Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 .AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ŞaibeH salon
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- TBMM Başkanı
Hikjnet Çetin, kamuoyunun
belleğine eski başkan ve
ANLAP Küıahya milletvekili
Mustafa Kalemlı ile eski
genel sekreter Necdet
Bass'nın başrolünde yer
aldığı yolsuzluk olayı ile
yerleşen yenı TBMM Genel
KuruJ Saionu'nun l
Ekim'de açılışi ıçin talimat
verdi. Çetın'in, Emlak
Konut ile Meclis yönetimi
arasmda sorun olan
"elektronık oylama
sistemindeki yansıma
hatasının" gıderilmesi
koşuluyla salonun
devralınması içın
çahşmalara hız verilmesini
istedi.
AIMP ÇHteP'İ
kaleafcrayor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Ibrahim
Yaşar Dedelek, DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'in
seçimden sonra fazla oy
alan partide birleşme
önerisini "kaaîe
almadıklannı" belirtti.
Dedelek, düzenlediği basın
toplantısında. Çiller'in
daha seçımlere gidilmeden
toplumun tüm kesimlerinin
siyasetten çekilmesini
istediğini söyledi. Çiller'in
ANAP ve DYP'nin seçim
sonrası fazla oy alan
partide birleşmesi
önerisinin ammsatılmasj
üzenne, "Bu öneriyi Mesut
Yılmaz, REFAHYOL
kurulmadan önce gündeme
getirmışti.'O zaman Çiller,
kendi üzerinde odaklaşan
ıddialar dolayısıyla
Erbakan'ın yeşil
yorganının altına sığınarak
bu öneriyi reddetmişti.
Şimdi siyaseten bitme
noktasına geldiğinde
ANAP'ınayaklanna
sanlmıştır. Teklifini kaale
almıyoruz. 18 Nisan'da
sandıkta buluşalım" dedi.
Malul Gaziler
Haftası'
• ANKARA (AA) - Malul
Gaziler Haftası nedeniyle
bir mesaj yayımlayan
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, "'Şehit ve
gazılerimız. herkesin gurur
duyduğu kutsal
sembollerimizdir"' dedi.
Başbakan Mesut Yılmaz da
yayımladığı mesajında
"Eşsizdestan ve
kahramanlıklarla dolu
tarihimizin altın
sayfalannda yerini alan
Türk askeri. yüksek
karakteri, azim ve
kararlılığı ile milletinin
şerefine şeref katmaktadır"
dedi.
Boyacıoğlu'nun
cenaze töreni
• BOLL (AA)- Anayasa
Mahkemesı eski
başkanlanndan Ahmet
Hamdı Boyacıoğlu,
düzenlenen törenle Bolu'da
toprağa verildi.
Istanbul'daki evinde, 24
Ağustos Pazartesi günü
öğle saatlerinde televızyon
seyrettigı sırada geçırdiği
kalp krizi sonucu hayatını
kaybeden eski Anayasa
Boyacıoğlu için Bolu'da,
asri mezarlıktaki aile
kabristanında tören
düzenlendi. Törene eski
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör
Özden de katıldı.
Sahte şeyh'
davası
• MALATYA (AA) -
Malatya'da kendisini şeyh
olarak tanıtarak. kûçük
yaştaki kızlan kandınp
cınsel ilişkiye girmekten
turuklu yargılanan
Ramazan Durak'ın dünkü
dunışması gizli yapıldı.
AğırCeza
Mahkemesı "ndeki
duruşmanın, 15 yaşından
küçük iki mağdurenin de
gelmesı nedeniyle gizlı
yapılmasına karar verildi.
Basın mensuplan ve
dinJeyicilerin salondan
çıkanlmasından sonra
devam eden duruşmanın,
tanıklann dinlenmesi
amacıyla ertelendiği
belinildı.
İranlı mültecilep
• ANKARA (A.\) -
Tiirkıye'de baskı altında ve
ınsaı haklarından yoksun
Dİarzk yaşadıklannı iddia
;den iranlı mülteciler, BM
Mülteciler Yüksek
Komserliği'nin tutumunu
Drotesto etmek amacıyla
>üre>iz açlık grevine
CHP'li Kul, FP'nin parasal kaynaklanyla ilgili Meclis araştırma önergesi verecek
'Kayıp 1 değiL, 36 trflyon'
TUREYKOSE
ANKARA-RP'nin "gjzlikasa-
sı" olarak anılan Süleyman Mer-
cümek ve Bosna-Hersek'e gön-
derildiği savlanan yardım parala-
nyla ılgıli olarak TBMM'de kuru-
lan araştırma komisyonunda gö-
rev yapan CHP Erzincan Millet-
vekili Mustafa Kul, FP'nin para-
sal kaynaklannın incelenmesi ıçin
yeni bir araştırma önergesi vere-
ceğini söyledi. Kul, "Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı, kapaü-
lan RP'nin kaybolan 1.2 trilyon U-
rası için suç duyurusunda bulun-
du. Oysa 1993 rakamlanyla 36
trilyon ka>ıp. trtkanın önü kesil-
mek isteniyorsa Türkiye'y e girmiş
paralann akıbeti iyi araştırılma-
h'" dedi. Kul ayrıca, Mercümek
davasmın Konya'da "oyaiandıgF
nT bildirdi.
Fatih 1. Asliye Ceza Mahkeme-
si, Bosna-Hersek'e RP örgütleri
tarafından yapıldığı savlanan yar-
dımlarla ilgili olarak açılan dava-
da Merciimek'e 4 yıl hapis, 20
tnlyon 600 mılyar lıra para ceza-
sı vermışti. 25 Öcak 1996tarihın-
de verilen bu karar, Yargıtay tara-
fından bozulduktan sonra, dosya
Konya'ya göndenldi ve bugüne
dek bir karar verılmedi. TB-
MM'de Mercümek Araştırma Ko-
mısyonu'nda görev yapan CHP
Erzincan Mılletvekıli Mustafa
Kul, Yargıtay Cumhuriyet Başsa\ -
cılığı'nın "sahtekâriarçetesi" dı-
\e adlandırdığı, kapatılan RP'nin
Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan ile 11 parti yöneticisi hakkın-
daki suç duyurusu üzenne şu de-
ğerlendırmelen yaptı:
"RP dönemindeki para rrafigi
iyi ineelenmeli. Parti örgütleri ve
Milli Gençlik Vakfı tarafından
Bosna-Hersek'e yardım diye top-
lanan paralar Almanya'ya gönde-
riJdi. Almany a'da toplanan para-
lar da Türkive üzerinden Bos-
na'ya gönderiliyormuş gibi göste-
rikİLGerekyurtiçinde,gerekyurt-
dışında toplanan paralar, aslında
yerine ulaşmadı. Mercümek hesa-
bında toplanan paralann nereye
gittiğini izleyemedik. Orada para-
nın izi kayboluyor. Kayıp. 1.2 tril-
yon değil; bence RP'nin kaybolan,
izini takip edemediğimiz parası
1993 rakamlanyla 36 trilyon. Bos-
na-Hersek'e yardım, üniversite
kurulmasına yardım, kurban, ar-
sa parası diye toplanan paralaria
ilgili tatmin edici açıklamalar ya-
pılmadı. Biz komisyonda sordu-
ğumuzda, Mercümek, 'Sızı ılgın-
dirmez, vatandaş bize güvenmiş,
Sigortalı işçi
Bakanlık
kampanya
başlatıyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Nami Çağan çalı-
şanlardan kesilerek
oluşturulan Tasarruf
Teşvik Fonu'nun tasfıye
edilmesi için yasa tasla-
ğı hazıriadıklannı bildi-
rerek 900 trilyonluk ke-
sınti içın "Buborç,de\-
letin birçeşit namus bor-
cudur" dedi. Bakan Ça-
ğan, Vergi Yasası'nm
geçici 5. maddesinin sa-
n sendıkacılığa yol aç-
ması tehlikesine de dık-
kat çekerek bu konuda
gerekli çalışmayı yapa-
caklarını ve eylül ayı ba-
şında "Sigortah çahş, si-
gortalı çalıştır" adıyla
kampanya başlatacakla-
nnı söyledi.
Türk-lş Genel Merke-
zı'nı zıyaret eden Ça-
ğan. başkan Bayram
Meral'le çalışma yaşa-
mına ilışkin konular, iş
güvencesi, işsizlik sı-
gortası ve başlatacakla-
n kampanya hakkmda
görüştüklerinı bildirdi.
tşsızlık sigortası, ış
güvencesi gibi konula-
nn örgütlenmenin önün-
dekı en büyük engelı
oluşturduğuna işaret e-
den Meral. basın toplan-
tısına katılan gazetecile-
re "Bu sizi de ilgilendir-
mektedir. Eğer hakkını-
n ararsanız bir bakarsı-
nız eünizden kaieminiz,
kameranız alınmıs işsiz
kalmışsınız" dedi.
Tasarruf Teşvik Fonu
kesintilerinin ödenme
biçimi konusundaki an-
laşmazlıklann gideril-
mesi için çalıştıklarını
da bildiren Çağan. DSP
programına uygun ola-
rak ödemenin Türk Te-
lekom AŞ'nin tahville-
riyle yapılması konu-
sundaki önerileri üzenn-
de uzlaşma sağlanama-
dığını, değişik seçenek-
lerden oluşan yeni bir
taslak hazırladıklarını
kaydettı. Çağan daha
çok kabul gören seçene-
ğin vadeli banka hesa-
bıyla fonun tasfiye edil-
mesi yönünde olduğu-
nu, bunu Türk-Iş'in de
kabul ettiğını bıldırerek
isteyenın Türk Telekom
hısselerinı de alabılece-
ğıni belirtti.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Soru ve yanıtlar 26 Ağustos 1998 tarihli Hürriyet gazetesinden olduğu gibi alınmıştır.
Yasakçı Vali Yazıcıoğlu eski MHP liderine övgü yağdırdı
'Türkeş'ten sırlar öğrendim'
ERDOĞANERİŞE.N
ORDU - Güneydogulu fındık iş-
çilerine kente giriş yasağı koyarak
gündeme gelen Ordu Valisi Kemal
Yazıcıoğlu, Alparslan Türkeş'i
u
ta-
kip"ertiğinı belırterek "lyi olan çok
şeyi de ondan öğrendim. Çeşitli sır-
lan da öğrendim. O insana sevgim
ve sa>gun ömrümün sonuna kadar
devam edecektir" dedi.
12 Eylül öncesinde "DAL" diye
bırgrubun olmadığını da öne süren
Yazıcıoğlu.'
t
Marksist felsefe 'D'
grubunu 'DAL'açevirdi. Bana bağ-
lı o vatansever arkadaşlarımla bir-
likte 30 yıl terörle mücadele ettik.
Karşımızdaki insanlar katildi.
Inançlarımız doğrultusunda yüz-
lerce terör örgütünü sildik" diye
konuşru.
Ordu'da Yönetim Kurulu Baş-
kanlığını MHP'li Belediye Meclis
üyesi Hüsnü Yücel'ın yaptığı yerel
OR TV muhabirini makamında ka-
bul ederek açıklamalar yapan Yazı-
cıoğlu. DAL grubu ve Türkeş'in ta-
ziye defterine yazdıklanna yönelik
eleştirileri yanıtladı. Yazıcıoğlu ön-
ceki gece yerel televizyonun ana
haberbülteni ile dün de sabah 09.00
ve 11 .OO'de art arda yayımlanan rö-
portajında, 12 Eylül öncesi kurul-
duğu ıddia edilen DAL grubunun
gerçek adının "D Grubu" olduğu-
nu belirterek şunlan söyledi:
"O günlerde Emniyet müdürlük-
lerinde terör şubeleri, siyasi şube
adı altında faaliyet gösteriiierdi. Bu
şubelerde 3 grup vardı. A, B ve C
grubu. Ben komiseryarduncısı ola-
rak polis akadcmisini bitirip göre-
ve başladıktan sonra özeUikie terör
faan'yetleri de yoğun bir hale gel-
mişti. Bir grubun kurulması veözel-
likle terörte ilgili konularda bu gru-
bun faaliyet göstermesi gerekiyor-
du. Buna D grubu yani Dördüncü
Grup' dediler. Marksist felsefe ise D
grubunu DAL'a çevirdi. Bana bağ-
b o \atansever arkadaşlarımla bir-
likte 30 yıl terörle mücadele ettik.
Karşımızdaki insanlar katildi.
İnançlanmız doğrultusunda, de\-
letten vana olan tavrımızla ve ka-
nunlann verdiği yetkiyle etkili ol-
duk. Yüzlerce terör örgütünü Tür-
kiye tarihine bir daha geri gelmeye-
cek şekikle sOdik. Adakte tevcDı et-
tik. Böyle yapmca da terör örgüde-
rinin hedefi haline geldik. Bunlan
yaparken de birçok arkadasım şe-
hit oldu. Ben de yaralandım. Bun-
dan sonra da bu tür görevleri gö-
zümü kırpmadan kabul ederim.
1970'li yıllardan sonra bu grubun
kurucusu benim. Benimle başladı
ve tarihi görevini bitirdikten sonra
benimle birtikte sona erdi. Yani, D
Grubu Türk siyasi polis tarihinde,
tarihi görevini yapnuşOr."
Türkeş'in ölümünden sonra tazi-
ye defterine yazdıklanna da deği-
nen Kemal Yazıcıoğlu. "O benim
kişisel duygumdur" dedıkten son-
ra şöyle devam etti: "O insana duy-
duğum sevginin tezahürüdür. Ben
partili değilim, ama insanlan seve-
rim. Cumhurbaşkanumz da, Baş-
bakanınuz da onun için iyi şeyler
söylemiştir. Ben söyleyince niye gö-
ze baâyorum? Evet, kişisel olarak o
insana se\ gim ve saygım ömrümün
sonuna kadar devam edecektir."
göndermiş, biz de değerlendirdik'
dedi Parayı nasıl çalışhrdıgını söy-
lemedi. Biz, dünyanın en yüksek
faizini \eren Bahrey n bankaların-
da değerlendirdiğini düşünüyo-
nız. Mercümek'e 'Faız haram de-
ğil mı' diye sorduğumuzda da,
'Bu bizi ilgılendirir' dedl"
Kul, Mercümek'le ilgili olarak
açılan davalann sürüncemede bı-
rakıldığmı bildirdi. Istanbul'da Fa-
tih 1. Asliye Ceza Mahkemesi 'nin
karannın Yargıtay tarafından "az
bulunarak" bozulduğunu aktaran
Kul, şu bılgıleri verdı:
"Yargıtay, yapılan işin dolandı-
ncılık değil,zimmetegirdiği görü-
şündeydL Tekrar Istanbul'a
gidince, zûnmetağır cezanın
işi, denildl RP hükümet or-
tağıydL Ne yazık ki, yargının
bağunsu olmadığmın birör-
neğini daha o zaman gördük.
1. ağır ceza mahkemesi gö-
revsizUk karan vererek da-
vayı Koma'va gönderdi Pa-
ranın çoğu Konya'dan top-
lanmış,falan dediler. 80 ilden
para toplandu Konya bu il-
lerden sadece biri. Şimdi dos-
ya Konya'da oyalanıyor. Ay-
nca, bir olay gelip bir önceki
olayı kapatıyor. Mercü-
mek'in arkasından Susur-
luk,çeteier, irtka olaylan gel-
dL Türkive irticanın önünün
kesUmesini istiyorsa RP kay-
naklanndan Türkiye'ye gir-
miş paralann akıbeti mutla-
ka ortaya çıkarılmah. Biz
araştırma komisyonu olarak
RP'nin defterlerini inceleye-
medik."
Kul, Anayasa Mahkeme-
si'nin RP'yi kapatma kara-
nnda olayın sadece siyasal
boyutunun elealındığını, ge-
rekçeli kararda akçelı konu-
lara yer venlmediğinı anım-
sattı. 2821 Sayılı Siyasi Par-
tiler Yasası'nda bir partınin
nereden para alabileceğinin
açık belirtildiğine dikkat çe-
ken Kul, "RP, 2821 sayılı ya-
sayı defalarca ihlal etti. Asün-
da akçeli konularda kapatü-
ma nedeniydi. Anayasa
Mahkemesi şu anda,
1993ten günümüze kadarki
gelir gideıierini incelKor.
Ancak RP'nin orava teslim
ertiği belgelerin gerçek olma-
dığınt yeniden düztnlenmiş
belgeler olduğunu zannedi-
yorum" dedi. Kul, FP'nin de
RP ile benzer yöntemler kul-
landığı görüşünü dile geti-
rirken "Yöntem aym. Parti-
nin isminin değişmesi bir an-
lam ifade etmez, Zaten bunu
kendileri de söylüyorlar.
Konya'daki da\a sonuçlan-
madığı sürece, bu işi yapan-
lar aüşkanlık haline getire-
rekdevam edeceklerdir" de-
di.
Kul, RP döneminde çeşit-
li gerekçelerle toplanan pa-
ralann örgütler için kullanıl-
dığmı. FP dönemindeki pa-
rasal kaynaklann da araştı-
nlması gerektiğini söyledi.
Kul, "TBMM açıhnca bu ko-
nuda yeni bir araştırma
önergesi vereceğim'' dedi.
Yargıtay' ın suç duyurusu,
Ankara Cumhuriyet Başsav-
cı Vekılı Mehmet Ali Kara-
atiı tarafından ınceleniyor.
Ankara'ya yeni atanan eski
tzmir Cumhunyet Başsavcı-
sı Melih Tan'ya vekâlet e-
den Karaatlı, dün bir toplan-
tı yaparak savcıların ilgi
alanlanna göre heyet oluş-
turdu.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
Aynı başlıkla aylar (yoksa yıl
mı?) önce bir Tırmık daha yaz-
dıydım. Konusu aklımda değil
ama başlığını iyi anımsıyorum.
Konu ve başlık bolluğunda bu
yineleme elbet doğru değil.
Gel gör ki bizim kedi, ben
yazdım diye kuyruğunu kova-
lamaktan vazgeçmiyor. Bu sa-
tırlar yazılırken o da halının üs-
tünde umutsuz bir uğraş veri-
yor ve durup dinlenmeksizin
kuyruğunu kovalıyor.
Biz de öyle.
Bizim kedi, kuyruğunu hiç
yakalayamayacak. Bu kesin.
Peki ya biz?
Kedi, kuyruğunun peşinde
koşadursun; biz gelelim bize!
•••
Alaattin Çakıcı yüzünden
medyada umduğu ilgiyi bula-
mayan, ikinci, hatta üçüncü ha-
ber olmakla yetinmek zorunda
kalan Sedat Peker'in polis ifa-
desinin aynntıları birer ikişer
medyaya sızmaya başladı.
Dünkü ajans bültenlerine ka-
dar inen bilgilere göre Sedat
Peker nam "baba"yiğidin ma-
rifetleri arasında, işadamları
arasında patlak veren "hukuk-
sal" anlaşmazlıklan çözüme
Kuyruğunu Kovalayan Kedi
kavuşturmak önemli biryer tu-
tuyor.
Örneğin Türk Ticaret Banka-
sı'nın satışı sırasında işadamı
Hayyam Garipoğlu'nun ya-
nında yer almış (sonra banka-
nın öteki talibi Korkmaz Yiğit,
rakip firma "Çakıcı AŞ"r\in des-
teğini arkasına alınca, Sedat
Peker çekilmiş).
Örneğin Trabzonspor'un
başkanı ve müteahhit Mehmet
Ali Yılmaz'ın ünlü Hor-
zum'dan bir türtü tahsil ede-
mediği alacağı için devreye gir-
miş ve işi çözmüş.
Kavala Grubu'nun başında-
ki genç işadamı, kimi magazin
dergilerince "kızıl milyoner" di-
ye anılan Osman Kavala nin,
bir müteahhitten sökemediği
25 milyon dolarlık alacağını 1.5
milyon dolar karşılığı tahsil edi-
venmiş...
Örneklerin arkası var, sonu
yok, burada tek tek sıralamanın
ise yaran yok.
Tablo yeterince ortada.
•••
Bu tabloya baktıkça kendimi
ve sizi -şu anda bile- kuyruğu-
nu kovalamakta olan bizim ke-
di gibi görüyorum.
Sedat Peker nam "baba "yi-
ğidin çözdüğü anlaşmazlıkla-
nn tümü de hukukun alanına
giriyor. Yani bir devletin belki de
en önemli işlevi olan adalet ay-
grtının yetki alanına.
Bencileyin ve sanınm sizcile-
yin yurttaşlar, birinden alacağı-
nı tahsil edemediğinde, mah-
kemeye başvururlar. Senedini
sepetini dosyaya eklerler. Yar-
gıç, taraflan dınler, kanıtları
gözden geçirir ve haklı bulursa
borcun ödenmesini karara
bağlar. Buna da hukuk denir.
Benim ve sizin bildiğimizi el-
bette bu anlı şanlı işadamlan
da biliyorlardı.
Şirketlerinde bir avukat or-
dusu besliyorlardı ve adalet ay-
gıtına başvurarak hak arama
konusunda hiçbireksikleri yok-
tu.
Ama öyle olmadı.
Adalete değil Sedat Peker'e
başvurdular. Aldıkiarı sonuç
doğru bir tercihte bulundukla-
rını gösteriyor. Sedat Peker
adalet aygıtından hem daha
"adil", hem daha "hızlı" sonu-
ca ulaştı.
Daha adil; çünkü olağan hu-
kuk yolu işleseydi, yıllar sonra
bu alacak tahsil edilse bile, bu
enflasyon ortamında ortaya çı-
kacak parasal kayıp, Sedat Pe-
ker'e ödenen "mafya komisyo-
nunu" kat kat aşacaktı. Öyley-
se çok yalın bir akıl yürütme ile
adalet aygıtının deıtıal düzettil-
mesi gerektiği sonucuna van-
yoruz.
Adalet aygıtını ülke gereksi-
nimlerine uygun olarak yeniden
düzenlemenin, hukukun üstün-
lüğünü ve işlevselliğini yeniden
üretmenin yolu siyasetten ge-
çiyor ve üretecek kurum da TB-
MM.
TBMM dediğimiz kurum mil-
letvekillerinden oluşuyor ve çok
sayıda milletvekilinin, örneğin
Sedat Peker ya da Alaattin Ça-
kıcı yakalandıklannda serbest
bırakılmaları, poliste hırpalan-
mamaları için kollan sıvadıkla-
rını biliyoruz. Ya da Mehmet
Ağar, Sedat Bucak, Tansu
Çiller, Kubilay Uygun gibi çok
sayıda "güzide vatan evla-
d/"nın miltetvekili olduklannı bi-
liyoruz.
TBMM'nin, ulusal egemenli-
ğirl somutlandığı en yüksek or-
gan niteliğine kavuşması için
seçimlerde oy kullanan yurttaş-
lann bilincinden öte bir yol ol-
madığını da akıl yürüterek bu-
lup çıkanyoruz.
Gel gör ki seçimlerde oy kul-
lanacak yurttaşlann ciddiye alı-
nacak kadar büyük bir bölümü-
nün, Tansu Çiller'i alkışladığını,
Mehmet Ağar'la gurur duydu-
ğunu, Şevki Yılmaz gibileri ön-
ce Rize Belediye Başkanı, son-
ra miltetvekili seçip Ankara'ya
yolladığını biliyoruz.
Bu saydığımız partamenter-
ler hakkında adaletin sırtına yı-
kılmış çok ciddi ve çok ağır
suçlamalar bulunduğunu; so-
nucun ise yalnızca ve yalnızca
"yargı aygıtının işlemesine, hu-
kukun üstünlüğünün kanıtlan-
masına" bağlı olduğunu da bi-
liyoruz...
• • •
Bizim kedi hâlâ kuyruğunu
kovalıyor.
POIİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
^DAL Kemal Bey...
Ordu'da Güneydogulu, Kürt kökenli fındık işçi-
lerine konulan yasak kaldırıldı...
Sahi fındık işçilerinin Ordu'ya girişlerini Vali Ke-
mal Yazıcıoğlu, yasaklamış mıydı?
Yazıcıoğlu, Milliyet'ten Yalçın Doğan'a 'içinidö-
kerken' özetle şöyle demişti:
"Bir kere bu Güneydoğu lafını kaldıralım. Olur
mu böyle şey. Benim, vatandaşlarımız arasında
böyle bir aynm yapmam mümkün mü?.. Ne ya-
zık ki, bu habeheri birileri kasten çıkanyor. Bazı ga-
zeteler de bunu maalesef yazıyor. Asparagas
derierdi, bu kadarını tahmin etmezdim."
Vali Yazıcıoğlu'nun bu konuda Içişleri Bakanlı-
ğı'na söylediği de şu:
"Bu kadar duyarlı bir konuda, beni suçlamala-
nnın arkasında başka niyetler var..."
Ordu'da Güneydogulu fındık işçilerine uygula-
nan 'yasağı' ilk kez Cumhuriyet muhabiri Erdo-
ğan Erişen verdi. Ben de üç kez bu olayı yazdım.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Vafi
Kemal Yazıcıoğlu da Ordu Valisi'dir Onun için de
Vali Yazıcıoğlu 'doğru' konuşmak zorundadır.
önümde bir belge var. Ya bu belge 'sahte 'dir ya
dagerçektir...
Vali Yazıcıoğlu böyle bir açıklama yapıldığını ya-
lanlayabilir, ancak olayı bir başka yöne kaydırma-
ya hakkı yoktur...
Üzerinde 'Ordu Valiliği Basın Bülteni' yazılı açık-
lamada (21 Temmuz 1998) aynen şöyle deniliyor:.
"Yaklaşan fındık toplama sezonu nedeniyle, ili-.
mize bölgemiz dışındaki illerden fındık işçisi adı,
altında kişiler gelmektedir. Bu kişiler hakkında ya-.
pılan incelemelerde bunların kendi yörelerinde î
çeşitli suçlara katılmış ve aranan kişiler olduğu,
belirlenmiştir.
Aynca bu kişiler, Karadeniz yöresine ve arazfc
yapısına da yabancı olduklan için fındıklan topla- •
maktan ziyade heba ettikleri, valiliğimize yapılan •
şikâyetlerden öğrenilmiştir.
Bu nedenlerden dolayı bölgemiz dışındaki iller^-
den fındık işçisi getirilmesı valiliğimizce yasaklan
1
-
mıştır." "'
Bu bir genelge değil, açıklamadır Açıklama-'
nin altında Vali Kemal Yazıcıoğlu'nun adı da bu-
1
,'
lunmamaktadır...
e
,
Ancak!
Gürgentepe Kaymakamı Mahmut Şirinoğ-
lu'nun imzasını taşıyan bir başka yazı da 'Ordu Va- \
liliği'nin 22.7.1998 tarihli' yazısını göstererek Be-
lediye Başkanlığı'na bir duyuruda bulunmuştur: .
"Fındık toplama sezonu nedeniyle bölge dışın-*
dan gelecek işçilerle ilgili yazı ekte gönderilmiştir. *
Belediyemiz hoparlöründen ilan edilmesi gereği--
ni önemle rica ederim." *2
Bu yazı llçe Jandarma Komutanlığı'na, köy ve!
mahalle muhtarlıklanna da gönderilmiştir...
•••
Ordu 'duyarlı' bir ilimiz...
Son yıllarda 'terörist' eylemlerin yoğunlaştığını
da biliyoruz...
Elbet güvenlik güçleri her türtü önlemi alacaktır,
teröristlerle mücadele edecektir...
Benim üzerinde durmak istediğim, Kemal Yazı-
cıoğlu'nun konuşmasındaki biçem...
Umur Talu'nun da altını çizdiği gibi 'Susurluk
sarmalı'nn önemli ayaklarından birini oluşturan
Topal cinayeti'nde 'olayı örtüştüren sarmaşıkla-
rın' bahçıvanıdır eski Istanbul Emniyet Müdürü
Kemal Yazıcıoğlu...
Konuşma 'bıçem'i detıpkı Sedat Bucak'a ben-
ziyor:
"Beni çete olarak suçlayanlann arkasında baş-
ka niyetler var..."
IsterTürk, isterKürt, isterzengin, isteryoksul bu
ülkede herkes birinci sınıf yurttaştır...
Kemal Yazıcıoğlu gibi çok sayıda yönetici her
Kürt kökenli yurttaşımızı potansiyel suçlu, yani
PKK teröristi olarak görüyor, onun için de 'güven-
lik önlemi' alıyor; bir hukuk devletinde yapılma-
yacak işler yapılıyor...
Kim kazanıyor bundan?
PKK!..
Kim kaybediyor?
Türkiye Cumhuriyeti devleti...
Güvenlik güçleri 'teröristle' değil de terörle'
mücadele etmeye kalkarsa işte işler böyle kanşır...
Terörle mücadele silahla, baskıyla olmaz!
Ya nasıl olur?
Ekonomik çözümlerle, işsizliği, yoksulluğu orta-
dan kaldırarak!..
• • •
Ordu'da yasak kalkınca, Kemal Yazıcıoğlu yine
ilginç bir açıklama yaptı:
"Benim, Güneydogulu fındık işçilerini Melet ır-
mağı havzasından çıkarmamın nedeni, Allah ko-
rusun bir sel felaketinden kurtarmak içindi. Bir sel
felaketi olsa ve bu insanlar sulara kapılsa, bunun
vebalini kim üstlenecek?"
İşte 1980'lerde kalan tipik 'DAL' (Derin Araştır-
ma Laboratuvarı) mantığı bu...
Işkenceden geçen gençlerin gözleri bağlıdır ve
sorgucu onlarla konuşurken şöyle der:
"Sen çok iyi çocuksun, konuşsan dayak yeme-
yecektin. Bak, ben seni korumak için yanındayım.
Birisi gelir seni pencereden atar ölürsün. Haydi
beni dinle de anlat bildiklerini..."
Aradan 18 yıl geçti. Kemal Yazıcıoğlu yükseldi
ve vali oldu. Az kalsın Emniyet Genel Müdürü ola-
caktı...
Ama, Yazıcıoğlu hiç değışmemiş, aynen^
'Dy4Z.'dakigibi...
'DAL' Kemal Bey, önceki gece Ordu'da 'Ülkü-'-
cü' yayın yapan bir TV kanalında içini dökmüş, AI--
parslan Türkeş'e övgüler yağdırmış...
İyi deyapmış!.. !
Demek ki 'davadan' hâlâ dönmemiş!.. •''
hckaya " posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
TEMA
DOĞASEVERLERE DUYURU!
TEMA VAKFI DOĞA GEZİSİ
Vakfımız, Asortı Turızm ışbıriığıyle 25.07 / 01.08.1998
tarıhlerınde Köyceğiz - Dalyan bölgelerınde bir "Doğa
Gezisi" gerçekleştırecektır.
Doğa ile iç ıçe bir hafta geçırmek ıstiyorsanız vakit
geçırmeden bızı arayın.
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN!
0212 283 78 16fpbx)
148'tien Burcv Hanımyada 129'Oan UfukBey
0212281 1132
Çayır Çımen Sokak Bria* Kredı Bloklan A-2 Biok da/rB 6 I Levent/tst.
ASOflTt TVRİZM: 0216 418 ÖS 08- 30
SögûtBçefme Cad Nal So*. Özanslan Işhanı 4,2 KacMtöy/kt
Fate
Adre$