12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 1999 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E CrORUÎ^LillıK [email protected] Bıçağın Ucundaki CHP... Yetkin ARÖZ ÇYDD Sarıyer Şubesı Başka, T urkıye şu sıralarda "dep- rem"ın getırdığı sarsın- tıyla bırlıkte, ellı yılı aşkın bıryonetımsızlık modelı- nın faturalannı tartışıyor Neyazıkkı tartışmayı da- ha başlangıcında korlenn "filin ayakla- nru'" yorumlamadakı fıkrası gıbı tut- mayı surdûruyor Yurütulegelen yağma sıstemını sorgulamayı, bu boyutundan bakarak onlemler gehşnrmeyı, akılcıl ol- mayı goze alamıyor Kurulu duzenımn kor-topal devamı ıçın karanlıkta "ıshk'" çalmayı veğlıyor Hanı, bır ışık yaksa, yadabınlen vada toplumsal dınamık- ler çoğalarak ışıklannı bırleştırse gızle- nenler ortava çıkacak Işıklar, çapulcu- luğun vağmacılığın,duzeysızlığın akıl dışılığın, sınsılığın kumazlığın sahte- cılığın kımyasını açığa çıkaracak Cumhunyetı kurma, de\Tim yasala- nna sahıp çıkma onlan toplumsal kök- lenne oturtma geleneğınden gelen CHP bugûn nerelerde duruyor9 Ozunu koru- ma yanı ıle yozlaşan yanı hangı boyut- larda aynşıyor9 Tutuculuk çızgısı ıle ılencılüc çızgısının sının nerede bıtı- yor9 CHP nın Ataturk'un olümünden mı sonra "statükoya" boğulduğu, devnm- cı atılımını özünu yıtırdığı, kendı devı- nırnınısürduremedığıbır gerçek Bunun ıçın de cepten yıyen mırasyedı gıbı hep Cumhunyet'm aydınlanma devnmle- nnden, o devnmlenn bılıncınde olan kuşaklann dırencınden yedığı de bır başka gerçek Zaman zaman ortaya çıkan ıvmeler de toplumsal dönuşumü başarmaya yetme- dı 8O'lı yıllann sonrasında da kendı doğrultusundakı çızgısınden ıyıce kop- tu kendı kımlığıne ters duşen akımla- nn peşıne takıldı Sağda yer alan partı- lenn körû körüne dışa bagımlılığını ser- gıleyen uygulamalanrun kımı surdüru- cusu, kımı ızleyıcısı oldu Farklıbırmo- del uretemedı Eskı CHP Genel Başkanı Sayın Bay- kal ve arkadaşlannın partıyı getırdığı son nokta bu gıdışın son noktası oldu Yeruden toparlanma v e partı çızgısını yö- rungesıne oturtma gınşımı başanya ula- şamadıkça da, yonetımıne kım glırse gelsın, sonucunun bundan daha farklı ol- mayacağı ortada Sorununözu Partının kendı yörungesme dönmesınde ve sap- maya uğradığı yerden doğrultusundakı yüruyüşunu yemlemesınde Neydı bu yorünge9 Neydı bu temel doğrultu9 Kısacası "CumhuriyetAydınlanma- cıhğı". Aklnı, bılımın aydınhğında çağ- daş bır ülke olmanın gereklenru yenne getırmek Bunun ıçın ulusalcı, halkçı- toplumcu çızgıyı odünsüz uygulamak Zaman zaman Jakoben bır anlayışı da ıçerse onun gereklennı yenne getırmek Aydınlanmacılıkla demokrasıyı ıç ıçe geçırmek Bırbınne karşıt kıtmadan bu- tunleştırmebaşansıngöstermek Butun bunlan kavramlardan yola çıkarak de- ğıl, somuttan çözumler üreterek kotar- mak Söz gelımı, toplumun büyük bır ke- sırru yoksulluğun alt sınınna düşmüşken eğıtımı, sağlık hızmetlennı paralı ya- pamazsınız Paralı eğıtımı, sağlığı bes- leme pohtıkalannı savunamazsınız Sos- yal guvenlığmı "mezardaemekMfiğe" dö- nuştûremez, el altından "dzd" sıgorta- lann msafına bırakamazsınız Işsızlığın çözümunü, ılen teknolojıye dayalı ya- tınmlann gerçekleşmesını ozel sektör- den bekleyemezsınız Devlete yuksek fa- ızle borç veren ve kâr eden kuruluşa da özel sektör dıyemezsuuz Ülkeyı "kü- resefleşme" adı altında yağmaya teslım edemezsınız Tahkımı getıremezsınız Ulus devletlenn sonu geldığını, Ata- tûrk ün ışlevını bıtırmış tanhsel bır anı olduğu soylemlerıne tepkısız kalamaz- sınız "Yasaksavma"anlamındabırşey- ler soylemış olamazsınız Küreselleş- me pohtıkalannın arkasında duran ulus devleder gerçeğını goz ardı edemezsı- nız Başta ABD olmak uzere gelışmış ul- kelenn herbınnde çeşıtlı kokenden, dın- den, ırktan gelen yurttaşlardan oluşmuş unıter devletler burunluğune toz kon- durmazken, Kürt ya da bır başka koken- lı yurttaşlanmızın kımlık sorunlannı ul- kenın bölünmesı bağlamında gerekçe olarak kullanamazsmız Buna devnm- cılık sûsü veremezsınız Demokrası ek- sığımızden, yörunge sapmasmdan çı- kan yanlış uygulamalan, "ayıph" top- lum olmanın sorunlannı çözme savaşı- mını \enrsınız Son gunlerde gazetelerde haber ola- rak yer alıyor, CHP'nın eskı genel baş- kanı Sayın Denız Baykal gezılere baş- lamış Partı ıçınde yer alan arkadaşlan buroaçıpçalışmalaryapıyormuş PM'de- kı üyelen MYK'ye güvensızlık oyu ve- rebılırmış Genel ve yerel seçımlerdekı boşalmalar nedenıyle ıl ve ılçe yöne- tımlenne vaptığı atamalar aynen kal- malıymış Nedırbu boş emek. nedır bu çalışma9 tşı sonundan alarak yorumla- yalım, dıyelun kı Sayın Baykal partının başına alkışlarla yenıden geçmış olsun Kadrolan ışbaşı yapsın Ne olur, neyı de- ğıştınr bu9 Üstûnde partının sûrüp ge- len yanlışlannın son halkası v e ona ek- lenen kışısel lcusurlan sonucunda par- nsının kuçuldüğu gerçeğı varken. "Dev- leti kuran" bır partı olmasına karşın top- lumsal guvenı büyuk olçude yıtomışken Gelse ne yapacak9 Aynı kafa yapısıyla, aynı kadrolarla, aynı soylemlerle kımlenn oyunu alma- ya hak kazanacak. Bütun bunlar partı- yı daha da kuçültmekten, kıtlelen Tûr- kıye'nın kurtuluşu umudunu başka yer- lerde aramaya götûrmekten başka ne ışe yarayacak7 CHP'yı kım ya da kımler yonenrse yo- netsın, onu yörüngesıne oturtmak zorun- dadır Buna göre ıdeolojısının çerçeve- sını çızmek, modelıne uygun örgütlen- mesını yapmak durumundadır Bunun dışında yuzlerce toplantı, yuzlerce otu- rum düzenlense, dışa ve yenıden yapı- lanmaya ılışkın bır uygulama ortaya konmadıkça hıçbır şey başanlmış ol- mayacaktır Işte o zaman "CHP ağlan- nı ormeve" devam edecektır1 ARADABİR ABDULLAH TEKİN 'Halikarnas Tupizmcisi' "Bodrum bırcennet, ama ben burayı on kat da- ha cennet yapmazsam adam değılım" der ve ka- tır sırtında "mevcutlu" olarak getınldığı, adı bıle sevımlı olmayan (Bodrum) bır kıyı kasabasında ışe hemen o akşam kıraladığı evının avlusundakı "kay- rak" taşlanna kovalarla su dokerek başlar "Oxford" eğıtımlı, kulturel donanımı olan, bır- kaç yabancı dılı konuşabılen "kalabent"lık mah- kûmu bır aydın burada urun veren, yaratan, ça- lışan bır emekçı konumundayansımaya başlar Bır tarımcı, bahçevan, bırbalıkçt, sungercı, bıryazar, arkeolog, bır mımar ve bır turızmcı olarak çalışır önce yaşadığı yoreyı lyı tanımaya çaJışır ve bu doğrultuda yaptığı araştırmalar songcunda Batı dunyasının "Yunan mucızesı" dıye yaklaştığı uy- garlığın Ege boyutuyla Anadolu kokenlı olduğu- nu saptar Yanı bır tanh bılıncı uyandınr, Anadolu kulturune onculuk yapar Herodot'un Bodrumlu, Homeros'un Izmırlı olduğu savlarını one surup, kanıtlar Daha sonra kendı cennetını yaratma uğ- raşını venr Tanm kıtapları, kataloglar ve ansıklo- pedılergetırır Bodrum sokakları begonvıller, kak- tusler hurma, mımoza ve okalıptuslerte tanışır Kent renklenır ve yeşıle burunur Daha sonra bu çıçeklen genç kızlann başlannda ve yakalarında gormenın mutluluğuna enşır Balıkçı Çabalaruru- nunu vermıştır Doğa ve ınsan yaşamın sevıncı ortak paydasında buluşmuşlardır Brezılya'dan getırılen tohumlar Bodrumlu btr genç kızın saçla- nnda açan bır çıçektır artık. Denıze de aynı ınanç azım ve sevecenlıkle yo- nelır Sungercılerle çalışır balıkavlar teknesıyfe çev- re gezılerıne çıkar Gokova'yı Knıdos'u keşfeder Bodrum ve çevresının tanhını oğrendıkten ve bu- rayı bır cennet bahçesme çevırdıkten sonra Bod- rum tanhını Ingılızce ve Fransızca makaleler ya- zarak Batı dunyasına tanıtma uğraşına gırışır Balıkçı'nın tunzmcılığı boylesıne zengın ve urun verıcı bırçalışmanın sonucu olarak değer bulma- lıdır Önce bılgı sahıbı olma, arkasından çalışma, uretme, yaratma Bu çerçevede zengınlık oluş- turma Yeşıl dokusu çıçeklen, konutları, tanhı ve arkeolojık değerien, yenı keşfedılmış koylan, kor- fezlen ıle zengın bır tunzm bolgesı yaratma Daha sonra bu zengınlığın tanrtılması ve dun- yaya açılması Butun bu çaba ve uğraşlann temelınde yatan dınamık gucun kulturel boyut taşıdığını unutma- mak gerekır Bu boyut olmadan tunzm hareketlennın ıçınde olanlar "rant" sozcuğunden başka şeyle ılgılen- medıklerı ıçın bınılen dalı kesme uğraşından baş- ka bır şey yapmıyorlar Toprak, denız, ağaç, ınsan sevgısı olmadan, kultur bınkımı olmadan nereyı cen- nete çevırıp zengınleştırebılır ınsan Balıkçı bıtkı çıçek zengınlığı yaratmış daha son- ra yatıyla Bodrum'a gelen Fransız şaın Kontes de Noaılles'e bır kayık çıçek gondermıştır Tunzm de, kultur de budur ışte Turkıye'de turızm hareketlennın temelını Balık- çı atmıştır Turızmde kultur oğesının onem ve ağır- lığını tanıtım ıçın zengın bır ıçerığın variığını en lyı bıçımdeanlatan ve uygulayan ıkışı Halikarnas Ba- lıkçısı'dır Onun ıçın onaHalıkarnas Tunzmcısı de- mek daha doğru olur Turkıye'de turızm hareket- lerını başlatan kışı olan Balıkçı'yı yakın arkadaşı Azra Erhat'ın onunla ılgılı bır anlatımına yer ve- np saygıyla anıyoruz "Yaymak gerekıyordu mavı mutluluğu ak de- nızden kara topraklara Bugun Knıdos 'ta bulunan bır parmak ufacık bır mermer parçası, Proxite- lesVn unlu şanlı Aphrodıte heykelı bulundu bu- lunacak dıye yuzlerce arkeoloğu dunyanın dört bucağından Turkıye'ye, Izmır'e koşturuyorsa, bu- nu Halıkamas Balıkçısı'na borçludur yurdumuz Bodrum'u, Knıdos'u, Gokova'yı oyarattı Egekı- yılannı o tanıttı, bılıme, tunzme o açtı Rehberlık yaptı Akdenız uygarlığının Anadolu'da kaynak bulduğu bılıncını o yaydı " Olumunun 26 yılında Halikarnas Balıkçısı'na gonuller dolusu sevgı Yıllardır Beceremediğimiz Yargı ve Hukuk Reformu USKIDAR1. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞrNDElS 99&932 Esas Da\ acı Hatıce Taşkeser tarafından davalı Rafet Taşkeser aleyhıne ıiame olunan boşanma davasında Davamızın davalısı olan \e Pan- galtı Ergenekon Cd No 21^ A As Doseme Elıvle Şışlı ve Manyas Ilçebi \e Kulaklı K.ovu adreslennde bulundugu bıldınlen Rafet Taş- keser e belırnlen adreslennden bahısle teblıgat yapılamamış ve vapı- lan teblıgatlar bıla teblığ ıade edılmış teblıgaüara sanh açık adresı zabıtaca tespıt edılememış oldugundao adı geçene ılanen teblıgat ya- pılmasına karar lenlmıjtır Davalı Rafet Taşkeser ın teblıgata sanh açık adresı tespıt edılemedığınden duraşma gunu olan 26 11 1999 gunu saat 10 45 de mahkememız duruşma salonunda \apiiacak du- ruşmada bızzat hazır bulunmasi gerektığı vevakendısım bırvekılı ıle temsıl etürmeM dııruşrnada hazır bulunmadıgı ve\a kendısını de bır vekılı ıle de temsıl ettırmedığı takdırde duruşmalann gıvabında de \am edecegı ve vıne voklu|unda karar venlecegı hususu ılanen teb- lıg olunur 24 9 1999 Basm 46409 Av. Turgut ÎNAL A daletın tatılı olur ve adalet tatı- le gırermış gıbı, yıllardır uygu- lamakta bulunduğumuz bır ad- h tatılı daha gende bırakmış bu- lunuyoruz Başta adlı tatılın kal- dınlacağı ve bunun yanında ul- ke hukuku \ e yargısının ıyıleştınleceğı (refor- me edıleceğı) konusunda 40 yıldan ben bütûn hukumetlenn programlannda çok açık hükûm- ler bulunmaktadır Her yıl butçe muzakerelen yapıhrken Adalet BakanlığVnın bütçesı uzenn- de konuşmalar yapan butun parlamenterler - başta adalet bakanı olmak uzere- yaşadığımız hu- kulcun \e yargının kesınhkle ıyıleştınleceğı ko- nusunda oy bıriığıyle göruş bıldırmektedırler Öy- lesme kı 3-5 yıl önce bu konuda yapılan konuş- malan ya da 40-50-57 hukumetlenn kurulma- sı sırasındakı Meclıs'e sunduğu hukümet prog- ramlanndakı yargı konulanndaka göruşlen, şab- lon koymuş gıbı hemen hemen aynıdır Ulkede hıçbır hukukçunun değıl hıçbıryurt- taşın Türk hukukunun ve yargısının reform ge- reksınımı ıçersınde olduğunu söylemeyen yok- tur Cumhunyetm ılk yıllarındakı hukümetler, Tûrk hukukunu ve yargısını yenıden yaratmış- lajdır Senye Hukuku ve Mahkemelen tama- men terk edılmış, Batı ülkelennde uygulanmak- ,ta bulunan yasalar, kurumlar ulkemıze getınl- mıştır Gazi Mustafa Kemal'ın Ankara Hukuk Mektebı'nı açarken u Hiçbir kurumun açılma- sında, Ankara Hukuk Mektebı'nin açılmaanda- ki duvduğum mutluluğu duymadun" sözu yenı Turk hukuk ve yargısına ne denlı değer ve önem verdığını ortaya koymaktadır Yargı yılının başlaması nedenıyle olsun baş- ka nedenle olsun bu sütunlarda şımdıye dek epeyce yazım çıkmış, hepsınde yargının ve hu- kukun yaşadığı yığınla soruna değınmek zorun- luluğunu duymuşuzdur Reform konusunda daha da ılen gıderek ada- let ıle Adalet Bakanlığı'nın hıçbır ılgısı ve ılış- kısı olmaması gerektığını, adaletın, Adalet Ba- kanlığı dıye bır bakanlığa bağlanamayacağını, adaletın, devletı oluşturan 3 güçten bınsı, hatta bmncısı olduğunu, değennı ve onurunu kendı yapısından aldığını bırçok yazımızda açıklamış- tık Ortaya konulan bu tablolar yetmıyonnuş gı- bı, tersuıe her geçen gun adalet, Meclıse muh- taç, hûkûmete bağımlı kılınmış ve tum uygula- ma da buna uygun surupgıtmıştır Yuzlerce yar- gıç, savcı her yıl Adalet Bakanlığı'nın mutlak egemenlığı altında sürüp gıden atamalar karşı- sında, çoğu kez zıpkın yemış gıbı neye uğradık- lannı anlayamaz duruma getınlmışlerdır Yargı, devletı oluşturan bır ışlevken yargıyı, cumhunyet savcılannın protokolde temsıl et- melenm anlamanın mumkûn olmadığını, yargı- cın da protokelde yennın 8-9 sıralarda bırakıl- mış olmasını ne anlayabılmış ne de gerekçesını açıklayabılmış değılızdır Adaletın uzamasın- dan ve çok gecıkmesınden pahalılığından, ken- dısının mulkü olma) ışından, çağdaş araç ve ge- reçlerden yoksun bırakılmasından, yı1lardan be- n özellıkle sürdûrulen yargıç, savcı ve personel açığından, her yıl bır eskı yıla göre aynlan büt- çesmın azaltılmış olmasından, bunun karşısın- da, katmer katmer arthnlan mahkeme masrafi, harç, tespıt, keşıf ve yargı gıderlen gıbı yuzler- ce mahkeme gıderlen çeşıdınden bın parçaya bo- lünmuş ve adeta yamalı bohçaya döndurulmüş yasalaria yargı bırlığının her gun terk edılerek 1dan Yargı, Asken Yargı, Asken Idare Mahke- mesı, Devlet Guvenlık Mahkemelen, Adlı Mah- keme ıçersınde Sulh Hukuk, Aslıye Hukuk, Iş, Kadastro, Tıcaret, keza Ceza Mahkemelen gı- bı çok sayıda görevlendınlmış mahkemelenn bıle kendılennın ıçınden çıkamadıklan, hangı mahkemenm gorevlı, hangı mahkemenın go- revsız olduğunun anlaşıhp kararlaştınlamadığı durumlarda gorevlı bulunan Uyuşmazlık Mah- kemesı'nm yarattığı sorunlar bılırkışı, zamana- şırru rezaletlen, parasız pulsuz, butçesız bırakıl- mış adlıyeler gıbı daha sayamayacağımız yuz- lerce ve bınlerce olayı, aynca yargı adına yargı- ya yaptırdığımız haksızhklan yarattığımız ada- letsızlıklen saymış saymış, bunlara çareleroner- mış ve soylemışızdır Ama bunlann bınnın bıle azaldığını göreme- mekteyız Yargı reformunu herkes ıstıyor, bu ul- kede ıstemeyen tek bır yurttaş yok Oysa bıra- kın yargı reformunu, yargı konusunda bır san- tım ılen adım atmamamızı doğuran bu gızlı güç nedır ve nereden kaynaklanmaktadır 9 Nereden gelmektedır, bılmış anlamış değılız Bu ülkede hukumetlenn, Mechsın, ulusal egemenlığın, yurttaşın, kamuoyunun uzennde gûçler mı var 9 Demokrasılenn varlık nedenının yargı oldu- ğu konusunda kımsenın kuşkusu olmaması ge- rekır Yargı, adaletı, hakkı, eşıtlığı sağlayamaz- sa devlet "cebernıt deviet" olmaktan kendısını kurtarabılır mı 9 Devletın beylığını, yargı önle- mıyor, önlemesı gerekmıyor mu 9 Yargı bu ıken. bu değer ve onen taşırken bızım yargıyı sorun yumağından kurtarmamız gerekmez mı9 Sozün kısasına gelelım 2000"lı vıllara bu ana- yasayla ve bu yasalaria gıdenıeyız. Bızım kendı kendımıze bız cumhunyetız, bız demokrat bır ûlkeyız, bızım ülkemızde hukukun ûstunluğu var dememız sadece sözde ve sloganda kalır Kendı kendmıze "Bizim ülkemizdecumhuriyet vantar, demokrası vardır, adalet bağunsızdîr" demekle ış çözulmuş olmaz Neden zaman za- man bağımsız mahkemelenmız var demek ge- reksınımı duyanz 9 Mahkemelenmız bağımsız ıse ona aynca bağımsız dememıze gerek var mı 9 Yüce demekle, Meclısler yûce mı olur 9 Turkıye'de hukukun üstûnlüğü vardır deyınce Tur- kıye'de hukuk ustun duruma gınyor mu 9 Tur- kıye'de hızla demokratıkleşme paketı altında toplanılan ve çok buyuk bır bolumu yargıya aıt bulunan yasalar, yenıden baştan almıp yaratıl- madıkça, yargı sorunlanndan kurtulamaz Yar- gının duştuğû bunalım, rejım bunalırrunı da do- ğurur Barolar Buiığı'ne sunduğum bır raporda be- luttığım konulardan bırkaçını buraya getırmek ıstıyorum tllenmızdekı adalet komısyonlannı, bağımsız butçelen olan, etkın gorevlerle donatılmış du- ruma sokmalıyız Bu komısyonlara gerektığın- de barolardan seçeceklen avukatlarla yargı ve savcı ekstkhğmı gıdermek görev ve yetkısı bı- le venlebılmelıdır Yargının pahalılığı, yülarca surmesı ve çok kar- maşık hukuk ve yargılama usullen ıle karşı kar- şıya kalınması önlenmelı, bunlar gıdenlmelı- dır Yargmm ücrrtsizliği asıl ohnah ve kesınhk- le basıtleştmlmelıdır \argının bölunmuşluğû ve parçalanmışlığının yarattığı zarar ortadadır Hızla yargı bırlığıne gıdılmelıdır Polısın yargı dışında bırakılmasında, hukumetlenn ve sıyası- lenn surdürduklen ısrar yargıya zarar vermek- tedır Cumhunyet savcılannın, devletın beylığıne karşı seyırcı olmasına son venlmelıdır Kışıle- nn tutuklanmasında ve tutukluluğun devamın- da göstenlen ozen hıç de yureğımıze su serpıcı durumda değıldır Hele hele haksız tutuklanan- lara devletçe ödedığımız tazmınatlar utanç ve- ncı düzeydedır Yargıç ve savcının kuramsal (te- onk) duzeyde kalan sorumluluğu, ışlerlık düze- yıne getırılmelıdır Yargıda, barolarda, yargıç, savcı ve avukatlar ûzennde yaşanan ve yaşatılan vesayet derhal terk edılmelıdır Hukuk ve yargı reformlannda buluşmak dıleğı ıle Tartışılması Gerekir!.. Meriç VELtDEDEOĞLU 6 Eylul 1999 günü Sayın Yargı- tay Başkanı'nın yenı yargı yı- lının başlaması dolayısıyla yap- tığı konuşmada, Tûrkıye ıçın ılen- ye surduğu yenı laıklık modelı ıle ıl- gılı tartışmalar sırasında dınde reform konusunun da gundeme geleceğını gosteren bır kıpırdanış vardı Anımsanacağı gıbı Yargıtay Baş- kanı laıklığın cumhunyetımızın "yo- muşakkarnı" olduğunu, benzer du- rumun laıklığı ornek aldığımız Fran- sa ıçın de geçerlı olduğunu, Fransa'da da konunun sıkıntı yarattığını, ço- zumun kıta Avrupası dışındakı laık- lık modelını benımsevıp "dfllerinçe- şitliliğinı ve 124.000 pevgamben ka- bul eden"(*) bır dının hıçbır toplu- luğa duşman olamayacağını belırte- rek, tankatlann onunu açmamız ge- rektığını, dınsel cemaatlenn tam oz- gurlüğunu tanıyan bır çoğulculuğa laıklığın geçıt verdığını uzun uzan anlatmıştı Başka konulardakı duşunceleny- le bırlıkte Yargıtay Başkanı'nın bu goruşu de medyada tartışıldı, yeğ- lememız gereküğı soylenen Anglı- kan laıklığının reform geçırmış ve "Kavser'in hakla Kav-ser'e, AOah'm hakkı 411ah'a"djyenbırHrnstryan- lığın yarattığı koşullarla sıkı sıkıya bağlı olduğu vurgulanarak belırtılın- ce, Yargıtay Başkanı da bu aynmı ka- bul ettığını, dahası tslam dınının de reform geçırmesı gerektığıne ınan- dığını açıkladı Bu gelışmelerden sonra reform konusunun tartışılacağı ızlenımım veren bır ortam oluştu Orneğrn 12 Eylul tarıhlı Hurnvet gazetesınde Sayın Sedat Ergın, Muğla Unıver- sıtesı Rektoru Prof E. R. Fığlah ıle yaptığı soyleşıde konuya parmak bastı Prof Fığlah, "dinselabuı" Ue "dünyasal abm"ı bır arada goren ge- leneksel şenat görûşunu değerlen- dırerek Dunyasal alanı dûzenleyen dınsel kokenlı kurallann yenne çağ- daş hukuk yasalannın geçebıleceğı- nı, boylece her ıkı alanın bırbınnden aynlıp, dunyasal yaşamın çağın ge- lışımı doğrultusunda yenıden bıçım- lenebıleceğını belırttı Ardından Sa- yın ServerTanilii,24 Eylül'de Cum- hunyet gazetesmdekı İcoşesınde Is- lamda reformu ele aldı Ulkemız ıçın çok onemlı olan bu konu, daha sonrakı gunlerde ıse -ızleyebıldığım kadanyla- basmda yer alrnadı ve ka- muoyunun dıkkatını çekmeden gün- demden çıkıverdı Oysa toplumun ılgısını çekecek kertede bır tartışma ortamı gelıştı- nlmesının tam zamanı ve yenydı, ko- nunun tum boyutlanyla ıncelenme- sı, ılgılı pek çok soruna 21 yuzyıl bakış açısıyla bakma olanağı sağla- yabılırdı Öte yanda konuya 75 yıllık yakın tanhırnız surecınde bakarsak. cum- hunyeon ılanından sonra yaklaşık ılk on yıl ıçınde yer alan dınde reform ıle ılgılı goruşlenn, 1928 yılında ya- yımlanan "Dinı Islah Beyannamesi'' ıle oldukça ılen aşamaya geldığını goruruz Ankara Ilahıyat Fakultesı çerçevesınde Prof Fuat Koprulü başkanlığında, felsefe, dını felsefe, dınsel hukuk, dın tanhı, toplumbı- lım ve mantıkprofesorlennden olu- şan bır komısyon. "Dini Islah Pro- je veBevannamesi" adı altında, dın- de yapılması ongorulen yenılenme- len açıklayan bır bıldınyı 1928 yı- lının hazıran ayında kamuoyuna açıklamıştı 3 Mart 1924 tanhmde kabul edı- len bır kararla dunyasal yaşam ala- nını duzenleme görevı TBMM'ye ve onun > apacağı laık yasalara bırakıl- dığından, 1928 tanhh bır reform bıl- dınsı daha çok dının tapınma bıçı- mınde, yanı ıbadetın bıçımınde, gö- runumunde, ıbadetın nıtelığınde, ıbadetın dılınde ve ıbadetın duşün- sel boyutunda yanı dını felsefede koklu donuşumler onermıştı Ornegın Kuran'm ve Islam dını- nın ınsansal (humanıst) bır yakla- şımla yorumlanmasını, toplumun dıne değıl, dının topluma uyması ge- rektığı görüşûnûn temel alınması- nı, camılere sıralar konulmasını, muzık aletlennın gırmesını ısteyen yenı bır reform gorüşüdur bu Bıldın yayımlandığı dönemde geleneksel Islam tarafından ağırbır eleştın gelmez, ama bıldınde yer alan onenler de uygulanmaz Bu- nun nedenı ûzenne daha sonralan bırçok göruş ılen surülmuşse de bunlardanyansıyan ortak kanı "Yo- ğun hoşnutsuzluk belirtisi Ue za- mansız veme\simsizoluş"tur Yı- ne de bu reform bıldmsının ardın- dan kımı değışımlenn uygulandı- ğınıgorûyoruz Hutbelenn Turkçe ohnası, Arap v e Fars dıllenyle eğı- tıme son venlmesı, ezanın Turkçe okunması, 1932 yılında Kuran'm Turkçeleştınlerek Suleymanıye Ca- mısı nde okunması gıbı Aynca devletın Batı felsefesıne ağırlık kazandıran bır eğıtıme geç- mesı, tslamıyetle başlatılıp sınır- landmlan dını tanh anlayışı yenne, yenı bır tanh anlayışına yönelıp bu alanda çalışmalar yaparak, bır ba- kıma bu yolla, dını ıdeolojı ıle he- saplaşmaya gırmesı de (**) bıldı- ndekı atılımın bır yansıması olarak algılanabılır Goruluyor kı, devletın tavn dını onemlı olçude kontrol altında tutup çevresını daraltmak, ama dın kuru- muna herhangı bır mudahalede bu- lunmadan laık yönetım anlayışını surdunnektır 1950'lı yıllara gelındığınde, duıı araç olarak kullanan bır partının ık- tıdar olduğu bu dönemde. dın re- formundan elbette soz edılemezdı 7O'lı 8O'lı yıllarda, ılkın ulkemız- de ardından dunyada uç veren kok- tendıncılığın yoğunlaşıp yayılması üzerıne, konu "dinde reform yapılamaz" gorüşüne ındırgenmış, 9O'lı yıllarda ıse reform sozcuğu yenne "dinde yenıden vapılanma" kavramı geçınlmıştır Ama 2000 yılına gırerken gelınen nokta bam- başkadır Benzerdurum bıraynmla 9 ve 10 yûzyıllardakı Islamda da görulmüş- tur fka, üç yûzyıl boyunca, dınsel alanı dûzenleyen dogmalar, açıkçası doğrudan doğruya ınanca aıt dog- malar, bır bır ele alınıp akıl süz- gecınden geçınlmış, akJın geçıt ver- medıklen yadsınmıştı, dunyasal alana aıt olanlara ıse dokunulmamış- tı Oysa şımdı ongorulen durum tam bunun aksınedır, ınancın ve ıbadetın kurallanna aıt herhangı bır duzen- leme soz konusu olmayıp, ele alınan dunyasal yaşam kurallannın çağdaş hukukça yenıden bıçımlendırıl- mesıdır Konunun laıklık ılkesıyle bırlık- te gundeme getınlmesı, yanıt aranan pek çok soruna açıklık getırebılır- dı PENCERE Fakir.• •• Eskı edebıyatlarda soylulann yaşamlan anlatı- lır, krallar, prensesler, prenslenn seruvenlen ılgı çekıcıdır Ya kolenınkı? Kole, uzun bır sureçte once 'serf'e, sonra koy- lüye donuştu Ancak bu 'kaba saba kışı'vnn ıncelıklı bır yaşa- mı var mıydı kı edebıyatı olsun? Anadolu'da bınlerce yıldan ben kış uykusuna ya- tan koyluyu kım yazacaktı?. Mustafa Kemal: "- Köylü" demıştı, "efendımızdır " 1923'te ulke tepeden tırnağa koylu donanımın- daydı, kentlerde ne sanayı burjuvası vardı, ne de fabnka proletaryası Koylu, toprak ıle gok arasında çaresız, uyandı- nlmayı beklıyordu • Bınlerce yıldan ben kış uykusuna yatan köylu- yu kım, nasıl uyandıracaktı'? VaroJan bılınmıyorsa, keşfedılebılır; olmayan, an- cak ıcat edılebılır Eğıtımde yenı bır şey ıcat edıldı Köy Enstttüleni Koylu yaparken oğrenecek, uretırken eğıtımını surdurecektı 'Işte eğıtım, eğrtımde 'iş' Alınterı' Fabrıkasız bır ülkede çağ atlamanın tek ve en kısayolu eğıtım seferberlığıydı, 'Aydınlanma Dev- nmı' boylece gerçekleştığınde, demokrasının alt- yapısını oluşturan ınsan 'kulluktan' kurtulacak, 'yurttaş' kımlığını kazanıp 'bırey'e donuşecekt. • Fakir Baykurt Koy Enstrtulen'nın urunudur, adı- nı edebıyat tanhımıze bu kımlığryle yazdı, yalnız bır yazar değıldı, ıster ıstemez eylem adamlığını da benımsedı öğretmendı '1923 Aydınlanma Devnmı' oğretmenlenn omuz- lannda yukselecektı Sınıfsal kavganın tam ortasına duştu Baykurt, çok partılı rejımle bırlıkte sıyasal ıktıdarı ele geçı- ren 'toprak ağası, aşıret reısı' ve 'taşra mutegal- lıbesı'ne gore en buyuk duşman oğretmenlerdı. Duşman 1 . Somurulmesı, ezılmesı, surulmesı, yok edılme- sı gereken duşman 1 Avrupa'da yazarlann duşman sayıkjığı, hapse- dılıp surulduğu donemler geçmış yuzyıllarda kal- mış, tanhe gomulmuştu Ya Turkıye'de' Olayın belkı en ozel ve çarpıcı yanı budur Tur- kıye'de yazariar, çok partılı rejımde duşman ılan edıldıler; demokrası adına yapıldı bu ış • Baykurt, Köy Enstrtulen'nın yetıştırdığı değerlı arkadaşJanyia bırlıkte köy dunyasını ve ınsanını sa- natın merceğınden suzerek edebıyatımıza kazan- dırmış bır yazardır, ama, bu çabasını tum yaşa- mında pahalıya odedı Anadolu bozkınnda yetışmış Baykurt'un yurtdı- şında yaşamak zorunda kaknası ne adı.. L Ama daha acı bır gerçek var ' r Çok partılı rejımde Köy Enstrtuten'nin köküne Mb- nt suyu ekılmeseydı, Turkıye bugun kışı başına uç yıllık eğıtım gormuş bır toplum olmayacaktı, oğ- retımın suzgecınden geçmış çağdaş bırtoplum ola- rak demokrasıye tam açılımı gerçekleştırecektı Fakır'ın yaşamı, bu tanhsel seruvenın gerçek romanında anlam kazanıyor (*) Ayn ayrı dıllen var eden Is- lam değıl bunu ınananlarını cezalandırmak ıçın ortaya koyan Musevılıktır Bakınız Tevrat Tekvın 11 (**) Sahh Ural Saçak Sayı 33 BURHANİYEİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRtMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DosyaNo 1995/1725 E Satılmasına karar venlen gaynmenkulun cınsı, kıvmen, adedı, evsafı Burhamye ılçesı Pehtköyü lçmeler mevkıınde kaın 5107 parselde kayıth 150/3450 arsa payb A blok, 6 nolu dubieks bına, pencerelen ve kapılan ahşap, pencerelerde panjur mev- cut olup ıç kısımda döşeme ve sıvalar yoktur fCaba ınşaat durumunda, gınşte bır mutfak. salon tuvalet mevcut olup, 1 kat 2 oda, banyo, çan katında terastan oluşmaktadır Denızı görûr durumdakı mesken 2 000 000 000 -TL muhammen bedelle sablacaktır Saüşşarttan: 1- Saüş, 01 12 1999 günü saat 10 40'dan 10 50'ye kadar Burhamye Icra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretıyle yapı- lacaktır Bu artnrmada tahmın edilen kıymetın yüzde 75'ını ve rüçhanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarmı gectnek şartı ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artnranm taahhüdü bakı kalmak şar- üyla 10 12 1999 Cuma gûnu saat 10 40-10 50'de ıkıncı art- ttrraaya çıkanlacaktır Bu arttırrnada da bu mıktar elde edüe- memışse gaynmenkul en çok artüranın taahhüdü saklı kal- mak uzere arttırma ılanında göstenlen muddet sonunda en çok artnrana ıhale edılecektır Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmın edilen kıymetının yuzde 40'ını bulması ve sa- üş ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka parava çevırme ve pavlaştırma masraflarmı gecmesı lazımdır Boyle fazla bedelle alıcı çık- mazsa satış talebı düşecektır 2- Artnrmaya ışürak edeceklerm, tahmın edilen kıymetın yüzde 20'sı mspetmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mılh bır bankamn temuıat mektubunu vermelen lazımdır Satış, peşm para ıledır, alıcı ıstedığrnde 20 gunü geçmemek üzere mehıl venlebılır Tellahye resmı ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır Bınkmış vergıler satış bedelmden odenır (Tapu harcının 1/2'sı alıcıya, 1/2'sı satış bedelmden ödenecektır) 3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılüenn (*) bu gavn- menkul üzermdefa haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı dayanağı belgelen ıle on beş gun ıçınde da- rremıze bıkürmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcı- lı ıle sabıt olmadıkça pa> laşmadan hanç bırakılacakJardır 4- Ihaleye kanhp daha sonra ıhale bedelım vanrmamak su- renyle ıhalemn feshme sebep olan tum alıcılar ve kefıllen, teklıf ethklen bedel ıle son ıhale bedelı arasmdakı farktan ve dığer zararlardan ve aynca yüzde 50 temerrüt faızınden mü- teselsılen mesul olacaklardn thale farkı ve temerrüt faızı ay nca hûkme hacet kalmaksızm daıremızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa öncelıkle temınat bedehnden yannlacaktır ÖK nın 133 md. tatbık olunur 5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafi \ enldığı takdırde ısteven alıcı- ya bır ömeğı göndenlebılır 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmuş ve mündere- catını kabul etmış sayılacaklan başkaca bılgı almak ısteyen- lenn 1995/1725 E sayıh dosya numarasıyla mudûrlüğümü- ze başvurmalan ılan olunur (*) tlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basm 47899
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle