Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ^AĞUST0S1998PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
Bizans Sarayı'nın yerini bilenler, kazmadan önce 'inşaat izni' verdiler...
Suriçi'nde imar ve arkeoloji• Sultanahmet'teki "Four
Seasons Oteli" arsasında
yaşanan deneyim de gösteriyor
İci arkeolojik SlT'lerde
öngörülen sondaj kazılarını
inşaat izni verdikten sonra
değil. yapılaşma konusunda ilk
kararı vermeden önce
gerçekleştirmek ve böylece
toprak altındaki değerleri
baştan güvenceye almak
gerekiyor...
Yeni Yüzvıl gazetesinde 21 Temmuz
1998günü bırınci sayfayı tümüyle kap-
layan ozel haberın manşeunde önce şu-
nu okuduk
"İstanbul'un göbeğinde 1500 yıllık
Bizans Sarayı."
Bu başlığın hemen altındaki dev man-
şet ıse şöyleydı:
"Paha Biçilmez Hazine..."
Ve bu \ ıırgulamalann ne anlama gel-
diği ise a\nı habenn spotunda şu şekil-
de özetlenivordu:
"Büvük sır çözülüvor: Istanbul Sul-
tanahmet'te yapılan arkeolojik kazı nıüt-
hiş bir keşifle sonuçlandı. 6. yüzv ılda ya-
pılan Bizans fmparatorhık SarayTnın ba-
zı kısımları ilk kez ortaya çıkanldı..."
Yenı Yüzvıldakı bu tam sa>falıkha-
ber özellıkle Istanbul'un tarihivle ilgi-
li olanlar arasında o giinün tartışma gün-
deminı belirlerken, birgün sonra bu kez
Sabah gazetesi de av nı ola> ı iç say fala-
nnda \ e yine tam sayfa olarak şu man-
şetleduvuruvordu: "Muhteşem Keşif-."
Bu manşetın altındaki haber özetı de
şöylevdi. "Sultanahmet MeydanTndaya-
pılan kazılarda ortava çıkanlan 100 bin
metrekarelik Bizans İmparatorluk Sa-
ravı, viizvılın en önemli arkeolojik bu-
luşu olarak nitelendirili\or..."
Gazetelerı okuyan \e aynı günlerde
bırbirlerını telefonla arayıp "ne divor-
sun"dı\erekolanıbıteni "kavramava"
çalışan kımı uzmanlar, haberden çok
aynı haberlerde "öneçıkarülan"vurgu-
lamalar uzenne yıne birbırlennın dik-
katinı çekerek konuşmalannı şöyle bi-
tirdıler "BizansSarayıoradaçıkmaya-
caktı da nerede çıkacakti? Bu abartma
belki çok önemli değil. ama yanlış ve
yanlı bilgilendirmenin altında acaba ne
yatı>or?~
Kımı uzmanlar da a\nı haberlerdeki
bu "sevinç" \e "müjde" havasının ar-
kasında "kaygı verici bir propaganda-
nın" yattığına karar vererek KUltür
Emekçileri Sendikası (Kültür-Sen) ara-
cılığıv la kamuoyuna şu açıklamayı yap-
tılar: "19. yv'denberi bütün Avnıpahsey-
yahlardan tutun Latin Amerikalı araş-
tırmacılara kadar konu edilen Büvük(Bi-
zans) Sarav ın kapladığı alanı (Kumka-
pı-Sultanahmet-Sarav burnu) avnı ver-
de kazmadan belirleven veçizen seyvah
uzmanlardan habersizmiş gibi davra-
nılarakkamuovunuyanıltan "defineci'
üsluplu bu beyanatlan. sözii edilen 19.
yy sonu ve 20. >•> başı araştırmacılan sağ
olsalardı herhalde en azından acı bir gü-
lümsemev le karşılarlardı..."
Kültür-Sen Genel Sekreteri Hatice
Kalkan, birkaç gün içinde başka arke-
ologlann. bu tür gelişmelen izley en du-
yarlı mimarlann v e hat-
ta kimı vatandaşların
dıle getirdıklerı " Sul-
tanahmet'te tarihe kar-
şı savgısız davranış ör-
nekleri" üzerınde de
özellıkle durarak aynı
açıklamada şunlan söy-
lüyordu: "Yüzyüın keş-
fl adı altında tarihi eser
ortaya çıkarmakla öv ü-
nen bu arkeologlar, yö-
neticisi olduklan mü-
zenin bir iki adını vuka-
rısında, Avasofva'nın
öngörüniimünü bozan
ve atrium kısmında yer
alan bir sahada bina yapımına nasıl ola-
nak sağladılar?"
Vbrumlar ve sonuçlar
Şımdi hem yükselen tepkılerden. hem
de bu tepkılere dayanak olan "gerçek-
çi" bilgi ve belgelerden ortaya şunlar çı-
kıyor:
Birincisi; Bızans"ın Büyük Sarayı'nın
"lstanbul'un göbeğinde'" olduğu zaten
öteden beri bılinıyor. 1992'de"otelecev-
rilmesine" (Four Seasons Oteli) onav ve-
rilen tanhi Sultanahmet Cezae\i bına-
smın a\lusunda \e bahçesinde yüzyıl-
dır kazı yapılamadığı için. ayru yerde \ ar-
lıgı bilinen saray gün ışığma çıkamamış-
tı...
Ikincisi; şımdı bu sarayın bilinen ye-
rini ve \arlığını sadece toprak altından
çıkartan kazı ise bilimsel ve kurallara
uygun bir "arkeolojik kazı" değil. baş-
lama nedeni ve yasal prosedürü açısın-
dan bır "sondaj" ve "kurtarma" kazı-
sı.
Yani. kazı alanı daha önce Four Se-
asons Oteli'ne "inşaat alanı" olarak \e-
rildiği ıçin, burada öngörülen "turistik
V ıl 1992. Tarihi Sultanahmet Cezaevi binası "otele çevrilme>e' baslanırken, aynı inşaat alanının alnnda Bizans Sarayı
olduğu bilinmiyor muydu? (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi)
"öztem" olarak kalacak...
Sultanahmeftekı işte
bu gözlemler ve tartışma-
lar, aslında "benzer du-
rumlann" bundan böyle
yaşanmaması için önem-
li bir yasal çalışmaya da
artık "ders verecek" ni-
telikte
Şöyle kı:
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nce geçen yıl-
dan bu yana hazırlanmak-
ta olan "Tarihi Yartma-
da (Suriçi) Koruma Nâ-
zım Planı" için son gün-
lerde -tamamlanma aşa-
İstanbul'un alınışından sadece §0 yıl sonrasına ait bir çizim. Deniz
sulanmn hemen arkasında AyasofŞa \e onun da hemen solunda
(şimdi "keşfettik" denilen) Bizansa ait Bü\ük Sarav...
tesis" uygulaması nedeniyle olası bir
tahribata uğrayarak toprak altındaki ka-
lıntılan "kurtarmak" ve inşaatın nere-
ye nasıl yapılacağına karar vermek ama-
cmı taşıyarrbirkazı. (Nitekhn. Four Se-
asons "un aynı kazıya sponsorluk yap-
ması da bir kültür hizmeti olmaktan ön-
ce. bir inşaat sahıbinin SlT alanında
imar olanağını elde edebilme yatınmı
olarak tanımlanıyor.)
Bu ıki olgunun yine aynı gazete ha-
berlerindeki "üslup" ve "söylemfc" bır-
likte çağrtştırdığı asıl tartışma yaratan
genel yorumu ise kazıda ortaya çıkar-
tılan yapı kalıntılannın > ine Four Seasoas
Oteli'ne "tahsis" edilen arazide bulun-
duğu için bu ayncalıklı otel tarafından
"turistik hedefleri" için kullanılacagı.
Yani, eger -hiç degilse- tarihi Sulta-
nahmet Cezaevi binasının dışmda kalan
arkeolojik SİT alanları yeniden kamu-
sal statüye kavuşturulmaz \e bu arazi
üzerindeki 49 yıllık özel kullanım hak-
kı bundan sonra da iptal edilmezse, ay-
nı bölge için hemen tüm duyarlı kesım-
lenn yıllar önceden beklentileri olan
"arkeolojik park" planı yine sadece bir
masında" olduğu söyleni>or.
Tarihi yarımadanın "kültür zengjnü-
ği korunarak imar görmesini'
1
amaçla-
yan işte bu önemli planın "nodan" ara-
sında ise şöyle bir madde var: "İnşaat
ruhsah öncesinde müze onayh arkeolo-
jik sondaj kazısı raporu alınacak, par-
selde buluntu çıkması halinde Koruma
Kurulu kararına göre uygulama vapı-
lacakOr™"
Bir bakıma zaten yıllardır "yiirür-
lükte olan" uygulama kurahnı da özet-
leyen bu madde. şimdi Four Seasons
Otelı'nin "ek inşaat alarandaki" kazı-
da ortaya çıkartılan tarihsel değerler ne-
deniyle gundeme gelen "inşaat izni"
tartışmalannın da temel nedenini oluş-
turuyor.
Çünkü bu madde, ilk bakışta toprak
altındaki arkeolojik zenginligi "göze-
ten" bır koşul gibı görünse bile aslında
uygulama pratiğinde tanhe karşı duyar-
sızlığı ve kültürel tahnbatı adeta "teş-
vik eden" bir süreci tanımlıyor.
Maddenın en önemli vurgulaması
olan "inşaat ruhsab öncesi" demek, ar-
sa sahibi ya da yatınmcının o inşaat için
tüm projelerini hazırlattığı ve hatta ay-
nı yatınm için diger birçok resmi izin-
leri tamamlayıp bazen de parasal yiiküm-
lülüklere ve ticari sözleşmelere bile bağ-
landığı bır aşamada "arkeolojik son-
daj" istemek anlamına geliyor.
Bazen büyük masraflann da yapıldı-
ğı ve artık sıranın sadece "inşaata baş-
lamaj'a" geldiği böylesı bir aşamada
arsadan çıkabilecek tanhsel kalıntıla-
nn ise o yatınmı ve yatınmcıyı "dur-
durma" gücü azalıyor.
Çünkü aynı yatınmcı o ana kadar yap-
tığı tüm hazırlıklan. girdiği taahhütle-
ri ve en önemlisı de projelerine esas
olan imardurumu belgesini. (Sultanah-
met Cezaev i örneğınde de arazi tahsi-
sını) artık geri alınması olanaksız bir "ka-
zanılmış hak" olarak görüyor. Hele be-
ledıve de böyle görünce, inşaata başlan-
ma aşamasındaki sondaj larla çıkan ka-
lıntılar, bu kazanılmış sayılan "imar
hakkını" (!) zedelemeyecek bir nitelik-
te ya da konumda gösterilmeye çalışı-
lıyor.
işte bu sürecin yarattığı "zorlama-
lar" ve hatta girişilen kimi "oyunlar"
da sondaj kazılannı yaptırmak, denet-
lemek ve buluntulan değerlendirmek-
le yükümlü kamu görevüsi uzmanlan
baskı (ve hatta "tehdit") altına alan ru-
tumları yaygınlaştırdıgı gıbi. arkeolojik
degerler bulunmasına ragmen gerçek-
leşen inşaatlar da tanhle birlikte aynı ka-
mu görevlısi uzmanlann saygınlığını
da zedeleyen sonuçlar yaratıyor...
^ e kararı' önerisi
Peki. koruma planı taslağına da ye-
niden yazılan bu sakıncalı kural yenne
ne getirilmeli? Toprak altında tarihin
bulunabileceği arsalarda imar uygula-
ması için nasıl bir yöntem ızlenmeli?
Bu sorunun en kestirme yanıtı, inşa-
at ruhsatı aşamasında değil, "yapılaşma
karanndan önce" arkeolojik sondaj ka-
zısının yapılmasıdır.
Ya da bunun yasal asaması olan "imar
durumu belgesi düzenlennıeden önce"
o arsada bilimsel araştırmanın yapıl-
ması ve böylece yatınm için henüz hiç-
bir hazırhğa başlanmadan bulunabile-
cek arkeolojik kalıntılar üzennde de-
gerlendirmeler yapılarak, kurul kara-
nyla o arsada inşaatın olup olamayaca-
gım yine baştan belirlemek gerekiyor.
İşte bu "küçük" gibi görünen, ama ko-
ruma sürecine zamanında ve doğru mü-
dahaleyi saglayacak olan kural değişik-
liği eger tüm SlT'lerle birlikte Suriçi'ne
de kazandınlırsa, Four Seasons'un in-
şaat için devletten kiraladığı tarihi bah-
çe içindeki kazıyla birlikte başlayan tar-
tışma da belkı bundan böyle benzer ge-
rilimleri ortadan kaldıracak yeni bir *ü-
ke karanna" öncülük yapmış olur.
Dilerseniz, biz de bu karann taslağı-
nı tartışmaya açalım.
"tLKE K.ARARI TASLAĞI: Arke-
olojik-kentsel StT alanlannda koruma
planı obnadan toprak altına müdahale
içeren inşaat izni verilemez. Koruma
ptanlannda ise StT içindeki arsalarda ar-
keolojik sondaj kazısı yapılıp. Koruma
Kurulu'nca değerlendirilmeden imar
durumu belgesinin v erilemev eceği ve ya-
pdaşma izni \a da koşullan hakkında ka-
rar üretilemey«ceği notu bulunacaktır._"
TedHughes,
çocukyapıtları
için savaşıyor
Kültür Servisi - Bır varmış bir yokmuş,
e\ velzaman içinde kalbursaman içinde Ted
Hughes adımla bir şair vaşarmış. Şiirleri
o kadurgüzelmii kı kraliçe onıı birgün sa-
ra\ $uiri ilan ermii. Gençken özellikle ço-
cııklar içm öyküleryazarmış Ted. Amayaş-
lanmaya başludığında çotuklar kendi öy-
külerinin temsılcilerini kendileri seçmeli,
bu niriin de ayrı biryeri olmalı diye düşün-
meve başlamış. Clkeyi yöneten adamlar
hemen uiraz etmişler buna • "Kesınlikle ol-
maz, Afajesteleri bundan hiç hoşlanmaz"
demişler.
Yaklaşık otuz yıl kadar önce çocuklar
içinfabriaryazarakyazındünyasındaken-
disıne sağlam bir yer edınen Ted Hughes,
şimdi de gerçek yasamdaki bir çocuk ö>-
küsünün kahramanı halıne gelmiş durum-
da. Yazarbugünlerde tngıltere'deyayımla-
nan çocuk kıtaplannın denetiminin yine ço-
cuklara v e onlann ailelenne verilmesinin mü-
cadelesini veriyor. Ted Hughes'un amacı,
küçüklere yönelık yapıtlar ortaya koyan ya-
zarlar ordusunu sadece büvük yazarlarla il-
gılenen çıkarcı yay ın çevrelerinden korumak.
Uluslararası Genç Yazarlar Derneğı (Ibby)
kasım a\ ına kadar çocuk kitaplan yazarla-
rı arasından bir ada\ listesi çıkartmayı ka-
bul ettı. Ancak bu konuda yapılan açıkla-
ma. Ibby'nin başını sarayla derde soktu.
Aracılarla göndenlen mesajlarda saray ya-
zarlannın sadece kraliçe tarafından seçile-
ceğının unutulmuş olmasının. kraliçenin
hiçho^unagitmediğinedeğinıliyordu. Kon-
se\de görevlı kışılenn çocuk kitaplan ya-
zarlan temsılcilığı konusunu bır daha ima
ettıklerı anda bile her türlü resmi görevle-
rinden alınacaklan yönünde söylentiler bi-
le \ar
Protokol çev relenv le arası lyı olan Hug-
Hughes, çocukkitaplan yazariannın ayn
bir temsilcisi olması gerektiğini savıınuyor.
hes. sarayın onayını almak için kullanabi-
leceği bütün yollan deniyor. Hughes "un sa-
rayda çok etkili kişilerle bağlantı kurduğu
ve kraliçenin konuya bakışını değiştırme
konusunda oldukça önemli bir yol katertı-
ğı de çıkan söylentiler arasında. Sarayı ara-
yan Ingılız Observer gazetesi muhabırleri,
kraliçenin böyle olumlu bir öneriye sert ya-
nıt vermiş olmasının düşünülemeyecegini.
projenın kraliçe tarafından da olumlu kar-
şılandığı yanıtını almışlar.
Hughes. çocuk edebıyatında başyapıt ni-
teliğı taşıv an "Iron Man" adlı kıtabının ya-
yımlandığı 1968 yılından bu yana çocuk
edebıyatının. büyüklerın edebıyatının bir
kolu olmadığını kanıtlamak ve bu türe say-
gın bır konum kazandırmak için savaşıyor.
Hughes verdiği savaşı kazanırsa çocuk ro-
manlannın temsilcisi, çocuklann, ailelerin
ve öğretmenlerin de yer aldıgı birjüri tarafın-
dan belirlenecek.
Müze ve içJmte bulunan galerMeriı yeaden yapyanma pro^esi 31rnüyoa pouıd tutacak
Victoria ve Albert Müzesi
yeniden düzenlenecekKültür Servisi - tngılte-
re'deki Victoria ve Albert
Müzesi (V&A) ve içinde
yer alan galeriler yeniden
düzenlenecek. Müzede
1500 ve 1900"lüyıllaraaıt
Ingiliz dekoratif sanatının
örnekleri sergileniyor.
1945 yılında düzenlenen
15 galeri 3 bin metrekare-
lik bır alan kaplıyor. Önü-
müzdeki hafta kapanacak
olan galeriler 2001 yılında
açılacak. Bu galenler ara-
sından yalnızca çagdaş dö-
neme ait yapıtlar sergile-
yen bir galeri 31 Ekim'de
açılacak. Galerılerı. Dinah
Casson. renkçi David Mli-
naric ve mimar Alastair Go-
urley yeniden düzenleye-
cek."
Heritage Lottery Vakfı
da galerilenn yeniden ya-
pılanması için V&A'ya 15
milyon pound ödeyecek
Projenin tamamı ise 31 mil-
yon pound. V&A, Heritage
Lottery Vakfı'ndan yapılan yardı-
mın dışında kendi özel kaynaklann-
dan 3 miryon pound ayırmış bu iş için
Müzenin yönetıcısı Alan Borg. bu
kapsamlı projenin Ingıltere ıçın ol-
dukça önemli oldugunu belirtiyor.
Müze yetkilileri, 1996 yılında He-
ritage Lottery Vakfı'na bu iş ıçın 23
milyon pound ısteğınde bulunmuş-
tu. O dönemde galerilenn yenılen-
Müzede 1500 ve 19001ü yıllara ait tngiliz dekoratif
sanatının örnekleri sergileniyor.
mesinin dışında müzenin içinde bu-
lunan ülusal Sanat Kütüphanesi'nin
Halk Belge Bürosu'na taşınması
planlanıyordu ve bu işlemlerin ta-
mamlanabilmesi için 70 milyon po-
unda ihtiyaç vardı. V&A'nın bu baş-
vurusunu geri çev ıren Heritage Lot-
tery Vakfı. geçen yıl temmuz ayın-
da 1 milyon 83 bin pound ödeyerek
müze yetkililerinden daha aynntıh
bir proje geliştirmelerini iste-
di. Yeniden geliştirilen proje
kapsammda müzede yer alan
bütün koleksiyon aynntıh bir
şekilde yeniden ele alınacak.
Müzenin koleksıyonunda top-
lam 3 bin parça yer alıyor. Arı-
cak bunlann yalnızca bin par-
çası sergileniyor. Geriye kalan
2 bin parçanın bir yansı mü-
zenin deposunda diğer yansı
da müzenin çeşitli departman-
lannda bulunuyor. Galerilerin
havalandırma sistemı de geliş-
tirilerek müzenin içinde yer
alan parçalann tozdan yıpran-
ması engellenecek.
Proje kapsamında zıyaretçi-
lere müzenin içinde sergıle-
nen yapıtlarla ilgili birde reh-
berlik hizmetinin verilmesi
planlanıyor. Dinah Casson bu
konuyla ilgili olarak yaptığı
açıklamada, müzeyi ziyaret
edenlere verilecek olan reh-
berlik hizmetinin oldukça fay-
dalı olacağını vxırguluyor. Ay-
nca her bir galeride farklı dö-
nemlere ait yapıtların yer alması
planlanıyor. Bu sayede ziyaretçiler
kendi ilgilerinı çeken yapıtlan da
kolaylıkla görebilecekler.
Ingıltere"de müze işi artık olduk-
ça ciddiye alınıyor. tngiltere'de bun-
dan 40 yıl önce 600'ün üzerinde mü-
ze vardı. Şu anda ise 2500'ün üze-
rinde müze kısıtlı ödenekleriyle bir-
birleriyle yanşıyorlar.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanat Koruyuculuğunun
Eksik Yani...
Ülkemizde yaz aylarının gelmesiyle birlikte baş-
layan ve sayılan gittikçe artan, çoğu uluslararası
nitelikli festivaller, sanat yaşamımız açısından hiç
kuşkusuz çok olumlu diye değerlendirılmesi ge-
reken girişimler. Türk izleyicisinin ve sanatçısının
nitelikli yabancı sanatçılarladoğrudan iletişim ku-
rabilmesini sağlayan bu girişimlere özel kurum ve
kişilerce küçümsenemeyecek desteklerin verilme-
si de olayın bir başka çok olumlu yani.
Festivallerin dışında, her yıl kimı özel kurumlar-
ca verilen sanat ödülleri de özel kesimin sanata ver-
diği destekler arasında.
Bütün bunlara bakarak, Batı'daki anlamda birsa-
nat koruyuculuğunun Türkıye'de de gelişmiş ve kök-
leşmiş olduğu söylenebilir mi?
Bu soaınun yanıtı, sadece görünüşe bakıldığı tak-
dirde olumlu, öze inildiğinde ise henüz olumsuz-
dur. Çünkü özel kesimin sanat koruyuculuğu bağ-
lamında Batı'daki durumun dünü ve bugünü ıle bir
karşılaştırma yapıldığında, böyle bir koruyuculu-
ğun temelini oluşturan bır alana ülkemizde özel ke-
simce hemen hiç yatırım yapılmadığı görülmekte-
dir.
Bu alanın adı, 'sanat eğitimi'd\r.
önce bir durum saptaması yapalım.
Bugün Batı ülkelerindeki önemli sanat eğitimi ku-
rumlannın çoğu ya (örneğin vakıflar gibı) sıvil ku-
ruluşlarca işletilmekîedir ya da önce sivil girişım-
lerce oluşturulduktan sonra devlete geçmiştir.
Bu, Batı burjuvatoplumlannın gelişmesindeki do-
ğal aşamalardan biridir. Batı burjuvazisinın geliş-
me tarihine bakıldığında, sanatın eğitici ışlevınin
bilincine varılmasının hemen ardından burjuva sı-
nıfının genelde sanata yatınm yapmaya koyuldu-
ğu ve bu bağlamda yetenekli kişilerin düzenli bir
eğitim almalarını saglayacak kuruluşlan oluşturma-
ya ve desteklemeye de özel bir önem verdiği gö-
rülür.
Özellikle Rönesans'tan günümüze uzanan çiz-
gide Batı'da bu türden yatınmlann hızla arttıği ve
yaygınlaştığı bir gerçektir.
Ulkemize gelince, özel kesim çok ağırlıklı olarak
'olmuş sanatçılara' yatınm yapmakta, buna kar-
şılık sanat eğitimi gören öğrencilerle, sanat ku-
rumlarına bu kesimden neredeyse hiç destek gel-
mediği görülmektedir.
Bugün Türkiye'de sanat eğitimi görmekte olan.
yetenekli ve başarılı bir gencin bu eğıtimıni sürdü-
rebilmek için özel kesimden burs bulabılmesi, ne-
redeyse olanaksızdır.
Bunun gibi Türkiye'dekı sanat eğitimini başarıy-
la tamamlamış olan yetenekli bir gencin, kendisi-
ni daha da geliştirebilmek için özel kesimden bir
yurtdışı bursu bulabilmesi de neredeyse olanak-
sızdır. Verilen burslar, ağırlıklı olarak "işletme" ve
"ekonomi" ağırlıklıdır...
O zaman sormak gerekiyor: Ülkemizde "burju-
va sınıfı" diye adlandınlan, ama benim kanımca şim-
dilik sadece "varlıklı kesim" denebilecek kesimin,
sanat eğitimi karşısındaki bu umursamazlığı ne-
reden kaynaklanmaktadır?
Bu umursamazlık, her şeyden önce sözünü et-
tiğim varlıklı kesimin reklam amaçlı girişimlerin bi-
raz ötesine geçebilecek kadar "bunuvalaşmamış"
olmasından kaynaklanmaktadır. örneğin festival-
lere sağlanan özel desteklerin çok etkili birer rek-
lam aracı olduklan da tartışılmaz bır gerçektir. Bu-
na karşılık gerçekten yetenekli sanat öğrencileri-
ni yurtiçinde ve dışında burslarla desteklemek,
reklam bağlamında hiç kuşkusuz festivaller kadar
"çarpıcı" değildir...
Sözünü ettiğim umursamazlığın ikinci kaynağı
ise, sanatı destekler gibi gözüken varlıklı kesimle-
rin, sanat bağlamında henüz geleceğın sanatçıla-
nnı yetiştirmenin öneminin bilincine varmamış oluş-
landır. Bir ülkenin sanat yaşamı, sadece yerli ve ya-
bancı 'olmuş sanatçılan' festivaller aracıhğıylagör-
mekle gelişemez. Ülkenin sanatına gerçek anlam-
da katkı, ancak sanat eğitimine verilecek destek-
leıie sağlanabilir.
Bugün ülkemizde yurtdışıftdaki sanat eğitimle-
rini bir yıl, iki yıl sürdürdükten sonra oralardaki ba-
şarılarının defalarca belgelenmiş olmasına karşın,
burs bulamadıklan için yanm bırakmak zorunda ka-
lan gençlerimiz var.
Bugün ülkemizde, kitaplığına gereken kitapları,
tiyatrolarına ve atölyelerine gereçleri parasal ola-
. naksızlıklar nedeniyle sağlayamamanın acısıyla
kıvranan sanat eğitimi kurumlarımız var.
Bütün bu alanlara bıraz da "reklamsız" ve "gös-
terişsiz" destekler vermek, daha bir "burjuvaca"
olmaz mıydı?
Beyoğlu Sineması Yaz Şenliği
• Kühür Servisi - Beyoğlu Sıneması'nm her \ıl
düzenledıği geleneksel 'Yaz Şenliği" devam edıyor.
Şenlik kapsamında bugün 'Rezarvuar Köpekleri'.
yann 'Arizona Rüyası', cumartesı günü "Baraka".
pazar "Postacı'. pazartesi "Dalgalan Aşmak". salı
'Can Dostum". çarşamba "Kayıp Otoban", perşembe
günü ise 'Othello' gösterilecek.
'Gönlümim Gör Dediği'
• Kültür Servisi - Levent Serhan'm 'Gönlümün Gör
Dediği' adlı fotoğraf sergisi açıldı. 15 Ağustos'a
kadar sürecek sergi, Yurttaşlık Bilincıni Gelıştirme
Derneği'nde gezilebilecek.
Karşı Yaka Memleket'
• Kültür Servisi - Kemal Anadol'un "Karsı Yaka
Memleket' adlı kitabı Milliyet Yayınları'ndan çıktı.
Sanayi çağının çatışma kültürü içinde yitip giden
kişileri, bizden birilerini arayan kitap. yanm kalan
aşklann ve bitmeyen aynhklann hüznunü .**
şiirleştiriyor.
BUGUN
• tFSAK'ta saat 19.30da AUNabi Kıran,Selvi
Üzrek ve YükselFındık'ın katıldığı 'Adana63'.^
konulu saydam gösten düzenlenivor.
• RUMELİ HİSARI ndaki George Moustaki
konseri saat 21.00'de ızlenebilır.
• DARÜŞŞAFAKA ÇETİN BERKMEN SPOR
TESİSLERİ'nde saat 21.30'da 'Masumiyet' adlı
film izlenebilir.
• BAKIRKÖY FtLDAMI'nda saat 21.00 de
'Nihavent Mucize' ve 'Kurtuluş Günü' filmleri j ^
gösterilecek.
• SAHAF KÜLTÜREVİ'nde 'X-Men (1)' adlı fflm
saat 18.30'da gösterilecek.