Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
de bir söylediği, neredeyse atasözlerimiz arasında
yer alacak değere ulaşan bir başka söylem hemen
önümüze çtkıyor.
"Siyasette bir hafta, bir gün çok uzun zamandır"
diyor. Böylece Cumhurtoaşkanımız; birsiyasetçinin
bir gün, bir hafta önce söylediğini, bir gün, bir haf-
ta sonra temelden değiştirmesine eşi az bulunur bir
dayanak hazırlıyor.
Evet ama, siyaset adamlarının sergileyegeldikle-
ri tuhaflıklara artık biraz ara vermeleri gerekmez mi?
Hiç değilse bir gün, bir hafta. Hayır! Rekor dene-
mesi yapar gibi toplumun garipsediği, yadsıdığı bir
tuhaflıktan ötekine koşuyorlar. Maşallahlan var, yo-
rulmuyortar.
Yorgunluktan söz açılınca akla hemen fiyaskoyla
sonuçlanan "asrındüğünü"geliyor. Cumhurbaşka-
nımızın "birgün önce Hacıbektaş Veli'de çokyonıl-
duğunu" öne sürerek düğüne katılmaması, üstelik
tanık iskemlesini boş bırakması MehmetAğar'ı hü-
zünlendirmiş.
Işte bu noktada "tuhaf bir öykü" ortaya çıkıyor.
Düğün sahibi Mehmet Ağar'la Cumhurbaşkanı De-
mirel'in aynı gün yayımlanan sözleri birbirini tamam-
layacak yerde, tam tersi birbirini yalanlıyor.
Mehmet Ağar düğün gecesi Cumhurbaşkanı'nın
gelmeyişini Ertuğrul Özkök'e şöyle açıklıyor
"Yanm saat önce (Cumhurbaşkanı) gelemeyece-
ğini bildirdi. Oysa düğün gününü bile (Cumhurbaş-
kanı'nın) takvimine göre birtikte belirtemiştik" diyor.
Bu açıklama Cumhurbaşkanı'nın çalışma düzeni-
ne uygun. Zira Demirel öyle bir haftalık, 15 günlük
program yapmaz. Bir ayın her günü nerede olaca-
ğı, ne yapacağı, Ankara'da ise hangi heyetleri kabul
edeceği saati saatine çok önceden saptanır.
Üstelik Cumhurbaşkanı bu programın hazırlan-
masına bizzat "nezaret eder".
Doğru söyleyen kim?
Demirel'in çalışma biçimi Ağar'ı doğruluyor. Ça-
lışma programına göre Cumhurbaşkanı tanıkiık ya-
pacağı düğüne 17 Ağustos'u uygun görmüş olacak-
lar.
Ama düğüne gelmiyor. Sedat Ergin'e, Demirel
"Kısmet değilmiş " diye yorgunluk ötesi bir mazeret
öne sürüyor.
Velâkin; yazar Ruhat Mengi'nin "Ne düşünerek
vazgeçtiniz?" sorusunu Demirel, Ağar'ın tam tersi
bir yanıtla karşılıyor.
Cumhurbaşkanı "Ben kimseye 'katılınm' deme-
dim" diyor.
Ekleri de varaçıklamanın: "Düğün tarihiyaklaşm-
ca açıp sorahar. Bu defa kimse sormadı. Yani da-
vetiyeyi alışımla düğün arasında bir başka konuş-
ma geçmiş değil."
Hoppa/a! Gelin de çıkın işin içinden. Ağar diyor ki,
"Düğün gününü bile Cumhurbaşkanı'nın takvimine
göre birlikte belirledik."
Cumhurbaşkanı, devletin başı 35 yıllık siyasal de-
neyim sahibi, onca düğün görmüş tanıkiık yapmış
Demirel ise tam tersi; "Ben kimseye 'katılınm' diye
söz vermedim" diyor.
Iki açıklamanın hangisine inanmalıyızacaba? Ma-
rifetli bir özel TV, Demirel'le Ağar'ı yan yana getirse
de gerçeği öğrenebilsek!
Asrın düğünü, yazılı ve görsel basında başköşe-
ye oturmuşken başkentte "tuhaf bir şeyler" oluyor.
Kimileri seçim olsun mu olmasın mı diye papatya fa-
lı açıyor. Tuhaf manzaralardan biri ANAP'ta izleniyor.
Cindoruk-Demirel birlikteliği, bilinen nedenlerte
milletvekili seçiminin ertelenmesini istiyor.
Ama 18 Nisan'da iki seçimin bir arada yapılması-
nı içeren önergeyi Meclis'e getiren, kabul görmesi-
ne çalışan ANAP'ın genel başkan yardımcıları -ör-
neğin Dedelek- ya basın önünde ya ekrandan "78
Nisan 'a hazınzama erteJenirseyan cebimize" diyen
beyanlarda bulunuyoriar.
Mesut Yılmaz ise yurt gezilerinde seçim propa-
gandasını başlatmış, oy isteyen konuşmalar yapı-
yor. Partide baş ile gövdeden ayn sesler mi, yoksa
danışıklı dövüş mü?
Iki seçimin bir arada yapılmasına karşı çıkan ve
birinin ertelenmesini isteyen Demirel'e FP Genel
Başkan Yardımcısı Ali Gören'den öyle bir karşılık
geliyorki...
"Meclis kanunu çıkarmış, Cumhurbaşkanı onay-
lamıştır. Öyleyse yasayı neden onayladın diye ken-
disine sorulabilir" diyor.
28 Şubat'ın mimarlarından Demirel; FP'yi haklı
çıkarmalı mıydı?
CUMHURBAŞKANI DEMİREL
'Konundan kaçamadar'
Haber Merkezi -Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel.
ülkiicü mafya üderi Alaattin
Çakıcının Fransa'da yaka-
lanmasıyla ilgili olarak,
"Türkiye Cumhuriyeti'nin
kanunlannı ihlal eden hiç
kimse. bu kanunlann kendi-
sinin yakasına yapışmasın-
dan kurtulamaz" dedi, Içiş-
lerı Bakanı Kutlu Aktaş. şu
ına kadar Fransız polisiyle
lerhangi bir sorunun yaşan-
nadığını belirterek "Alaat-
inÇakıcudünyadaörneğioJ-
nayan biroperasyonla yaka-
anmışür" diye konuştu.
Başbakanlık Devlet Arşiv-
eri Genel Müdürlüğü'ne
>ağlı Osmanlı Arşivi Daire
JaşkanlığYnı dûn ziyaret e-
len Demirel, burada basın
rıensuplannın sorulanıu ya-
ıtladı. Bir gazetecinin,
Alaattin Çakjcfnın Fran-
a'da yakaJanması konusun-
anedüşünüjorsunuz" şek-
ndeki sorusu üzerine Demi-
;L "Türkiye Cumhuriye-
'ıin kanunJannı ihlal eden
it kimse bu kauunlann ken-
isnin yakasına yapışmasın-
ai kurtuiamaz. Bunu diişü-
önorum-" dedi.
demirel, "Çakıcı'nın ia-
ea konusunda Fransa
'unhurbaşkanı Chirac ile
irüşüp görüş.meyeceginin''
aulması üzerine de "Şuan-
sbenden böyle bir göriiş-
IAI kimse istemedi" diye
cnuştu. Demirel, "Çakıcı
HC edilecek mi" sorusunu
a' Bendeonutahkikettbn.
künürde bir zoriuk yok"
i-e yanıtladı. Olağanüstü
[ı Bölgesi'ndeki il valileri
ile mücavir il valiler toplan-
tısına katılmak üzere Emni-
yet Genel Müdürii Necati Bi-
Ikan ile birlikte Van'a gelen
Kutlu Aktaş da, Van Valili-
ği'nde gazetecilerle bir ara-
ya geldi. Aktaş, Çakıcı'nm
Türkiye kamuoyunu ve med-
yasını çok yakından yıllardır
meşgul eden ve yakalanma-
sı gereken bir kanun kaçağı
olduğunu belirterek şunları
söyledi: "Çakıcı. Emniyet
Genei Müdüıiüğümüzûn
Fransız poiis teşkilab ile bir-
likte dûzeniediği bir operas-
yonla yakalandı. Çakıcı'yla
ilgilitüm işlemlersürdürülü-
yor. ÇakKi'nın yakalanma-
sıyla ilgili Fransız polisiyle
şimdiye kadar berhangi bir
problem olmadı. Çakıcı'nın
bundan sonraki soruşturma-
sını Adalet Bakanhğı siirdü-
recektir. Ben medya aracılı-
ğıyla, başta Emniyet Genel
Müdürlüğü'nü, tüm pottsle-
ri ve bu işte görev alan arka-
daşlan tebrik ediyonım.
Gerçekten dünyada örneği
ofanayan biroperasyonla, bir-
çok medeni ülkenin ve daha
gettşmiş ülkelerin yapacağı
büyük seviyedeld operas.wn-
la yakalannnşOr."
Çakıcı ile ilgili işlemlerin
sağlıklı bir şekilde sürdürül-
düğünü kaydeden Aktaş,
"Kısa sürede soruşturması
tamanıiandıktan sonra Tiir-
kiye'yeiadeedikcektir. Hak-
kındayakalama muzekkere-
si olan ve medyayı yakından
ilgilendiren tüm kanun ka-
çaklan hakkındaki işlemleri-
mizi titiziikle sürdüreceğiz"
diye konuştu.
6
Türkiye'yc göndermeyin
9
I Baştarafi 1. Sayfada
zenlediğini söyledi. Altı yıldır New
York'ta annesinin adına kayıtlı bir
apartman dairesinde ikamet ettiğini
anlatan Çakıcı, insan haklan ülkesi
olduğu için Monaco'ya gitmeyi dü-
şündüğünü söyledi. Çakıcı, hâkimin
mesleğini sormasj üzerine. tüccarol-
duğunu söyledi. Hâkimin. neden kır-
mızı pasaport taşıdığmı sorması üze-
rine de Çakıcı. 'Daharahatdoiaşmak
için''cevabını verdi. Çakıcı'nm Tür-
kiye"deki ikamet adresı olarak anne-
sinin adresini gösterdiği öğrenildi.
Güler ise ifadesinde Çakıcı ile ye-
ni tanıştığını bildirdi. Ruhsatsız ta-
bancanın kendisine ait olduğunu an-
latan Güler, sahte mühürler için de
şunlan söyledi: "Silahı bana büyük
birzarf içinde Cenk >erdi. tçinde sah-
te mühürterolduğunu bilnnVorduın"
dedi. Aslı Yaka Ural üç dil bildigi için
savunmasını Fransızca olarak yaptı.
Fransa'ya normal vize ile girdiğini
belirten Yaka. hâkimin. u
Sen oku-
muş, tahsitli birisin. Kürt ve Türkler-
le karanlık ilişkileri olan böyle biriy-
le nasıl arkadaslık yapıyorsun" şek-
lindeki çıkışına.u
Ben ÇakKi'nınba-
a stkınttlanolduğunu biliyordum.A-
ma bu şekilde arandığını bilmiyor-
dum" karşılığını verdi Yaka. Çakı-
cının kendisine ismiyle değil Nedim
di> e hitap etmesini istediğini de söz-
lenne eldedi.
Basına saldın
Aslı Yaka Ural serbest bırakıldık-
tan sonra cezaevi kapısında bekleyen
basın mensuplanna, IVIario adlı bıri
saldırdı. Marionun, Ural'ın teyzesi-
nin kocası olduğu ve mafya ile iliş-
kisınin bulunduğu belırtildi. Mario
ve Ural daha sonra Mercedes marka
bir arabay la olay yerinden uzaklaştı-
lar. Çakıcı'nm tutuklanması üzerine
amcası Emûı Çakıcı vearkadaşı Yük-
set Çağlar Fransa'ya giderek duruş-
mayı i/lediler. Çakıcı'nm amcası
Emin Çakıcu yeğenini uzun süredir
görmediğiıü beü'rterek "Onu görme-
ye geldim. Her türlü yardımı yapma-
va hazınm. Şeriatın kestiği parmak
acımaz" dedi. Yüksel Çağlar ise
"Ben Alaattin'in ağabeyi sa\ılınm.
Kendisi ağır şeker hastasıdır. Bu ne-
denle tedavi edilmesi için elimden ge-
leniyapacağıın. Ama duruşmada onu
iyi gördünı. Hastalığı nedeniyle Tür-
ki\e'*e iadesf söz konusu oiamaz" di-
ye konuştu.
Bu arada Aslı Yaka Ural'ın eski eşi
Ali Cebeci, 10 Temmuz'da eşinin avu-
katına verdiği vekâletname ile tek
celsede boşandığmı söyledi. Cebeci.
"Bir mutsuzluğumuz yoktu. Demek
onun varmış ki. boşanmayı istedi" di-
ye konuştu. Cebeci. eski eşinin Çakı-
cı ile olan dostluğunu ise, "Herkesin
kendi hayatı" şeklınde yorumladı.
Çakıcı "nın sorgusuna katılan ter-
cüman Agopyan dün akşam Shovv
TV ana haber bülteninde Reha Muh-
tar'ın sorularını yanıtladı.
Çakıcı'nm üzerinde tam 20 tane
kredi kartının bulunduğu anlatan
Agopyan, "Çakıcı sorguda çoksakin-
di. Sandviç ve pizza yedi. Bol bol da
sıgaraiçtTdedi.
Çakıcı'nm Türkiye ye iade edilir-
se "idam"edileceğinı söylediğini. bu
nedenleiadeedilmemesini istediğini
anlatan Agopyan. Çakıcı'nm. politik
sığınma hakkı istemediğini de kay-
detti.
Agopyan. "EğerÇakıcı Türkiye'ye
iadeedilmezse üç ay sonra serbest ka-
lır" dedi. Agopyan'ın açıklamasına
göre Çakıcı kırmızı pasaportun sah-
te olduğunu kabul etti. Saatler süren
Hedef para kaynağı
sorguyu anlatan Agopyan. Çakıcı'nm
Türkiye'de arandığı için bu pasapor-
tu kullandığını açıkladığını söyledi.
Agopyan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çakıcı İngilizce anlamadığı için
ben sorguya tercüman olarak alın-
dım. Çakıcı. politik sığınma isteğinde
bulunmadı. Genelde yakalanan ber
Türk herhangi bir şekilde,neyleolur-
sa olsun hemen Fransa'dan sığınma
isteminde bulunur. Gecesini de gayet
güzel geçirdi. \ani sorgulama gayet
rahatgecti. Çakıcı ruhsatsız silah bu-
lundurmak ve sahte pasaport taşı-
maksuçundan en fazla üçaycezaahr.
Cezası tamamlanınca bırakılmaz.
Kendisini kabul edecek herhangi bir
ülkeye smırdışı edilir. Kendini kabul
edecek bir ülke varsa Fransa'da kala-
maz. Yüzde99iseTürkiye'je iadeedi-
lir. Yunanistan'a gitmiş. ABD'>e git-
memiş. Pasaportundan anlaşıldı.
Fransa'ya ise ne zaman girdiğini söy-
leyemeyeceğini belirtti. Sorguda epey
bir Türkiyeli ismi geçti. İlk önce Fran-
sa'ya ftalya'dan girdiğini. sonradade-
oiz yoluyla Antip tabir edilen bir ye-
re geldiğini karayoluyla giriş yaptıgV
nı, YenrimüJa diye bir yere geldiğini
söyledi. Sorgulamada Türk polisi
yoktu. Çakıcı'nın sesi teybe
ahndı."
I Baştarafi 1. Sayfada
de görevlı diplomatlara 2, yurtdışında
görevü diplomatlara 4 yıl için pasaport
verilebileceğini belirterek. "Eğer kişi
görevü olarak gidiyorsa pasaportun sü-
resi orada kalacağı süre kadar beliıie-
nir" dedi.
Ltkan, Başbakan Mesut Yılmaz'ın
pasaporttaki mühre dikkat çektiğinin
anımsatılması üzerine, "Bizim ineele-
melerimiz Fransız ve Türk emniyetinin
yazışmalanna dayanan kayıtlara daya-
lıdır. Biz, bu incelemeden sonra böylebir
pasaportun verilmedigini, verflmesinin
mümkün olmadığınj söylüyoruz. Bu pa-
saport fizild olarak bizim elimbde değil.
Yapüacak olan. pasaportun elimize gel-
mesinin ardından latx>ratu\ar inceleme-
siyle mühür \e inı/a belirlenebilir" diye
konuştu.
Çakıcı'ya ilişkin sürecin 3 aşamalı
olduğunu belirten Utkan, bu ışlemleri
"emniyet makamlan arasında işlemler,
Adalet Bakanfağı'nın iade hazırlıkian ve
iadedosyasının Dışişleri Bakanhğı kana-
lıyla Fransa')a iletilmesi" olarak sırala-
dı. Emniyet Genel Müdürü Necati Bili-
can'ın önceki gün dûzeniediği basın
toplantısında, Çakıcı'yla birlikte sahte-
cilikte kullanılabilecek malzemelerin de
ele geçirildiğini söylediğini anımsatan
Utkan. u
Bu pasaportun sahte olduğu
apaçıkortada"dedi
Utkan. iade ışlemlerıyle ilgili bir so-
ru üzerine de, Suçlulann İadesine Dair
Avrupa Sözleşmesi'ne gönderme yapa-
rak tutuklamadan sonra 18 gün içinde
iadenin yapılması gerektiğini, bunun 40
güne kadar uzatılabileceğini söyledi.
İade talebinde bulunulan ülkede ölüm
cezası uygulanmıyor ve iade talep eden
ülke ölüm cezasını uvguluyorsa talebin
reddedilebileceğine dıkkaı çeken Ut-
kan. "Bu ülke, ancak iadeyi talep eden
ülkeden idam karan verilmeyeceği gü-
\encesi ahrsa iade eder" dedi.
Çakıcı 'nın üzerinde ele geçirilenkır-
mızı pasaport üzerinde imzası bulundu-
ğu öne süriilen Türkiye'nin Bangladeş
Büyükelçisi Erdinç l lumlu, pasapor-
tun gerçek olmasının olanaksızlığına
işaret etti.
Telefonla Cumhuriyet'in sorulannı-
yanıtlayan Bang-ladeş Büyükelçisi
Ulumlu, pasaportun Dışişleri tarafından
verilmesinin mümkün olmadığını söy-
ledi.
Dışişieri Bakanhğı tarafından verilen
pasaportlann süresinin dış görevde bu-
lunanlar için 4 yıl olarak sınırlandığını
anımsatan Ulumlu. "Benpasaportugör-
medim. 6 yıl verilen bir pasaport olmaz.
olursa şayet sahtedir. Soğuk bir mühür
yapılır. 6 ydhk pasaportta Dışişleri'nin
mührü olmaz. Bir adanı normal almıs-
tır. satmıştır, kaybetmiştir. Normal \eri-
len bir pasaporttur, üzerinde sahtecüik
yapumıştır" dedi.
Turizm Müşaviri sıfatıyla kırmızı pa-
saportlann ancak Bakanlar Kurulu ka-
rarıyla ve kısa süreler için geçicı olarak
heyet üyelerine verileceğini vurgulayan
Ulumlu. "Acemibiradamınyaptığıbel-
li. Diplomatik pasaport her yurtdışına
gjdiyorum diyeneverilmez. Kararname-
de ismi olması lazım o şahsın" dedi
Ulumlu, imzasının bulunduğu iddiala-
nyla ilgili olarak da, "Benim imzanu.
kaşemi taklh etmek zor değil. Pasapor-
tun her tarafi, uydurma olduğunu söy-
lüvor" dedi.
Kardeşi veavukatı
Fransa'ya gjtti
Çakıcı 'nın kardeşi Gencer
Çakıcı ile avukatı (an Do-
ğancan. Fransa'ya gitmek
için geldikleri Atatürk Hava-
limanı'nda polis tarafından
gözaltınaalındılar. Haklann-
da suç duyurusu olduğu ge-
rekçesiyle havalimanı polisi
tarafından 15 dakika süreyle
sorgulanan ve ifadeleri alı-
nan Çakıcı ve Doğancan da-
ha sonra uçakla Fransa'ya
gittiler.
Ağabeyınin yakalanma-
sıyla ilgili olarak kendisiyle
görüşmeden biryorum yapa-
mayacağını belirten Çakıcı.
"Resmi makamlardan izin
alarak görüşme>e çalışaca-
ğız. fade konusuna da Fran-
sız makamlan karar verecek.
Ancak insan haklan konu-
sunda gelismiş bir ülkenin,
hukuk kurallannı uygulaya-
cağını tahmin ediyonım.
Ağabeyimi 6 yildır göreme-
dim ve kardeşlik duygulan
ağır bastığı için gjdiyorum"
dedı
Büyük
Zengin, ünlü, şanslı bir aile olan
AZERAC ailesinin öyküsü...
Heyecan dolu bir dizi...
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
"Bugün Sovyetler Birliği, dostumuzdur, komşu-
muzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız
vardır. Fakat yann ne olacağını, kimse bugünden
kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Ma-
caristan gibiparçalanabilir, ufaJanabilir. Bugün elin-
de sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlanndan uçabilir-
ler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. Işte o zaman
Türkiye neyapacağını bilmelidir... Bizim bu dostlu-
ğumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü birkar-
deşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır ol-
malıyız. Hazırolmak, yalnızo günü susup beklemek
değildir. Hazırtanmak lazımdır. Milletler buna nasıl
hazırfanır? Manevi köprülerinisağlam tutarak. Dil bir
köprüdür... Inançbirköprüdür... Tarihbirköprüdür...
Kökenlerimize inmeli ve olaylann böldüğü tarihi-
mizin içinde bütünleşmeliyiz. Onlann bize yaklaş-
masını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız
gerekli..."
Uğur, Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne hayranlık
duyduğunu söylemeden edemiyor. Türkiye bu du-
ruma hazır mıydı? Bugünkü görünümle gözlemle-
rimizi önümüzdeki günlerde aktaracağız.
Uğur Akın'ın bugünlere uyumu isetamam... 30'a
yakın şirkete ortak, bir banka kurmuş, kimi kitapla-
rın Özbekçe ve Türkçe çevirisine katkı yapıyor. Bir
Rusla evlenmiş. Öğle yemeğinde uzun uzun soh-
bet ettik. Akşam da görüşecektik, ama Uğur'un Si-
birya'dan akrabaları geldi.
Sairaan Kader Moğolistan'ın Kahire büyükelçi-
si, tatilini geçirmek için başkent Ulanbatur'da. Çok
iyi Türkçe konuşuyor. "Türkçeyi nereden öğrendi-
niz" diye sorunca, gülerek bileklerini gösterip şu
karşılığı verdi:
"Damardan öğrendim... Ben Altay dağlannın ete-
ğinde Altay köyünde doğdum... Ama orada tam si-
zin Türkçe konuşulmuyor. Ben aynca meraklıydım."
Sairaan, Moğolistan'ın yüzde 6'sını oluşturan Ka-
zaklardan. Kardeşi Mairan, Moğolistan'ın batısın-
daki en büyük kent Bayanülge Valisi. "Mairan bay-
ram demektir" deyip devam etti:
"Babamız iyi komünistti. Biz de çok cami yaptı-
nyoruz."
Kader, "elhamdülillah"ded\... Arkasının bildiğimiz
şekilde geleceğini tahmin ederken şaşırttı:
"Dünya açıldı..."
Kader, Moskova'da uluslararası ilişkiler okumuş.
Rusya ve Arapçayı çok iyi öğrenmiş. 1990'larda
gösterilerekatılmış. SÎeçimler... Milletvekili... Sonra-
ki seçim, kaybediş... Kahire büyükelçiliği... Moğo-
listan'ı Rusya ile Çin arasında sandviçe benzetiyor.
"Şimdi" diyor, "Türkiye ile otunıp maddi manevi im-
kânlanmız nedir konuşmak lazım."
'Dansı, müziği ve Lenin'i seviyorum'
Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te hâlâ ayakta du-
ran Lenin heykelinin birkaç yüz metre ötesinde üni-
versite öğrencisi, anne Özbek, baba Kırgız Elmira
ile sohbet ediyoruz.
Bölgeden dünyaya yayılan haberlerden biraz
farklı konuşuyor. "A/e/eAJsewyorst/n"sorusunaya-
nıtı:
"Dans, müzik ve Lenin"
Dansta öze> bir seçimi yok...
Müziktehard-rock'abayılıyor, birdecaz... "Ama"
diyor, "cazrock..."
Konu Lenin'e gelince ses tonu değişti... "Bana
göre yurtseverdi. Bu topraklar için kötü bir şey dü-
şünmedi... Bölgedeyerleşikhayat onun dönemin-
de başladı" dedi.
Bugün her şeyin paraya dayanmasından ve ya-
nnın belli olmamasından yakınıyor. Sohbeti uzatmak
için yemeğe davet ettim. "Türk lokantasını istiyo-
rum" dedi. Bişkek'teki 5-6 Türk lokantasından biri-
ne gittik. Adana kebaba acı almamıza gerek yoktu.
Teypte Ibrahim Tatlıses vardı... "Allah'ım neydigü-
nahım..."
Elmira yemekten kalan birkaç küçük pide dilimi-
ni gösterip sordu:
- Bunları eve götürebilir miyim?
Çakıcı'yı iade yolu açık
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanhğı.
Fransa'da yakalanan Alaat-
tinÇakKi'nın Türkiye'ye ia-
de edilmesi için yoğun bir
hukuki çalışma başlattı.
Adalet Bakanhğı Uluslara-
rası Hukuk ve Dış llişkiler
Genel Müdürlüğü'nce hazır-
lanan, Çakıcı'nın suçlanna
ve iade istemine ilişkin dos-
yanın Fransızcaya tercüme
edilmesine başlandı.
18 Kasım 1959 tarihli
Suçlulann İadesine Dair Av-
rupa Sözleşmesi uyannca,
sanığm iade edilebilmesi
için her iki ülkede de 'idam
cezası' konusunda benzer
hükümlerin bulunması gere-
kiyor. Fransa yasalan, Tür-
kiye'nin tersine idam cezası
öngörmüyor. Sözleşme, bu
durumda 'idam cezalannın
geneüikle uygulanmaması"
koşulunu getiriyor.
Sözleşmenin 11. maddesi
şöyle:
"Talep eden tarafın ka-
nunda iade talebine sebep
olanfiilinölümcezasını müs-
telzinı olmasına mukabil,
kendisinden iade talepedilen
taraAn mevzuatında ölüm
cezasımn bulunmaması veya
memlekette işler cezanın
umumiyetle tatbik edilme-
mesi halinde talep eden taraf
ölüm cezasımn infa/ edilme-
yeceğine dair talep edilen ta-
rafa kâfi teminat verdiği tak-
dirde iade yapüabilir."
Peker teslim oldu
ktiUteU hizıicr için toğru ckraribasLvıız
• Baştarafi 1. Sayfada
lunuyordu. Birsüre Roman-
ya'da kaldıktan sonra çocu-
ğunun doğumunun ardından
Almanya'ya geçen Peker.
lnterpol tarafindan da kırmı-
zı bültenJe aranıyordu. MÎT
raporunda. Korkut Eken ta-
rafından kontgerilla faaliyet-
lerinde kullanıldığı öne sü-
rülen 28 yaşındaki Peker,
Rizeli. Kamuoyunda adını,
uyuşturucu satıcılanna attır-
dığı dayaklarla duyuran Pe-
ker vakıflar, özel okullar ve
dersanelere sahip. 20'den
fazla sabıkası bulunan Sedat
Peker. işadamlanndan teh-
ditle para toplama. çek-se-
net tahsilatı, işyeri kurşunla-
ma, ihalelerden zorla vazge-
çirme ve tehdit suçlarıyla
'geçimini' sağlıyor.
Peker'in,20ŞubatI998'-
de 1 adet Kalaşnikof, 1 adet
MP-5, 7 tabanca, 1 pompalı
rüfek, 3 taarruz tipi el bom-
bası ve 2 kelepçe ile birlikte
yakalanan 9 adamı Istanbul
DGM'de 'cürüm işlemek
için çete oluşturmak' suçun-
dan yargılanıyor.
Peker'in, tbrahim Koca-
man ve Alaattin Akdemir
adlı adamları da, kaçakçı
Abdullah Topçu'yu öldür-
mek suçundan idam cezası-
na çarptınlmışlardı. Rize
Cumhuriyet Başsavcılığı,
Peker ile adamlan arasında-
ki ilişkiyi telefon dinleterek
belgelemiş, Peker ise savun-
masında "Ben öldürün de-
medîm, sadece dövmelerini
istedün" demişti.
Sırtına 'Allah' dövmesi
yaptırdığı için Hüseyin Ulaş
ve Alaattin Polat tarafından
işlenen Barnıen Oğuz Atak
cinayetinin de azmettiricisi
olarak aranan Peker'in adı
Flash TV baskınma da ka-
nşmıştı. Peker'in adamı Fa-
tih Azizoğiu, Kadıköy'de
eroın satıcılığı yapan Namık
Çakır'ı, 19Ağustos 1996'da
kafasına haviu sardıktan
sonra et dövme aletiyle yü-
züne vurarak öldürmüştü.
Peker'in silahlı eylemlerini,
Bayrampaşa Cezaevi'nde
bulunan adamları Mehmet
Kurt ve Hasan Malkoçun
yönettiği; sağ kolunun ise
Şeref Kuk olduğu belirtili-
yor. Istanbul Emniyet Mü-
dürü Hasan Özdemir tara-
fından açıklanan asayiş ra-
porunda, Peker'e yönelik
operasyonlarda 36 kişinin
gözaltına alındığı vurgulanı-
yor.