Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Yıllarm Julie Christie'sinin, Alan Rudolph yönetiminde görkemli dönüşü
Kesişen evlilikler, çapraz eşleşmeler
Bilindigi gibi, 1970'liyıllardasenar-
yolanna katıldığı RobertAltman'ın çı-
rakJığından yetişerek 1977yapımı 'Wd-
cometo L.A.' ile yönetmenlıge başlayan,
'bagımsız' kökenli Alan Rudolph, son
20 yılda, duygusal-bireysel dramlardan
'karafilm'çeşitlemelerine ve edebiyat-
tan kaynaklanan bıyografık fılmlere ka-
dar çeşitli türlerde eser vererek kendi-
ne özgü bir çızgı tutturan, kılı kırk ya-
ran, özenli. biçimci üslubuyla dikkati çe-
ken, az ama öz çalışan, günümüz Ame-
rikan sinemasından büyük bır 'firma'
olamasa da, kuşkusuz seçkin bir 'imza\
meraklısı için.
'Günbatımı sonrası panltisf
Birbirinden bagımsız seyredılebildi-
ği gibi, aynı zamanda tema-konu bakı-
mından birbırinı de bütünleyen 'VVelco-
me to L.A.', 'Remember My Name',
'Choose Me' üçlemesiyle, kara film çe-
şitlemesı 'Trouble in Mind'. cennet-
ölümden sonra hayat fantezisi 'Madein
Heaven', yüzyıl başı Paris'ine. resim
sanatına ilişkin 'The Moderns'. polisi-
ye serüven denemesi 'MortalThoughts'
ve en son dış festivallerden binnde sey-
rettigimız, Jennifer Jason Leigh'nin ya-
zar Doroth) Parker'ı canlandırdığı 'Mrs.
Parker and Vlcious Circle' gibi ılginç
filmlerinden sonra şimdilik Alan Ru-
dolph sinemasının bize ulaşan son ör-
neği 'Afterglovv-Tatlı Kaçamaklar'.
Kanada'nın, Fransız kültürünün ağır
bastığı Montreal kentinde geçen 'Af-
terglovv-Tatlı Kaçamaklar
1
. biri yaşlı
öteki genç iki çiftin, kesişip birbirine ka-
nşarak sonunda, makul birmutlu sona
Afterglow /
Yönetmen,
Senaryo: Alan
Rudolph /
Kamera:
Toyomichi
Kurita / Müzik:
Mark Isham /
Oyuncular:
Nick Nolte,
Julie Christie,
Lara Flynn
Boyle, Jonny
Lee Miller, Jay
Undervvood /
1998ABD
(Medyavizyon)
enşen ö>küsünü anlatıyor. Musluk ta-
miri gerekçesıyle bir araya getirilmiş.
yaşlı çiftin usta tamirci erkeğiyle, genç
çiftin isterikimsi biçimde sürekli çocuk
isteyen, kocasınca sevişmeden yoksun
bırakılmış genç kansı ve eşlerini hafi-
ye gibi takıp ederken kim olduklannı bil-
meksizin tanışmış. çalışma hayatı yü-
zünden kansını ihmal eden, olgun ka-
dınlaradüşkün.genç.zeki, hırslıişada-
mıyla tamırcının sıkkın. bıkkın, dolgun
kansı arasında cereyan ediyor bu kesiş-
me. Yaşlı koca genç kadınlarla kaçamak
yapar da, yaşlı kadın genç erkeklerle be-
raber olamaz mı diyerek kollan sıvamış
yönetmen Alan Rudolph "un senaryosu-
nu da yazdığı 'Tatlı Kaçamaklar'ın çey-
rek yüzvıldır evli, birbirlerini yıprat-
mış \e sorunlara gark olmuş yaşlı çif-
tini, yılların eskitemediği Julie Chris-
tie'yle sarı saçları kabartılmış, afıllı
Nick Nolte ustaca oynuyor filmde (he-
le eski topraktan Julie Chnstie. gerçek-
ten inanılmaz!). Su tesisatından kınk kalp
ayanna kadar elinden her iş gelen. ın-
san sarrafı. becerikli, yakışıklı. şen ta-
mirci Lucky (Nick Nolte) ile gençli-
ğinde ikinci sınıfkorku-gerılim filmle-
rinde oynamış, gerçeklerden kaçıp es-
ki yıldızlık günlerinin ha>alıyle avun-
maya çalışan. mutsuz. bezgin, sinik
Phyllis (Julie Chnstie). nicediravnıya-
tağı paylaşmıyorlar.
Yaşlı horo7Ja genç piliç
Sürekli 'geçmiş zaman peşindc'. \ ı-
deoyataktığı eski filmlennı salya sümük
seyrederek nostaljiye boğulmuş
Phyllis'in bunalımı. bir zamanlar rol
aldığı filmlerdeki eski gözagnsı aktö-
rün ölüm haberiyle katmerleniyor. Za-
ten, bıricik kızı, dogumundan ben on-
dan gizlenmiş, tesadüfen kulak misaf i-
n oldugu bir aile sırnnı 8 yıl önce du-
yar duymaz evi terk edip kayıplara ka-
nşmıştır.
Kızın, babası zannettigi Lucky donan-
mada askerlik görevini ifa ederken. an-
nesinin öteden beri hayranlık besledi-
gı rol arkadaşı aktörle bir gecelik kaça-
mak ilişkisinın ürünü oldugunu,
Phyllis'in Lucky'ye 15 yıl sonra itiraf
ettigi şiddetli bır kan-koca tartışmasın-
dan öğrenerek ailesini terk etmesi,
Phyllis'leNick'inmutluevliliginimut-
suzluga dönüştürmüştür. Birbirlerin-
den kopamadıklan halde, artık yasama
Ispanya iç savaşında ve sonrasında cinselliğe kanatlanan bir delikanlının öyküsü
Hayatı olgun kadınlardan öğrenmekSon dönemde, özellikJe lspan-
yol filmlenyle sinemaseverlen-
mizi buluşturma işlevini üstlen-
, jruşe benzeyen Belge^Fjlm'den,
yeni bir yönetmenin eseri olan,
tngilizce versiyonlu, yeni bir Is-
panyol yapımı daha sinemalarda:
'Olgun Kadına Övgü'.
Konumuz yine, Andre IVIalra-
ux'nun 'Umut'undan en son iz-
ledigimiz Ken Loach'un 'Ülke
ve Ozgürlük'üne kadar, şimdiye
dek birçok filme ve romana ko-
nu edilmiş tspanya tç Savaşı. Bi-
lindigi gibi 1936-39 arasındaki İs-
panya tç Savaşı'nda faşist Al-
manya'yla ttalya'yı arkasına alan
Frankocular karşısında, cumhu-
riyeti koruma mücadelesıne baş
koymuşken birbirlerine düşen ts-
panyol sosyalistleri, komünist-
leri ve anarşistlerinden oluşan
Halk Cephesi'nin yenilgisı, ge-
neral Franko'nun yaklaşık 40 yıl-
lık kanlı saltanatına zemin ha-
zırlamıştı. Dünyanın dört buca-
ğından kopup gelmiş bütün sol-
culann. aydınlann desteği de,
kuşkusuz yüzyılımızın gidişini
değiştirecek nıtelikteki bu faşiz-
me karşı halk mücadelesinin hüs-
ranla sonuçlanmasını engelleye-
memişti neyazık ki.
Halk Cephesi'nin yenilgisi
Mimari egitiminden sonra geç-
tiği sinemada yapımcılıktan yö-
nermenliğeatlayan, 1957 Barce-
lona doğumlu Manuel Lombar-
dero'nun ilk fılmi olan 'Olgun
Kadına Övgü'. iç savaşın patlak
vermesiyle annesinden ayn dü-
şüp Halk Cephesi'ne asker yazı-
lan bir delikanlının öyküsü. Ya-
kışıklı Andres'in (Juan Diego
Botto), karmakanşık duygular
de, etfcektige adım atışı sûre-
in Praise of Older
vvomen
Yönetmen: Manuel
Lombardero /
Senaryo: Rafael
Azcona / Kamera:
Jose Luis Alcaine /
Oyuncular: Juan
Diego Botto,
Joanna Pacula,
Miguel Angel
Garcia, Carmen
Elias, Rosana
Pastor, Faye
Dunaway, Florence
Pernel, Miguel
Rellan/1997
Ispanya (Belge Film)
g
cindeki bocalamalannı, cinsel-
likle birlikte şiddeti tanıyışını,
aşkı, tutkuyu, şehveti tadışım ve
hayatına girip çıkan kadınlan an-
latıyor 'Olgun Kadına Övgü'. Fa-
şistlerin elındekı Coruna bölge-
sinde kalmış annesine ka\Tjşmak
için sınıra ulaşmaya bakan. bu
arada iki faşistin kurşuna dizil-
digi bir infaza tanık olunca fena-
laşan, bu aşk ve muhallebi çocu-
gu, sigara karaborsacılıgı gibi iş-
lere de bulaşıyor. Andres'i. cum-
huriyetçilerin kaybettigi iç sava-
şın bıtiminde tıkıldığı hapishane-
den, Frankocu, ensesi kalın. Ra-
sim Oztekin'e benzeyen bir yö-
neticiyle kırıştıran annesi kurta-
nyorve Barcelona'yagötürüyor.
Birlikte savaştığı cumhuriyetçi-
leri gönlünden silememesine kar-
şüT3rtnr\f
eneTîiCTTnsafrna geçmek
durumunda kalan ve bunu pek
de içine sindiremeyen genç ve
hızlı Andres'imiz kapıldıgı ihti-
ras girdabmda sürekli yeni aşk-
lar ve sevgililer bulmakta anyor
tesellıyi, meydan okuyan birca-
zibeye sahip fahışelerden. evli
barklı, güzel komşu kadınlara
kadar. Derken ateşli bir ttalyan ke-
mancının peşine takılıp kısırdön-
güsünden vırtarak sonunda 'git-
me\i' başanyor finalde...
Usta senaristin katkısı
Macar yazar Stefan Vizinc-
ze\'ın romanından uyarlanan 'Ol-
gun Kadına Övgü'nün senaryo-
su, meraklısının Carlos Saura
filmlerinden aşina olduğu. Is-
panya sinemasının eski, dene-
yimli senaristlerinden Rafael Az-
cona'rrrntateınınden çıkmış. Bir
başka tspanyol ustanın. kamera-
man Jose Luis Alcaine'nin başa-
nlı görüntülerinin yanı sıra dekor-
mekân kullanımının da göze çarp-
tığı 'Olgun Kadına Ö>gü\ karşı
cinsle ilışkı kurmak ıçın yanıp
rutuşan, bıyıklan yeni terlemiş
delıkanlılann cinselliğe kanat-
landığı erotık hıkâyeleranlatan.
yıllaröncesinden hatırladığımız
'DerJüngeTöriess'. *42Yaa've
daha yakın zamanlardan Alain
^orneau'nun 'Veni Dünya'sı vb.
gibi 'gençlik-uv-an^filmleri'ker-
\anına dahıl edilebılecek. düzey-
li bir lspanyol yapımı. Çok önem-
senmese de özelfikle iç savaş ve
sonrası fonunda geçen ve dönem
atmosferıni bır ölçüde yansıta-
biten 'Olgun Kadına Övgü'. se-
yırcinın ilgisinı baştan sona ayak-
ta tutabiliyor. özclliklc de And--
res'in kadınlannı canlandıran Jo-
anna Pacula (Marta). Carmen
Elias. 'ü'lkeveOzgürlük'ündev-
rimci kızı Rosana Pastor (Pilar)
ve kahramanımıza ilk yatak der-
sını veren, geçkin taze Faye Du-
naway gibi oyunculanyla ve ha-
tın sayılır boyutlardaki erotik do-
zuyla göze hıtap ediyor baştan
sona.
Felegin çemberinden geçmiş,
mihrabı hâlâ yerinde düşesten
çavuşun gencecik kızına, gerçek-
çi hayat kadınından oku oku bit-
mez kitaplara sahip komşu Mar-
ta'ya, iç savaş günlerinin yolda-
şı, yoksul Pilar'dan baştan çıka-
ncı ttalyan kemancıya kadar And-
res'te ız bırakan kadınlann ade-
ta r^smi geçit yaptıgı 'Olgun Ka-
dnıaÖvgü', bir ilk filmin acemi-
-Hkkfiyk-aksakhklanm taş-ıma-
sına ve kimi beylik klişeleri içer-
megine karşın yine de meraklısı-
na salık verilebilir.
ritmleri ortak atmayan, kızlarını yitir-
miş bu yaşlı çiftin Nick'i, her şeye kar-
şın her çiçekten bal almayı savsaklaya-
mayan, neşeli, işbitirici, olgun, sempa-
tik birerkek, Phyllis' iyse kocasmın ka-
çamaklannı sineye çekerek geçmişin-
de yaşadıklarının bedelini ödedigine
inanan, nostaljiye sıgınmış, yaşltlığın eşı-
gindeki güzel, zarifbir hatun, kızının yo-
lunu gözleyen acılı bir anne.
t
Gözyaşıyla sûslû bir komedi'
Çogu ev liligin yürümediği günümüz-
de, tıkanmış beraberliklerinin bir türlü
inceldiği yerden kopmadıgı bu yaşlı
çiftle yollan kesişen ve filmin öteki
kahramanlannı oluşturan genç Mari-
anne- Jeflfrey çiftiyse daha yolun ba-
şmda, çiçegi burnunda, taze bir kan-ko-
ca. Koca, başanlı işadamlan yetiştiren,
varlıklı bır aileden gelen. olgun kadın-
lara egilimli JefrreyCTrainspotting'den
anımsanan Jonny Lee Miller), kadınsa
bir elı yagda bir eli balda olmasına kar-
şın tatminsiz, sekse, sevişmeye aç Ma-
rianne (Lara Flynn Boyle).
Alışılmışın tersine ış hayatında imkân-
sız olanı başarmaya azmetmiş, bu ugur-
da riske girmekten çekinmeyen, kendin-
den emın, kariyeri için dönüm noktası
sayılacak bir anlaşma yapmanın arife-
sindeki, zeki, işkolik Jeffrey'nin cinsel
ve duygusal arzulannı yanıtsız bıraktı-
gı, çocuk doğurmak için yanıp tutuşan,
hassas ve romantik kansı Marianne (La-
ra Flynn Boyle), çok geçmeden teselli-
yi eve tamire gelen, halden anlar, boru
döşer, şen onanmcı Lucky'nin kollann-
dabuiacaktır...
Vaktıyle başkasından gebe kalmış ka-
nsının ihanetini ona sık sık sadakatsiz-
lik ederek ödeten Lucky de görünürde
Marianne'ı hamile bırakmıştır farkın-
da olmadan. Ne var kı aslında babanın
genç koca Jeffrey olduğu ortaya çıka-
caktır finalde. Lucky, yine
tesadüfen buldugu kızlan-
nı kansına götürüp böyle-
ce karmaşık eviilik öykü-
sünü de onararak tatlıya
baglarken genç Marianne-
Jeffrey çifti de. 'gözyaşla-
nyla süslenmiş', ebedi ev-
li lıkten, sekste tevazudan
filan da söz eden bu usta işi
duygusal komedi filminin
mutluluk kerevetine çıka-
caklardır sonda.
Herkesimden seyircinin
kolayca benimseyıp özdeş-
leşecegi cinsten, beklenti-
leri, istekleri, çıkmazlan,
kıskandırma oyunlan, ha-
yal kırıklıklarıyla günü-
müzden seçilmiş, aşkın pe-
şindeki yollan çakışıp ke-
sişen 4 kahramanın \e ka-
yalara çarpıp batma tehli-
kesindeki eviilik gemileri-
nin öyküsünü aktaran yö-
netmen-senarist Alan Ru-
dolph. malum klişelere yas-
lanmasına karşın genelde
bildik Hollywoodyaklaşı-
mından aynlan, aşka, evii-
lik ilişkilerine mizahi göz-
lüklerle bakan, iyi anlatıl-
mış, tadı tuzu yerinde.
oyunculugu gözaiıcı. sag-
lam bir komedi gerçekleş-
tirmiş 'Taüı Kaçamaklar'la.
Kaçamak mûbah!
Başanlı oyunculuklarla
destekli; Gilbert Becaud,
Tom VVaits şarkı lanyla be-
zeli, türün usta işi bir öme-
gi niteligindeki bu film, bu
titiz yönermenin son dö-
nemdeki en olgun eseri bel-
ki de. Sonuçta eş degişi-
mine yönelerek evlilikte
yeni arayışlann peşine ta-
kılan iki farklı çiftin rast-
lantılar üstüne oturtulmuş
öyküsü, gitgide artan bir
ilgiyle izleniyor.
Bugünkü standartlany-
la çoktan çatırdamış eviilik
kurumunu mizahi dokun-
durmalarla fon alan, coşku-
sal ve duygusal çalkantıla-
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Ate$ Fırtınası / Flrestorm
Kûltür Servisi - ABD'de çıkan büyük bir
orman yangını ve bu yangmın perde
arkasındaki olaylan anlatan 'Firestorm-
Ateş Fu-tınası'nı Dean Semfcr yönetmiş.
Scott Glenn. Howie Long ve \\llliam
Forstyhe'm rol aldığı filmdeki yangın.
mahkûmlann kaçabilmesı için hazırlanmış
bır düzen aslında. ttfaiyecılerin şefı ise bir
kadını rehin alarak kaçan mahkûmlann
peşine düşüyor. Amerikan yapımı, yüksek
tempolu ve sürükleyıci felaket
fıhnlerinden hoşlananlar için.
Çılgın şehlr / Mad city
ABD'de çalışan Yunan asıllı ünlü Fransız
yönetmen Costa Gavras'ın merakla
beklenen ve Batı'da \y\ eleştınler almış bu
son fılmınde, başrollerde Dustin Hoffnıan.
John Travolta ve Alan Alda var.
Mesleginde yasadığı parlak dönemlere
özlem duyan TV muhabiri Max"Ie işini
ymi kaybermiş güvenlik görevlisi Sam'ın
öyküsünü aktaran 'Çılgın Şehir' çok farklı
gibi görünen. ama aslında birbirlerine çok
benzeyen bu iki adamın rastlantı sonucu
tanışmalanyla ikisinin de yaşamlannı
değiştirecek bir dizi olayla gelişen
Holh. v»oodun iki ünlüsü, Costa Gavras'ın son filmi 'Çılgın Şehir'de bir araya geldi.
hikâyelennı anlatıyor. iam'ın bıranlık
öfkesi, Max'e mesleginde kaybettigi yere
gelmek için ıhtiyacı olan haberi yakalama
fırsatını veriyor.
Altı Cün, Yedi cece /
Six Days, seven Mights
Yönetmenliğını Ivan Reitman'ın yaptığı,
başrollerde Harrison Ford ve Anne
Heche'ın oynadığı bu film, yolcu
taşıyarak para kazanan bir kargo uçağı
pılotuyla, tatile çıkmış, dergi editörü,
basın mensubu bır kadının yaşadıklan
inanılmaz maceralara dayanıyor. Uçak
ıs»ız bir adaya düşünce, dış dünyadan
kopmuş bu iki yabancının ilişkıleri
bambaşka bir boyut alacaktır. Yaz
me\ siminin en iddialı Amerikan
yapımlanndan biri.
nn patlak verdiği, dram-
dan komediye kolan vuran
filmini, kaçamaklann evli-
ligi bozmaması gerektiği
gibisinden bir mesaj çıka-
nlacak bir tath sona bağlı-
yor Rudolph.
Gayya kuyusu gibi bir
malzeme üstüne yapılmış,
bu hoş ve esprili Alan Ru-
dolph komedisi, bu türün
karşıtlanyla en müşkülpe-
sent seyırciyTbile içine çe-
kecek, güçlü perfoımans-
lara sahip. Özellikle Os-
car'a aday gösterilmiş oyu-
nuyla yıllann Julie Chris-
tie'sinin yeniden dogan bir
yıldız gibi parladığı 'Tatlı
Kaçamaklar'da ihtiyarde-
likanlı Nick Nolte'nin ya-
nı sıra genç Jonny Lee Mil-
ler'le Lara Flynn Boyle da,
eskilere ayak uyduruyor.
Toyomichi Kurita'nın gö-
rüntü çalışması da birinci
smıf. Aşkın, evliliğin, 'gün-
batımından sonraki par-
laklığına' ilişkin 'Afterg-
lovv -Tatlı Kaçamaklar' en
azından Julie Christie için
görülür.
KEDİ GOZU
VECDt SAYAR
Külkedisi'ne Masallar
Bir varmış, bir yokmuş...
Pirelerin berber, develerin tellal olduğu garip bir
memleket varmış.
Bu memlekettekedilergenellikle "düşünce suç-
lusu" sayılır, zaman zaman demir parmaklıkların ar-
dına buyur edilirlermiş.
Bu memleketin en büyük dertlerinden biri "imaj"
sorunu imiş.
Dünya üzerinde hep belirii özellikleri ile tanınan
(ününü büyük ölçüde "Geceyarısı Ekspresi"ne
borçlu olan) bu memleket, gelir dağılımındaki ada-
letsizlikten enflasyon oranına, düşünce suçluları-
nın sayısına kadar pek çok konuda her yıl "top
10" listelerine girmeyi başardığı gibi, bu listeler-
deki yerini terk etmeye de pek hevesli görünmez-
miş. "Reklamın kötüsü olmaz" atasözü memleke-
tin büyüklerinin başucunda asılıymış. Işte bu yüz-
den olsa gerek, dış tanıtım konusu pek ılgilendir-
mezmiş bu büyüklerı. Tanıtım işlerini, yabancılara
bırakmayı tercih ederlermiş.
Nedenini ne siz sorun ne ben söyleyeyım...
Memleketin turizmden sorumlu nâzırı, eşsiz üs-
lubuyla dinleyenleri kendıne hayran bırakırmış:
"Memlekete tunst gelmiyorsa, bızyabancı dil bil-
mediğimizden mı, lan"... Tanıtıma aynlan sınırlı
bütçelerin doğru biçimde kullanıldığı da pek göz-
lenemezmiş. Memleketin en değerli "satış unsu-
ru"nu oluşturan kültür alanından yararlanmak gi-
bi bir politika kımsenin aklına gelmezmış.
Bu alanda malzemesi çok daha kıt olan bazı
memleketler tanıtımlannda kültürü ön plana alma-
ya özen gösterirken, bu ülkenin nâzırları en değer-
li tanıtım malzemesinin kendi kişiliklerı olduğuna
inanırtarmış.
Bu yüzden de bütçelerinin önemli bir bölümü-
nü kalabalık bir memur ordusunun katıldığı deni-
zaşırı sefertere ayınr, ama bir sanatçının davet edil-
diği bir festivale katılabilmesi için bir bılete ihtiyaç
duyulduğunda, "Hiç paramız kalmadı" yanıtını
bastınrlarmış.
Nâzıriar, memleketi temsil etmek üzere dünya-
nın çeşitli ülkelerine temsilciler gönderirmiş. Bun-
lann sayısı çokmuş, ama bütçelerı yokmuş...
Kazara bir proje tasarlayacak olsalar, "Paranız
yok ki, neyle yapacaksınız bu işi" yanıtı ile karşı-
laşırlarmış.
Hiç kimsenin de aklına, "Yahu, madem para
yok, her nezaretten birkaç görevli geleceğine,
doğru dürüst bütçesı olan birkaç merkez oluştu-
rulsa, bu merkezier 'kültür-turizm-enformasyon
bürdan' olarak çalışsa daha iyi olmaz mı? Hem per-
sonelden sağlanacak tasarrufla doğru dürüst bir
tanıtım yapma olanağı doğar hem de tanıtım et-
kinliklerinin eşgüdümü sağlanır" demek gelmiyor-
muş.
Bu garip memlekette sorumlular bir yandan
"Dünya bizi doğru tanımıyor" dıye yakınır, bır yan-
dan da ellerine geçen topları teker teker taca at-
mayı başarırmış.
Orneğin, imparatorluğun 700. yılı gelmiş kapıya
dayanmış, ama neler yapılacağı konusunda hâlâ
komisyonlar toplanamamış, kararlar altnamarrHŞ
(Versay Sarayı'ndaki sergı dışında). 2000 yılı ıçın
de durum farksız. Başka memleketler çoktan pro-
jelerini, programlarını hazırlamışlar. Ama bizimki-
lerden "Papa'yı davetediyoruz"dan öte bir prog-
ram açıklaması gelmiyor bir türlü... Dünyanın dört
köşesinden soran sorana: "Tamam, memleketini-
zi dinlerin buluştuğu ülke olarak tanıtmak istiyor-
sunuz da programınız ne?"
İyi niyet varmış da somut program yokmuş...
Eh, o kadarcık kusur kadı kızında da bulunur-
muş.
Bu memleketin sorumlulan fırsat kaçırmaya ba-
yılırmış, ama "gemisiniyürüten de kaptan"m\ş.
örnegin, dünyada ilk kez düzenlenecek "Ulus-
lararası Sanat Olimpiyatlan"r»n Istanbul'dayapıl-
ması kararı birkaç işgüzar kedinin çabaları saye-
sinde çıkartılmış, ama memleketin büyükleri böy-
le bir olanaktan yararlanmayı düşünmezlermiş...
{"Baba" hariç... O, bu konularda inanılmaz bir du-
yarlık içindeymiş. Ne var ki, nâzırlara söz geçire-
memekte imiş.)
Neden mi? Çünkü, olay iktidarlannın süresi için-
de gerçekleşmeyecek; dolayısıyla kendi reklam-
lanna hizmet etmeyecekmiş...
Kararı alınmış "Sanat Olimpıyatlan" için para
bulunamazken, bir türlü aday olunamayan ve
20O0'li yıllarda gerçekleşeceğine dair de en ufak
bir işaret bulunmayan "Istanbul Olimpıyatlan "için
çeşitli fonlardan paralar akıtılırmış Millı Olımpıyat
Komitesi'ne.
Tıpkı, Fransız televizyonunun yapımına karar
verdiği "Atatürk" belgeseline para bulunamayıp da
çekilip çekılemeyeceği hâlâ belli olmayan, Anto-
nio Banderas'ın oynayacağı (yani oynamayaca-
ğı) filme ödenek çıkartılması gibi...
Derier ki, bu memlekette un varmış, şeker var-
mış, ama helvayı yapacak adam yokmuş...
Işte boyle, sevgili külkedisi...
Seni ve memleketi çok özledim.
Robert Young öldü
• Kültür Servisi - Ünlü oyuncu Roben Young 91
yaşında öldü. Young yıllardır depresyon \e alkolizm
sorunlanyla mücadele ediyordu. lzleyici onu
'Marcus Welby, MD' ve 'Father ICnows Best' gibi
uzun soluklu televizyon dizıleriyle tanımıştı. Sanat
yaşamı boyunca 100'den fazla filmde rol aldı.
Yapılan açıklamada Young'ın. Los Angeles'taki
e\inde solunum zorlugundan öldiiğü bildirildi.
Young 1991 yılında intihara teşebbüsetmışti.
Lozan'm 75. yılı
• Kültür Servisi - tstanbul Üniversitesi Doktora
_ Salonu'jıda bugün saam.00'de "Cumhuriyet'in 75.
Yılında Lozan - 1923'ten 1998'e" konulu bir panel
düzenlenecek. Yöneticiliğini Prof. Dr. Aysel Çelıkel"ın
yaptığı panele Prof. Dr. Erdal tnönü. Turgut Özakman.
Prof. Dr. Ibrahim Kaboğlu konuşmacı olarak
katılacak. Prof. Meral Yapalı yönetiminde iris
Şentürkler (piyano) ve Pelin Çotal (obua), gıriş
avlusunda saat 19.00-20.00 arası bir konser verecek.
ÇYDD Münster Bölgesi
Uhıslararası Yaz Okulu
• Kültür Servisi -Çagdaş Yaşamı Destekleme Derneğı
(ÇYDD) Münster Bölgesi, ÇYDD Genel Merkezı ve
Çocuk Kulübü'nün ortaklaşa düzenledığı uluslararası
yaz okulunun üçüncüsü 25 Temmuz-1 Ağustos
tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Almanya'nın
Münster Bölgesi'nden yanşma kazanmış 23 öğrenci ve
Van'dan 5 başanlı öğrencinin katılacağı uluslararası
yaz okulunun ev sahiplığini ÇYDD Çocuk Kulübü ve
ÇYDD Gençlik Platformu üstleniyor.