Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1SEYL.UL 1998 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GLNCEL CINEVT ARCAYUREK
• I Baştarafı 1. Sayfada
cağnız izlenimleri alt alta koyu-
riLJZ, büacağınız sonuç çok açık.
Sade vatandaş öteden beri
biliinenbırgerçeği yineliyor. Po-
litiiKacılara inanmıyor, güvenmi-
yor. Karamsarlığı daha pekişti-
recek bir başka yargıyı açık se-
çif< önönüze koyuyor:
"Seçime evet" diyor ama;
gelenin gidenden farkı olmaya-
cağım söylemeden edemiyor.
B u yargı, halkımızın demok-
rasinin temel ilkesi olan seçimin
ülkeye ve bireylere yeni ufuklar
kazandırmayacağına olan katı-
laşmış görüşünü yansıtıyor.
B u izlenimler, üzerinde dik-
katle durmayı gerektiren rejim
açısından önemli bir sonuç da-
ha veriyor.
Toplumda giderek yoğunluk
kazanan bu görüş; seçimi "ça-
re" olmaktan çıkarıyor.
Demokrasi halk nezdinde
kan yitiriyor. Hiç ummadığınız
bir meslek sahibi, belki ilkokul
eğitimli bir taksi şoförü 28 Şu-
bat sürecini tek cümle içinde
özetliyor ki, şaşırmamak elde
değil.
Şöyle diyor: "Askerler olma-
saydı çoktaan şeriat gelmiş te-
pemize oturmuştu".
Bu, askere prim vermek mi,
yoksa politikacılarm birinı öte-
kinden ayırt etmeyen sağlam
bir mantığın eseri mi?
Türkiye'nin büyük üniversite-
lerinden birinde; istanbul'da,
anayasa ve yasalar gereği şeri-
atın simgeleştirdiği türbana kar-
şı bir savaşım sürerken; Başba-
kan Mesut Yılmaz, "yasağıyu-
muşatmaktan" söz açan ve
hatta, "devlet dairelerinde de
türbanlıya hoşgörüyle bakan"
bir demeç verebiliyor.
Dini siyasal amaçlara kurban
etmenin bundan daha somut
bir örneği olabilir mı? TC Baş-
bakam'ndan geliyor bu irdele-
meler.
Hoca'nın (Başbakan'ın) kera-
meti böyle olunca; cemaatten
birinin benzeri söylemlerte onu
izlemesini doğal karşılamak ge-
rekiyor.
Al birini vur ötekine
Medyamız, Başbakan'ın tür-
ban gibi laik rejim açısından son
derece duyarlı bir konuya son
yaklaşımlarını eleştirmiyor. Ama
onun peşi sıra laikliği alabora
edecek kimi söylemlerde bu-
lundu diye Şaibe Hanım'ı yer-
den yere vurmayı yeterli sayıyor.
Yeniden dirilip siyasette söz
sahibi olmaya soyunan Şaibe
Hanım'ın "Ezanın sesinikısma-
ya çalışıyorlar-Türbanla uğraşı-
yorlar-Kuran kurslarını kapatı-
yorlar" gibi cümleleri neden ya-
dırganıyor? Birbirinden büyük
farklan var mı?
Dinci basın, tabii onlara ön-
derlik eden FP'nin yayın organ-
ları manşetlerden "eğitim sis-
temine yükleniyor". Giderek
oturmaya başlayan 8 yıl kesin-
tisiz eğitim türban savaşındaki
örtüleri.
Doğru ya da yanlış; adamlar
hiç değilse kendilerine özgü bir
siyaset anlayışı ve siyaset stra-
tejisi sergiliyorlar.
Peki ama laik cephe diye anı-
lan, kendi içinde tutarsız sağ
partilerin kararsız Kasım gibi bir
o yana bir bu yana yalpalama-
larınm sebeb-i hikmeti ne?
Mesut Yılmaz, ustaca üslup-
la iki seçimi birbirinden ayırma
telaşında özgür bırakan Deniz
Baykal'dan galiba daha fazla
bir şeyler istiyor.
Milletvekili seçimini ertele-
mek için mani zail oldu. CHP
dayatması çekildi, geri duruyor.
"Ne yaparsan yap" diyor Yıl-
maz'a.
Başbakan tutturmuş, seçim
önergesini CHP'nin vermesi
koşulunda dayatıyor. Oysa
azınlık hükümetindeki üçün bi-
ri DTP. Çankaya ile görüşbirtiği
içinde seçim istemiyor.
Çankaya; "makul ve halkın
sindirebileceği birgerekçe bu-
lunsun ve önerge öyle verilsin"
istiyor. Bu mantıkla TBMM'ye
genelde güvensizlik "demek ki
makul ve sindirilir gerekçelerle
kolay yoldan " ortadan kalka-
cak.
Cindoruk gerekçenin âlâsını
bulur. Ama Yılmaz daha nelerin
peşinde. Örneğin Baykal'dan
en azından yerel seçime kadar
hükümetidesteklemesini... Bir-
lıkte seçim önergesi vermeyi..
isteyebilir mi? Ister, ister!
Ama ne çare; bir iktidar yü-
rekli ve cesur olmalı. Kendine
güvenmeli değil mi?
Hayır! Yılmaz, halkın ANAP'a
güvenmediğini görüyor olmalı
ki, seçimleri ayıran önergeyi
verme cesaretini gösteremiyor.
Şimdi denklemin anlaşılma-
yan bir yüzü daha ortaya çıkıy-
or:
Bu koşullarda Baykal, hükü-
meti ayakta tutmayı neden sür-
dörsütv?-..'••" • -"••' •'•••
6
Mali milat' tebliği yayımlanıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mali-
ye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Nev-
zat Sa\ tjıhoğlu. geriye döniik olarak incele-
me >apılıp yapıLmayacağı, kara para akJa-
maya yol açıp açmayacağı. blokajın ne-
leri kapsayacağı konusunda tartışmalara
neden olan "mali milat" düzenlemesine
ilişkin tebliğin bugün yayımlanacağını bil-
dirdi.
Saygılıoğlu'nun bu açıklamasına karşın
dün saat 23.00'e kadar Resmi Gazete'ye
herhangi bir tebliğin gelmediği belirtildi.
Ankara Sanayi Odası'nın "Rusya'daki
Ekonomik Kriz ve Tiirkiye'deki Etkileri"
konulu panele katılan Gelirler Genel Mü-
dürü Sa> gılıoğlu, 30 Eylül tarihinde banka-
lara yapılacakblokajla ilgili tebliğhazırlık-
lan hakkındaki soruya. "Bugün (dün) Res-
mi Gazete'ye gönderiyoruz. V'ann (bugiin)
yayımlanacak" yanıtını verdi.
Vergı yasasında, gelir kavramının geniş-
letilerek. "harcamalarsonucundabupara-
yı nereden buldun" sorusunun sorulması-
na olanak tanıyacak sistem değişıkliği ne-
deniyle "mali milat" ilan edılıyor. Gelir
Vergisı Kanunu'daki geçici 47. maddeye
göre. yasanın yayım tarihi 29 Temmuz ! 998
tarihinden sonra ortaya çıkan mal edınim-
leri ve harcamalann önceki servet edinim-
leriyle açıklanması yönündekı kapı kapatıl-
maya çalışılıyor. Ancak. gelecek dönem-
deki harcamalannı düşünerek, mükellefle-
rin başkalanna ait menkul değerleri de blo-
ke ederek, kayıt dışına olanak sağlama yo-
luna başvurabilecekleri kaygısı dile getiri-
liyor. Maliye Bakanlığı'nın tebliğinde. bu-
na yönelik düzenlemenin de yer alması bek-
leniyor.
Yasanın mali milatla ilgili düzenlemesi-
ne göre 30 Eylül 1998 tarihinde. ellerinde-
ki menkul değerleri devlet güvencesindeki
kayıt. sicil ve kanaat getirici \ esikalarla ka-
nıtlayamayanlann bildirimleri için blokaj
olanağı getirıliyor. Kanaat getirici vesika-
lar kapsamında. "banka, banker. aracı ku-
rumiarve benzeri mali kurumlann kayıtve
belgeleri ile posta idaresL tapu. noterler ve
trafik gibi kamu kurum ve kuruluşlanmn
kayıtve belgeleri. fatura, perakendesaöş ve-
sikaJan. gider pusulası, müstahsil makbu-
m vs." sıralanıyor. Bu şekılde kanıtlanan
değerlerin bloke edilmesi gerekmiyor. Yi-
ne yabancı bankalarda oldugu kanıtlanan
menkul değerlenn de 30 Eylül'de Türkı-
yedeki bankalara getirilme zorunluluğu bu-
lunmadığı belirtiliyor. Tebliğde bu konuda
açıklama yapılarak. yabancı bankalardakı
kayıtlann da kanıt unsuru olarak kabul edi-
leceğinin belirtilmesi bekleniyor.
Yurttaşiann ellenndeki menkul kjymet-
leri açıklanan kanıt sistemi içerisindeyeral-
mazsa. "nakitpara. mevduatsertifikası.do-
viz ve benzeritajmetlerin*'bloke edilmesi
gerekiyor.
Maliye uzmanlan. mevduat sertifikası-
nın yürürlükten kalktıgını. dolayısıyla böy-
le bir değerin bloke edilemeyeceğini belir-
tiyorlar. Ancak, yasadaki bloke edilecek
"benzeri kıymetlerin" neler olduğu konu-
sunda tebliğin açıklama getirmesi gereki-
yor. Maliye'nin, altını kapsam dışında bı-
rakması. çek ve senetlerin ise bloke edilme-
sıni istemesi bekleniyor. Aitının, kapsam
dışına alınmasının da sistem açısından açık
kapı bıraktığına dikkat çekiliyor.
Hisse senetleri ve diğer menkul kıymet-
lenn blokajını öngörmeyen düzenlemeye
ilişkin tebliğle, bankalara bloke edilecek
değerin miktarına ilişkin açıklama yapıJ-
ması da bekleniyor. Tebliğle. yasada öngö-
rülmeyen bir düzenieme yapılarnayacağı
için. geriye dönük olarak bloke edilen de-
ğerlerle ilgili başka yasalann işletilmeyece-
ği yönünde bir düzenieme yapılamayacak.
Yasa. bloke edilen değerlerle ilgili olarak,
>alnızca "neneden bukiun sorusunun sonıl-
mamasııu" öngörüyor.
Hava korsam şeriatçı çıktıI Baştarafı 1. Sayfada
dün akşam havalanan Airbus tipi yolcu uça-
ğının kaptan pilotu. saat 20.37'de kuleye
uçağın kaçınldığı mesajını verdı. L'çak bu
aşamadan sonra Trabzon'a yöneldi.
Saat 21.38"de Trabzon Havaalanı'na in-
en uçağın çevresi kısa sürede güvenlik güç-
lerince kuşatıldı. Özel tim. jandarma ve po-
lis ekiplerinin yanı sıra havalimanında am-
bulans ve itfaiye araçlan da hazır bekletil-
di. Operasyon için hazırlıklar başlatıhrken
uçakla ilk temas kuruldu. Yapılan pazarlık-
larsonucu korsan yolculann serbest bırakıl-
masını kabuJ etti. Saat 22.15'tede yolcula-
nn tahliyesi başladı. Ankara"da Ulaştırma
Bakanı ArifAhmet Denizolgun. Trabzon "da
da Devlet Bakanı Eyüp Aşıkbaşkanlığında
knz masalan oluşturulurken Istanbul Ata-
türk Havalimanf nda da bir knz masası oluş-
tu. Bakan Denizolgun yaptığı açıklamada.
kendilerine çelişkili bilgilergeldiğini belir-
terek pilotun kule ile Ingilizce irtibat kurdu-
ğunu \e çok sağlıklı bir bilgi alınamadığını
kaydetti. Denizolgun, yapılan göriişmeler-
den sonra eylemcilerin bir otobüs istedikle-
nni de söyledi. ve saat 22.15'te yolculann
tahliyesinin başladığını açıkladı. Öte yan-
dan Başbakan Mesut Yılmaz da saat
22.00'ye kadar Başbakanlık konutunda, sa-
at 22.00'den sonra da özel konutunda geliş-
meler hakkında bilgi aldı.
Yolcu ve personelin tahliyesinin ardından
uçakta kalan pilotlar ve hava korsanı arasın-
da pazarlıklar sürdü. Kaptan pilot. operas-
yon için hazırlanan ekibe korsanın üzerını
aradıgını ve silah çıkmadığını bildirdi. Bu-
nun üzerine Trabzon Emniyet Müdürü Zey-
nel Abidin Ayhan operasyon emnnı durdur-
du. Bir süre sonra da korsan. pilotun kolun-
da uçaktan inerek güvenlik güçlerine teslim
oldu.
Şeriatçı hava korsanının uçağa küçük bir
paketle bindiği \e uçak havalandıktan son-
ra kokpitegirip elinde bomba olduğunu söy-
leyerek pilotlan tehdit ettiği anlaşıldı. Plas-
tik tabancayı çorabının içinde rahatlıkla X-
RAY cihazından geçirerek uçağa binen kor-
sanın kapıda arama yapan polislere de oyun-
cak tabancasını fark ettirmemeyi başardığı
belirlendi. Korsanın tehditlerı karşısında
kaptan pilotun *Lçaktakiyakıtancak İstan-
bul'a kadaryeterli; daha ileri gidemez" de-
diği v e bunun üzerine korsanın en yakın ha-
vaalanı olan Trabzon'u tercih ettiği kayde-
dildi. Uçağın kaçınlmasının ardından mü-
rettebatın sakin tavn nedeniv le herhangi bir
panik yaşanmadı. Uçağın kabin amirı. VİP
bölümünde oturan eski ANAP Istanbul Mil-
letvekili Talat fçöz'ün yanına gelerek uça-
ğın kaçırıldığını söyledi, lçöz'den arkaya
geçmesini isteyen görev li. VİP bölümüne
bir başka yolcuyu oturttu. Diğer yolcularsa
uçağın kaçınldığını, Trabzon'a 15 dakika-
lık bir mesafe kaldığında hostesler tarafın-
dan vapılan anonslaöğrendiler. Uçaktaki 76
yolcunun arasındagazetemizyazarı ve Ög-
retim Üyeleri Sendikası Başkanı Prof. Dr.
İzzettin Önder de bulunuyordu.
Uçak havaalanına indikten sonra teslim
olmaya karar veren korsan, "Ihsan Bey hak-
kınızı belal etmeni/i istiyor" şeklinde bir
anons yaptırdı.
Trabzon Valı Yardımcısı Mustafa Kork-
mazDincer'in hava korsanının teslim olma-
sının ardından yaptığı açıklamada. korsa-
nın Çorum nüfusuna kayıtlı Saü ve Tu-
ran'dan olma. 1972 doğumlu thsan Akyüz
olduğunu söyledi. THY Genel Müdürü Yu-
suf Bolmırtı da. 76 yoicu arasında herhangi
üst düzey yönetıcınin bulunmadığını kay-
detti. Kaçırıldığı sırada uçağın, kaptan pı-
lotlarAnılIşılveRamazanSan yönetimin-
de olduğunu belırten Bolayırlı. "Ybkrulann
herhangi bir sağhksorunlan vok" dedi. Baş-
bakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Büleot
Ecevit de Ulaştırma Bakanlığı'na gelerek
uçak kaçırma olayıyla ilgili bilgi aldı. Ece-
vıt gazetecılenn sorulan üzerine, "Kafasıkı-
zanuçakkaçınyor" dedi. Uçaktan indikten
sonra bir süre Trabzon Havaalanfnda bek-
leyen yolcular. daha sonra bir başka uçakla
tstanbul'a gönderildi.
Trabzon Emniyet Müdürü Zeynel Abidin
Ayhan. açıklamasında korsanın terörle mü-
cadele ekiplerince sorgulandığını belırterek
"İslami göriişe mensup. ruhi bunalım için-
de olduğunu ve bu e>lemi bizzat kendisinin
tasaıiadığını. kimse tarafından yönlendiril-
mediğini söyledi. Sorgusu sürüyor" dedi.
Vali \ekili Mustafa Korkmaz Dinçer de
Akyüz'ün ilk ifadesinde psikolojık proble-
mi olduğunun anlaşıldığını savundu. Din-
çer. Akyüz'ün karışık ifadesinde "Çecenis-
tan'a destefc veriyorum ve doğııda askerük
yapum" dedığıni bildirdi.
EFSANE DEVAM EDİYOR!
KAYBEDENLER KULÜBÜ
BU GECE 22:00
kentfm.com.tr
/•/ i
Mehmed KemalHkaybettik
• Baştarafı 1. Sayfada
1920 de Ankara'da dogan Meh-
med Kemal Kurşunlu, Ankara Lise-
si'ni bitirdikten sonra Ankara Üni-
versitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fa-
kültesi'nde üç yıl okudu. Gazetecili-
ğe 1940 yılında Çağın dergisinde ya-
zar olarak başladı. Türk Haberler
Ajansı'nın ve Demokrat Ankara. Ye-
ni fstanbul. Vatan. Ant gibi çeşitli ga-
zetelerin Ankara temsilciliğini,
1969'dan sonra da Istanbul'daki Ye-
ni Gazete. Akşam, Banş gazetelerin-
de fıkra yazarlıgı yaptı. Hürses. Ye-
ni Istanbul, Vatan, Hürriyet'ten son-
ra Cumhuriyet gazetesinde çalıştı.
Başta "Acılı Kuşak", "Birind Ki-
lometre", "Puisuz Tavla", "Kalenin
EtegJnde", "Poütika ve Ötesi", "Şa-
irier Dö\üşür", "12 Mart Öfkeh" Ge-
neraller ve İşkence", "Sol Kavgası",
"Ara Rejim Kara Rejim", "Celal Ba-
yar Efsanesi ve Raftaki Demokrasi",
"Türkiye'nin Kalbi Ankara". "Öğie
Rakılan", u
Bir Deste İskambU" ol-
mak üzere 21 yapıtı yavımlandı. Evli
ve iki çocuklu olan Mehmed Kemal,
Basın Şeref Karü sahibiydi.
"Aedı Kuşak"ın temsilcisi Meh-
med Kemal. 78 yaşındaydı. Kendi-
siyle yapılan bir söyleşide. 60 yıllık
şiirserüvenini şöyleanlatıvordu: "Şi-
irle tamşmam 15-16 yaşlannda baş-
ladı. İyi, öğretici öğretmenlerimin
özendirmesiyle başladım. Daha son-
ra şiir başlıca amacım oldu. tlk şiirle-
rimi nerede yayunladığımı şimdi tam
tarihiyle sovleyemem. İlk kitabım
1945yıhndaçıkb'Birinci Kilometre"
adıyla. Ondan sonra ikinci kitabım
"Dünya Güzel Olmalı' 1952'de ya-
yımlandı. 'Söz Gibi" 1977'de.'Ö*ğle
Rakılan' 1986'dayayımlandı. Şürie-
rim topluca "Bütün Şiirleri" adıyla
MiUiyet Y ayınlan'ndan çıkü. Şiir bit-
mivor.yeniden yazjvordum. Veni şür-
lerime de bu nedenle 'Tükenmez'
adını koydum."
75yaşında Türkiye Yazarlar Sen-
dikası ve İstanbul Devlet Tiyatro-
su'nun birlikte hazırladığı gecede.
1950'li yıllarda tanıdıgı Mehmed Ke-
mal 'in kuşağını, insanın insan olma
savaşımında ezilenlerin yanmda yer
alan bir kuşak olarak nitelendirmiş,
acılı kuşağın acılannın hiç dinmedi-
ğini de vurgulamıştı tlhan Selçuk.
Mehmed Kemal de şiir alanına
2.Dünya Savaşı 'yla birlikte girdikle-
rini, insanlığın faşizmle kavgası ol-
duğunu anımsatmıştı:
" Dünya ikiye aynlmıştı. bir taraf-
ta faşizm bir tarafta demokrasüer. Bu
kavgada biz müttefikleri,demokrasi-
yi tuttuk. Fakat siyaset adamlanmız
memleketimjzde iktidarda bulunan
hükümetlerkah demokratcepheden
kah miğfer devletlerden yana oldu-
lar ve bu tavırla kah bir tarafi tutan-
lar kah öteki tarafi tutanlar hapse b-
kıldılar. 1940 kuşağı bu çarpışmanın,
bu çarpışmada yerini bulmanın kuşa-
ğıdır. Ve bu işler birip ta» sadıktan son-
ra ben bu kuşağın kitabım yazmakis-
tedim. Bu şairlerin, yazarlann çek-
tikleri acılan anlatmak istedun. Adı-
na da "Acılı Kuşak' dedim."
"Bir usta elimden tutup bir gaze-
teye koy du beni.~ O giin bugün yazar
dururum... EUi yıldır haber peşinde-
Mehmed Kemal sade biyografisi-
ni 'Haber peşinde 50 yıT adlı kitabı-
nın arka kapağında böyle anlatır. Çe-
tin Altan'ın deyimiyle eski zaman
konsolu gibiydi Mehmed Kemal.
Beyninin her çekmecesinde ayn mal-
zeme, ayn öykü.
IVecati Doğnı bir dönem birlikte
çalıştığı Mehmed Kemal'den öğren-
diklerini de şöyle aktarmıştı konuş-
masında:
"Haberle karşı karşıya kaldığında
şüpheci oL. Basityaz~ Kapıcı İlyas'ııı
dahi anlayacağı kadar basit.. Halk
anlamıyorsa yazdıklann neye yarar?
Beynine sahip çık_. Çıkar gnıplann-
dan. politikacüardan gelen sansür
kendi yargılannının önüne geçme-
sin."
Kibirlı olmak. narsisizme kapıl-
mak. bunu yazılanna yansıtmak gibi
meslek hastalıklanndan uzak durul-
ması gerektiğini öğutler gençlere.
"Bu sütun ve köşeler sana değil
okura aittir.senin amirin. gazetenin
patronu ya da genil yayın yönetmeni
degil, okurundur."
DemirtaşCeyhun da telaşlı. acele-
ci ve heyecanlı olarak tanımladıgı
Mehmed Kemal'in bugüne dekyaz-
dığı 168 şiirden 82'sinin 10 mısra-
dan daha az olmasınt belki gazeteci-
likten gelen, belki de kuşağına özgü
sabırsızlığına başlamıştı.
RaifErtem ise, Mehmed Kemal'in
kendi kuşağı üzerinde ne denli etki-
Ii olduğunu vurgularken, 50'li yılla-
nn sonralannda ve 6O'lı yıllann baş-
lannda. onun yazılannın, yaptıklan
işlerin doğru ya da yanlış olduğunu
anlamada bir gösterge olduğunu an-
latmıştı.
Kemal'in önemli özelliklerinden
birinin kavgasının yanında, bir olayı
değerlendirirken çözüm de getirme-
si olduğunu belirten Ertem, "Çeşitli
alternatiflerle ortaya koyduğıı çö-
zümler bizi yeni aray ışlara itti" diye-
rek, onun yazıda direnmesine de de-
ğinmişti: "Yazıyla evlendi, metres
aramadı."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
H Baştarafı 1. Sayfada
kilerindeki olumsuz gidişe biraz da bu pencereden
bakmak gerekiyor.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın Israil-Filistin-Ürdün
gezisi sırasında, Tahran da; Iran, Yunanistan ve Er-
menistan dışişleri bakanlarının katıldığı bir başka zir-
veye ev sahipliği yapıyordu. Açıklamaya göre, zirve-
nin hedefi "başka ülkeler" değildi!
Bu ziyaretlerin ardından Dışişleri Bakanı Ismail
Cem'in, cumartesi günü başlayan Tahran gezisinin
gündeminde üç konu vardı:
- Afganistan'daki gelişmeler.
- Iran'ın PKK militanlanna kucak açması.
- Iran'ın Errnenistan ve Yunanistan'la kurduğu bağ-
lar.
İki Dışişleri Bakanı'nın kapalı kapılar ardında neler
konuştuğu, basın toplantısı sırasında söylediklerin-
den anlaşılıyor.
Cem, Yunanistan'a ilişkin bir soruya şu karşılığı
verdi:
"Yunanistan aklınca Türitiye'ye karşı Haçlı seferi
başlatmaktadır ve yine aklınca, bu Haçlı seferine
Müslüman asker toplamaktadır. Bu oyuna kimse
düşmeyecektir."
Iran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ise ko-
nuyu Türkiye-lsrail ilişkilerine getirdi:
"Türkiye, sa/dırganlığını gösteren, varlığı bütün
bölgeye zarar veren bir ülke ile işbiriiğine girmeme-
lidir."
Bölge diplomasisinde söyle bir tanım kullanılır:
"Arap ülkelerinde açık Israil, gizli Türkiye düşman-
lığı vardır."
Genel bir önyargı gibi görünse de, Arap ülkelerin-
deki yönetim anlayışının bu tanıma uyduğunu söyle-
yebiliriz.
Yazının başında vurguladığımız Azerbaycan boyu-
tu ise Iran'ın Ermenistan'la ilişkilerinde önemli belir-
leyici.
Iran, Ermenistan'ı ilk tanıyanve Erivan'dadiploma-
tik temsilcilik açan ilk ülke. Ermenistan, Azerbaycan
topraklannı işgal ederken sadece Rusya'dan ve Ba-
tı'dan değil, bir ölçüde Iran'dan da maddi-manevi
destek gördü. Gerçi, biraz ileri gidince Iran, "dur"
demek durumunda kaldı, ama Iran'ın Ermenistan'la
ilişkilerindeki gelişime bakınca, bunun göstermelik
olduğu izlenimi doğuyor.
Iran-Yunanistan-Ermenistan dışişleri bakanlan bu-
luşması iç içe giren "karşıhklı çıkaıiann" birsonucu...
Azerbaycan ise Nahcivan özerk bölgesine ulaş-
mak için Iran'a mecbur. Halen, Nahcivan-Bakû bağ-
lantısı Iran hava sahasından sağlanıyor.
Iran'ın Türkiye sınınna yakın Batı bölgelerinde de
Kürtlerin yaşadığı göz önünde tutulursa ortaya şu çı-
kıyor:
Iran'ın rahat etmesi için Türkiye ve Azerbaycan'ın
kendi ıç sorunlanyla uğraşması gerekli!
İki zenginlik...
Buradan Azerbaycan'ın içine girersek...
Gündemde 11 Ekim'de yapılacak genel seçimler
var, Muhalefet partileri seçimi boykot ediyor. Gerek-
çeleri şu:
"Bütün kurallan Haydar Aleyev tarafından belirien-
miş bir seçimin figûranı olmayız."
Âliyev ise arada bir çağrı yapıyor:
"Seçimden kaçılmaz. Katılın."
Ancak, muhalefet temsilcilerinin hafta sonunda
Azatlık Alanı'nda yapmak istedikleri mitingin engel-
lenmesi 11 Ekim seçimlerinin güvenliğini tehlikeye so-
kuyor. *
Azerbaycan'da propaganda çalışmaları çoktan
başladı. Ağustosun ikinci yarısında Bakû'de gözlem-
iediklerim Aliyev yönetiminin devlet olanaklannı da tü-
müyle kendi lehine kullandığı yönündeydi. Devlet te-
levizyonuna çıkan yurttaşiann tümü Aliyev'i destek-
liyordu. Şu söz kulaklanmda:
"Azerbaycan'ın iki büyük zenginliği var. Biri neft
(petrol), öteki Aliyev."
Topraklannın üçte biri işgal alt/ndaki Azerbaycan'ın
bu seçimlerden yıpranmış değil, güçlenmiş olarak
çıkmasını, iç çekişmelerin sağduyuyla sonuçlanma-
sını dileyelim. Noktayı bir Azerbaycan atasözüyle
koyalım:
"Su gider taş kalır, el gider kardaş kalır."
Evcil'e hayali ihracat
Sürücü belgemi yitirdim.
Hükümsüzdür.
UĞUR YAVUZ
H Baştarafı 1. Sayfada
Izmir Gümrük Başmüdü-
rü Muharrem Karadu-
manın ortaya çıkardığı olay
üzerine Ankara"dan gönderi-
len Gümrük Başmüfettişi Os-
man NurzatLiuğbeyligiltara-
fından yürütülen soruşturma
sonunda 28 Haziran 1996'da
hazırlanan raporda, Eze 2^ey-
tincilik'in Türk Ticaret Ban-
kası'nın iştiraklerinden Tl-
TAŞ Makine Sanayi v e Tica-
ret AŞ aracılığıyla Ispan-
ya'ya 256 ton salamura zey-
tin ihracatı beyanında bulun-
duğu kaydedildi. Gümrük çı-
kış beyannamelerinde zeyti-
nin değerinin ton başına 4 bin
825 dolar olarak beyan edil-
diği kaydedilen raporda şöy-
le devam edildi: "İleride or-
taya cıkabilecek tereddütiere
açıklıkgetirmek bakımından
kalite. fiyat ve miktar tespi-
tinde yarargörüldü. Partiden
ahnan örnek zeytin üzerine
Bornova-Izmir ZeytincUik
Araştırma Enstitüsü'nce ya-
pılan inceleme sonucunda
zeytinin Aydın Memecik tü-
rü olduğu, sıra mali sınıfina
girdiği belirlendi. Aynca bi-
lirkişi hevetince zeytinin kali-
te açısından uluslararası
normlara uygun olmadıgı,
tuz oranının oldukça yüksek
olduğu. fermantasyon işlemi-
nin tamamlanmamışolduğu,
ihraçfi>atının cari piyasa ko-
şullanna göre ton başına
1200-1500 dolar olması ge-
rektiği bildirildi.-
Raporda şöyle devam edil-
di: "TtTAŞ ve Eze'nin daha
önce gerçekleştirdiği /eytin
ihracatlan tarandı. Eze'nin
son 3 ayiçinde IzmirGümrü-
ğii'nden 4. Gemlik Gümrii-
ğü'nden de 3 beyanname ile
zeytin ihracatı yaptığı belir-
lendi. TtTAŞ'ın ise İzmir'den
1 beyanname ile ihracat yap-
Ogı, bütün beyannamelerde
değerin ton başına 4 bin 814
ile 4 bin 830 ton arasında fa-
tura beyan edüdiği saptamn.
Eze'nin Gemlik'ten gerçek-
leştirdiği ihracatlardan biri-
nin Yannm Teşvik Belge-
si'nde yapıldığı belirlendi."
Raporda, Eze'nın satış
sözleşmesinin taraflarından
birinin MEDITOLIVA fır-
masına ton başına 4 bin 500
dolar olmak üzere toplam 8
bin 888 ton 892 kilogram
zeytin ihracatı taahhüdünde
bulunduğu kaydedildi. Mü-
fettişin yaptığı araştırmalar
sonucu zeytinin ihracat birim
fıyatının o dönemde ton ba-
şına 1400-1900 dolar olduğu
saptamasına yer verildi. (
MEDITOUIVÂ'nın.ErolEv-
cil tarafından Ispanya'da ku-
rulan bir şirket olduğu Türki-
ye Iş Bankası'nın raporlann-
da kaydedildi.) Hesaplama-
lara göre. Erol Evcil'in 8
gümrük çıkış beyannamesin-
de yaptığını beyan ettiği ihra-
cat tutan 15 milyon dolan
aşıyor.
Raporun sonuç bölümün-
de, gümrük çıkış beyanname-
leri ve sahte faturalarda imza-
lan bulunan Eze Zeyiincilik
Yönetim Kurulu Başkanı
Erol Evcil. TİTAŞ Yönetim
Kurulu Başkanvekili. Türk
Ticaret Bankası Genel Mü-
dür Yardımcısı Tank İhtiyar,
Muhasebe Müdürü Emine
Duman. Gümrük Komisyon-
cu Yardımcısı İlyas YaMiz
hakkında 1918 sayılı Kaçak-
çılığın Önlenmesine Dair Ya-
sa'nın gümrük görev lilerine
yanlış beyanı düzenleyen 45.
ve toplu kaçakçılığı düzenle-
yen 27/2. maddeleri uyannca
soruşturma açılması istendi.
1918 sayılı yasanın 45. mad-
desi hayali ihracat yaptıklan
belirlenenlere uygulanıyor.
Raporda aynca. Evcil, Ih-
tiyar ve Emine Duman hak-
kında TCY'nin sahte beyan-
da bulunmak suçlamasını dü-
zenleyen ve 3 aydan 1 yıla
kadar hapis cezasını öngören
343. maddesi uyannca yasal
takibata geçilmesi istendi.