Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22EYLUL1998SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
tzmit Şehir Tiyatrosu sezonu yeni tamamlanan Demirel Kültür Merkezi'nde açacak
Marmara'da bir kültür merkeziEMRE KOYUNCUOĞLU
"Sanayi Kenti Izmit'ten. Kültür Kenti
l/mit'e"-. 1 yıl önce Izmit BüyükşehirBe-
lediyesi Şehir Tiyatrosu kurulurken dü-
şünülen slogan buydu. Seka Salonu'nda
kurulma aşamasını yaşayan Şehir Tiyat-
rosu, bu sezonunu yeni tamamlanan Sii-
leyman Demirel Kültür Merkezi'nde açı-
yor. Sofitası, orkestra çukuru gibi birçok
teknik özellikleri olan, simultane çeviri
sistemi olanağıyla uluslararası konferans-
lann da düzenlenebileceği 600 kişilik bir
tiyatro sahnesi. bir bale salonu, bir kuk-
la tiyatrosu, bir cep sineması, kütüphane-
si ve atölyeleriyle, içinde yer alan kafe-
terya ve restoranıyla büyük bir sanat üre-
tım ve sunum merkezi olan Süleyman
Demirel Kültür Merkezi, lzmit Büyükşe-
hir Belediyesi Başkanı Sefa Sirmen'in
belediyecilik anlayışmın bir ürünü.
- Böyle kısa bir dönemde İzmiftesanat
alanında bu kadar çok işin vapılmasına
önavakoldunuz. Bu konuyla ilgili neler dü-
şiinüvorsunuz?
SEFA SlRMEN - Görev süremız içın-
de birçok projeye imza attık. Şu ana dek
Türkiye'de birçok belediyenin ele alama-
dığı projeleri bitirdik. Ama kültür proje-
si çok daha farklı, heyecan verici birpro-
je. Yıllardırsanat etkinliklerinin eksikli-
ğini hissediyoruz. Ülkemizde sanata des-
tek verilmeyen bir dönem yaşandı ve sa-
nat üretimi gün geçtikçe azaldı. Aynca be-
lediye başkanlığını yaptığım bu kentin
bir tiyatrosu olmalıydı. Bunun için de
Büyükşehir Belediyesı Tiyatrosu'nun ku-
rulması gerekiyordu. Ve kurulurken de en
iyısının olması gerekiyordu. Daha sonra
da sanat üretimi ve belli bir kültür yapı-
sının oluşması adına adımlaratılabilme-
sı ıçın kapsamlı bir kültür merkezinın ya-
pılmasını planladık. Tabii bu birkadro ışı.
bir ekip işi. lyi bir seçim yaptık ve Işıl Ka-
sapoğlu gibi uluslararası ısmesahıpolan
değerli bir tiyatrocunun bu işi iyi yörüen-
direbileceğine inandık. Onunla bu işe
başladık. Anlaşmamızın temeli şu oldu:
Kasapoğju Izmıt'e gelirken bazı şartlar
koştu. "Ödeneği Şehir Tiyatrosu veriyor,
dolayısryla müdahaleler çok olabitir" de-
di. Kadro ve sanatçı seçımındekı tedirgin-
liğinı baştan bize ilettı. Bu konuda taviz
veremeyeceğini söyledi. Biz de kendisi-
ne her türlü yetkiyi verdik. Çünkü biz de
çok kaliteli bir iş istiyorduk. Çok da isa-
betli oldu. Tiyatronun kuruluşunda güzel
birjüri oluşruruldu ve sınavla birçok mü-
racaatın içinden şimdiki kadro seçildi ve
'iyfbirfjaşlangıç oldu. Ben.'Şehîr Tıyat-
rosu'nun daha ilk yılında bu kadar basa-
nlı olacağını hiç ummamıştım. Ama ilk
sergiledikleri oyun olan "Hamlet"te ben
çok heyecanlandım, çok etkilendim ve
altı buçuk saat zevkle oyunu izledim. Her
işte olduğu gibi bu işte de hedefi, büyük
tutmak gerekiyor. Yapmış olmak için bir
şeyi yapmak zaten benim yapımda yok-
tur. *\ar ını? Yapılmış mı?" dedirtmek için
hiçbir şey yapmadım bugüne dek. Her
şeyin en iyisini, standardın en yükseğini
tercih ettim. Ve hakikaten de Şehir Tiyat-
rosu'nda onu yakaladık. Gerçekten artık
"Bizimtiyatromuzvar" di-
yebıüyoruz. îzmıt yalnızca
bu bölgeye değıl, çevre ille-
rimize de hizmet verebilecek
bir noktadadır. Süleyman
Demirel Kültür Merkezi'mn
asıl amacı öncelikle tzmitli
sanatsevere, daha sonra da
tüm ülkeye hizmet vermek-
tir.
-Tiyatronungeieceğini na-
sıl görüyorsunuz?
- Birçok projede olduğu
gibi bunda da cesaret göster-
mek lazım. Tabii bu pahalı
birolay, kaynak gerektiren bir
yatınm. Bunun için de böy-
le bir işe soyunmak için ce-
saret lazımdı. Bunun için ne
gerekiyorsa hepsini koyduk
ortaya. Hedefimiz netti.
Amaç, burada sadece tiyat-
ro yapmış olmak için, yap-
mak değildi. Hem kendimi-
ze en iyisini vermek, hem
de genç nesilleri heveslendir-
mektı. Tiyatroya karşı sev-
giyi ve bu alanda ülkemiz-
deki gelişimleri, yine diğer
belediyelere örnek teşkil et-
mek ve imrendirmekti. Bu
bir hedeftir. Önemli olan bu-
nun aynı zamanda süreklili-
ğini sağlamaktır. Bunun için
ne lazımdır? Tabii ki bir şe-
hir tiyatrosu ve bir kültür
merkezi. Belediye siyasi bir
iradeyle, tercihle yönetime
geliyor. Gelen yönetim ti-
yatroya, sanata ilgi duymu-
yorsa, mutlaka sıkıntı yaşa-
nıyor. Biz Türkiye'de son üç,
dört yıldır bu alandaki deği-
şen politikalan değerlendir-
diğimiz zaman şu sonuca
vardık: Demek ki bizim, ti-
yatroyu çok iyi bir temele
oturtmamız gerekiyor. Bu-
nun için bir vakıf kurmayı
planlıyoruz. Tiyatronun bir
vakfı olacak. Bu vakfın ta-
bii ki güçlenmesi gerekiyor.
Övle bir hale geimeli ki, ge-
ler. yerel yönetim vakfa ve
tiyatroya müdahale edeme-
meü. Onun gerekli düzenle-
melerini hazırlayacağız. Şe-
hir Tiyatrosu kendi kaynağıy-
la ıendi ihtiyaçlannı gören
birtiyatro olmalı. Bu nokta-
yageldığı zaman zaten sıkın-
tı pderilmişrir. Yönetim de-
• "Süleyman Demirel Kültür
Merkezi'ni açarak Şehir
Tiyatrosu'nu kurarak biz bir
başlangıç yapmış olduk.
Bundan sonraki devamlılığı
desteğe bağlı, yani halkın
sevgisine, halkm heyecanına
bağlıdır. Artık biz
tiyatromuzu ve
oyunculanmızı lzmit halkına
teslim ettik. îzmit halkı bu
oyunculanmıza ne kadar sahip
çıkarsa, oyunculanmız da
çıtalannı o kadar yükseltir."
Sanatçılar
îzmit'iı
kuşatıyor
îzmit Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Sefa Sirmen'in katkılanyla
yapılan 'Sükyman Demirel Kül-
tür Merkeri' bugün açılıyor. Tür-
kiye'nin çeşiüi kentierinden 70 sa-
natçınm ve Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in dekatılımıyla açı-
lacak kültür merkezinin yapımı sı-
rasında başta lzmit Büyükşehir Be-
lediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sa-
nat Y'önetmeni Işıl Kasapoğtu ol-
mak üzere Dtıygu Sağıroğlu ve
Prof. Dr. Sebna Kıırra danışman
olarak görev aldtlar. tçinde yak-
laşık 600 kişilik bir tiyatro-konser
salonu, kûrüphane. cep sineması
ve oda tiyatrosu, bale-dans stüdyo-
lan. sergi salonu ve kafeteryası bu-
lunan kültür merkezi, teknik ve
akusrik alandada Türkiye'nin en
kapsamlı kültür merkezi olma özel-
liğini taşıyör.
Tiyatro, sinema ve müzik dün-
yasından birçok sanatçmın konuk
olarak katılacağı açılışta, çeşitli et-
kinliklerde yer alacak. Tiyatro kos-
tümleri sergisi, müzik dinletisi, ti-
yatroşarkılan, konuk tiyatro sanat-
çılan Mücap Ofluoğlu, Ayla AI-
gan, Zetiha Berksov, CiilrizSuriri,
Genco Erkal, Derya Baykal Gök-
selKortay ve BurakSergen'in ya-
pacagı mini gösteriler, bu etkin-
İiklerden yalnızca bir böiümünü
oluşturuyor.
ğişikliğinde farklı birdüşünce gelse bile
yapılmışolanı bozamayacaktır. İlk yapa-
cağımız bu sistemi oluşturmak olacaktır.
- Türkiye'de son dönemlerde istikrar-
dan bahsetmek, özeüikle kültür ve sanat
alanında istikrarlı bir politikadanbahset-
mek mümkün degil. İ/Jediğim kadanyla
siz İzmifte neredeyse her alanda belli bir
istikran sağlamış durumdasınız. N asıl ol-
du?
- Istikrar hem belediyelerde hem de
hükümetlerde çok önemli. Ben 89'da se-
çildfnt. rkinci dönem seçirmeyebilirdirn.
O zaman yeni seçılen yerel yönetim, baş-
lattığım ya da tasarladığım projelere ilgi
duymayabilirdi. Ancak benim başlattı-
ğım ve ikinci döneme sarkıttığım birçok
proje şu anda tamamlanmıştır. Tabii bu
sekiz buçuk yıllık istikrarlı bir gidişatın
sonucudur. Türkiye'de son yıllarda bilhas-
sa 89'dan sonra bir ıstikrarsızhktan bah-
sedüebilinır. Koalisyon iktidarlan var.
Dolayısıyla ilgili bakanlıklar sık sık ba-
kanlannı değiştiriyor. Bakanlar değişin-
ce vaatler de değişiyor. Genel müdürler.
müsteşarlardeğışıyor. Herbaşlanılmış iş
bir kez daha ele alınıyor ve vakit kaybe-
diliyor. Bana göre Türkiye olmaması ge-
reken bir noktadadır. Bunun sebebi de iyi
yönetilememesidir. Türkiye iyi yönetile-
mediği için bir türlü enflasyonu düşüre-
miyor. banşı sağlayamıyor. demokratik-
leşemıyor. Çalışanlanyla çalışmayanlan
arasmda. kazananlanyla kazanamayan-
lar arasında uçurumlar oluşuyor. denge ve
adalet ortadan kalkıyor. Yargmın bağım-
sızlığı ortadan kalkıyor. Bana göre; iyi bir
yönetimle Türkiye bütün sıkıntılannı aşa-
' bilecek durumdadır. Türkiye'de bugün
yaşanan sıkıntılann hiçbiri kader degil-
dir.
- Kocaeli'nde ilk değişim ekonomik
alanda oldu. daha sonra verleşim biçim-
lerine vansımava başladı, dev alışveriş
merkezleri, ardından sahilin duzenlen-
mesi, derken kültür ve sanat alanında atv
lımlar, Şehir Tiyatrosu, sokak rivatrosu
festivali.
- Tabıı bir noktadan başladık. Belli ya-
tınmlar hayata geçmeye başladığı zaman
lzmıt"te yaşayanlann kültür seviyesi de
yükseliyor. Orneğin. ben ilk kez 89'da
yürüyen merdıvenlı Migros'u açtığımda
insanlar çocuklannın elinden tutuyor,
merdivenin başında sıraya giriyorlardı.
Bugün o noktalan çoktan aşmış durum-
dayız. Alışvenş kültürü değışti. Açtığımız
alışvenş merkezleriyle sadece lzmit'e de-
ğil, Türkiye'nin dört biryanma hizmet ver-
meye başladık. lnsanlanmızın görgüsü, gö-
rünrüsü de değişmeye başladı. Sanat et-
kinlikleri başladı. İnsanlar da kendileri-
ni yeniiiyor ve standartlannı yükseltiyor-
lar. Önümüzdeki yıl tzmit'te uluslarara-
sı bir fuar merkezi açacağız. Uluslarara-
sı fuardüzenlemeleri gerçekleşecek. De-
mek ki bizim, taksicilerimizin, lokanta-
cılanmızın mutlaka lisan bilen personel-
le donatılması gerekiyor. Bu nedir? Ka-
liteyi arttınnaktır. Standardı yükseltmek-
tir.
Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ni
açarak Şehir Tiyatrosu'nu kurarak biz bir
başlangıç yapmış olduk. Bundan sonra-
ki devamlılığı destege bağlı. yani halkın
sevgisine. halkın heyecanına bağlıdır. Ar-
tık biz tiyatromuzu ve oyunculanmızı lz-
mit halkına teslim ettık. lzmit halkı bu
oyunculanmıza ne kadar sahip çıkarsa,
oyunculanmız da çıtalannı o kadar yük-
seltir. Ben herkesin desteğini bekliyo-
rum. Kültürü olmayan bir ülkenin, kül-
türsüz insanının. vatanına ülkesine bir
şey katması mümkün değildir. Dolayı-
sıyla banşın gelmesinde de insanlann bir-
birleriyle uzlaşmasında da kültür ve sa-
natın öne çıkmasmın önemi büyüktür. Ve
bizim de bunun için en büyük desteği
vermemiz gerek. Biz de bunu yapıyoruz.
- Süleyman Demirel Kültür Merkezi
için düşünceleriniz nelerdir?
- Akustiğiyle ve teknik donanımıyla
aynı zamanda sanatçı ve seyirci konforu
açısından Türkiye'nin en iyi kültür mer-
kezlerinden biri oldu. Sanatçılar bu kül-
tür merkezini içinde çalışarak kendileri
yaptılar. Işıl Kasapoğlu ve arkadaşlan in-
şaatın her aşamasıyla ilgilendiler.
Geçen yıl Seka Salonu'nda sagladık-
lan başanyı Süleyman Demirel Kültür
Merkezi'nde de sürdüreceklerine inanı-
yorum. lzmit halkının ve dolayısıyla tüm
sanatseverlerin yararlanabilecekleri bir
hizmet olacağını düşünüyorum.
Akira Kurosawayüklü bir anlatım yeteneğine, övülesi esneklikte biryorum gücüne sahipti
Baü'ya Doğu'yu tatbran ıısta
ASLl SELÇUK
23 Mart 1910'da Tokyo'da Omari'de
doğdu. Beden eğitımi öğretmenlığine
geçen emekli bir subayın yedı çocuğun-
dan en küçüğüydü. Erken yaşlarda res-
me eğilimi vardı. 17 yaşındayken Batı
anlayışına sahip bir sanat okuluna girdi.
Ticari olarak sanatla geçinemediği için
1936'da bir film stüdyosunun açtığı yö-
netmen yardımcılığı arayışına başvur-
muş. sınavlardan geçıp ünlü Japon yö-
netmen Kajiro Yamamoto'nun asistanı
olmuştur. Üç-dört yıl içinde senaryolar
yazmaya. Yamamoto'nun filmlerindekı
tüm sekanslan yönetmeye başlamıştır.
1943 'te "Judo Saga" (Judo Efsanesi)
ile yönetmenliğe adım atan Kurosavva bu
filmde güzelliği yakalayan bir gözü. öz-
lü bir anlatım yeteneği olduğunu sergi-
lemiştir.
ikinci Dünya Savaşı'nda Kurosavva 'nın
erken dönem fılmleri devletin resmi pro-
paganda politikalanna göre belirlenen ko-
nulara uymak zorundaydı. Öykü ve içe-
rik konusunda dayatılan bu sınırlamalar
onun işinin teknik yönlerine eğilmesine
ve zanaatkârlık tarafının hızla gelişme-
sine nedendir denilebilir.
Kariyerine ve kişiliğini yansıtan dö-
neme 1948'de "Sarhoş Melek" ile gir-
miştir. Bu film aynı zamanda yönetme-
nin büyük hayranı olan oyuncu Toshiro
Mifune ile de işbirliğidir. Bir keresinde
Mifune şöyle demiştir: "Bu filmde niha-
yet kendimi buldum"
Sarhoş Melek'ten başlayarak yönet-
men,yaratıcı bağımsızlığını kabul ettir-
miş ve ürünlerinin hem biçemi. hem de
içeriği üzerinde tam bir denetim göster-
miştir.
Kurosavva, her türün, her dönemin ve
herzamanın adamıdır; eserlerinde gele-
nekselle moderni. eskiyi ve yeniyi, Do-
ğu'nun ve Batı'nın kültürlerini başany-
la özümsemiştır.
Belirli dönemleri yansıtan filmleri
çağdaş klasikler niteliğındedir. Karakter-
lerine duygusal bir derinlikle yaklaşan,
onlann çevresıni saran şiddeti derin bir
hümanizma ile çerçeveleyen, insanın du-
rumuna ilişkin kargaşaya ilgiyle bakan
çalışmalardır bunlar...
Batı'ya açılması 195 l'de Venedik Film
Festivali en iyi film ödülünü ve en iyi ya-
bancı film Oscar'ını kazanan "Raşo-
mon*' filmiyle olur. Japon sinemasmın
zenginligini Batı böylece tanır.
70'ierde kişisel gerileme yaşadı
Zengin sembolizmi vepsikolojik de-
rinliği ile karmaşıklığı anlatan "Raşo-
mon", birçok Japon yapıtına Batı tiyat-
rolannı açmakla kalmamış aynı zaman-
daki benzer Amerikan yapımlanna da
kaynak olmuştur. Bunlardan birisi Paul
Newman'm başrolde oynadığı "Ourra-
ge" (Tecavüz), diğeri ise konulu film
uzunlugunda Ricardo Montalban'ın baş-
rolünü oynadığı TV çalışmasıdır.
Kurosavva'nm "7 Samurav?r>
ı. Holly-
vvood versiyonunda açıkça kopya edil-
miş, "Muhteşem Yedili" olarak izleyici-
ye sunulmuştur. îtalyanlann spagettı vves-
terni "Bir Avnç Dolar tçin" ise Kurosa-
vva'nm "Yojimbo" filmınden aynen ak-
• Kurosawa
eserlerinde gelenekselle
moderni, eskiyi ve
yeniyi, Doğu'nun ve
Batı'nın kültürlerini
başanyla özümsemiştır.
Belirli dönemleri
yansıtan filmleri
çağdaş klasikler
niteliğindedir.
Karakterlerine
duygusal bir derinlikle
yaklaşan, onlann
çevresini saran şiddeti
derin bir hümanizma ile
çerçeveleyen, insanın
durumuna ilişkin
kargaşaya ilgiyle bakan
çalışmalardır bunlar...
tanlmıştır.
Bu kez Batı, Doğu'ya dikkat eder.
Kültürler arası etkileşim böylece Ba-
tı'nın anlayışının ders yönünde de ol-
muştur. 1959'da Venedik'te Uluslarara-
sı EleştirmenlerÖdüIü'nü alan "Saldı Ka-
le" filmi Kurosavva'nm bu kez John Ford
geleneğindeki Hollyvvoodvvesternlerin-
den doğrudan etkilendiğini göstermek-
tedir.
Aynca yönetmenin dört önemli filmi,
Batı edebiyat eserlerinden yola çıkılarak
yapılmıştır. Dostoyevski'nin "Budala"sı,
Gorki'nin "Ayak Takımı", Shakespe-
are'in "MacbetjTi, "Kanlı Taht" adıy-
la, "KingLearr>
i, "Ran" olarak başany-
la gerçekleştırilmiştir.
Duyarlı ve çok etkileyici çağdaş bir öy-
kü olan "Yaşamak" ve "LanetM" (1952)
eserinden görkemli bir samuray öyküsü
olan
u
Sanjuro"ya (1962) kadar birçok
başka filmi uluslararası başansını sürdür-
müştür.
Önde gelen bir yapımcı olarak da bü-
yüyen rolüne rağmen Kurosavva, 60'la-
nn sonlannda ve 70'lerin başiannda
önemli bir kişisel gerileme yaşamıştır.
1965'te çektıği, iki yıllık yoğun bir ça-
lışmanın ürünü olan "Kınl Sakal" fılmin-
den sonra beklenmedik olumsuzluklar-
la yüz yüze gelmiştir. Yanm kalan pro-
jeler, boş geçen günlerle dolu bir hayal
kınkhğı dönemı yaşamıştır.
Biçem ustası bir yönetmendi
Beş yıllık bu sarsıntılı aradan sonra çek-
tiği ilk filmi "Dodes Kaden" (1970). ba-
şansız bir satışla karşılaşınca Kurosavva
intihar girişiminde bulunmuştur. Büyük
bir şans eseri olarak kurtulmuş, iyileş-
miş, sonra da birkaç ay içerisinde mora-
lini yeniden kazanarak bir Sov yet-Japon
ortak yapımı olan "Dersu Uzala"yı yö-
netmek olanağının verilmesiyle çalışma
isteğini yenilemiştir. Büyük bir bölümü
Sibirya'da yaklaşık dört yılda çekjlen bu
hayatta kalma öyküsü, 1975 'te en iyi ya-
bancı film Oscar'ını, Moskova Film Fes-
tıvali'nde altın madalyayı kazandırmış-
tır Kurosavva'ya.
1980'de derin bir insancıl tarih öykü-
sünü anlattığı "Kagemusha" ile kendi us-
talığını bile aşmış, Cannes Festivali'nde
Altın Palmiye'yi paylaşmış, Ingiliz Film
Akademisi en iyi yönetmen ödülünü de
almıştır.
1985 yapımı "Ran", büyüleyici ve şa-
şırtıcı bir Kral Lear uyarlaması olarak ye-
niden birçok uluslararası ödül kazan-
mıştır.
Kurosavva, hemen hemen bütün film-
lerini kurgulamış ya da kurgusunu de-
netlemiştir. Birçok filminin de senaryo-
suna katılmış gerçek bir yaratıcıdır.
Aynca başka yönetmenlerin filmleri-
ne senaryolar da yazmıştır. Andrei Kon-
çalovsld'nin bir Amerikan macera filmi
olan "Kaçış Treni", Kurosavva'nm se-
naryosundandır.
Yüklü bir anlatım yeteneğine. övüle-
si esneklikte bir yorum gücüne sahip,
biçem ustası olan Kurosavva dünyanın
en önemli yönetmenlerinden biriydi.
Woody Allen, Kurosavva için. "Onun
yaptıklannın yanında bizimkiler fındık
fisük saydır" demiştir...
Eskişehir Festivali'nde Ortaçag
Ispanyası'ndan ezgiler
• Kültür Senisi - 4. Uluslararası Eskişehir Festivali
etkinlikleri kapsamında 14 Ekim Çarşamba günü
Ispanyol Kvinterna Topluluğu'nun konseri yer
alacak. "Ortaçağ Avrupa Müziği'nde Doğu
Etkileri" başlığını taşıyan konser, iki bölümden
oluşuyor. 14. yüzyılda Avrupa saraylanndaki müziği
dinleyiciyle buluşturan konsenn ilk bölümünde
topluluk, dönemin ünlü müzisyenleri Guilliaume de
Machaut, Francesco Landini ve Giovanni Cascia'dan
parçalar seslendirecek. Arap-lslam müziği ve
çalgılannın ağırlıklı olarak hıssedileceğı ikinci
bölümde de Ortaçağ'da lspanya'da Monserat
Manastın'ndaki şarkı defterlerinde bulunan
parçalara yer verecek olan topluluğun şefi ve artistik
direktörii Dr. Hana Blochava.
Hatay Şiir Ödülü
B Kühür Servisi- Yazarlann ve sanatçılann mekânı
olarak tanınan Hatay Restaurant. ilk kez ^
kuruluşunun otuzuncu yılında düzenlediği şiir <•
yanşmasının ikincisini gerçekleştirmeye
hazırlanıyor. Yanşmaya katılacak olanlann 30
Kasım tarihine kadar, bir kitap oylumundaki şiir
dosyalannı aynntılı bir özgeçmış ile bırlikte 6 nüsha
halinde Hatay Restaurant, Bağdat Caddesı. No:52.6.
Bostancı-lstanbul adresine göndermeleri gerekıyon
Egemen Berköz, Eray Canberk. Aydın Hatipoğlu.
Mustafa Öneş ve Tuğrul Tanyol'dan olu^an seçici-
kurul tarafından yapılacak olan değerlendirme ''
sonucu seçilecek binnciye 100 mılyon lira para
ödülü ve bir plaket verilecek. Hatay Şiır Ödülü. 9 ,
Ocak 1999 tarihinde Hatay Restaurant'ta vapılacal^
"Cemal Süreyya'yı Anma Toplantısı"nda sahibini,
bulacak.
Lise Felsele Platformu'ndan Yeni
Tüpkü konseri cuma günü
• Kültür Servisi - Istanbul Liseleri Felsefe
Kulüpleri Platformu'nun 1998-1999 dönemi
etkinliklerinin tanıtım gecesinde Yeni Türkü grubu
sahne alacak. 25 Eylül Cuma günü saat 20.00'de
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda düzenlenecek olan
konserin biletleri YKY Galatasaray Kitabevi'nden
ve Kadıköy Zihni Müzıkevi'nden temin
edilebilecek. Geçen yıl lstanbul liselenndeki felsefe
kulüplerinin bir araya gelmesınden oluşan
platformun düzenlediği 'özgürlük' başlıği altındaki
18 seminerden derlenen metinler, kasım ayı
içerisinde YKY'den çıkacak bir seçkı-kıtapçıkla
okuyucuya sunulacak. Platform. bu yıl da Yapı
Kredi Kazım Taşkent Kültür Merkezi'nde
düzenleyeceği felsefe okumalannın yani sıra yılda
dört kez yayımlanması planlanan bir dergi
çıkartacak. Platfonnun tüm etkinlikleri Yapı Kredi
Kültür Sanat Yayıncılık tarafından destekleniyor.
4. Spor Fotoğpaflapı Yarışması
• Kültür Senisi -5-7 Kasım tanhlen araiinda
düzenlenecek olan 5. Uluslararası Spor Bılimleri
Kongresi kapsamında. 4. Spor Fotoğraflan
Yanşması düzenleniyor. Renkli ve sivah-beyaz
dallannda düzenlenecek olan yanşmaya katılacak
yapıtlann en az 18x24, en çok 30x40 cm ebadında
olması gerekiyor. Yanşmacılann en fazla dört
fotoğrafla katılabileceği 4. Spor Fotoğraflan
Yanşması'na son başvuru tarihi 9 Ekim. Tuğrul
Çakar, Uğur Erdener, Emin Ergen. Ateş Erinanç,
Mehmet Gökağaç. M. Arslan Güven. Bülent
Hiçyılmaz, Necmettin Külahçı, Tansu Polatkan,
Erol Yaşar Türkalp ve Ersin Ozkan'dan oluşan
seçici kurul 16 Ekim tarihinde toplanacak ve 21
Ekim tarihinde de sonuçlar açıklanacak. Dereceye
giren ve sergilenmeye değer bulunan vapıtlar 5-7
Kasım tarihleri arasında Hacettepe Üniversıtesı Tıp
Fakültesi R Salonu yanındaki sergi salonunda
sergilenecek. (Aynntılı bilgi için: Gıvasettin
Demirhan - 0312-299 21 67)
BUGÜN
• YAPI KREDİ SANAT FESTİVALİ kapsamında
saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndâ
Fazıl Say'ın piyano resitali yer alıyor.
• .\KSA.NAT'ta Pierre Boulez v önetımindeki ',
Viyana Senfoni Orkestrası'nın Stravinski, Debussy,
Bartok ve Boulez'den birer parça seslendireceklen
konser saat 12.30 ve 19.00'da lazer diskten
gösterilecek.
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT FESTtVALÎ'
etkinlikleri kapsamında yer alan Marlen Adamadze
(bariton). Nina Adamadze (mezzo soprano) ve ,.
Edvard Aris (akordeon) üçlüsünün vereceği klasik..
müzik konseri, saat 19.00'da ltalyan Kültür '1
Merkezi'nde izlenebilir. (
• AKBANK AYA İRİNİ BACH GÜNLERİ
kapsamında saat 19.30"da Aya Irini Kilisesi'nde .,
Alexander Rudin Piyano Resitali yer alıyor. ;
ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ
BÜGUN
• Tarih Vakfı 'nın tarihi Darphane binalannda
düzenlediği'Üç Kuşak Cumhuriyet Sergisi'
etkinlikleri kapsamında saat 11,00'de cumhuriyet '
insanlan. cumhuriyet kentleri. toplumsal ve siyasai
olaylara ilişkin belgesel film gösterimi. saat
15.00'te sergi yapımcılan eşliğinde rehberli sergi
gezisi ve Gökçe Taşkıran'ın gitar dinletisi, saat
18.00'de ise sinema gösterimi yer alıyor.