24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 1999 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak..r Prof. Dr. KEMAL OZMEN Hacettepe Onivermtesi Y azılarını -her zaman İdari Devletçiliği" ya da "Nann Diger zevkleolmasada-ilgiy- Faşizm!" dikkatihizi çekmıştır; Ata- le okudugumuz Sayın türk'üiLsağüğuıınhenüzfazlabozulma- Attilâ tlhan. 6 Kasım dığı ve devlet yönetimindeki gücünün 1998 tarihlı "NannDi- tarüşılmaz olduğu bir ortamda, Atatürk'e ğer'Faşizm*L"adlıkö- rağmen böyle bir Taşizan" devletçili- zevkle olmasa da- ilgiy- le okudugumuz Sayın Attilâ İlhan. 6 Kasım 1998tarihlıu Nam-tDi- ğer'Faşizm*L"adlıkö- şe yazısında, kımi yazılannda da görül- <• düğü gibı. şaşırtıcı derinlıktekı bilgi bi- rikımmı. ne yazık kı "sentez" görünümü - altında bır anda sığlığa çıkaran ve mak- sadını aştıgını düşündüğümüz "aşırıyo- nunlar-a kaçıvor. "Düşûn adamı* ola- rak Sav ın Ilhan. kendi deyımıyle söyler- - sek '•görünürçelişkiler*'den yola çıkarak "görünaıez çeİişkiler-'in sannalına dola- nıyor. Çok uzun bır zamandır. Cumhunye- rin kuruluşundan çoğulcu sisteme geçi- , şekadarkı25yılayakındönenîikonua]an - yazılannı kurarken. Sayın Ilhan ilginç , bir yöntem ızlıyor; bır kişiyı, bir olgu- yu. bir durumu, bir olayt. bır düşünceyı . dönemın Türkıye'ye özgü karmaşık bi- - leşenlen içınden cımbızla çeker gibi çe- • kıp önce öne çıkanyor, ardından da üze- - rine, dönemın tarihsel koşullan konu- sunda fazla kaygılanmadan elindeki "Ba- tı kiiltür modeli"ne uygun 1 *şablon"u ,- gıydirnenyor. İnsaf! f Sayın Ilhan. söz konusu yazısında il- kokuldayken (1932-35 yıllan olmalı) bir - 9 Eylül kutlaması sırasında, devletçe, yanı Atatürk'ün cumhurbaşkanı olduğu - Türkıye Cumhunyetı devletı tarafindan, "dike> örgütienip" "zapt-ü rupt" altına - alınmış olan "•yan asker, yan siviL, gaH- ba silahlı" ~Amele Taburian"nın resmi geçıde katıldığını. kendilerinın de tören- • de kollannı ıleriye uzatıp "faşjzan" bır . selam vererek geçtiklerini yazmaktadır Sayın Ilhan hemen •'Dersaadet" mührii- nü basıyor: tşte size "tsmet Paşa'nın ğin bu iki örnekten yol çıkarak -cımbız örneği hatırlansm- nasıl egemen olduğu- nu anlamak gerçekten olası değil. Sayın Ilhan devam ediyor: bu devletçilik anla- yışı "kapsamhdırda! Amelekısmınıdiz- gine bağlamakla kalmaz: köylü zümre- sini 'zapt-ü rapt' altına almayı da plan- lanuştır. Köy EnstHüleri projesi ve uygu- laması, 'Amele Taburlan" projesi ve uy- gulamasıyla bir arada düşünüiürse, ama- cın aşağıdan gelenlen" denedetnek.hat- ta 'evcilleştirmek" olduğu o dakika an- laşüır. Enstitü tasanmının nihai amacı. 'köylüyü köyünde tutmak"tı,yâni "ışçı- leşmesinf önlemek; işçikşirse, o zaman da" Amele Taburlan nındisiplininegire- cek"ti. Oldukça tartışmalı \e temellen- dırilmemış bu savla ılgili kımi gözlem- lerimızı bıraz sonraya bırakıp İsmet Pa- şanın *ldariDevte«çfliği''ne.''NanHDi- ğer FaşiznTıne gelelım. Sayın Ilhan'ın İsmet Paşa Takmtı'> sı, bıze LaFontane'in "•kuzıTyu yemeyi bir kez kafasına koy- muş t *kurt*'unun "yargısız infaz"ını ha- tırlatıyor. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığT sırasında \e sonrasında. tek partı döne- mının CHP sı ıçınde, birbölümü 1946 yı- lında ılk "demokratik" örgütlenmenin ar- djndan Demokrat Parti şemsiyesı alhn- da toplanacak olan ne kadar tutucu, ge- rıci. antilaik. ırkçı (faşist) ağa, eşraf, yö- neticı. bürokrat. işadamı. milletvekili vb. varsa. hepsinın "kraat farurasrnı "bi- lâjstisna" İsmet Paşa'jakesmekgibı Sa- yın l!han"ın "çıkma>an(bir)huy"u var. Sayın llhan'a. Rousseau'nun '•Toplum Sözleşmesrnı XVIII. yüzyıhn çok özel koşullannı düşünmeden yeniden oku- masını önenyoruz; görecektir ki, bu yak- laşımla Rousseau'yugelişrtrdiği otoriter devlet anlayışıyla sadece "faşist" değil. "faşizm"ın babası da saymak gereke- cektir! Sosyalızmın "ekonomikdevletçi- üVini benimseyip siyasal ideolojisini benimsemeyen ve cumhunyetı birkaşık suda boğmaya çalışan iç ve dış güçler önünde. İsmet Paşa'nınkinden daha "ra- dikal" \ e daha "otoriter'" bir "devlet an- layTŞi" olan Atatürk'ün yönetımine Sa- yın İlhan'ın bu ödünsüz katıhgıvla ne ad vereceğız? Devrimden evrime.- Sayın Ilhan. Batı kültürü alanındaki ge- nış birikiminı liberal ve Marksıst söyle- min terminolojisine bağlı kalarak kendi- ne göre •'tutarJı" olduğunu düşündüğü bır w sentez"e dönüştürmeye çalışırken bizce. bir temel olguyu göz ardı ediyor ya da yeterince önemsemıyor. Bin yıllık Tann merkezlı bır ortaçağ düzeninin ar- dından Rönesans ve Reformasyon'u. ay- dınlanma döneminı. bilımsel ve siyasal devrimleri. sanayileşmeyi ve onunla ge- len demokrasiy i gerçekleştirmiş bir Av - rupa'nın, bu çağdaş düzeyı 300 yıllık mücadelelerle dolu bir "evrim*'in doğal sonucu olan köklü bır "devrinı*' yapılan- masıyla oluşturduğu bilinen bir gerçek- tir. Devrimle gelen temel yapısal değı- şim ve dönüşümlenn somut anlatımı olan modernızmin "klasik şema"ya uygun "şabton^lannı. daha çok terminolojık yanıyla ele alan Say ın tlhan. Avrupa'da- ki sürecin tersine -zorunlu olarak- önce devrim yapıp ardından ona uygun e\n- mi yaşamaya. oluşturmaya koyulan Tür- kiye Cumhuriyetfnın 25 yıllık bir döne- mine giydiriverıyor! Türkiye'ye. özel olarak düşünerek dikılmemiş bu "gij- si"*nin kolu ya da boyu mu kısa geliyor, hemen giysinin içindekini horlamaya ko- yuluyor... Kişi. "Efendim,bir miktardü- zeltim yapaum..." deyince de "Va> seni "Tanzimat alafrangacısı!" deyip haşlı- yor... Sayın Ilhan çeşitli yazılannda Mark- sizmin bir dogma değil bir **metot" ol- duğunu, "onun değişik zamanlarda ve verlerde ulaşacağı sentezlerin de farklı olacağuu" haklı olarak vurgularken, ne- den konu tsmet Paşa olunca, onun kimi uygulamalannın da -doğruluğu, yanlış- lığı tartışılır- "zaman" ve "yer"den kay- naklanabıleceğine bırazcık olsun inanmak ıstemiyor? Ortada fabrika yokken, sa- nayi oluşmamışken, fabrika ve sanayiyi yaratacak düşünsel ve maddi altyapıdan eseryokken, Sayın Ilhan "klasikşefna''sı- na uygun olarak "AmeieTaburlan"'ndan, ışçı sınıfından, burjuvazıden, emek-ser- maye çatışmasından, tsmet Paşa'nın "dü- pedüz kapitalist devletçiligi"nden. sana- yıleşmenın çocuğu demokrası daha ana kamındayken "antidemokratiklik"ten: ortada un. yağ. şeker yokken helvadan söz ediyor. helvanın kıvamı. tadı ve ren- giyle ilgilı ^espifler yapıyor! Örgün eğitimı. "dikeyörgütlennıeyerine,döne- min tarihsel, toplumsaL, külriirei ve eko- nomik koşullanna en uvgun yöntem olan tabandan hareketle yaymayı, yaygınlaş- ürma>ı amaçlayan Köy Enstitüieri ve Halkevleri gibi gerçekçi projelere karşı "komplo projeteri" üretiyor. Köy Ens- titüleri'nı bu ilerici, akılcı. atılımcı, ya- ratıcı. üretıci, girişımci, dünyada başka bir örneği daha olmayan bu çağdaş eğı- tım kurumlannın varlık nedenmı Türk köylüsünü 'zapt-ü rapt1 altına almayı. köylüyü köyde tutarak "işçikşmer 'sıni önlemeyi amaçlayan anlaşılmaz -bizce anlaşılan...- bir "tespit"e bağlıyor... Sayın Ilhan haklı! Dünyanın 20 yıl arayla bır ikinci kitlesel yıkımın dehşe- tini yaşadığı, tüm ulusal. uluslararası dengelerin, ekonomılenn altüst olduğu birortamda. 1940"lı yıllann Türkiye'sin- de, İzmit, Istanbul, Bursa, Adana gibi kentlerimizin çevresi sanayi merkezleri ve fabrikalarla doluydu... Ve köylüler akın akın bu fabrikalara "işçi" olmaya gi- diyordu! Devlet de yüzde 99'u okur-ya- zar olmayan bu yeni •*Akıncüar"ı gö- rünce ne yapsın, "Eyvah! Tez dden bir "proje' geliştirip bu 'köylü zümresı'ni köyünde tutalım!" çabasınaginşiyordu! Sayın tlhan'm savından anlaşıldığına gö- re, köylünün refaha kavuşması için ılle de *işçi"olması gerekiyor... Oysa, Mark- sist Sovyet modelinde bile köylüleri top- luca "işçi" yapmak yerine, kırsal bir ör- gütlenme biçimi olan "koJhoz" sistemi yaygınlaştınlmıştı. Sayın tlhan. Halkev- leri'nin kuruluş amacını da yıne kendi- ne özgü mantıktan hareketle bakın nasıl açıkhyor. u İnkılapçılık.anti/emperyalist bir demokratik evlem olmaktan çıkarü- bp, 'Batı Kültür Modelı'ne uymak,onu benimseyip uygulama şeklûıe sokuluyor- du; bu 'kültür modeli' ni tabana yayabil- mek amacıyla da Halkevleri örgüden- mişti" dıyor: diyor da, öyle bır diyor ki Halkevlen'nin kuruluşu sankı bır vatan hainliği! İnsaf! Birkere "inkılapçüıktan $apma"nm "Baü kültür modeÎTne uy- makla ne ilgisi var? "Anti/empervalist bir demokratik evlem" olarak tanımla- dığı "inkJapçılık'' -bizataıi" bir "Ban mo- defi" değil mi? Sonuç Sayın Ilhan'ın yazılanna temel oluş- turduğu -liberalizmin tam karşıtı sosya- lizm"i. daha doğrusu bir Türk sosyaliz- mini ıçtenlikle savunmasını demokrasi içinde destekleriz ve bundan da memnu- niyet duyanz; ancak bunu yaparken üç yüz yıllık bır Avrupa birikiminin norm-' lannı -etik nitelikli olanlar dışında- ta- rihsel koşullan ve gelışmişlik düzeyı ay- nı olmayan bir ortamda, bir toplumsal dü- zende görmeye, bulmaya çalışmak "Müs- lüman mahallesinde salyangoz satmak" olur... Dil devrimıne karşı takındığı ta- vır ise Cumhuriyet gazetesinin bugüne kadar olan tutumuna karşıdır. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Kısa Kısa Uyarılar... Konular öyle çok, sorunlar öyle çözümsüz!.. En iyisi kısa kısa durmak üzeıierinde... • • • Önce, Cumhuriyetin arka sayfasında yer alan, Attilâ Ilhan'ın Dil Devrimi ile Özleştirme eylemini birbirinden ayırmak ısteyen yazılan!.. Dil devriminden yana, ama özleştirmeye karşı! Atatürk vazgeçmiş ona göre dilde özleştirmeden! 1930'lardaki konuşmalardan parçalaralarak sözünü kanıtlaraaya çalışıyoıu Jürk halkı Osmanlıca sözcükleri anlarmış, kullanırrniş! Ataturk, 'vefatına doğru' 'uydurma laflar'dan vazgeçmişmiş!.. Unuttuğu bir şey var, Atatürk'ün 'Türk diliniyabancı sözcüklehn egemenliğinden kurtarma' atılımını sürdüren Türk Dil Kurumu'na iş Bankası'ndaki pay senetlerinibırakması... ilhan'agöre, 'özleştirme'cilik Inönünün 'kırkkaranlığının' yanlışbirişi! Telefonlar yağdı, Cumhuriyene böyle 'yanlış' ve 'yanlı' yazılann ne yeri var, diye!.. Evet, Attilâ Ilhan sevilen dızelerin şairi, ama kafast karmakanşık! Yaşamdakı tutumu da öyle!.. CHP'nın, hem de İsmet Paşa CHP'stnın şiir yanşmasına katılmış, ödül almış! Yıne. 'ozleştırmeci' Türk Dil Kurumu yanşmasına kitabını göndemniş, ordan da ödül almakta sakınca görmemiş!.. Yazılarında istediği kadar 'mütecessis, gayret, lisan, tercüme, taaccüp, muhteviyat, tesanüt' gibi 'kelime'\er\ başka gazete ve dergilerde kullansın. kimse bir şey demez! Ama bu gazetede Dil Devrimi ile Özleştirme atılımını birbinnden ayirmaya kalkışırsa, kendini bir karanlık çıkmaza sokmuş olur... • • • Yirmi yıl sonra yeniden Başbakan olan Bülent Ecevit'ın hükümet programını TV'den izledım. Üç aylık bir iktidardan ne beklenebilir ki! Hiç değilse 28 Şubat kararlılığının, yani irtica eylemlerine karşı başlatılan savaşımın hızlandınlması, milli eğitim alanındakı bilinçleştirmenin güçlendiriimesi... Oysa Ecevit güvenoyu alabilmek için Bayan Çillerin j 'ftassas/yef'ine saygı gösterip, başarılı Bakan } Uluğbay ı görevınden aldı. Sözde daha önemli bir yere getirmış; hem başbakan yardımcısı, hem iktisat konusunda sorumlu, hem de eğitim, kültür, gençlik konularında eşgüdümcü... Milliyet'te Abbas Güçlü'nün dediği gibi, Uluğbay'ın "Çiller dayatmasından sonra eğitim dışında başka bir bakanlığı kabul etmeyeceğini açıklaması onuriu bir davranış olurdu. Kendisini daha yüceltirdi". Sonra ' bir soru. bunca değişik konuda görev yüklenmiş bir kişi bütün bunlara, Güçlü'nün yazdığı gibi, "nasıl ' zaman bulacak?" • • • ' incırlik Üssü'nden kalkan uçaklar hemen her gün gidip Irak kentlerini, köylerini bombalıyor... Ama bızde bu konuda 'nasıl iş bu' diyen yok! inciriik, ABD'nın bir parçası mı? Orasını kiraladık mı, yoksa sattık mı? Bir zamanlar Süleyman Demirel bile bu konuda oldukça duyarlıydı, "Us yok tesis var" diyerek işi hafife alıyordu. Şimdilerde kımsenin sesi çıkmıyor! Komşu bir ülkeyi, uzun yıllar bizim bir parçamız olan Irak'ı . gözden mi çıkardık? Yenı, eski başbakanlann. parti liderlerinin bu çirkin durumu dile getırdikleri yok!.. Ama halk soruyor, anlamak istiyor, bir yetkili çıksa da durumu açıklasa diye bekliyori.. ••• Seçimler yaklaştı. Kent belediyelerini yine eski Refahçılarmı kazanacak?.. Daha doğrusu takıyyeci Fazilet adaylan sosyal demokrat ve sözde liberal partilerin zıtlaşmasından yararlanıp önemli başkanlıklan yıneeldeedeceklermi? Hem de yüzde yirmilik oylarta!... Beş yıl önce istanbul, Ankara gibi büyük kentlerde, CHP'nin, DSP'nin hattaozamanki SHP'nin oylannın bölünmesi sonucu meydan Refahçılara kalmıştı. Bakıyoruz şimdi aynı tutum var, CHP ile DSP tanınmış adlan seçmenin karşısına çıkaracaklar, DYP ileANAP da öyle!.. Bu arada Fazilet, yine azıcık üstünlükle aradan sıynlıp bır beş yıl daha kentleri ele geçirecekL Bunu düşünerek bir önlem almak akıllanna gelmez mi sayın liderlerin?.. • • • Evet dert çok, sorun çok! Ama politika adamlanmızda hiçbir uyanış, gerçekleri görüp ona göre önlem almak diye bir şey yok!.. Milletvekilliği ve Maaşlan... İSMET KEMAL KARADAYI Hukukçu B ahadır Tokmak-Turga> Yümazadlı. sıkça ızledığim genç ustalanmızın "Sabah Kah- \«j" programlanndan bınnde bır sa\ıınman (avukat) uğraştaşım değindı geçtı, "Mil- letvekiUerinin aldığı maaşlar hukuka aş kındır.öden- mcnıesi j önünde vönetim mahkemelerine dava aç- hk" diye. Köşe yazarlanndan Ova Berberoğlu ıse 8 Ocak 1999 günlü u lzkr"inde, "Tam 469 Milletve- kili DuHeMaaşAlıyor'*başlığınıkov arakhaksızka- zanç dökümünü yaptı. Bu döküme göre bir vekilın maaşı 3 profesör, 3 genel müdür. 9 öğretmen, 5 kay- makam, 5 hâkim ya da 12 memur maaşına bedel idı.. Uzun yıllarmı hukuk uygulamasına vermış btr yurt- taş olarak düşündüm: Her şeyden önce acaba mil- letvekilliği başlıbaşına "meslek" mı? Demokrası- lerde vazgeçılmez bır "vıırthizmeti" olduğuna. bel- li birsüfe için yapıldığına göre bence değil. Asker- lik gıbı. derneklenn yönetım kurulu üye ve başkan- lan ıçın uvgulanan durum benzeri.. Böyle olunca, "angarya" da sayılamaz. lyi de, neyle geçinecek bu "sayın ve muhterem- ler"ımız ! . Yanıt. Herhangı bır özel ya da kamu ku- ruluşunda mı çalışıyordu, millervekillığinden önce gelir kaynağı neydi. işte nereden gelmişlerse. yasa- sı da çıkanlıp güvenceye. hatta bir tür özven ahla- kına bağlanarak. oradan... Bugün 550 mıllervekilımiz. en üst derece maaşı- nm, evet üç katı maaş. bir o kadar da "tazminat" ve "yoBuk'alıyor. Aynca"lojman''dan,taşıtsağlık.mut- fak indmmlennden bolca yararfandrnhyor Ve her yüzde arthnlışında "kücük memur"lann maaşına 10- 15 mılyon lıra eklenırken, o "büyük"lerimizinkıne 200-300 mılyon hraeklenıvor. Yıllardır bu böyle ve düzeltilmıyor. Soralım: Bu uygulama. bu sonuç. tü- zeye, emeğin tam degerlendırilmesi ılkesine, ekono- mik açıdan "azgeüşmiş'" ülkemizin ulusal geliri ve onun paylaşımına u> gun mudur? Peki, şu, bir kez bi- le olsa iki yıl milletvekilliği yapınca kazanılan "ya- şamboyu emekliük maaşt" ne oluyor' Ûstelik de nor- mal emeklinin on katı tutanndaki ödemelerle!.. Bır yasa oylaması yapılsa, bir kamuoyu yoklama- sına başvurulsa, aslında yüce bir yurt hizmetı olan milletv r ekilliğinin parasız, karşılıksız yapılması is- teği sanınm kazanır. Ve böyle bir koşulla görevı üst- lenecek on binlerce yetişkın insanımız çıkar. buna inanıyorum. O zaman da dıyonım ki. Milletvekilli- ği için partileraday göstersin. Oktav Ekşideyişiyle "Bdervekili" atamasıyla değil. "önseçim"le halk ara- smdan ve "arnkov" dışlaması yapılmadan TBMM'ye getırilsın. Milletvekilliği, büyük paralar sarfına da, büyük paralar kazanımına da bağlanmasın. Ille de verilecekse, onlann maaşlan en yüksek deıece ma- aşını geçmesin. « T » 5 DAMŞMA UEHKEZLEHI VE BAGU OLAM HEB AOMU (0-322) 322 66 m Z A » ,0-2»l' 278 10 "9 • ATIOH (0-2^ 215 42 62 MMU M72> 215 2S 65 • AK3AHAY ,Mffij 212 53 4. 21ÎÎ606- MUCVA ,»35812122233 • *MK«B*.<M12) 351«« 00(5 fM)ıÇ«WM>l SPHTTİ - »KT»KY* (M2B) 218 15 M •M(IAl.r»(l>-2«)2OOIB<9'J«x;P)-»*tKe«»llI>-2e6|2«« M-2« 31 31 - <O-3W) 213 86 2' • DCNfeLl (Q-25«l 261 39 15 -O(Y*RB«CIH (0-^121 251 65 - >^R r J'K SimT Ş1RN*.K\ -ELJUIĞ(0-424) 218 34 72 • 23TB8 9t IBthGÖt BTUS MUŞ.T\MCEL VWt\ • eiUmCM (0-446) 22* 2ö-*3 (AROAhAN IĞOfR. KARSı -ESIÜŞB» 10-222)221 0999(BILEL - ^AZJAMTtP (0-342)220 7C 31 22020 11 0OU& ŞAMJURM) • OİKSUN jf>-454) 21274 19(3(MİPBXJ ]OflOU) • ISTAMMJL KM1C1 309 54 10 |P8X1 IB'FTH BOUI BURS*. ÇMUKKALE. SXHNE. KARASUK K»KLAfltü KOCAELİ TEKİROAĞ. rti.0ve 20NGU.0AK) • Om fHHİ « 3 13 00 853 13 13 (ArOH, yAWS\ MUjlA UŞ*Ki ' UtfUllUIWAIUŞ<0<>44l»M2 19'IUIUIUNrO^»)213 50 7U2UI'KASTIUIONU«-3aS)214»3I • KAYS8*(IKÎ62J 245 0400(20M« (XW»3. WHŞeiW) • KOtlT» «V3») 261 04 14 • » 1 X96 »IM1 • IUUTTA (0-422) 322 76 06 325 4E61-«|WlrAMAHl KBS*m>^24) 327 3860 Ş h«l) -«1^0*110-364) g!3 75 05 -MJ6oe (B^88İ 21344» -Hİ2HM6418131»730 MKAfirvlM, •'MIBUI(0-3K)Z66»7 29 (TOKAT) • »VIB fO4«>22505 0S-2a£74 75'9lM0Fl1>-3ni2G1 15 44 THABZOH '0-4«2)321 17 »|BA-flum. aiMUŞMANEl T«T«Ş H0BE Ü»(SA2AUM« AIMIHH»rT»U)Hor»233 2» 29 ' « H M Ç « n < a ) Hff»43982 33 •»•>»< Ta*|H<>m47>034-Ha>UrVU(HDın339»41 -IG&m* Ya.1 Momı4470B69 0 f * l -S1M« V»»Hto»34867 68 *«!«_»« Ya«5No™24> 1722 •UUKCaH v«a»Hon»İ42S1 31 -244H2S-0İT»MA«1ral»tH0iT» 251 85 86(2 h«n BJU1Ö Talsş Honw 236 37 30 • ERZjNCAM Y«taj Home2'4 8033 - tRZUflUII Yaîaş Home 235 19 84 ^18 6798 -OAZUIfTEP Y«taçHcme220 70 31 H ' ^ K I I t l l ^ l t ı MHKı 1 İ I I M İ H I I llıjllılııp Mıış llıııım 2SM953 2 5 9 8 9 » BsylloHM/ Yaa» H m » a s Oî 50 (3 h « -C«m« Y«B) Mcn» 425 42 03 -F«f Ya»( t * ™ 6 3 ! 7ı 53 r ı T H lıMfHMiı-||IHJ I H nfi—I I I T l p l n ] llıııl» I T ı l ^ Hııııı f l Tı n I T H I H 1 ' » T l l H 2 S 7 3 3 0 39e4>S«CMn> PENCERE Çankaya'da İttar Yemegi!.. Cumhurbaşkanı Demirel, Çankaya Köşkü'nde bir iftar yemeğı verdı. Tüm milletvekillerini çağırdı Demirel, ama, 180 milletvekili yemeğe katıldı. Meclis Başkanı Hikmet Çetin, Başbakan Ecevit, Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu yemekte bulundular; DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal katılmadılar. Köşk'teki "iftartöreni" kimi\ Islamcı çevredetepki yarattı; Akit gazetesı 9 sütunluk manşetle Demirere saldırdı: "Köşkte İftar Şov". Gazeteye göre dınsiz imansızların katıldığı yemek "dini istismar"d\. • Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in iftar yemeği çağrısı ne anlam taşıyor?.. Davetiye'nin üstünde ne yazıyor: "Sayın Milletvekili, 13 Ocak 1999 Çarşamba günü siziÇankaya'da vereceğim iftar yemeğıne çağınyorum." Anlamı: - 13 Ocak Çarşamba günü oruç tuV... Oruç tutmadan iftar yemeğıne katılmak, ancak Bektaşi'nin marifetı olabilir; mizah edebıyatına yazılır, gırgıra elverişli bir konu oluşturur. Peki, "Köşk'te iftar yemeği "n\n davetiyesi her milletvekilıne yollandı mı?.. Yollanmışsa, ayıp edildi. Çünkü islamda ıbadet, Tann ile kul arasındadır; oruç tutmayan milletvekilinı oruç tutmaya zorlamak doğru değildir. Milletvekili, diyelim ki ülserli olduğundan oruç tutmuyor ya da hastalığından ötürü ilaç almak zorundadır; bilemedin "sefen"dir, seçim bölgesinden soluk soluğa Ankara'ya gelecek, Çankaya'da iftar yemeğine yetişecek; belki de niyetlenir de kazayla orucunu bozar, akşam Köşk'e vanp iftar sofrasına oturması ıkiyüzlülük olmaz mı?.. Peki, kadın milletvekilimiz yok mu?.. Var... Ya Çankaya'nın çağrısı "belirliâdetgünleri"ne rastlayan bayan milletvekili ne yapacak?.. Fazilet Partisi lideri Recai Kutan'ın "sapık Aleviinançlı" dediği Nusayrilerden milletvekili, Çankaya'daki iftar yemeğıne nasıl katılacak?.. Süleyman Bey, Alevi inancına göre muharrem ayında Çankaya'da oruç tutup aşure pişirdikten sonra milletvekillenne dağıtacakmı?..Musevi milletvekilimiz CefiKamhi de Köşk'te iftar yemeğine çağrıldı mı?.. Süleyman Bey, Hikmet Çetin'i ya da Ecevit'i hangi kimlikleriyle davet etti?.. Oruç tutan Müslüman yurttaşlar olarak mı?.. Yoksa resmi Olayı kurcaladıkça iş sarpa sarar. Devlet laiktir... Çankaya devlettir. Süleyman Bey dostlarını elbette Köşk'e iftar yemeğine çağırabilir. O başka iş!.. Ne orucu polıtikaya karıştıralım... Ne iftan devlete... \l Toplumsal Araştirmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf Ankara Ştıbesi 3. Ankara Tiyatro Festivali'nın gerçekleştınlmesındekı katkılarından dolayı aşağıdakı kurumlara; TC Kultür Bakanlığı. TRT Ankara Radyosu, Devlet Tıyatrolan Ankara Mudurluğu. Mamak Beledıyesı. Çankaya Beledıyesı. Ankara Fransız Kültür Mericezı. Ankara Italyan Kûltür Hevetı. Ankara Alman Kultur Merkezı. Hacı Bektaş-ı Velı Kültür Mericezı, Tiyatro Özgün Deneme. Fotoğraf Sanatı Kuramu. KKTC Devlet Tıyaırosu. DSI Genel Müdurluğû. Ankara Çağdaş. Sanatlar Merkezı, Cumhuriyet Gazetesı. Evrensel Gazetesı, Radıkal Gazetesı Eğitim Sen Ankara Şubelen. Odak Araştırma Ltd Ştı. Pamukkale Se\ahat, Lımak İnşaat A.Ş , Fedo Kağıtçılık. Class Hotel. Subwa\ Tunalı. Subu ay Selanik. Baykal Tnko. Türk Tuborg A $ . K.»\ aklıdere Şaraplan A Ş. Kök Yayıncılık. Mulkıyelıler Bırlığı Işletmesı, Ses Reklam Ltd $tı, Ajans 59, Aysu Aydıner Su Sanay ı ve Tıcaret A .Ş 3. Ankara Tiyatro Festivalı'ne katılan Tiyatro Topluluklanna; Adnan Tönel. Ankara Ekm Tıyatrosu. Bizım Tîyatro- Zafer Dıper. Diyarbakır Sur Beledıyesı Şehır Tıyatrosu. Elena Bonellı (italyaV Gent; Oyuncular Sahnesı. Gulûm Pekcan Dans Tiyatrosu, İBŞT Gösten Sanatlan Merkezı. İB$T- TAL. tzmıt Büyukşehir Bld Şehır Tıyatrosu. Körmük Meydanı. KKTC Devlet Tiyatroları, La Chelıdoıne(Fransa). Mamak Bld. Şeh Tıyaırosu. MersınOnv Tiyatro Topluluğu. Mımar Sınan Cnv Tiyatro Topluluğu. Oluşum Tıyatrosu, Ordu Bld Karadenız Tıyatrosu. TIYAGAMM. tiyatro Kma(Hollandal. Tiyatro Oyunevı, Uğur Yüksel. Üskup Turk Tıyatrosu( Makedonya I. Ankara Çağdaş Sahne. Ankara Deneme Sahnesı. Demet Abla Çocuk Tıyatrosu. Ankara Tiyat'rol Sahnesı. Çan Tıyatrosu. Nüans Tiyatro. Sho» Tiyatro. Tiyatro GözJem. Tiyatro Hayal Perdesı' ne Teşekkür Eder. 4. ANKAR4 TİYATRO FESTİV4Lİ 18-28 Kasım 1999 tarihleri arasındı gerçckleşririlecektir. Aynntıhbügi için; Tel/Fa\: 0(312)4352794-488 10 15 Bu don Cmmkuriyel Gt&tesi'nim 4e k*tktt*rryta ymyuüanmışnr. 0800 261 18 38 ücretsiz maviyi kurtarma hattı f n T C Sanıyl «e Ticsnrt B«UM4l1>i'i 26 ttaps 19*4 Hrth v . 21940 uy<» »t*4 M*Otntornra urjur otof» rVılmaKUOr Flyslllrl KDV OtnU* Vngl mnlırnıda oUıllKtf O*J.şnd»t«r flyatea «yn«n yaiMitdacaktır. TMvpMr uok v« örattm ol«n«Uwı dahtUmte karfjtaA«c«kiif Bu ka^fnnya Y«ta« A ş.'mn »&Drt fiyal aanHtot «ttmd«Ar.Tav«ly« •dOan flyatlanfır FlycOanmıı Tûrk Uruı'dır Tatile çıkmadan kalbinizi kontrol ettirin. TLRKKALPVAKFI 79 Mayıs Cd. No- 8 ŞışlHİSTANBUL Tei. (0 212)212 0707 (pbx) 10 Hat Faks- (0 212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle