17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1SEYL.UL 1998 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GLNCEL CINEVT ARCAYUREK • I Baştarafı 1. Sayfada cağnız izlenimleri alt alta koyu- riLJZ, büacağınız sonuç çok açık. Sade vatandaş öteden beri biliinenbırgerçeği yineliyor. Po- litiiKacılara inanmıyor, güvenmi- yor. Karamsarlığı daha pekişti- recek bir başka yargıyı açık se- çif< önönüze koyuyor: "Seçime evet" diyor ama; gelenin gidenden farkı olmaya- cağım söylemeden edemiyor. B u yargı, halkımızın demok- rasinin temel ilkesi olan seçimin ülkeye ve bireylere yeni ufuklar kazandırmayacağına olan katı- laşmış görüşünü yansıtıyor. B u izlenimler, üzerinde dik- katle durmayı gerektiren rejim açısından önemli bir sonuç da- ha veriyor. Toplumda giderek yoğunluk kazanan bu görüş; seçimi "ça- re" olmaktan çıkarıyor. Demokrasi halk nezdinde kan yitiriyor. Hiç ummadığınız bir meslek sahibi, belki ilkokul eğitimli bir taksi şoförü 28 Şu- bat sürecini tek cümle içinde özetliyor ki, şaşırmamak elde değil. Şöyle diyor: "Askerler olma- saydı çoktaan şeriat gelmiş te- pemize oturmuştu". Bu, askere prim vermek mi, yoksa politikacılarm birinı öte- kinden ayırt etmeyen sağlam bir mantığın eseri mi? Türkiye'nin büyük üniversite- lerinden birinde; istanbul'da, anayasa ve yasalar gereği şeri- atın simgeleştirdiği türbana kar- şı bir savaşım sürerken; Başba- kan Mesut Yılmaz, "yasağıyu- muşatmaktan" söz açan ve hatta, "devlet dairelerinde de türbanlıya hoşgörüyle bakan" bir demeç verebiliyor. Dini siyasal amaçlara kurban etmenin bundan daha somut bir örneği olabilir mı? TC Baş- bakam'ndan geliyor bu irdele- meler. Hoca'nın (Başbakan'ın) kera- meti böyle olunca; cemaatten birinin benzeri söylemlerte onu izlemesini doğal karşılamak ge- rekiyor. Al birini vur ötekine Medyamız, Başbakan'ın tür- ban gibi laik rejim açısından son derece duyarlı bir konuya son yaklaşımlarını eleştirmiyor. Ama onun peşi sıra laikliği alabora edecek kimi söylemlerde bu- lundu diye Şaibe Hanım'ı yer- den yere vurmayı yeterli sayıyor. Yeniden dirilip siyasette söz sahibi olmaya soyunan Şaibe Hanım'ın "Ezanın sesinikısma- ya çalışıyorlar-Türbanla uğraşı- yorlar-Kuran kurslarını kapatı- yorlar" gibi cümleleri neden ya- dırganıyor? Birbirinden büyük farklan var mı? Dinci basın, tabii onlara ön- derlik eden FP'nin yayın organ- ları manşetlerden "eğitim sis- temine yükleniyor". Giderek oturmaya başlayan 8 yıl kesin- tisiz eğitim türban savaşındaki örtüleri. Doğru ya da yanlış; adamlar hiç değilse kendilerine özgü bir siyaset anlayışı ve siyaset stra- tejisi sergiliyorlar. Peki ama laik cephe diye anı- lan, kendi içinde tutarsız sağ partilerin kararsız Kasım gibi bir o yana bir bu yana yalpalama- larınm sebeb-i hikmeti ne? Mesut Yılmaz, ustaca üslup- la iki seçimi birbirinden ayırma telaşında özgür bırakan Deniz Baykal'dan galiba daha fazla bir şeyler istiyor. Milletvekili seçimini ertele- mek için mani zail oldu. CHP dayatması çekildi, geri duruyor. "Ne yaparsan yap" diyor Yıl- maz'a. Başbakan tutturmuş, seçim önergesini CHP'nin vermesi koşulunda dayatıyor. Oysa azınlık hükümetindeki üçün bi- ri DTP. Çankaya ile görüşbirtiği içinde seçim istemiyor. Çankaya; "makul ve halkın sindirebileceği birgerekçe bu- lunsun ve önerge öyle verilsin" istiyor. Bu mantıkla TBMM'ye genelde güvensizlik "demek ki makul ve sindirilir gerekçelerle kolay yoldan " ortadan kalka- cak. Cindoruk gerekçenin âlâsını bulur. Ama Yılmaz daha nelerin peşinde. Örneğin Baykal'dan en azından yerel seçime kadar hükümetidesteklemesini... Bir- lıkte seçim önergesi vermeyi.. isteyebilir mi? Ister, ister! Ama ne çare; bir iktidar yü- rekli ve cesur olmalı. Kendine güvenmeli değil mi? Hayır! Yılmaz, halkın ANAP'a güvenmediğini görüyor olmalı ki, seçimleri ayıran önergeyi verme cesaretini gösteremiyor. Şimdi denklemin anlaşılma- yan bir yüzü daha ortaya çıkıy- or: Bu koşullarda Baykal, hükü- meti ayakta tutmayı neden sür- dörsütv?-..'••" • -"••' •'••• 6 Mali milat' tebliği yayımlanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mali- ye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Nev- zat Sa\ tjıhoğlu. geriye döniik olarak incele- me >apılıp yapıLmayacağı, kara para akJa- maya yol açıp açmayacağı. blokajın ne- leri kapsayacağı konusunda tartışmalara neden olan "mali milat" düzenlemesine ilişkin tebliğin bugün yayımlanacağını bil- dirdi. Saygılıoğlu'nun bu açıklamasına karşın dün saat 23.00'e kadar Resmi Gazete'ye herhangi bir tebliğin gelmediği belirtildi. Ankara Sanayi Odası'nın "Rusya'daki Ekonomik Kriz ve Tiirkiye'deki Etkileri" konulu panele katılan Gelirler Genel Mü- dürü Sa> gılıoğlu, 30 Eylül tarihinde banka- lara yapılacakblokajla ilgili tebliğhazırlık- lan hakkındaki soruya. "Bugün (dün) Res- mi Gazete'ye gönderiyoruz. V'ann (bugiin) yayımlanacak" yanıtını verdi. Vergı yasasında, gelir kavramının geniş- letilerek. "harcamalarsonucundabupara- yı nereden buldun" sorusunun sorulması- na olanak tanıyacak sistem değişıkliği ne- deniyle "mali milat" ilan edılıyor. Gelir Vergisı Kanunu'daki geçici 47. maddeye göre. yasanın yayım tarihi 29 Temmuz ! 998 tarihinden sonra ortaya çıkan mal edınim- leri ve harcamalann önceki servet edinim- leriyle açıklanması yönündekı kapı kapatıl- maya çalışılıyor. Ancak. gelecek dönem- deki harcamalannı düşünerek, mükellefle- rin başkalanna ait menkul değerleri de blo- ke ederek, kayıt dışına olanak sağlama yo- luna başvurabilecekleri kaygısı dile getiri- liyor. Maliye Bakanlığı'nın tebliğinde. bu- na yönelik düzenlemenin de yer alması bek- leniyor. Yasanın mali milatla ilgili düzenlemesi- ne göre 30 Eylül 1998 tarihinde. ellerinde- ki menkul değerleri devlet güvencesindeki kayıt. sicil ve kanaat getirici \ esikalarla ka- nıtlayamayanlann bildirimleri için blokaj olanağı getirıliyor. Kanaat getirici vesika- lar kapsamında. "banka, banker. aracı ku- rumiarve benzeri mali kurumlann kayıtve belgeleri ile posta idaresL tapu. noterler ve trafik gibi kamu kurum ve kuruluşlanmn kayıtve belgeleri. fatura, perakendesaöş ve- sikaJan. gider pusulası, müstahsil makbu- m vs." sıralanıyor. Bu şekılde kanıtlanan değerlerin bloke edilmesi gerekmiyor. Yi- ne yabancı bankalarda oldugu kanıtlanan menkul değerlenn de 30 Eylül'de Türkı- yedeki bankalara getirilme zorunluluğu bu- lunmadığı belirtiliyor. Tebliğde bu konuda açıklama yapılarak. yabancı bankalardakı kayıtlann da kanıt unsuru olarak kabul edi- leceğinin belirtilmesi bekleniyor. Yurttaşiann ellenndeki menkul kjymet- leri açıklanan kanıt sistemi içerisindeyeral- mazsa. "nakitpara. mevduatsertifikası.do- viz ve benzeritajmetlerin*'bloke edilmesi gerekiyor. Maliye uzmanlan. mevduat sertifikası- nın yürürlükten kalktıgını. dolayısıyla böy- le bir değerin bloke edilemeyeceğini belir- tiyorlar. Ancak, yasadaki bloke edilecek "benzeri kıymetlerin" neler olduğu konu- sunda tebliğin açıklama getirmesi gereki- yor. Maliye'nin, altını kapsam dışında bı- rakması. çek ve senetlerin ise bloke edilme- sıni istemesi bekleniyor. Aitının, kapsam dışına alınmasının da sistem açısından açık kapı bıraktığına dikkat çekiliyor. Hisse senetleri ve diğer menkul kıymet- lenn blokajını öngörmeyen düzenlemeye ilişkin tebliğle, bankalara bloke edilecek değerin miktarına ilişkin açıklama yapıJ- ması da bekleniyor. Tebliğle. yasada öngö- rülmeyen bir düzenieme yapılarnayacağı için. geriye dönük olarak bloke edilen de- ğerlerle ilgili başka yasalann işletilmeyece- ği yönünde bir düzenieme yapılamayacak. Yasa. bloke edilen değerlerle ilgili olarak, >alnızca "neneden bukiun sorusunun sonıl- mamasııu" öngörüyor. Hava korsam şeriatçı çıktıI Baştarafı 1. Sayfada dün akşam havalanan Airbus tipi yolcu uça- ğının kaptan pilotu. saat 20.37'de kuleye uçağın kaçınldığı mesajını verdı. L'çak bu aşamadan sonra Trabzon'a yöneldi. Saat 21.38"de Trabzon Havaalanı'na in- en uçağın çevresi kısa sürede güvenlik güç- lerince kuşatıldı. Özel tim. jandarma ve po- lis ekiplerinin yanı sıra havalimanında am- bulans ve itfaiye araçlan da hazır bekletil- di. Operasyon için hazırlıklar başlatıhrken uçakla ilk temas kuruldu. Yapılan pazarlık- larsonucu korsan yolculann serbest bırakıl- masını kabuJ etti. Saat 22.15'tede yolcula- nn tahliyesi başladı. Ankara"da Ulaştırma Bakanı ArifAhmet Denizolgun. Trabzon "da da Devlet Bakanı Eyüp Aşıkbaşkanlığında knz masalan oluşturulurken Istanbul Ata- türk Havalimanf nda da bir knz masası oluş- tu. Bakan Denizolgun yaptığı açıklamada. kendilerine çelişkili bilgilergeldiğini belir- terek pilotun kule ile Ingilizce irtibat kurdu- ğunu \e çok sağlıklı bir bilgi alınamadığını kaydetti. Denizolgun, yapılan göriişmeler- den sonra eylemcilerin bir otobüs istedikle- nni de söyledi. ve saat 22.15'te yolculann tahliyesinin başladığını açıkladı. Öte yan- dan Başbakan Mesut Yılmaz da saat 22.00'ye kadar Başbakanlık konutunda, sa- at 22.00'den sonra da özel konutunda geliş- meler hakkında bilgi aldı. Yolcu ve personelin tahliyesinin ardından uçakta kalan pilotlar ve hava korsanı arasın- da pazarlıklar sürdü. Kaptan pilot. operas- yon için hazırlanan ekibe korsanın üzerını aradıgını ve silah çıkmadığını bildirdi. Bu- nun üzerine Trabzon Emniyet Müdürü Zey- nel Abidin Ayhan operasyon emnnı durdur- du. Bir süre sonra da korsan. pilotun kolun- da uçaktan inerek güvenlik güçlerine teslim oldu. Şeriatçı hava korsanının uçağa küçük bir paketle bindiği \e uçak havalandıktan son- ra kokpitegirip elinde bomba olduğunu söy- leyerek pilotlan tehdit ettiği anlaşıldı. Plas- tik tabancayı çorabının içinde rahatlıkla X- RAY cihazından geçirerek uçağa binen kor- sanın kapıda arama yapan polislere de oyun- cak tabancasını fark ettirmemeyi başardığı belirlendi. Korsanın tehditlerı karşısında kaptan pilotun *Lçaktakiyakıtancak İstan- bul'a kadaryeterli; daha ileri gidemez" de- diği v e bunun üzerine korsanın en yakın ha- vaalanı olan Trabzon'u tercih ettiği kayde- dildi. Uçağın kaçınlmasının ardından mü- rettebatın sakin tavn nedeniv le herhangi bir panik yaşanmadı. Uçağın kabin amirı. VİP bölümünde oturan eski ANAP Istanbul Mil- letvekili Talat fçöz'ün yanına gelerek uça- ğın kaçırıldığını söyledi, lçöz'den arkaya geçmesini isteyen görev li. VİP bölümüne bir başka yolcuyu oturttu. Diğer yolcularsa uçağın kaçınldığını, Trabzon'a 15 dakika- lık bir mesafe kaldığında hostesler tarafın- dan vapılan anonslaöğrendiler. Uçaktaki 76 yolcunun arasındagazetemizyazarı ve Ög- retim Üyeleri Sendikası Başkanı Prof. Dr. İzzettin Önder de bulunuyordu. Uçak havaalanına indikten sonra teslim olmaya karar veren korsan, "Ihsan Bey hak- kınızı belal etmeni/i istiyor" şeklinde bir anons yaptırdı. Trabzon Valı Yardımcısı Mustafa Kork- mazDincer'in hava korsanının teslim olma- sının ardından yaptığı açıklamada. korsa- nın Çorum nüfusuna kayıtlı Saü ve Tu- ran'dan olma. 1972 doğumlu thsan Akyüz olduğunu söyledi. THY Genel Müdürü Yu- suf Bolmırtı da. 76 yoicu arasında herhangi üst düzey yönetıcınin bulunmadığını kay- detti. Kaçırıldığı sırada uçağın, kaptan pı- lotlarAnılIşılveRamazanSan yönetimin- de olduğunu belırten Bolayırlı. "Ybkrulann herhangi bir sağhksorunlan vok" dedi. Baş- bakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Büleot Ecevit de Ulaştırma Bakanlığı'na gelerek uçak kaçırma olayıyla ilgili bilgi aldı. Ece- vıt gazetecılenn sorulan üzerine, "Kafasıkı- zanuçakkaçınyor" dedi. Uçaktan indikten sonra bir süre Trabzon Havaalanfnda bek- leyen yolcular. daha sonra bir başka uçakla tstanbul'a gönderildi. Trabzon Emniyet Müdürü Zeynel Abidin Ayhan. açıklamasında korsanın terörle mü- cadele ekiplerince sorgulandığını belırterek "İslami göriişe mensup. ruhi bunalım için- de olduğunu ve bu e>lemi bizzat kendisinin tasaıiadığını. kimse tarafından yönlendiril- mediğini söyledi. Sorgusu sürüyor" dedi. Vali \ekili Mustafa Korkmaz Dinçer de Akyüz'ün ilk ifadesinde psikolojık proble- mi olduğunun anlaşıldığını savundu. Din- çer. Akyüz'ün karışık ifadesinde "Çecenis- tan'a destefc veriyorum ve doğııda askerük yapum" dedığıni bildirdi. EFSANE DEVAM EDİYOR! KAYBEDENLER KULÜBÜ BU GECE 22:00 kentfm.com.tr /•/ i Mehmed KemalHkaybettik • Baştarafı 1. Sayfada 1920 de Ankara'da dogan Meh- med Kemal Kurşunlu, Ankara Lise- si'ni bitirdikten sonra Ankara Üni- versitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fa- kültesi'nde üç yıl okudu. Gazetecili- ğe 1940 yılında Çağın dergisinde ya- zar olarak başladı. Türk Haberler Ajansı'nın ve Demokrat Ankara. Ye- ni fstanbul. Vatan. Ant gibi çeşitli ga- zetelerin Ankara temsilciliğini, 1969'dan sonra da Istanbul'daki Ye- ni Gazete. Akşam, Banş gazetelerin- de fıkra yazarlıgı yaptı. Hürses. Ye- ni Istanbul, Vatan, Hürriyet'ten son- ra Cumhuriyet gazetesinde çalıştı. Başta "Acılı Kuşak", "Birind Ki- lometre", "Puisuz Tavla", "Kalenin EtegJnde", "Poütika ve Ötesi", "Şa- irier Dö\üşür", "12 Mart Öfkeh" Ge- neraller ve İşkence", "Sol Kavgası", "Ara Rejim Kara Rejim", "Celal Ba- yar Efsanesi ve Raftaki Demokrasi", "Türkiye'nin Kalbi Ankara". "Öğie Rakılan", u Bir Deste İskambU" ol- mak üzere 21 yapıtı yavımlandı. Evli ve iki çocuklu olan Mehmed Kemal, Basın Şeref Karü sahibiydi. "Aedı Kuşak"ın temsilcisi Meh- med Kemal. 78 yaşındaydı. Kendi- siyle yapılan bir söyleşide. 60 yıllık şiirserüvenini şöyleanlatıvordu: "Şi- irle tamşmam 15-16 yaşlannda baş- ladı. İyi, öğretici öğretmenlerimin özendirmesiyle başladım. Daha son- ra şiir başlıca amacım oldu. tlk şiirle- rimi nerede yayunladığımı şimdi tam tarihiyle sovleyemem. İlk kitabım 1945yıhndaçıkb'Birinci Kilometre" adıyla. Ondan sonra ikinci kitabım "Dünya Güzel Olmalı' 1952'de ya- yımlandı. 'Söz Gibi" 1977'de.'Ö*ğle Rakılan' 1986'dayayımlandı. Şürie- rim topluca "Bütün Şiirleri" adıyla MiUiyet Y ayınlan'ndan çıkü. Şiir bit- mivor.yeniden yazjvordum. Veni şür- lerime de bu nedenle 'Tükenmez' adını koydum." 75yaşında Türkiye Yazarlar Sen- dikası ve İstanbul Devlet Tiyatro- su'nun birlikte hazırladığı gecede. 1950'li yıllarda tanıdıgı Mehmed Ke- mal 'in kuşağını, insanın insan olma savaşımında ezilenlerin yanmda yer alan bir kuşak olarak nitelendirmiş, acılı kuşağın acılannın hiç dinmedi- ğini de vurgulamıştı tlhan Selçuk. Mehmed Kemal de şiir alanına 2.Dünya Savaşı 'yla birlikte girdikle- rini, insanlığın faşizmle kavgası ol- duğunu anımsatmıştı: " Dünya ikiye aynlmıştı. bir taraf- ta faşizm bir tarafta demokrasüer. Bu kavgada biz müttefikleri,demokrasi- yi tuttuk. Fakat siyaset adamlanmız memleketimjzde iktidarda bulunan hükümetlerkah demokratcepheden kah miğfer devletlerden yana oldu- lar ve bu tavırla kah bir tarafi tutan- lar kah öteki tarafi tutanlar hapse b- kıldılar. 1940 kuşağı bu çarpışmanın, bu çarpışmada yerini bulmanın kuşa- ğıdır. Ve bu işler birip ta» sadıktan son- ra ben bu kuşağın kitabım yazmakis- tedim. Bu şairlerin, yazarlann çek- tikleri acılan anlatmak istedun. Adı- na da "Acılı Kuşak' dedim." "Bir usta elimden tutup bir gaze- teye koy du beni.~ O giin bugün yazar dururum... EUi yıldır haber peşinde- Mehmed Kemal sade biyografisi- ni 'Haber peşinde 50 yıT adlı kitabı- nın arka kapağında böyle anlatır. Çe- tin Altan'ın deyimiyle eski zaman konsolu gibiydi Mehmed Kemal. Beyninin her çekmecesinde ayn mal- zeme, ayn öykü. IVecati Doğnı bir dönem birlikte çalıştığı Mehmed Kemal'den öğren- diklerini de şöyle aktarmıştı konuş- masında: "Haberle karşı karşıya kaldığında şüpheci oL. Basityaz~ Kapıcı İlyas'ııı dahi anlayacağı kadar basit.. Halk anlamıyorsa yazdıklann neye yarar? Beynine sahip çık_. Çıkar gnıplann- dan. politikacüardan gelen sansür kendi yargılannının önüne geçme- sin." Kibirlı olmak. narsisizme kapıl- mak. bunu yazılanna yansıtmak gibi meslek hastalıklanndan uzak durul- ması gerektiğini öğutler gençlere. "Bu sütun ve köşeler sana değil okura aittir.senin amirin. gazetenin patronu ya da genil yayın yönetmeni degil, okurundur." DemirtaşCeyhun da telaşlı. acele- ci ve heyecanlı olarak tanımladıgı Mehmed Kemal'in bugüne dekyaz- dığı 168 şiirden 82'sinin 10 mısra- dan daha az olmasınt belki gazeteci- likten gelen, belki de kuşağına özgü sabırsızlığına başlamıştı. RaifErtem ise, Mehmed Kemal'in kendi kuşağı üzerinde ne denli etki- Ii olduğunu vurgularken, 50'li yılla- nn sonralannda ve 6O'lı yıllann baş- lannda. onun yazılannın, yaptıklan işlerin doğru ya da yanlış olduğunu anlamada bir gösterge olduğunu an- latmıştı. Kemal'in önemli özelliklerinden birinin kavgasının yanında, bir olayı değerlendirirken çözüm de getirme- si olduğunu belirten Ertem, "Çeşitli alternatiflerle ortaya koyduğıı çö- zümler bizi yeni aray ışlara itti" diye- rek, onun yazıda direnmesine de de- ğinmişti: "Yazıyla evlendi, metres aramadı." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada kilerindeki olumsuz gidişe biraz da bu pencereden bakmak gerekiyor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Israil-Filistin-Ürdün gezisi sırasında, Tahran da; Iran, Yunanistan ve Er- menistan dışişleri bakanlarının katıldığı bir başka zir- veye ev sahipliği yapıyordu. Açıklamaya göre, zirve- nin hedefi "başka ülkeler" değildi! Bu ziyaretlerin ardından Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in, cumartesi günü başlayan Tahran gezisinin gündeminde üç konu vardı: - Afganistan'daki gelişmeler. - Iran'ın PKK militanlanna kucak açması. - Iran'ın Errnenistan ve Yunanistan'la kurduğu bağ- lar. İki Dışişleri Bakanı'nın kapalı kapılar ardında neler konuştuğu, basın toplantısı sırasında söylediklerin- den anlaşılıyor. Cem, Yunanistan'a ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi: "Yunanistan aklınca Türitiye'ye karşı Haçlı seferi başlatmaktadır ve yine aklınca, bu Haçlı seferine Müslüman asker toplamaktadır. Bu oyuna kimse düşmeyecektir." Iran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ise ko- nuyu Türkiye-lsrail ilişkilerine getirdi: "Türkiye, sa/dırganlığını gösteren, varlığı bütün bölgeye zarar veren bir ülke ile işbiriiğine girmeme- lidir." Bölge diplomasisinde söyle bir tanım kullanılır: "Arap ülkelerinde açık Israil, gizli Türkiye düşman- lığı vardır." Genel bir önyargı gibi görünse de, Arap ülkelerin- deki yönetim anlayışının bu tanıma uyduğunu söyle- yebiliriz. Yazının başında vurguladığımız Azerbaycan boyu- tu ise Iran'ın Ermenistan'la ilişkilerinde önemli belir- leyici. Iran, Ermenistan'ı ilk tanıyanve Erivan'dadiploma- tik temsilcilik açan ilk ülke. Ermenistan, Azerbaycan topraklannı işgal ederken sadece Rusya'dan ve Ba- tı'dan değil, bir ölçüde Iran'dan da maddi-manevi destek gördü. Gerçi, biraz ileri gidince Iran, "dur" demek durumunda kaldı, ama Iran'ın Ermenistan'la ilişkilerindeki gelişime bakınca, bunun göstermelik olduğu izlenimi doğuyor. Iran-Yunanistan-Ermenistan dışişleri bakanlan bu- luşması iç içe giren "karşıhklı çıkaıiann" birsonucu... Azerbaycan ise Nahcivan özerk bölgesine ulaş- mak için Iran'a mecbur. Halen, Nahcivan-Bakû bağ- lantısı Iran hava sahasından sağlanıyor. Iran'ın Türkiye sınınna yakın Batı bölgelerinde de Kürtlerin yaşadığı göz önünde tutulursa ortaya şu çı- kıyor: Iran'ın rahat etmesi için Türkiye ve Azerbaycan'ın kendi ıç sorunlanyla uğraşması gerekli! İki zenginlik... Buradan Azerbaycan'ın içine girersek... Gündemde 11 Ekim'de yapılacak genel seçimler var, Muhalefet partileri seçimi boykot ediyor. Gerek- çeleri şu: "Bütün kurallan Haydar Aleyev tarafından belirien- miş bir seçimin figûranı olmayız." Âliyev ise arada bir çağrı yapıyor: "Seçimden kaçılmaz. Katılın." Ancak, muhalefet temsilcilerinin hafta sonunda Azatlık Alanı'nda yapmak istedikleri mitingin engel- lenmesi 11 Ekim seçimlerinin güvenliğini tehlikeye so- kuyor. * Azerbaycan'da propaganda çalışmaları çoktan başladı. Ağustosun ikinci yarısında Bakû'de gözlem- iediklerim Aliyev yönetiminin devlet olanaklannı da tü- müyle kendi lehine kullandığı yönündeydi. Devlet te- levizyonuna çıkan yurttaşiann tümü Aliyev'i destek- liyordu. Şu söz kulaklanmda: "Azerbaycan'ın iki büyük zenginliği var. Biri neft (petrol), öteki Aliyev." Topraklannın üçte biri işgal alt/ndaki Azerbaycan'ın bu seçimlerden yıpranmış değil, güçlenmiş olarak çıkmasını, iç çekişmelerin sağduyuyla sonuçlanma- sını dileyelim. Noktayı bir Azerbaycan atasözüyle koyalım: "Su gider taş kalır, el gider kardaş kalır." Evcil'e hayali ihracat Sürücü belgemi yitirdim. Hükümsüzdür. UĞUR YAVUZ H Baştarafı 1. Sayfada Izmir Gümrük Başmüdü- rü Muharrem Karadu- manın ortaya çıkardığı olay üzerine Ankara"dan gönderi- len Gümrük Başmüfettişi Os- man NurzatLiuğbeyligiltara- fından yürütülen soruşturma sonunda 28 Haziran 1996'da hazırlanan raporda, Eze 2^ey- tincilik'in Türk Ticaret Ban- kası'nın iştiraklerinden Tl- TAŞ Makine Sanayi v e Tica- ret AŞ aracılığıyla Ispan- ya'ya 256 ton salamura zey- tin ihracatı beyanında bulun- duğu kaydedildi. Gümrük çı- kış beyannamelerinde zeyti- nin değerinin ton başına 4 bin 825 dolar olarak beyan edil- diği kaydedilen raporda şöy- le devam edildi: "İleride or- taya cıkabilecek tereddütiere açıklıkgetirmek bakımından kalite. fiyat ve miktar tespi- tinde yarargörüldü. Partiden ahnan örnek zeytin üzerine Bornova-Izmir ZeytincUik Araştırma Enstitüsü'nce ya- pılan inceleme sonucunda zeytinin Aydın Memecik tü- rü olduğu, sıra mali sınıfina girdiği belirlendi. Aynca bi- lirkişi hevetince zeytinin kali- te açısından uluslararası normlara uygun olmadıgı, tuz oranının oldukça yüksek olduğu. fermantasyon işlemi- nin tamamlanmamışolduğu, ihraçfi>atının cari piyasa ko- şullanna göre ton başına 1200-1500 dolar olması ge- rektiği bildirildi.- Raporda şöyle devam edil- di: "TtTAŞ ve Eze'nin daha önce gerçekleştirdiği /eytin ihracatlan tarandı. Eze'nin son 3 ayiçinde IzmirGümrü- ğii'nden 4. Gemlik Gümrii- ğü'nden de 3 beyanname ile zeytin ihracatı yaptığı belir- lendi. TtTAŞ'ın ise İzmir'den 1 beyanname ile ihracat yap- Ogı, bütün beyannamelerde değerin ton başına 4 bin 814 ile 4 bin 830 ton arasında fa- tura beyan edüdiği saptamn. Eze'nin Gemlik'ten gerçek- leştirdiği ihracatlardan biri- nin Yannm Teşvik Belge- si'nde yapıldığı belirlendi." Raporda, Eze'nın satış sözleşmesinin taraflarından birinin MEDITOLIVA fır- masına ton başına 4 bin 500 dolar olmak üzere toplam 8 bin 888 ton 892 kilogram zeytin ihracatı taahhüdünde bulunduğu kaydedildi. Mü- fettişin yaptığı araştırmalar sonucu zeytinin ihracat birim fıyatının o dönemde ton ba- şına 1400-1900 dolar olduğu saptamasına yer verildi. ( MEDITOUIVÂ'nın.ErolEv- cil tarafından Ispanya'da ku- rulan bir şirket olduğu Türki- ye Iş Bankası'nın raporlann- da kaydedildi.) Hesaplama- lara göre. Erol Evcil'in 8 gümrük çıkış beyannamesin- de yaptığını beyan ettiği ihra- cat tutan 15 milyon dolan aşıyor. Raporun sonuç bölümün- de, gümrük çıkış beyanname- leri ve sahte faturalarda imza- lan bulunan Eze Zeyiincilik Yönetim Kurulu Başkanı Erol Evcil. TİTAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili. Türk Ticaret Bankası Genel Mü- dür Yardımcısı Tank İhtiyar, Muhasebe Müdürü Emine Duman. Gümrük Komisyon- cu Yardımcısı İlyas YaMiz hakkında 1918 sayılı Kaçak- çılığın Önlenmesine Dair Ya- sa'nın gümrük görev lilerine yanlış beyanı düzenleyen 45. ve toplu kaçakçılığı düzenle- yen 27/2. maddeleri uyannca soruşturma açılması istendi. 1918 sayılı yasanın 45. mad- desi hayali ihracat yaptıklan belirlenenlere uygulanıyor. Raporda aynca. Evcil, Ih- tiyar ve Emine Duman hak- kında TCY'nin sahte beyan- da bulunmak suçlamasını dü- zenleyen ve 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasını öngören 343. maddesi uyannca yasal takibata geçilmesi istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle