Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1998 CUMA
ALEVtLİK VE ALEVİLER UZERİNE OYUN/4
"Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde, Hakk'ın jarattığı herşej yerli yerinde, Bizim nazanmızda kadın- erkek farkı yok, Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde"
Rürt sorunu ve AlevflerCEMAL ŞENER
Aleviler, kendilerıni ıfade etmeye
başladığından bu yana: "dind", "mil-
Hyetçi-ümmetçi'' v e "sosyalist-sor, da-
ha çok kendıni "Kürt-solu" diye ıfade
eden kesimler rahatsız olmuşlardır. Hat-
ta bazı "sol" gruplar "Kürt mücadele-
si" namı hesabına Alevilerin konuşma-
sından ve örgü'lenmesinden rahatsız-
lık duyduklannı açıkça söylemış ve çe-
şitli yayın organlannda yazmışlardır.
Kaygılarındaki temel gerekçe ise
Kürt meselesi var iken Aleviliğin suni
bir sorun olduğu, Kürt-
leri bölmek içın
bu işın devlet
eliyle yapıldığı
vs.'dir. Hatta Ale-
vilerin toplu hareke-
tinin engellenmesi için
"Kürt Akviler BirliğT
adında bir örgüt bile kurul-
muştur.
Halbuki Aleviliğı
tanıyanlar bilirler ki
Alevilik, tarihi bo-
yunca hak arayan,
hiçbir toplumsal ha-
reketin önünde en-
gel olmamıştır. Ale-
vi örgütlenmesini
böyle değerlendirmek büyük yanılgı-
dır. Türkiye'deki Alevilerin ise sosyo-
lojik olarak tümünün Kürt sayılması
olası değildir. Türkiye'deki Alevilerin
çoğunluğu milliyet olarak Türk köken-
lidir. Kürt Aleviler de vardır ama azın-
lıktadır.
Aleviliğin kendini ıfade etmesı, ta-
rihsel ve toplumsal şartlann denk düş-
mesi sonucu gerçekleşmiştir. Bu ifade
ediliş hiç kimsenin yönlendırmesı ile
olmamıştır. Objektif ve subjektif şart-
lann denk düşmesi sonucu olmuştur.
Alevi düşüncesinın ifade biçimi bana
ismini bilmediğim bir yazann şu düşün-
cesini anımsatıyor: "Hiçbir silah,zama-
nı gelmiş bir düşünce kadar güçlü de-
ğildir."
Alevilik de zamanı gelmiş bir gerçe-
ğin, düşüncenın, şartlann elvermesi so-
nucu ifade edilıp taraftar toplamasıdır.
Ülkemizde demokrasiden yana olduğu-
nu iddia eden hiçbir toplumsal kesim
ve siyasi akım. Alevilerin kendi kım-
lik arayışından rahatsızlık duymamalı-
dırlar. Bu uğraşlanna köstek değil. des-
tek olmalıdırlar.
Meslegim gereğı. yurtiçinde v e yurt-
dışında kurulu Alevi dernek ve vakıf-
lann mekânına gidip konuşma yaptığim,
konferans verdiğım, ziyaret edıp çayı-
nı kahvesini içtiğim. sohbetine katıldı-
ğım kurum nerdeyse kalmamıştır.
Bu kurumlann duvarlannın panola-
nnı Hz. AH, Hacı Bektaş Veli, Pir Snl-
tan ile birlikte Mustafa Kemal'in resim-
leri de süslemektedir. Hatta son yıllar-
da bu listeye Sıvas olaylan şehitleriy-
le birlikte Uğur Mumcu da eklenmış-
tir.
Eleştiriler
lardır. Sol adına Atatürk ve Türk bay-
ragına karşı olanlarla laiklik ve Cum-
huriyet düşmanı siyasi tslamcılar böy-
lece ne yazık ki ortak paydada buluş-
muş oluyorlar.
Ulus devlet
Halbuki. ulusal marş. bayrak ve ulu-
sal önder. her ülkede, her devlette var-
dır. Atatürk. Türk bayrağı ve milli marş.
ümmet devletınden ulus-devlete geç-
menın sembolleridır.
Fransa demokrasısı. Ingılız demokra-
sısı \ e Italyan demokrasısı-
nin de hem bayrakları.
hem ulusal marşlan hem
de Garibaldi, Cromvvel gi-
bi ulusal önderleri var-
dır. Bunlan reddetmek
din dev letini. ortaçağ ge-
ricilığinı istemektir.
Türkiye ve Türk halkı içinde
bunlar ulusal simgelerdir. Bunlar
ümmet devletınden ulus devleti-
ne geçmenın sımgeleridir. Her ulus-
devlet; bayrağı, mılli marşı ve ulusal
kahramanlanyla tanınır. Bu her ulus-de\ -
let ıçın olmazsa olmaz şartlardandır.
Bu dığer sol adına ya da Kürt solu adı-
na reddedilirse aynı zamanda tarıhte
ulus devlet olma mücadelelerini, milli
kurtuluş savaşlannı reddetmek anlarru-.
na gelir. Bu da sol adına ya da Kürtler.
adına yapılan cahilliktenbaşka bir şey
değildir.
Yarın: Alevi hareketi
üzerine bazı diişünceler
Osmanlıdan bugüne Aleviler
Sahte seyyidler
ı
MİYASE İLKNUR
16. yüzyılda yaşamış bulunan \e ken-
dısı de Ev ladı Resul olan Seyyid Nizamoğ-
lu'nun, Osmanlı devletindeki Nakıb-ül Eş-
raflık kurumuna yönelik eleştınleri de
dikkat çekicidir:
"Sadat'ın ise hali gayet mükedderoldu.
Bir kimse ey lediler anla-
ra şimdi serdar
Ne ahvaii siyadet bilir ne
kendi seyyid
Konmuş dahi değildir
evine nesl-i muhtar
Bursa'da iki dükkân rüş-
vet verip birine
Yani ki mansıp aldı bii-
mezki oldu finnar"
Nizamoğlu'nun bu şi-
irini günümüz Türkçesi-
ne çevirecek olursak,
"Seyyidlerin durumu ise
çok üzücii, karmakan-
şıkoMu;Günümüzdeon-
lann başına birini atadı-
lar kl seyyidiiğüı ne oldu-
ğunu bilnıedigi gibi ken-
disi de seyyid değildir; Hatta e\ ine ehlibeyt
soyundan biri büe gelmiş değildir. Bur-
sa'da de\let adamlanndan birine rıişvet
olarak iki dükkân verip. makama kondu
ama cehennemiik olduğunu anlamadı."
(Kaynak: Seyyıd Nızamoğlu, Hayatı-
Eserleri-Divanı, Can Yayınlan.)
Sevgi muhabbeti
kaynar yanar
ocağımızda
Bülbüller şevke gelir,
gül açar bağımızda
Hırslar, kinler yok olur
aşkla meydammızda
Arslanlar,
ceylanlar dosttur
kucağımızda A
Yurtdışındaki örgütler. duvarlannda
bu sımgeleri bulundurmalan nedeniy-
le özellikle Mustafa Kemal'in ve Türk
bayrağının asılmasından dolayı Kürt
sol gruplann yoğun eleştırilenne uğru-
yorlar. Bu olaya yurtdışına bu dernek-
lerde konuşma yapmaya gitmış tüm ya-
zarlar ve gazeteciler tanık olmuştur.
Kendilerine göre: devletin ya da dev -
let yöneticilerinin işlediği hatalardan do-
layı demokrasi, sosyalizm ve ulusal
-kurtulu^adHia Mustafa^KemaUir^res—
minin \e Türk bayrağının asılmaması
gerektiğinı savunuyorlar. Buna Alevi
derneklerinin de katılması gerektiğini.
eğerkatılmazlarsa: devletçi. genci dev-
letin işlediği hatalannı suç ortağı ola-
caklarını iddıa ediyorlar.
Alevilerin Mustafa Kemal'i sahip-
lenme gerekçesi olan: teokratik Os-
manlı devletini yıkıp ümmet esasına
dayalı yapıya son verip laik ulusal dev -
let kurmasının olduğunu anlamıyorlar
ya da anlayamıyorlar.
Türkiye'de Atatürk resimlerıne. hey-
kellerine. Türk bayrağına. hatta bir de
tstiklal Marşı'nakarşı olan diğerbirsı-
yasi yapılanma da şeriat esasına daya-
lı din devleti kurmak isteyen irticacı-
E M V a k f ı B a § k a n ı I z z e t t i n D o ğ a n
Örtülü örtüsüz ödenekfark etmez
AYŞE YILDIRIM
- Hayata geçirildi, ama yetersiz buldu-
nuzgaliba~.
- Yetersız şekılde e\et. Yani onu uygu-
lama>a ko>mak ıstedıler, ama kendi parti-
len içersindekı mukavemetleri aşamadı-
lar. Özellikle ANAP kendi grubunun mu-
ka\ emetını kıramadığmı söyledi Say ın Baş-
bakan bir ikilı görüşmemizde. "Hocam bu-
nu mutlaka gerçeklestireceğiz. Şu anda ba-
zı mukavemetler de olsa biz bu mukave-
metleri aşacağız" dedı. Şu ana kadar aşıl-
mış değıl. Çok ılgmç bir olaydır, yıllar yı-
lı Aleviler Halk Partisı'ne oy verdiler. Bir
tekHalkPartisf nınbelediyelen Alevılere
arsa vermıyor. Yani CEM Vakfı'na her-
hartgı bir arsa tahstsı yapmadjlar. İki bele-
di>esi var Istanbul'da, biri Kadıköy. biri
Beşiktaş. Genel başkanın tüm ısranna. yük-
lenmesine rağmen bu beledıyelen henüz
doğru yola çekebılmiş değildir..
- OzdlikleCEM Vakfi'na mı wriimiyor?
- Sadece Pir Sultan demeklerine Kadı-
köy'de küçük bir arsanın verildiğini söyle-
diler. Ama burada da "Hocam size veremi-
>oruz.aranHdaanlasın" dediler. Sanki mil-
>onlarca Ale\ f>e, bir tek 500-600 metre-
kare yer düşüyormuş gıbi. utanç vericı.
aşağılayıcı tavır ıçıne girdiler. Ama kendi-
lerinın yüzlenne açıkça söyledim. "AJe>1-
lerbununcevabınısandıktaveriıier'dedım.
Yani kim ki bundan böyle Alevilere hâlâ
sakıncalı vatandaş gıbı bakma cesaretini,
cüretıni göstenr, mensup olduğu parti ne
olursa olsun Alev ıler oylan>la ezecektir.
- Bütçeden pa> her yil a>nlacak mı?
- Bütçeden tabii kı her yıl pay aynlacak-
tır, ama böyle küçük bir pay aynlmayacak-
tır. Savin Ecev it'in Hacıbektaş'ta verdiği söz.
tarihi bir sözdür.Adil bir mıktan bütçev e her
yıl koymak zorundadırlar. Yalnız Aleviler
meselesi de değıl bu. Bu ülkenin vatanda-
şı, dini, dili. ırkı ne olursa olsun vatandaş
ise yasalarla koyduğun düzenı farklı bi-
çimde uygulayamazsın. Anayasanın 10.
maddesınde Tüm vatandaşlar felsefl ka-
naatleri dini inançlan, mezhepleri neolur-
saobun vasalarönündeeşittir. Kanunlara>-
nm yapdmaksızuı uygulanır" deniyorsa.
bu anayasa hükmünün gereğini yerine ge-
tirmek gerekır. Alev isıne de, Hırıstıyanı-
na da. Musev ısıne de bu ülkenin vatandaş-
lanyla adıl bir pay vermek zorundasınız.
eğer bütçeye ınançlar içın bir pay koyu-
yorsanız. Onun ıçın bu. bunlann lütfu de-
ğildir. Yapılan yanlışlan tekrar etmeye-
ceklerini düşünüyorum.Ondan sonra her
yıl da Alev ılerin kendi ıhtıyaçlannı karşı-
layacak ölçüde adıl bir paylaşımda hakla-
n olan mıktan alacaklanna inanmak isti-
yorum. Böyle bir yanlışa düşerlerse yargı
yolu dahıl hertürlü demokratık yolu dene-
nm.
- Bazı dernek ve vakıflara örtülü öde-
nekten para veriidiği doğru mu?
- Bılmıyorum. Yani onu tahmin etmiyo-
rum. Yalnız bazı cemevlen yapımı ıçın
devletin birtakım desteklersağladığı vaka-
dır. Yani dün vermeye başlanmıştır, bugün
de\eriliyorzamanzaman. Ama bunlar çok
yüksek miktarlar değıl. Bunlar. devleti yö-
netenlenn sorumluluklannı yenne getir-
mek için bir nebze olsun, keçiboynuzu nı-
teliğınde de olsa böyle bir yardımda bulun-
malan aslında çok önemli bir olaydır, ama
çok yetersızdir. Bir nevi göz boyama. bu
kesımde meydana gelebılecek bir hırçtn-
laşmayı ya da bir reaksiyonu önleme ama-
cına yönelik. Ama doğru bir olaydır. lster
örtülü. ıster örtüsüz ödenek, Alevi ıçın bu
önemli değil. O haklann verilmesı gereki-
yor.
- Bütçeden pay alınmasına bazı örgütler
karşı çıkıyor..
- Ama şimdi o karşı çıkanlar bizden ev -
vel koşuyorlar paralan almak için. bız bu
sefer almıyoruz. Biz dıyoruz ki bunlaradil
ölçüler değildir. Demeklerarasmda tered-
dütler olduğunu görüyorum.. "Alalım mı
almayahm mı" diye Ama almamadakı mak-
sat ılk gün söyiedıkleri maksat değil. Bu
defamaksatfarklı. "Bu kadaraz olur mu"
diyorlar. Halbuki ilk günlerde "Biz devle-
tin parasma mı muhtacız" dıyorlardı. San-
ki devlet başka dev let. sankı kendileri baş-
ka devletin vatandaşlanymış gibi.
Yarın: Merkez sağa da
oy verilmeli
1a z a r A l i B a l k ı z , A l e v i y a ş a m b i ç i m i n i a n l a 1 1 1
Alevinin Kürt'ü Türk'ü olur mu?
Ali Balkız
Son 15 yılın, ülkemizde en çok konu-
şulan, en çoktartışılan iki konusundan bi-
risi Kürt meselesi ise öteki de Alevilik ol-
du.Bu niçin böyle?
~ Afeviler kentte arayişa girdiler? Bu kent
koşullannda kültürümüzü ve inancımızı na-
sıl yaşanz. burada onu yeniden nasıl var
ederiz? Yükselen şeriatın ve faşizmin teh-
dıtlennden kendimızi nasıl koruruz? Iran
mollalannın olası girişimlerine karşı han-
gı önlemleri alınz? Asıl önemlısi devle-
tin asimilasyon uygulamalanna karşı na-
sıl direninz?
Soru sormak, yanıt istemek demektır...
Farklı sorular, farklı yanıtlar \e kaos ..
Işte bu kaos ortamında, kimılen "Asıl
Müslüman biziz" söylemlenyle, bir kül-
türlerve inançlarbileşkesi. bir Anadolu ya-
ratısı olan Aleviliği. Arap çöllerine taşı-
maya çalışırken aslında "Siz de Müslü-
mansınız" diyenlerle aynı konuma düştü-
ler İzzertin Doğan'larla, Fethullah Gü-
len'lerin konumu budur. Sadece Ali sev-
gisi. ehlibeyt sevgisi dışında (o da soyut
bir se\ gi) hiçbir benzerliği olmamasına,
özünde şeriatın Acemcesi olan Şiiliğin,
bu sevgiden yararlanarak Aleviliğe el at-
TîiasiTbutduğu taşerontar (Fermani Altufl,"
Cenıal Şahin) aracılığı ile "Ehlibeyt Ku-
ruhaylan" düzenlemesi v e bu konuda dev -
letten de destek alması keza bu kaos orta-
mının ürünüdür. Buna, Konya Selçuk Üni-
versıtesı İlahıyat Fakültesi mezunu, Ta-
lim Terbıye Kurulu üyesi, Alevilere yöne-
lik yayın yapan "Genç Erenler" dergisı-
nın danışman koordınatörü Hüseyin Tuğ-
cu'nun Alev ilen "İslamlaşnrma" v e "Türk-
leştirme" girışımlennı de eklemek gerek.
Şenatçı "Aksiyon" dergısınin, "Cuma1
"
dergisinın, Türk-lslam sentezinin ideolog-
lanndan OrhanTürkdoğan'ın, NamıkKe-
mal Zeybek'ın. Yavuz Bülent Bakiler'ın,
Hüseyin Çelikcan'ın, Nusret Hatipoğ-
lu'nun, AbdülkadirSezginın çabalannı da
eklemek gerekir.
Tüm bunlar niçin?
Kent koşullannda zayıf düştükleri. poy-
raza açık hale geldikleri. derlenip topar-
lanmaya, örgütlenmeye ve yeniden varol-
maya çalıştıklan bu ortamda, herkes ken-
di "Atevisint^âratmakistiyof
Alevilik en geniş anlamı ile bir kültür,
felsefe ve yaşam biçimidir. İçinde birçok
din kaynaİch (Elbette Islamiyette) inanç-
sal y anlar da taşıyor olmalda birlikte, Ana-
dolu halkmın (Türkler, Kürtler, Araplar vs.)
ortak değeridir. Bu kültürü. bir Türk na-
sıl yaşıyorsa bir Kürt de öyle yaşar. Bir Kürt
ile Türk birlikte müsahıp olabilecekleri
gibi aynı ceme de girerler. Bir Kürt dede-
nin, Türk taliplen olabileceği gibi tersi de
olur. Yani Alevilikte Kürtlük. Türklük di-
ye bir mesele yoktur.
Orada büyük. küçük. fakir, zengin, Kürt,
Türk, kadın, erkek yoktur, canlar vardır.
Değıl Kürdü. Türkü. 72 milleti bir tutan
bir felsefe, nasıl olur da kendi içinde böy-
lesine yapay bir aynşma yaşar? Bu olacak
şey değil...
Özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda sahte
seyy idlenn sayısında yaşanan artış, mer-
kezi idareyi oldukça sıkıntılı birduruma
sokmuştu. Süreklı Nakıb-ül Eşraflarabu
durumun önlenmesi için buyruklar gön-
derilmekteydi. Ancak sahte seyyidlerin
ve Nakib-ül Eşraflık kurumunun bozul-
masının önüne geçmek mümkün olama-
dı. Seyyıdlık kurumunun
dejenerasyona v e yozlaş-
maya açık olmasının en
önemli nedeni onun sa-
hıp olduğu ayncalıklar-
dan kaynaklanmaktaydı.
Çünkü bu ayncalıklar ay-
nı zamanda ekonomik güç
sağlayan bir unsur duru-
mundaydı. Tabii Nakib-
ül Eşraflık kurumunun tek
zaafı. rüşvet karşılığı sah-
te seyyidlik belgesi dağıt-
maktan ibaret değildi. Ku-
rumun bazı aılelere verdi-
ği sahte seyyidlik belge-
lerinde koşul olarak ehli
sünnete yani Sünniliğe
bağlı kalmalan isteniyor-
du. Avukat Muharretn Naci Ofhande-
de'nin şeceresinde bu örneğe rastlıyo-
ruz. Nejat Birdoğan'ın kitabında da ya-
yımladığı şecerede şöyie bir bölüm var:
"Kendisine istediği hilafet verilmiştir. An-
cak bunun şartlan vardır ki. şunlardır:
Farz ve sünnet bütün ibadetleri yapacak;
aptes alıp gusul edecek; beş. vakit namaz
kılacak. zekât ödeyecek. ramazan orucu-
nu tutacak. hacca gidecek, unırc ve Me-
dine ziyaretlerini ifa edecek, öşrini vere-
cek, fakire yemek yedirecek, borç para
\«recek, yakınlannı ziyaret edecek, ölçü-
y ü tartıyı tam yapacak. gece namaza ve
gündüz oruca devanı edecek, bütün gü-
zel ahlakı yerine getirecek.-"
Görüldüğü gıbi Alevi dedelennin sey-
yidlik sevdası bazen yollanndan taviz
vermelerine neden olmuştur. Osmanh'da
şecere almanın koşulu ehl-ı sünnete bağ-
lı kalmak. Tabii bu sahte şecereleri alan
dedelerin ehl-ı sünnete ne kadar bağlı ol-
duklan tartışılır. Ama Osmanirnın bu
yolla dedeleri Sünnileştirme niyeti açık-
ça görülüyor.
(Kaynak: Ali Yaman'ın 'Alevilikte De-
deük ve İşloieri" konulu yükseklisans te-
zı)
12 Eylül'ün armağani:
Türk-islam Sentezi
Cumhuriyetın ilanından ve Mustafa
Kemal'in devrimlerinden sonra büyük bir
nefesalan Aleviler. tekkelerinın kapatıl-
masına ve ibadetlerin gizli olarak yapıl-
masına rağmen çok partili döneme kadar
rahat bir yaşam sürdüler. Ancak "Yeter,
söz milletin" sloganı ve daha çok demok-
rasi ıstemiyie iktidara gelen DP'nin laik-
likten ödün veren politikalan ile Anado-
lu topraklanna yeniden irtica tohumlan
ekılmeye başladı. Diyanet Işleri Başkan-
"Iığı'nın gözetim ve himayesinde Aleviîe-"
re yönelik saldınlar arttı.
Bizzat Diyanet tşleri başkanlannın ağ-
zından hakaret içeren sözler sarf edildi.
Alev ilerin ödediği vergiden maaş alan
din adamları, camilerdeki vaaz ve hutbe-
lerinde hakaretlerini sürdürerek Emevi
dönemini hortlattılar. Bazı Alevi dergâh-
lanna ve köylerine bu dönemde camiler
yapıldı. Bugün Abdal Musa'dan Sücaad-
din Veu'ye. HıdırAbdal Sultan'dan Ham-
za Baba dergâhına kadar Alevilerin kut-
_sal mekânlanna camiler konduruldu. iz- _
mir'in ünlü Bademler köyü. bu furyadan
nasibini alanlardan. 70'li yıllarda ise Os-
manh'nın zulmünü aratmayacak ölçüde
Maraş, Çorum ve Sıv as'ta toplu kıyımlar
yapıldı.Cumhuriyet tarihi boyunca en
yoğun Sünnileştirme çabalanna 12 Eylül
darbesinden sonra tanık olundu. 12 Ey-
lül cuntasının benimsediği ve devletin
resmi görüşü haline getirdığı Türk-lslam
sentezinin sonucu olarak zorunlu din ders-
leri ve Alevi köylerine cami yaptırma
kampanyalan uygulamaya konuldu. Cun-
tanın lideri Kenan Evren ve beş general.
12 Eylül sonrası konuşmalarına
Kuranıkerim ve hadıslerden alıntılarla
başlıyor ve bitıriyordu.
Yarın: Aleviye cami ne gerek