Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28TEMMUZ19S
12 KULTUR
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Anarşistin başuıa gelenlerSansüriin kaldırılışından 90 yıl sonra
Anfcara Ekın Tiyatrosu. DarioFo'nun "Bir
Anarşistin Kaza Sonucu Öüimü" başlıklı
yapıtını sahneledı Tı>atro>la ılgilenen
Cuınhunveîokurlan bılıv'orlarkı. geçen yıl
ülkeçapındayaşadıgı"MemleketHİkâye-
leri" seriiveni nedenıv le bu özel topluluk.
hcmen henien tüm ıl ve üçelerımızdekı
>etkılılenn "nazar-ı dikkatini celbetmis,"
bır tıvatrodur. Eh. çocuklann asil göre\ı
de bu. T.C. Kültür Bakanlıgı'ndan aldık-
Iarı proje desteğinın gereğı "turne" yapa-
rak tı\atro>u iıJke çapında yaygınlaştır-
mak...
Zaten. başka çareleri de yok. Haluk
Işık'ın 1990'iar Türkıvesı'nde vaşanan
çarpıklıklan ırdele>en "Memleket Hikâ-
jeleri" ovunu, elli dolayında ıl ve ıJçede
engellenme>e çalışılıp da, haklannı sa-
\unmak ıçın açtıkları davalara ellerinde-
kı son paralan da yatırdıktan sonra. değıl
Ankara'da salon tutmak. yapıma emek \ e-
renlenn ücretlenni bile ödeyemez duruma
gelrnışler. Kımıemnıvet_\etkılılerince"sa-
kıncair. dahası "terörist" nıtelendırmele-
rının >akıştınldıgı topluluk. bu yıl "Tür-
kive'de geçme>en" bir oyunla Anadolu yol-
ianna düştü. Dogrusu bu kez "tedbirii" dav-
ranmışlardı...
Öyle ya, oyunun yazan taptaze N'obel
ödüllü Dario Fo. Bu büyük yazann yapıt-
lan tüm dünvada şakır şakır ovnanıvor
Üstelık. "Anarşistin Kaza Sonucu Ölii-
mü" Türkıye'de 6-7 vıl önce Hadi Ça-
man-\editepeO> uncuları tarafından sah-
nelenmıştı. Dahası, bu \ıl avnı ojunu ts-
tanbul De\ let Tıvatrosu da sunuyor. Her-
hangı bırengele takılması olanaksız oyu-
nıın. Neredeyse. "de»letgüvencesi"altın-
da! Başlığında "anarşist". 'kaza', 'ölüm'
sözcüklen yer alsa da ..
Ov unu De\ let Tıvatrosu sanatçisi Riiş-
tüAsvalısahnelemış. dramaturjismı İzmır
Dev let Tıvatrosu'nda görevlı Haluk Işık,
çev re-gı\ sı tasanmım Sertel Çetiner, ışık
tasanmını da Ersetı Tuneeekiçvapmış. Çe-
tıner ve Tunççekıç. Dev let Tıyatrolan'nın
ödüllü sanatçıları. Başrolü ıseyıllann ye-
teneklı özel tıyatrocusu BüJentYddıranoy-
nuyor. Kısacası. Ankara Ekın Tiyatrosu.
Ankara Ekin Thatrosu. 'Bir Anarşistin Kaza Sonucu Öliimü' ile Anadolu'da tiyatro yapmanın bedeüni ödüyor.
Anadolu seyırcısınm begenisme sunaca-
gı vapım ıçın özel bir özen gösteriyor.
Çünkü amacı. cıddı ve düzeylı tiyatro yap-
mak, sa>gın bır topluluk olarak Tiirki-
ye'nin 2000'lı \ ıllanna ulaşmak
Şimdi. cıddı ve düzevlı tiyatro hizme-
tını sunmak ıçın vollara düşen toplulugun,
geçen yıl da olduğu gibı "fikra" boyutu-
na ulaşan Anadolu v aşantılanndan bırkaç
"spot" alalım.
Bilmem hangı güzel ılımızın ya da ıl-
çemızın bınnde oviınun afişlen. bır "sivü**ın
dikkatini çekiyor:
- Nedır bu'
- Oynayacağımız tıvatro yapıtmm afi-
şı. Yazan Dano Fo çok ünludür.
- Kımev uttunjyorsunuz' 'Anarşist'Ab-
dullah Çath. 'kaza' ve "ölüm" de malum.
Sız Susurluk olavını oynamaya kalkıyor-
sunuz.
Türk siyasi sahnesinde böylesine zen-
gin çagnşım alanlan varken. Mustafa San-
dal'ın şarkılannı bile oynasalar. gızli bir
anlam çıkanlacak. Tiyatrocuya olan "kuş-
kucu", "a$ağılayıcı" yaklaşım ıse üstesın-
den hemen gelinmesi gereken cıddi bir
toplumsal sorunu bır kez daha gözümüze
sokuyor.
• • •
Bır başka yerde ıse. çevıri metnı ince-
leyen ilgililer. Fo'nun kıtabına yazdığı -
oyunda zaten yer almayan "son söz"e ta-
kılıvorlar:
- O> unu oynayabılirsinız, ama bu bölü-
mü cıkaracaksınız.
"IlguTIer arasmda "oyun"u anlayıp,
sahnede yer alan olav la Türkıye'de yaşa-
nan olaylar arasında koşutluk kurabilen-
ler dev ar:
- Oyunu oynayabilirsiniz ama, oyunun
başında ortasında ve sonunda "Bu oiav Tür-
kive'dc geçmemektedir" dıyeceksiniz.
(Gülermısiniz,ağlarmısmız!KJşiveyer
isımlen zaten yabancı. Olayın Türkiye'de
geçmedıgı bellı. Dıyelım kı, yine de ted-
birli davranılıp. yapılan "dramaturjiköne-
ri" uygulandı. Olayın ülkemizde de ya^an-
mış olabıleceği gerçeğıni ılle de seyirci-
nın gözüne sokmak değıl mı bu?)
Bu arada Dev let Tıyatrolan yapımı "Bir
Anarşistin Kaza Sonucu ÖlümiT Anado-
lu turnesıne çıkıyor. Bır ılımızin ilgılilen.
Ekın Tiyatrosu yapımı olduğunu düşün-
dükleri oyunu hemen "sakıncalı" bulu-
yorlar. Sonra mesele anlaşılıyor:
- Aman. neyapı>orsunuz! Oyunu Dev-
let Tiyatrosu oynuvormuş.
- Yok vahu. Öyleyse oynasın.
(L'ygulanan çıfte standarda bakar mısı-
nız?)
Bir dönemjümi:LeoparınKuyruğu
GÜLERÇETİV
Turgut Yasafar ilk fılmi "Leoparuı
Ku\ruğu"nun çekımlerıni tamamladı.
Fılm. adını bır Afrika atasözünden alı-
yor- "Lcopann ku\ ruğunu rutma. rutar-
san da bırakma". Fılmın hareket nok-
tasi ıse "En uhi amaçlar için bileeline
silah alma". Kahramanları 68'lı olan,
70'ierın başında geçen bırdönem filmı
"Leopann Kuyruğu".Beş
gcnç. hapıstekı arkada^la-
rının serbest bırakılması
için bır Amerikalıvı kaçı-
rıyor. Sonra sılahlar hıç ıs-
temeden patlıyor bu film-
de.
men. "Star" vok filmde. AVTII zaman-
da "kadınsız"bır fılm
l
"l*op»rarKıı1«--
ruğu". Yasalar.
J
Bir de kadın ko> şu fü-
me, kadınsız film mi olur" rüründeki
baskılara karşın "erkek" bır fılm vap-
mış. "Kaçıranlardan birini kadın vap-
mış olsavdım mecburhetten \apmış gi-
bi olacaktım. istemedim."
Turgut Yasalar. çekımler sırasında
oyunculara kendı çızdığı sınırlarçerçe-
ıırgut Yasalar'ın 70'lerin başıpdageçen oluyları
anlattığı 'Leopann Kuyruğu' adlı ilkfilmifarklt
yaptlardaki 687/ kahramanlardan oluşan beş kişilik bir
grubun içinde dönemi irdeliyor.
[ Yönetmen. temel derdını ı\ ı anlatan
bu övkünün herhangi bır Latin Amen-
ka ya da Akdeniz ülkesınde. herhangi
•' birdönemde de geçebileceğinı söylüyor.
' Özellikle
7
O'lenn Türkiyesi'ni seçmene-
denını ıse şö\le açıklıvor. "O dönem-
detanışftgım çok kişi\ar. Aslındaçok na-
if insanlardı. Silah, hele onJaruı elinehiç
>akışmryordu." Dönemın ınsanlan ara-
sindakı sevgı, bağhlık. dostluk nede-
nıv le de "bir sevgi fılmi" olarak nıtelen-
dınyor yapıtı: "Bütiin sorunlann. çık-
mazların, şiddefin ardından se\ ghle sa-
nlıjorlar birbirterine-."
Filmde beş genci Yetkin Dikinciier,
De* rim Nas, Hakan Pişkin. Tardu Flor-
dunve L'mitÇırakcanlandınvor. Ame-
nkalı o_v uncu LamikBlakedahıi. hıçbir
ovuncuyu ön plana çıkarmamış yönet-
vesınde ayrıntılı yorumlama özgürlüöü
tanımış. Üzun süren ön çalışma sürecı-
nın ardından. kameranın öniinde do-
gaçlama oynamış oyuncular. Yasalar'ın
oyunculuk egitimı almış kışılen yeğle-
mesmın nedenierinden bın de bu. Yö-
netmenin en büyük merakı ise çekım-
ler sırasmdaki kalakalışlannı bogazla-
nndaki dügümlenmelerin. senaryoda
vokken boşalıveren gözyaşlannın ızle-
yiciye yansıyıp yansımavacağı.
Film. Susurluk'ta bir trafo binasında
geçıyor. Filmin sıvası göndermelen ol-
masına karşın, (Susurluk seçımmın) Su-
surluk"un bızdeki sıvası çağnşımlany-
la hiçbir bagıntısı vok. Terk edılmış tra-
fo nedenıyle uygun bırmekân olarak be-
lirlenen ilçe, çekımler sırasmda vepye-
ni olanaklarsağlamışekibe: Ucuz. hat-
ta ücretsiz kalma mekânlan; yerel haV,
kın destegf,' ViKfknn dekoruyla yönet-
menin senaryoyu yazarken hayaf bile
edemeyecegi derecede örtüşerv«(0İ!ak-'.
lar. ev ler..
"Leopann Kuyruğu" aslında şartlar-
dan \ola çıkılarak v azılmış bır senaryo.
^asalar, 1993 'te Kültür BakanlıgVnınaç-
tığı senar>'0 vanşmasmda "Sergüzeşt-i
Darbe-i Hükümet"adlı filmiyle ödül ka-
•-~—~"~ zandıktan sonra aymı yanş-
mada ödül kazanan ve "İs-
tanbul Kanatlanmın Al-
tmda" filmınin yönetme-
ru MustafaAltnklar'ın bü-
tün kışkırtmalan ve des-
tegine karşın milyon do-
larlar gerektıren, çok diyaloglu bu se-
narvoyu beyazperdeye taşıyamamış,
Bunun üzerine izleyiciyle buluşabilmek
için tek mekânda, 5 kişi arasmda geçen
bır senaryo %azmış.
Amatör ruhia çekilen profes\onel bir
fılm "Leopann Kuyruğu". Oyuncular
v e kamera arkası ekibın çogunlugu fılm
gelir getırmeye başlayana dek para al-
ma\acak. Kamera ve ışıklar çogunluk-
la eşın-dostun vardımıyla çok ucuza
sağlanmış. Ancak her şeye karşın filmı
sesli çekmek dışında hıçbir teknık ay-
nntıdan ödün vermemışler. Filmin ma-
lıyetı ise bütün kısıtlamalara karşın, Ya-
salar'ın da belirledigi bütçenin üstüne
çıkarak 200 bin dolan asmış.Yasalar
şımdı filmi ,\ntal\a Film Festivalı'ne ye-
tıştirmeye çalışıyor. Yasalar ilk filmini sevgi filmi olarak nitelendirivor.
Cassandra Wilson? büyük ustanm belgeselinin müziklerini de hazırlayacak
Yeni albüm Mfles Davis anısına
VVilson'ın 1999 başında piyasaya çıkacak albümiinün ismi 'Travelling Miles'.
KültürSenisi-Kendi ku^ağınınenye-
teneklı caz vokalistı olarak tanımlanan
Cassandra VVllson. Yapı Kredi Sanat Fes-
tıvalı '98 kapsamında geçen cuma akşa-
mı Açıkhava Tıvatrosu'nda birkonser ver-
dı. Bu > ıldan başlayarak dört mevsıme v a-
yılacak feitıvalin '98 vaz programı. VVıl-
son konseriyle tamamlandı. VViIson. kon-
serden önce basın mensuplarının sorula-
nnı vanıtladı.
Dovvnbeat dergisi tarafından 1994 ve
95"te 'Yılın En İ)i Kadın Şartacısı' seçı-
Ien \\'ılson. kendı bestelerinın sanı sıra
eski şarkıları da caz, hip-hop. funk ve
R&B'la süsleyerek yeniden söylü\or.
"Cazın kuralı yoksa, vapılacak yenilik-
lerin de sının joktur" dıyen sanatçı, caz
vepop arasındaki ayrımı tamamen kaldır-
mış olmasına karşın hâlâ bır caz v okalıs-
ti olarak tanımlanabılmesının sırnnı "çok
çahşmak. sabır ve bu ikisinin bileşkesi"
sözlenv le açıklıvor "Gerçekten eazın ku-
ralı yok mu sizce" dıve sorulduğunda ıse
şövle yanıt verıvor Wılson. "Hem kuraJ-
lan \ar cazın hem dekuralsızyanlan. Bun-
lann hepsi a> nı anda var oluyor. Kural de-
diğimiz şe>ler de kendiliğinden işlhor."
VVilson.etnık ögelenn de yer aidığını
söv lüyor. Ancak son yıllarda müzik pıya-
sasında 'ehıik* kelımesine yüklenen tica-
n anlamdan oldukça rahatsız. "Ehıik ta-
nunfaması iki j anı keskin bir kılıç gibi ol-
du artık" dıvor, "Bir vanı kutsuyor, diğer
yanı lanetliyor."
Kendı besteiennın yanı sıra eski şarkı-
ları veniden \orumlama eğilimini "yer-
>üzünde var olan tek müzik, benim yapn-
ğım müzik değil. Başka sanatçılarda var"
sözlenvle açıklıvor sanatçı. Algılannın
her türlü etkıve kapalı oldugu. kendını her
şeyden so> utladığı tek yerin sahne oldu-
ğunu belırten \Vilson u
Oradasadece mü-
zik var, 'müzıği düşünmek" var" dıyor.
\\'ılson. son çalışması 'Nev» Moon Da-
ughter'ın da yaşam. ölüm \e cinsellık te-
malan üzerine kurulu olduğunu söylüyor.
Bu albüm de NYılson'ın duygulannın, ıç-
sel hesaplaşmalannın bir ürünü.
Hazırlıkları süren \enı albümünü ıse
cazın büyük ustalanndan MilesDavis'm aru-
sınagerçekleştınvorVVilson. 'TraveflingMi-
tes' isımlı albüm gelecek > ılın başında pı-
va^aya çıkacak. \\ilson. başlıkta geçen ve
'seyahat etmek' anlamına gelen 'tıwel-
ling' kelimesinın de somut anlamının ya-
nı sıra ruhsal. manevi yolculuklan sımge-
ledığınıbelırtıvor. Wılson'mprojeleri ara-
sında yıne Dav ıs anısına gerçekleştirilecek
belgesel nıtelıginde bir filmin müzikleri-
ni hazırlamak da var.
Fo, "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölü-
mü"nü, yaklaşık 30 yıl önce. İtalya'da ya-
şanmış gerçek bir olaydan >ola çıkarak
yazmış. Mılano'da bir bombalama eylemı-
nin sorumlusu olarak vakaianmış sıradan
bır vatandaşınpolısler tarafından Emnıyet
Müdüriüğü'nün 4. katından atılması ve
cinayetın "kaza" olarak belirlenıp örtbas
edilmesını ırdeleyen o>T
unda, aslında "de-
li" olan bır adam, kendismi "yetküi" ola-
rak tanıtarak olayın gerisındekı gerçegi
ortaya çıkarmaktadır. Ilgilılen oyunda te-
dırgin eden işte budur.
60 milyon televizyonda her gün, polisı.
kontrgerillayı, yargıyı, suç şebekelennın
tetikçiden önemlı siyasi kışılere uzanan
ilişkılenni eleştıren birdolu Amenkan fil-
mi seyrediyor. Dahası, ülkemızdeki ben-
zer olaylan, yıllardır dizi filmmışçesıne
medyadan izliyoruz. Bütün bunlar halkı
"tahrik* etmiyor da sıra bır özel toplulu-
gun tiyatro hizmeti olarak sundugu Dano
Fo oyununa gelince ış degişiyor. Oyunun,
"halkımızı, güvenlik güçlerimize ve yüce
mahkemelerimizin değeıii hâkinılerine
karşı olumsuz bir şekilde etkUeveceğL son
günlerde ülkemiziniçinde bulunduğu has-
sas günJer nedem'yle istenmeven olavlara
sebebi>et ^erebüecegi ve ilimizin sivasi. fi-
ziki.coğrafi durumu da gözönünde bulun-
durularak" Ankara Ekın Tiyatrosu yapı-
mına geçit venlmiyor. Dahası, bir ıldeki
yasaklama birbaşka ildekı yasaklama için
emsal gösteriliyor. lllenmizın siyasi, fizı-
kı. cografi durumlan özdeş mi, farklı mı,
anlaşılmaz oluyor. En anlaşılmazı, bir ti-
yatro oyununun "U sn'nmcılığı" yoluyla
"uygun" görülmesı ya da görülmemesı. An-
laşılan ülkedeki kültür ve tiyatro polıtika-
sını ıl ve ilçe yönetıcilen belirlıvor.
Anadolu turnelennı organizatörler dü-
zenliyor. Organızatör. toplu bilet satışıy-
la parasal güvence saglıyor. Tiyatro da gı-
dip bu koşullarda oyijnunu ya bırya ikı ge-
ce sergiliyor. Salonu kiralanmış. biletleri
satılmış bir oyunun engellenmesi ıse top-
luluk içinyıkım. Böylece. engellemelenn
">ıldıncı" bır etkısı var. Toplu bılet alan
kuruluşlaryılıyorönce. Sonra organizatör-
ler... Topluluk ise turne için yaptıgı mas-
rafın karşılıgını alamadıgı
_ _ _ _ i ıçinsanatçılaraödemeyapa-
mıyor. Üstelik, ortada hiçbir
yasal gerekçe yokken toplu-
lugun ve sanatçılann adına le-
ke sürülüyor. İşte Anadolu'da
tiyatroyapTnanm bedeli. Iro-
ni bır başka boyurta da kat-
lanıyür. Yasayla "ticanetnane"
olarak belirlenen özel tiyat-
ro topluluklannın tecimsel
özgürlükleri kısıtlandığı gı-
bı. Kültür Bakanlıgı 'ndan alı-
nan parasal desteğın koşulla-
nndan bın olan "hırne" yap-
maeylemı deyennegetınle-
mıyor.
Korkutucu olan, Anado-
lu'da turne yapan toplulukla-
nn "engellenme" eyleminin
son biryıl içinde gözden kaç-
mayacak bıçımde artması.
Dostlar Tiyatrosu'nun, kaç
yıldır sunulmakta olan "In-
sanlanm" başlıklı Nâzım
Hikmet'in şiirlerinden olu-
şan gösterisi. AST'm "Ak-
rep"i kimi illerde. engellen-
mese de zorluklarla karşıla-
şırken Kocaeli Birikim Ti-
yatrosu'nun Kültür Bakan-
lıgı destekli "DiriBş" oyunu
10 yerde, Ankara Birli'k Ti-
yatrosu'nun "Bir Güzel Çir-
lanKraTı 11 yerde yasakla-
nıyor. Ankara Ekin Tiyatro-
su iseyine "dawı" takibinde...
Mayıs başında. konunun
gitgide Sahimleştiği'
>
ni gös-
termek amacıyla. CHP mil-
letvekili-hukukçu-tiyatro
eleştirmenı Sayın AöhSav'ın
da katıldıgı, ıki saat süren ve
konuşmacılann. izlejıci "ba-
suTdan dahakalabaiık oldu-
gu bir basın toplantısı yaptl-
dı. Çoğu T\' kanah ve gaze-
teler. besbelli "haberdegeri"
bulmadıklan bu toplantıya
katılmadılar. Kanlanlann ıse
fazla ilgi gösterdiğı söylene-
mez.
Sansüriin kaldınlışının 90.
yılının artık kutlanmadıgı
temmuz sıcağında. "haber
yarancısı'' medyada gezini-
yorum. Futbolcu Hakan,"ni-
şanJanması vesUesi" ile ba-
sın toplantısı yapmış. Tüm
kanallar MahzunKırnuzıgül
kesılmış nedense. O ne. bir
de tı>atro haben var. Levent
Kırca Tiyatrosu yeni oyunu-
nun galasını Izmır'de yap-
mış. Görüntüde alkış kıya-
met. Oya Başar'ın program
boyunca on kez gösterilen
"göbek" fıgürlen.
Sonra programcılar. başa-
n sarhoşu Levent Kırca'yı
bır hamama götürüp üstün-
deki gıysilerle bir güzel kur-
na başına oturtup y ıkatıyor-
lar. "Bu çok güzel bir ha-
manı".divor Kırca. burnuna
uzatılan mıkrofona. "Hem
yıkanıpferahlıvorsunuz hem
de giysileriniz temizleniyor.''
Sevgıli Kırca'nın bır daha
yüz vermeyeceğinı umdu-
ğum zekâ-özürlü medyatik
senaryoya uzayıp gıden da-
kikalar harcanıyor.
Basın ve söz özgürlüğünü
böylekullananlaralabildigı-
neözgür...
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Hep Şeyden Bir Şey Ks
Yaz gelmış, havalar ısınmışsa, cumartesi
leri belki Edip Cansever'le buluşulacaktır.
düzden Armağan İlkin'le konuşulur, telefond
şam Kaptan'a gidiyoruz.
Arnavutköyü'nde önünden henüz kazık gi
zıklı yol geçmemiş bır Kaptan. Bir yalmın
taşlığına girmiş gibi olursunuz. Açık deniz k<
nndan sular güneşin son yansımalarıyla ak
der.
Böyle akşamlardan birinde "Sonrası Kalır
söz açıJmıştı:
"Ne kalır benden geriye, benden sonrası i
Asıl bu kalır."
Pek öyle olmuyor galiba. Şairler kalıyor. Edip ı
sever kalıyor. Günlerin ve mevsimlerin zarm
dan Armağan ilkın kalıyor.
Toplumsal hayatın çalkantılarla sürüklenedu
ğu günlerdi. 12 Mart'la 12 Eylül arasındaki zaı
dilimi. Her şeye keder, kaygı örtülüydü. Sul;
güneşin son yansımaları, çok geçmez, silinir,
lara bakılmaz olunur, 'karanlık'tan konuşulurc
"Sonrası Kalır" şıirının bendeki başka açtltr
nna, bu yüzden olacak, çok sonralan varabilc
Şiiri yeniden kuşandım:
"Dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır I Onu
unutulmuş bir şiir belki kalır I On çizik, on çı
on dudak izi I Bir çay bardağında on dudak iz
On dudak izi...
On çizik... Daha çok çizikler...
Nerden çıkagelirse. ölümlerden, ölmüşlerc
bir şeyler söyleyerek, gönlümü çizerek gelir.
Beşiktaş'ta bir apartman katındayım. Küç
odanın dörtbır yanında kitaplar. Çok sevdiği
çok saydığım Necatigil Hoca'nın karşısında o'
ruyorum. Bu saatlerin, bu söyleşinin hiç bitmerr
sını istiyorum:
"Yıllann telâşlarda bu kadar çabuk I Geçece
aklınıza gelmezdi."
Çapa'da hastane odası. Ânnem hastanedı
çıkmak ıstiyor Ama onu, anneciğimi hastanede t
rakıyoruz. Niye? Niye?
Bir pelıkülde Belkıs Dilligil, göl kıyısına inil
ken, Cihan Ünal'a "Bızım için bir şiır okur mus>
nuz Cihan Bey; biz şişmanların duyarsız olduc
sanılır..." dıyor.
Annem birdenbire zayıflamaya başlıyor. Ç
pa'nın camlarında yıne akşamgüneşi.
Edip Cansever, "Sonrası Kalır"ı nasıl yazdığı
mı anlatmıştı? Yazıp bitirdikten sonra o şiirind*
konuşmazdı ki. Şıır yazılış evresinde önemliy
onun için. Sözcükleri yoklayarak, sözcüklerden i
sel kavgalar çıkararak kendine.
Necatigil sigara kutularının arkasına bir dize
bir iki dize çiziktirdiğini söylemişti. Öyle başlarrr
şiir. Beşiktaş'taki kahvede sözgelimi. Beşiktaş't
ki kahvenın önünden her geçişte... Gerçi şimdi çc
değişti...
Birçok anı birikir. Dedim ya, birdenbire gelirlt
ölümlerden, yıtirdiklerimizden anlatarak.
Cihangir'deZeki Faik Izer'in evi. Penceresin
önünden, okul çıkışı, her gün geçişlerim. Resı
sanatıyla ilk orada tanışıyorum. Penceredeki re
sam gülümseyerek,,soruyor: "Resımterle mi al.
kadar oluyorsun?" •_
"Biz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır."
Küçük bır çocuğa resım sanatını anlatan Ze
Faik Izer. Eğeryaşanmasaydı, şimdi ben... Resir
len bu kadar sevebilir miydim? Resimler bunca ç
kınlik ortasında bana bütün güzellıklerini verebi
miydi?
Oysa Zekı Faık'in Zekı Faik olduğunu yıllar g^
çince öğrenıyorum. O zamanlar o, mahallemızc
oturan Ressam'dı, Ressam Bey...
Oktay Rifat'ınDanabumu romanı. Kapağı... I
sayfası... Postadan çıkmış. llksayfasında: "Seliı
lleri'ye kırkyıllık dost gibi..." yazıyor. O an. O s>
vinç. Şimdi burukluk. özleyiş.
Niçin gelirter? Niçın var olmuşlardır? Her b
bizde kalır. Bize söyledikleri. yazdıkları, "Başl
ne kalır"...
O kadar çok şey kalıyor kı! Bilmediğiniz, bil<
meyeceğiniz, derinlerde. çok derınlerde. Size r<
ta çiziyorlar. Seyir defterinizi tutuyorlar. Dünyan
en güzel tutsakîığı gibi artlarında sürükleniyorsı
nuz.
Çapa'da bir hastane odası. Vakit akşamüze
Üstelik günlerden cumartesi. Annem mutlu olı
olmadığımı soruyor.
Onlardan ayrılıklarım, mutsuzluklarım var.
Takvimde İz Bırakan:
"Benim Haldun Taner'e özelbir hayranlığım va
dı. Idealimde canlandırdığım birinsan tipine, m
redeyse gerçek olamayacak kadar çok benzerdı
Füsun Akatlı, öykülerde Dünyalar, Boyut Kitaf
ları, 1998.
Çeşme Şarkı Yanşması nda
birinci Ingiliz sanatçı D'ee
• İZMtR(.\.^) - Uluslararası Çeşme Şarkı
Yanşması'nı Ingiliz şarkıcı D'ee "Bridge of Hope'
adlı şarkısı ile kazandı. Çeşme Belediyesı ve Ege
TV tarafından düzenlenen 16. Çeşme Deniz
Şenlıkleri Uluslararası Şarkı Yanşmasf nın fînali
Çeşme Açıkhava Ti>atrosu"nda yapıldı. Yanşmayf
Türkıve ile birlikte 11 ülkeden sanatçılar katıldı.
Yanşmada binncıliğı kazanan lngiliz sanatçı D'ee.
3 bın dolarlık ödülü Çeşme Beledive Başkanı Nun
Ertan'dan aldı. Yanşmaja İtaha adına katılan ve 'I
Canto Della Vita' isımlı şarkıyı seslendiren
\
r
încenzo fncenzo ıkınci oldu \e 2 bın dolar para
ödülü kazandı Yanşmada Türkıye'yi temsil eden
Burak L'çkun ise üçüncü oldu "Son Sevda" isimli
şarkısı ile üçüncülüğü kazanan Uçkun bin dolarlık
ödülün sahibi oldu.
Karahan'dan Kafamdaki Sesr
• Kültür Servisi - Hakan Karahan'ın ilk şıır kıtabı
"Kafamdakı Ses" çıktı. Kitap aşk ve ilişkileri
sorgulayan bır deneme niteliği taşıyor. Karahan
şiirlennde çocukluk günlerinin coşkusunu. geçmış
duyulan özlemle dile getmyor.
BUGÜN
• AKSAıNAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de vıdeodan i
Sedvvick'in \önettigi 'PickAStar'adlı fılmizlenebıl
• İTÜ MtMARLIK FAKLfLTESİ Taşkışla 109 No'
Amfi "de Nilüfer Alka>a'nm pivano resitalı dinlenebil
• HARBİ\ E AÇIKR4VA TİYATROSU nda sa
21 00'de Haluk Levent müzikseverlerle buluşacak.
• ENKA \AKFI SADİ GÜLÇELİK SİTESİ'nc
saat 21.15"te Curtis Hanson'un yönettıği Los Angelı
Sırlan adlı film ™s<
n
<->Kyor.