21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25EYLUL1998CUM- 12 KULTUR Patrice Leconte'un 'Yanm Şans'ı gösterimde, 'Köprüdeki Kız'ın çekimleri sürüyor FilıııiııfiıudiııiİstanbııPda çekecek Leconte 'un fılmografısi: 1998 - La Fille sur Le Pont (Köprüdeki Kız) Une Chance sur Deuw (Yanm Şans) 1996-Ridicule(Güliinç) Les Frands Ducs (Büyük DükJer) 1993 - Le Parfum d'Yvonne (Yvonne'un Kokusu) 1992-Tango 1991 - Le Bateur du Bolero/ Kısa metraj (Bolero Bateristi) 1990- Le Mari de la Coiffeuse .(Berberin Kocası) 1989-Monsieur Hire <Bay Hire) 1987 - Tandem (Atiı Araba) 1984 - Les Specialıstes (lizmanlar) 1983 - Circulez y'a Rien a Vbir (Devam Edin Görülecek Bir Şe> Vbk) 1981 - Ma Femme s'Appelle Reviens (Karımın İsmi Geri Dön) Jİ980 - Viens Chez Moi j ' Habite Chez une Copine (Bana Gel Bir Kız *Arkadaşımda Kalıyorum) 1979- Les Bronzes Font du Ski tVanık Tenliler Kayak Yapıyorlar) 1978 - Les Bronzes (Yanık Tenliler) İ975 - Les Veces Etaient ,Fermes de L'interieur {İçeriden Kapalı) 1973 - La Famille Heureuse (Murlu Aile) Kısa metraj Ödülleri: Rıdicule: En lyi Film Cesar Ödülü 'Efı lyi Yönetmen Cesar Ödülü "Vabancı film Oscar adaylığı. 'Yannı Şans'ta Fransızsinemasının ild eski kurdu Jean-Paul Belmondove Alain Delon, Vancssa Paradis ile. 'Köprüdeki Kız'da yine Paradisve Daniel Autetıil oymıyor. ASL1SELÇUK Ünlü Fransız yönetmen Patrice Lecon- te, 12 Kasım 1947"de Paris'te doğdu. ID- HEC'te (Yüksek Sinema Eğitimi Enstı- tüsü - Paris) iki yıllık sinema eğitimi yap- tı. Öncü ya da fantezi nıtelikleriyle dik- kati çeken sinemasına anımasyon ıçenk- likısafilmleryönetmeklegirdı. 1970-75 yılları arasında ünlü Pılote dergisinde re- simli roman çızdi ve yazdı. J973'te ilk kısa metrajı "La Famiüe Heureuse" (Mutlu Aile), 1975'te de ilk uzun metraj ı "Les Veces Etaient Fermes de L'interieur" ı (Içenden Kapalı) çekti. Leconte, 1975"ten başlayarak komedi ya da gerilim-aksiyon filmlerine imza attı. Sinemasının ilk yıllannda alaycı bir an- latımın yönetmeni olarak ünlendi. 70'lerin sonlannda çektiğı "Les Bron- zes" (Yanık Tenliler) dizisi ona. Fransa'da gişe başanlan kazandırdı. 1980'Ierin ba- şındaki "Viens Chez Moi j'Habite Chez une Copine" (Bana Gel BirKız Arkada- • Bugün sinemalanmızda gösterime giren 'Yanm Şans'tan sonra son filminin çekimlerini sürdüren Patrice Leconte. fantastik bir aşk öyküsünü işlediği 'Köprüdeki Kız'ın final sahnelerini Istanbul'da çekmeye başlayacak. şımda Kalıyorum) adlı filmi onu daha da popüier yaptı. Leconte'un kahramanlan kınlgandır- lar, süreklı zor durumlar yaşarlar, kur- tulamadıklan yalnızlıklannın içinde so- nunda olgunlaşırlar Buuyumsuztıpler. intıhar fiknnden kurtulmak içın kendi yaJnızhklan ıle alay ederler. Bu ınsan- lar onlan sevecek bir eş ruhun arayışın- dadırlar (Yanık Tenliler). Bu ınsanlann bir e\ leri bıle yoktur (Bana Gel Bir Kız Arkadaşımda Kalıyorum). Bu ınsanla- nngüvenebilecekJeri birsevgilileri, met- resleri.doitlanbile yoktur (Kanmın Is- mi Geri Dön). Tüm bu tek başına yaşa- ma çabası gösterenlen sevgi ile anlatır yönetmen. Leconte, izleyıciye topluma uyum sağlayamayan karakterleri tanı- tır. onlan güldürür. 1987'de çektiği -Tandem" (Atlı Ara- ba) adlıyolfılmı ile yönetmen türünüde- ğiştinr Acıyla. kederle yüklü bir filmdir "Tandem". "Monsieur Hire" (Bay Hire - 1989)ıle(kıtapGeorgesSimenon'undur) yeni bir yola kesınlikle adım atar vönet- men. Bu fümdekı anJatımıyla plastık bü- tünlüğe de ulaşan Leconte, trajik bir si- nemacı da olduğunu gösterir. "Ba>' Hi- re"deki yansırtıgı cinsellik, tutku ve iha- net yorumuyla uluslararası piyasaya önem- li bir adım atar. Duygu yüklü bir atmos- fer ve gizem dolu erotizm yaratma gücü- nü de bu filmiyle kanıtlar. "Le Mari de la coiffeuse" (Berberin Kansı - 1990). filmi ile Leconte, yaratı- cı sinemacı konumunu elde eder. Bu film, yönetmenin trajik yanını pekiştiren bir çalışmadır: yalnızlık, tutku. aşk. mutlu- luk v e beklenmezlik üzerinedir. Gülerken hüzünlendıriveren bu filmiyle yönetmen unutulmaz bir aşk ve yalnızlığı getiriyor- du beyaz perdeye. Patrice Leconte'un son filmi "Une Chance sur Deux" (Yanm Şans / 1998) bugün sınemalanmızda göstenme girecek. Fransız sinemasının ikı eski kurdunu Ala- in Delon ve Jean-Paul Befanondo'yu, "Bor- salino/1970" filmınden tam 27 yıl son- ra tekrar bir araya getırmış Leconte. Bu filmde genç yetenek Vanessa Paradis de oynuyor... "Yanın Şans" filmi sinema salonlan- mıza gösterime gırdiği zaman Patnce Le- conte son filmi "La Fille sur Le Pont" (Köprüdeki Kız ' 1998)'in final sahnele- rini Istanbul'da çekmeye başlayacak. Fan- tastik bir aşk öyküsünü işlediği bu calış- masmda başrollerde yine genç oyuncusu Vanessa Paradis (Adele) ve güçlü Fran- sız aktör Daniel Auteuil (Gabor) var... Bach Günleri'nde Osmanlı Saray Müziği Grubu konser verecek Aya irinVdeLale DevrimüziğiFECİRALPTEKİN Akbank tarafından düzenlenen Aya Irini Bach Günleri kapsamın- da bu akşam Osmanlı Saray Mü- ziği Grubu Konseri yer alıv or. La- le Devrı bestecıleri ve şaırlerinin bestelenmış eseriennin yorumlana- cağı konsenn solısti. Kültür Ba- kanlığı Istanbul Devlet Türk Mü- zığı Korosu sanatçılanndan Mü- nip Utandı. Osmaniı Saray Müziği Grubu, solist Münıp Utandı'yla birlıkte kanunda Taner Sayacıoğlu. neyde AzizŞenol Filiz, kemençede Lütfi- ye Özer, udda Samim Karaca. tamburda Biroi Yayla v e kudümde Ha- kan Şensov'dan oluşu- yor. Grup, konserde La- le Devrı sanatçılan Ebu Bekir Ağa, Tamburi Mustafa Çavuş, Enfi Ha- san Ağa, Kara tsmail Ağa ve Tab'i Mustafa Efendi"mn eserlerinı yo- rumlayacak. Lale Devri müzığin- den ömeklenn sunulaca- ğı konserin Bach Gün- leri çerçev esinde yer al- ması özei bir anlam ta- şıyor Bach'molgunluk dönemıne denk gelen Aydınlanma Çağı'nın başlangıcı, Osmanlı Im- paratorluğu'nun Lale Devn'ne rast- İamakta. III. Ahmet'in saltanatı- nın ikıncı devresıni kapsayan ve Patrona Halil ayaklanmasıyla so- na eren Lale Devn. Osmanlı kül- tür ve sanatı adma önemlı gelişme- lenn yaşandığı bir dönem olarak de- ğerlendınlıyor Lale Devri'nde kullanılan Türk sazlan Konserde çalınacak yapıtlar, so- lıst Ltandı tarafından seçılmış. Sa- natçı, konser programını belirler- ken devrın müzığını en iyı bıçım- de yansıtmalannı sağlayacak bes- tecilerin yapıtlannı seçtiklerinı ve grupta. Lale Devn'ndekullanılan Türk sazlannın hemen hepsınden bırer örnek bulunmasına dikkat et- tiklerini belirtiyor. Tenor-banton arası kendine özgü bir ses rengine vegenişliğınesahıp olan ve temiz üslubuyla bugün Klasık Türk Mü- ziği 'ni en iyi ifade eden sanatçılar- dan bırı olarak göstenlen Utandı, Lale Devri'nın müzığimize olan yansımalannı şöyle değeriendiri- yor: "LaleDevri.Osmanlı tarihin- de sosval ve kültürel anlamda ye- nilikçi bir dönemdir. Damad lbra- hım Paşa Osmanlı toplumunda Ba- ö'vı örnek alan bir di/i yeniliğin öncülüğünü yapar. Bövlece savas, Meydana Gel' olmak üzere üç ya- pıtı yer alıyor. Utandı. Tamburi Mustafa Çavuş'un Türk Müziği açısından önemini şöyle dile getı- riyor: "Özeüikk Halk şüri ve Aşık Edebivaö">la uğraşüğından, bes- telerinin hemen hemen tümünün güftesi kendisine aittir. Onu çağ- daşlanndana>ıran ii/eüik debudur. Güfte dili ve üslubu çok farklıdır. Şarkılann güfteieri. ezgilcr, halk zevkinin ve dilinin sadeliği şiir di- liyle birleşince, Tamburi Mustafa Çavuş bem geniş bir halkkesimi ta- rafindan benimsenmiş hem de KJa- sik TürkMüziği gelcneğinin>*ayguı Lak Devri bestelerinin yorumlanacağı konserin solisti Mûnip Utandı programıda beu'riemiş (sağda). Hakan Şensoy da kudüm çalacak (solda). vıllannın durgun ortanunın yerini hareketü bir kcnt yaşamı alır. Sa- natçıdeviertendestek görür,önem- li yabancı yapıtlann çevirisi vapüır. Şiir anlayışı değişir... Lale Devri, Türk müziği açısından çok büyük bir veniliğe sahne oimamışnr. Bes- tecikr bu dönemdede kiasikanlam- da eserier vermeyi sürdüriirler, an- cak Tamburi Mustafa Çavuş Lale Devri'nde Türk Müziği'ne farkh birvön verir." Bu akşam gerçekJeştınlecek olan konserde Tamburi Mustafa Ça- vuş'un Nikriz Şarkı 'Elmas Senin Yüzün Gören'. Şehnaz Buselik Şar- kı 'Küçüksu'da Gördüm Seni' ve Hisar Buselik Şarkı 'DökZüifünü okluğu çtvTeterdc kabul görmüştür. Türk Müziği'nde şarkı dönemi Ha- cı Anf Bev "le başlar, ancak şarkı besteciliğinin hazırlavıcısı Tambu- ri Mustafa Çavuş'tur." Osmanlı Saray Müziği Gru- bu'ndan Şensov da Bach günleri kapsamında. Lale Devn müziğin- den örneklerin verileceği bir kon- senn yer almasının önemine dik- kat çekiyor: "Lale Devri. Bach'ın yaşadığı döneme rasthyor. Bu dö- nemde Avrupa'da ne yapılıyordu. bu dönemin Osmanh'ya bir yansı- ması oldu mıı. olnıadı nu. olduvsa nasıl oldu. Bach'ın yaşadığı dönem- de Osmanh'da nasıl bir müzik >a- pılnordu... Konser. bu sorulara ışık tutması bakımındanönemlidir. Bu önem. konserden önce düzenlene- cek olan sovleşinin 18. Yüzvılın İlk Yansında Osmanhnın Batı'ya Dönen Yuzü' başuğıvla daözede- nebilir. Polifonik müzik \\ rupa'da Bach'la biriikte doruk noktasına ulaşır. Bach Günleri gibi bir kon- sept çerçevesinde, aynı dönemde Kiasik Türk Mü/iği'ndeki varaüm sürecineışık tutacak.o devrinTürk bestecilerinin yapıtlannı taıutacak bir konser düzenlemek, çok par- lak bir fıkirdir bence." Utandı ve Şensoy, Lale Devri'ni konu alan bu konserde dönemin önemli şain Nedim'i de unutmadıklannı söylü- yorlar Şensov 'Edebi- \atı halka ulaşüran şa- ir 1 olarak söz ettiği Ne- dim'ın şiırlerini beste- le)en 20. yüzyıl sanat- çılanndan bazı ömekJe- rin de konser progra- mının sonuna yerleşti- rildiğinı belırtıvor. .4rif Sami Toker'den Niha- vend Şarkı 'Erişti ne'v bahareyyanV \e Münir Nurettin Selçuk'tan Kürdılıhicazkar Şarkı 'Rakkas'. Nedim şıırı- nkı nıüzıktekı yansıma- lannın bırer örneğı ola- rak yer alıv or program- da. Konserde kudüm çalacak olan, Akbank Oda Orkestrası konser Maestrosu Şensov. Osmanlı Saray Müziği Grubu'nda yer almasının nedenını şöyle açıklıyor "Bach günlerinde Akbank Oda Orkestra- sı'yla biriikte Bach'ın eserlerini vo- rumluvorum. Ancak Devlet Kon- servatuan'nda Türk Müziği eğJti- miaküm.Ayncababam. TürkMü- ziğisessanatçısı vebesteci merhum Alaattın Şensov. Ben bir Türk in- sanı olarak bu müziği çok stviyo- rum. dinlemekten zevk alıvorum veiçindeyer almak istiyorum. Hem yarat hem de vorum sürecinde Os- manlı Sarav Müziği Grubu'yla ça- hşmak benim icin büyük zevk." Hologram için ihale açılmadı Kültür Bakanlığı ve TÜBİTAK'a dava İDSO 4 Balede ÇeşiÜemeler'le Assos'ta ' Kültür Servisi-Istanbul Devlet Opera ve Ba- lesi. Assos Antik Kenti'nde Efes Pilsen'uı kat- nyla gün ışığına çıkan 1500 kışilık Assos _Btik Tıyatro'da temsil vermek üzere turneye ' çıtıyor. Kültür Bakanlığı adına Prof. Ümit Ser- daroğlu başkanlığmdaki Türk kazı ekıbı tara- fından ortaya çıkanlan Antık Tıvatro, 1800 yıl aradan sonra Istanbul Dev let Opera ve Balesı'nın göstensıne sahne olacak. Istanbul Devlet Ope- ra ve Balesi, yann akşam "BaledeÇeşitiemeler" ıle seyircıyle buluşacak. 4000 yıllık tarihı boyunca pek çok uygarlığa ev sahiphği yapan Assos'ta bütün uygarlıklar- dan bırer parça bulabılmek mümkün. Kazı ala- nı içinde önemli bir yer taşıyan, denızin ve ada- lann oluşturdufu doğal bırdekora sahip Antik Tıyatro'nun Assos'un kent yaşamında seçkin bir konumu vardı. Dionysos bayramlannda. bağ- bozumu şenliklerinde ve ekim zamanlannda kutlama törenlennin yanı sıra Sophokles, Euri- pides gıbı tragedya, Aristophanes gibi komed- ya yazarlannın yapıtlan sahnelenirdi. Oyunlar gün doğarken başlar, gün batana kadar sürerdı Izleyiciler mınderleri, güneşe karşı tenteleri, yıyecekleri ıle gelırler. göslerıler bir panayır havası ıçmdegeçerdı. Istanbul Dev let Opera v e Balesı'nın Assos An- tik Tıyatro'da sergileyeceğı, tstanbul'da ızle>ı- cmin >oğun ılgısıni toplavan "Balede Çeşitİe- mder" Türk koreograflannın ürünlennın yeral- dığı birer perdelik dört baleden oluşu>or ve genç bale sanatçılannın yenılikçı çalışmalannı ıçenyor. Koreografisinı Haldun Yedican, Er- dalUğurluve NilBerkan'ın yaptığı "Balede Çe- şitlemeler''m kostümlen Şanda Zıpçı'va. ışık dü- zenı Metin Koçtürk'e aıt. BERTAN AĞANOĞLU Kitap, müzik kaseti ve CD gibi ürünlerde taklitçiliği ön- lemek amacıyla hologram uy- gulaması başlatan Kültür Ba- kanlığı'nın ihale açmayarak TÜBfTAK- MAM'laprotokol ımzalamaM ve TÜBİTAK- MAM'ın da hologramları MTM adlı özel bir şirkete yap- tırması üzerine diğer holog- ram firmalan yargı yoluna baş- vuruyor. " Süreli olmavan yaymlarda holografîk özellikli güvenlik etiketi kuDanımı" uygulama- Mna geçen Kültür Bakanlığı bu kapsamda ihtıyacın karşı- lanması için ihale açmadan Başbakanlık, Tür- kiye Bilımsel ve Teknık Araştırma Kurumu (TÜ'Bİ- TAK) Marmara Araştırma Merke- zi Başkanlığı (MAM)ilebirpro- tokol imzaladı. 2886 sayıh Dev let İhale Kanunu'nun birkamukurumya da kuruluşunun ih- tıyacını ihale aç- madan ancak bir başka kamu kuru- mu ya da kurulu- şundan karşılaya- bileceği yönünde- kı maddesine da- >anarak ımzalanan protokole karşın TÜBITAK-.VLAM hologram üretimi yapmadığı içın Gebze'deki Teknopar- kı'nda kiracı olan MTM Gü- venlik ve Holografik Sistem- ler Sanayı ve Ticaret Anonım Şirketfyle hologram üretimı içın anlaşma yaptı. Kültür Bakanlığı'nm usul- süz uygulama yaptığını belir- ten Fransız Hologram in- dustn, 'nm Türkiye temsilcisi Endüstriyel Ürünler Limitet Şirketi'nin ortaklanndan Ah- met Kuştutan ihale açılmama- sıyla ilgılı olarak suç duyuru- sunda bulunacaklannı ve Kül- tür Bakanlığı ıle TÜBİTAK arasında imzalanan protokolün iptalı için dava açacaklarını bıldirdi. Kültür Bakanlığı'nm tanesine 3900 lıra ödediği ho- logramlann dünya standartla- nna uv madığını savunan Kuş- tutan. "Bakanlıkyetkilileriyle görüşmelerinıizde hologranun tanesini 2000 lirav a mal edebi- leceğimizibDdirdik"dedi. Kül- tur Bakanlığı ıle TL'BİTAK • Hologram uygulaması başlatan KüJtür Bakanlığı'nm ihale açmayarak TÜBlTAK- MAM'laprotokol imzalaması ve TÜBİTAK- MAM'ında hologramları MTM adh özel bir şirkete yaptırması üzerine diğer hologram firmalan yargı yoluna başvuruyor. arasındaki protokolün 2886 sayıh Devlet Ihaleleri Kanu- nu'na aykın olduğunu da id- dia eden Kuştutan, "Protoko- hın yasaya av kın olduğunuyet- küflere bnzadanönceilettiğimiz halde bu gözardı edilmiştir. Kültür Bakanlığı hologramı ilk uygulayan kamu kuruluşu değiİdir. Yine bir kamu kuru- mu olan ÇAY k l R'dan holog- ram ihalesinin şartlanyla ilgi- ll bilgi alınabilirdi" dıye ko- nuştu. TÜBİTAK-MAM'dan açıklama _ TÜBİTAK-MAM Başkanı Omer Kaymakçalan ise yap- tığı açıklamada KüJtür Bakan- hğı'nın TÜBİ- TAK'ı seçmesi- hın nedeninin gü- venlik olduğunu belirterek "Ba- kanhkişi.MAM'a verirken bütün imalat işlerini MAM'ın Geb- ze'deki kampu- sunda yapmasmı şart koşmuştur. MAM, bakanlık tarafından ken- disine verilen imalatişini MAM kampusundatek- nopark bünyesin- de faaliyet göste- ren MTM şirke- tinden taşeron olarak yarariana- rak yapmaya ka- rar vermiştir"dedi. TÜBİ- TAK' ın mal v e hizmet alımla- nnı TÜBİTAK Kanunu ve sa- tın alma yönetmeliğine göre yaptığını savunan Kaymakça- lan. "lşin sadece MTİVI Be ya- pılmasuun nedeni MAM kam- pusu içinde bu konuda faaliyet- tebulunantekşirket olmasıdır. Kampusta hologram üreten başka bir şirket bulunsaydı iş ikisine ya paylaştırılır ya da ihale açıtardı" dedi. Kültür Bakanlığı'ndan ko- nuyla ılgıli yapılan açıklama- da. bakanlıkça Sanayi ve Tica- ret Bakanlığı'na 3 Nisan 1998 tarihinde hologram üreten fir- malann adınm sorulduğu, Sa- nayı ve Ticaret Bakanlığı 'mn da TüBtTAK-MAM'm tekno- parkında etkinlik gösteren MTM firmasının adının bil- dirildiği belirtildi. Açıklama- da bunun üzerine Devlet İha- le Genelgesi gereğince TÜBİ- TAK'la protokol imzalandığı ifade edildi. YAZIODASI SELİM İLERİ Istanbul Kültüründe Uköp(2) Likör, Istanbul'da Cumhuriyet'le biriikte 'alaf- rangalık' işareti olacaktır. Alkolle... o günkü deyişle 'ispirto'y\a aralan ha- şır neşir olmayan hanımlar, likör içerek 'monden' yaşamaya adım atarlar. Gerçi şampanya, hem im- paratorluğun sonunda, hem sonraki yıllanda hanım- lanmızın gözde içkisıdir, ama kraliçelik likördedir. Likör bir koketri simgesidir. Hele salon hayatın- daşıklığın, şuhluğun ifadesi sayılmaktadır. Bu yüz- den, bir süre daha 'a7eyuvas/'nayanaşamayacak- tır. Otuzlann sonunda durum değişiyor: Likör, ko- ketrisini koruduğu ölçüde, masum aile kızı kimli- ğine de bürünebiliyor. Bayramlarda, nişanlarda, özel günlerde bir kadeh... iki kadeh likör içmek ar- tık alışkanlıklanmız arasına karışıyor. Çünkü her şeyden önce bir likör fabrikası kurul- muştur. Ellili yıllara iyiceyaklaşılırken, likörfabrikamız, yıl- da yaklaşık üç yüz bin litre likör imal etmekte. O dönemin hatıra fotoğraflarına bakın, likör ka- dehli hanımlarla beylerle mutlaka göz göze gelir- siniz. Geçmiş bir zamandan size gülümseyişlerle bakariar. Türk likörlerinin dünya piyasasında beğenilece- ği umulmakta velikörlerimizin, esans kullanılmak- sızın, doğrudan doğruya meyva özüyle yapıldığı duyurulmak istenmektedir. Çilek likörümüz ille Arnavutköyü çileğinden ya- pılıyor. (Şimdi bulun bulabilirseniz o Arnavutköyü çileğini.) Ahududu likörünün ahududuları Tarabya sırtla- rındaki bahçelerden devşiriliyor. Vişneler Kütahya'dan geliyor, kayısı Tokat'tan, por- takal Dörtyol'dan, mandalina Bodrum'dan... Bütün bu meyva, çiçek ve bitkilerin bazılan da, o sıralar, fabrikanın bahçesinde özel olarak yetiş- tirilmekteymiş... Likörün aile yuvasına girmesiyle biriikte çeşitle- ri arttınlıyor. Gülü kakao, kakaoyu kınakına izliyor. Beğendik çıkageliyor, Bindallı sırada. Bir de acıbadem likörü! Son dönem likör krali- çem acıbadem likörü. Çocukluğumun eşsiz bade- mezmelerini birer ikişer tıkınmış gibi oluyorum her yudum acıbadem liköründe. Kokusuna doyamıyorum. Bu rayiha bana birçok bahar mevsimini sanki bir arada getiriyor. Kimile- yin Çamlıca'dayım, bademler çiçek açmış. Kimi- leyin Boğaz sırtlarında, ince bir yel esip duruyor. Ama artık eskisi kadar hoşlanılmıyor likörden. Istanbul kültüründe saltanat kurmuş likörün şa- şaalı günleri galiba sona erdi. Likör şimdilerde bir iki lokantanın yemek sonra- sı kahve ikramına güç belâ eşlik edebiliyor. Çoğu kez de nane likörü. Seyrek seyrek vişneye, muza, ya da yabancı likörlere rastlanılıyor. Rakıları, şarapları lıkır lıkır içmiş müşteriler, za- va/lı likörcüklere yüz vermiyorlar. Bir yudum ya alı- nıyor, ya alınmıyor; kadehler geldikleri gibi dolu dö- nüyorlar. Az önce yazı masamdan kalktım; anne yadigâ- n büfenin camekânına dalıp gittim. Camekân ge- risinde tozlanmış likör kadehleri. Her birinde kırk yıl öncesinin, hatta daha öncesinin izleri, anıları. Yeni likör kadehlerinde dünkü özen yok. öyte sa- nıyorum ki, satışları da adamakıllı düşük. Eskiden yeni ev hediyelerinden biriydi likör ka- dehi takımı. Büfede duran şu pembemsi cam ka- dehler, Cihangir'den Teşvikiye'yetaşındığımızda he- diye gelmişti. Sonra kimse likör kadehi takımı ge- tirmedi bize. Likörün sona eren saltanatı, kültürden çıkıp gi- dişi neyi simgeliyor? Hayatımızda likörün yerini ne aldı? Bir kesimden bir başka kesime uçurumlar ya- sanan ülkede, likör, belki de ılımlı sentezdi, hem alafranga, hem kendinin var ettiği havada alatur- ka... Takvimde İz Bırakan: "Kimisi ona, âşıkder, kimisiderviş, kimisisanat- çı, yahut seyyah. O da bir zaman sanat rüzgân ile Şehzadebaşı 'na uğramış, sonunda da ufak birha- tırası dahi kalmadan göçüp gitmiştir." Malik Ak- s d , Istanbul'un Ortası, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1977. Aydın Teker yeniden Darphane'de • Kültür Servisi - Koreograf, dansçı ve eğitmen Aydın Teker'in geçen yıl tarihi Darphane Binasf nda gerçekleştirdiği 'Sıkı-ş(tır)mak' adlı gösterisi, gördüğü ilgi nedeniyle bu yılda Uç Kuşak Cumhuriyet Sergisi çerçevesinde bugün ve yann saat 16.00 ve 18.00'de seyircisiyle buluşacak. Buhar kazanlanndan kurnalara, dar odadaki raflardan pencere içlerine kadar mekânm tüm olanaklannı sunan gösteri. yaklaşık otuz dakika sürecek. Gösteri sınırlı sayıda izleyici ile paylaşılabildiğinden (0 212) 522 02 02 ve (0 212) 513 50 82 no'lu telefonlardan rezervasyon yaptırmak gerekiyor. K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle