Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1998 PERŞEM
12 KULTUR
20. yüzyılın son büyük Rus bestecisi olarak değerlendirilen Alfred Schnittke yaşamını yitirdi
Cesur ve yenîlikçi bir besteciydi
• 3 Ağustos'ta geçirdiği
ikinci felç nedeniyle
yaşamını yitiren Alfred
Schnittke 'çokbiçemlilik'
adını verdiği, farklı tür ve
gelenekleri bir araya
getiren anlatım biçimiyle
hayatta olan bestecilerin
içinde eserleri en çok
seslendirilen sanatçıydı.
ASUMAN KAFAOĞLU-BÜKE
üünümüzün en önemli besteci-
lerinden Alfred Schnittke, 3 Ağus-
tos günü geçirdiği ikinci felç nede-
nıyle öldü. Volga nehri üzerindeki
Engels kasabasında doğan Schnitt-
ke'nın babası. Frankfurtlu bir Al-
man Vahudisi, annesi ise Alman
asıllı bir Rustu Bir gazetecı ve çe-
virmen olan babasının 1946'da gö-
revle gittıği Viyana'da ilk müzik
eğitıminı almaya başladı. Aile iki
yı1 sonra Moskova'ya döndüğünde.
küçük Alfred. Viyana'da başladığı
müzık egitimine pıyano dersleriy-
ledevametti. Daha sonra da Rakov
veGolubevgibi ünlü hocalann ög-
renciM oldu.
1962 yıltnda Moskova Konserva-
tuvarı'nda vermeve başladıgı or-
kestrasyon dersler\jıı on yıl kadar
siirdürdü. I970'lı yıllardan beri de
sadece bestecilik ile geçinen; film
nıüzikleriy le para kazanan ama or-
kestra eserleriyle ünlenen biri oldu.
"Buvıllardaaltmışınüzerindefilme
müzık besteledi.
'Kendi deyımiyle "çokbiçemli-
Hk" (polystylistic) adını verdıği.
ftrklı tür ve gelenekleri bıraraya ge-
tiren anlatım biçimiyle hayatta olan
bestecilerin içinde en çok eserleri
seslendirilen oldu. Schnittke'nin
en vorulmaz sa\unucusu, keman-
cı Gidon Kremer, onun müziginin
popülerlık kazanmasında önemli
rol oynadı Kremer'den başka Yu-
ri Başmet \ e Mstislav Rostropoviç
de bestecınin kendıleri için yarat-
tığı müzik eserlerinın sevilmeleri-
ni sağladılar.
9 senfoni. 6 concerti grossi. 4 ke-
man, 2 çello v e pıyano konçertola-
Schnittke'nin orkestra parçlanndan fîhn müzUderine uzanan vapıtJan birleştirici bir nıtelık taşıyordu.
n ile keman, viyola ve çello için ya-
zılmış bir üçlü konçertosu, orkest-
ra için yazdığı eserlerin başında ge-
lir. BunJann dısında bale müzigi, ko-
ro ve şan eserleri ile oda müziği
eserleri yer alır. İlk operası "Bir
Budala ile Yaşam" Amsterdam'da
I992yılındasahnelendi. Sonyıllar-
da bestelediği "Gesualdo" \ e "His-
toria von Johann Fausten" adlı ope-
ralan ise sadece Viyana'da bir kez
sahnelenebildıler.
Schnittke'nin en tanınmış eser-
lerinden biri "(K)ein Sommer-
nachstraum" zekice verdif i adıy-
la "Bir Yaz Gecesi Rüyası DeğU",
1984 yılında Salzburg Fesrivali'nde
sahnelenen Shakespeareoyunu için
aldıgı sipariş üzerine yazmaya baş-
ladığı, ama sonra saghk sorunlan
yüzünden tamamlayamadıgı bir or-
kestra süitidir. Eseri ancak bir yıl
sonra tamamlayabilen Schnittke,
adının başına " K " harfi koyarak
Shakespeare'in oyunu ile bağlantt-
sını kesmış, ama yine de istedigi dö-
neme gönderme yapmıştır. Bu eser-
deki bir başka hoş olay, keman so-
lo partısinin başkemancı yerine.
ikinci kemanlann 12. si için yazıl-
mış olmasıdır.
"Passacagüa" adlı bir başka ün-
lü eseri için de şöyle yazmış beste-
ci: "Denizkenanndasaaderceotu-
rup dalgalann büyülü etkisine ka-
püabiüriz,fakat deniz bizeasla içya-
pısuıı göstermez. Daiga nerede baş-
lar? Zirvesi hangi noktadadır? Bi-
ri nerede biter, öbtirü nerede baş-
lar? Bir tek dalga nudır, yoksa bir-
çok dalga arasında işbirliğinin ge-
üşmesinden doğan farklı böliimler
midir? Bu sorular hep yanıtsız ka-
lır, kalmak zorundadır da. Işte do-
ğa yasalannın anlaşümazlığı karşı-
sında duyduğum şaşkınlıkla 'Pas-
sacaglia'yı besteleme dürtûsünii ya-
kaladun."
Schnittke ilk ciddi sağlık sorunu-
nu 1985'teyaşadı. Zaten narin olan
yapısı yüzünden çok sıkıntılarçek-
ti ama yaratıcılığı, kişiligi ve üret-
kenliği fıziksel rahatsızlıkJanndan
hiç etkilenmedi. 1990 yıhndan be-
ri Hamburg'da yaşayan Schnittke,
hem Alman hem de Rus vatanda-
şıydı.
Müzikteki bütün
savaşlannı kazandı
Kültûr Servisi -Alfred Schnittke,orkestral senfo-
nilerden film müziklerine uzanan zengin bir yelpa-
ze niteliğüıdeki yapıtianyla yirminci yüzyılm son bü-
yük Rus bestecisi olarak değerlendiriliyordu. Uzun
birhastalık döneminin ardından pazartesi günü ara-
mızdan aynldı besteci. Schnittke'nin a\ an garde mü-
ziği pek çok kişi tarafında Dmitry Shostakovich'in
müzifine benzetiliyordu.
Müzik kâriyerinin başlangıcında tutucu Sovyet
ySnetimme karşı başlattığı mücadele daha sonra Av-
rupa'da çalınan ve kaydedilen bir besteci olma sava-
şma dönüştü. Sonuçta her iki savaşını da kazandı bes-
teci. Besteciler Birliği'nin Moskova sözcüsü Maria
FBatova bestecinin öîümü üzerine yaptığı açıklama-
da şu sözlere yer veriyordu: "Schnittke, müzikal açı-
dan tam bir dahi olmasının yanı sıra okiukça ince ve
zeki bir insaiKh." Rus devlet başkanı Boris Yetein de
bestecınin ölümü üzerine resmi bir açıklama yaptı.
Bestecinin eşine başsağlığı diieyen Yeltsin, Schnitt-
ke'ninyaratıcılığıyla Rus müziğinde tam bir devrinı
yarattığını söyledi. Yehsin ayrıca bestecinin dünya
çapında bir ün kazanırken aynı zamanda Rus klasık
müzigi geleneği ve ulusal kültürünün tanmmı konu-
sunda büyük katkılarda bulunduğuna degindi.
Hiçbir zaman değışıkliklten korkmamasıyla tanı-
nıyordu besteci. Müzik kariyeri boyuncakalıcı, ölüm-
süz değerlerin peşinde koştu. Müzisyen dostları
Schnittke'nin hiçbir zaman politik baskılan ve mo-
dalan dikkate aimadığına, ancak yapıtlannda zama-
mnın bütün gelişmelerini ve sorunİannı yansitüğı-
na değiniyor. Alfred Schnittke yapıtlannın çoğunda
birleştirici biryol izliyordu. Sanatçının 1984'teyaz-
dığı Dördüncü senfonisi Ortodoks. Katolik ve Yahu-
di müziklerini bir araya getiriyordu.
Sovyet rejimi döneminde yurtdışında yaşayan Rus
çeilist Rostopo»iç de ölümünden kısa bir süre önce
Schnittke'nin yapıtlan için verdiği mücadeleye de-
ğinerek bestecinin cesaretineduyduğu hayranlıgı di-
le getirmişti. Schnittke yaşamınm son günlerinde
konuşma ve hareket yetilerini yirirmiş olmasına ve
yatağa bağımh hale gelmesine karşın yaşamla bağı-
nı koparmamıştı. Rostropoviç geçen mart aymda
besteciyi ziyaret ettikten sonra Schnittke'nin deha-
sının her şeye karşın kendisini göstermeye devam et-
tiğine değinmişti.
Schnjttke'nin özel eşyalannın hafta sonunda Mos-
kova'ya getirilmesi bekleniyor. Besteci aralannda
Soştakoviç, Cbekhov ve Gogol'ün de bulunduğu Rus
üniülerinin mezan Novodeviç Monastın 'nda gömü-
tecek. Cenaze töreni ise pazartesi günü Moskova
Konservatuvan'nda düzenlenecek bfr anma progra-
mının ardından gerçekleşecek.
•'Vıfl" !"!'!
Ünver Oral, 'Geleneksel Türk tiyatrosunun yaşatılması 60 milyonun derdi olmalı' diyor
Karagözsanatçûan
8yüdır kadro bektiyor
FECİRALPTEKİN
"Geleneksel Türk tiyatrosu ko-
mada" dı>or Karagöz kukla sa-
natçısı \e ara.^tırnıacı yazar Ün-
verOral İçlerindeOral'ındabu-
lundugu, Türkıye"run son altı Ka-
ragöz kukla sanatçısı, geleneksel
Türk tiyatrosunu yaşatmak ve ge-
lecek nesillere aktarmak amacıy-
la egıtimci olarak görev yapacak-
lan De\ let Geieneksel Türk Tiyat-
rosu Topluluğu Müdürlüğü'nün
kadrosuna ahnmayı bekliyorlar.
Karagöz kukla sanatçılannın
başvurusu ilk olarak 1990 yılın-
da dönemın Kültür Bakanı Namık
KemalZevbek tarafından değer-
lendınlmış v e De\ let Geleneksel
Türk Tivatrosu Topluluğu Mü-
dürlüğü kurulması volundaki ka-
rar Bakanlar Kurulundan çıkıp
Resmi Gazete'de vayımlanmış.
Karann hemen ardından yapılan
açıklamav la toplulugun yıl başın-
da çaljşmalara başlayacağı belir-
tilmiş. Ancak aradan sekiz yıl
geçmiş olmasına karşın, Karagöz
kukla sanatçılan halen kadroya
ahnmayı bekliyorlar.
1990 yıhndan bu yana Kültür
Bakanlığı binasmda De\ let Gele-
neksel Türk Tiyatrosu Topluluğu
Müdürlüğü'nün bir odası var. Mü-
dür MevlütÖzhan. Karagöz kuk-
la sanatçılan. son olarak geçen
yıl lzmir Uluslararası Gelenek-
sel Tiyatro Festıvalı'nde Kültür
Bakanı Istemihan Tabn'la birara-
ya gelmışler. Talay, sanatçılaraen
kısa zamanda kadrolannın açıla-
cacağı konusunda söz vermış. An-
cak Oral. bakanlıktan halen bir
yanıt alamadıklannı ve gecikme-
nin neden kaynaklandıgını aydın-
latabılecek bir açıklama bekle-
diklerinı, kadrolann açılması ger-
çekleştırilemiyorsa da bu konuda
bilgilendirilmek istedikJerini be-
lirtiyor.
"Geleneksel Türk tiyatrosıman
yaşatılmasL yalntzca bizkrin de-
gü, 60 mihonun derdi olmair di-
yor Oral. TMlet^emilletolarak
buzenginliği degeıiendirmek, ge-
Uştirmekiçin çaba göstermijonız.
Bugün artik ortaovnnu topluluğu
kurulamıvor. meddah kalmadı,
tuluat kalmadı. köy tiyatrosu ses-
sizce vok oluvor. Geleneksel Türk
tiyatrosunu vaşatmak için, çırak-
hksistemivteegitim vermemiz ge-
rekli. Bunu da ancak devlet ger-
çekleştirebilir.'' Oral, geleneksel
Türk tıvatrosunu yaşatmak için
yalnızca Kültür Bakanlığı 'na de-
ğil, Milh Eğitim Bakanlığı veTu-
nzm Bakanlıöi'na da büvük rol
düştüğünü belirtiyor. Kukla ve
Karagöz kültürünü gelecek ne-
sillere aktarabilecek, genç sanat-
çılar yetiştirebilecek son ustalar
Ünver Oral, Metin Ozler,Tacettin
Diker. thsan Dizdar ve Orhan
Kurt. 8 yıldır Devlet Geleneksel
Türk Tiyatrosu Topluluğu'nun
kadrosuna alınıp hizmet verme-
yi bekliyorlar.
Kültür Bakanlığı Basın Müşa-
viri Mümtaz Idil ise 1990 yılın-
da oluşturulan müdürlüğe, Mali-
ye Bakanlığı tarafından kadro ve-
rilmesini beklediklerini belirti-
yor.
Bilkent Senfoni Orkestrası'nm 17 il ve ilçeye sesleneceği Anadolu Müzik Festivali bugün başlıyor
BASSO'nun dostluk ve banş çağnsı
Festival.ağııiıkb olarakDoğu ueGünevdoguAnadolu'da gerçekleşecek.
Kültür Servisi -1994 yılında hayata geçirilen,
'adı' ve 'gezid' özellıgiyle Anadolu'ya adanan
Bilkent Anadolu Müzik Festivali. yann beşınci kez
buluşacak Anadolu insanıyla. Festivalin bu yılki
etkinlikleri ağırlıkJı olarak Doğu ve Güneydoğu
.Anadolu'da gerçekleşecek. Tasarımında, evren-
sel normlarda sanat boyutuyla düzenlenme isteği
dışında, müziğin ulusal ve uluslararası bifleştin-
ci gücü esas alınan festivalin ana teması. 'müzik
diüyte, dostluk ve banşçağnsı' olarak belirlendı.
Sanata duyarlı Anadolu insanının, büyük form-
lardakı müzik yapıtlannı algılama. ka\Tama \e
özümseme yeteneğinden kuşku duymayan mü-
zisyenler. birkaç büyük kentin dışında da bu tür
eserlerin yaşamhrolmasını istiyorlar. etlenebilir."'
Anadolu Müzık Festivali. bu yıl 21 Eylül tari-
hine dek uzanan kapsamlı programıyla Iç Anado-
lu, Dogu, Güneydoğu Anadolu. Akdeniz'in do-
ğusu ve Karadeniz Bölgesi de dahil olmak üzere
17 ıl ve ilçeye. beş yılda da toplam 33 ıl ve ilçeye
ulaşmış olacak. Festivalde ziyaret edilen duraklar-
da yörenin halk ozanlan, orkestrayla birlıkte sah-
ne alarak yerel türküler seslendirecek.
Festival. Türkıye'nin ilk gezer sahnesiyle de
birilke daha ımza atacak. Orkestra, her konser du-
rağına kendi sahnesini de görürecek. Konser yeri
bulmakta çıkan sorunlann yanı sıra elverişsiz ha-
va koşullan nedeniyle de sıkıntı yaşayan orkest-
ra, artık bu sorunlarla karşı karşıya gelmeyecek.
Konser verilecek her ile götürülerek orada konser
ortamı oluşturacak sahne, sahnenin taşınması ve
kurulması sorununa da zaman ve ışgücü yönün-
den büyiik kolaylık getinyor. Bilkent Senfoni Or-
kestrası. Anadolu'ya yapacağı rumede konser ver-
ırken bir yandan da müzikal yetenek keşfedecek.
Illeride yapılacak smavlan kazanan öğrenciler,
müzık bursu kazanacaklar. Sadece doğal müzik
yeteneği ve duyuşuyla ilgilı olacak sınavda başa-
nlı olan yoksui çocuklar. fakülte ve müzik hazır-
lık okulu bünyesinde ilkögretim. lise ve yükseköğ-
retim düzeylerinde yatılı ve tam burslu statüde
eğıtilecekler. Festival kapsamında festivali izleme-
ye gelen yörenin çocuklanna aynca boyama kita-
bı \enlecek.
Etkinlik alanını daima genişleterek, her yıl ye-
m ıl,ılçe ve beldelerde daha geniş dinleyici kitle-
lerine ulaşması planlanan festivalin kadrosu. şef
Gürer Aykal. şef Rodolfo Bonuci. şef Alfred Mic-
hourine, tenor Hakan Aysev, bariton Mesut Iktu.
tenor PekinKırgız ve festival sunucusu FadikAta-
soj'dan oluşuyor. Festival süresmce Pucdni'nin 'Tos-
ca' operasından Cavaradossi'nin Aryası 'E luce-
vanfc stelle' ve 'Tudarot' operasından Prens Ca-
laf ın Arvası 'Nessundorma'.Bizet'nin 'Carmen'
operası uvertürü ve
4
L',\rlesienne' süitı No.1-2,
Op.23, Strauss'un 'Varasa' opereti uv ertürii ve "Çîn-
geneBaron' operetinden Barinkay'rn Aryası 'Ab
flotterGeistdochfrüh', Weber'in 'Oberon' Uver-
türü, Suppe'nin 'Hafif SüvarP opereti uvertürü,
Brahmsm •MacarDanslan',D\orak'SIavDans-
lan', Çaykovski'nın 'İtahan Kapriçyosu', senfo-
ni No. 4 ve senfoni No. 5, Ra^çl'ın 'Bolero' gıbı
evTensel müziğin en seçkin eserlerinın yanı sıra.
Uhi CemalErkin'in 'Köçekçe',Adnan Saygun' un
'Bozlak', FeritTüzün'ün 'Esintiler' gibi yerlı mü-
zik ustalanndan seçkin örnekler sunacak.
Çocukluk yıllannı Güneydoğu Anadoiu"da ge-
çiren ve yöre insanını tablolanna yansıtan ressam
Nuri İyem'in yapıtlannın yer aldığı gezici sergi-
nin de bulunduğu festival programı şöyle: 7 Ağus-
tosCumagünüAnkara, 10 Agustos Siirt. 11 Ağus-
tos Batman, 12 Agustos Mardin, 13 Ağustos Şır-
nak, 14 Ağustos Şanlıurfa, 15 Ağustos Adıya-
man, 16 Ağustos Kahramanmaraş, 17 Ağustos
Gaziantep. 18 Ağustos Iskenderun. 21 Agustos Nev-
şehir, 22 Ağustos Kapadokya. 23 Ağustos Kay-
seri. 12 Eylül Konya, 19 Eyiül Sinop. 21 Eylül To-
kat. Bunlann dışında eylül ayı içinde Diyarba-
kır'da sahne alacak orkestranın programında bu-
lunan Adana konseri, yaşanan deprem nedeniyle
daha ileri bir tarihe ertelendi.
IŞILDAK VE YELPAZ
ATİLLA BİRKİYE
'Kirli Ağustos'
Sıcak bir ağustos esiyor. Yeryüzü toz topn
güneş beynimin içinde, bir Ekvator şarkısı söyl
yor. Bunalmışım masanın başında. Masa da h£
aylar ve aylar önce anlattığım masa.
Haydi, anımsa, şairin şu dizeleri de yer almıştı
yazıda:
"Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu."
Sıkılmışım. Hayatı çok ciddiye almışım; ya da kiı
bilir belki de hayat beni çok ciddiye almıyordur. K
sacası her zamanki gibi bir kirli ağustos gecesrç
di, dün gece. Evime girdim, bir otele bir rtırsızın giı
diği gibi...
Şimdi bir rüzgâr esiyor işte. Biresın kaynağı; h€
şeyi değıştirebilir. umutsuzluğumu umuda dönüş
türebilir; gizli bir aşk, kim bilir, belki yaşanabilir.
Aşağıki komşu bahçeyi suiuyor, serinliyor ma
samın sayfaları; şiir ile düzyazıyı karıştınyorum ar
tık, uzak kalınca aşktan. Ama gizli aşkım yalnızlı
ğımda...
Sana yazıldığını hiç bılemeyeceğin, bir şiir yazı
yorum, şiir elden ele dolaşıyor, ama kimse okuya
mıyor, sonunda şiir bir yerçekimli karanfil oluveri
yor. Bu kez karanfil elden ele dolaşıyor, gökkuşa
ğının yedi rengine dönüşüyor, ama kimse kokla-
yamıyor.
Bir kirli ağustosta, avucuma bir şiir alıyorum
Kim bilir belki de bir umudu alıyorum. Her yaşam
sevinci bir umut olduğuna göre...
Birşairi aldığımı sanıyorum avuçlarımın arasına,
uçup gidiyor imgeler, açık pencereden mavi gök-
yüzüne doğru. Aslında bir şairin birdizesini bilein-
san alamaz avuçlarına; suyu avuçlasa da...
Birşairi anıyorum, hani yerleşik birsöylem ama;
yaşasaydı yaş yetmiş, bu sıcak tozlu günde oku-
duğum Edip Cansever'in şiirleri...
Bir şairi bir yazı anlatamaz, bir şairi bir kitap hiç
anlatamaz, hele bir inceleme kitabıysa. Hele hele
eleştiri kitabıysa... Bir şairi belki bir şiir anlatabilir:
O da yalnızlığını, çağnşımlarla...
Edip'in yetmişinci doğumu, 8 Ağustos Cumar-
tesi. Büyük bir rastlantı mı? Aziz Çalışlar'ın do-
ğumu da aynı gün. Şair Abdülkadir Bulut'un ölü-
mü de... Aziz yaşasaydı elli altı, Abdülkadir ise el-
li beş olacaktı.
Biri hastalıktan, öteki bir kazada öldü; hayat şi-
ire de felsefeye de ihanet etti!
Kimdi bilemiyorum, bir büyüğümüzdü. Göımüş,
geçirmiş, şiirleryazmış, tutuklanmış. Anımsayama-
dım adını. Şöyle demişti: "Aziz'i, ilk Edip'in yanın-
da görmüştüm. Gençten bihydi." Eylül günleriy-
di yaşadığımız. Ama, hakinin egemen olduğu ey-
lül günleriydi:
"Baylar!
Bin dokuzyüz seksen birdeyiz
Karşınızda eylülün sesi
Ağustos çekildi, eylülün sçs/
Birazdan konuşacak
Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir
baylar!"
Edip Cansever ile hiç karşılaşmadım, kuşkusuz
büyük bir kayıp benim için; ama, Aziz'in Edip'e olan
sevgisini çok yakın bilirim. Acaba, 8 Ağustos mu
nedeni? Kim bilir, daha kimler doğdu, kimler öldü,
bu kirli Ağustos'un sekizinde...
Gelelim yerçekimli karanfile:
"Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz se-
ninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o de-
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce."
Bu yazı sana yazılmadı, çünkü sen gizli ve ya-
sak aşkımsın, senınkisi hiç kimsenin okuyamadı-
ğı bir şiir elden ele dolaşan ve bir gökkuşağına dö-
nüşmeden önce bir yerçekimli karanfile dönüşen
(bunu da okumayacaksın ya!)...
Bu yazı, büyük bir şairin doğumu için yazıldı; ve,
senin de tanık olmanı isterdim, gözlerimin önün-
de yaşanan bir aşka, aşklara, tüm yaşanan aşk-
lara adandı.
Kim bilir, 9 Ağustos da başka bir yıldönümüdür.
öyleyse, ne mutlu onlara...
'Başka değil, yokluğu görmek için
Kirli ağustos! Gözkapaklanmı da yaktım so-
nunda. "
KarHcaîürcülerden Doğan fiüzel
için açıklama
• Kültür Servisi - Karikatürcüler Dernegi Yönetim
Kurulu, çizdiği kankatürlerden dolayı hapis cezası
alan Doğan Güzel'in cezasını kınayan bir açıklama
yaptı. Güzel. çizdiği 4 kankatürden dolayı açılan 4
ayn davada toplam 40 ay hapis cezasma çarptınldı.
Açıklamada şunlara yer verildi: "Bu olay.
ülkemizde sanat ve düşünce üzerindeki sistemli
baskının yeni bir halkasıdır. Yargmın topluma ve
halka karşı suç işleyen çetelen. gazetecı katillerini,
devlet ve halkı dolandıran işadamlannı serbest
bıraktığı koşullarda: düşüncelerini yazıyla, çizgiyle
dile getiren sanatçılan, gazetecileri ve aydınlan
hapisle cezalandırması durumunun vahimliğini bir
kat daha arttınyor. Çizdiği karikatürlerden dolayı
Doğan Güzel'in hapsedilmesini şıddetle kınıyoruz.
Af tartışmalannın gündeme geldiği koşullarda
Doğan Güzel'in ve bütün düşünce suçlulanna bir an
önce haklannın iade edılmesini talep ediyor,
özgürlüklerine kavuşmalannı diliyoruz. Doğan
Güzel ve hapisteki bütün düşünce suçlulanyla
dayanışma içinde olduğunmuzu bir kez daha
kamuoyuna açıklıyoruz."
Folklor/Edebiyarta İlltan Başgöz
özel sayısı
• Kültür Servisi - Oç ayda bir yayımlanan Folklor
Edebiyat dergisi bu sayısını Jlhan Başgöz'e ayırdı.
Derginin bu sayısında Metin Turan'ın llhan
Başgöz'ü Okumak. llhan Başgöz'ün 'Pertev Naili
Boratav'ın Türk ve dünya Folklor
Araştırmalarındakı Yen". Vecıhi Timuroğlu'nun
'Önemli Bir Halkbilimci. llhan Başgöz'. Dan Ben-
Arrlos'un "Prof. Dr. llhan Başgöz'e Övgü', Yahya
Aksoy'un 'Başöğretmen llhan Başgöz', M. Öcal
Oğuz'un İlhan Başgöz veya Çin'deki Bilim', Işık
Gencer'in llhan Başgöz'le yaptığı söyleşi yer alıyor.
llhan Başgöz'ün yaşamöyküsünün de yer aldığı
dergide tlhan Başgöz'ün yazılan da okuyuculara
sunuluyor