Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 1998 PERŞEMB
HABERLER
Bozma karannın ardmdan ilk oturum, Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 10.00'da yapılacak
Metin Göktepe davası yeıri baştanM E R İ H A K
İZMtR - Gazeteci Metin Göktepe'yi
gözaltında öldürmekle suçlanan polisler
hakkında verilen karann Yargıtay tara-
fından bozulmasının ardından. dava bu-
gün yeniden görülmeye başlanacak. Yar-
gıtay, 5 polis hakkında verilen 7.5'er yıl
hapis cezası ile 6 polis hakkında verilen
beraat karannı usulden bozmuştu.
Bozma karannın ardından ilk oturum,
Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu-
gün saat 10.00'da yapılacak. Gökte-
pe'nin öldürülüşünün 800. gününde po-
lislerle ilgilı "kamu vicdanını rahatiat-
mayan" karan veren mahkeme heyeti,
954. gününde dosyayı yeniden incele-
yecek. Sanık polisler, Saffet Hızarcu tl-
han Sanoğlu, Selçuk Ba>raktaroğlu, Sey-
di Battal Köse, Şuayip Mutluer, Fedai
Korkmaz, Burhan Koç, Metin Kuşat,
Tuncay Uzun, Fikret Kayacan ve Murat
Frtat'm tekrar sanık sandalyesine otura-
cağı oturuma Göktepe ailesi ve avukat-
lannın yanı sıra, yerli ve yabancı çok sa-
yıda gazeteci katılacak. Çeşitli siyasi
partiler ve sivil toplum örgütü temsilci-
lerinin de Göktepe ailesine destek için
Afyon'agelmesi bekleniyor. Afyon Ağır
Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma ka-
ranna uyarsa usul eksikliklerini gider-
dikten sonra yeniden bir hüküm oluştu-
racak. tlk karannda direnirse davaya son
noktayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu ko-
yacak
Döverek öldürmüşlerdi
Evrensel gazetesi muhabiri Metin
Göktepe, 8 Ocak 1996'da, Ümraniye E
Tipi Cezaevi'nde meydana gelen olay-
larda yaşamını yitiren Orhan Özen ile
Rıza Boybas'ın Alibeyköy'de yapılan ce-
naze törenini izlemeİde görevliydi. Yo-
gun güvenlik önlemlerinin alındığı ce-
naze töreninde saatler geçtikçe gergin-
liğin artması üzerine polis, 500'den faz-
la göstericinin yanı sıra 'san basın kar-
ü' olmadığı gerekçesiyle Göktepe'yi gö-
zaltına aldı. Göktepe, götürüldüğü Eyüp
Spor Salonu'nunda gazeteci olduğu için
'özel muamele' gördü ve kendinden ge-
çinceye kadar dayak yedi. Aynı gün sa-
at 19.00 sıralannda Göktepe'nin cansız
bedeni Eyüp'te bir büfenin yanında bu-
lundu.
Once inkâr sonra kabul
Dönemin îstanbul Emniyet Müdürü
Orhan Taşanlar, önce Göktepe'nin gö-
zaltına alınanlar arasında olmadığını
açıkladı. Dönemin Içişleri Bakanı Te-
oman Ünüsan ise şu şaşırtıcı açıklama-
yıyaptı: "Göktepeduvardandiişereköl-
dü."
Olayın üstüne giden basın ve Gökte-
pe ailesi sayesinde ölüm olayı kabul edil-
di. lçişleri Bakanlığı olayla ilgili soruş-
turma başlattı.
Içişleri Bakanlığı müfettişlerinin 48
polisin yargılanması gerektiğını bildir-
mesinin ardından, tstanbul II tdare Ku-
rulu da polislerin yargılanabileği kara-
nnı verdi. Ve sanık 48 polis hakkında Îs-
tanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde da-
va açıldı.
Ancak Îstanbul'da yargılama başlama-
dan dosya, polislerin güvenliği gerek-
çesiyle Aydın'a gönderildi. 18 Ekim
1996 günü Aydın Ağır Ceza Mahkeme-
si, ilk oturumu spor salonunda yaptı. An-
cak dava dosyası, yine güvenlik gerek-
çesiyle bir başka ile, Afyon'a gönderil-
di.
İlk oturum Afyon'daydı
6 Şubat 1997 tarihinde Afyon'da ilk
oturum yapıldı. 48 polisin katılmadığı
oturumda tanıklar dinlendi. 11 Nisan
1997 tarihli oturum ise dönemin Adalet
Bakanı Şevket Kazan'rn istegiyle adliye
binasmdaki küçük salona alındı. Onlar-
ca yerli ve yabancı basın mensubunun,
sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıl-
dığı oturumlar, bundan sonra hep bu kü-
çük salonda yapıldı.
28 Mayıs 1997 tarihli oturumda Gök-
tepe'yi öldürmekten yargılanan SafFet
Hızarcı, Fedai Korkmaz, Murat Polat,
Burhan Koç, Ilhan Sanoğlu, Selçuk
Bayraktar, Metin Kuşat, Tuncay Uzun,
Fikret Kayacan, Seydi Battal Köse, Şu-
ayip Mutluer' in dosyası diğerlerinden
aynldı.
Müdahil avukatlann 11 polisin tutuk-
lanması talebini değerlendiren mahke-
me; Sanoğlu, Bayraktaroğlu, Mutluer,
Hızarcı ve Köse hakkında gıyabi tutuk-
lama karan verdi.
26 Haziran 1997'de müdahil avukat-
lan Korkmaz, Kuşat, Koç ve Polat'ın gı-
yaben tutuklanmaİannı istedi. Mahkeme
heyeti, delil durumu ve daha önce veri-
len savunmalan göz önüne alarak bu is-
temi reddetti. 24 Temmuz 1997 günkü
6. oturumda Mahkeme Başkanı Kamil
Şerif in yerine Farma Nilgün Uçarbaş-
kan, Nuran Yalınbaş üye yargıç olarak
görev aldı. Mahkeme, üye yargıç Ibra-
him Demirtas'ın muhalefetine karşın
Korkmaz, Polat ve Kuşat'ın tutukJanma-
lanna karar verdi. Haklannda gıyabi tu-
tuklama karan verilen 5 polis, 28 Tem-
muz; 3 polis de 2 Ağustos'ta teslim ol-
du. 21 Ağustos 1997 günü yapılan otu-
ruma yine Fatma Nilgün Uçar başkan-
lık etti. Oturuma katılan 7 sanık 'susma
hakkını' kullanırken sanık avukatJarının
reddi hâkim istemi kabul edilmedi.
15 Eylül 1997'de, adli tatılın sona er-
mesiyle Kamil Şenf yeniden dava bas-
kanlığına döndü ve Uçar'ın tutukladıği
sanık polislerin tahliyesine karar verdi.
9 Ekim 1997 günü, ilk kez tanıklar De-
niz Özcan, Ekber Palabıyık ve Hayati
Cüngören sanıklarla yüzleşti. Mahke-
me heyeti, yüzleştirmenin ardından
Eyüp Spor Salonu'nda bilirkişi heyeti
ile yüzleştirme yapılmasını kararlaştır-
dı.
6 Kasım 1997'de Mahkeme Başkanı
Şerif, basının ve kamuoyunun bu olayla
çok yakından ilgilendiğini ve kendisi-
nin taraflı olduğuna ilişkin haberler ya-
pıldığını gerekçe göstererek davadan çe-
kildiğini açıkladı.
Kamil Şerif 'inçekilmetalebininSan-
dıklı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
kabul edilmesinin ardından, 27 Kasım
1997 tarihli oturuma başkanlık eden
Mustafa Binşık, kameralann ve fotoğ-
raf makınelerinin içeri girmesini kısıtlı-
yordu.
Davanın 12. oturumu 25 Aralık
1997'de yapıldı. Duruşma öncesi basın-
da Göktepe'nin otopsi raporlan yer al-
dı. Göktepe'nin "öldürmek kastıyla dö-
vüldüğü", raporda da vurgulandı. Otu-
rum strasında emniyet amiri Köse'nin
yazılı açıklaması ise "şok yaratti". Kö-
se, 11 sayfalık dilekçesinde Göktepe'nin
gözaltında öldürüldüğünü doğruladı.
Köse özetle şöyle dedi:
"Kanaatime göre Metin Göktepe'yi s-
por salonunda ilk karşılayanlar. alanlar
veya salonun ilk girişinde copla vuranlar,
o kısımda daha çok görev yapan ve ora-
da bulunan polis memurlan Metin Ku-
şat, Yalçın Aydeniz, Burhan Koç'tur. Ay-
nca Fedai Korkmaz'ın olupolmadığı ka-
naatine varamıvorum... Ifadelere göre
de, Göktepe olayının Kuşat Koç, Ayde-
niz üzerinde odaklandığj anlaşümakta-
dır."
Köse aynca, Göktepe'nin cesedini sa-
at 19.00 sıralannda bulduğunu. konuyu
ilçe emniyet müdürlüğüne ilettiğini de
açıkladı.
Cinayet keşfedildi
Eyüp Spor Salonu'nda 5 Ocak 1998 gü-
nü tanıklann da hazır bulunduğu keşif ya-
pıldı. Keşif sırasında sanıklardan Fikret
Kayacan'ın Deniz Özcan'a silah göstere-
rek tehdit ettiği ortaya çıktı. Özcan, Kaya-
can'ın kendisine "Senin işin bitti, ötûmün
bizim elimizden olacak" dediğini söyledi.
22 Ocak 1998 günkü oturumda Köse.
suçlamalannı sürdürürken Savcı İsmailİI-
han'ın sanık 4 polisin tutuklanması istemi
mahkemece reddedildi.
Anketlere göre SPDyüzde 42, CDU/CSU 37, Bündnis 90 / Yeşiller 6, FDP 5 oy alacak
Almanya'da köalisyon hesaplanSPD ve CDU/CSUnun reform onerileri ve farklılıkları
Sosyal demokradar Gerhard Schröder ve Oscar Lafontaine iktidar hesaplan içinde.
İVaı
Çeviri Servia - Almanya'da 27 Eylül
seçimleri yaklaşırken konuşuîmayan. ancak
derinden denne hesabı yapılan bir konu var:
Köalisyon! Seçmenin yüzde 14'ünûnhâlâ
kararsız olması ve kararsjz oylann büyük bir
kısmının radikal sağ partilere akması
beklentısı, hükümeti tek başına kurmak için
yeterli sayıya ulaşamayacak partiler
nedeniyle seçimlerden bir köalisyon
hükümeti çıkması olasılığını doğuruyor.
Eski lçişleri Bakanı (CSU) Friedrich
Zimmeraıann ise matematik olarak başka
bir formül ortaya çıkamayacağı için büyük
koalisyonun kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
Son kamuoyu yoklamalanna göre genel
seçimlerde SPD yüzde 42, CDU/CSU yüzde
37. Bündnis 90 Yeşiller yüzde 6, FDP yüzde
5. PDS yüzde 4, DVU ve REP yine yüzde 4
oy alacaklar.
Kararsızlann oylan
da aşın sağ partiler
arasında
bölüşülecek. Yine
bu kamuoyu
yoklamalan Alman
halkının
koalısyonlan kalıcı
veçözüm üreten
hükümetler olarak
görmedığı halde.
yüzde31'ıninSPD
ile CDU'CSU koalisyonuna, yüzde 30'unun
ise SPD-Bündnıs90/Yeşiller koalisyonuna
sıcak baktığını gösteriyor. Almanlar
koalisyonu. ikı tarafın ayrı ayn vaat ettikleri
reformlan bir an evvel gerçekleşn'rmeieri
açısmdan istiyorlar. Oysa politika
uzmanlanna göre reformlar, iç tıkanıklığı
gidermek açısından seçimleri kim kazanırsa
kazansın, yapılacak. Aynca vaat edilen ne
olursa olsun yaşlılık sigortası, eğitim, göç ve
bırçok alandaki vergi reformlannın
nitelikleri de pratikte birbirinden büyük
farklılıklar göstermeyecek. Büyük bir parti.
sayı >etersızliğı nedeniyle küçük birpartıyle
(öjneğin: SPD-Bündnıs90 Yeşiller)
köalisyon kursa da reformlan
gerçekleştirmekte zorlanmayabilir, ancak öte
yandan seçimden büyük köalisyon (SPD-
ararsızlann oylan da asın sağ
partiler arasında bölüşülecek. Kamuoyu
yoklamalan, Alman halkının
koalısyonlan kalıcı ve çözüm üreten
hükümetler olarak görmediği halde,
yüzde 3l'inin SPD ile CDU/CSU
koalisyonuna, yüzde 30'unun ise SPD-
Bündnis 90/Yeşiller koalisyonuna sıcak
baktığını gösteriyor.
CDUvCSU koalisyonu) çıkarsa, küçük
çekışmeler nedeniyle ortaklann birbirlerini
hareketsız hate getirme ve program
temelınde büyük aynlıklar bulunmamasına
rağmen, beklenen reformlan bloke etme
riskleri bulunuyor. Halkın yüzde 49'u da
büyük köalisyon sürecinde bu tür bir
tıkanıklığın yaşanacağma inanıyor. Aynca
yapılan son araştırmalarda SPD ve Yeşiller'e
oy vereceklerin oranlannda sürekli artışlar
gözlemlenirken tktidardaki Hıristiyan
Demokrat ve Liberallerin oylannda bir artış
görülmüyor. Partilerin büyük koalisyona
(SPD-CDUCSU) bakış açılan ise çok
olumlu değil. Uzun bir süre CDU CSU ile
köalisyon kurma ihtimaline değinmekten
kaçınan SPD. şımdilerde. "Seçmen bize
başka şans bırakmazsa devlet olmanın
sorumluluğu uyannca
büyük koalisyona
gireriz" dıyo'r. SPD
içinde aynca
Bündnis90/Yeşil!er ile
köalisyon kurmaktan
yana olan ve olmayan
iki kanat bulunuyor.
HelmutKohl(CDU),
sosyal demokratlar ile
köalisyon
yapmayacaklanna daır
kesın demeçler
verirken CSU Parti Başkanı VVaigel de SPD
azınlık hükümetine, SPD ile kurulacak bir
politik ortaklıktan daha sıcak bakıyor. FDP
yöneticilerinin de büyük koalisyonlann
büyük işler gerçekleştiremeyeceği ve büviik
partileri küçük birer parti haline getireceğı
doğrultusunda demeçlen bulunuyor.
CDU içinde Helmut Kohl'ün selefi ve olası
bir büyük koalısyonda Gerhard Schröder
(SPD Genel Başkanı) ile ülkeyi yönetecek
politıkacı olarak görülen VVolfgang
SchaubJe ve göre ise tüm bu SPD-
CDUCSU koalisyonu tanışmalan. metotlu
bir SPD Yeşiller reklamından başka bir şe\
değil. SPD,Yeşiller koalisyonu
güncelliğinden kaybettiği oranda dikkatler
başka bir ortaklığa yönlendinlerek küçük
koalisyonu hükümete getirilmeye çalışılıyor.
SPD
SPD ortalama gelire sahip aüelerin
yükünü azaltmak vergi oranlarını
düşürmek istiyor. Kişisel vergi oran-
ları devletfinans kompensasyonunu
sağladığı oranda düşürülecek.
CDU/CSU
Vergiyükümluleri toplam 30 milyar
mark daha az vergi ödeyecekler. En
yüksek vergi oranıyüzde 39 olacak.
Aşamah bir vergiindirimidegünde-
me gelebilecek.
VERGİSİ
Şahsi servetleryeniden vergi kapsa-
mına ahnacak. Şirketierbu uygula-
mantn dışında tutulacak. Karlsruhe
Anayusa Mahkemesi devletin mü-
dahalesine sınırlama getirmişti.
CDU/CSU, SPDyönetimindeki eya-
let bakanlıklarını, servet vergisinin
yüksek idare masraflan nedeniyle
bir getirisi bulunmayacağına ikna
etmek zorundu kalacak.
£•_••_••«
SPD, emeklilik maaşımn yükseltil-
mesiiçin çabagöstereeek. Sosyal de-
mokratlar da bu konuda yapılması
gereken reformlara katılıyor.
CDU için sistemin ayakta kalabil-
mesi için emeUilerin de katkıst şart
görünüyor. Ancak özel durumlar
için istisnaiyasalar çıkartacaklar.
Hastalık ödeneklerinin sürelerinin
kısaltılması SPD iktidannda sorun
yaratacak. SPD 'nin bu çok önemli
konuda sendikaların baskısı altında
olduğu biliniyor.
CDU, FDP ile koalisyonunda tüm
muhalefetin direnişine rağmen has-
talık ödenekleri sürelerini kısaitmış-
tu Yeniden îktidara gelirse bir deği-
siklik olmayacak.
SAG1IK ••OLİTİKALARI
Sosyal demokratlar sağlık reformun-
da köklü değiiikliklere gitmeyecek-
ler. Kronik hastalıklar ve yashların
ödeneklerinde düzeltme istiyorlar.
Hastalar,gelirierioranındasağlıkgi-
derlerine katkıda bulunacaklar, an-
cak CDU dagelirleridiisük olanlarm
zorlanmamasıgerektiğinidüşünüyor.
Yeni bir göç yasası ile Almanya f
ya
göç denetim ahtna ahnacak. Alman-
ların yabancı göçmen kabulu konu-
sundaki smırian zorlanmayacak.
CDU/CSUAlmanya 'nın göçmen sa-
yısından bir fazlasını bile kaldıra-
mayacağı kanısında. Asil hakkı is-
tismarı ile mücadele verecek.
Suçla mücadelede Gerhard Schrö-
der 'in sert bir tavır izleyeceği görü-
lüyor. Suç işleyen yabancı uyruklu-
lar derhal sınır dı^ı edilecek.
SPD ile yabancı ve gençlik suçları-
na karşı almması gereken önlemler-
de birleşiyor. Hiçbirtürsuç için hoş-
görüye sahip değiL
Eğitim, arastırma ve bilim alanına
yapılan yatırtmlarî yıi içinde iki ka-
tına çıkarılacak. Schröder, seçim
programında talep edilen eğitim
harçlanm kesinlikle reddediyor.
Eğitimi teşvik edici önlemlerden ya-
na olmasına rağmen ağır bir eleme
sistemini de kabul ediyor. Eğitim
harçlanm reddediyor.
13 Şubat 1998'de Savcı Ismail Ilhan, e
sas hakkında görüşünü sundu. Savcı Ilhan
8 Ocak 1996'da Metin Göktepe'nin gözal-
tına alındığını. Eyüp Spor Salonu'na geti-
rildiğini. daha sonra "Gazeteci geldi*1
de-
nilerek altı kışilik polis grubu tarafındar
dövülmeve başlandığını belirterek şu gö-
rüşlereyer verdı:
"...Olayda Selçuk Bayraktaroğlu, İlhan
Sanoğlu, Tunca> Uzun ve Fikret Kaya-
can'ın herhangi bir eyleminin bulunmadı-
ğı, Seydi Battal Köse'nin tespit edilen ey-
lemleriyle ölüm arasında bir Üliyet bağuun
bulunmadıgı anlaşılmıştır. Selçuk Bayrak-
taroğlu, İlhan Sanoğlu, Tuncay Uzun, Fik-
ret Kayacan \e Seydi Battal Köse'nin bera-
atlarına; rutuklu olan Selçuk Bay raktaroğ-
lu, İlhan Sanoğlu ve Se>di Battal Köse'nin
tahliyelerine: Şuayip Mutluer, Saffet Hızar-
cı, Fedai Korkmaz Murat Polat, Burhan
Koç ve Metin Kuşat'ın sabit olan eylemle-
rine uyan TCKnin 452/1,463 ve25İ. mad-
delerince ayrı ayn mahkumiyetlerine;
Korkmaz, Polat, Koç ve Kuşat'ın alacakla-
rı mahkumiyet nedeniy le kaçma ihtimalle-
ri bulunduğundan tutuklanmaİannı kamu
adına talep ediyorum."
Canavarca his ve işkence
Savcının görüşünü sunmasının ardın-
dan 12 Mart 1998 tarihinde yapılan otu-
rumda müdahil a\ukatları, sanıkların
'canavarca his veya işkence ile kasten
adanı öldürme' suçundan 20 yıldan az
olmamak üzere cezalandınlmalannı is-
tedi. Karardan önceki bu son oturumda
göriişleri sorulan Fadime Göktepe ise
şunları söyledi:
**Elinizi >icdanınıza koyun. Sizin de ev-
latlannız \ar. Metin mafya olsaydı, şim-
di sağdı, gezerdi. Terazinin kefeieri bir ol-
maiı. Biri üsrte, biri altta olmaz. Bizim
burada hukuk devleti yok. Çeteler orta-
da geziyor. Susurluk ne oldu? Mahşere
kadar bu davanın hesabını soracağız. V a-
kanızdan tutacağını. Metin'i neden öl-
diirüp atıyorlar? Sonra du\ardan düştü
diyoıiar. Arkadaşları Metin'in çantasın-
da kimligini gördük, eğilip alamadık di-
yoriar. Metin ne yaptı? Düşman değil, o
insandı. İnsaniar öldürülmez. İnsanlar
çiçektir-."
18 Nisan 1998 günkü oturumda, mah-
keme heyeti kararını açıkladı. Şuayip
Mutluer, Saffet Hızarcı. Fedai Korkmaz
ile Metin Kuşat'ın üzerlerine atılı suçu iş-
ledikleri kanaatine varan mahkeme heye-
ti, sanıklann ilk önce 12'şer yıl ağır ha-
pislerine karar verdi. Çeşitli indirimler
sonrası ceza 7 yıl 6 ay olarak açıklandı.
Emniyet amiri Seydi Battal Köse'nin, sa-
nıklann eylemlerine fer'an iştirak ettiği
kanaatine varıldığından iik önce 12 yıl
ağırhapsine. ardından çeşitli indirimlerle
onun da 7 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarp-
tınldığı bildirildi. Mahkeme heyeti, tutuk-
lu sanıklardan Sanoğlu, Bayraktaroğlu ile
tutuksuz yargılanan Polat, Koç, Uzun ve
Kayacan'ın "ü/erlerine atılı suçu işledik-
leri yolunda mahkûmiyete yeterli ve inan-
dıncı deliller elde edilenıediginden" bera-
atlanna \erdi. Cezayı kabul etmeyen Fa-
dime Göktepe. "Her taraf çetelerle dolu.
Metin gerçeklerin peşindeydi. Onun için
öldürdüler. İnsan insanı öldürmez. Bu da-
\anın peşini bırakmay acağım. Katiller hal-
ka hesap verecek" dı\erek tepkısini dile
getirdi.
Yargıtayuı karan
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, dava ile kara-
rını 17 Temmuz 1998 günü açıkladı. Yar-
gıta>. oybirligıy le "bazı tanıklann dinlen-
memesi vesoruşturmanın genişletilmeme-
si" nedeniyle Mutluer. Hızarcı. Korkmaz,
Kuşat ve Köse hakkındaki 7 yıl 6'şar ay;
Polat. Koç. Sanoğlu, Bayraktaroğlu. Uzun
ve Kayacan hakkındaki beraat karannı
usul yönünden bozdu. 30 Temmuz 1998
tarihinde Afyon Ağır Ceza Mahkemesi 'ne
ulaşan karar sonrasında mahkeme, taraf-
lan 20 Ağustos 1998 'de duruşmaya çağır-
dı.
Göktepe ailesinin avukatlan, davanın ye-
niden görülmesiyle ilgili olarak Yargıtay'ın
bozma karannda 8 unsurun bozma gerek-
çesi olarak görüldüğünü anımsatarakYar-
gıtay bozma karanna uyulması durumun-
da davada İlhan Lçar'ın, Haydar Kut-
lu'nun, Hür Venidünya'nın \e polis me-
muru Yalçın Aydeniz'in tanık olarak dinle-
neceğini \e mahkemenin daha sonra yeni-
den karar vereceğini söyledi.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
BatılılarTürkiye'ye geldiklerinde bu
ülkede karşılaştıkları sürprizlerden
zaman zaman dehşete düşüyorlar,
zaman zaman da bizdeki dinamizme
gıpta ediyorlar. Hele özellikle her şe-
yin düzen içinde olduğu, bir-iki sene
sonrasının bile planlandığı Kuzey ül-
kelerinden gelenler iyice şaşınyorlar.
Çünkü Türkiye'de yarım saat sonra
bile ne olacağı bilinmez. Örneğin,
TBMM oybirliğine yakın bir şekilde
seçim kararı alabilir ve bu seçim ka-
ran birkaç ay sonra değıştirilebilir.
Almanya'da eylül ayında seçimle-
rin olacağını Almanlar dört senedir
biliyorlardı. Tarih değişmedi. Önü-
müzdeki seçimlerden sonra gelecek
iktidan da neredeyse kesine yakın bir
şekilde uzun zamandan beri öğren-
miş duaımdalar. Gelecek yaz hangi
ülkeye tatile gideceklerini, hangi ta-
rihlerde orada olacaklannı, ne kadar
para harcayacaklarını da Almanlarm
büyük bir çogunluğu kararlaştırmış
durumda.
Bütün bunlan neden anlatıyorum:
Çakıcı, Ağar ve Mısır Çarşısı...
Alaattin Çakıcı'nın üzerinden kırmı-
zı pasaport çıktı. Gazeteciler sanki
buna şaşınmış gibi, manşet üstüne
manşet atıyorlar. Halbuki Çakıcı'nın,
çok sayıda devlet görevlisiyle, dev-
letin üst düzey yöneticileriyle ilişkisi-
ni sokaktaki adama sorsanız size
söylerdi. Bence burada şaşırtıcı ve
sürprizolan, Çakıcı'nın yakalanması-
na karar verilmesi. Menmet Ağar'ın
oğlunun düğününe, bir gösteri gibi
giden Türkiye'nin seçkinleri(!), Çakı-
cı'nın yakalanmasını neden istesinler
ki? Işte burası Türkiye, sürpriz olan
Çakıcı'nın yakalanması; yine bizim
bilmediğimiz bir nedenle Çakıcı'nın
yakalanmasına karar verildi. Bizlere
de, Türk polisine övgü düzmekten
başka bir şey kalmadı.
Sedat Peker'in, Türk polisiyle
uzun pazarlıklardan sonra Türkiye'ye
gelip teslim olmaya karar verdiğini
yazıyor gazeteler. Sedat Peker"i ka-
muoyu tanıyor. Polis bu pazarlıklan
nasıl yapıyor, doğrusu çok merak
ediyorum. Bu pazarlıkların sonucun-
da birçok "ülkücü"nün eski işlerine
devam etme olanağı bulduklarını da
biliyoruz. Mesut Yılmaz'a Budapeş-
te'de yumruk atan da, bu şekilde bir
pazariıkla geldi ve daha sonra ser-
best bırakıldı. Bütün bunları bir ya-
bancının anlaması mümkün mü?
Mafya babalan, yurtdışından bu ül-
kenin içinde nasıl etkili olabiliyorlar?
En önemli ihaleleri nasıl yönlendire-
biliyorlar? Çete davası sanığı Ağar'ın
düğünü nasıl bir devlet törenine dö-
nüşüyor? Ankara'nın, "irtica"y\a mü-
cadelede yüksek performans göste-
ren Devlet Güvenlik Mahkemesi Sav-
cısı Nuh Mete Yüksel, acaba bu dü-
ğüne neden katıldı? Mehmet
Ağar'da, irticayla mücadele konu-
sunda bir cevher mi keşfetti? Nuh
Mete Yüksel, pankart açan gençle-
rin 15 seneye mahkûm edilmesini is-
terken acaba yine bu duyarlılıktan mı
yola çıkıyordu?
Birturisti yoldan çevirsek, DGM'de
çete sanığı olarak yargılanan ve hak-
kındaki iddiaların dosyaları doldur-
duğu bir çete sanığının oğlunun dü-
ğününe bir DGM Başsavcısı'nın An-
kara'dan koşa koşa geldiğini söyle-
sek acaba ne derdi? Belkı de hiçbir
şey anlamazdı. Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'ninne olduğunu tarif etmek-
te de güçlük çekebilirdik.
• • •
Mısır Çarşısı'nda, kalabalığın bu-
lunduğu bir yeri bombayla havaya
uçurarak çok sayıda insanı öldüren
ve yaralayan PKK bu eylemle ne söy-
lemek istiyor? Masum insanların ka-
nı üzerinden Kürtlere özgürlük istedi-
ği mesajını mı ıletmeyi amaçlıyor?
Böyle bir vahşetı Kürtlerin mi istedi-
ğini sanıyor? Nereden baksan vah-
şet, nereden baksan katliam.
Işte Türkiye böyle bir ülke. Kan ve
vahşetin bir türlü dinmek bilmediği;
her gün, bugün acaba ne olacak di-
ye insanlann korkuyla çevresine bak-
tığı bir ülke. Insanımız buna gerçek-
ten layık mı? Türkiye'nin son 40-50
yılınayön verenlerin bu iştekı sorum-
luluğunu kavrayabiliyor mu? Mehmet
Ağar'ın düğün davetlilerine bakarak
"Işte bunlardı", "bunlardı bana bun-
ca eziyeti çektiren, tarihin arkasın-
dakiler" diyebiliyor mu?
Çakıcı'nın kırmızı pasaportu sürp-
riz değil. Sürpriz olan onun yakalan-
ması. En büyük sürpriz ise onunla iş-
birliği yapan devlet büyüklerimizin ve
güvenlik şeflerimizin isimlerinin orta-
ya çıkması ve hesap sorulması olur.
Gerçekten böyle bir sürpriz olur mu?
Türkiye çetelerden ve mafya tetikçi-
lerinden hesap sorabilir mi?
Düğündeki davetlilere bakıyorum:
Kim kimden hesap soracak? Nuh
Mete Yüksel, Mehmet Ağar'dan mı?
Olur mu dıyorsunuz?
Thomas Miller Ankara'da
önerüeri
kabul edilemez'
A.NK4R4 (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye: ABD'nin
KKTC ileltıbnsRumYöne-
timi'nın toplumlararası gö-
rüşmelere yeniden başlaması
karşılığında AB ile Rum yö-
netimi müzakerelennin dur-
durulması ile S-300'ler karşı-
lığında ada üzerinde uçuş
moratoryumu uygulanması
önerilerini "kabul ecfilemez"
olarak değerlendirdı.
ABD Öışışleri Bakanlığı
Kıbns Özel Koordinatörü
Thomas Miller Ankara'daki
temaslannı tamamladı. Mil-
ler dün önce Dışişlen Bakanı
İsmail Cem ile 2.5 saat süren
bir göriişme yaptı. Alman bıl-
giye göre, Miller Cem'e.
ABD'nin önerilerini ıçeren 2
maddelik birplan sundu. Plan
şu maddeleri içeriyor: "KK-
TC. Kıbns Rum kesimiyle
toplumlararası müzakenelere
yeniden otursun. Buna karşı-
lık AB'nüı Kıbns Rum kesi-
miykl
müzakereleri durdurul-
sun. Kıbns üzerindeki uçuş-
larda moratoryumu Türkiye
kabul etsin. Karşılık olarak
Kıbns Rum kesimi de Rus-
ya'dan sipariş ettiği füzelerin
adaya getirilmesini ertelesin."
Dışışleri Bakanlığı. Mıl-
ler'e "toplumlararası görüs-
melerin" yeniden başlatıla-
mayacağını, Türkiye'nin
"KKTC'nin dolet olarak ta-
nınması" ilkesinden vazgeç-
meyeceğini ıletti. Miller daha
sonra Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit tarafından da
kabul edildi.