19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25AĞUST0S1998 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP'nin Kosova dyareti krizi • AJVKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yugoslavya'nın, İCosova kentini ziyaret etmek ısteyen Deniz BaykaJ başkanhğındaki CHP heyetıne henuz vize verilmemesi krize neden oldu. Alınan biigiye göre Baykal. Bülent Tanla aracılığıyla Yugoslavya'nın Ankara Büyükelçiliği'ne, Kosova 'yagitmek istediğini iletti. Belgrad'dan gelen yanıtta ise Baykal'ın randevu istemlerinin parlamentonun tatilde olması gerekçesiyle yerine getirilemeyeceği öne sürülerek gezinin ertelenmesi önerildi. CHP'nin bu öneriyi kabul etmeyerek vize başvunısunda bulunması üzerine ise baş\xıru listesinin onay için Belgrad'a gönderiidiği bildirildi. Sedat Peker'e gıyabi tutuklama • İstanbul Haber Servisi - Tehditle senet tahsilatı yapmak, zorla adam alıkoymak, cinayete azmettirmek ve benzeri suçlardan dolayı polis tarafından aranırken 6 gün önce yurtdışından İstanbul'a gelerek polise teslim olan Sedat Peker'in sorgusu halen (stanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sürüyor. Bu arada Peker'in de aralannda bulunduğu tutuksuz 10 sanığın yargılanmalanna dün istanbul 4 No'lu DGM'dekı duruşmayla başlandı. Mahkeme heyeti, Peker hakkında gıyabi tutukJama karan çıkararak duruşmayı ileri bır tarihe bıraktı. Ecevjt, Layasani ile görüştü • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit lran Büyükelçisi Hüseyin Lavasani'yı dün makamında kabul etti. Lavasani görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Ecevit'le Afganistan'm 11 Iranlı diplomatı esir alması konusunu görüştüklerini söyledi. Harb-İş işçilerine destek • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türk-lş, K.ESK. ve DİSK üyeleri, Türk- Amerikan Ortak Savunma Tesisleri'nde grev yapan Türk Harb-îş Sendikası üyesi işçilerine destek ziyaretinde bulundu. Törk Harb-lş Sendikası Genel Başkanı Izzet Çetin '•Ülkemızde ABD'li kaçak işçilerin çalışmasına son verilmesi ve ülkemiz yasalannın bu işyerlerinde de uygulanması için greve çıktık" dedi. RP yöneticferine suçduyırusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hesaplannda l trilyon liranın kayıp olduğu belirlenen RP'nin yönetıcileri hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlandığı öğrenildi. CHP'li Sabri Ergül, Çiller'in 'çıkını'nı Kızılay Meydanı'nda sergiledi Çıkın, Anadolu yoflarnıda • CHP îzmir Milletvekili Sabri Ergül, Özer Uçuran Çiller'in "çıkın içinde" bulduklannı açıkladığı kayınvalidesi Muazzez Çiller'in bir televizyon büyükJüğündeki 880 Cumhuriyet Altını, 570 bin dolar ve 690 bin marktan oluşan "servetini" Kızılay'da basına ve yurttaşlara sergiledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Izmır Milletvekili Sabri Ergül. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'in bir "çıkın" içinde bulduklannı açıkladığı kayınvalidesi Muazzez Çiller'in bıraktığı serveti, Kızılay Meydanı'nda kamuoyuna gösterdi. Tansu Çiller'in annesinden kaldığını açıkladığı 880 Cumhuriyet Altını, 570 bin dolar ve 690 bin marklık servetin yakJaşık 14 kg geldiğini, basın ve kamuoyu önünde tartarak gösteren Ergül, Çillerler'ın halkı "aptal yerine" koyduğunu söyledi. Ergül. bugünkü değeriyle 270 milyar lirayı bulan "çıkın" içindeki serveti Anadolu'yu dolaşarak halka göstereceğini belirtirken "Meclis'te 276'yı buiup kurtulabihrler. Ama ben yargıya güveıüyorum, yargı bu haksız servetin hesabını soracakür" dedi. CHP Îzmir Milletvekili Sabri Ergül, dün Kızılay Meydanı'nda, "çıkın içinde" bulunduğu açıklanan 270 milyarlık serveti, görsel olarak da kamuoyuna gösterdi. Kızılay'daki gökdelen binası Ergül, 13 kiloluk serveti bir tarüyla tartarken Çillerler'in "çıkın içinde bulduk" diyerek yurttaşlan "aptal" yerine koyduklannı sovtedi Ergül çıkını Anadolu'yu gezerek yurttaşlara göstereceğini söyledi (Fotoğraf: HASAN AYDIN) önüne üzerinde dev posterinin bulunduğu özel minibüsle gelen Ergül, üzerindeki bantlarda Özer Uçuran Çiller'in genel müdürlüğıi döneminde verilen usulsüz krediierle batınlan "fstanbul Bankası Genel Müdürlüğü" yazılı sahte dolar ve mark banknotJan ile yme temsili Cumhuriyet altınlannı ust üste dizdi. Çtkının ağırüğı 13 küo Bunlan ayn ayn tartan Ergül, çıkının net ağırlığının 13 kilo 710 gram, çıkınla birlikte de 14 kiloyu bulduğunu söyledi. Jzmir ve çevresinden başlayarak "çıkın komedisini" anlatacağını vurgulayan Ergül, son 2 yılını kızı ve damadı ile geçiren, 20 yıl kirada oturan Muazzez Çiller'in çıkın içinde bu kadar büyük bir servet biriktirmesinin olanaksızhğını anlattı. Ergül. "ABD'de 1974'te kola almak için 40 cent'i bularaayanlann serveti, bugün 40 trüyona ulaştT dedi. Türkiye'nin bu çıkını daha çok konuşacağını vurgulayan Ergül, "Türkiye'de yolsuzluklar, çeteleşmeler hesabı sorulmalı. Ancak öncelikle bu haksız servetin hesabı sorulmalı. Sahte belgelerle Meclis'te 276'yı buiup. soruşturmadan kurtulabilirler ama yargıdan kurtulamazlar, ben yargıya güveniyorum" dedi. Ergül, Ankara'daki bu gösterinin ardından, Anadolu'yu dolaşarak kuşkulu serveti halka anlatacağını bildirdi. YSK Başkanvekili Coşkun, 20 ilde kesinlikle mükerrer oy kullanılamayacağını söyledi ' 740 bin sandık kurulacak'EMİNEKAPLAN ANKARA - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan Vekili Sabri Coşkun, 18 Nisan'da yapılacak yerel ve genel seçirrüer için 740 bin sandık kurulacağını, sandık başına 180-200 kişi düştüğünü ve oy kullanımr süresınin 3 dakika olarak hesaplandığını söyledi. Seçimin yakJaşık 15 trilyon liraya mal olacağını anlatan Coşkun, 20 ilde bilgisayar ortamına geçildiğini, mükerrer oy kullanımmın büyük oranda önleneceğini bildirdi. Yerel ve genel seçimlerin birlikte yapılması konusundaki tartışmalar sürerken, YSK, iki seçimin aynı anda yapılmasına ilişkin hazırlıktannı sürdürüyor. YSK Başkan Vekili Coşkun, anayasa gereği 1999 yılı mart aymda yapılması gereken yerel seçimler için daha önce başlatılan çalışmalann TBMM'nin genel ve yerel seçimlenn birleştirilerek 18 Nisan'da yapılmasını kararlaştırmasının ardından genişletildiğini söyledi. 2 seçimin birlikte yapılması için gerekli önlemlerin alındığını. kâğıt \e zarf siparişlerinin verildığıni aniatan Coşkun. sandıklann hazırlandığını kaydetti. Coşkun, dahaönceki seçimlerde 400 bin sandık kurulduğunu, bu seçimler için ise 740 bin sandıkta seçim yapılacağım vurgulayarak "Buna göre sandık başına 180 seçmen düşöyor. Bu köylerde 100'e düşebileceğf gibf kentlerde 200'e çıkabilir. Daha önce bir sandıkta 300-350 seçmen oy kullanıyordu" dedi. Oy kullanma süresinin bir sandıkta 200 seçmenın oy kullanacağı dikkate alınarak 3 dakika olarak hesaplandığını anlatan Coşkun. DTP'nin seçim provasında bu sürenın 8 dakika olarak çıktığının anımsatılması üzerine, "Biz Çüler: Ça/acı y nmgetirüeceğineinanmtyorum İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. N'i- ce'te yakalanan ülkücü mafya babası Alaattin Çakıcı iie Dev- let Bakanı Eyüp Aşık'ın yaptık- ları telefon görüşmelerinin, Su- surluk sonrasında devletı ve gü- venlik güçlerini çete ilan eden- lerın iflası olduğunu söyledi. Çiller "Susurluk diye ortava ÇH kan ve başbakanhk koltuğunda oturan kişi, çok yakınında olan ve kendi atadığı bir bakanın, çe- te ilan edilen kişiyle açıkça, defa- larca ve saatlerce telefon görüş- mesi yapmasının hesabını mille- te vermek zonındadır. H üküme- tin istifası zorunludur" dıyeko- nuştu. Çiller, dün partisinin İstanbul II Merkezi'nde düzenlediği ba- sın toplantısında. Çakıcı 'nın Türkiye'ye getirileceğine inan- madığını ve bunun altyapısının da hükümet tarafından hazırlan- dığını savundu. Çiller, eşi Özer Çiller ile eski MtT Müsteşarı Sönmez Köksal'ın göniştükleri iddialanyla ilgili olarak da. eşi- nin ve Köksal'ın 40 yıllık okul arkadaşı olduklannı. görüşme- lerinin de doğal olduğunu söy- ledi. Çiller. "Kimse öküzfin al- dnda buzağı aramasın. Biz baş- bakan oiduğumuz zaman. MİT Müsteşan daha önceden atan- mıştı. Şimdiki başbakanın eşi, devlet adına resmi açılışlar v apı- yor" diye konuştu. Susurluk diye ortaya çıkıp, güvenlik güçlerini ve de\ leti çe- te ilan edenlenn, bugün o gü- venlik güçlerinin başanlannın arkasına sığmarak kendi korku- lannı gizlemeye çalıştıklannı sa- \unan Tansu Çiller, milletın bu gelişmeleri ibretle izlediğini ifa- deetti. şu parti ya da bu partinin 3-5 gibi yonunJanna girnıeyiz. YSK, secimleri sağlıklı olarak yapacak ve bunun için gerekli önlemlcri alıyor. Yapılmaz, yetişmez diye bir şey ounaz. Herkes amacuıa uygun yorum yapar. Yargryı kimse tarOşrna ortamına çekmesin" dedi. Partılerin sandık kurullanndaki üye sayısının arttınldığını, geçici ilçe seçim kunıllannın da oluşturulduğunu anlatan Coşkun, seçimlerin yaklaşık 15 trilyona mal olacağını, bu rakamın 1999 yılı bütçesine göre artabileceğini söyledi. YSK'ye hazırlıklar için ilk aşamada 4 trilyon liranın aktanldığını kaydeden Coşkun, personel açısından güçlükler yasadıklannı belirtti. Coşkun, YSK'nin ülke genelinde 1500 yeni kadroya gereksinim duyduğunu, ancak Maliye Bakanlığf nın 400 zabıt kâtibi kadrosuna bile atama izni vermediğine işaretetti. Mfikerrer oy engellenecek Coşkun, seçimlerde mükerrer oyun engellenmesi için gerekli önlemlerin alındığını belirterek "20 il bügisayar ortamına alındı. Bunun yanı sıra Istanbul'un Uçeleri de bilgisayar ortamında. Yani burada mükerrer oy kullanüması mümkün değiL Mükerrer oy kulianıiamayan yer saytsı yüzde 50'yi geçer" dedi. Coşkun, bu illerin dışındaki yerlerde de boya önleminin uygulanacağını kaydederek "Sağhğa uygun bir boya ithal edilirse onu uygulanz" dedi. Yeni nüfus sayımma göre illerin çıkaracağı millefvekjli sayısının kesin olarak belirlenmediğini kaydeden Coşkun, ilçelerin kesin sonuçlannın kendilerine ulaşmadığını bildirdi. UZ YAZIIORHAN BİRGİT Milli Güvenlik Kurulu, 28 Şubat'tan bu yana en uzun toplantılanndan bi- risini dün yaptı. Bu yazının hazırlandı- ğı sırada, toplantı ile ilgili bilgilerin de- taylan henüz tam bilinmiyorclu; ama Çankaya'daki bu önemli doruk top- lantısında, ülkeyi bir 'babalar dizisi' platosu haline getiren mafya ile dev- letin güvenlik kurumlannın kimi yöne- ticileri arasındaki ilişkilerin de masa jstüne gelmemesi, elbette düşünü- emezdi. Nasıl düşünülmesin ki, o türfü iliş- «cı'ler artık, devlet arşivlerine giren özel aporlarla, ya da paıiamento komis- ^onlannın veya mahkemelerin tuta- lakları ile sınırlı kalmamaktadır. Dün timi gazetelere internet aracılığı ile 'ansıdığı biçimiyle, konuşamayan ievlet memuru kimliği içindeki MİT lörevlileri, eşleri aracılığı ile zirvedeki ımirleri için ağızlanna geleni söyle- nektedirier İlk bakışta, bu tür açıklamalann ya- lırganması gerektiğini düşünenler bi- î, pandoranın kutusunun açılma za- lanının geldiğini görerek, 'mafya-çe- iler-bürokrasi-siyasef işbiriiğinin zerindeki giz perdesinin kaldınlması- ı beklemektedirler. Bu oedenle, Alaattin Çakıcı'nın Çatlı'lar, Çakıcı9 lar... elindeki bantlardan başlayarak, ona renkli- renksiz pasaportlan sağlayan devlet görevlilerine, bu görevlilerin eş- lerine, eski yeni siyaset adamlanna, cumhurbaşkanlan, başbakanlar, ba- kanlar, sivil-asker görevlilere kadar herkes bildiğini tektek anlatmalı, an- lattıklannı da belgelemelidir. Mesela dün, uzun süredir bu konu- lardaki suskunluğunu sürdürmekte ıs- rarlı olan Dündar Kılıç da bir meslek- taşımıza, eski damadı hakkında bil- diklerini anlatmaya başlamıştı. Uğur Çakıcı'nın, içine evlat acısı çökmüş olan babası; Özal ailesinden, Meh- met Eymür için kendisinin 12 Eylül sonrasında Sıkıyönetim Mahkemele- ri'nde söylediklerine kadar, her birisi vicdanlı ve görev bilinci içinde olma- sı gerekli savcılar için birer ipucu sa- yılabilecek birdizi olayın ipuçlannı ve- riyordu. • • • Bütün anlatılanlann içinde elbette dedikodu düzeyinde bulunan, söylen- tilere dayanan, 'mış'h eklerle bitenler olacaktır. Siyaset adamlannın, birbir- lerine bu olaylan fırsat bilerek yıprat- ma amacı ile yönelttikleri suçlamalar ise, belki de uzun yer tutacaktır. Ama hiçbir malzemeye, peşin ön yargılar ile işe yaramaz sözü ile bak- mayacak olan yetkililer, keçiboynu- zu'ndan bir damla bal alabilmenin sabn içerisinde, sonuca ulaşacak de- ğerlendirmeleri yapabileceklerine ön- celikle kendilerini inandırmalıdırlar Böyle birdeğertendirme için, önce- likle aydınlanması gereken soruları ar- dı ardına sıralayalım: * Mehmet Eymür ve Yavuz Ataç, MlT'in yurtiçi görevlerinden hangi ne- denlerle, birincisi VVashington Büyü- kelçiliği'nde Hukuk Danışmanlığı, ikin- cisi Pekin Büyükelçiliği'nde Idari Ata- şeliğe gönderilmişlerdir? * Bu atamalar, bir sürgün mü; yok- sa gözden belirli bırsüre için uzaklaş- tınlarak zamanı gelince kişileri yeni- den değerlendirmek amacı ile mi ya- pılmıştır? * Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ata- nan Necati Bilican, bu görevini ken- di adı etrafında hemangi bir söylenti yaratılmasına neden olmayacak bi- çimde, soğukkanlı, yansız ve dürüst bir bürokrat görünümü ile yürütürken, o arada aralarında Çakıcı'nın da bu- lunduğu bazı mafya babalan için yur- tiçi-yurtdışı operasyonlann düzenlen- mesine de, en azından nezaret eder- ken bundan yirmi gün önce, niçin gö- revden alınmak istenilmiştir? Başbakan Yılmaz'ı, Emniyet Genel Müdürü'nü değiştirmek için harekete geçirenler kimlerdir? Bilican, koalis- yonun DSP kanadının direnci olma- saydı da görevinden alınmış olsaydı, acaba Çakıcı'nın yakalanması yine gerçekleşebilecek miydi? ' Son on yıldır, MİT ve Emniyet Ge- nel Müdüıiüklerinde üst düzey görev- lerde bulunanlar arasındaki atamala- ra müdahale eden asker-sivil bürok- rat ya da politikacılar kimlerdir? • • • Bu tür soruları, daha da uzatarak genişletmek elbette mümkündür. Ama sadece bu yazıda yer alanla- nn bile yanıtlanarak aydınlığa çıkartıl- ması, Türkiye'deki siyasetçi-mafya- çeteler- bürokrasi arasındaki girift iliş- kiyi çözmek için yardımcı olacaktır. Susurluk yolunda geçirdiği trafik ka- zası ile ölen Abdullah Çatiı ve Ni- ce'te, mafya ile savaşımı sündüren e(- libeşinci hükümetin kararlı tutumu ile yakalanan Alaattin Çakıcı'nın ortak geçmişleri, ikisinin de ülkücü kamp- larda ve bozkurt ideallerine gönül ve- rerek yetiştikJerini ortaya koyuyor. Rant ve alan paylaşımında daha sonra ayn yörelerde kavga verseler de birisi Fransa'da. öteki Lübnan'da Ermeni komitecilerle çatışma örtüsü altında devletin başına bela edilmiş, o sayede korunmuş ve kollanmışlar. Böylece ortak bir kaderde belki bir- birierine hasım cephelerde zirvede ol- ma savaşımı vermişler. Ama galiba ikisinin de yolu bizi Su- suriuk'a götürecek. Ülkemizin bir yöresi olarak değil; büyük koruyuculannın kanatlan artın- daki çeteler çatışmasının sembolü olarak hafızalanmızda yer eden kav- rama. Ve o kavramın bulunduğu kav- şağı ele geçirdiğimiz gün, sayısız ölü- mün, kanın, göz yaşının çamurtaştır- dığı çukurdan mafyanın sıriannı sak- layan pandora kutusuna ulaşabilece- ğiz. Ne olur, dayanalım. Faks: 0212-677 07 62-E-Mail: ob'ırgiCa posta.cumhuriyetcom.tr POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA . .Tolunoğlu-Ataç. Şahin Tolunoğlu Yavuz Ataç ve diğerleri... Yeşil pasaport Abdullah Çatlı'da, kırmızı pasa- port ise Alaattin Çakıcı'nın üzerinde çıkıncagöz- leryine 'MlT'e çevrıldi... Aslında her şey 12 Eylül 1980 öncesi ve sonra- sına dayanmıyor mu? 22 Şubat 1982'de Abdullah Çatlı ve Mehmet Şener hangi ülkede yakalandılar? Isviçre'de!.. Şener ve Çatlı o tarihte neden serbest bırakıldı- lar? Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin 'iade evrakı 'nı Isviçre'ye göndermemesi yüzünden... 16 yıl önce yaşanan bu olayda bir başka olası- lık da şuydu: "MİT, ısviçre'ye (Çatlı'yla) ilgili güvence vermiş- tir... Şener için ise bır şey yapmamıştır..." Çatlı'yla yakalanan Mehmet Şener, Türkiye'ye iade edileceğini öğrenınce hemen federal mahke- meye başvurdu. "Beni Türkiye'ye iade ederseniz öldurürler, çün- kû ben Kürdüm..." Almanya, Fransa, Belçika, isvıçre gıbı ülkelerin istihbarat örgütleri Abdullah Çatlı, Oral Çelik ve şimdi de Alaattin Çakıcı'yı çok iyi tanıyoriar; kont- rol altında tutup ilişkilerin perde arkasını bıliyorlar... Eğer Abdi Ipekçi cinayeti aydınlatılsa. Mehmet Ali Ağca'nın ilişkileri üzenne gidilseydi Türkiye bu- gün içinde bulunduğu durumu çoktan atlatırdı.:. Çatlı'dan Çakıcı'ya; Şener'den Ağca'ya dek pek çok eli kanlı çetenin 1980 öncesi Ülkü Ocaida- n'nda çalıştıklannı, yöneticilik yaptıklarını MİT ve polis bilmiyor mu? 1979 yılında Yalçın Özbey'in Mehmet Ali Ağ- ca'yla birlikte ortak banka hesaplan vardı ve hep- si pasaportla yurtdışına çıkmışlardı... • • • Başta Mehmet Ali Ağca olmak üzere diğer'ül- kücülere 'kimlikkartı've 'pasaport'veren kişi kim- di? MİT görevlisi Tolunoğlu!.. , - Alaattin Çakıcı'ya 'kırmızı pasaport' veren kişi kim? Yine MİT görevlisi Yavuz Ataç... Tolunoğlu ve Ataç tek başına mı yaptılar bu tşi? Tüm bunlar bir yana.. Abdullah Çatlı 1990 yıhrf- da Isviçre'de nasıl kaçtı cezaevinden? Çatlı'yı öe- zaevinden kaçıranlar kimlerdı? .! Bir başka ülkücü Samet Aslan Hollanda'dan Türkiye'ye iade edildi. Aslan, Ağrı Gezaevı'ndeya- tarken haber geldi: •. ^ "Samet Aslan intihar etti..." '; •> Gerçekten Aslan intihar mı etmişti? -:. > Bu soruya bugüne dek yanıt alınamadı... \-i Işin ilginç yanı, Aslan'ın Hollanda'da yakalandık- tan sonra üzerinde çıkan silahın, Papa suikasf|/v da kullanılan 'Browning' markatabancalardari bl- rinin seri numarısını izlemesıydi... „ Tüm bunlar elbet bir rastlantı değildi!.. * '* Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı, Sedat Pekfer, Kürşat Yılmaz kendiliklerinden mı 'çete' oluştur- dular... Sanılıyor ki 'kırmızı pasaportuh'sım" 1 çözülürse, devlet içindeki örgütlü çete ortaya çıkarılacak, Tür- kiye'nin bir hukuk devleti olduğu böylece kanıtla- nacak... MİT ve polis Örgütü... Yapı böyle kaldığı sürece yeni 'çeteler'ln ortaya çıkması kaçınılmazdır... Ibrahim Ural, yıllar önce valiydi. Dürüst bir ki- şiliği vardı. Bir kaçakçılık olayının üzerine gittiği için görevinden 'telgraf emn'y\e alındı. Kocaeli Valisi Ural'ı görevinden alan. dönemın Içişleri Bakanı Mustafa Gülcügül'dü... Aynı tarihte İstanbul Gümrükler Başmüdürü Ok- tay Ergül'ü görevinden uzaklaştıran Gümrük ve Tekel Bakanı Ahmet Çakmak'tı Ortada büyük bir kaçakçılık olayı vardı. Olayı aydınlatan 'devlet görevlileri' kızağa çekilmişler- di... Vali Ibrahim Ural 17 yıl önce bu konuda aynen şöyle konuşmuştur: "Kaçakçılar çok büyük bir güç. Bunlar siyasi parti farkı gözetmeksizin herkese etkili oluyorlar. Biz devlet görevlileri olarak bu gücün altında ezil- dik. Bunlara karşı başanlı olamadık..." Anlattığımız olayın canlı tanıklarından birisi de döneminlstanbul Emniyet Müdürü olan, bugünün DYP Genel Başkan Yardimcısı Hayri Kozakçıoğ- lu'dur... Kaçakçılık olayına karışan kimdir? SuatSurmen!.. Başka isimler yok mu? Sellefyan, Yahya Demirel Fuat Armacı... Tuncay Mataracı Yüce Dıvan'da yargılanırken bütün bu anlattıklarımız tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı... • • • Türkiye Cumhuriyeti devletınin istihbarat birim- leri, 1970'lerde ülkücüleri 'solcuların', 1980'lerin başında 'Ermeni teröhstlerinin'', 1990 sonrası da 'PKK'nin' üzerine salarak bır 'çete kuruluşunun' halkalannı oluşturdu... Ankara'da 7 TlP'linin öldürülmesinde 'eter'l An- kara Numune Hastanesı'nden çalan sağlık me- muru Kadir Temur, Kırıkkale Mühimmat Fabrıka- sı'ndan patlayıcı çalan Yaşar Baysalı bugün kaç kişi anımsar? Mustafa Sami Barsan, Ülkücü işçiler Genel Sekreteri'ydi. Barsan; çalınan patlayıcılarla ODtLJ Rektör Yardimcısı Mehmet Gıcıman CHP Mıllet,- vekili Avni Gürsoy'un evlerinin bombalanmaşı olayında ve Prof. Dr. Tosun Terzioğlu'nu öldürfri^ girişiminde bulunmuştu... MİT görevlisi Tolunoğlu; Ağca ve diğer ülkücüî- lerle içli-dışlıydı, Ataç da Çakıcı'yla... ^ MlT'te önemli görevler üstlenmış ve emekli oT- muş kişiler nerelerde çalışmışlar, hangi çetelerlfe ilişki kurmuşlardır? < ı> Şöyle bir araştırılsa neler çıkacaktır. neler!.. <W Acaba araştınlır mı? „.< hckayafr' posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 I.-ı! Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. -'J T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve , Doğal Varhklan Koruma Vakfı Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle