanın atmosferinde oksıjen oranı en yuksek ıkı noktasından bırı
olan Edremıt Korfezı'nde, Zeytin Rıvierası'ndadır
Club Orient'te, Ege stılınde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı
2-4 veya 4-6 klşılık aıleler ıçin tasarlanmış, ıçlerınde duş/WC ve
telefon olan. odalardan oluşur Tûm kapılar dev bır botanık bahçesıne
açılır Bahçe biter, ıncecık kumlu plaj başlar.
Ozurlüler ve engellıler ıçın tumuyle duzayak, vejeteryanlar ve
dıabetıkler ıçın sorunsuz tatil. Gûnlûk doktor vıziti.
Aırtih Cağıı
KonvBitusıı
Örenite w alan
ClHOrlet
+ KAHTÂTTI
KjptoŞi
SMOmT
J±
0
2
12
y
a
f Bcrettiz, 3. 4. 5. S. UşUet 3.000.090 TL
Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye
Tel: 0.266.416 34 4s"- 416 53 54 • Fax: 0.266.416 40 26 www.club-onentcom
Kfiltfir Servisi - Çokseslı müzık yaşa-
mına yenı bir soluk getiren Akbank Oda
OrkestrasL 1999-2000 sezonuna da genç
yüzü, yaratıcı programlan ve renkli etkin-
liklenyle Cem Mansur'un daimi şefli-
ğinde giriyor Akbank Oda Orkestrası ye-
ni sezonda, her ay sürdürdüğü düzenli
konserlerin yanı sıra turne programlan
ve ilginç projelerle de ızleyicmin karşı-
sında olacak.
Akbank Oda Orlcestrası önümüzdeki
aylarda gerçekleştireceği turnelerde An-
kara, Tekirdağ, Edirne, Kayseri, Malatya,
Samsun ve Trabzon'da konserler verecek.
Orkestranın sezon konserleri, yaylı saz-
lar repertuvannm en cazıp yapıtlanndan
oluşan bır program ile 3 kasunda Sam-
sun'da başlayacak.
Konserde, Mozart'ın yaşamının son haf-
talannda bestelediği Klarinet Konçerto-
su ıle Müzikal Şaka ve Bartok'un Romen
Halk Danslan ile Drvertimento'su seslen-
dirilecek. Orkestra'nın Klarinet Konçer-
tosu'ndaki konuğu ise ünlü klarinet sanat-
çısı Emme Johnson olacak. 1984 yılında
BBC Yılın Genç Müzisyeni ödülünü ka-
zandıktan sonra uluslararası alanda büyük
başanlar elde eden ve dünyanın en önem-
li orkestralanyla birlıkte çalışan Johnson,
Ingiltere Kraliçesi tarafından verilen
'MBE' payesinın de sahıbi. Johnson, or-
kestranm 16 kasımda Edirne'de ve 17 ka-
sımda Tekırdağ'da vereceği konserlerin
de solıst sanatçısı.
Akbank Oda Orkestrası'nın CRR Piya-
no Festivali'nin Açılış Konseri'ne Avşe-
Konserlere ek olarak, geçen yıllarda ol- deniz Gökçin; 14 aralıkta Boğazıçi Üni-
dugu gibi bu sezonda da ilginç projelere versitesı'nde, 15 aralıkta Marmara Üni-
imza atmayı hedefleyen versitesı'nde ve 16 ara-
orkestranın önemli et- ' lıkta Sabancı Center'da
kinliklerindenbıri, Sakıp ^ Akhank Oda vereceği konserlere vi-
BOLU BİRİNCİ ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1999*83
Davacı Karayollan Genel Müdûrlüğü tarafindan davalı Mahır aleyhıne ıkame olunan
tescıl davasının yapılan duruşmasmda verilen karar uyannca: Davacı vekılı dava dilek-
çesınde, Gümüşova - Gerede otoyolu yapımı nedeniyle Bolu ılı Yukansoku köyü 441
no'lu parsel Anyet ocağı ıçın kamulaştınldığını, aştnmazın 1/2 payı Y. Izzet Sebzecı dı-
ğer yansı Mahır adında şahıs adına kayıtlı bulunduğunu, Y. Izzet Sebzecı "nın ferağ ver-
dığını, tapu kayıtlannda davalı Mahır'in soyadının bılinemedığmı belırterek 441 no'lu
parselın davalı Mahır'e aıt 1 '2 payının ıdarelen adına tescılıne karar venlmesinı talep ve
dava etmıştır. Yapılan yargılama sırasında davalı Mahir'e (Yukansoku köyünden) dava
dılekçesı, duruşma gûnünûn teblığ edılemedıgi. yenı adresı de tespıt edilemedığınden da-
va dılekçesı, duruşmanın 16.11.1999 günü saat 11 .OO'de olduğu, ılan tarihınden ıtibaren
10 gün cevap süresınin başlayacağı, duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendısını
bır vekılle temsıl ettirmesi, aksi takdırde davanın yokluğunda sonuçlandınlacağı hususu
dava dırekçesi, duruşma günü yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur.
Basm- 49855
Sabancı Hat Koleksıyo-
nu sergisinin Pans'te Lo-
uvre Müzesı'ndeki açı-
lışında vereceği konser
olacak.
Orkestra bu konserde,
geçen sezon ortaya çı-
kardığı JJ Fuıt'un'Yeni-
çeri Senfonisi'ni seslen-
direcek. Orkestranın Is-
tanbul içindeki etkinlık-
leri arasında ise Cemal
Reşit Rey Konser Salo-
nu Piyano Festivali'nin
açılış konseri yer alıyor.
Akbank Oda Orkestrası
aynca geçen yıl büyük ılgi çeken 'Aya Iri-
ni Bach Günleri' ve 'AUa Turca' gıbı fark-
lı projeleri sanatseverlerle buluşturmayı
tasarlıyor. Akbank Oda Orkestrası 3 ka-
sımda Samsun ve 4 kasımda Trabzon'da
vereceği ilk konserlennde Bartok'un Ro-
men Halk Danslan, Çaykovski'nın Yaylı
Sazlar Serenadf ndan Vals, Holst'un St.
Paul Suite. Elgar'ın Serenad ve Grieg'in
tkı Ağıtsal Melodı'si ıle Holberg Suıte'ıru
seslendirecek.
İlk konserin konuğu Johnson
Orkestra 18 kasımda tstanbul'da, Saban-
cı Center'da Cem Mansur yönetıminde
vereceği sezonun ilk konserinde, 18. ve
20. yüzyıllann en büyük bestecılerinden
Mozart ve Bartok'u bir araya getinyor.
• Akbank Oda
Orkestrası'mn
sezon konserleri,
yaylı sazlar
repertuvannın en
cazip yapıtlanndan
oluşan bir program
ile 3 kasımda
Samsun'da
başlayacak.
yola sanatçısı Rrvka Go-
lani; 27 ocakta tstanbul
Teknık Üniversıtesı ve
28 ocakta Sabancı Cen-
ter'daki konserlerine pi-
yanıst Katya Apekişe-
va; 23 ve 24 şubatta An-
kara'da, 25 şubatta Sa-
bancı Center'da sunaca-
ğı konserlere piyanıst
Gülsin Onay; 23 martta
Kaysen'de ve 24 mart-
ta yine Sabancı Cen-
ter'da sunacağı konser-
lere keman sanatçısı Se-
da Subaşı ve Hakan Şen-
soy sohst olarak katüacaklar. 29 ve 30 mart
tarihlennde ise orkestra 10. Akbank Caz
Festivali'nin açılış konserlennde sanat-
severlerle buluşacak.
Konserlerde, caz ve cazdan esinlenen
20. yüzyıl bestecıleri Şostakoviç, Gersh-
win,Coptand,Martinu v« Milhaud'un ya-
pıtlan seslendirilecek. Orkestranın 25 ni-
sanda Malatya, 26 nisanda Sabancı Üni-
versıtesi ve 27 nisanda Sabancı Center'da
vereceğı ve keman sanatçısı Atilla AMe-
mir'in solist olarak katılacağı konserle-
rin ardmdan 2000 yüının mayıs aymda Top-
hane-i Amıre'de Fransız devriminin Av-
rupa ve Osmanlı sanat ve düşünce yaşa-
mına etkılennı inceleyen '1789 Fransız
Devrimi/Üçüncü Selim'' başlıklı konser,
panel ve sergıler gerçekleştınlecek.
-
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Süleymaniye
Bir ilkokul günüydü. Neredeyse kırk beş yıl geç-
miş. Firuzağa'dan bütün sınıf otobüse binmiş,
Süleymaniye Camii'ne gitmiştik.
Ince esintili mayıs başına rastlayan o gündeçı
itiş kakış çocuk sevinçleri kadar; bütün beyaz%
mermerleıie döşeli, genış, büyük bir aydınlık sa^
çan, Evliya Çelebi'nin "ak yayta" dediği avlu
kalmış bende. Avluya girer girmez susmuştuk.
Sanat tarihçileri, sanatkârca sezişleri ağır ba-
san mimariar, Sinan'ın eserini Istanbui'un en
önemli simgesi sayarlar. Burada inanç ve ta-
pınma, güzel sanatlann uçsuz bucaksız perspek-
tifirıe açılır.
Âkif'in ve Yahya Kemal'in şiirleri esere çok
farklı açılardan yaklaşır. Âkif, "Süleymaniye
Kürsüsünde" inanca çalışma, üretme ahlâkı-
nın eşlik etmesini diler. Yahya Kemal, geçmiş sal-
tanatın izdüşümünde yaşadığı günü arar.
Bir de Tanpınar'ın Süleymaniye hikâyesini
dinlemiştim. Huzur romancısı, değişen her mev-
simde camiye yeniden gidermiş. Dostlanyla gi-
dilen o mevsim dönümü günlerinde, camiin ışık
düzeninde bütün renklerin, alacalann, yansıma-
lann silme değiştiğıne tanıklık edilirmiş.
Biz o zamanlar, Süleymaniye'yi ilk ziyaret et-
tiğimiz günlerde, yıllarda Cihangır'de oturuyor-
duk. Okuldan eve dönerken gözlerimi ayırama-
dığım bir alt kat penceresi vardı. Pencerenin
perdeleri her zaman açıktı ve pek de geniş ol-
mayan odada bir ressam çalışırdı. Böylece ilk
kez resim sanatıyla tanışıyordum.
Bu ressam. Zeki Faiklzer'dı. Birakşam üze-
ri meraklı çocuğu evıne çağırdı. Tuvali, boyayı,
paleti gördüm.
Ve sonra bir resim: Süleymaniye Camii'nin
renkli camlanndan döşemeye yansımış renkli
çizgiler. Soyut gibi duran bu resim, birdenbire
tarihî sürekliliğe açılıyor; Zeki Faik Izer, kaç yüz-
yıl öncesinin eserinden kendi zamanına çağn-
şımlartaşıyordu...
Bilmiyorum nerede Zeki Faik'in eseri; onu ara-
da bir görmek, duyumsamak isterim...
Babama gelince, Süleymaniye'yi teknik deha
açısından anlatırdı. Sinan büyük tapınakta kirii
havayı çekmek için yepyeni bir düzen kurmuş.
Akşam namazlannda biryandan kandiller, şam-
danlar, bir yandan ınsan soluğu, isli havaya yol
açtığından; Süleymanıye'nin giriş kapısı üstün-
de bir oda varmış; is burada toplanırmış. Daha-
sı, bu is, kalıcı mürekkep yapımında kullanılır-
rnış.
Süleymaniye'yi dıştan ve içten ayn ayn yaşa-
mak mümkündür. Dışta bütün külliye, hele Si-
nan'ın alçakgönüllü türbesiyle görkemli bir ya-
lınlığa açılır. Içte de sürer yalınlık ama Allah'a ay-
n ayn yakanma köşeleriyle, cami, onca alanına
karşın 'ev' duygusunu da banndınr.
Hukuk Faküttesi'nde okuduğum yıllarda, ba-
zı oğleden sonralan camiegiderdim. Sinan'ın ya-
rattığı eski, asıt Suleymaniye'yı tasariamaya ça*'
lışırdım. Çünku eskı gravurlerın saptadığı tapt-
nak ve çevresi, geçen zamanda lâyık olduğu şe-
kilde korunamamıştı.
Tanpınar, Bâki'yle Sinan'ın dost olup olmadık-
lannı sorar. Bâki Süleymaniye'nın yapılışında bi-
nalann inşasına nezaret etmiş. Yine Tanpınar'dan
izsürersek, Bâki'nin şiirindeki "mimarî konst-
rüksiyon" bu esere de borçluymuş.
Sahafat'm ikinci kitabında yer alan "Süley-
maniye Kûrsüsünde", inancın gericilikle eşan-
lamh sayılmasından acı acı yakınır. İnanç ada-
mı Âkif, yeni zamanın olgunluk eserteriyle dini
bağdaştınr ve hep ilerlemeye yol almak ister.
İstiklal Marşı'nın şaıri, Sinan'ın da çok sev-
diği, abanoz vaiz kürsüsünden seslendiriyordu
şiirini herhalde.
Böylesi biranıteserin oluşumu, Tanpınar'ın bir-
kaç sayfasında canlandınlır. Imparatorluk baş-
kenti kalıct siluetine açılırken; ustalar boyuna
'çalışmak'ta, dar imkânlı hayatlanna alınterinin
erdemiyle anlam katmaktadır.
Evet, mayısta bir gündü. Belkıs öğretmen bi-
zi Süleymaniye'ye götürmüştü. Bu sabah bütün
çağnşımlanyla aklıma geldi...
Takvimde lz Bırakan:
"Sultan Ahmed'in içi bütün bir mavibaharrü-
yasıdır. Pek az mimarî, ışığı bu kadar lezzetie do-
kur."Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, 1946.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I