Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
fiöknel tahliye
• ANKARA (AA)-
•ISKl'de klor yolsuzluğu"
/e "'Mal beyanında
julunmamak" suçlanndan
.oplam 11 yıl 4 ay ağır
ıapis cezasına çarptinlan
(SKl eski Genel Müdürü
îrgun Göknel, lnfaz
Vasası'na göre
•nahkûmiyetini
amamlayarak cezaevinden
;ıktı. Kalecik Yanaçık
rezaevi'nden dün sabah
>aat 06.00 sıralannda
ahliye edilen Göknel'i,
:ezaevi kapısında oğlu
lhan karşıJadı.
Üzgürlüğüne kavuştuktan
»nra bir süre gazetecilerle
iohbet eden Göknel, henüz
ıe yapacağına karar
/ermediğini söyledi.
Hnkapa
Selediyesi'ndekl
grev
I ANKARA (AA) - Hak-lş
/önetim KuruJu, Ankara
Büyükşehir Belediye
3aşkanı Melih Gökçek'in,
ımudunu, "belediye
şçilerinin grevinin uzaması
/e böylelikle işçilerin
/ılgmlığa kapılmasına
)ağladığını" savundu. Hak-
ş Yönetim Kurulu
arafından yapılan yazılı
ıçıklamada, grevdeki
lelediye tşçilerinin haklı
nücadelesinin Gökçek"in
unudunu boşa çıkaracağı
caydedilerek. Gökçek'in
ıziaşmaz tavn karşısmda
Lararhlıkla süreri grevin
rtkili bir biçimde devam
•tmesinin Ankara'ya zarar
erdiği belirtildi.
Sendikacıya
aşist saJdırı
I Haber Merkezi - Tüm
ı'argı-Sen kurucu
iyelerinden Gencer
Vrhan'ın 11 Ağustos günü
;örev yapmakta oldufu
•Cırklareli Kapalı
Jezaevi'nden iş çıkışı, sivil
aşistter tarafından saldınya
ığradığı v e yaralandığı öne
ürüldü. Tüm Yargı-Sen
arafmdan yapılan yazılı
çıklamada, 15 gün rapor
lan Arhan'm, bu yerde
;örev yapma koşullannın
>rtadan kalktıgı
lelirtilerek, "Bundan sonra
ıayati tehlikesi mevcut
>lup Adalet BakanJığı'na
aptığımız müracaat gereği
;örev yerinin Istanbui yargı
evresine değiştirilmesi
;erekmektedir" denildi.
lORDU(Cumhuriyet)-
)rdu Belediyesi'nde sol
örüşlii işçi ve memurlara
arşı ANAP'lı Belediye
laşkaru Fikret
ürkyılmaz'ın işe aldığı
işilerin yaptığı baskı,
:hdit ve dayak olaylan
inayete kadar uzandı.
elediye Başkammn bir
ire önce işe aldıgj yeğeni
luammer Ateş, belediye
lemurlartndan Izzet
üksel'i öldürdü.
[uammer Ateş'in daha
ıce de belediyede bazı işçi
: memurlara saldırdığı,
hdit ve darp ettiği, buna
ğmen iletilen şikâyetleri
kkate almayan Belediye
ışkanı Fikret
irkyılmaz'ın akrabası
an bu kişi hakkında hiçbir
em yaptırmadjğ!
;renildi.
okak atHamna
ııırlama
ANKARA (Cumhuriyet
iıosu) - Içişleri Bakanlığı
laiiyelerin cadde, sokak
hılvar isimlerinin
^lojik amaçlı olarak sık
: ieğiştirilmesi ve
Lrciye"nin aleyhine
lıan bazı yabancı devlet
anlarmın ve teröristlerin
Imın cadde ve
laklara verilmesi gibi
gılamalara son vermek
icıyla bir yönetmelik
gşildiği >aptı. Buna
T. cadde. sokak ve
Jarlara "anayasanın
rl ilkelerine ve genel
Ika aykın, gülünç ve
ajmda aykınlığa yol
ailecek" adlar
lemeyecek.
Çiller öncülüğünde oluşturulmak istenen 'irtica cephesi'ne tepkiler sürüyor
Keskin: Zerzevat takmiıHaber Merkezi - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller öncülüğün-
de, FP ve diğer bazı küçük parti-
lerin katılımıyla oluşturulmak is-
tenen "irtfcaacephe" hareketine
tepkiler sürüyor. CHP Genel Sek-
reteri Adnan Kesldn, ittifak ara-
yışçıianna "zerzevat takıını''der-
ken, Başbakan Yardımcısı ve Mil-
li Savunma Bakanı tsmet Sezgin.
ittifakın "kin ve husumet cepbe-
si" olduğunu belirterek, "Türki-
ye cephelerden çok çekti. Tiirki-
ye'de cephe degü, biriik ve bera-
berlikJazun"dedı.
CHP Genel Sekreteri Keskin,
dün düzenlediği basın toplantı-
sında, siyasi yaşama "cephe uz-
manı" olarak geçtiğini söylediği
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
• Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin. ittifakın "kin ve
husumet cephesi" olduğunu söyledi. DSP Genel Sekreteri Zeki Sezer de Çiller ve partisi
ile FP'yi, ülkeyi tehlikeli biroyunun içine sürüklemekle suçladj. DSP'li Ali llıksoy ise
Türkiye'nin cepheleşmeye ihtiyacı olmadığını kaydetti.
mireTin, yapay gündem maddele-
ri oluşturarak, Türkiye'nin bu
maddeler çevresinde tartışması-
na yol açtığını ileri sürdü. Demi-
rel'in son yıllarda yaşanan tartış-
malann öncülüğünü yaptığını
söyleyen Keskin, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanının bu kapı
araJamasından sonra çok kimlik-
ii siyasetçi ile yolsuziuk patentli
Idmseier, kendikrini Mecüs'e ta-
şıma özlemi ile yanıptutuşan siya-
setin zerzevat takınu, birarava ge-
lerekdemokrasiyi kendilerinekal-
kan yapıp, amaçlanna ulaşmala-
nna imkân verecek girişimleri ser-
güemeye başlamışlardır. Bu kişile-
rin hedeflcri demokrasivi katlet-
mektir."
Keskin. iktidarortaklannın bu
ginşımler karşısmda edilgen bir
yaklaşım benimsediklerini, ka-
muoyunu yanıltmaya çalıştıkları-
nı belirtti veyürütülen çalışmala-
nn getireceği tehlikenın büyük-
lüğünün, cepheci partilerin söz-
cülerinin açıklamalarıyla gözler
önüne serildiğini kaydetti.
Partisinin Bahçelievler Ilçe
Merkezi'nde bölge muhtarlan ile
düzenlediği toplantının ardından
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Başbakan Yardımcısı ve Mil-
li Savunma Bakanı İsmet Sezgin.
ittifakın u
kin ve husumet cephe-
si" olduğunu söyledi. Sezgin s.un-
ları ekledi: "Beş genel başkan da
adeta birbirierine yakışıyoriar.
Türkjve cephelerden çok çekti.
Türkiye'de cephe değil, biriik ve
beraberük lâaııi."
Beş siyasi partınin bırlikte ol-
masını "Bremen Mızıkacüanr>
na
benzeten Bakan Sezgin, "böylesi-
ne ayn ve akortsuz seslerin nasıl
bir orkestrada bûieşeceğini anla-
manın mümkün olmadığuu" kay-
detti.
DSP Genel Sekreteri Zeki Se-
zer dün yaptığı yazıiı açıkJamada,
1995 seçimleri'öncesi "RP'yeoy
verme'' kampanyası yürüten Çil-
ler ve partisinin daha sonra bu
parti ile koalisyon kurarak ülke-
de çok ciddi bir rejim bunalımı
yarattığını dile getirdi.
Bu tür cepheleşme ve kampla$-
manın, geçmiş dönemlerde Tür-
kiye'yi nerelere getirdiğinin acı
örneklerinin yaşandığını anımsa-
tan DSP Gaziantep Milletvekili
Ali llıksoy da, Türkiye'nin. geldi-
ği nokta itibanyla cepheleşmeye
deği). banşa, huzura, sevgiye ih-
tiyacı olduğunu söyledi.
Sağlar
Sağcı
liderler
bugünün
Paşaları
ANKARA (UBA)-
CHP fçel Milletvekili
Fikri Sağlar, sağ
siyasal liderleri "Hızır
Paşa"nın
günümüzdeki
temsilcileri ilan
ederken, katliamcılan.
çetecileri koruyarak.
onlan aklamaya
çalışanlann Hacı
Bektaş Veli'ye sahip
çıkmaya haklan
olmadığını biidirdt.
Fikri Sağlar, Hacı
Bektaş Veli
Şenlikleri'nin,
Türkiye'nin en temel
gereksinimi olan
banş, kardeşlik ve
eşitlik kavTamlannı
yılda bir kez de olsa
gündeme taşıması ile
özel bir anlam ve
öneme sahip
olduğunu belirterek,
Alevi-Bektaşi
felsefesinin aynlık
değil biriik, bütünlük,
sevgi felsefesi
olduğunu kaydetti.
Sağlar, Alevilerin
tarih boyunca
gericilerin hedefi
olduğunu, birçok
kıyım, baskı, sindirme
ve zulme maruz
kaldıklannı söyledi.
Sağlar, Maraş
katliamı sanıklanndan
ökkeşKenger ve
arkadaşlannı
parlamentoya taşıyan,
Sıvas katliamcılannın
avukatlığmı yapan,
Gazi Mahaliesi
katliamcılannı "şerefli
kahramanlar" olarak
onurlandıran
"Erbakan'lar,
Şevket Kazan'lar,
Mesut Ydmaz'lar,
Tansu Çilter'ler" ile
"Bana ülkücüler suç
işliyor
dedirtemezsiniz''
diyen diğer sağ
siyasa] önderlerin,
bütün bu katlıamlar ve
kıyımlarda büyük
sorumluluk sahibi
olduklannı sa\undu.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
•J
trtica cephesinin RP liderini kurtarma planına Siyasi Partiler Yasası engel
'Erbakan milletvekili adayı olamaz'
AINKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- Siyasi Partiler Yasası (SPY),
kapatılan RP'nin 5 yıl süreyle si-
yasi yasaklı eski Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın yeniden si-
yasete dönerek, bağımsız millet-
vekili olmasını kesinlikle engelli-
yor. FP'liler, söz ve eylemleriyle
partisinin kapatılmasına neden ol-
duğu gerekçesiyie anayasa u> ann-
ca 5 yıl sijaset yasağı konan Nec-
mettin Erbakan'ı genel seçimlerde
bağımsi2 milletvekili adayı yapa-
rak fiilen siyasete getirmeyi plan-
lıyorlar.
Alınan bilgiye göre, Erbakan ve
Anayasa Mahkemesi'nin kapatma
kararının ardından 5 yıl süreyle si-
yaset yapmalan yasaklanan arka-
daşları, 5 Ocak'ta Yüksek Seçim
Kurulu'na bağımsız aday olarak
İstanbul Belediye Baskanlığı adaylığını önerdiler
DYP ile ANAP arasında Sabancı yanşı
ANKARA (UBA/ANKA) - Genel ve yerel seçim-
lerin 18Nisan 1999'dayapılması karannın almma-
smın ardından siyasi partilerin aday belirleme çalış-
malan da sürüyor. ÖzelJikle büyükşehir belediye
başkanlıklannı FP'lilere kaptırmak istemeyen
ANAP ve DYP'liler sürpriz isimlerle kamuoyu önü-
ne çıkmaya hazırlanıyorlar.
ANAP ve DYP tstanbul BüyülcşehirBelediye Baş-
kanı adaylığı için ünlü işadanu Sakıp Sabana'ya
tekHfgötürdü.
Geçen günlerde Başbakan MesutYılmaz'm fstan-
bul Büyükşehir Belediye Baskanlığı için ünlü işada-
mı Sakıp SabancTya adaylık önerdiği belirtildi. Yıl-
maz'ın bazı aracılar vasıtasıyla Sabancı'ya adayiık
önerdiğini duyan DYP'liler de Sabancı*yla görüş-
mek için harekete geçtiJer.
Sabancı'nın bir süre önce "tstanbul Büviiksehir
Belediye Başkanhğı için teklif gelirse değerlendiri-
rün" açıklamasını anımsatan DYP'li yöneticiler, ön-
cekı gün kendisine bir arkadaşı aracılığıyla adaylık
önerisinde bulundular. DYPyönetiminin önümüzde-
ki günlerde Sabancı'yla yüz yüze de görüşeceği öğ-
renildi. Sabancı'nın ilk etapta DYP'nin önerisine
olumluyanıt vermediği. ancak "Bana başka bir par-
tiden de adaylık önerisi geldL Bunlara bakacağnn"
diyerek kapıları kapatmadığı bildirildi.
Izmir için yine Burhan Ozfaturanın aday olma-
sı beklenkken, Ankara için sosyal demokrat tabana
sıcak gelecek isim arayışına giren DYP, Büyükşehir
Belediye Başkanlrğ! için DYP-SHP koaiisyonu dö-
neminde Toplu Konut Idaresi Baskanlığı yapan Yi-
ğitGülöksûz ü de düşünüyor.
başvurmayı planladılar. Erbakan
ve arkadaşlarının adaylığı konu-
sunda son kararı Yüksek Seçim
Kurulu verecek.
Ancak anayasa hukukçulan.
SPY'nin temelli kapatılan siyasi
parti mensuplannın durumunu dü-
zenleyen 95. maddesinin açık ol-
duğunu, Erbakan ve arkadaşlan-
nın herhangi bir biçimde siyaset
yapmalannın mümkün olmadığını
vurguladılar. SPY'nin 95. madde-
si şöyle:
"Temelli kapaüian siyasi partile-
rin kapatılma tarihinde üyeliği de-
vam eden. kuruculan, genel baş-
kanı, merkez yönetim kurulu ile
her kademedeid yönetim ve disip-
lin kurulu iiyeleri ve TB.MM siya-
si parti grubu üyeleri, başka bir si-
yasi parrinin kurucusu, yöneticisi
ve denetçisi olamazlar. Bunlardan
fiüleriyle siyasi partinin kapatılma-
sına neden olanlar 5 yıl (anayasaya
göre 5 yıl) süreyle başka bir parti-
ve alınamazlar ve millervekilliği
için aday olamazlar.
KapatıJmış bir siyasi partinin
mensuplannın üye çoğunluğunu
teşkil edeceği yeni bir parti de ku-
rulanıaz."
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
Hemen her sabah böyle olur.
Gelirsiniz, bilgisayan açar, gün-
lük gazeteleri önünüze serer,
çay ocağının başkomutanı Ku-
pon Canavan Hüseyin'e kah-
venizi söyler ve güne başlarsı-
nız.
Alışıksınızdır. Okuyucu da ay-
nen sizin gibi yapmıştır (kahve,
gazete, güne başlayış). Tırmık
okuyucusu ise ardından da te-
lefona sanlmıştir. Ya över, ya sö-
ver, ya kınar, ya yürekJendirir...
"Tamam"dersiniz kendi ken-
dinize, "işte her günkü gibi bir
gün başlıyor". Ardından gün bo-
yu telefon ya da faks kalıbına
girmiş yergi ve sövgüler art ar-
da gelir.
Keyiflidir Cumhuriyet günleri
ve en keyifli oda da bizim cxla-
dır. Gün hemen her sabah böy-
le başlar ve boyle sürer gider.
Ama bazen böyle olmaz.
Örneğin iki gün önce, cuma
sabahı bu "bazen böyle ol-
maz'iardan biriydi.
•••
Daha kahveden biryudum al-
madan K. Şekerkıran telefon
etti. Daha sesini duyar duymaz
Böyle Okuyucu Kimin Başma?
anladım. Besbelli ki bugünkü
(cuma) Tırmık'ta ben bir dil ku-
suru işlemişim. Hemen söze gir-
di:
- Aynen okuyorum Aydın Bey,
'Hukuksal olarak mahkeme ola-
rak nitelenmesi artık mümkün
olmayan...' Devam edeyim mi?
Duraksamadan pes ettim.
Öyle ya, hukuksal olarak mah-
keme olarak nitelenmesi...
Rezalet.
- Sayın Şekerkıran, dün yazı
gecikti, saat on beş otuz oldu ve
hâlâ bitmemişti. Yazıişlehnin ze-
banileh tepeme dikildi. Ben de
birkez daha süzgeçten geçire-
meden yazıyı teslım etmek zo-
nında...
Şekerkıran'la okuyucu-gaze-
teci hukukumuz epey eski. O
anlayışla güldü, telefonu kapat-
tı. Kahveden ikinci bir yudum
alırken gene telefon. Bu kez ay-
gıtın Öteki ucunda Hüseyin Mo-
vit var. Eyvaaah.. eyvah ki ey-
vah! Movit, "Türk Dili Izleme
Grubu Gönüllüleri" adlı bir gru-
bun üyesi. Adlannın masum gö-
rünüşüne kanmayın. Kelle avcı-
sı örneği, bunlar da gazetelerde
dil yanlışı avcılığı yaparlar.
"En iyi savunma saldırmaktır"
deyip, o başlamadan ben baş-
ladım:
- Tamam Hüseyin Bey, biliyo-
rum, tamam. 'Hukuksal olarak
mahkeme olarak nitelenmesi'
denmez. Bin türtü söylenebMr,
hepsi de doğru olabilir.. ama
böyle olmaz... Tamam mı?
Tınmadı bile:
- Diyelim o tamam. Peki en
sondaki iki cümle ne olacak?
Okuyorum: '...sorunuçözünce-
ye kadar da DGM'de duruşma
iztememeye kararlıyım... Karar-
lıyım da, ya DGM'ye gazeteci
olarak değil de sanık olarak çağ-
rılırsamnehaltedeceğim?' Bu-
na ne diyeceksiniz?
- Nasıl yani?
- Yanisi, sizin DGM'ye gaze-
teci olarak da çağnldığınız olu-
yor mu?
Movit haklı. Cümlenin başka
tüıiü anlaşılması olanaksız. Tes-
lim oldum.
- Haklısınız. savrukluğumdan
böyle saçmalamışım işte...
O da gülüp kapattı. Yeniden
gazetelere ve soğumaya yüz
tutmuş kahveye döndüm...
Aaaaa!.. Bunlar aralanndaan-
laşmışlar, sıraya girmişler.
- Aydın Bey, benim adım
Alp fadını tam anlayamadım,)
Ben bir okuyucunuzum ve me-
raklıbirokuyucunuzum. Bugün-
kü Avrupa fnsan Haklan Mahke-
mesi ile ilgili yazınızın sonunda
DGM'ye gazeteci olarak çağn-
lırsam, diyorsunuz. Merakımı
hoşgörün. DGM gazetecileri
çağırarak mı duruşma izleti-
yor?..
Kaçacak delik yok. Telefonda
büktüm boynumu:
- Efendim dün yazı gecikti,
yazıişlerinin zebanileri tepeme
dikildi, ben de yazıyı bir kez da-
ha okuyamadan...
Kısa kesti:
- Yanı gazeteciler DGM'de
duruşma izlemeye çağnlarak
gitmiyohar?..
- Hayır, tabii hayır.
- Peki çok teşekkür ederim...
Buz kesmiş kahveyi bir dikiş-
te bitirdim. O günkü Tırmık için
bilgisayara yumuldum ki gene
telefon:
- Günaydın Aydın Bey. Beni
tanımazsınız, bir okuyucunu-
zum. Bugünkü, hani 'Hukuksal
olarak mahkeme olarak nitelen-
mesi' fılan diyeyazdığınızyazı...
- Ah, biliyorum efendim. Dün
yazı gecikti de, yazıişlerinin ze-
banileri tepeme dikildi de, ben
de yazıyı bir kez daha okuyama-
dan...
- Onu boşverin. Yazınızda 12
kez ahlâk sözcüğü geçiyor...
Dokuzunu ahlâk diye yazmışsı-
nız, üçünü ise ahlak diye. L'den
sonrakiA'nın üstünde şapka var
mı, yok mu birkarar verseniz de
biz de okuyucu olarak...
• • •
Yazının başında demedim mi,
"Keyiflidir Cumhuriyet günleri
ve en keyifli oda da bizim oda-
dır" demedim mi?
Böyle okuyucu kimin başma?
>/j
POLTIİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Güz Kuşları...
Eski şarkılarla avunuyor, zamanın içinde kaybo-
luyoruz...
Içimizdeki sıkıntı giderek büyüyor...
Anlatılması güç duygular içindeyiz...
Oysa gecenin içinde bir mor menekşe gülüm-
süyor bize...
Güz kuşları bilmem tekrar dönecek mi?
Ama aynı gökyüzü aynı kader...
Sonsuz bir yalnızlığın ortasındayız...
Bazen rüzgâr uluyor, gök gümbürdüyor...
Tüm sevdaları alıp gıtmışler, üstelik kelepçele-
yerek götürmüşler...
Var olma savaşları sürüyor hâlâ farkında mısın?
Toplumdaki çürümeyi görebiliyor musun?
Son aylarda tüm demokrasi düşmanları çevre-
mizde, işbirlikçiler, ihaletakipçisi 'kan-koca', eniş-
tenin televizyonunda 'demokrasi dersi' veriyor...
Hava sıcak...
Sarı cılız ışıklar evlerin pencerelerinden dışarıya
sızıyor...
Zamanın saatleri durmuş, ellerimiz rüzgârla unu-
tulmuş bir anıyı anımsatıyor bize...
Sokaklar ıssız...
Geçen günler bir mevsimin sevda şiirleriyle, ır-
makların içinden karh öpüşleri artık getirmiyor...
Inanır mısın tüm işkenceciler işbaşında yine...
Çocuklarımızı 'eli silahlı çete' gören, faili meç-
hullere alkış tutanlar; eli kanlı katilleri 'vatan kah-
ramanı' gören politikacılar çevremizi kuşatmış...
Ben şu anda Akdeniz'de bir kıyı kasabasında-,
yım...
Denizin uçurumu üstündeki gökyüzü mavi bjr;
alevgibi yanıyor...
Köpükten apak kesilmiş düzlüğündeki dalgalar,
rüzgâr topluyor...
Birkaç gün önce iki anneyle konuştum Istan- -
bul'da. Gazeteye gelmişlerdi. İki hükümlü annesiy-
di onlar.
On beş-on altı yaşlarındaki çocuklarımızı iş-;
kenceden geçirip, terörist ilan edip zindanlara atı^.,
yorduk...
İki yorgun anne girti, iki yorgun baba geldi
Anlattılar:
"Çocuklanmız on beş yaşında cezaevine
ler, şimdi 18yaşındalar..."
• • •
Sevda umut demektir, sen anlatmıştın bana... ™
Maksim Gorki'yle fırtına habercisinin tartıştıği '
yıllarda, Bertolt Brecht suskunluğun egemen ot-
duğu toplumu nasıl da ayağa kaldırmıştı anımsa?.. |
Bir akşamüstü merhabası ver bana!..
Tüm kokuları sür, daha da güzel ol...
Ağlama, yüreğinde acıları toplama!..
Bugünler de geçecek, zaman bize yaşamayı öğ-
retecek...
On dört yaşındaydı ve o senin verdrğin parayla
sevgilisine bir şişe viski almıştı, yeni yıl armağanı
olarak...
Dün uyandığımda gözlerine baktım, hüzünle
mutluluğu bir arada yaşadığımı gördüm...
Istanbul'da iki anne ve iki baba çocuklan için
dimdik ayaktaydı, dirençliydi...
Şu anda Luis Aragon'un bir şiiri geldi aklıma...
Bugün pazar ve sen de deniz kıyısındasın. ya da
parkta...
"Siz döndüğünüzde, çünkü döneceksiniz mut-
lakal Çiçekler olacak istediğiniz kadar yolunuzda/
Çiçekler işte siz bir gün döndüğünüzde/ Dupdu-
ru bir aydınlıkta alacaksınız eski yerinizil Dert gör-
müş ellerinizden öpecek sıra sıra çocuklar/ Ve çi-
men bürüyecek yorgun ayaklarmızın izlerini/ Veya-
tışmış yüreğinize ezgiler dolacak, şarkılar..."
Ben Akdeniz'de bir kıyı kasabasındayım...
Sonra tüm çocuklara seslendim:
"Yaşamda sevilecek, mutlu olunacak güzel şey-
lerde vardır, ararsanız mutlaka bulacaksınız..."
• • •
Bir Akdeniz sabahında uyandım...
Vitezslav Nezval'dan okudum bir süre...
Zincire vurulmuş bir sürü insan gördüm...
Ağustos açık bir gökte daha da boğulmuştu...
Bense çocuklan arıyorum...
Zindanlarda yatan çocuklanmızı...
Çocuklar acılarla yaşamasın istiyorum...
Martılar kanat çırpıyor mavinin üzerinde...
Henri De Regnier ve Arthur Rimbaud'yla göz
gözegeldim...
Günbatımının son soluğunu yüzünde hissetti,
bitmeyen düşleriyle avundu...
Çocuklanmız fosfor ışıltılı gözleriyle çoğaldı-
lar...
O nice ayrılıklar görmüş, acılar tatmıştı...
Şöyte seslendi:
"Gün gelir yürekte hüzün de söner/ Ne mutlu-
luğun, ne acıların olduğu yerde/ Düşler de anım-
sayışlarda silinirgitgide/ Kalırsadece, herşeyiba-
ğışlatan bir uzaklık..."
Denize baktı, karşı dağlara...
Yüreğindeki sevda ürkütülmüş korkuları getiri-
yordu...
Kolsuz ve kanatsız gibiydi...
hckaya * posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Ç A G D A Ş Y A Y I N L A R I
ÇAĞINİH TANIĞI ÜC YAZAR
2. BASI
0COO
KUBİUYOUYIVETARİMT
KAMPLARI
4. BASI
550 X0 'L
SANCIL1YIIUR KUfATIUHI$
SOKAKLAR
4. BASI
400 OCC ".
KÜ2U POSTUND* KURT
2. BASI
30C OCC \
ZAMBAK SANA DA BULASTI KAN
2 BASI
DİN BARONUNUN KAZLARI
2. BASI
ÂSIK KADINLAR SOKAĞI
2. BASI
8CC STC "
SERİATPAZARI
800 200 ".
<3\
H;
SEVDANIN ADRESİ BELU OFĞİL• 000 30C TL
Çağ Pazarlama A.Ş TurKocağı Cadaes. No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96