24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 Türkiye şeker üretiminde 4. • ANKARAÇAA) - Dünya şdcer üretımmin 1997-1908 kampanya dönemmde 124.2 milyon ton, tûketimin ise yakın düzeyde 122.8 milyon ton olarak gerçeklesmesı bekleniyor. Bu arada pancardan şeker üretimi sıralamasmda Türkiye, 2 milyon 600 bin tonla Fransa, Almanya ve ABD'rar. ardından 4. sırayı alırken Avnıpa ülkelen arasında 3. sırada bulunuyor. Toplam şeker üretiminde şeker kamışmın payı yüzde 69.41 olarak beklenirken. şeker pancannın paymın yûzde 30.59 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Gayrimenkul sempozyumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Aydın Tümen, Türkiye'de gayrimenkule yatınlan kaynağın sermaye sıkıntısı çekilen projelere kanalize edilmesinin, ülke ekonomisine önemli katkı yapacağını söyledi. Tapu Kadastro Müfettışleri Demeğı ıle Tapu Kadastro Vakfi taraftndan düzenlenen, "Gayrimenkul Yatınm Ortaklıklan ve Gayrimenkullerin, Menkulleştırilmesi Yoluyla Ekonomıye Kazandınlması"" konulu sempozyumda konuşan Tümen, Türkiye gıbi gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalan için en çok ihtiyaç duyuian kaynağın sermaye olduğunu belirtti. Nevşehip TB(E kâretti • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehir'de TEKEL Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak faaliyetını sürdüren TEKEL içki Fabrikası, geçen yıl elde ettiği 26 trilyonluk ekonomik hacim ile Nevşehir ekonomisinde önemli bir konuma geldi. Nevşehir TEKEL tçkı Fabrikası Müdürü Nejat Yüceler, fabrikada geçen yıl 19 milyon 500 bin litre rakı üretimı gerçekJeştirüdiğini belirtti. •• Vakıtbank hafla sonu açık • ANKARA(AA)- Vakıfbank'ın yurt genelindekı şubeleri, yann ve Pazar günleri de açık olacak. Vakıfbank'tan yapılan açıklamaya göre, Ocak ayının son günlerinin Cumartesi ve Pazar'a rastlaması nedeniyle. mükelleflere kolayhk sağlamak amacıyla bankanın bütün şubeleri ve ödeme merkezlen 30-31 Ocak tarihlerinde açık bulundurulacak. Ecevit'in kurmaylan dış kaynak için IMF heyetinin güvenini kazanmaya çalışacak Pembe tahlo çiziliyorIMF heyetinin İstanbul'da olmasmdan yararlanan ekonomi yönetimi, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nu toplayacak. ÖYK'de alınacak kararlarla. yakın izleme anlaşmasında yer alan 1999 yılında özelleştirme gelirlerinin borç ödemelerinde kullanılacağı güvencesi yinelenmeye çalışılacak. ANKARA(Cumhuri>etBûnMi)-IMF'den 10-15 milyar dolarlık dış kaynak arayışmın en azından seçim öncesi sonuç vermeyece- ğinin ortaya çıkması üzenne. piyasalarda sı- nırlı da olsa "genişlemeci potitika" beklen- tisi doğdu. Ancak yüklü borç ödemeleri için yine iç piyasaya dönülecek olması ve nakit sıkışıklıgı nedeniyle Merkez Bankası'nca yapılan fonlamalar faizlerin yükselmesine ne- den olacak. Hükümetin 3 aylık dönemde ekonomideki yapıyı değiştirecek köklü ka- rarlar alması beklenmıyor. IMF heyetı, TÜStAD. Bankalar Birliği ve banka yönetıcılenyle İstanbul'da görüş- melerini sürdürüyor. Ankara'ya pazar günü dönerek çalışmalan vürütecek olan IMF he- yetinin yokluğundan yararlanan ekonomi yönetimi, Özelleştirme Yüksek Kunılu'nu toplayacak. ÖYK'de alınacak kararlarla, ya- kın izleme anlaşmasında yer alan 1999 yı- lında özelleştirme gelirlerinin borç ödeme- lennde kullanılacağı güvencesi yinelenme- ye çalışılacak. Ancak, ANAP- DSP-DTP ik- tidannda pek çok kuşkuya neden olan özel- leştirme konusu Ecevit'in kurduğu azınlık hükümetinin programında yer almıyor. IMF heyetinin, Ankara'da yapacağı görüş- melerde Hazine. Maliye. Merkez Bankası ve İstanbul Ticaret Odası Baskanı Mehmet Yıldırım sert cıktı 'Bu tabloyla destek beklenemez' Ekonomi Servfei - fstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıkimm, Turkrye'nin bugünkü ekonomik tabloyla IMF'den parasa! yardım almasınm imkânsızolduğunubelrrte- rek, ülke için hayati önem taşryan yasalann vakit kaybetmeden çıkanlması gerektiğini söyiedi. Uluslararası Para Fonu (IMF) heye- ti bugün İstanbulda işadamlan ve Bankalar Bir- liği ile görüşecek. Türkiye'nin, IMF ile yapı- lan ön protokoîün koşullannı yerine getirme- diğini belirten Yıldınm, "1998 bütçesinde 4 katrflyon g'tti. 1999'da 8 katriryon Bra gjdryor. Bn koşuDarda göz göre göre IMF TürJdye'ye yol açmaz.Çûnkü,'Bak batağa gidiyorsun' <&• yor" dıye konuştu. Yıldınm, başta Sosyal Gü- venlik Yasası olmak üzere Gümrük Yasası ile Bankalar Yasası'nm çıkartılması gerektiğini vurgulayarak, "IMF bakryor. her geüşinde bir değişiklik otanadıgını göriiyor. Bu yasalar çıkmadığ] sürece I.MF'den bir şey bekkmek yankş otar" dedi. Türkiye'de bankalann be- lrrli gruplann eline geçtiğine dikkat çeken Yıldınm, "Bugüçferyasayiengrik-viciboyut- ta. Lehfcrinde cıkarmak istryorlar. Reel sek- törimisteideribuyasadaveralrnazsabunuda biz engeUeriz" açıklamasını yaptı. Yıldınm, şöyle devam etti: "Fnterbank öroeği gözter oniinde. Çağlar. piyasadan i miKar 700 milyon dotar topladu şirketterine verdi zaran devtete yıkü. Bunu btzödüyoruz.Böyfcbankacıhkanla\Tşıolnıaz. Bankalar özerk oünah ve doğnıdan Merkez Bankasi'na haglannıalı. Hddinş bankacılığı ortadan kalkmalı. Teferilik anlayışıy la yapılan bankacıhk sistemi batar. Üretimin kullandığı para geriye döoer. Aksi takdirde para batar.'1 DPT bürokratlannm yanında Özelleştirme Idaresi Başkanhğı'yladaçalışmalaryapma- sı bekleniyor. IMF'den parasal kaynak umudunu kesen hükümet, durgunluğu aşmaya yönelik ola- rak üretim sektörü için başta Halk Bankası kaynaklan olmak üzere yeni önlemleri gün- deme getirirken, sınırlı düzeyde de olsa ge- nişlemeci politikalara başvurulacağı, ancak "enflasyofila mücadeieden vazgeçilmediğp' ızlenimi yaratılacağı belirtiliyor. Çeşıtli ke- simlerden de enflasyonla mücadelede "eko- nomikcanhlı^öMürülrnemesigErekliğrses- leri yükselmeye başladı. Ankara Sanayı Oda- sı Başkanı Zafer Çağlayan. enflasyonla mû- cadelenin halkm gırtlağına basılarak yapıl- maması gerektiğini söyledi. Hükümet, programında yer alan "seçim ekommusiuygulanrnayacağrılkesıni IMF'ye güvence olarak sunacak. Seçim ekonomisi konusunda kamu kesimindeki toplusözleş- meler ve açıklanacak 1998 ürünü tütün fi- yatlan belirleyici olacak. IMF'nin olumlu açıklamalanyla en azından dış piyasalarda borçlanma olanağını arttırmaya çalışacak olan bu hükümet dönemindeki ilk uluslara- rası borçlanma ihalesi için Commerzbank AG ve Deutsche Bank AG'ye yetkı verildi. Hükümetin. 1999 bütçesi, bankalar ve sosyal güvenlik tasanlannı çıkaramaması durumunda IMF'ye vereceği güvenceler de büyük ölçüde boşlukta kalıyor. Fonun koşul- lan arasında yer alan sosyal güvenlik tasansı, hükümetin gündeminde bile bulunmuyor. Esbank Baskanı Erez 'Bankacılık yasası çıkmalı' İZMİR (AA) - Bankalar yasa tasan- sını destekledıklenni söyleyen Esbank Yönetim Kurulu Başkanı İVlesut Erez, sektördekı yasal boşluğun bır an önce kapatılması gerektiğini ifade etti. Erez. " Biz, Esbank olarak bu yasanın bir an ön- ce çıkmasını arzu ediyoruz. En olumsuz şey, herhangi bir konuda boşluk bulun- ması ve olay lar karştsında ne gibi tedbir alınacağının bilinmcmesidir" dedi. İDERLER 6 GÜN BOYUNCA KÜRESELLEŞMENtN YARATTIĞISORUNLARITÖRPÜLEMEYE ÇALIŞAC4KLAR Davos zirvesi basladı Ekonomi Servisi - Isviçre'nm ünlü kayak merkezi Davos'ta bır araya gelen iş ve ekonomi dünyasının liderleri 6 gün boyunca küreselleşmeyi tartışacaklar. "Dünya Ekonomik Fonnraı'*rtım (WEF) her yıl ocak ayı sonunda düzenlediği toplantılann bu yılki ana teması "Sonımlu Küreseneşme" 40 devlet başkanı ve 250 bakanın katıldığı Davos zirvesi, Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog, Isviçre'nin ilk kadın Cumhurbaşkanı Ruth Dreifuss ve WEF kuruculanndan KJausSchwab'ın açılış konuşmalan ile başladı. Geçen yıl Asya krizinin yarattığı sorunlann tartışıldığı toplantılarda bu yıl Brezilya ve Rusya krizleri bağiamında gelişmekte olan ekonomilerde sorunlar yaratarak sanayileşmiş ekonomileri de etkileyen küresel fmansal sisteminın nasıl yönetıleceği tartişılacak. Alternatif forum düzenlenecek İnternetleprotesto EkonomiServisi-Dünya Ekonomik Forumu'nu 'MAI ve klonlan' olarak tanımlayan sivil bir girişim, Inter- nette alternatif forum başlattı. Etkinlikdaha önce de Çok Taraflı Yatınm Anlaşması gibi küreselleşme akımı pa- ralelindeki çokuluslu sermayenin dayatmalanna karşı kampanyalar düzenleyen Global Citizen Watch (Küre- sel Yurttaşın İzleme Komitesi) örgütüne bağlı ginşim- cilerce başlatıldı. "Paramn egemenliğine ve küreselteş- menin demokratik haklar ve çevre üzerindeki her tür baskısına" karşı çıktıklarını söyleyen girişimcıler, ay- nı görüşte olan ve insan Haklan EvTensel Beyanname- si paralelinde bir uluslararası ekonomi çerçevesini tar- tışmak isteyen herkesi. cumartesi günü TSİ13,00'te ya- pılacak tnternet forumuna çağırdıiar. Forumun yapıla- cağı web adresi şöyle: "http://attac.org/alterdavos/fbrurn" Beşiktaş Şişli Kızıltoprak şubelerimiz açılmıştır. Tüm bankacılık işlemleriniz için hizmetinizdeyiz! Beşiktaş: Cihannüma Mah. Akdoğan Sok. 69/A İstanbul Tel: (212) 258 07 07 Faks: (212) 258 18 88 Şişli: Halaskargazi Cad. 367 İstanbul Tel: (212) 231 49 11 Faks: (212)230 92 44 Kmltoprak: Zühtüpaşa Mah. Bağdat Cad. Itridede Sok. 62/3 İstanbul Tel: (216) 414 71 61 Faks: (216) 414 66 90 İKTİSAT Memnu n iyetle Uğur Bayar 'yannın küresel lideri' seçildi Ekonomi Servisi - Özel- leştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar, Dünya Ekono- mik Forumu tarafindan, "Ya- rmuı Küresel LJderleri" ola- rak belirlenen 100 kişi ara- sınagirdi. Dünya Ekonomik Foru- mu'nun Yönetim Kurulu ve Değerlendirme Komitesi. 1994'ten beri her yıl yaptı- ğı, "Yannm Küresel Lkler- leri" değerlendirmesi sonu- cunda. dünyadan lOOkişiyi belirlerken, Türkiye'den de' Özelleştirme idaresi Başka- nı Bayar seçildi. Bayar, fo- rum tarafindan Davos'a da- vet edildi. Adaylar, küresel pozisyon- larda bulunan iş, politika, medya. sanat, bılim ve sivil toplum örgütleri âleminden, 43 yaşın altında olanlardan seçiliyor. Bugüne kadar420 kişi seçilirken. Uğur Bayar. Cem Boyner'den sonra Tür- kiye'den bu değerlendirme- ye giren ikinci kişi oldu. 'Aslında yapacak fazla bir şey yok' ERGÎNYILDIZOĞLU Dünya Ekonomik Forumu'nun kurucusu K. Schwab ve Genel Müdürü CtaudeSmadjebey- lere göre küreselleşmeye insanı bir yüz gere- kiyor. "Kuresekilik sonımlu bir şekilde yak- laşdmaa gereken" bir gelişme... Asya. Ame- rika ve Avrupa'nın kendi özgün öncelıklen- ni tanımak ve ortak bir etik toplumsal taban bulmak gerekıyor... Forumun direktörii David Morrison ise "Yeni bir küresel ekonomi için yeni birdüşün- ce tarzı gerekH-" dıyor. Tüm bunlara bakıp Davos'un gündeminde önemli önerilenn ol- duğunu düşünürsek kimse bm iyimserlikle suç- layamaz her halde. Acaba? Davos'ta tartışılacak birçok konuya kav- ramsal çerçeve sunmayı amaçlayan 'New Thinking for a New Global Economy' (David Morrison) başlıklı belgeye dikkatle bakınca aslında, eski tas eski hamam demekten ken- dimizi alamıyoruz. Söz konusu 'kavramsal çer- çeve' belgesi, 'küreseUeşme konusunda eko- nomistJer arasında çeşifJi görüs ay nlıklan ol- sa bfle' demesine rağmen, önemli sonuçlara daulaşıldığını saptıyor: "Hiçbirülkekonınak- lı değildir, ulusal ekonomilerin kendilerini ko- rumak için hemen hiçbir silahlan yoktur, sert mali finansal dalgalanmalar istisna değiL ar- ük genel durumdur; küreselleşme Uerledikçe dalgalanmalann şiddeti artabilir." Belli ki bu gidiş iyi bir gidiş değil. Öyleyse 'yeni bir dü- şünce' tarzı gerekiyor. Bu acaba ne olabilir? Kavramsal çerçeve belgesıne göre bazı se- çenekler geçerli değil. Ömeğın, küreselleşme- yi geri çevırmek söz konusu olamaz. çok risk- lı. Bretton Woods gıbi yeni bir para sistemi ilgiye değer, ama gerçekçi değil. Kısa dö- nemlı sermaye hareketlerine vergi koymak (Tobm vergisi ömeğin) ilk anda iyi fikir. ama uygulanması mümkün değil. Öyleyse. bu yeni düşünce nedır? Belgenin gensine bakınca. durum ortaya çıkmaya baş- lıyor. Öneriler şöyle: Herkesin katılacağı, aşa- ma aşama ılerleyecek bir tartışma süreci ya- şayalım; yeni kurumsallaşma yerine var olan- lan, uluslararası kurallan güçlendirelim, kriz- len önceden önlemeye çalışalım. krizlerin toplumsal boyutuna daha çok dikkat edelim. Bunlan bir yerden hatırlamıyor musunuz? Hafızanızı tazelemenize yardımcı olalım. IMF'nin kendi performansını değerlendır- mek (kimilerine göre aklamak için) hazırla- dığı belgeye bakarsanız bu önerileri orada bu- labilirsıniz. Anlaşılan. Davos'un bu seneki gündemi. aslında '\Vashington Consensus' yıpranan prestijini kurtarmak. Küreselleşme- ye gelince. bellı ki bu konuda yapacak pek bir şey yok, acı ilacm üzenni biraz şekerle kap- lamaya çalışmaktan başka. ÇİFTÇİ DOSTU SADLLLAH USUMİ Kaçak Kivîler Yerli Üpetimî Baltalıyor... Türkiye'de tanmın gelişmesine en büyük engel dev- let. Hâlâ geçerli bir üretim planlaması yapılamadı. Tu- tarlı bır ithalat ve ıhracat politikamız yok. iş başına ge- len her hükümet aklına estiği gibi sistemler deneme- ye çalışıyor. Batılı ülkelerin hemen hepsinin, yıllardan beri akıl- lı bir destekleme politikalan var. Çiftçileri, hangi ürü- nün kaça mal olacağını, kaça satabileceklerini en azından 6 ay öncesinden biliyor. Dünyanın tüm ülkelerinde ithalat ve ihracat politi- kalan kendi ülkelerinin yaranna göre tanzim edildiği halde, Türkiye'de tam tersi bır uygulama yapılıyor. Ör- neğin, depolanmız tıka basa şekerle dolu ofduğu hal- de, sınır ticareti adı altında veya başka yollarla on bin- lerce ton şekeri yurdumuza soktuk, kriz yarattık. Üreticilerirruz buğdaylannı satmakta zortanırken. sınırlanmızdan TlR'larla buğday girdi. ÜretJcilerimiztüc- cann oyuncağı haline geldi. Yerli karpuzlanmızın tur- fanda döneminde Iran'dan yurdumuza yüz binlerce ton karpuz girmesine göz yumduk. Ülkemizde kar- puz ekiminden geçimini sağlayan üreticilerimiz yüz milyonlarca, milyarlarca lira zarar etti. • • • 1989 yılına kadar Türk halkı kivı nedir bilmiyordu. Yurt dışına gidenler kiviyi beğeniyor ve ülkemizde ye- tişmediği için üzüntü duyuyoriardı. Hatta, kivinin yur- dumuzda yetiştirilemeyeceği iddia ediliyordu. 1990 yılında Türk halkı bırden bıre kivi ile tanışt. Ya- lova'nın çevresinde ve Karadeniz Bölgesi'nde gözü pek insanlanmız kivi için yatınm yapmışlar ve üretme- yi başarmışlardı. Kivı yeni bir gelir kaynağı olacaktı. Hele, Karadeniz bölgesi için birkurtuluş yoluydu, Ça- ya ilave bir gelir kaynağı sağlanacaktı. Herkes umut- landı, yatınmlar hızlandı. Ancak, birsüre sonra KaradenizlilerinveYalova'da yatınm yapanlann sevinçlerı kursaklannda kaldı. İt- halat kapılan ardına kadar açılınca ilk yıllarda para ka- zandıran yerli kiviye talep azaldı. Üreticı de zarar et- meye başladı. Halbuki, dünyada kiviye karşı büyük bir ilgi vardı. Ömeğin şu sıralarda tam bir pazar oluşmadığı halde. Türkiye'de kivi üretimi 7 bin tonu aştı. Buna karşılık. yerli üretimimiz yıllık 300 tonu geçmediği halde, üre- ticilerimiz yetiştirdiklen kivileri satamryor. Üreticilerin depolannda şu anda 120 ton civannda kivi müşteri bekliyor. 60 ton kadar kivi de dallannda çürümeye terk edildi. Yapılan araştrmalar sonunda 1700 ton kivinin çe- şitli ülkelerden ithal edildiği, 5 bin ton kivinin de Iran hududundan "sınır ticareti" adı altında yurdumuza sokufcduğu beliriendi. Bunun üzenne Yalova'da kivi üre- timi yapan yüksek ziraat mühendisi Rliz Fidan ve ba- zı üreticilerdedektif gibi çalışarak, Iran'dan Istanbul'a kivi getiren kamyonlann plaka numaralannı tespit et- tiler. Durumu da 9.12.1998 tarihinde birer dilekçe ile Maliye Bakanlığı'na ve gümrük müsteşarlığına iletti- ler. Bu kadarla da yetinmediler Filiz Fidan vearkadaş- lan 14.1.1999 tarihinde kamyonların plaka numara- lannı İstanbul Defterdarlığı Ihbarlar ve Denetim Ko- ordinasyon Gelir Müdürlüğüne bildirdiler. Şimdi, binlerce yerli kivi üreticisı resmi makamla- nn alacağı kararlan merakla bekliyor. • • • Önce yetkili makamlara bir hatırfatma yapalım. Sı- nır ticareti yolu ile yurdumuza sokulan ürünlerin, baş- ka illere nakledilmesi ve o illerde satılması kesin ola- rak yasakttr. Aynca, Türkiye'de üretilen krvilerin maliyeti enflas- yon nedeni ile oldukça yüksektir. Iran'dan gümrük- suz ve KDV'siz yurdumuza sokulan kivilerle rekabet şansı yoktur. Nitekim, iç piyasalanmızda yerii ürünlerimizle fiyat dengesi oluşturabilmek için, normal yollardan ithal edi- len kivilerden yüzde 59 gümrük vergisi, yüzde 8'de KDV alınmaktadır. Eğer, Iran'dan vergisiz kivi getirilmesi önlenemez- se, Tünkiye'de yerli üretim bitecek ve bugüne kadar yapılan yatınmlara da yazık olacaktır. Böylece, kivi- ye alışan halkımız için ithalattan başka çare kalma- yacaktır. Halbuki, Iran kivilerinin yurdumuza gümrüksüz, ver- gisiz girmesi engellenirse, Türkiye'de kivı üretimi bir- den bire artacak ve belki de 300 tonlardan 30 bin ve- ya 40 bin tonlara çıkacaktır. Halkımız da yeni bir ge- lir kaynağına kavuşmuş olacaktır... Ford- Volvo evlüiği Dünyanın ikinci büyük otomobil firması Ford Motor'un, İsveç sermayeli Vol\o fîrmasının binek otomobil bölümünü satın alacağı bildirildi. Her iki fırma tarafindan doğrulanan anlaşma uyannca, ABD sennayeli Ford firmasınm, binek otomobil bölümü için ünlü Volvo firmasuıa 6.45 milyar dolar öde>eceği belirtildi. Voho tarafindan yapılan kısa açıklamada da binek otomobil bölümünün satışuun ardından firmanın kamyon. otobüs. uçak \e gemi motorlan üzerinde yoğunlaşacağı kaydedildi. Fotoğraflarda Volvo'nun ilk ve son modelleri yer alı\or.(Fotoğraflar: REUTERS) Türkiye, Renaulfnun yedekparça üssü BURSA(AA)-Renault Dünya Satış Sonrası Baş- kanı Gabriel GU, Türki- ye'yi gerek Avrupa gerek- se çevre ülkelerdeki oto- motiv pazarlan için yedek parça üretim üssü olarak gördüklerim söyledi. Rena- ulfnun Bursa'daki fabri- kasında enjeksiyonlu yeni motor montaj hattı ve ye- dek parça deposunun açı- lışlanna katılan Gabnel Gil. Türkiye'nin her nok- tasına 24 saat içinde acil parça gönderme ımkânına kavuşulduğunu söyledi. Bu arada OYAK Rena- ult Otomobil Fabrikaları AŞ, Türkiye'de ilk kez Eu- ro 2000 çevre normlanna uygun enjeksiyonlu oto- mobil motoru üretimine başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle