17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22EYLUL1998SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 tzmit Şehir Tiyatrosu sezonu yeni tamamlanan Demirel Kültür Merkezi'nde açacak Marmara'da bir kültür merkeziEMRE KOYUNCUOĞLU "Sanayi Kenti Izmit'ten. Kültür Kenti l/mit'e"-. 1 yıl önce Izmit BüyükşehirBe- lediyesi Şehir Tiyatrosu kurulurken dü- şünülen slogan buydu. Seka Salonu'nda kurulma aşamasını yaşayan Şehir Tiyat- rosu, bu sezonunu yeni tamamlanan Sii- leyman Demirel Kültür Merkezi'nde açı- yor. Sofitası, orkestra çukuru gibi birçok teknik özellikleri olan, simultane çeviri sistemi olanağıyla uluslararası konferans- lann da düzenlenebileceği 600 kişilik bir tiyatro sahnesi. bir bale salonu, bir kuk- la tiyatrosu, bir cep sineması, kütüphane- si ve atölyeleriyle, içinde yer alan kafe- terya ve restoranıyla büyük bir sanat üre- tım ve sunum merkezi olan Süleyman Demirel Kültür Merkezi, lzmit Büyükşe- hir Belediyesi Başkanı Sefa Sirmen'in belediyecilik anlayışmın bir ürünü. - Böyle kısa bir dönemde İzmiftesanat alanında bu kadar çok işin vapılmasına önavakoldunuz. Bu konuyla ilgili neler dü- şiinüvorsunuz? SEFA SlRMEN - Görev süremız içın- de birçok projeye imza attık. Şu ana dek Türkiye'de birçok belediyenin ele alama- dığı projeleri bitirdik. Ama kültür proje- si çok daha farklı, heyecan verici birpro- je. Yıllardırsanat etkinliklerinin eksikli- ğini hissediyoruz. Ülkemizde sanata des- tek verilmeyen bir dönem yaşandı ve sa- nat üretimi gün geçtikçe azaldı. Aynca be- lediye başkanlığını yaptığım bu kentin bir tiyatrosu olmalıydı. Bunun için de Büyükşehir Belediyesı Tiyatrosu'nun ku- rulması gerekiyordu. Ve kurulurken de en iyısının olması gerekiyordu. Daha sonra da sanat üretimi ve belli bir kültür yapı- sının oluşması adına adımlaratılabilme- sı ıçın kapsamlı bir kültür merkezinın ya- pılmasını planladık. Tabii bu birkadro ışı. bir ekip işi. lyi bir seçim yaptık ve Işıl Ka- sapoğlu gibi uluslararası ısmesahıpolan değerli bir tiyatrocunun bu işi iyi yörüen- direbileceğine inandık. Onunla bu işe başladık. Anlaşmamızın temeli şu oldu: Kasapoğju Izmıt'e gelirken bazı şartlar koştu. "Ödeneği Şehir Tiyatrosu veriyor, dolayısryla müdahaleler çok olabitir" de- di. Kadro ve sanatçı seçımındekı tedirgin- liğinı baştan bize ilettı. Bu konuda taviz veremeyeceğini söyledi. Biz de kendisi- ne her türlü yetkiyi verdik. Çünkü biz de çok kaliteli bir iş istiyorduk. Çok da isa- betli oldu. Tiyatronun kuruluşunda güzel birjüri oluşruruldu ve sınavla birçok mü- racaatın içinden şimdiki kadro seçildi ve 'iyfbirfjaşlangıç oldu. Ben.'Şehîr Tıyat- rosu'nun daha ilk yılında bu kadar basa- nlı olacağını hiç ummamıştım. Ama ilk sergiledikleri oyun olan "Hamlet"te ben çok heyecanlandım, çok etkilendim ve altı buçuk saat zevkle oyunu izledim. Her işte olduğu gibi bu işte de hedefi, büyük tutmak gerekiyor. Yapmış olmak için bir şeyi yapmak zaten benim yapımda yok- tur. *\ar ını? Yapılmış mı?" dedirtmek için hiçbir şey yapmadım bugüne dek. Her şeyin en iyisini, standardın en yükseğini tercih ettim. Ve hakikaten de Şehir Tiyat- rosu'nda onu yakaladık. Gerçekten artık "Bizimtiyatromuzvar" di- yebıüyoruz. îzmıt yalnızca bu bölgeye değıl, çevre ille- rimize de hizmet verebilecek bir noktadadır. Süleyman Demirel Kültür Merkezi'mn asıl amacı öncelikle tzmitli sanatsevere, daha sonra da tüm ülkeye hizmet vermek- tir. -Tiyatronungeieceğini na- sıl görüyorsunuz? - Birçok projede olduğu gibi bunda da cesaret göster- mek lazım. Tabii bu pahalı birolay, kaynak gerektiren bir yatınm. Bunun için de böy- le bir işe soyunmak için ce- saret lazımdı. Bunun için ne gerekiyorsa hepsini koyduk ortaya. Hedefimiz netti. Amaç, burada sadece tiyat- ro yapmış olmak için, yap- mak değildi. Hem kendimi- ze en iyisini vermek, hem de genç nesilleri heveslendir- mektı. Tiyatroya karşı sev- giyi ve bu alanda ülkemiz- deki gelişimleri, yine diğer belediyelere örnek teşkil et- mek ve imrendirmekti. Bu bir hedeftir. Önemli olan bu- nun aynı zamanda süreklili- ğini sağlamaktır. Bunun için ne lazımdır? Tabii ki bir şe- hir tiyatrosu ve bir kültür merkezi. Belediye siyasi bir iradeyle, tercihle yönetime geliyor. Gelen yönetim ti- yatroya, sanata ilgi duymu- yorsa, mutlaka sıkıntı yaşa- nıyor. Biz Türkiye'de son üç, dört yıldır bu alandaki deği- şen politikalan değerlendir- diğimiz zaman şu sonuca vardık: Demek ki bizim, ti- yatroyu çok iyi bir temele oturtmamız gerekiyor. Bu- nun için bir vakıf kurmayı planlıyoruz. Tiyatronun bir vakfı olacak. Bu vakfın ta- bii ki güçlenmesi gerekiyor. Övle bir hale geimeli ki, ge- ler. yerel yönetim vakfa ve tiyatroya müdahale edeme- meü. Onun gerekli düzenle- melerini hazırlayacağız. Şe- hir Tiyatrosu kendi kaynağıy- la ıendi ihtiyaçlannı gören birtiyatro olmalı. Bu nokta- yageldığı zaman zaten sıkın- tı pderilmişrir. Yönetim de- • "Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ni açarak Şehir Tiyatrosu'nu kurarak biz bir başlangıç yapmış olduk. Bundan sonraki devamlılığı desteğe bağlı, yani halkın sevgisine, halkm heyecanına bağlıdır. Artık biz tiyatromuzu ve oyunculanmızı lzmit halkına teslim ettik. îzmit halkı bu oyunculanmıza ne kadar sahip çıkarsa, oyunculanmız da çıtalannı o kadar yükseltir." Sanatçılar îzmit'iı kuşatıyor îzmit Büyükşehir Belediye Baş- kanı Sefa Sirmen'in katkılanyla yapılan 'Sükyman Demirel Kül- tür Merkeri' bugün açılıyor. Tür- kiye'nin çeşiüi kentierinden 70 sa- natçınm ve Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in dekatılımıyla açı- lacak kültür merkezinin yapımı sı- rasında başta lzmit Büyükşehir Be- lediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sa- nat Y'önetmeni Işıl Kasapoğtu ol- mak üzere Dtıygu Sağıroğlu ve Prof. Dr. Sebna Kıırra danışman olarak görev aldtlar. tçinde yak- laşık 600 kişilik bir tiyatro-konser salonu, kûrüphane. cep sineması ve oda tiyatrosu, bale-dans stüdyo- lan. sergi salonu ve kafeteryası bu- lunan kültür merkezi, teknik ve akusrik alandada Türkiye'nin en kapsamlı kültür merkezi olma özel- liğini taşıyör. Tiyatro, sinema ve müzik dün- yasından birçok sanatçmın konuk olarak katılacağı açılışta, çeşitli et- kinliklerde yer alacak. Tiyatro kos- tümleri sergisi, müzik dinletisi, ti- yatroşarkılan, konuk tiyatro sanat- çılan Mücap Ofluoğlu, Ayla AI- gan, Zetiha Berksov, CiilrizSuriri, Genco Erkal, Derya Baykal Gök- selKortay ve BurakSergen'in ya- pacagı mini gösteriler, bu etkin- İiklerden yalnızca bir böiümünü oluşturuyor. ğişikliğinde farklı birdüşünce gelse bile yapılmışolanı bozamayacaktır. İlk yapa- cağımız bu sistemi oluşturmak olacaktır. - Türkiye'de son dönemlerde istikrar- dan bahsetmek, özeüikle kültür ve sanat alanında istikrarlı bir politikadanbahset- mek mümkün degil. İ/Jediğim kadanyla siz İzmifte neredeyse her alanda belli bir istikran sağlamış durumdasınız. N asıl ol- du? - Istikrar hem belediyelerde hem de hükümetlerde çok önemli. Ben 89'da se- çildfnt. rkinci dönem seçirmeyebilirdirn. O zaman yeni seçılen yerel yönetim, baş- lattığım ya da tasarladığım projelere ilgi duymayabilirdi. Ancak benim başlattı- ğım ve ikinci döneme sarkıttığım birçok proje şu anda tamamlanmıştır. Tabii bu sekiz buçuk yıllık istikrarlı bir gidişatın sonucudur. Türkiye'de son yıllarda bilhas- sa 89'dan sonra bir ıstikrarsızhktan bah- sedüebilinır. Koalisyon iktidarlan var. Dolayısıyla ilgili bakanlıklar sık sık ba- kanlannı değiştiriyor. Bakanlar değişin- ce vaatler de değişiyor. Genel müdürler. müsteşarlardeğışıyor. Herbaşlanılmış iş bir kez daha ele alınıyor ve vakit kaybe- diliyor. Bana göre Türkiye olmaması ge- reken bir noktadadır. Bunun sebebi de iyi yönetilememesidir. Türkiye iyi yönetile- mediği için bir türlü enflasyonu düşüre- miyor. banşı sağlayamıyor. demokratik- leşemıyor. Çalışanlanyla çalışmayanlan arasmda. kazananlanyla kazanamayan- lar arasında uçurumlar oluşuyor. denge ve adalet ortadan kalkıyor. Yargmın bağım- sızlığı ortadan kalkıyor. Bana göre; iyi bir yönetimle Türkiye bütün sıkıntılannı aşa- ' bilecek durumdadır. Türkiye'de bugün yaşanan sıkıntılann hiçbiri kader degil- dir. - Kocaeli'nde ilk değişim ekonomik alanda oldu. daha sonra verleşim biçim- lerine vansımava başladı, dev alışveriş merkezleri, ardından sahilin duzenlen- mesi, derken kültür ve sanat alanında atv lımlar, Şehir Tiyatrosu, sokak rivatrosu festivali. - Tabıı bir noktadan başladık. Belli ya- tınmlar hayata geçmeye başladığı zaman lzmıt"te yaşayanlann kültür seviyesi de yükseliyor. Orneğin. ben ilk kez 89'da yürüyen merdıvenlı Migros'u açtığımda insanlar çocuklannın elinden tutuyor, merdivenin başında sıraya giriyorlardı. Bugün o noktalan çoktan aşmış durum- dayız. Alışvenş kültürü değışti. Açtığımız alışvenş merkezleriyle sadece lzmit'e de- ğil, Türkiye'nin dört biryanma hizmet ver- meye başladık. lnsanlanmızın görgüsü, gö- rünrüsü de değişmeye başladı. Sanat et- kinlikleri başladı. İnsanlar da kendileri- ni yeniiiyor ve standartlannı yükseltiyor- lar. Önümüzdeki yıl tzmit'te uluslarara- sı bir fuar merkezi açacağız. Uluslarara- sı fuardüzenlemeleri gerçekleşecek. De- mek ki bizim, taksicilerimizin, lokanta- cılanmızın mutlaka lisan bilen personel- le donatılması gerekiyor. Bu nedir? Ka- liteyi arttınnaktır. Standardı yükseltmek- tir. Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ni açarak Şehir Tiyatrosu'nu kurarak biz bir başlangıç yapmış olduk. Bundan sonra- ki devamlılığı destege bağlı. yani halkın sevgisine. halkın heyecanına bağlıdır. Ar- tık biz tiyatromuzu ve oyunculanmızı lz- mit halkına teslim ettık. lzmit halkı bu oyunculanmıza ne kadar sahip çıkarsa, oyunculanmız da çıtalannı o kadar yük- seltir. Ben herkesin desteğini bekliyo- rum. Kültürü olmayan bir ülkenin, kül- türsüz insanının. vatanına ülkesine bir şey katması mümkün değildir. Dolayı- sıyla banşın gelmesinde de insanlann bir- birleriyle uzlaşmasında da kültür ve sa- natın öne çıkmasmın önemi büyüktür. Ve bizim de bunun için en büyük desteği vermemiz gerek. Biz de bunu yapıyoruz. - Süleyman Demirel Kültür Merkezi için düşünceleriniz nelerdir? - Akustiğiyle ve teknik donanımıyla aynı zamanda sanatçı ve seyirci konforu açısından Türkiye'nin en iyi kültür mer- kezlerinden biri oldu. Sanatçılar bu kül- tür merkezini içinde çalışarak kendileri yaptılar. Işıl Kasapoğlu ve arkadaşlan in- şaatın her aşamasıyla ilgilendiler. Geçen yıl Seka Salonu'nda sagladık- lan başanyı Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde de sürdüreceklerine inanı- yorum. lzmit halkının ve dolayısıyla tüm sanatseverlerin yararlanabilecekleri bir hizmet olacağını düşünüyorum. Akira Kurosawayüklü bir anlatım yeteneğine, övülesi esneklikte biryorum gücüne sahipti Baü'ya Doğu'yu tatbran ıısta ASLl SELÇUK 23 Mart 1910'da Tokyo'da Omari'de doğdu. Beden eğitımi öğretmenlığine geçen emekli bir subayın yedı çocuğun- dan en küçüğüydü. Erken yaşlarda res- me eğilimi vardı. 17 yaşındayken Batı anlayışına sahip bir sanat okuluna girdi. Ticari olarak sanatla geçinemediği için 1936'da bir film stüdyosunun açtığı yö- netmen yardımcılığı arayışına başvur- muş. sınavlardan geçıp ünlü Japon yö- netmen Kajiro Yamamoto'nun asistanı olmuştur. Üç-dört yıl içinde senaryolar yazmaya. Yamamoto'nun filmlerindekı tüm sekanslan yönetmeye başlamıştır. 1943 'te "Judo Saga" (Judo Efsanesi) ile yönetmenliğe adım atan Kurosavva bu filmde güzelliği yakalayan bir gözü. öz- lü bir anlatım yeteneği olduğunu sergi- lemiştir. ikinci Dünya Savaşı'nda Kurosavva 'nın erken dönem fılmleri devletin resmi pro- paganda politikalanna göre belirlenen ko- nulara uymak zorundaydı. Öykü ve içe- rik konusunda dayatılan bu sınırlamalar onun işinin teknik yönlerine eğilmesine ve zanaatkârlık tarafının hızla gelişme- sine nedendir denilebilir. Kariyerine ve kişiliğini yansıtan dö- neme 1948'de "Sarhoş Melek" ile gir- miştir. Bu film aynı zamanda yönetme- nin büyük hayranı olan oyuncu Toshiro Mifune ile de işbirliğidir. Bir keresinde Mifune şöyle demiştir: "Bu filmde niha- yet kendimi buldum" Sarhoş Melek'ten başlayarak yönet- men,yaratıcı bağımsızlığını kabul ettir- miş ve ürünlerinin hem biçemi. hem de içeriği üzerinde tam bir denetim göster- miştir. Kurosavva, her türün, her dönemin ve herzamanın adamıdır; eserlerinde gele- nekselle moderni. eskiyi ve yeniyi, Do- ğu'nun ve Batı'nın kültürlerini başany- la özümsemiştır. Belirli dönemleri yansıtan filmleri çağdaş klasikler niteliğındedir. Karakter- lerine duygusal bir derinlikle yaklaşan, onlann çevresıni saran şiddeti derin bir hümanizma ile çerçeveleyen, insanın du- rumuna ilişkin kargaşaya ilgiyle bakan çalışmalardır bunlar... Batı'ya açılması 195 l'de Venedik Film Festivali en iyi film ödülünü ve en iyi ya- bancı film Oscar'ını kazanan "Raşo- mon*' filmiyle olur. Japon sinemasmın zenginligini Batı böylece tanır. 70'ierde kişisel gerileme yaşadı Zengin sembolizmi vepsikolojik de- rinliği ile karmaşıklığı anlatan "Raşo- mon", birçok Japon yapıtına Batı tiyat- rolannı açmakla kalmamış aynı zaman- daki benzer Amerikan yapımlanna da kaynak olmuştur. Bunlardan birisi Paul Newman'm başrolde oynadığı "Ourra- ge" (Tecavüz), diğeri ise konulu film uzunlugunda Ricardo Montalban'ın baş- rolünü oynadığı TV çalışmasıdır. Kurosavva'nm "7 Samurav?r> ı. Holly- vvood versiyonunda açıkça kopya edil- miş, "Muhteşem Yedili" olarak izleyici- ye sunulmuştur. îtalyanlann spagettı vves- terni "Bir Avnç Dolar tçin" ise Kurosa- vva'nm "Yojimbo" filmınden aynen ak- • Kurosawa eserlerinde gelenekselle moderni, eskiyi ve yeniyi, Doğu'nun ve Batı'nın kültürlerini başanyla özümsemiştır. Belirli dönemleri yansıtan filmleri çağdaş klasikler niteliğindedir. Karakterlerine duygusal bir derinlikle yaklaşan, onlann çevresini saran şiddeti derin bir hümanizma ile çerçeveleyen, insanın durumuna ilişkin kargaşaya ilgiyle bakan çalışmalardır bunlar... tanlmıştır. Bu kez Batı, Doğu'ya dikkat eder. Kültürler arası etkileşim böylece Ba- tı'nın anlayışının ders yönünde de ol- muştur. 1959'da Venedik'te Uluslarara- sı EleştirmenlerÖdüIü'nü alan "Saldı Ka- le" filmi Kurosavva'nm bu kez John Ford geleneğindeki Hollyvvoodvvesternlerin- den doğrudan etkilendiğini göstermek- tedir. Aynca yönetmenin dört önemli filmi, Batı edebiyat eserlerinden yola çıkılarak yapılmıştır. Dostoyevski'nin "Budala"sı, Gorki'nin "Ayak Takımı", Shakespe- are'in "MacbetjTi, "Kanlı Taht" adıy- la, "KingLearr> i, "Ran" olarak başany- la gerçekleştırilmiştir. Duyarlı ve çok etkileyici çağdaş bir öy- kü olan "Yaşamak" ve "LanetM" (1952) eserinden görkemli bir samuray öyküsü olan u Sanjuro"ya (1962) kadar birçok başka filmi uluslararası başansını sürdür- müştür. Önde gelen bir yapımcı olarak da bü- yüyen rolüne rağmen Kurosavva, 60'la- nn sonlannda ve 70'lerin başiannda önemli bir kişisel gerileme yaşamıştır. 1965'te çektıği, iki yıllık yoğun bir ça- lışmanın ürünü olan "Kınl Sakal" fılmin- den sonra beklenmedik olumsuzluklar- la yüz yüze gelmiştir. Yanm kalan pro- jeler, boş geçen günlerle dolu bir hayal kınkhğı dönemı yaşamıştır. Biçem ustası bir yönetmendi Beş yıllık bu sarsıntılı aradan sonra çek- tiği ilk filmi "Dodes Kaden" (1970). ba- şansız bir satışla karşılaşınca Kurosavva intihar girişiminde bulunmuştur. Büyük bir şans eseri olarak kurtulmuş, iyileş- miş, sonra da birkaç ay içerisinde mora- lini yeniden kazanarak bir Sov yet-Japon ortak yapımı olan "Dersu Uzala"yı yö- netmek olanağının verilmesiyle çalışma isteğini yenilemiştir. Büyük bir bölümü Sibirya'da yaklaşık dört yılda çekjlen bu hayatta kalma öyküsü, 1975 'te en iyi ya- bancı film Oscar'ını, Moskova Film Fes- tıvali'nde altın madalyayı kazandırmış- tır Kurosavva'ya. 1980'de derin bir insancıl tarih öykü- sünü anlattığı "Kagemusha" ile kendi us- talığını bile aşmış, Cannes Festivali'nde Altın Palmiye'yi paylaşmış, Ingiliz Film Akademisi en iyi yönetmen ödülünü de almıştır. 1985 yapımı "Ran", büyüleyici ve şa- şırtıcı bir Kral Lear uyarlaması olarak ye- niden birçok uluslararası ödül kazan- mıştır. Kurosavva, hemen hemen bütün film- lerini kurgulamış ya da kurgusunu de- netlemiştir. Birçok filminin de senaryo- suna katılmış gerçek bir yaratıcıdır. Aynca başka yönetmenlerin filmleri- ne senaryolar da yazmıştır. Andrei Kon- çalovsld'nin bir Amerikan macera filmi olan "Kaçış Treni", Kurosavva'nm se- naryosundandır. Yüklü bir anlatım yeteneğine. övüle- si esneklikte bir yorum gücüne sahip, biçem ustası olan Kurosavva dünyanın en önemli yönetmenlerinden biriydi. Woody Allen, Kurosavva için. "Onun yaptıklannın yanında bizimkiler fındık fisük saydır" demiştir... Eskişehir Festivali'nde Ortaçag Ispanyası'ndan ezgiler • Kültür Senisi - 4. Uluslararası Eskişehir Festivali etkinlikleri kapsamında 14 Ekim Çarşamba günü Ispanyol Kvinterna Topluluğu'nun konseri yer alacak. "Ortaçağ Avrupa Müziği'nde Doğu Etkileri" başlığını taşıyan konser, iki bölümden oluşuyor. 14. yüzyılda Avrupa saraylanndaki müziği dinleyiciyle buluşturan konsenn ilk bölümünde topluluk, dönemin ünlü müzisyenleri Guilliaume de Machaut, Francesco Landini ve Giovanni Cascia'dan parçalar seslendirecek. Arap-lslam müziği ve çalgılannın ağırlıklı olarak hıssedileceğı ikinci bölümde de Ortaçağ'da lspanya'da Monserat Manastın'ndaki şarkı defterlerinde bulunan parçalara yer verecek olan topluluğun şefi ve artistik direktörii Dr. Hana Blochava. Hatay Şiir Ödülü B Kühür Servisi- Yazarlann ve sanatçılann mekânı olarak tanınan Hatay Restaurant. ilk kez ^ kuruluşunun otuzuncu yılında düzenlediği şiir <• yanşmasının ikincisini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yanşmaya katılacak olanlann 30 Kasım tarihine kadar, bir kitap oylumundaki şiir dosyalannı aynntılı bir özgeçmış ile bırlikte 6 nüsha halinde Hatay Restaurant, Bağdat Caddesı. No:52.6. Bostancı-lstanbul adresine göndermeleri gerekıyon Egemen Berköz, Eray Canberk. Aydın Hatipoğlu. Mustafa Öneş ve Tuğrul Tanyol'dan olu^an seçici- kurul tarafından yapılacak olan değerlendirme '' sonucu seçilecek binnciye 100 mılyon lira para ödülü ve bir plaket verilecek. Hatay Şiır Ödülü. 9 , Ocak 1999 tarihinde Hatay Restaurant'ta vapılacal^ "Cemal Süreyya'yı Anma Toplantısı"nda sahibini, bulacak. Lise Felsele Platformu'ndan Yeni Tüpkü konseri cuma günü • Kültür Servisi - Istanbul Liseleri Felsefe Kulüpleri Platformu'nun 1998-1999 dönemi etkinliklerinin tanıtım gecesinde Yeni Türkü grubu sahne alacak. 25 Eylül Cuma günü saat 20.00'de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda düzenlenecek olan konserin biletleri YKY Galatasaray Kitabevi'nden ve Kadıköy Zihni Müzıkevi'nden temin edilebilecek. Geçen yıl lstanbul liselenndeki felsefe kulüplerinin bir araya gelmesınden oluşan platformun düzenlediği 'özgürlük' başlıği altındaki 18 seminerden derlenen metinler, kasım ayı içerisinde YKY'den çıkacak bir seçkı-kıtapçıkla okuyucuya sunulacak. Platform. bu yıl da Yapı Kredi Kazım Taşkent Kültür Merkezi'nde düzenleyeceği felsefe okumalannın yani sıra yılda dört kez yayımlanması planlanan bir dergi çıkartacak. Platfonnun tüm etkinlikleri Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından destekleniyor. 4. Spor Fotoğpaflapı Yarışması • Kültür Senisi -5-7 Kasım tanhlen araiinda düzenlenecek olan 5. Uluslararası Spor Bılimleri Kongresi kapsamında. 4. Spor Fotoğraflan Yanşması düzenleniyor. Renkli ve sivah-beyaz dallannda düzenlenecek olan yanşmaya katılacak yapıtlann en az 18x24, en çok 30x40 cm ebadında olması gerekiyor. Yanşmacılann en fazla dört fotoğrafla katılabileceği 4. Spor Fotoğraflan Yanşması'na son başvuru tarihi 9 Ekim. Tuğrul Çakar, Uğur Erdener, Emin Ergen. Ateş Erinanç, Mehmet Gökağaç. M. Arslan Güven. Bülent Hiçyılmaz, Necmettin Külahçı, Tansu Polatkan, Erol Yaşar Türkalp ve Ersin Ozkan'dan oluşan seçici kurul 16 Ekim tarihinde toplanacak ve 21 Ekim tarihinde de sonuçlar açıklanacak. Dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan vapıtlar 5-7 Kasım tarihleri arasında Hacettepe Üniversıtesı Tıp Fakültesi R Salonu yanındaki sergi salonunda sergilenecek. (Aynntılı bilgi için: Gıvasettin Demirhan - 0312-299 21 67) BUGÜN • YAPI KREDİ SANAT FESTİVALİ kapsamında saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndâ Fazıl Say'ın piyano resitali yer alıyor. • .\KSA.NAT'ta Pierre Boulez v önetımindeki ', Viyana Senfoni Orkestrası'nın Stravinski, Debussy, Bartok ve Boulez'den birer parça seslendireceklen konser saat 12.30 ve 19.00'da lazer diskten gösterilecek. • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT FESTtVALÎ' etkinlikleri kapsamında yer alan Marlen Adamadze (bariton). Nina Adamadze (mezzo soprano) ve ,. Edvard Aris (akordeon) üçlüsünün vereceği klasik.. müzik konseri, saat 19.00'da ltalyan Kültür '1 Merkezi'nde izlenebilir. ( • AKBANK AYA İRİNİ BACH GÜNLERİ kapsamında saat 19.30"da Aya Irini Kilisesi'nde ., Alexander Rudin Piyano Resitali yer alıyor. ; ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ BÜGUN • Tarih Vakfı 'nın tarihi Darphane binalannda düzenlediği'Üç Kuşak Cumhuriyet Sergisi' etkinlikleri kapsamında saat 11,00'de cumhuriyet ' insanlan. cumhuriyet kentleri. toplumsal ve siyasai olaylara ilişkin belgesel film gösterimi. saat 15.00'te sergi yapımcılan eşliğinde rehberli sergi gezisi ve Gökçe Taşkıran'ın gitar dinletisi, saat 18.00'de ise sinema gösterimi yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle