18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet * tntivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ın Yönetmenı Orhan Erinç _ Genel Yayın Koordınatoru: Hikmet Çetinka\a# Yazııjlen Müduriı İbrahim Yıldız • Sorumlu Müdur Fikre» Ilkiz 0 Haber Merkezı Müdüru Hakan Kara 0 Gorsel Yönetnıen Fikret Eser Istıhbaraf Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem \üzak0Kultur Handan Şcnköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Dıızeltme. Vbdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kunılu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtfaöke. Hiknıet Çctinkaya. Şükran Soner, Ergun Balcı, İbrahim Yüdız. Orhan Bursalı, Mustafa Balba\. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balba> Alatürk Bulvan No- 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat). Faks:4195O270LzmırTemsılcısı SerdarKızık, H.ZnaBlv 1352 S. 2 3 Tel. 4411220. Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, lnönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel: 363 12 II, Faks 363 12 15 Muessese Müduni Cstün Akmen • Koofdınaıör Ahmet Korakan 0 Muha- sebe Bülcnt V encr 9 Idare Hüseyin Gürer#ljletme Önder Çdik • Bılgı- tşlem. Nail İnal # Bıleısavar Sıstem Vlûrûvrt Çler • Saûş VazSet Kua M E D \ A C: • Yânetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gülbin F.rduran • Koordınatör Reha Işıtoıao # Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 5138460-61. Faks- 5138463 Vnmlavan \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Vayıncılık A 5 rjsocajıCad 39 41 Cagalogiu 34334 Ist. PK 246 lstanbul fe! (0 212) 512 05 05 {20 hao Faks I0212I5M85 95 29OCAK.1999 Imsak: 5.42 Güne$:7.11 Öğle: 12.24 İkindi: 14.59 Akşam: 16.23 Yatsı: 18.47 www.cumhuriyet.com.tr Tinkiye nüfusu yaşlanacak • ANKARA (ANKA)- jüiç niifiıs karakteri taşjyan Fırkiye niifusunun, zaman çaısınde bu özelliğinı riıreceği vegiderek /ajlanacağı belirlendi. 1990 /unda 2 milyon civanndaki Sf yaş üzeri nürusun 2050 /unda 95 milyona ulaşması ^eclenıyor. Hacettepe Nüfus 2titlen Enstitüsü tarafından lazırlanan 1998 Türkiye ^ifus ve Sağlık \ıaştırması"nı açıldayan sağlık Bakanı Mustafa jtven Karahan, Türkiye çn yapılan demografik ıüfus projeksiyonlannda 0- 14 yaş grubunun 2050 yılına caîar 1990yılındakı 20 nılyon düzeyınde taiacağmın saptandığını >eîrtti Migrene karşı spor • KAYSERt (AA) - Basit tgzersızler yaparak migren ağnlannınyüzde43 oranında azaltılabildiği Mldirildi. Erciyes Ünıversitesi Tıp Fakültesı Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Soyuer. "Hastalara 45 gûn boyunca haftada 3 gün yürüyüş bandı Ozerinde 15 dakikalik yürüyüş ile 10 dakikası ısınma. 20 dakikası aerobik dans. cimnastik. 10 dakıka da hafif egzersiz programı verdik. Yaptığımız çalışma. migren agn endeksini 6.99'dan 3.95'e düşürdü. Yani ağnlarda ortalama yüzde 43 azalma saptandı" dedı. 2000'de bayram bereketi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye. 2000 yılında bayram bereketi yaşayacak. Diyanet lşleri BaşkanlığTnca yapılan hesaplara göre. ramazanın her yıl 10 gün önceye gelmesi nedeniyle 2000 \ ılında 2 kere Şeker Bayramı. bir de Kurban Bayramı kutlanacak. Şeker Bayramf nın ilki, 2000 yılının 8 Ocak Cumartesi günü, ikıncısı de 27 Aralık Çarşamba günü başlayacak. Kurban Bayramı ise 16-19 Mart 2000 tarihleri arasında kutlanacak. çıkarmada birinci • MARMARİS (Cumhuriyet) - Çagdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Marmaris Şubesi tarafindan yapılan bır araştırmayla. 1998 yılı içinde Marmaris'e gelen ve sanık ya da mağdur duruma düşen yabancılann durumu tncelendi. Adli olaylara kanşmada tngilizlenn ılk sırayı aldığının belırtildiği araştırmada, Almanlann ikınci, Rumenlerin de üçüncü olduğu bildirildi. ÇHD Marmaris Şube Başkanı avukat Ahmet Hür, •'Marmans Cumhuriyet Savcıhğı tarafından 1998 yılı içinde 319 yabancı hakkında hazırlık e\Takı hazırlanmıştır. Bu >abancılardan 179'u mağdur. şıkâyetçi olurken 140 tanesi sanık. şikâyet edilen olmaktadır" dedi. Çevre cezası • ANKARA (AA) - ÇevTe Bakanlığı geçen yıl Tekirdağ'da 1.519 sanayi kuruluşunu denetleyerek çevre kurallanna uymayan kumluşlara 98 milyar lira para cezası verdi. Çevre 11 Müdürlüğü'nce Tekirdağ'daki kuruluşlann denetlenmesi sırasında 1.401 kuruluştan atıksu numunesi alındı. Geçen yıl sonuna dek 86 sanayi kuruluşuna 74 milyar 214 milyon lira, şahıs ve işletmelere de 23 milyar 928 milyon 200 bin lira olmak üzere toplam 98 milyar 142 milyon 200 bin lira para cezası uygulandığı bildirildi. Havacılık sektörü • ANKARA (AA)- Türkiye'nın de dahil olduğu Avrupa bava sahasında yoğunlaşan uçuş trafiğinin rahatlatılması için çalışmalar yapılıyor. Alınan bilgıye göre. Avrupa'da ha\acılık sektöründe düzenleyıci bir kuruluş olan Eurocontrol, hava trafığinin artması nedeniyle uçuşlann karmaşık bir hal almaması içın yeni uygulamalara gıdilmesini kararlaştırdı. Türkiye'nin de üyesı bulundu|u Eurocontrol. ilk olarak bazı ülkeier arasında uçuş sistemlerindeki farklıhklan gidermeyi planlıyor. Türkiye'de çocuklann ve kadınlann durumunu konu alan rapor hazırlandı 'Ozürliiler chşlanmasın' En seksi kadınSüper model um anlı tüm rakiplerini geride bıraka- rak dünyanın en seksi kadını seçilen Paris rtıodası- nın 20 yaşındaki yıldızı Laetitia Castra. Gerard De- pardieu ile başrolünii pa>laşhğı \e öniimüzdeki se- zon gösterime girmesi beklenen Asterix \e Obelix filmi ile be\a/perde\e geçti. Defîle başı 30 bin mark alan Castra, sinemanın çocukluğundan beri gönliin- de yatbğuu ve Fransız sinemasının ünlü adlanndan biri olacağına inandığını söylüyor. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bu- rosu) - Türk hükümeti \e UNI- CEF'in işbirliğiyle hazırlanan 'Tür- khe'de çocuklarm ve kadınlann durumu' konulu degerlendirme ra- porunda. "özel komyucu önlemle- re gerek duyan çocuîdar" ele alın- dı. Özürlü çocuklar. göçmen ve mevsımlik işçilerin çocuklan. mül- teci çocuklar. cezaev lerındeki ço- cuklar ve sokaklarda çalışan ya- şayan çocuklann toplum ilişkileri. eğitım ve yaşam koşullarının ince- lendıği raporda. Türkiye 'deki özür- lü çocuklar\e onlann ailelerinin top- lum tarafindan dışlandığına dikkat çekıldı. UNICEF-Türkiye işbirliğiyle ha- zırlanan değerlendirmede. Türkı- • Türk hükümeti ve UNICEF'in işbirliğiyle hazırlanan raporda, özürlü çocuklann yüzde 31 'inin ortopedik, yüzde 13'ünün işitme ve yüzde 5'inin de görme sorunlan bulunduğu, aynca 500 bin dolayında çocuğun zihinsel özürlü olduğu vurgulandı. ye'nin, çocuk haklanna ilişkin söz- leşmeyi onaylamasının özellikle güç koşullardaki çocuklar konu- sundakı duyarlılığı arttırdığı belir- tildi. Raporda. anlaşmaya rağmen nüfus kütüğüne kaydedılmeyen, öğretmeni gelmediğı için okula gi- demeyen. okullan kapalı olan, ba- nnacak yen ve ailesi olduğu halde ihmale uğrayan çocuklarm varlıgı- na dikkat çekildı. Sav ılan Türkiye'de 7 milyon ola- rak tahmin edilen özürlüler arasın- da. Millı Eğitim Bakanlığı Özel Rehberlik ve Danışmanlık Genel Müdürlüğü verilerine göre. 952 bin 382 özürlü çocuğun kayıtlı bulun- duğu bılgisine yer verilen raporda. bu çocuklar "özelönletnleregerek- sinim duyanlar" arasında gösteril- di. Raporda, bu çocuklann yüzde 31 'inin ortopedik, yüzde 13'ünün işitme ve \iizde 5"inin de görme so- runlan olduğu. aynca 500 bin do- layında çocuğun zihinsel özürlü ol- duğu vurgulandı. Uygun rehberlik sağlandığında, özürlü çocukJarın kendı sorunlanyla daha iyi baş ede- bıldığı behrtılen raporda, bu ço- cuklara verilen hizmetlerin halen sı- nırlı olduğuna işaret edildi. Türkiye'de kimı ailelenn mev- simlik işçi durumunda olduğu ve bu ailelerin çocuklannın mevsımlik çalışma süresinde çadırlarda yaşa- dıklan belirtılen degerlendirme ra- porunda. bu çocuklann ailelerinin çahştıklan yerlerde okula gitme- lerinin sağlanması için 1994 yılın- da bir yasa çıkanldığı. ancak bu yasanın pratikteki etkinliğinin bi- linmediği ifade edildi. Kadına işgücünün karşılığı verflmiyorANKARA (AA) - Kadınların üretmek adına yaptıklan işlerin çoğunlukla kayda geçmediği. dolayısıyla kadınlann ürettık- len ile elde ertıkleri gelır arasmda büyük farklılıklar doğduğu bildirildi. Milli Prodüktıvıte Merkezı (MPM) uz- manlanndan Dilek Eyüboğlu tarafından ya- pılan "Kadın İşgücüniin DeğeıiendirUme- sinde Vetersizlikler" konulu çalışmaya gö- re kadınlann üretmek adına >aptıklan iş- ler çoğunlukla kayıtlara geçmiyor. Ulusal gelır hesaplannda kadınlann üstlendıkleri doğum. çocuk ve aıle bakımı. yemek pişir- me gıbı etkinlıkler, parasal değeri olan hiz- metlerin içıne sokulmazken genellikle ka- dınlann ucretsiz aile ışçısi olarak üretim- de bulunduklan alanlarda elde edilen ge- lir erkeğin hanesıne >azılıyor. Söz konusu yetersizlik. kadın ışgücüne "önem veril- memesine, küçümsenmesine, düşük iicret- li, ucretsiz va da parasal olanaklan kıt olan istihdamlan voluyla aynmcıhğa ve kadın- lann somürülmesine" >ol açıyor. Kadınlar tarafından üretilen mal ve hiz- metlerin çoğunun, ulusal gelır hesaplann- da görünmediği ya da kabaca hesaplandı- ğı vurgulanan çalısmada. dolayısıyla kadın- lann üretıci rollerinin işgücü istatistiklenn- de olduğundan daha az göriindüğü kayde- dildi. Çalısmada bu sonucu besleyen kay- naklar şöyle sıralandı: Kadının temel çalışma ortamı evı. Para- sal karşılığı olmayan çok sayıda işin evde gerçekleştirilmesi. yapılan işin ekonomık ve toplumsal katkısının doğru şekilde öl- çülmesını güçleştiriyor. Cinsi\et ayrunı DPT çalışmasında. dünyanın hemen her yennde çalışma yaşamında cinsıyet aynmı yapıldığı da ıfade edildi. Kadınlar hakkın- da gerek tarihsel süreç, gerekse erkeklerle karşılaştırma yapmak ıçın bılgı derlemesin- de yeterince etkıli olunamadığına işaret edilen çalısmada. bunun nedenlen "'somut bilgi ve istatistiklerin yetersizliği ile verile- rin derlenmesinde, erkek egemen görüşle- rin çokfazla yer alması" olarak sıralandı. e-posta : tan (a prizma. net. tr Cep telefonu Teknoloji korsanlan çoğalıyor Ekonomi Servisi - Küre- nin her yüzünden milyon- larca ınsanm "chat" kanal- lannda bir araya geldikleri bilgisayar ve teknolojideki geiişimler sevindirici oldu- ğu kadar ürkütücü görünü- yor. Son günlerde kendileri- ni teknisyen olarak tanıtan bazı kışılerin. cep telefonu sahiplerinı arayıp 9-0 ve yıl- dız tuşlanna bastırtarak eri- şim hatlanna girdiği ve ulus- lararası görüşmeler yaptık- lan ortaya çıktı. Günümüzde Network'e, gızli belgelere içeriden ve dışandan izınsiz ulaşım gi- bi. bilgisayar sısteminı teh- dit eden tehlikeler varlığını sürdûrüyor. Teknoloj ik geli- şimle birlikte bu alanda de- netleme ve güvenliğe yöne- lik mekanizmalar üretılme- sine karşın bilgisayar ve cep telefonu korsanlannın önü- ne geçilemıyor. Internet'te cep telefonu kullanıcılanna yönelik yapılan uyan yazı- sında şöyle deniyor: " Eğer biri sizi ceptelefDn- lanndan arayarak kendüeri- ni teknisyen olarak tanıfır ve bir test uyguladıklarını söy- lerterse inanmavın. Bu kişi- ler9-0ve yıküz tuşlanna bas- manıa isterse kesiniikie v ap- mayuı. Eğer bu 3 hışa basar- sanız karşı tarafa erişim ve uluslararası göriişme hakkı vermişolursunuz" deniyor. Bu arada Web kullamcı- lannın lntemet'te kredi kar- tı numarası verirken de dik- katli olmalan gerekiyor. Bun- dan birkaç yıl önce ABD'de de büyük bir telekomünikas- yon firması çalışanlan, 50 bin adet kredi kart numara- sını ele geçırmıslerdi. Olay fark edilinceye kadar harca- ma yapmışlardı. Verilere göre ilaç tedavisiyle kesin çözüm sağlanabiliyor Sivîlce sorun olmaktan çıktı Istanbul Haber Servisi - Halk arasm- da "srvilce" olarak bilınen "akne"nın. uzun süre iyıleşmemesınin. yumurta- lık kisti gibi hormonal problemlerin belirtisi olabileceği bildirildi. Roche Sağlık Bülteni venlenne göre. genel- likle 12-25 yaş arasında görülen "ak- ne" problemı ele alındı. Bültende.cilt- teki yağ bezelerinın fazla çalışmasın- dan kaynaklanan aknenın. kesin teda- vı edilebilen birkaç hastalıktan bin ol- duğu belırtildi. Aknenin. yüzeysel ve- ya antibıyotikten başlayıp ağızdan kul- lanılan diğer ilaçlara kadar uzanan bir dizı tedavı yöntemıvle tedavı edildığı ıfade edilen bültende. aknenın kendi- lığınden iyıleşmesimn ıse basit sıvilce türlerinde mümkün olduğu kaydedildi. Bültende şu bilgilere de yer verildi: • .Aknenin cinsel vaşamla ve beslen- me şekliyle bir ilişkisi voL • Kadınlardaadetdönemlenndeak- nede artış görülebilır. • AkneH yüzevi çok sık temizlemek, fazladan yarar sağlanuyor. • Küçük siyah noktaların elle sıkıl- ması aknenin tedavisini zorlaştınyor. • İvüeşmeven akne probleınleri için mutlaka bir cilt hastalıklan uzmanına baş\ urmak gerekiyor. • Akne hafif de olsa, iyileşme sıra- sında ız bıraktığı gözleniyorsa hemen bır uzman hekıme başvurmak gerekiyor. BU KAMPANYA ASELSAN1919 • 129«47n25mm • 193 ff. • 85 saat standty. 3 saat konuşma süresı (Yûfcsek kapasrtes oüteı • Saatveafann • THnştn*, sestı uyar o r e ı ^ • 3 sat». 36 karakter efcran TURKCELL hat ve kart dahil ASELSAN:0;i2i28:46i4b»*BÖHiNt»1«l<i |ffiQ2)Ul T*İ3UMU103221 •RS'EKM»459 27 &l«IT«>WK(0416 ) •PUNOAR21445 20tfTOK (0272ı- " "_'_ ~~ lYKBILAV 430 24 14 •«STaSÜN SIHHffE 231 7' 31 »»S^HiR* ULUS 310 86 86 •«STB.ETON 0ST1M 385 42 35 •ASlHfFON SNOH 270 00 42 •B/tStıer JUIS 310 42 95 »EJM Ç/HWIk 441 52 25 •fCIRS K0UV 419 51 34 •MWTX0M rUHAUHIUKI 418 38 88 •»* LFŞW ILMJHILMI468 45 75 •OTIı Vt/tX)W G. OSMHP.HŞ* 446 3S 9B -S " """ M 53 51 «NT«IYA 0242 •M£SANAUW» 511 53 23 •BE.GE 242^6 51 »KHN [0256ı '»STa 212 1S 16 •"C^S WJS«>«SI 612 9064 M U ___J«S«l8«R««:ıtl312ı428a348 . 'tSHOU 213 46 56 MUSTA 10358, •GURBUZ 2lS 48 24 0312 ı •ALT1'İ«Y KBILAV _ , _ . ._. _.. _. , 0RSKJ3UV419 49 23 38 • TUGSEL ÇANKAYA 442 34 65 »YOS ULUS 311 53 51 ANTALYA (02661 •ÇABA249 68 46 •YOIVER MS.AYVA1JK 312 52 94 BOUI .0374 -•KUBAN B1LG1SAVAR 514 93 22 .»HC& 215 24 24 BURSA(0224) •LE*Y 271 73 95ÇJUtURI,0376ı •DOGAN OTO 212 62 55ÇORWip364l ,._-.. - . •FTOT 228 51 "5 EMRNE (02841 -SES» 212 00 79 OJIZI6 (O4İ4)'«ÎM TIC 23616 16 BölîttM |O»46)-PılAaiJM 223 26 02 EUUUM ııııı ı > ıım ıı ıııı .ıııiiliijiı ıi) ıjıı iı ııı. ı ıııııı ıııırınn ııı ıırııiTi ı ıı ıı •iııiınîırı iııııı »"ıiTrıîııııı n ı ı ıınını;ıııı ı ı j mı ıııııı ıını 586 52 31 'PPIB MEC»YB(0V213 69 88 •ÇUNPC OKKKJ 519 02 i\ -«ÇC çtYRE-TEPE 275 5125 <I«A FATH 534 5163 -SBTEVIMHLTEPE 35219 47 •SULT»N 243 45 76 <ULTIW BUdBKOY 5?1 07 49 •OEUSUI 10216) KADfKÛY 41893 77>0EMS*N UHRAMVE 52108 X -«a: 348 38 58IZMR ]232ı ••BE_ CANMH 445 66 85 '<BS «LSWCW44685 85 'ASELÇ«NKAYA 445 93 27 'GPAS K0HW 44161 66 'TEMBA SE1CUK 892 24 26 -TONSfS ÇANKA»» 445 03 33 KAHABUK 03T2 SYSTEV 412 85 95 KASTAMONU ıO366; •KALEU 212 78 16 MYSD1İ 10352) •OEVKASA* 234 56 60 PU&KUUîaJ 'MS8 ->LCE E.EKTRON*; 212 34 80 KOCAEJ C262 .IIOBFE EMT 324 6S 38 .YlTCIOJLU GEKE 642 62 68 KimUttA 32'4ı •KAtffAOGUJ TAVŞANU 615 05 00 MU«U 0236) »A&MAB 237 94 00 -ULKL JY»P AIAŞEHR £53 12 T 2 >ÜU<U T1C AKHSAB 412 72 15 MBHİN ıO32Jı -DELM 23" 34 34 MU6U C252 HASIV 214 39 59 'Mf-KA ıATAQW 572 32 22 "VIKING MABMAHS 412 62 17 W>SEHİR 10384ı .3ENKASM 212 S3 54 OROU :452ı .BOg. 225 38 18 KU. 10464ı -B1R3EN 214 Cl 52 SMARYA ıC264 -DEMSW ADAPAZARI 28114 61 SAMSU» '0362ı 'BOa 432 46 66 SİNOP 10368) -Sr*.RCEŞr ' : 6 11 55 SlVJtS ıC346; .YAGMUR 225 76 ''. TVOlSS (02821 -ALTAN 260 00 60 V « 0432) •ÇAVVJŞOGLL 214 84 48 ZONOUDMl ıO372l .BAHAP TC GOKÇfflEY 512 20 73 ••'AfilTEL 253 7110 .rtAflATEL EHEĞU 323 48 48 -5AREN DEfflEK 556 56 02 «E//»»».Ml*M.C1l*/ SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Bu Ne Perhiz, Bu Ne Turşu? Mariene Dietrich, sinemanın o unutulmaz vam- pı, 'hatıralan'nda şöyle yazmıştır: "... Newyorfc'a geldiğim gün, Avrupa'da çok sevdiğim bir yolculuk giysisi olan, gri bir tay- yör vardı üstümde; Paramount'dan gelen se- vimli bay Blumenthal, bana, 'bu giysilerle, ge- miden dışarıya çıkamayacağımı' söyledi, şaşı- np kaldım. (...) ve sabahın saat onunda, New- york limanına, siyah bir rop ve bir vizon giymiş olarak indim. Bu görünüşümden elbette uta- nıyordum ama, giysilerim ülkenin alışkanlıkla- nna uyuyor gibiydi..." (Benden SonraTufan, s. 73, Ekin Yayınlan. 1994). Avrupa Iı içın, Birieşik Amerika 'görgüsüz'dür demiştim ya, işte kanıtı; hem de. 'bırincı elden!' Yal- nız 'görgüsüz'müdür, hayır, üstelik 'muhafazakâr' ve 'bağnaz'! Regis Debray, -'Che'nin çömezi, Mitterrand'ın danışmanı- ne yazmıştı? ABD, 'ulu- sal' değil 'federal"dir; 'deı//ef/n'mayası, laikvede- mokratik milliyetçilik değildir, püriten 'Hıristiyan muhafazakâriığı': Anayasasında 'laiklik'yazmaz, sa- dece, 'kilise ile devletin ayn olduğunu' yazar. (Bkz. Le Nouvel Observateur. 30 Kasım/6 Aralık 1989). Hollywood'da, MarleneDietrichin başınagelen- ler, bu 'bağnazlığın' sonuçları sayılamaz mı? Çün- kü Marlene, "... bu maceradan sonra stüdyo- nun isteklerine boyun eğmeyi reddetmiş ve is- tediği gibi giyinmiştir"; yânı nasıl, 'çoğunlukla pantolon!' Biraz 'androgyne 'yapısından, birazonu Marle- ne Dietrich yapan rejisör Joseph Von Stenberg öyle uygun gördüğü için, bazı filmlerınde 'erkeğe çok yakın' giyiniyor: 'Fas' filminde ('Morocco') siyah smokin, beyaz frak ve silindir şapka; 'Sa- nşın Venüs'te (Blonde Venus) beyaz bır frak, elin- de ağızlık! Bu kadan, dünyaca ünlü 'ilâhi Mabû- de'nin, 'karalanmasına'yetecektir. Marlene diyor ki: "... sinema salonlannın sahibi Brandt diye biri, Amerika'nın bütün gazetelerinde, bir ilan yayınlartı: 'Aşağıdaki kadın ve erkek oyuncu- lar box7office'de istenmeyen oyuncular olarak beiiıienmelidir Katharine Hepbum, Joan Cravv- ford, Marlene Dietrich, vb. Bu, bizim 'ölüm fer- manı'mızdı..." (Aynı eser, s. 184). Iş o kadarla kalmaz, 'püriten' kadın dernekleri araya girer, aleyhte, inanılmaz bir kampanya; so- nuç, Dietrich in yıllarca Hollywood'dan 'dışlan- ması': Orson VVelles le birlikte, radyoda 'Cafe Is- tanbul' diye bir program yaparak geçiniyorlar. İyi de, neden? Ya azize', ya* fahişe' mi?.. Sinemada 'cinsellik' konusunu, enine boyuna ir- delemiş üç yazar; Bernhard Roloff, Georg Seesslen, Claudius VVeil, şöyle açıklamışlar: "... üç büyük dinin yarattığı mitoslarda 'ka- dın' erkeğin cennetten kovulmasına yol açan, 'fettân' kişidir; günah işlemeye, baştan çıkar- maya yatkındır. Hıristiyan kültürüne damgası- nı vurmuş bazı Hıristiyan şövalye destanlann- da, kendine el sürdürmeden yıllarca kocasını şövalyesini ya da prensini bekleyen temiz ka- dınlann öyküsü anlatılır ki, altında kadını bas- kı altında tırtma çabası sıntır..." "... onlar için, iki türlü kadın vardır; tehdit oluşturmayan, 'azize' yâni 'anne', bir; sınırlan iyice belirlenmiş, bütünden iyice yalıtılmış bir ghetto içinde, cinselliği temsil eden 'fahişe' iki!.." "... yalnız Mae VVest, Jean Harlow, Marlene Dietrich değil, 30'lu yılların vamp'lannın tümü -Greta Garbo dahil- az ya da çok, fahişelerin kodlanmış imgeleri, ya da kopyalarıydılar.." (Cinsellik Sineması'nın Mitolojısi veTarihi, s. 38/39/ 199, Alan Yayınlan. 1996) Bu 'resmigörvş', 1960'lıyıllardapatlakveren 'Cin- sel Devrim'e kadar sürmüştür: Hollyvvood Sine- ması'nda, öpüşmeler 'standarttı': Dudaklar sade- ce değdirilir, o kadar! Kadınla erkek, karı koca da olsa, aynı yatakta yatamazdc Hele çıplak, maazal- lah! Cinsel 'çeşitleme', ya da 'farklı' cinsel tercı- hin, lafı bile yasak! Bir bakıma, Garbo'nun, Mar- lene'nin, Hepburn'ün, Crawford'ın 'lanetlenme- si'; 'kadınlarla ilişkileri', kulaktan kulağa yayıldığı içındir. 'Cinsel Devrim', 'Kadın Hakian' davası o içine dönük, o 'püriten' ve 'bağnaz' muhafazakâr- lığın üstüne üstüne gidiyor: Bu, bir bakıma, Bat'lı toplumlara yüzyıllardır hükmeden, Yahudi/Hı- ristiyan Ahlâkının 'yıkılması'dır; bir başka ba- kıma, 'Kapitalizmin Çürümesi'! Acaba nereye? 30'lu yıllarda yeryüzünde, iki kadın profili ege- mendi: Garbo ve Marlene! Ikisini de, Hollywo- od 'yaratmış' ve 'yaygınlaştırmıştı'; işin ilginç ya- nı, ikisi de 'androgyne', ikisi de 'yabancı': Marle- ne, Alman Garbo ıse, Isveç'li! 199O'lı yıllarda, Hollyvvood 'd/Va'larını, pop yıldızlanna; 'filmlerini', şarkı 'W/p/erine'kaptırdı;yada, yeni 'diva 'lar, 'klip- ler'\e 'üretiliyor'; egemen iki profıl, garıptir, yine androgyne, Madonna ve Michael Jackson! On- lann dışında, hemen her ülkede, bütün televizyon- lan 'sarmış', yüzbinlerce 'klipten'; bu 'klipler'öe boy gösteren, düzinelerce 'örnek'ten söz edilebi- lir: Eski 'püritenliğin', en hafifini bile lanetlediği, 'marginallik'; artık neredeyse, 'temel kural'a dö- nüşmüş, ne kadınlar, kutsal kitaplann onların koy- duğu yerde duruyor, ne erkekler; sevişmek, 'üre- menin'aracı olmaktan çıkmış; 'üremeyidurdurmak' peşinde! Shunk Anansle'nın zenci solistini gördünüz mü? Ilk gördüğümde, 'erkek' sanmıştım: Piyano siyahı zenci bir kız; kafası, pırıl pırıl, dazlak; göğüsleri sımsıkı sanlıp, gizlenmiş; giyimi, erkek giyımi: Yam- yam dişleriyle, ışığı yansıtarak, avaz avaz bağın- yor. Geçenlerde bir akşam, onun bır benzeri Mee'sheil, şarkısını söylerken, bir ara bıyıklıydı. Klip- ler, -yalnız onlarda değil, giderek bütün dünyada- yaşadığımızdan çok, en gizli, en korkunç hayalle- rimize, hatta kâbuslarımıza benzer bir 'âlemi'yan- sıtıyor. Iş, masum bazı aykınlıkların 'azınlık hakla- rını' istemesinden çıktı; yavaş yavaş, müziği, sine- mayı, müzikholü, -hatta genel olarak sanatı,- baş- ka ve sapa bir yere doğru götüruyor. Acaba nere- ye? Bunu tartışmayalım mı? MERAKLISI İÇİN NOT: 'Androgyne', (andro- jin okuyunuz) Fransızca bir kelime; her iki cinsin ni- teliklerini üzerinde taşıyan, kimse anlamına geliyor, yâni 'hünsâ'; Türkçeye, maalesef 'androjen' ola- rak girdi: Yanlıştır. http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle