Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 1999 PAZAFtTESl CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Basın Sözcüsü Wim Bergans, Euro konusunda kaygılı
'Ortak potitika geBştirihneii9
BARIŞ DOSTER
Avrupa Sendikalan Konderasyonu
(ETUC) Basın Sözcüsü W"ım Bergans,
sendikalar olarak Euro'yla ilgili politi-
kalann nasıl uygulanacağını merak et-
tiklerini söyledi. Bergans, "ÖnemHolan
şey Euro konusundaki Avrupa Birliği
politikalannın nasıl uygulanacağı ve
hangi adımlarla tajnamlanacağKÜr" de-
di.
DİSK ve ETUC'nin birlikte düzenle-
dikleri hak ihlallen konulu uluslararası
toplantı için Istanbul"a gelen ve ETUC
Genel Sekreteri Emilio Gabaglio adına
görüşlerinı açıklayan Bergans, Eu-
ro'nun çok kritik bir süreçten geçtikten
sonra bugünlere ulaştığını vurguladı.
Euro'nun çok önemlı bir adım oldugu-
nu ifade eden Bergans. "Ama aynı za-
manda Euro'nun Avrupa'nın tek proje-
si ounasından da endişe ediyoruz" dedı.
Avrupa Birliğı'nin yalnızca parasal po-
litikalar üretmesinin yanlış olacağına
dikkat çeken Bergans, ETUC olarak
olayın diğer ekonomik yönlerının ve
sosyal boyutlannın göz ardı edilmesin-
den çekindiklerini söyledi. Bergans
sözlerini şöyle sürdürdü:
" Euro'nun gehnesüıe itirazınuz yok a-
ma kaygılanmızı saklı tutuyoruz. Euro
Avnıpa'nın tiim stratejisini değiştirecek.
Eskiden hükümetier ulusal ekonomiyi
daha rekabetçi kılmak \e desteklemek
için ulusal güvenceler veririerdL Ama
artık öteki devletlerie rekabet etmek için,
hükümetier yeni ölçütler kullanmak ve
yöntemler geliştirmek durumundalar."
Hükümetlerin geliştirmek zorunda
olduklan yeni yöntemlerin de. ışgücü
piyasasında, ücret artışlannda ve çalış-
ma koşullannda bulunabileceğini savu-
nan Bergans, bu koşullarda sendikala-
nn da pazarlık güçlerinin önünü açma-
lannın ve daha sıkı işbirliği yapmalan-
nın şart olduğunu söyledi. "Ortak ba-
kış açılan ve politikalar üretmemiz ge-
reklL AB içinde pek çok gelişme olacak"
diyen Bergans, parasal birliğin yarattı-
ğı parasal otoritenin tek başına yeterli
olamayacağını, bunun mutlaka ekono-
mik bir otonteıle tamamlanması gerek-
tiğini ifade etti. ETUC'nin, bu otorite-
nin çalışma yaşamıyla ilgili stratejiler
içermesini istediğini belirten Bergans.
"Birlikte yürümemiz gereken daha çok
yol var. Lüksemburg \e Myana'da işsiz-
lik ve çahşma yaşamıy la, ulusal ekono-
milerin eşgüdümüyle ilgili taröşmalar
yapddı. Avrupa Birliği geiecekte gerçek-
Çalışatı
Gazeteciler
Güııü kuüandı
HaberMerkezi-lOOcak
Çalışan Gazeteciler Gü-
nü'nde basının. demokrasi-
nin vazgeçilmez bir unsuru
olduğu belirtildı. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel.
Türk basınının, büyük önder
Atatürk'ün deyimıyle
"Cumhuriyet'in etrafinda
çeüktetı bir kale" olma göre-
vini başanyla yerine getırdi-
ğini bildirdi. Bastn emekçile-
rinin çahşma koşullannın
1960'lann da gensine götü-
riilmek istendiğini vurgula-
yan TGS Genel Başkanı Zi-
ya Sonay da "Mevcut koşul-
laramnda gazeteci, işverenle-
rin ücredi kölesi haline get-
miştir'' dedi.
10 Ocak Çalışan Gazeteci-
ler Günü dolayısıyla bir me-
saj yayımlayan Cumhurbaş-
kanı Demirel. demokrasiler-
de basının görevinın. top-
lumsal denetimde bulun-
mak. yapıcı eleştinler yö-
neltmek ve halklann, özel-
likle de gerçeği öğrenme.
doğru haber alma hakkının
koruyuculuğunu yapmanın
yanı sıra toplumdaki aydmlı-
ğın ve olumluluklann yansı-
tılmasına da aracı olduğunu
belirtti. Basının bu görevinı
tam anlamıyla yenne getire-
bilmesi ve bu bağlamda ka-
muoyunun kendinden bekle-
nen etkinlik içensınde bulu-
nabilmesi için farklı görüşle-
re ifade imkânı sunabilecek
bir ortamda engelsiz çahşa-
bilmesinin şart olduğunu ifa-
de eden Demirel, "Binaena-
leyh, basının tam anlamıyla
özgür olması. demokratik
toplum olmanın en önemli
şarüan arasında yer almak-
tadır. Ayuı zamanda açıklık
ve çoğulculuk ilkelerinin bir
gereği olan hasın özgürlüğü,
bütün demokratik ülketerde
olduğu gibi. Türkiye'de de
anavasamız tarafindan temi-
nat alüna aiınmışör" dedı.
Başbakan Mesut Yılmaz,
basının, demokrasinin vaz-
geçilmez bir unsuru olduğu-
nu vurgulayarak "Basınınıız.
küreselleşen dünyayla iletişi-
min sağlanması. kanlımcı ve
yönlendirici bir kamuoyu-
nun oluşturulması ve fikirler
ne ohırsa olsun huzur ve hoş-
görü ortamının yaratılarak
korunmasuıda önemli bir so-
rumluluğu üsttentnektedir"
dedı. Devlet Bakanı Cavit
Kavak da doğruyu ve gerçe-
ği arayan. özgürlükleri top-
lumsal sorumluluğunu unut-
madan kullanan gazetecile-
rin, Cumhuriyet'in. demok-
rasinin ve açık toplumun
başlıca unsurlan olduğunu
bildirdi.
TGS Genel Başkanı Ziya
Sonav ıse basın emekçileri-
nın yeni yüzyıla köle olarak
gırmesıni engellemenin tek
yolunun ışverenlerin baskı-
sma karşı direnmekten geç-
tiğini ifade ettı. Sonav. "10
Ocak. basın emekçilerinin
geçmişte elde ettiklcri kaza-
nımlann haürlandıgı veraev-
cut ciddi sorunlann tarnşıkb-
ğı bir "anma günü''nedönüş-
tü. Basın emekçilerinin ^ü-
vencesi olan 1%I tarihli 212
sayıh yasaya otarihte karşı çı-
kan işverenler. bugün. basın
emekçilerinin en büyük gü-
vencesi olan bu yasanın içini
tümüyle boşaltülar" diye ko-
nuştu. Basın emekçilerinin
artık kaybedecek bir şeyi ol-
madığına dikkat çeken So-
nay. gazetecılerin bugün sa-
hıp olduklannı düşündükle-
ri işlerini ya da yazı yazdık-
lan köşelerini dahi kaybet-
tiklerini savundu. Sonav şöy-
le devam etti: "Sorunlann
aşılmasında. basın emekçile-
ri kadar poütikacılara, siyasi
iktidariara >e parlamenter-
lere de önemli görev ve so-
nımluluk düşmektedir. Ga-
zete ve televizvonlann bukuk
dışı uygıılamalannın sona er-
dirümesi için sıkı bir denetim
mekani/masının işletilmesi,
aynca yeni yasal dü/enleme-
ler yapılması acil bir zorun-
luluk haline gelmiştir. T-
GS'nin iki yıl önce hazuiadı-
ğL gazete ve teievizyonlarda
çahşüruması zorunlu asgari
kadrolara ilişkin yasa öneri-
si halen TBMM Başkanb-
ğı'nda beklemektedir."
DİSK'in arastırtnası
Gazetecilikte
iş güvencesi
ilılıJi yüzde 83
Istanbul Haber Servisi - DİSK tarafindan hazırlanan
araştırma raporunda, gazetecilik işkolunun. iş güvencesi
ihlallerinin en yüksek gerçekleştiği üçüncü sektör oldu-
ğu belirlendi. Raporda bu alandaki işyerlerinin hepsinde
sigortasız işçi çalıştınldığı belirtildi.
DtSK tarafindan hazırlanan "Sendikal Hak thlalleri
Araşbrma Raporu"nun sonuçlanna göre gazetecilik iş-
kolunun, madencilik ve tekstil sektörünün ardından iş gü-
vencesi ihlalinin yüzde 83.3Te en j'üksek gerçekleştiği
sektör olduğu vurgulandı. Gazetecilik işkolunda, Cumhu-
riyet dışındaki gazetelerde sendika bulunmaması nedeniy-
le, araştırma sonuçlannda toplu iş sözleşmesi ihlali yok
görünüyor.
Raporda, cinsiyet aynmcılığı ihlalinin yüzde 16.7 ora-
nında olduğu ifade edildı. DlSK'in araştırma raporunda,
örgütlenme çalışması yapılan gazetecilik işkolundaki iş-
yerlerinin hepsinde sigortasız işçi çalıştınldığı belirlenir-
ken, yasal hakJann ihlali oranınının da yüzde 50 olduğu
belirtildi. Raporda, araştırma yapılan işyerlerindeki taşe-
ronlaştırma oranının yüzde 33.3, çalışma süresinın aşıl-
ması oranının ise yüzde 100 olduğu saptandı. Gazetecilik
işkolunda çocuk işçi çalıştınlmadığı kaydedildi.
İşkoluna göre işgüve
Sayı :1 Yüzde
Madencilik L tf$X
Tekstil M ^ - ^ İ *
Gazetecilik ^ ^ İ €
Turizm - ^ ^ |
Metal *^M_
Genel HizmetteTjBT"
Toplaın t i ^
6
13
S
30
3
33
90
100.0
86.7
83J
714
ncesi ihlali
60
-° m ufr«-~~}
33.0 R JİİSKS.,
. 51.7 ^t3SC!K^S2
langın
yürekleri
yaktı
Bolu'nun Çeleçoban
Köyü'nde meydana
gelen yangın geriye
küller bıraktı.
Evi yangında
tamamen yanan 66
yaşındaki Mahmure
Zambak sinir
krizJeri geçirdi. 12
Idşinin yaşadığı ev
otunıhnaz duruma
gelince Zambak
ailesi komşulannın
yardımına sığındi.
(Fotoğraf A A)
ten çok önemli bir parasal ve ekonomik
birtik olacak. Şimdiden bu görünüyor,
ortak ekonomik stratejiler getişiyor" di-
ye konuştu. Ortak ekonomik stratejile-
rin geliştirilememesi ve ekonomilerara-
sında eşgüdümün sağlanamaması du-
rumunda, istihdamla ilgili politikalann
sağlıklı sonuçlar veremeyeceğine dik-
kat çeken Bergans, ETUC için önemli
olan noktanın da bu olduğunu anımsat-
tı. Son aşamada ETUC'nin da Euro'ya
olumlu yaklaştığının altını çizen Ber-
gans, Euro'nun mutlaka öteki alanlar-
daki adımlarla desteklenmesi ve ta-
mamlanması gerektiğini, aksi halde ar-
zulanan sonucu veremeye-
ceğini söyledi. Bergans,
Euro'nun şu an için belki
sokaktaki adamı çok doğ-
rudan etkilemeyeceğini be-
lirterek, sözlerini şöyle sür-
dürdü.
"Mesela bugün size öde-
me Alman Markı, bana ise
Bdçika Frangı olarak yapı-
hyor. Aynı işi yapsak da,
kimse sizin kaç Beiçika
Frangı, benim ise kaç Al-
man Markı kazandıgımla
ilgilenmiyor ve bunun hesa-
bını çıkarmıyor. Ama bir
süre sonra tüm işçilere öde-
meler Euro olarak yapda-
cak. O zaman da kıyas ola-
nağı doğacak. Unutulmasuı
kl bu da kamuoy unun gö-
zünde çok dikkat çeken.
merak edilen bir şeydir."
Ortaya çıkan bu duru-
mun da işçi sendikalannın
bir strateji geliştirmelerini
zorunlu kıldığını savunan
Bergans, şunlan söyledi:
"ETUC oiarak ortak so-
nınlara karşı, ortak amaç-
larda uzlaşmak, ortak yön-
temlerle mücadele etmek
gerektiğine inanıyoruz.
Sendikalar olarak işbirliği
yapmanın gerekliligini da-
ha yakjcı bir şekilde hisse-
deceğiz. Önemli olan sey
Euro konusundaki Avrupa
Birliği politikalannın nasıl
uygulanacağı ve bu poli-
tikalara nasıl gidileceğidir.'
TEKSıF ile TIS arasında anlaşma
tstanbul Haber Servisi - Tekstilde 70 bin işçi-
nin katılımıyla yann başlatılacağı ilan edilen grev
öncesi, Tekstil Işverenlen Sendikası (TİS) ile
DlSK'e bağh Tekstil lşçileri Sendikası ve Hak-
Iş'e bağlı Oz lplik-lş sendikalan arasında yapı-
lan son görüşmeden de sonuç çıkmadı. Tekstil lş-
çileri Sendikası Genel Sekreten Süleyman Çele-
bi, dün 15 dakika süren görüşmeden sonra tepki-
sini "İşçi sınıfina ihanet belgesini önümüze koy-
dular. buyTun inceieyin dediler" sözleriyle dile
getirdi. Türk-lş'e bağlı TEKStF Sendikası Genel
Başkanı Zeki Polat ile TlS Genel Başkanı HaKt
Narin arasında ise gece boyu süren görüşmeler
yapıldı. Görüşmeler sonucunda anlaşma sağlan-
dı. Sendika yetkilileri 55 bin işçiyi kapsayan 17.
Dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinı basın
toplantısıyla kamuoyuna duyuracaklannı kaydet-
tiler
TlS ile TEKStF. Tekstil ve Öz tplik-lş sendi-
kalan arasında 6 ay önce başlayan 17. dönem
grup toplu ış sözleşmelerinin uyuşmazhkla so-
nuçlanması üzerine 12 Ocak 1999 günü uygulan-
masına karar venlen grev. Tekstil lşçileri Sendi-
kası ile Öz lplik-lş Sendikası için kesinleşti. Top-
lusözleşmenin ilk oturumunda sıfır zam öneren,
daha sonraki görüşmelerde yüzde 24.5 zam tek-
Prometheusturkey®
Dreammaker - Consultant Group
"whenever you need a global passport"
Seçime Katılacak
Adaylar için;
• Seçim Kampanyası
Teknikleri,
•Strateji &
Hedef Belirleme Teknikleri
lifiyle masaya oturan TtS yetkilileri, grev uygu-
lamasına iki gün kala sendikacılan yeniden gö-
rüşmeye çağırdı. Önceki gün TEKSİF Genel Baş-
kanı Zeki Polat ve öz lplik-lş Genel Başkanı \u-
suf EnguTle görüşen TlS yetkilileri, sendikacıla-
ra ilk 6 ay için önerdikleri yüzde 24.5"lik zam tek-
lifini yüzde 45'e yükselttiklerini ilettiler. TlS'in
önerisinde ikinci altı ay için de enflasyon oranın-
da zam yapılması öngörülüyor.
Tekstil lşçileri Sendikası Genel Sekreteri Sü-
leyman Celebi, TlS'in çağnsı üzerine dün öğle
saatlerinde genel sekreteri Ercüment Rona ile
10- 15 dakika süren bir görüşme yaptı. Celebi ga-
zetemize yaptığı açıklama-
da, işverenin önlerine işçi sı-
nıfina "ihanetbetgesf' niteli-
ği taşıyan biröneri koyduğu-
nu ve kendilerinden bu iha-
net belgesinin imzalanması-
nın istendiğini söyledi. Işve-
ren teklif inin kabul edilme-
sinin, kendilerinin intihan ve
işçi sınıfina saygısızlık ola-
cağını anlatan Çelebi, kendi-
leri açısından grevin kesin-
leştiğini kaydetti. Öz Iplik-tş
Sendikası Genel Başkanı
Engin de işveren sendikası-
nın son teklifinin kabul edil-
mez olduğunu belirterek ye-
ni bir teklif gelmemesi halin-
de grev karannı uygulamaya
koyacaklannı söyledi. TlS'in
ücretsiz izin ve esnek çahş-
ma ile ilgili önerisi şöyle:
" Ekonomik kriz, talep da-
ralması ve benzeri nedenler-
k işyerinin sıkıntıya düşmesi
halinde. işveren işçilere kısa
süreli ücretsiz izin verebik-
cektir. Aynca işveren, çahşan
süre için ödenmek koşuiuyla
kısa süreli çauşmalar (esnek
çahşma) yapnrabilecektir''
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Çiğdem Kâğıtçıbaşı
Ne Diyor?
Bugünlerde "Hükümet Kurma" adı altında oyna-
nan ortaoyunundan mıdeniz bulandı ıse sıze ilaç gi-
bi gelecek bir insandan ve bu insanın yazdığı bir ki-
taptan söz etmek istiyorum.
Çiğdem Kâğıtçıbaşı Türkiye'nın en önemli bilim
insanlanndan biri.
Mübeccel Kıray sosyolojide ne ise Çiğdem Kâ-
ğıtçıbaşı da psikolojide o.
"Normal gazete okuyucusu" O'nu tanımaz. Çün-
kü Çiğdem Kâğıtçıbaşı, "her köfteye maydanoz
olan" pek çok sözde bilim insanı gıbi (kı bunlann
pek çoğu Doğramacı usulu. gecekondu profesö-
rü yapılmış kişilerdir) kanal kanal televızyonlan gez-
mez.
Bu yazıdan sonra umuyorum, biri<aç kalitelı arka-
daş, kendisinı programlanna tek konuk olarak ça-
ğınr ve "Türk insanı, Türk ailesi nereye gidiyor" ko-
nulu derinliğine bir-iki konuşma yapar.
Böylece bız de hem kendi insanımızı hem de ken-
di toplumumuzu daha iyi tanıma fırsatı buluruz.
Kâğıtçıbaşı, 1998 yılında çok önemli iki de ulus-
lararası ödül aldı.
Birisi "Uluslararası Uygulamalı Psik'oloji Kurulu-
şu"nun verdıği "Psikolpji Biliminın Uluslararası Ge-
lişimine Üstün Katkı Ödülü", öteki, "Kültürierarası
Psikoloji Kuruluşu"r\un verdiği "Onur Üyeliği" sta-
tüsü.
Pek doğal olarak, genelde yamyamlaşan poli-
tikacılann mafya-tarikat ilişkilerı, özelde ise lider-
lerin ayak oyunları ve siyasal Islamın takıyyeleri ile
iyice "anormalleşen" siyasal yaşamımızda, esas rti—
barıyla yağmaya endekslenmiş olduğumuz için
kimse bunlaria ilgilenmedi.
• • • • •
Şimdi durup dururken. üstelik de politikacılartam
bir "yamyam dansı"nm doruklannda dolaşıriarken
Emre Kongar neden Çiğdem Kâğıtçıbaşı'ndan söz
ediyor diye düşünecek olursanız, bunun biri yakın,
biri uzak iki nedenı var.
Uzak nedeni esas olarak yamyamlaria savaşı-
mın temel yöntemlerinden bin, Kâğrtçıbaşı'nın son
kitabında saklı olması.
Yakın nedeni ise Kâğıtçıbaşı'nın son kitabının
Türkçe'de yeni yayımlanmış olması.
Ingilizce aslı 1996 yılında çıkmış olan bu kitap,
1998'in son günlerinde Yapı Kredi Yayınları tarafin-
dan Türkçeye de kazandırıldı.
Bu önemli kitap için, ürettikleri öteki güzel kitap
ve CD'leri şu anda saymaya yerimız olmadığına
üzülerek, bankanın genel müdürü, sanatçı dostu
Burhan Karaçam ile yayınların sorumlusu olan de-
ğerii kültür adamı Enis Batur'u burada keyifle bir
kutlayalım.
• • •
Kâğıtçıbaşı ne diyor?
Kâğıtçıbaşı esas olarak, birey-aile ilişkilerine eği-
liyor veçağdaş dünyada genellikle kullanılan ikili bir
modele dayalı olan klasik yaklaşımı eleştirerek
üçüncü bir model geliştiriyor. „ ,'\
. JKlasik yakJaşıma göre tarım tQplumlan,nda genel-
likle ataerkil değerlerş.dayalı, bırey ileailenin bütün-
selliğini oluşturan bir "karşıhklı bağımlılık" modeli
vardır. Bu modelde bireyin aıleye bağlılığı, daha doğ-
rusu aile ile birey arasında bir karşıhklı bağımlılık
söz konusudur.
Toplumlar endüstrıleşmenin etkisiyle değişmeye
ve "çağdalaşmaya" başladıklan zaman, bireyin ai-
leden koptuğu "bağımsızlıkmodeli" ortayaçıkar. Bu
modele göre çağdaş kentsel endüstri toplumların-
da birey, artık aileden bağımsızlaşmış ve aralann-
daki etkileşim en aza inmiş, hatta kimi zaman da
kopmuştur.
Işte Kâğıtçıbaşı tam bu noktada diyor ki gerek ge-
lişmiş endüstri ülkelerinde, gerek gelişmekte olan
bazı toplumlarda, geçerii olan üçüncü bir modfel da-
ha var ve asıl toplumsal gerçeği bu model açıkla-
yabiliyor:
Kâğıtçıbaşı'nın "karşıhklı duygusal bağlılık" mo-
deli dediği bu modele göre birey ile aile. fiziksel ola-
rak birbırierinden bağımsızlaşmış, fakat birbirlerine
karşı duygulannı sürdürdükleri için, ortaya "karşıhk-
lı bir duygusal bağlılık" ılişkisi çıkmıştır.
Peki bu yeni aile modelinin önemi nerede?
Benden, 300 sayfaya yakın, müthiş bir birikimi
yansıtan bir kitabı ıkı üç cümle ile ozetlememi bek-
lemeyin, ama bu soruya kısaca, tek kelimelik çok
derin bir yanıt verilebilir.
Eğitimde.
Nitekim Türkiye'nin uzun vadeli kurtuluşu da eği-
timde.
Kâğıtçıbaşı koyduğu teşhisler ve yaptığı çalışma-
larla, çocuğun küçük yaşta aile içinde, aile ile bir-
likte eğitilmesinin önemini de ortaya çıkanyor ve
eğitimde de yeni bir model geliştiriyor.
Eğra'm Türkiye'yi kurtarabilecek olan tek sü-
reç.
Ama bu gerçeğın farkında olanlar sadece siyasal
Islamcılar. Onlar Türkiye'deki şeriat devleti projesi-
nin siyasetten değil, eğitimden geçtiğinin bilincin-
deler. Siyaset, onlar için ancak eğitimi düzenleme
gücüne sahip olduğu için önemli.
İlk bakışta bu konularla hiç ılgisı yokmuş gibi gö-
rülen Kâğrtçıbaşı'nın kitabı ise aslında sadece psi-
kolojiye değil, sosyolojiye ve eğitime de büyük bir
katkı.
Siyasette yamyamlara oy vermeyin, eğitimde ve
kültürde Kâğıtçıbaşı'nı okuyun.
web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html
SEKA'da özelleştirme hazırhğı
semınerı
12- 13-14 Şubat 1999
Ankara
Dahafazla bilgi ve kayıt için lütfen arayınız.
"Paylaşılan bilgi sonsuzluktur..."
Prometheusistanbul: Tel:0.216.411 79 36 / 411 73 62 Faks:0.216.302 28 60
Prometheusankara: Tel:0.312.468 95 46 Faks:0.312.468 95 47
Prometheusizmir: Tel:0.232.445 03 03 Faks:0.232.445 03 05
Prometheusçorlu: Tel:0.282.673 33 85 Faks:0.282.673 25 91
http://www.prometheus.com.tr
SABİT ÖZKESER
ADANA - Özelleştirme kapsamına alı-
nan ve 2 Ocak 1999 tarihinden itibaren
üretimin durdurulduğu SEKA Akdeniz
Fabrikasf nda 800 işçiden 350'sine zorun-
lu izin verildi. Giresun, Dalaman ve Balı-
kesir'deki fabrikalarda da üretimin düşük
kapasiteyle yapıldığına dikkat çeken Se-
lüloz-lş Sendikası Silifke Şube Başkanı
Halil Demirel, "SEKA Genel Müdürlüğü
fabrikalann özeUeştirflmesi için ne gereki-
yorsa yapıyor. Kâğıt alan fırmalarla thti-
yacınızı karşılayamam, özelleştirme kap-
samındayım' deyip anlaşma yapmadılar"
dedi.
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun
(ÖYK) 2 Ekim 1998 tarihinde SEKA Iz-
mit Müessesesi'nin kapatılması karannı
açtkladığını, Akdeniz Müessesesi'ne ait
liman ve tesısi de ayırarak satmayı plan-
ladığını ileri süren Demirel, sözlerini şöy-
le sürdürdü: "SEKA işçileri, öteden beri
engellenemez gibi gösterilen. özelleştirme
saklırısının ve bundan kaynaklanan işy eri
kapatmalarının engellenebilecegiııi dosta
düşmana gösterdi. Özelleştirmeye karşı
mücadelede adeta tarih yazdılar. Özelleş-
tirmeye karşı. fabrika kapatmaya karşı
mücadele etmek isteyenlerSElCVnın mü-
cadelesini kendilerine örnek aldılar. Bu sa-
atten sonra SEICVlarda özelleştirme yap-
mak isteyenler, bu mücadeleyi yok saya-
mazlar. Genel Müdürlük. kâğıt alan firma-
lan süratle uzaklaştmrken yıllık anlaşma-
yıda İhtiyacınızı karşılayamam. özelleş-
tirme kapsamındayım' diyerek yapmadı.
Üretilen kâğrtlara sürekli /am y aptılar. Kâ-
ğıdın tonunu 5<MI doiann ü/erinde satnıa-
ya kalktılar. Ayıu kâğıdı fırmalar 380 do-
İara alıyorlar. Fabrikalara kilit \ umıak için
ne gerekiyorsa onu yaptılar. Dün 15 bin
ton kâğıt satan Akdeni/ IMüessesesi bugün
5 bin tonun altında satıvor.1
*