Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 1999 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak..r
Prof. Dr. KEMAL OZMEN Hacettepe Onivermtesi
Y
azılarını -her zaman İdari Devletçiliği" ya da "Nann Diger
zevkleolmasada-ilgiy- Faşizm!" dikkatihizi çekmıştır; Ata-
le okudugumuz Sayın türk'üiLsağüğuıınhenüzfazlabozulma-
Attilâ tlhan. 6 Kasım dığı ve devlet yönetimindeki gücünün
1998 tarihlı "NannDi- tarüşılmaz olduğu bir ortamda, Atatürk'e
ğer'Faşizm*L"adlıkö- rağmen böyle bir Taşizan" devletçili-
zevkle olmasa da- ilgiy-
le okudugumuz Sayın
Attilâ İlhan. 6 Kasım
1998tarihlıu
Nam-tDi-
ğer'Faşizm*L"adlıkö-
şe yazısında, kımi yazılannda da görül-
<• düğü gibı. şaşırtıcı derinlıktekı bilgi bi-
rikımmı. ne yazık kı "sentez" görünümü
- altında bır anda sığlığa çıkaran ve mak-
sadını aştıgını düşündüğümüz "aşırıyo-
nunlar-a kaçıvor. "Düşûn adamı* ola-
rak Sav ın Ilhan. kendi deyımıyle söyler-
- sek '•görünürçelişkiler*'den yola çıkarak
"görünaıez çeİişkiler-'in sannalına dola-
nıyor.
Çok uzun bır zamandır. Cumhunye-
rin kuruluşundan çoğulcu sisteme geçi-
, şekadarkı25yılayakındönenîikonua]an
- yazılannı kurarken. Sayın Ilhan ilginç
, bir yöntem ızlıyor; bır kişiyı, bir olgu-
yu. bir durumu, bir olayt. bır düşünceyı
. dönemın Türkıye'ye özgü karmaşık bi-
- leşenlen içınden cımbızla çeker gibi çe-
• kıp önce öne çıkanyor, ardından da üze-
- rine, dönemın tarihsel koşullan konu-
sunda fazla kaygılanmadan elindeki "Ba-
tı kiiltür modeli"ne uygun 1
*şablon"u
,- gıydirnenyor.
İnsaf!
f
Sayın Ilhan. söz konusu yazısında il-
kokuldayken (1932-35 yıllan olmalı) bir
- 9 Eylül kutlaması sırasında, devletçe,
yanı Atatürk'ün cumhurbaşkanı olduğu
- Türkıye Cumhunyetı devletı tarafindan,
"dike> örgütienip" "zapt-ü rupt" altına
- alınmış olan "•yan asker, yan siviL, gaH-
ba silahlı" ~Amele Taburian"nın resmi
geçıde katıldığını. kendilerinın de tören-
• de kollannı ıleriye uzatıp "faşjzan" bır
. selam vererek geçtiklerini yazmaktadır
Sayın Ilhan hemen •'Dersaadet" mührii-
nü basıyor: tşte size "tsmet Paşa'nın
ğin bu iki örnekten yol çıkarak -cımbız
örneği hatırlansm- nasıl egemen olduğu-
nu anlamak gerçekten olası değil. Sayın
Ilhan devam ediyor: bu devletçilik anla-
yışı "kapsamhdırda! Amelekısmınıdiz-
gine bağlamakla kalmaz: köylü zümre-
sini 'zapt-ü rapt' altına almayı da plan-
lanuştır. Köy EnstHüleri projesi ve uygu-
laması, 'Amele Taburlan" projesi ve uy-
gulamasıyla bir arada düşünüiürse, ama-
cın aşağıdan gelenlen" denedetnek.hat-
ta 'evcilleştirmek" olduğu o dakika an-
laşüır. Enstitü tasanmının nihai amacı.
'köylüyü köyünde tutmak"tı,yâni "ışçı-
leşmesinf önlemek; işçikşirse, o zaman
da" Amele Taburlan nındisiplininegire-
cek"ti. Oldukça tartışmalı \e temellen-
dırilmemış bu savla ılgili kımi gözlem-
lerimızı bıraz sonraya bırakıp İsmet Pa-
şanın *ldariDevte«çfliği''ne.''NanHDi-
ğer FaşiznTıne gelelım. Sayın Ilhan'ın
İsmet Paşa Takmtı'>
sı, bıze LaFontane'in
"•kuzıTyu yemeyi bir kez kafasına koy-
muş t
*kurt*'unun "yargısız infaz"ını ha-
tırlatıyor. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığT
sırasında \e sonrasında. tek partı döne-
mının CHP sı ıçınde, birbölümü 1946 yı-
lında ılk "demokratik" örgütlenmenin ar-
djndan Demokrat Parti şemsiyesı alhn-
da toplanacak olan ne kadar tutucu, ge-
rıci. antilaik. ırkçı (faşist) ağa, eşraf, yö-
neticı. bürokrat. işadamı. milletvekili vb.
varsa. hepsinın "kraat farurasrnı "bi-
lâjstisna" İsmet Paşa'jakesmekgibı Sa-
yın l!han"ın "çıkma>an(bir)huy"u var.
Sayın llhan'a. Rousseau'nun '•Toplum
Sözleşmesrnı XVIII. yüzyıhn çok özel
koşullannı düşünmeden yeniden oku-
masını önenyoruz; görecektir ki, bu yak-
laşımla Rousseau'yugelişrtrdiği otoriter
devlet anlayışıyla sadece "faşist" değil.
"faşizm"ın babası da saymak gereke-
cektir! Sosyalızmın "ekonomikdevletçi-
üVini benimseyip siyasal ideolojisini
benimsemeyen ve cumhunyetı birkaşık
suda boğmaya çalışan iç ve dış güçler
önünde. İsmet Paşa'nınkinden daha "ra-
dikal" \ e daha "otoriter'" bir "devlet an-
layTŞi" olan Atatürk'ün yönetımine Sa-
yın İlhan'ın bu ödünsüz katıhgıvla ne
ad vereceğız?
Devrimden evrime.-
Sayın Ilhan. Batı kültürü alanındaki ge-
nış birikiminı liberal ve Marksıst söyle-
min terminolojisine bağlı kalarak kendi-
ne göre •'tutarJı" olduğunu düşündüğü
bır w
sentez"e dönüştürmeye çalışırken
bizce. bir temel olguyu göz ardı ediyor
ya da yeterince önemsemıyor. Bin yıllık
Tann merkezlı bır ortaçağ düzeninin ar-
dından Rönesans ve Reformasyon'u. ay-
dınlanma döneminı. bilımsel ve siyasal
devrimleri. sanayileşmeyi ve onunla ge-
len demokrasiy i gerçekleştirmiş bir Av -
rupa'nın, bu çağdaş düzeyı 300 yıllık
mücadelelerle dolu bir "evrim*'in doğal
sonucu olan köklü bır "devrinı*' yapılan-
masıyla oluşturduğu bilinen bir gerçek-
tir. Devrimle gelen temel yapısal değı-
şim ve dönüşümlenn somut anlatımı olan
modernızmin "klasik şema"ya uygun
"şabton^lannı. daha çok terminolojık
yanıyla ele alan Say ın tlhan. Avrupa'da-
ki sürecin tersine -zorunlu olarak- önce
devrim yapıp ardından ona uygun e\n-
mi yaşamaya. oluşturmaya koyulan Tür-
kiye Cumhuriyetfnın 25 yıllık bir döne-
mine giydiriverıyor! Türkiye'ye. özel
olarak düşünerek dikılmemiş bu "gij-
si"*nin kolu ya da boyu mu kısa geliyor,
hemen giysinin içindekini horlamaya ko-
yuluyor... Kişi. "Efendim,bir miktardü-
zeltim yapaum..." deyince de "Va> seni
"Tanzimat alafrangacısı!" deyip haşlı-
yor... Sayın Ilhan çeşitli yazılannda Mark-
sizmin bir dogma değil bir **metot" ol-
duğunu, "onun değişik zamanlarda ve
verlerde ulaşacağı sentezlerin de farklı
olacağuu" haklı olarak vurgularken, ne-
den konu tsmet Paşa olunca, onun kimi
uygulamalannın da -doğruluğu, yanlış-
lığı tartışılır- "zaman" ve "yer"den kay-
naklanabıleceğine bırazcık olsun inanmak
ıstemiyor? Ortada fabrika yokken, sa-
nayi oluşmamışken, fabrika ve sanayiyi
yaratacak düşünsel ve maddi altyapıdan
eseryokken, Sayın Ilhan "klasikşefna''sı-
na uygun olarak "AmeieTaburlan"'ndan,
ışçı sınıfından, burjuvazıden, emek-ser-
maye çatışmasından, tsmet Paşa'nın "dü-
pedüz kapitalist devletçiligi"nden. sana-
yıleşmenın çocuğu demokrası daha ana
kamındayken "antidemokratiklik"ten:
ortada un. yağ. şeker yokken helvadan
söz ediyor. helvanın kıvamı. tadı ve ren-
giyle ilgilı ^espifler yapıyor! Örgün
eğitimı. "dikeyörgütlennıeyerine,döne-
min tarihsel, toplumsaL, külriirei ve eko-
nomik koşullanna en uvgun yöntem olan
tabandan hareketle yaymayı, yaygınlaş-
ürma>ı amaçlayan Köy Enstitüieri ve
Halkevleri gibi gerçekçi projelere karşı
"komplo projeteri" üretiyor. Köy Ens-
titüleri'nı bu ilerici, akılcı. atılımcı, ya-
ratıcı. üretıci, girişımci, dünyada başka
bir örneği daha olmayan bu çağdaş eğı-
tım kurumlannın varlık nedenmı Türk
köylüsünü 'zapt-ü rapt1
altına almayı.
köylüyü köyde tutarak "işçikşmer
'sıni
önlemeyi amaçlayan anlaşılmaz -bizce
anlaşılan...- bir "tespit"e bağlıyor...
Sayın Ilhan haklı! Dünyanın 20 yıl
arayla bır ikinci kitlesel yıkımın dehşe-
tini yaşadığı, tüm ulusal. uluslararası
dengelerin, ekonomılenn altüst olduğu
birortamda. 1940"lı yıllann Türkiye'sin-
de, İzmit, Istanbul, Bursa, Adana gibi
kentlerimizin çevresi sanayi merkezleri
ve fabrikalarla doluydu... Ve köylüler
akın akın bu fabrikalara "işçi" olmaya gi-
diyordu! Devlet de yüzde 99'u okur-ya-
zar olmayan bu yeni •*Akıncüar"ı gö-
rünce ne yapsın, "Eyvah! Tez dden bir
"proje' geliştirip bu 'köylü zümresı'ni
köyünde tutalım!" çabasınaginşiyordu!
Sayın tlhan'm savından anlaşıldığına gö-
re, köylünün refaha kavuşması için ılle
de *işçi"olması gerekiyor... Oysa, Mark-
sist Sovyet modelinde bile köylüleri top-
luca "işçi" yapmak yerine, kırsal bir ör-
gütlenme biçimi olan "koJhoz" sistemi
yaygınlaştınlmıştı. Sayın tlhan. Halkev-
leri'nin kuruluş amacını da yıne kendi-
ne özgü mantıktan hareketle bakın nasıl
açıkhyor. u
İnkılapçılık.anti/emperyalist
bir demokratik evlem olmaktan çıkarü-
bp, 'Batı Kültür Modelı'ne uymak,onu
benimseyip uygulama şeklûıe sokuluyor-
du; bu 'kültür modeli' ni tabana yayabil-
mek amacıyla da Halkevleri örgüden-
mişti" dıyor: diyor da, öyle bır diyor ki
Halkevlen'nin kuruluşu sankı bır vatan
hainliği! İnsaf! Birkere "inkılapçüıktan
$apma"nm "Baü kültür modeÎTne uy-
makla ne ilgisi var? "Anti/empervalist
bir demokratik evlem" olarak tanımla-
dığı "inkJapçılık'' -bizataıi" bir "Ban mo-
defi" değil mi?
Sonuç
Sayın Ilhan'ın yazılanna temel oluş-
turduğu -liberalizmin tam karşıtı sosya-
lizm"i. daha doğrusu bir Türk sosyaliz-
mini ıçtenlikle savunmasını demokrasi
içinde destekleriz ve bundan da memnu-
niyet duyanz; ancak bunu yaparken üç
yüz yıllık bır Avrupa birikiminin norm-'
lannı -etik nitelikli olanlar dışında- ta-
rihsel koşullan ve gelışmişlik düzeyı ay-
nı olmayan bir ortamda, bir toplumsal dü-
zende görmeye, bulmaya çalışmak "Müs-
lüman mahallesinde salyangoz satmak"
olur... Dil devrimıne karşı takındığı ta-
vır ise Cumhuriyet gazetesinin bugüne
kadar olan tutumuna karşıdır.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Kısa Kısa Uyarılar...
Konular öyle çok, sorunlar öyle çözümsüz!.. En
iyisi kısa kısa durmak üzeıierinde...
• • •
Önce, Cumhuriyetin arka sayfasında yer alan, Attilâ
Ilhan'ın Dil Devrimi ile Özleştirme eylemini birbirinden
ayırmak ısteyen yazılan!.. Dil devriminden yana, ama
özleştirmeye karşı! Atatürk vazgeçmiş ona göre
dilde özleştirmeden! 1930'lardaki konuşmalardan
parçalaralarak sözünü kanıtlaraaya çalışıyoıu Jürk
halkı Osmanlıca sözcükleri anlarmış, kullanırrniş!
Ataturk, 'vefatına doğru' 'uydurma laflar'dan
vazgeçmişmiş!..
Unuttuğu bir şey var, Atatürk'ün 'Türk diliniyabancı
sözcüklehn egemenliğinden kurtarma' atılımını
sürdüren Türk Dil Kurumu'na iş Bankası'ndaki pay
senetlerinibırakması... ilhan'agöre, 'özleştirme'cilik
Inönünün 'kırkkaranlığının' yanlışbirişi!
Telefonlar yağdı, Cumhuriyene böyle 'yanlış' ve
'yanlı' yazılann ne yeri var, diye!.. Evet, Attilâ Ilhan
sevilen dızelerin şairi, ama kafast karmakanşık!
Yaşamdakı tutumu da öyle!.. CHP'nın, hem de İsmet
Paşa CHP'stnın şiir yanşmasına katılmış, ödül almış!
Yıne. 'ozleştırmeci' Türk Dil Kurumu yanşmasına
kitabını göndemniş, ordan da ödül almakta sakınca
görmemiş!..
Yazılarında istediği kadar 'mütecessis, gayret,
lisan, tercüme, taaccüp, muhteviyat, tesanüt' gibi
'kelime'\er\ başka gazete ve dergilerde kullansın.
kimse bir şey demez! Ama bu gazetede Dil Devrimi
ile Özleştirme atılımını birbinnden ayirmaya kalkışırsa,
kendini bir karanlık çıkmaza sokmuş olur...
• • •
Yirmi yıl sonra yeniden Başbakan olan Bülent
Ecevit'ın hükümet programını TV'den izledım. Üç
aylık bir iktidardan ne beklenebilir ki! Hiç değilse 28
Şubat kararlılığının, yani irtica eylemlerine karşı
başlatılan savaşımın hızlandınlması, milli eğitim
alanındakı bilinçleştirmenin güçlendiriimesi... Oysa
Ecevit güvenoyu alabilmek için Bayan Çillerin
j 'ftassas/yef'ine saygı gösterip, başarılı Bakan
} Uluğbay ı görevınden aldı. Sözde daha önemli bir
yere getirmış; hem başbakan yardımcısı, hem iktisat
konusunda sorumlu, hem de eğitim, kültür, gençlik
konularında eşgüdümcü... Milliyet'te Abbas
Güçlü'nün dediği gibi, Uluğbay'ın "Çiller
dayatmasından sonra eğitim dışında başka bir
bakanlığı kabul etmeyeceğini açıklaması onuriu bir
davranış olurdu. Kendisini daha yüceltirdi". Sonra
' bir soru. bunca değişik konuda görev yüklenmiş bir
kişi bütün bunlara, Güçlü'nün yazdığı gibi, "nasıl
' zaman bulacak?"
• • •
' incırlik Üssü'nden kalkan uçaklar hemen her gün
gidip Irak kentlerini, köylerini bombalıyor... Ama
bızde bu konuda 'nasıl iş bu' diyen yok! inciriik,
ABD'nın bir parçası mı? Orasını kiraladık mı, yoksa
sattık mı?
Bir zamanlar Süleyman Demirel bile bu konuda
oldukça duyarlıydı, "Us yok tesis var" diyerek işi hafife
alıyordu. Şimdilerde kımsenin sesi çıkmıyor! Komşu
bir ülkeyi, uzun yıllar bizim bir parçamız olan Irak'ı
. gözden mi çıkardık? Yenı, eski başbakanlann. parti
liderlerinin bu çirkin durumu dile getırdikleri yok!..
Ama halk soruyor, anlamak istiyor, bir yetkili çıksa
da durumu açıklasa diye bekliyori..
•••
Seçimler yaklaştı. Kent belediyelerini yine eski
Refahçılarmı kazanacak?.. Daha doğrusu takıyyeci
Fazilet adaylan sosyal demokrat ve sözde liberal
partilerin zıtlaşmasından yararlanıp önemli
başkanlıklan yıneeldeedeceklermi? Hem de yüzde
yirmilik oylarta!...
Beş yıl önce istanbul, Ankara gibi büyük kentlerde,
CHP'nin, DSP'nin hattaozamanki SHP'nin oylannın
bölünmesi sonucu meydan Refahçılara kalmıştı.
Bakıyoruz şimdi aynı tutum var, CHP ile DSP tanınmış
adlan seçmenin karşısına çıkaracaklar, DYP ileANAP
da öyle!.. Bu arada Fazilet, yine azıcık üstünlükle
aradan sıynlıp bır beş yıl daha kentleri ele geçirecekL
Bunu düşünerek bir önlem almak akıllanna gelmez
mi sayın liderlerin?..
• • •
Evet dert çok, sorun çok! Ama politika
adamlanmızda hiçbir uyanış, gerçekleri görüp ona
göre önlem almak diye bir şey yok!..
Milletvekilliği ve Maaşlan...
İSMET KEMAL KARADAYI Hukukçu
B
ahadır Tokmak-Turga> Yümazadlı. sıkça
ızledığim genç ustalanmızın "Sabah Kah-
\«j" programlanndan bınnde bır sa\ıınman
(avukat) uğraştaşım değindı geçtı, "Mil-
letvekiUerinin aldığı maaşlar hukuka aş kındır.öden-
mcnıesi j önünde vönetim mahkemelerine dava aç-
hk" diye. Köşe yazarlanndan Ova Berberoğlu ıse 8
Ocak 1999 günlü
u
lzkr"inde, "Tam 469 Milletve-
kili DuHeMaaşAlıyor'*başlığınıkov arakhaksızka-
zanç dökümünü yaptı. Bu döküme göre bir vekilın
maaşı 3 profesör, 3 genel müdür. 9 öğretmen, 5 kay-
makam, 5 hâkim ya da 12 memur maaşına bedel idı..
Uzun yıllarmı hukuk uygulamasına vermış btr yurt-
taş olarak düşündüm: Her şeyden önce acaba mil-
letvekilliği başlıbaşına "meslek" mı? Demokrası-
lerde vazgeçılmez bır "vıırthizmeti" olduğuna. bel-
li birsüfe için yapıldığına göre bence değil. Asker-
lik gıbı. derneklenn yönetım kurulu üye ve başkan-
lan ıçın uvgulanan durum benzeri.. Böyle olunca,
"angarya" da sayılamaz.
lyi de, neyle geçinecek bu "sayın ve muhterem-
ler"ımız
!
. Yanıt. Herhangı bır özel ya da kamu ku-
ruluşunda mı çalışıyordu, millervekillığinden önce
gelir kaynağı neydi. işte nereden gelmişlerse. yasa-
sı da çıkanlıp güvenceye. hatta bir tür özven ahla-
kına bağlanarak. oradan...
Bugün 550 mıllervekilımiz. en üst derece maaşı-
nm, evet üç katı maaş. bir o kadar da "tazminat" ve
"yoBuk'alıyor. Aynca"lojman''dan,taşıtsağlık.mut-
fak indmmlennden bolca yararfandrnhyor Ve her
yüzde arthnlışında "kücük memur"lann maaşına 10-
15 mılyon lıra eklenırken, o "büyük"lerimizinkıne
200-300 mılyon hraeklenıvor. Yıllardır bu böyle ve
düzeltilmıyor. Soralım: Bu uygulama. bu sonuç. tü-
zeye, emeğin tam degerlendırilmesi ılkesine, ekono-
mik açıdan "azgeüşmiş'" ülkemizin ulusal geliri ve
onun paylaşımına u> gun mudur? Peki, şu, bir kez bi-
le olsa iki yıl milletvekilliği yapınca kazanılan "ya-
şamboyu emekliük maaşt" ne oluyor' Ûstelik de nor-
mal emeklinin on katı tutanndaki ödemelerle!..
Bır yasa oylaması yapılsa, bir kamuoyu yoklama-
sına başvurulsa, aslında yüce bir yurt hizmetı olan
milletv
r
ekilliğinin parasız, karşılıksız yapılması is-
teği sanınm kazanır. Ve böyle bir koşulla görevı üst-
lenecek on binlerce yetişkın insanımız çıkar. buna
inanıyorum. O zaman da dıyonım ki. Milletvekilli-
ği için partileraday göstersin. Oktav Ekşideyişiyle
"Bdervekili" atamasıyla değil. "önseçim"le halk ara-
smdan ve "arnkov" dışlaması yapılmadan TBMM'ye
getırilsın. Milletvekilliği, büyük paralar sarfına da,
büyük paralar kazanımına da bağlanmasın. Ille de
verilecekse, onlann maaşlan en yüksek deıece ma-
aşını geçmesin.
« T » 5 DAMŞMA UEHKEZLEHI VE BAGU OLAM HEB AOMU (0-322) 322 66 m Z A » ,0-2»l' 278 10 "9 • ATIOH (0-2^ 215 42 62 MMU M72> 215 2S 65 • AK3AHAY ,Mffij 212 53 4. 21ÎÎ606-
MUCVA ,»35812122233 • *MK«B*.<M12) 351«« 00(5 fM)ıÇ«WM>l SPHTTİ - »KT»KY* (M2B) 218 15 M •M(IAl.r»(l>-2«)2OOIB<9'J«x;P)-»*tKe«»llI>-2e6|2«« M-2« 31 31 -
<O-3W) 213 86 2' • DCNfeLl (Q-25«l 261 39 15 -O(Y*RB«CIH (0-^121 251 65 - >^R
r
J'K SimT Ş1RN*.K\ -ELJUIĞ(0-424) 218 34 72 • 23TB8 9t IBthGÖt BTUS MUŞ.T\MCEL VWt\ • eiUmCM
(0-446) 22* 2ö-*3 (AROAhAN IĞOfR. KARSı -ESIÜŞB» 10-222)221 0999(BILEL - ^AZJAMTtP (0-342)220 7C 31 22020 11 0OU& ŞAMJURM) • OİKSUN jf>-454) 21274 19(3(MİPBXJ ]OflOU) • ISTAMMJL
KM1C1 309 54 10 |P8X1 IB'FTH BOUI BURS*. ÇMUKKALE. SXHNE. KARASUK K»KLAfltü KOCAELİ TEKİROAĞ. rti.0ve 20NGU.0AK) • Om fHHİ « 3 13 00 853 13 13 (ArOH, yAWS\ MUjlA UŞ*Ki '
UtfUllUIWAIUŞ<0<>44l»M2 19'IUIUIUNrO^»)213 50 7U2UI'KASTIUIONU«-3aS)214»3I • KAYS8*(IKÎ62J 245 0400(20M« (XW»3. WHŞeiW) • KOtlT» «V3») 261 04 14 • » 1 X96 »IM1 • IUUTTA
(0-422) 322 76 06 325 4E61-«|WlrAMAHl KBS*m>^24) 327 3860 Ş h«l) -«1^0*110-364) g!3 75 05 -MJ6oe (B^88İ 21344» -Hİ2HM6418131»730 MKAfirvlM, •'MIBUI(0-3K)Z66»7 29 (TOKAT) • »VIB
fO4«>22505 0S-2a£74 75'9lM0Fl1>-3ni2G1 15 44 THABZOH '0-4«2)321 17 »|BA-flum. aiMUŞMANEl T«T«Ş H0BE Ü»(SA2AUM« AIMIHH»rT»U)Hor»233 2» 29 ' « H M Ç « n < a ) Hff»43982 33 •»•>»<
Ta*|H<>m47>034-Ha>UrVU(HDın339»41 -IG&m* Ya.1 Momı4470B69 0 f * l -S1M« V»»Hto»34867 68 *«!«_»« Ya«5No™24> 1722 •UUKCaH v«a»Hon»İ42S1 31 -244H2S-0İT»MA«1ral»tH0iT»
251 85 86(2 h«n BJU1Ö Talsş Honw 236 37 30 • ERZjNCAM Y«taj Home2'4 8033 - tRZUflUII Yaîaş Home 235 19 84 ^18 6798 -OAZUIfTEP Y«taçHcme220 70 31 H ' ^ K I I t l l ^ l t ı MHKı
1
İ I I M İ H I I llıjllılııp Mıış llıııım
2SM953 2 5 9 8 9 » BsylloHM/ Yaa» H m » a s Oî 50 (3 h « -C«m« Y«B) Mcn» 425 42 03 -F«f Ya»( t * ™ 6 3 ! 7ı 53 r ı T H lıMfHMiı-||IHJ I H nfi—I I I T l p l n ] llıııl» I T ı l ^ Hııııı f l Tı n I T H I H 1 ' » T l l
H 2 S 7 3 3 0 39e4>S«CMn>
PENCERE
Çankaya'da İttar
Yemegi!..
Cumhurbaşkanı Demirel, Çankaya Köşkü'nde
bir iftar yemeğı verdı.
Tüm milletvekillerini çağırdı Demirel, ama, 180
milletvekili yemeğe katıldı. Meclis Başkanı Hikmet
Çetin, Başbakan Ecevit, Fazilet Partisi Genel
Başkanı Recai Kutan, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu
yemekte bulundular; DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, DTP Genel Başkanı Hüsamettin
Cindoruk, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
katılmadılar.
Köşk'teki "iftartöreni" kimi\ Islamcı çevredetepki
yarattı; Akit gazetesı 9 sütunluk manşetle Demirere
saldırdı:
"Köşkte İftar Şov".
Gazeteye göre dınsiz imansızların katıldığı
yemek "dini istismar"d\.
•
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in iftar
yemeği çağrısı ne anlam taşıyor?..
Davetiye'nin üstünde ne yazıyor:
"Sayın Milletvekili,
13 Ocak 1999 Çarşamba günü siziÇankaya'da
vereceğim iftar yemeğıne çağınyorum."
Anlamı:
- 13 Ocak Çarşamba günü oruç tuV...
Oruç tutmadan iftar yemeğıne katılmak, ancak
Bektaşi'nin marifetı olabilir; mizah edebıyatına
yazılır, gırgıra elverişli bir konu oluşturur.
Peki, "Köşk'te iftar yemeği "n\n davetiyesi her
milletvekilıne yollandı mı?..
Yollanmışsa, ayıp edildi.
Çünkü islamda ıbadet, Tann ile kul arasındadır;
oruç tutmayan milletvekilinı oruç tutmaya zorlamak
doğru değildir.
Milletvekili, diyelim ki ülserli olduğundan oruç
tutmuyor ya da hastalığından ötürü ilaç almak
zorundadır; bilemedin "sefen"dir, seçim
bölgesinden soluk soluğa Ankara'ya gelecek,
Çankaya'da iftar yemeğine yetişecek; belki de
niyetlenir de kazayla orucunu bozar, akşam
Köşk'e vanp iftar sofrasına oturması ıkiyüzlülük
olmaz mı?..
Peki, kadın milletvekilimiz yok mu?..
Var...
Ya Çankaya'nın çağrısı "belirliâdetgünleri"ne
rastlayan bayan milletvekili ne yapacak?.. Fazilet
Partisi lideri Recai Kutan'ın "sapık Aleviinançlı"
dediği Nusayrilerden milletvekili, Çankaya'daki
iftar yemeğıne nasıl katılacak?.. Süleyman Bey,
Alevi inancına göre muharrem ayında Çankaya'da
oruç tutup aşure pişirdikten sonra milletvekillenne
dağıtacakmı?..Musevi milletvekilimiz CefiKamhi
de Köşk'te iftar yemeğine çağrıldı mı?..
Süleyman Bey, Hikmet Çetin'i ya da Ecevit'i
hangi kimlikleriyle davet etti?.. Oruç tutan
Müslüman yurttaşlar olarak mı?.. Yoksa resmi
Olayı kurcaladıkça iş sarpa sarar.
Devlet laiktir...
Çankaya devlettir.
Süleyman Bey dostlarını elbette Köşk'e iftar
yemeğine çağırabilir.
O başka iş!..
Ne orucu polıtikaya karıştıralım...
Ne iftan devlete...
\l Toplumsal Araştirmalar Kültür ve Sanat
İçin Vakıf Ankara Ştıbesi
3. Ankara Tiyatro Festivali'nın
gerçekleştınlmesındekı katkılarından dolayı
aşağıdakı kurumlara;
TC Kultür Bakanlığı. TRT Ankara Radyosu, Devlet
Tıyatrolan Ankara Mudurluğu. Mamak Beledıyesı. Çankaya
Beledıyesı. Ankara Fransız Kültür Mericezı. Ankara Italyan Kûltür
Hevetı. Ankara Alman Kultur Merkezı. Hacı Bektaş-ı Velı Kültür
Mericezı, Tiyatro Özgün Deneme. Fotoğraf Sanatı Kuramu. KKTC
Devlet Tıyaırosu. DSI Genel Müdurluğû. Ankara Çağdaş. Sanatlar
Merkezı, Cumhuriyet Gazetesı. Evrensel Gazetesı, Radıkal Gazetesı
Eğitim Sen Ankara Şubelen. Odak Araştırma Ltd Ştı. Pamukkale
Se\ahat, Lımak İnşaat A.Ş , Fedo Kağıtçılık. Class Hotel. Subwa\
Tunalı. Subu ay Selanik. Baykal Tnko. Türk Tuborg A $ . K.»\ aklıdere
Şaraplan A Ş. Kök Yayıncılık. Mulkıyelıler Bırlığı Işletmesı, Ses
Reklam Ltd $tı, Ajans 59, Aysu Aydıner Su Sanay ı ve Tıcaret A .Ş
3. Ankara Tiyatro Festivalı'ne katılan Tiyatro
Topluluklanna;
Adnan Tönel. Ankara Ekm Tıyatrosu. Bizım Tîyatro-
Zafer Dıper. Diyarbakır Sur Beledıyesı Şehır Tıyatrosu. Elena Bonellı
(italyaV Gent; Oyuncular Sahnesı. Gulûm Pekcan Dans Tiyatrosu,
İBŞT Gösten Sanatlan Merkezı. İB$T- TAL. tzmıt Büyukşehir Bld
Şehır Tıyatrosu. Körmük Meydanı. KKTC Devlet Tiyatroları, La
Chelıdoıne(Fransa). Mamak Bld. Şeh Tıyaırosu. MersınOnv Tiyatro
Topluluğu. Mımar Sınan Cnv Tiyatro Topluluğu. Oluşum Tıyatrosu,
Ordu Bld Karadenız Tıyatrosu. TIYAGAMM. tiyatro
Kma(Hollandal. Tiyatro Oyunevı, Uğur Yüksel. Üskup Turk
Tıyatrosu( Makedonya I. Ankara Çağdaş Sahne. Ankara Deneme
Sahnesı. Demet Abla Çocuk Tıyatrosu. Ankara Tiyat'rol Sahnesı. Çan
Tıyatrosu. Nüans Tiyatro. Sho» Tiyatro. Tiyatro GözJem. Tiyatro
Hayal Perdesı' ne
Teşekkür Eder.
4. ANKAR4 TİYATRO FESTİV4Lİ 18-28 Kasım 1999 tarihleri
arasındı gerçckleşririlecektir.
Aynntıhbügi için; Tel/Fa\: 0(312)4352794-488 10 15
Bu don Cmmkuriyel Gt&tesi'nim 4e k*tktt*rryta ymyuüanmışnr.
0800 261 18 38
ücretsiz maviyi kurtarma hattı
f n T C Sanıyl «e Ticsnrt B«UM4l1>i'i 26 ttaps 19*4 Hrth v . 21940 uy<» »t*4 M*Otntornra urjur otof» rVılmaKUOr Flyslllrl KDV OtnU* Vngl mnlırnıda oUıllKtf O*J.şnd»t«r
flyatea «yn«n yaiMitdacaktır. TMvpMr uok v« örattm ol«n«Uwı dahtUmte karfjtaA«c«kiif Bu ka^fnnya Y«ta« A ş.'mn »&Drt fiyal aanHtot «ttmd«Ar.Tav«ly« •dOan flyatlanfır FlycOanmıı Tûrk Uruı'dır
Tatile çıkmadan kalbinizi kontrol ettirin.
TLRKKALPVAKFI
79 Mayıs Cd. No- 8 ŞışlHİSTANBUL Tei. (0 212)212 0707
(pbx) 10 Hat Faks- (0 212) 212 68 35