19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER fiöknel tahliye • ANKARA (AA)- •ISKl'de klor yolsuzluğu" /e "'Mal beyanında julunmamak" suçlanndan .oplam 11 yıl 4 ay ağır ıapis cezasına çarptinlan (SKl eski Genel Müdürü îrgun Göknel, lnfaz Vasası'na göre •nahkûmiyetini amamlayarak cezaevinden ;ıktı. Kalecik Yanaçık rezaevi'nden dün sabah >aat 06.00 sıralannda ahliye edilen Göknel'i, :ezaevi kapısında oğlu lhan karşıJadı. Üzgürlüğüne kavuştuktan »nra bir süre gazetecilerle iohbet eden Göknel, henüz ıe yapacağına karar /ermediğini söyledi. Hnkapa Selediyesi'ndekl grev I ANKARA (AA) - Hak-lş /önetim KuruJu, Ankara Büyükşehir Belediye 3aşkanı Melih Gökçek'in, ımudunu, "belediye şçilerinin grevinin uzaması /e böylelikle işçilerin /ılgmlığa kapılmasına )ağladığını" savundu. Hak- ş Yönetim Kurulu arafından yapılan yazılı ıçıklamada, grevdeki lelediye tşçilerinin haklı nücadelesinin Gökçek"in unudunu boşa çıkaracağı caydedilerek. Gökçek'in ıziaşmaz tavn karşısmda Lararhlıkla süreri grevin rtkili bir biçimde devam •tmesinin Ankara'ya zarar erdiği belirtildi. Sendikacıya aşist saJdırı I Haber Merkezi - Tüm ı'argı-Sen kurucu iyelerinden Gencer Vrhan'ın 11 Ağustos günü ;örev yapmakta oldufu •Cırklareli Kapalı Jezaevi'nden iş çıkışı, sivil aşistter tarafından saldınya ığradığı v e yaralandığı öne ürüldü. Tüm Yargı-Sen arafmdan yapılan yazılı çıklamada, 15 gün rapor lan Arhan'm, bu yerde ;örev yapma koşullannın >rtadan kalktıgı lelirtilerek, "Bundan sonra ıayati tehlikesi mevcut >lup Adalet BakanJığı'na aptığımız müracaat gereği ;örev yerinin Istanbui yargı evresine değiştirilmesi ;erekmektedir" denildi. lORDU(Cumhuriyet)- )rdu Belediyesi'nde sol örüşlii işçi ve memurlara arşı ANAP'lı Belediye laşkaru Fikret ürkyılmaz'ın işe aldığı işilerin yaptığı baskı, :hdit ve dayak olaylan inayete kadar uzandı. elediye Başkammn bir ire önce işe aldıgj yeğeni luammer Ateş, belediye lemurlartndan Izzet üksel'i öldürdü. [uammer Ateş'in daha ıce de belediyede bazı işçi : memurlara saldırdığı, hdit ve darp ettiği, buna ğmen iletilen şikâyetleri kkate almayan Belediye ışkanı Fikret irkyılmaz'ın akrabası an bu kişi hakkında hiçbir em yaptırmadjğ! ;renildi. okak atHamna ııırlama ANKARA (Cumhuriyet iıosu) - Içişleri Bakanlığı laiiyelerin cadde, sokak hılvar isimlerinin ^lojik amaçlı olarak sık : ieğiştirilmesi ve Lrciye"nin aleyhine lıan bazı yabancı devlet anlarmın ve teröristlerin Imın cadde ve laklara verilmesi gibi gılamalara son vermek icıyla bir yönetmelik gşildiği >aptı. Buna T. cadde. sokak ve Jarlara "anayasanın rl ilkelerine ve genel Ika aykın, gülünç ve ajmda aykınlığa yol ailecek" adlar lemeyecek. Çiller öncülüğünde oluşturulmak istenen 'irtica cephesi'ne tepkiler sürüyor Keskin: Zerzevat takmiıHaber Merkezi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller öncülüğün- de, FP ve diğer bazı küçük parti- lerin katılımıyla oluşturulmak is- tenen "irtfcaacephe" hareketine tepkiler sürüyor. CHP Genel Sek- reteri Adnan Kesldn, ittifak ara- yışçıianna "zerzevat takıını''der- ken, Başbakan Yardımcısı ve Mil- li Savunma Bakanı tsmet Sezgin. ittifakın "kin ve husumet cepbe- si" olduğunu belirterek, "Türki- ye cephelerden çok çekti. Tiirki- ye'de cephe degü, biriik ve bera- berlikJazun"dedı. CHP Genel Sekreteri Keskin, dün düzenlediği basın toplantı- sında, siyasi yaşama "cephe uz- manı" olarak geçtiğini söylediği Cumhurbaşkanı Süleyman De- • Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin. ittifakın "kin ve husumet cephesi" olduğunu söyledi. DSP Genel Sekreteri Zeki Sezer de Çiller ve partisi ile FP'yi, ülkeyi tehlikeli biroyunun içine sürüklemekle suçladj. DSP'li Ali llıksoy ise Türkiye'nin cepheleşmeye ihtiyacı olmadığını kaydetti. mireTin, yapay gündem maddele- ri oluşturarak, Türkiye'nin bu maddeler çevresinde tartışması- na yol açtığını ileri sürdü. Demi- rel'in son yıllarda yaşanan tartış- malann öncülüğünü yaptığını söyleyen Keskin, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanının bu kapı araJamasından sonra çok kimlik- ii siyasetçi ile yolsuziuk patentli Idmseier, kendikrini Mecüs'e ta- şıma özlemi ile yanıptutuşan siya- setin zerzevat takınu, birarava ge- lerekdemokrasiyi kendilerinekal- kan yapıp, amaçlanna ulaşmala- nna imkân verecek girişimleri ser- güemeye başlamışlardır. Bu kişile- rin hedeflcri demokrasivi katlet- mektir." Keskin. iktidarortaklannın bu ginşımler karşısmda edilgen bir yaklaşım benimsediklerini, ka- muoyunu yanıltmaya çalıştıkları- nı belirtti veyürütülen çalışmala- nn getireceği tehlikenın büyük- lüğünün, cepheci partilerin söz- cülerinin açıklamalarıyla gözler önüne serildiğini kaydetti. Partisinin Bahçelievler Ilçe Merkezi'nde bölge muhtarlan ile düzenlediği toplantının ardından gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Başbakan Yardımcısı ve Mil- li Savunma Bakanı İsmet Sezgin. ittifakın u kin ve husumet cephe- si" olduğunu söyledi. Sezgin s.un- ları ekledi: "Beş genel başkan da adeta birbirierine yakışıyoriar. Türkjve cephelerden çok çekti. Türkiye'de cephe değil, biriik ve beraberük lâaııi." Beş siyasi partınin bırlikte ol- masını "Bremen Mızıkacüanr> na benzeten Bakan Sezgin, "böylesi- ne ayn ve akortsuz seslerin nasıl bir orkestrada bûieşeceğini anla- manın mümkün olmadığuu" kay- detti. DSP Genel Sekreteri Zeki Se- zer dün yaptığı yazıiı açıkJamada, 1995 seçimleri'öncesi "RP'yeoy verme'' kampanyası yürüten Çil- ler ve partisinin daha sonra bu parti ile koalisyon kurarak ülke- de çok ciddi bir rejim bunalımı yarattığını dile getirdi. Bu tür cepheleşme ve kampla$- manın, geçmiş dönemlerde Tür- kiye'yi nerelere getirdiğinin acı örneklerinin yaşandığını anımsa- tan DSP Gaziantep Milletvekili Ali llıksoy da, Türkiye'nin. geldi- ği nokta itibanyla cepheleşmeye deği). banşa, huzura, sevgiye ih- tiyacı olduğunu söyledi. Sağlar Sağcı liderler bugünün Paşaları ANKARA (UBA)- CHP fçel Milletvekili Fikri Sağlar, sağ siyasal liderleri "Hızır Paşa"nın günümüzdeki temsilcileri ilan ederken, katliamcılan. çetecileri koruyarak. onlan aklamaya çalışanlann Hacı Bektaş Veli'ye sahip çıkmaya haklan olmadığını biidirdt. Fikri Sağlar, Hacı Bektaş Veli Şenlikleri'nin, Türkiye'nin en temel gereksinimi olan banş, kardeşlik ve eşitlik kavTamlannı yılda bir kez de olsa gündeme taşıması ile özel bir anlam ve öneme sahip olduğunu belirterek, Alevi-Bektaşi felsefesinin aynlık değil biriik, bütünlük, sevgi felsefesi olduğunu kaydetti. Sağlar, Alevilerin tarih boyunca gericilerin hedefi olduğunu, birçok kıyım, baskı, sindirme ve zulme maruz kaldıklannı söyledi. Sağlar, Maraş katliamı sanıklanndan ökkeşKenger ve arkadaşlannı parlamentoya taşıyan, Sıvas katliamcılannın avukatlığmı yapan, Gazi Mahaliesi katliamcılannı "şerefli kahramanlar" olarak onurlandıran "Erbakan'lar, Şevket Kazan'lar, Mesut Ydmaz'lar, Tansu Çilter'ler" ile "Bana ülkücüler suç işliyor dedirtemezsiniz'' diyen diğer sağ siyasa] önderlerin, bütün bu katlıamlar ve kıyımlarda büyük sorumluluk sahibi olduklannı sa\undu. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART •J trtica cephesinin RP liderini kurtarma planına Siyasi Partiler Yasası engel 'Erbakan milletvekili adayı olamaz' AINKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Siyasi Partiler Yasası (SPY), kapatılan RP'nin 5 yıl süreyle si- yasi yasaklı eski Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın yeniden si- yasete dönerek, bağımsız millet- vekili olmasını kesinlikle engelli- yor. FP'liler, söz ve eylemleriyle partisinin kapatılmasına neden ol- duğu gerekçesiyie anayasa u> ann- ca 5 yıl sijaset yasağı konan Nec- mettin Erbakan'ı genel seçimlerde bağımsi2 milletvekili adayı yapa- rak fiilen siyasete getirmeyi plan- lıyorlar. Alınan bilgiye göre, Erbakan ve Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararının ardından 5 yıl süreyle si- yaset yapmalan yasaklanan arka- daşları, 5 Ocak'ta Yüksek Seçim Kurulu'na bağımsız aday olarak İstanbul Belediye Baskanlığı adaylığını önerdiler DYP ile ANAP arasında Sabancı yanşı ANKARA (UBA/ANKA) - Genel ve yerel seçim- lerin 18Nisan 1999'dayapılması karannın almma- smın ardından siyasi partilerin aday belirleme çalış- malan da sürüyor. ÖzelJikle büyükşehir belediye başkanlıklannı FP'lilere kaptırmak istemeyen ANAP ve DYP'liler sürpriz isimlerle kamuoyu önü- ne çıkmaya hazırlanıyorlar. ANAP ve DYP tstanbul BüyülcşehirBelediye Baş- kanı adaylığı için ünlü işadanu Sakıp Sabana'ya tekHfgötürdü. Geçen günlerde Başbakan MesutYılmaz'm fstan- bul Büyükşehir Belediye Baskanlığı için ünlü işada- mı Sakıp SabancTya adaylık önerdiği belirtildi. Yıl- maz'ın bazı aracılar vasıtasıyla Sabancı'ya adayiık önerdiğini duyan DYP'liler de Sabancı*yla görüş- mek için harekete geçtiJer. Sabancı'nın bir süre önce "tstanbul Büviiksehir Belediye Başkanhğı için teklif gelirse değerlendiri- rün" açıklamasını anımsatan DYP'li yöneticiler, ön- cekı gün kendisine bir arkadaşı aracılığıyla adaylık önerisinde bulundular. DYPyönetiminin önümüzde- ki günlerde Sabancı'yla yüz yüze de görüşeceği öğ- renildi. Sabancı'nın ilk etapta DYP'nin önerisine olumluyanıt vermediği. ancak "Bana başka bir par- tiden de adaylık önerisi geldL Bunlara bakacağnn" diyerek kapıları kapatmadığı bildirildi. Izmir için yine Burhan Ozfaturanın aday olma- sı beklenkken, Ankara için sosyal demokrat tabana sıcak gelecek isim arayışına giren DYP, Büyükşehir Belediye Başkanlrğ! için DYP-SHP koaiisyonu dö- neminde Toplu Konut Idaresi Baskanlığı yapan Yi- ğitGülöksûz ü de düşünüyor. başvurmayı planladılar. Erbakan ve arkadaşlarının adaylığı konu- sunda son kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek. Ancak anayasa hukukçulan. SPY'nin temelli kapatılan siyasi parti mensuplannın durumunu dü- zenleyen 95. maddesinin açık ol- duğunu, Erbakan ve arkadaşlan- nın herhangi bir biçimde siyaset yapmalannın mümkün olmadığını vurguladılar. SPY'nin 95. madde- si şöyle: "Temelli kapaüian siyasi partile- rin kapatılma tarihinde üyeliği de- vam eden. kuruculan, genel baş- kanı, merkez yönetim kurulu ile her kademedeid yönetim ve disip- lin kurulu iiyeleri ve TB.MM siya- si parti grubu üyeleri, başka bir si- yasi parrinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamazlar. Bunlardan fiüleriyle siyasi partinin kapatılma- sına neden olanlar 5 yıl (anayasaya göre 5 yıl) süreyle başka bir parti- ve alınamazlar ve millervekilliği için aday olamazlar. KapatıJmış bir siyasi partinin mensuplannın üye çoğunluğunu teşkil edeceği yeni bir parti de ku- rulanıaz." IRMIKIAYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr Hemen her sabah böyle olur. Gelirsiniz, bilgisayan açar, gün- lük gazeteleri önünüze serer, çay ocağının başkomutanı Ku- pon Canavan Hüseyin'e kah- venizi söyler ve güne başlarsı- nız. Alışıksınızdır. Okuyucu da ay- nen sizin gibi yapmıştır (kahve, gazete, güne başlayış). Tırmık okuyucusu ise ardından da te- lefona sanlmıştir. Ya över, ya sö- ver, ya kınar, ya yürekJendirir... "Tamam"dersiniz kendi ken- dinize, "işte her günkü gibi bir gün başlıyor". Ardından gün bo- yu telefon ya da faks kalıbına girmiş yergi ve sövgüler art ar- da gelir. Keyiflidir Cumhuriyet günleri ve en keyifli oda da bizim cxla- dır. Gün hemen her sabah böy- le başlar ve boyle sürer gider. Ama bazen böyle olmaz. Örneğin iki gün önce, cuma sabahı bu "bazen böyle ol- maz'iardan biriydi. ••• Daha kahveden biryudum al- madan K. Şekerkıran telefon etti. Daha sesini duyar duymaz Böyle Okuyucu Kimin Başma? anladım. Besbelli ki bugünkü (cuma) Tırmık'ta ben bir dil ku- suru işlemişim. Hemen söze gir- di: - Aynen okuyorum Aydın Bey, 'Hukuksal olarak mahkeme ola- rak nitelenmesi artık mümkün olmayan...' Devam edeyim mi? Duraksamadan pes ettim. Öyle ya, hukuksal olarak mah- keme olarak nitelenmesi... Rezalet. - Sayın Şekerkıran, dün yazı gecikti, saat on beş otuz oldu ve hâlâ bitmemişti. Yazıişlehnin ze- banileh tepeme dikildi. Ben de birkez daha süzgeçten geçire- meden yazıyı teslım etmek zo- nında... Şekerkıran'la okuyucu-gaze- teci hukukumuz epey eski. O anlayışla güldü, telefonu kapat- tı. Kahveden ikinci bir yudum alırken gene telefon. Bu kez ay- gıtın Öteki ucunda Hüseyin Mo- vit var. Eyvaaah.. eyvah ki ey- vah! Movit, "Türk Dili Izleme Grubu Gönüllüleri" adlı bir gru- bun üyesi. Adlannın masum gö- rünüşüne kanmayın. Kelle avcı- sı örneği, bunlar da gazetelerde dil yanlışı avcılığı yaparlar. "En iyi savunma saldırmaktır" deyip, o başlamadan ben baş- ladım: - Tamam Hüseyin Bey, biliyo- rum, tamam. 'Hukuksal olarak mahkeme olarak nitelenmesi' denmez. Bin türtü söylenebMr, hepsi de doğru olabilir.. ama böyle olmaz... Tamam mı? Tınmadı bile: - Diyelim o tamam. Peki en sondaki iki cümle ne olacak? Okuyorum: '...sorunuçözünce- ye kadar da DGM'de duruşma iztememeye kararlıyım... Karar- lıyım da, ya DGM'ye gazeteci olarak değil de sanık olarak çağ- rılırsamnehaltedeceğim?' Bu- na ne diyeceksiniz? - Nasıl yani? - Yanisi, sizin DGM'ye gaze- teci olarak da çağnldığınız olu- yor mu? Movit haklı. Cümlenin başka tüıiü anlaşılması olanaksız. Tes- lim oldum. - Haklısınız. savrukluğumdan böyle saçmalamışım işte... O da gülüp kapattı. Yeniden gazetelere ve soğumaya yüz tutmuş kahveye döndüm... Aaaaa!.. Bunlar aralanndaan- laşmışlar, sıraya girmişler. - Aydın Bey, benim adım Alp fadını tam anlayamadım,) Ben bir okuyucunuzum ve me- raklıbirokuyucunuzum. Bugün- kü Avrupa fnsan Haklan Mahke- mesi ile ilgili yazınızın sonunda DGM'ye gazeteci olarak çağn- lırsam, diyorsunuz. Merakımı hoşgörün. DGM gazetecileri çağırarak mı duruşma izleti- yor?.. Kaçacak delik yok. Telefonda büktüm boynumu: - Efendim dün yazı gecikti, yazıişlerinin zebanileri tepeme dikildi, ben de yazıyı bir kez da- ha okuyamadan... Kısa kesti: - Yanı gazeteciler DGM'de duruşma izlemeye çağnlarak gitmiyohar?.. - Hayır, tabii hayır. - Peki çok teşekkür ederim... Buz kesmiş kahveyi bir dikiş- te bitirdim. O günkü Tırmık için bilgisayara yumuldum ki gene telefon: - Günaydın Aydın Bey. Beni tanımazsınız, bir okuyucunu- zum. Bugünkü, hani 'Hukuksal olarak mahkeme olarak nitelen- mesi' fılan diyeyazdığınızyazı... - Ah, biliyorum efendim. Dün yazı gecikti de, yazıişlerinin ze- banileri tepeme dikildi de, ben de yazıyı bir kez daha okuyama- dan... - Onu boşverin. Yazınızda 12 kez ahlâk sözcüğü geçiyor... Dokuzunu ahlâk diye yazmışsı- nız, üçünü ise ahlak diye. L'den sonrakiA'nın üstünde şapka var mı, yok mu birkarar verseniz de biz de okuyucu olarak... • • • Yazının başında demedim mi, "Keyiflidir Cumhuriyet günleri ve en keyifli oda da bizim oda- dır" demedim mi? Böyle okuyucu kimin başma? >/j POLTIİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Güz Kuşları... Eski şarkılarla avunuyor, zamanın içinde kaybo- luyoruz... Içimizdeki sıkıntı giderek büyüyor... Anlatılması güç duygular içindeyiz... Oysa gecenin içinde bir mor menekşe gülüm- süyor bize... Güz kuşları bilmem tekrar dönecek mi? Ama aynı gökyüzü aynı kader... Sonsuz bir yalnızlığın ortasındayız... Bazen rüzgâr uluyor, gök gümbürdüyor... Tüm sevdaları alıp gıtmışler, üstelik kelepçele- yerek götürmüşler... Var olma savaşları sürüyor hâlâ farkında mısın? Toplumdaki çürümeyi görebiliyor musun? Son aylarda tüm demokrasi düşmanları çevre- mizde, işbirlikçiler, ihaletakipçisi 'kan-koca', eniş- tenin televizyonunda 'demokrasi dersi' veriyor... Hava sıcak... Sarı cılız ışıklar evlerin pencerelerinden dışarıya sızıyor... Zamanın saatleri durmuş, ellerimiz rüzgârla unu- tulmuş bir anıyı anımsatıyor bize... Sokaklar ıssız... Geçen günler bir mevsimin sevda şiirleriyle, ır- makların içinden karh öpüşleri artık getirmiyor... Inanır mısın tüm işkenceciler işbaşında yine... Çocuklarımızı 'eli silahlı çete' gören, faili meç- hullere alkış tutanlar; eli kanlı katilleri 'vatan kah- ramanı' gören politikacılar çevremizi kuşatmış... Ben şu anda Akdeniz'de bir kıyı kasabasında-, yım... Denizin uçurumu üstündeki gökyüzü mavi bjr; alevgibi yanıyor... Köpükten apak kesilmiş düzlüğündeki dalgalar, rüzgâr topluyor... Birkaç gün önce iki anneyle konuştum Istan- - bul'da. Gazeteye gelmişlerdi. İki hükümlü annesiy- di onlar. On beş-on altı yaşlarındaki çocuklarımızı iş-; kenceden geçirip, terörist ilan edip zindanlara atı^., yorduk... İki yorgun anne girti, iki yorgun baba geldi Anlattılar: "Çocuklanmız on beş yaşında cezaevine ler, şimdi 18yaşındalar..." • • • Sevda umut demektir, sen anlatmıştın bana... ™ Maksim Gorki'yle fırtına habercisinin tartıştıği ' yıllarda, Bertolt Brecht suskunluğun egemen ot- duğu toplumu nasıl da ayağa kaldırmıştı anımsa?.. | Bir akşamüstü merhabası ver bana!.. Tüm kokuları sür, daha da güzel ol... Ağlama, yüreğinde acıları toplama!.. Bugünler de geçecek, zaman bize yaşamayı öğ- retecek... On dört yaşındaydı ve o senin verdrğin parayla sevgilisine bir şişe viski almıştı, yeni yıl armağanı olarak... Dün uyandığımda gözlerine baktım, hüzünle mutluluğu bir arada yaşadığımı gördüm... Istanbul'da iki anne ve iki baba çocuklan için dimdik ayaktaydı, dirençliydi... Şu anda Luis Aragon'un bir şiiri geldi aklıma... Bugün pazar ve sen de deniz kıyısındasın. ya da parkta... "Siz döndüğünüzde, çünkü döneceksiniz mut- lakal Çiçekler olacak istediğiniz kadar yolunuzda/ Çiçekler işte siz bir gün döndüğünüzde/ Dupdu- ru bir aydınlıkta alacaksınız eski yerinizil Dert gör- müş ellerinizden öpecek sıra sıra çocuklar/ Ve çi- men bürüyecek yorgun ayaklarmızın izlerini/ Veya- tışmış yüreğinize ezgiler dolacak, şarkılar..." Ben Akdeniz'de bir kıyı kasabasındayım... Sonra tüm çocuklara seslendim: "Yaşamda sevilecek, mutlu olunacak güzel şey- lerde vardır, ararsanız mutlaka bulacaksınız..." • • • Bir Akdeniz sabahında uyandım... Vitezslav Nezval'dan okudum bir süre... Zincire vurulmuş bir sürü insan gördüm... Ağustos açık bir gökte daha da boğulmuştu... Bense çocuklan arıyorum... Zindanlarda yatan çocuklanmızı... Çocuklar acılarla yaşamasın istiyorum... Martılar kanat çırpıyor mavinin üzerinde... Henri De Regnier ve Arthur Rimbaud'yla göz gözegeldim... Günbatımının son soluğunu yüzünde hissetti, bitmeyen düşleriyle avundu... Çocuklanmız fosfor ışıltılı gözleriyle çoğaldı- lar... O nice ayrılıklar görmüş, acılar tatmıştı... Şöyte seslendi: "Gün gelir yürekte hüzün de söner/ Ne mutlu- luğun, ne acıların olduğu yerde/ Düşler de anım- sayışlarda silinirgitgide/ Kalırsadece, herşeyiba- ğışlatan bir uzaklık..." Denize baktı, karşı dağlara... Yüreğindeki sevda ürkütülmüş korkuları getiri- yordu... Kolsuz ve kanatsız gibiydi... hckaya * posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ç A G D A Ş Y A Y I N L A R I ÇAĞINİH TANIĞI ÜC YAZAR 2. BASI 0COO KUBİUYOUYIVETARİMT KAMPLARI 4. BASI 550 X0 'L SANCIL1YIIUR KUfATIUHI$ SOKAKLAR 4. BASI 400 OCC ". KÜ2U POSTUND* KURT 2. BASI 30C OCC \ ZAMBAK SANA DA BULASTI KAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2. BASI ÂSIK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 8CC STC " SERİATPAZARI 800 200 ". <3\ H; SEVDANIN ADRESİ BELU OFĞİL• 000 30C TL Çağ Pazarlama A.Ş TurKocağı Cadaes. No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle