Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 1998 PAZAfl
10 PAZAR KONUGU
Eski TBMM Genel Sekreteri Prof.Dr. NecdetBasa 'Meclisyolsuzluğu 'nun bilinmeyenyönlerini anlattı
'Mercedes'e binenlere dikkatli bakm'*3 LJ11 LJ£ gjr
y,j kadar önce, Türkiye'nin siyasi gündemine adeta bir bomba
düştü. TBMM Genel Kurul Salonu'nu yenileme inşaatında yolsuzluk yapıldığı, işin
fahiş flyatla bir firmalar konsorsiyumuna verildiği iddia ediliyordu. Burada.
TBMM Başkanı Kalemli'nin konsorsiyumun içindeki firmalardan birisi olan
MESA'dan daire aldığı da söylendi. TBMM Genel Sekreteri Prof. Dr. Necdet Basa
da olayın boy hedeflerinden birisiydi. Basa da yolsuzluk ve görevi ihmalle
suçlanıyordu. Konuyla ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Hazırladığı
raporda yolsuzluk ve ihmal olabileceği üzerinde durdu. Bu arada Prof. Basa
konuyla ilgili hiç konuşmuyordu. Meclis Genel Sekreteriiği'nden emekliliğini
istedi. Artık serbest çalışmak hedefi vardı. Bu arada Meclis Genel Kurul Salonu'yla
ilgili iddialar konusunda suskunluğunu korumaktan da vaz geçmişti. Geçen hafta
sonunda Istanbul'a geldi ve Armada Oteli'nin özel bir salonunda sorulanmızı
yanıtladı. Prof. Basa'yı en çok hırslandıran konu, aylarca kamuoyunun 'mesnetsiz
iddialarla meşgul edilmesi ve bu işin tam da TBMM Başkanlığı için seçim
yapılmasının gündemde olduğu bir döneme rastlatılması' idi.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
•••I Koltuk ihalesi nasd yapıldı? thalede usul
neydi?
BASA - Önce bir noktanm altıru kalın çizgiler-
le çizmek lazım. Meclis'in yaptığı herhangi bir
ihale yoktur. Ama kamuoyuna mal olduğu şekliy-
le koltuk ihalesi deyimini kullandınız. O ihale kol-
tuk ihalesi değıl, Meclis Genel Kurulu'nun yeni-
lenmesine yönelik bir işin thalesıdir. Koltuk o işin
fcakmlerinden sadece bir tanesidir.
Burada özellikle belirtilmesi gereken husus,
Meclis'in herhangi bir ihale açmadıgı, Genel Ku-
ruJ Salonu'nun yenilenmesini teminen kendi adı-
na ihale yapma yetkısini, yüzde 99.9'u devlete ait
olan Emlak Bankası 'nın yan kuruluşu Emlak Ko-
nut'a vermiş olduğudur.
^Zaten devlete ait olduğu için Emlak Konut se-
çilmiştir. TBMM bızzat ihale yapmak suretiyle
can sıkıcı birtakım değerlendirmelerden uzak tu-
tulmak istenmiştir.
İHİHB Meclis, kendi adına ihaleyetkisini Emlak
Konut'a nasü verdi?
~~ BASA - Başlcanhk Divanı'nın 17 üyesinin im-
r
zasıyla vermiştir. Başkanlık Divanı 18 üyeden
oluşmaktadır. Bir sayın üye o günkü toplantıva
rhazereti nedeniyle katılamamıştı. Başkanlık Di-
- -vanı yaptığı toplantıda oybirlığiyle, hiçbir muha-
lefet şerhi olmaksızın aldığı bir kararla Emlak Ko-
- JiutAŞ'ye. "Gend Kurul Salonu'nun günümüzih-
- tiyaçlanna cevap verebilecek bicimde donatılma-
sını teminen bizim adımıza bu işi yap" demıştır.
• • • Madem ki karar Meclis Başkanlık Diva-
nt'nca oybiriiğiyle alındı, o zaman olay neden si-
zin ve Kalemli'nin başırta patladı?
BASA - Bu tabii münfent bir değerlendirme. Şu
anlamda söylüyorum:
Kamuoyunda bu konuyla ilgili sorumlulararan-
mıştır. önce, bu konuyla ilgili bir sorumluluk var
mı, tespiti yapılmadan sorumlu aranmaya çalışıl-
mıştır. Yani, burada olmayan bir suç ve suçlu ya-
ratılmayaçalışılmıştır. Burada söylemek istediğim
çok net olarak şudur:
Burada söz konusu olan Türkiye'nin geleceği-
ne yönelik herhangi bir göriişü, düşüncesi, planı,
projeksiyonu olmayan, geçmışinde de Türki-
ye'nin geleceğine yönelik bu tür çalışmalan yap-
mamış olan, yapmaya da kapasıtesi yetmeyen bir
avuç politikacının -Meclis'in geri kalanını tenzih
ederim- ucuz siyasi prim arzusuyla ürettikleri ta-
mamıyla dedikoduya dayalı birtakım iddialardır.
Bu işin temelinde yatan budur.
Bunun ucuz siyasi primine bazı politikacılar ta-
lip olmuşlardır.
M H i Kamuoyu niçin aylarca bu olayla meşgul
edildi, peki?
BASA - Ben iddia ediyorum ki, bu iş TBMM
yönünden Türkiye Cumhuriyeti'nde yapılan en
düzgün işlerden bir tanesidir. Ama böylesine bü-
yük işlerde eksik, gedik olabilir. Yanlış olabilır. A-
ma bilerek, kasıtlı bir biçimde yapılmış herhangi
bir yanhşlık yoktur. Bunu çok net biçimde söylü-
yorum.
O halde, nedenini, kamuoyunun o tarihlerde bu
olayla uzun süre ve yoğun bir biçimde meşgul
edilmesinde kımin ne gibi çıkarlan vardı. hangi
kişı ya da kurumfann çıkarlan vardı? Nedenini
orada aramak lazım. Aynca, bu konunun, böyle
yoğun biçimde tartışılmasında, bazı Meclis bürok-
ratlanyla birkaç politikacının menfaat birliğine
dayalı, ancak düşük kalibreli, yeterince gelişme-
miş, kişiliklere yakışacak bir işbirliği yapmış ol-
malannın da önemli rolü olmuştur. Umanm şim-
di hepsi pişmandır.
O süre içinde neler yapıldı? Oraya baktığınız-
da çok net olarak göreceğinizi sanıyorum. Ben o
tarihlerde teknik görevliydim. Oysa bu, siyaset
ağırlıklı bir değerlendirme biçimidir O nedenle
değerlendirmenin o yönünü tabii ki sıyasetçilere
bırakmak durumundayım.
Meclis herhangi bir ihale yapmamıştır. ihale
yetkisini devlete ait bir kuruluşa 17 divan üyesi-
nin oy birliğiyle aldığı kararla vermiştir. Aynca bu
vesileyle arz etmiş olayım: Ben Divan üyesi de-
ğilim.
• • • A radan o kadar zamangeçtikten sonra ko-
nu nedengündeme getirildi?lş neden o zamana
kadar tarüşmaya açümadı?
BASA - O ana kadar tartışılacak herhangi bir
yanlış yapılmamış, eksik gedik bırakılmamıştır
ı da ondan. Ne zaman ki Meclis Başkanlığı seçim-
leri gündeme gelmiştir, planlı programlı biçimde
bu karalama kampanyası o tarihte devreye sokul-
muştur.
O tarihlerden başlamak suretiyle 2000'H yılla-
radoğru bir köprü atın. 2OOO'lı yıllara doğru uzat-
; tıgınız o köprünün üzerinden geçerken önünüze
| çıkabilecek muhtemel engelleri hesaplayın. Ne-
; denlerden önemli bir bölümünü yakalamış olur-
sunuz.
I Ikincisi, yine o tarihten itibaren bu ülkede ne-
i ler yapıldığına bakın. Mevcut yasal düzenleme-
i lere aykın bir biçimde, adeta millet'n gözünün
ı tçine baka baka birtakım uygulamalar yapılmış
! 'fnıdır, yapılmamış mıdır? Onlan bir araştınn. Ne-
| -Jer olduklannı hepiniz biliyorsunuz.
J O zaman kamuoyunun neden bu kadar yoğun
ı bir biçimde bu olaya teksif edilmesinin gerektiği-
ı nin cevabını da bulursunuz, diye düşünüyorum.
• • • • Sizyıllarca Mesut Yümaz'ın yanındaydı-
nız. Müsteşarlığını, özel müşavirliğini yaptımz.
Sonra yollannız ayrddu 1995 seçimlerinde aday
olmodınız. Ayrılık nedeni neydi?
BASA- Yollarımızavnlmış filandeğil. Bu bir...
Ben Sayın Başbakan'la bırlikte yıllarca çalıştım.
Aynlışım Sayın Başbakan'ın şahsından ayrılmak
anlamında değildir. Ben Meclis Genel Sekreter-
liği'ne giderken Savın Başbakan'ın bilgisi altın-
da o göreve başladım. Ben kendiliğimden ogöre-
ve talip olmadım.
Aynca, 1995teada> olmadım, diye bir şeyyok.
Adaylığım ogünün şartlannda uygun görülmedi.
Türkiye'de nasıl aday olunduğunun şartlannı her-
kes çok net bir biçimde biliyor.
Siyasi partı lıderlennin uygun çerçevede, uygun
gördüğü kişiler yine siyasi partiliderleriningenel-
de u>gun gördüklen verden ada> olurlar. Üç-beş
ıstısnayı saymazsanız genelde uygulanan sistem
budur.
Ben 1995'te tabii ki aday olmak istedim, ama
o günün şartlannda karar mevkıinde olan zat-ı
muhteremler demek kı benim adaylığımı uygun
görmediler. O nedenle de adaylığım gerçekleşe-
medi.
Prof. Dr.
NECDET BASA
1950. Rize-Ardeşen doğumlu. Lise öğrenimini
RizeLisesi nde, vükseköğrenımini Ankara C'niver-
sıtesi Hıtktık Fakültesı nde tamamladı. Doktora
yapmuküzere Almanya'dakı Köln Üniversitesi Hu-
kıık Fakülıesi ne kaydoldu ve bufakülteyi bitirdi
Diilıa sonra ÇcıJifma Bakanlığı 'nınyurt'dışı teşki-
lat smavını kazandı. Lzun vıllar Çalışma Ataşesı
\e Çalışma Müşaviri olarak vurtdışındagörev vop-
U. Pmfesör olduktansonra Gazi L'nhersilesi nde
Yönetinı Organızasyon Anabilım Dalı Baskanı ol-
du. 1990 lıydların başında Çalışma ve Sosyal Gü-
venlık Bakanlığı Müsteşarhğı 'nagetırıldi. En son
TBMM Genel Sekreteri yken kendi isteğiyle emek-
lı oldu. İkiyddan beri YÖK üyesi. Türk- Alman iliş-
kıkrıne katkıları nedeniyle Âlmanya Cumhurhaf-
kam ndan 'Büyük Liya'kat ,\işanı'aldı
taşıyamayacak bir yapının ağırlıklı olduğunu gör-
mek... Bu tespitin benı son derece üzdüğünü be-
lirtmeden geçemeyeceğim.
• • i Yani vasattn da altındaki siyasetcilerden
mi söz etntek istiyorsunuz?
BASA - Pek tabii. Ama yalnız o 4a değil. Siz
basınsınız, kamunun sesisiniz. Kamunun en bü-
yük destekçisi, belki koruyucusu olmak durumun-
dasınız. Geleceği belki kamu adına, gelmeden
görmek durumundasınız. Bu nedenle. geleceğe
baktığmı sanan, ama göremeyenleri ikaz gibi Tür-
kiye'nin geleceği için çok önemli bir görev ve
fonksiyonunuz var. Çok kısa \e basit bir araştır-
ma yapın.
Görünüz bakahm, kimler Renault arabayla
Meclis'e gelip Mercedes'le Meclis'i terk etmiş-
lerdir. Ve bunlar kaç kişidir. Bunlann bağlantıla-
n nelerdir? Bunlara birgöz atın. Ama mevcutşart-
lar altında çok fazla bir şey görebileceğinizi san-
mıyorum. Çok fazla şey görmemeniz için önünü-
zün perdeleneceğını çok iyi biliyorum. Ama bu-
ı siz de biliyorsunuz.
Siz, çokfazla sey görmemeniz için önünü-
zün perdeleneceğini biliyorum, dediniz—
BASA - Görseniz de belli nedenlerden sesiniz
duyulmayabilir...
•••1 Acaba biz medya mensuplan olarak pek
çoğumuzun gözüne perde mi indirtildi?
BASA - Bu sorunun cevabını siz çok daha iyi
bilmek durumundasınız. Son dönemlerde tartışı-
lan birçok konuya. onun yanında tartışılması ge-
rektiği halde tartışılmayan birçok konuya bakın.
Biri niçin tartışılıyor, öbürü niçin tartışılmıyor?
Bunun cevabını lütfen bulun.
Türkiye'nin geleceğıyle ilgili 55. hükümetin de
çok önem verdiği konulardan bınsı enerji sektö-
rü... O sektördeki tartışmalara bakın. Bir tarafta
Türkiye'nin ihtiyacı, Türkiye'nin geleceginınka-
rartılmaması için atılması gereken adımlar, öbür
tarafta enerjiyle ilgili mahkemelerde sürünen ko-
nular. tnin onun temeline, bırçok şey daha görür,
perdelerden önemli bir bölümünü daha kaldırtmış
olursunuz.
Son dakikaya kadar benim herhangi bir tered-
düdüm. herhangi bir endişem yoktu. Siyaset yo-
luyla memlekete hızmet edebileceğimi düşünü-
yordum. Ama son gece neler oldu? Onu ben bile-
mıyorum
RA
O konudapara döndü mu?
BASA - Son gece neler olduğunu ben bilemi-
yorum. Ben devlet görevimden Mesut Bey'in iz-
niyle istifa ettım.
Bu, parti içi çekişmeden mi kaynaklandı?
BASA - Tabii ki ben onun nedenini bilemem.
Ben o tartışmalann tamamıyla dışındayım. Ben o-
tuz yıl sadakatla de\ lete hizmet etmiş birisiyim.
Bu benim değerlendirme sınırlarımın dışında bir
tartışma. Ama demin de dedığım gibi, ne yazık
kı. bu hususlar doğrudan seçmene sorulmaz. Ön-
celikle siyasi partı liderlerinın olumlu görüşleri
şarttır. Demek, adaylığımız olumlu karşılanmadı
ki 1995'teaday olamadım.
I Yoksa bazı şeylere çomak mı soktunuz?
BASA-Zaten bütün ömrüm bazı şeylere çomak
sokmakla geçtı Çok rahat birisi olduğumu söy-
lemek mümkündeğil. Doğrubıldiğıni.çıplak, ya-
lın haliyle söyleyen ınsanlar zaman zaman rahat-
sızlık yaratırlar. Daha doğrusu, varattığım bu tür
rahatsızlıklarbenı hiçbir zaman rahatsız etmemiş-
tir, bundan sonra da etmeyecektır.
Bu konuşmanın amacı, Meclis Genel Kurul Sa-
lonu inşaatıyla ilgili mesnetsiz iddialann karşısın-
da bazı doğruları ortaya koyabilmek. Bu doğru-
lan ortaya koyarken bir avuç politikacının zaafı-
nı da ortaya koymak.
• • • 1995 seçimlerinde, uyuşturucu kaçakçılı-
ğından hüküm giymiş bazı kişiler milletvekili
adayı oldularveseçimlerikazanddar. Bunlar ga-
zeielerde de yer aldı. Bunlann bir kısmı
ASAP'tan Meclis 'egirdiler. Siz bunlann seçilme-
lerine karşı çıktınız mı?
BASA - Bu konuda söyleyecek bir şeyim yok.
Çünkü buna karşı çıkacak konumda değıldim. Bir
kere partinin üyesi, vöneticisi değildim Ben sa-
dece o ana kadarki bazı birikımlerimle kendi ko-
nulanmla ilgili olarak politika oluşturulmasına
karınca karannca katkıda bulunmaya çalışıyor-
dum Ben görevimı bununla sınırlıyorum.
Bu konulann tartışıldığı platformlarda bizım
görüş bildirmemiz söz konusu değildi. Ama gö-
rüş bildiren bazı arkadaşlanmızın akıbetlenni de
ibretle izlediğimı söylemeden de geçemeyeceğim.
• M i Başkayolsuzluk olaylarma Mesut Bey'in
dikkatini çektiniz mi?
BASA-Sayın Başbakan'ın bu konularda duyar-
lı olduğunu bütün Türkiye bılıyor. Duyarlı olur-
sunuz, ancak bu konularda gereken adımlann atı-
labilmesi için çok daha somut bılgilere ve belge-
lere her zaman için ıhtiyaç duyulur. Sorumlu bir
politikacı zaten o dujarlılığı gösterir. a>rımı ya-
par. Sayın Başbakan'ın o konudaki duyarlılığını
bir kez daha tekrarlamama gerek yok. Bu genel-
de biliniyor.
Bilinen bir başka şey daha var. O da şudur: Öy-
le sanıyorum ki Türkiye'nin geleceğine belli güç
odaklan yine herkesin bildiğı nedenlerle ve biçim-
lerde hâkim durumda. Basıt bir misal: Çev renize
bir bakın. Her yerde bir sürü dev bina yükselıyor.
Birçok ınsan biliyor ki bu binalann en azından bir
kısmının temelinde gözyaşı vardır. kan vardır,
uyuşturucu vardır. Kara para vardır. Bunu bılme-
yen basın mensubu \ar mı?
HHH Peki, sizce neden basında bu tür olaylar
hemen hemen hiç yer almıyor?
BASA - işte soru bu, neden? Neden bu milletin
mılyarlarca dolarlannın ya da devlet ımkânlannın
nasıl kullanıldığı, ya da saçıldığı gibi konular bu
memlekette hiç tartışılmıyor da, küçük bir Mec-
lis işi aylarca tüm ülkeyi meşgul edebıliyor?
Sistem. kendine sahip olanlara sahip çıkmayı
öğrenmedığı sürece devrilmeye mahkûmdur. Tür-
kıye'de yaşanan sıkıntılardan birisi bu Sistem,
kendini koruyanlan korumayı öğrenecektir Öğ-
renemezse yıkılacaktır. Yıkıldığında kurunun ya-
nında yaş da yanacaktır Hepimiz bir gemideyiz.
Bu gemi batarsa biz de batanz. Hepimiz bir çatı-
nın altındayız. Bu çatı çökerse hepimiz altında ka-
lınz. O nedenle Meclis Genel Kurul Salonu inşa-
atıyla ilgili tartışmalarherşeyden önceoradaki gö-
revin ihmali. ya da suiistimalinden çok öte, sis-
tem tartışmasıyla ilgilidır. Bu vesileyle sistem tar-
tışılmalıdır. Bizzat, Sayın Başbakan'ın kendisi
hükümetin birinci yılı nedeniyle yaptığı basın top-
lantısında Türkiye'deki ihale sisteminin tartışıldı-
ğını, bunun her halükârda değiştirilmesı gerektı-
ğini çok net bir biçimde ifade etmiştir.
• • • Bunu çok net bir biçimde ifade etmiştir de
ne yapılmıştır?
BASA-Ne yapılmıştır, sorusunun cevabını, bu-
nu değiştirmekle yetkili kişiler vereceklerdır. Ma-
dem bu tartışılıyor ve madem ihtiyaca cevap ver-
miyor. değiştinlmelıdır.
•••• Ama değiştirilebilmiş midir?
BASA - Belli şeyleri değiştirebilmek için çok
özel güçlerle donatılmış olmak gerektiğini sanı-
yorum. TBMM'de yaptığım bu son görev içinde
çok ciddi deneyimler kazandığımı itiraf etmek
durumundayım.
• İ M Örneğin nasıl deneyimler?
BASA - Örneğin TBMM'de halen, Türkiye gi-
bi bir ülkeyi sırtlayarak 2000'li yıllar ve ötesine
§ • • Başbakan 'a yakın çevrelerin Kafkas pet-
rollerinin bütün imnyazını aldıklan haberieriçok
yaygın olarak dolaşıyor. Bu konuda ne düşünü-
yorsunuz?
BASA -Ben tabii bunlan bilemem. Bu sorula-
nn muhatabı ben değilim. Bu sorulara cevap ve-
rebilecek konumda değilim. Herkesin bildiğini,
tabii kı bir kısmıyla ben de duymuş olabilirim. Bu-
nun dışında bu konulann muhatabı tabii ki ben de-
ğilim.
Bakın, istifa eden müsteşarlar var. Neden isti-
fa ettiklerine bakın. Perdelerden birisini daha ara-
lamış olursunuz.
MKKKt Peki, bu müsteşarlar sizce neden istifa et-
tüer?
BASA- Ben nedenini çok net olarak biliyorum.
B ^ ^ Bunu telaffuz edemez misiniz?
BASA - Bunu telaffuz etmem bugünün sınırla-
nna dahil değil. Görüşmemizin konusu o değil.
Siz araştınn. Perdelerden birini daha kaldırmış
olursunuz.
• • • Meclis Genel Kurul Salonu ihalesi olayı
nasd başladı, nasıl sürdü? O olaydan sonragö-
revinizden aynldınız. Duygulannız nedir?
BASA - Oruz yıla yakın bir süre büyük bir sa-
dakatle bu devlete, bu millete hizmet ettim. Biraz
etkili olabildıysem. biraz hizmerim adresini bula-
bildiyse devlete ve millete bu hizmetim helal ol-
sun. Ancak. hem üzgün hem kırgm hem de kız-
gın olduğumu da saklamıyorum. Memumna, gö-
revlisine tanıdığı imkân açısından, bu devlet gibi
binlercesini bulmak bizim gibi yetişmiş birisi için,
bizim tecrübemize sahip birisi için çok zor değil.
Ama bu devietin bir Necdet Basa daha bulabilme-
si mümkün değildir.
Ben sırf kamuoyunun aylarca bir sürü mesnet-
siz iddialarla. dedikodularla meşgul edilmesin-
den duyduğum rahatsızlık sonucu devletteki gö-
rev imi noktaladım. Bu devlet bir Necdet Basa da-
ha bulamaz. Ama Necdet Basa devietin sınırlan
içinde, kendisine bu devietin tanıdığı imkânlar
açısından, bu dev let gibi binlercesini bulur.
Korkanm bundan sonra büyük projelere imza
atabilecek, o yürekliligi gösterebilecek devlet me-
murlan, yetkili bulmakta bu devlet çok zorlana-
caktır. Çünkü kendisine sahip çıkanlara sahip çık-
mayı, kendisini koruyanlan korumayı beceremi-
yor bu sistem. Onun için de tökezlemeye mah-
kûmdur. diye korkuyorum. Ama öyle bir durum-
da ilk yardıma koşacak olan yine biziz, yine bi-
zim gibi düşünenlerdir.
• • • Peki, olay nasıl başladı?
BASA-TBMM Genel Kurul Salonu'nun yeni-
lenmesi karan Sayın Hüsamcttin Cindoruk'un
Meclis Başkanı olduğu dönemde almdı. Isabetli
bir karardır. Çok eskimiş bir salondu ve günümü-
zün ihtiyaçlanna cevap vermekten çok uzaktı.
Daha sonra, dev lette süreklilik esastır ilkesinin
doğal sonucu olarak Sayın Kalemli'nin Meclis
Başkanlığı döneminde bu karann uygulamasına
geçildi.
Biraz önce de sözünü ettiğim ve TBMM Baş-
kanlık Divanı 'nca 20 Haziran 1996 tarihinde oy-
biriiğiyle alınan karar. '.MecBs Genel Kurul Salo-
nu yenileme işinin özelliği olan işlerle ügiü 2886 sa-
vüı Dev let İhale Kanununun 89. maddesine göre,
bu kanun hükümleri dışına çıkılarak maliyet artı
kâresasıyla Emlak KonutAŞ'yeverilmesi' şeklin-
dedir.
Karan bu maddeye göre verdiyseniz uygula-
mayla ilgili herhangi bir sınırlamanız yoktur. Bu-
rada sorulması gereken soru '89. maddenin esas-
lan yerine getirildi mi?' sorusudur.
• • i Peki, yerine getirildi mi?
BASA- Bu maddenin üç şartı vardır. Bunlardan
birisi Bakanlar Kurulu karannı gerektirir. Bakan-
lar Kurulu karan gerektiren hususlarda da Mec-
lis Başkanlık Divanı yetkilidir. Bu karar çok açık
olarak alınmıştır. Yani 89. maddenin uygulanma-
sına yönelik birinci şart 20 Haziran 1996 tarih ve
16 sayıh Başkanlık Divanı karan aiınmasıyla çok
açık biçimde yerine getinldi.
Ikincisi, usul ve esaslann belirlenmesi şartıdır.
Buna göre usul ve esaslar, idarece belirlenmeli-
dir. ldare, tabii ki Meclis yönetimidir. Araştırma
Komisyonu raporunda da göreceğiniz gibi usul ve
esaslann belirlenmesi şartı idarece yerine getiril-
memiştir, ibaresi vardır Ben de usul ve esaslann
idarece yerine getirifmesi şartı çok kesın bir bi-
çimde yerine getirilmiştir, diyorum.
19 Temmuz 1996'da 17 teknik ilgili, yetkili ve
sorumlu tarafından sonuçlan tutanakla tespit edi-
len bir toplantıda usul ve esaslar belırlenmiştir. A-
ma sayın komisyon üyeleri, o toplanhya Emlak
Konut'un da bir iki yetkilisinin katılmış olması ne-
deniyle, o karann idarece alınmış olduğunun ka-
bul edilmemesi gerektigi şeklinde kalifiye olma-
yan, çok sıradan bir görüş ileri sürdüler.
Son şart ilgili bakan onayıdır. Bu da TBMM
Başkanı'nın, Meclis ve Emlak Konut arasında im-
zalanmış olan Proje Yönetim Sözleşmesi'ni im-
zalaması suretiyle yerine getirilmiştir.
Yine hazırlanacak olan ihalenin tekraronaya su-
nulması gerektiği şeklinde hiç kalifiye olmayan,
bilgiye dayanmayan, belki de dedikodulara daya-
lı iddialar ileri sürülmüştür. Bu da kesinlikle doğ-
ru değıl. Hazırlanacak olan ihalenin tekrar onaya
sunulması gerektiği doğru değildir. Hiçbir metin-
de böyle bir cümle yoktur. Hiçbir sözleşmede böy-
le bir hüküm mevcut değildir. fhale, doğrudan
Emlak Konut Yönetim Kurulu'nun karanyla ke-
sınleşır. Sözleşmelere göre durum budür.
Bu ihale 89. maddeye göre yapılmışsa zaten
tartışmalann büyük bölümüne de gerek kalmaz.
MBİ \eden?
BASA - 89. maddeye göre bu işi yapabileceği-
ne emin olduğunuz birisini çağınrsınız. İşi ona ve-
rirsiniz; şartlannı belirlersiniz, "Bunu yap" der-
siniz. Emlak Konut burada yetkin gördüğü bir, ya
da birkaç yükleniciye belirli şartlarla işi verme
yetkisine sahip olmasına ragmen öyle yapmamış-
tır. Türkiye'de bilinen, tanınan, birçok önemli
eserlere imza atmış olan yedi firmayı çağırmış,
"Şartlar budur. Bu işi hangi şartlarda vapamnız,
bfldirin" demiştir. Yani Meclis adına ihale açmış-
ttr.
Sonuçta yedi firmadan bir konsorsiyum bu işi
almıştır. Bu işin 89. maddeye göre yapılması uy-
gun mudur, değı) midir, tartışması yapıldı. Bir kıs-
mı, 89. maddeye göre yapılması yasal değildir id-
dialannda bulundu. Aylarca kamuoyuna çıkıp
bunlan söylediler. Ben size Meclis Araştırma Ko-
misyonu raporunun 133. sayfasmdan bir cümle
okuyorum:
"Başkanlık Dhanı'nın söz konusu işin anılan
kanunun (2886 Savılı Devkt thale Kanunu) 89.
maddesine göre yaptınlmasına karar vermesine
engel hukuki bir durum mevcut değüdir."
Böylece yüklenıci firmalar işe başladı. İlk is-
tihkak ödemesi gündeme geldi. Tüm teknik yet-
kililer inceleme yapmakla görevlendirildiler. Ra-
porlannı hazırladılar. "Sözleşmelere aykın her-
hangi bir usul yoktur. Uygulama dogrudur" dedı-
ler. Bunlann hepsinin belgesi hazırdır.
Bu da yetmedi. Sayıştay'dan görevliler Mec-
iis'e davet edildıler. Bir eksik olup olmadığına
bakmalan istendi. Onlar da u)gulamamn yasala-
ra uygun olduğunu belirten raporlannı hazırladı-
lar.
Bu arada kamuoyu ihale bedeliyle ilgili birta-
kım tartışmalara tanık oldu. 40 milyon dolarlık bir
ihale yapıldı, denıyor. Bu da doğru değil. İhale be-
deli 20 milyon 700 bın dolardır. llave işlerle bir-
likte bu 29 milyon dolann biraz üzerine çıktı. Em-
lak Konut'a ödenen yüzde 10'luk pay ve KDV ile
ihale toplamı 38 küsur milyon dolar olmuştur.
Bazı muhteremler, "Emlak Konut'a yüzde 10
neden verdiniz" diyoriar. O da devlet. Devlet bir
cebinden almış öbür cebine koymuş. Ankara
Çumhuriyet Savcılığı, konuyla iligili soruşrurma-
lan sonucunda fınnalarla ilgili takipsızlik karan
verdi. Bu takipsizlik karannı venniş olması her
şeyden önce ihaleye fesat kanştınldığı biçıminde-
ki iddialara verilmiş olan bir cevaptır.
Bu iddialann neye dayanılarak ilen sürüldügü-
nü ben tam anlayabilmiş değilim. Çünkü bu ko-
nuda kullanılabilecek tek bir belge vardır. o da bir
yeminli mali müşavirlik bürosuna yaptınlmış olan
bir belgedir. Ona göre de konsorsiyumun kân ver-
gi öncesi brüt yüzde 23.5 dolaylanndadır.
Orada dev letin zarara uğratılması kastını her-
kes için şiddetle reddederim. Ama aceleden kay-
naklanan birtakım eksiklikler olabilir. Mükem-
mel her zaman için iyinin düşmanıdır.
Burada teşekkürümü özellikle esirgediğim bir
beyin yapısı var. Sözlerimin bir bölümünde ucuz
siyasi prim uğruna yüce Meclis'in manevi şahsi-
yetine zarar vermekten çekinmeyen bir avuç po-
litikacıdan söz ettim. Dante'nin 'tlahi Komed-
ya'sında ihtirasın sembolü birkurttur. Eserde. "Av-
lannı parçaiadıktan sonra daha ziyade acıkıriar"
denır. Meclis Genel Kurul Salonu'yla ilgili tartış-
malann odağında yer alan bu zihniyeti görünüz
lütfen ve sınır tanımaz ihtiras örneklerini ibretle
seyrediniz. Sadece seyretmeniz yetmez. Ser-
gileyin lütfen. Sergileyin ki millet de kendini tem-
sil etmek üzere yüce TBMM çatısı altında yer
alan kimılerinin gerçek yüzlerini görmek im-
kânına kavuşsun.