Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1998 CUMA
14 KULTUR
Ayasofya Müzesi Müdürü eleştirileri yanıtlayıp sorunlannı dile getiriyor
Onarnn için yeterli ödenek yok
NURDAN CtHANŞÜMUL
Istanbul'un olduğu kadar dünyamn da
sembolü olarak nitelendirilen Ayasofya
Müzesi tam 1461 yaşında. Yapımından
bu yana bırçok olaya sahne olan Ayasof-
ya, son dönemde bazı yayın organlan ta-
rafından başlatılan bir kampanya ile ye-
niden gündemde. Dünya kültürel mira-
sının önemlı yapıtlann biri olarak kabul
edilen Ayasofya, bakanlığın ilgisizliği ve
adenek yetersizliği yüzünden bazı prob-
lemleryaşıyor.
Ayasofya'nın onanmı için Amerikan
Express Company'nin geçen yıl bagışta
aulunduğu 100 bin dolann yaklaşık 40
•>in dolanyla çatının kurşun kaplama ça-
ışmalanna başlandı. Bu parayla tamam-
anan çalışmalarla ilgili bir rapor, Dün-
/a Anıtlar Fonu'na gönderildikten ve ya-
->ılan çalışmalarla ilgili olumlu yanıt alın-
Jıktan sonra paranın ikinci 40 bin dolar-
ık bölümü ödenecek. Geri kalan 20 bin
lolar için de yine bir rapor hazırlanacak.
1984 yılında büyük kubbenin altına ku-
•ulan iskeleyle kubbenin dörtte birlik bö-
ümünün restorasyon çalişmalan tamam-
andı. Ancak diğer kısımlara geçılebilme-
ti ve iskelenin yer değiştirebilmesi için
îaraya: yani ödeneğe ihtiyaç var.
İkı yıldır hıçbirödenek ayırmayan Kül-
lür Bakanlığı, 1998 ıtibanyla 350 milyar
lıra ödenek ayırmış Ayasofya için. Bu
paranın 125 milyannın bu yıl, 1999 yı-
lında 125 milyar ve 2000 yılında da ka-
lan kısmının ödenmesi planlanıyor. An-
' cak 1993 yılında çıkan bir kanunla Aya-
sofya gelırinin yüzde 4O'ı belediyelere gi-
diyor.
Ayasofya Müzesi müdürü AJfi Kıbçkaya
vaptığı açıklamada. bazı yayın organla-
n tarafından başlatılan kampanyayı eleş-
tırerek "Bir kampamabaşjatabilmek için
önce araşbrmak, bilgi sahibi olnıak gerek.
O> sa kimse bize bir şe> danışmıyor. Laf-
b kampanya olmaz" dıyor.
Beledıye başkanlannın da kampanya-
yı desteklediklerine dikkat çeken
kılıçkaya. "Ayasofya'nın 1997 yıh sonu
föbanyla biletgelirinin vüzde 4fl'ı beledi-
yeye gkü>or. Biry dlık j üzde40 ise 200 mil-
yar lira vapıyor. O zaman belediyeler, biz
oyüzde4O'ı AyasofŞa'mn restorasjonu için
verryoruz desinler. Bir bankada sembo-
Bk olarak bir hesap açıhr ve Ayasofya'nın
restorasvonu için para toplanır. o zaman
biz de birey olarak kampanyayı destekle-
riz" diye öneride bulunuyor.
Çaü örtüsü vedış sıvalar ., gç; ,L
Ayasofya Müzesi'nin onanma ihtiya-
cı olduğu ortada. Günde ortalama 4700
kişinin gezdiği Ayasofya Müzesi'nde iki
yıldırbakanlıktan ödenek gelmediği için
hiçbir şey yapılamıyor. Ali Kılıçkaya,
yaptığı açıklamada, öncelikle çatı örtü-
sünün ve dış sıvalann tamamlanarak Aya-
sofya'nın dıştan koruma altına alınması
gerektiğini ve bunlardan sonra diğer ça-
lışmalara geçilebıleceğini söylüyor.
Müzenin bir diğer sorunu da eleman
yetersizliği. Müzenin içinde görev ya-
ki yıldır hiçbir ödenek ayırmayan Kültür Bakanlığı. bu yıl 350 milyar lira ayırmış
Ayasofya için. Müzenin müdürü Ali Kılıçkaya. bu paranın yalnızca 125
milyannın bu yıl ödeneceğini. bilet gelirinin yüzde 40'ının belediyeye gittiğini
belirterek 'Bir yıllık yüzde 40 ise 200 milyar lira yapıyor. O zaman belediyeler
bu rakamı Ayasofya'nın restorasyonu için veriyoruz desinler' diyor.
pan toplam 6 görevli var. Peki bu ele-
manlarhem müzenin temizliği, hem ko-
runması için yeterli mi? Elbette, hayır.
Yeterli personel için bakanlığa başvur-
dukJannı belırten Kılıçkava, "Bazıza-
manlarda bir kişiye iki kişinin vapacagı
iş vermek durumunda kalıvoruz. Örne-
ğin; bekçi a\nı zamanda gişede görevli.
Bilet kontrole a> n bir kişi veriyoruz. Mü-
zenin içinde de bir >a da iki kişi görev ya-
pıyor. Bö> le büyük bir bina için elbette
bu kadar görevli yeterli değil. Bazen her
şeyi kontrol edemiyonız" diye sorunla-
nnı dile getiriyor.
Basında çıkan 'Ayasofya yıkılıyor' ya
da 'Ayasofya'nın camlan kınk" gibı ha-
berleri üzüntüyle karşıla>an Ali Kılıçkaya
şuaçıklamayı yapıyor: ~Bilimsel araştır-
malaryapılmadan bazı şe> ler>azılıyor, çi-
ziliyor. Burada depremle, sesle, titreşim-
le ilgili araştırmalar vapılıvor. Bir önlem
alınması için üç dört > ıl sürvn araştırma-
lar, incelemeler vapılmalı. Restorasvon
projeleri ha/ırianmalı. Bu boyacı küpü de-
ğil ki. batınp çıkaralım. A\nca basında
mozaiklerin çahndığı. freskkrin dökül-
düğü. mermer sütunlara sloganlann >a-
zıldığından bahstdilivor. Bunlann çogu Bi-
zans döneminden kalma. Sonradan bir
müdahale \ok. Çatı deiik olduğu için içe-
ri sızan sular kusmalara neden oldu. Şim-
di bu konuda çalışmalar başladı."
Personel vetersiz
£
Ayasofya'nın bir bakım ekibinin ol-
mamasından yakınan Kılıçkaya, "Aya-
sofya'nın bir kınk camını ele alıp nıan-
şetten haber yapıyorlar. Peki o camın han-
gi koşullar altında degiştirilecegini bili-
yorlar mi" diye soruyor ve şöyle anlatı-
yor: "Ayasofya bir camdan ibaret değiL
Avasofva'nın bir bakım ekibi vok. 1991
AYASOFYA MÜZESİ
Imparator 1. İustinianos
tarafindan yaptınlan
Ayasofya'nın ilk açıltşı
360'ta yapıldı. Bu, üstû
ahşap çatı ile örtülmüş,
uzunluğuna selisen bir
rjbazilika ıdi. Istanbul patriği
İoannes Krisosfomos
Arkadios'un eşı
Evdokia'nın Ayasoiya
önüne gümüş kaplamalı bir
heykelinin dikilmesi
yüzünden çıkan tartışmada,
Iç Anadolu'ya sürgün
edildiğinde meydana gelen
ayaklanmada ilk Ayasofya
kısmen yandı. Onanm, 2.
Teodosios döneminde
tamamlandı ve açıhş 10
Ekım 415'te yapıldı.
İmparator 1. İustinianos
aleyhine 13 Ocak 532 de
başlayan ayaklanmada,
isyancilann önce başanya
ulaştıklannı sanarak 'zaİer'
-diye fraykırmalan
yüzünden 'nika'(zafer)
olarak adlandınlan büyük
karga$ada Ayasofya ikinci
kez yandı. Durum
düzeldikten sonra
İustinianos hemen kilisenın
onanmına girişti.
Imparatorun hayatı \e
işlevi hakkında birçok eser
yazan Prokopios, inşaata 23
Şubat'ta başlandığını yazar.
Bugün gördüğümüz işte bu
üçüncü Ayasofya. Fatih
Sultan Mehmet'ın
tstanbul'u fethinden sonra
da Ayasofya'nın Türk
dönemi başlar. 1934
yılında Atatûrk,
Ayasofya'nın müze haline
getirilmesi konusundaki ilk
düşüncesini ortaya atmış ve
Milli Eğjtim Bakanı
Abidin Ozmen, ertesi gün
Vakıflar ldaresi'ne,
caminin kendi idaresine
devTedilmesini isteyen ilk
yazıyı yollamış. 24 Kasım
1934'teBakanlar
Kurulu'ndan karann
çıkması üzerine 1 Şubat
1935 yılında Ayasofya
müze olarak kabul edıldi.
Ayasofya'da bugün görülen
ve 1932 yıhndan itibaren
Amerikan Bizans Enstitüsü
tarafindan ortaya çıkan lan
fıgürlü mozaiklerin hepsi,
&42'dekapanaa . .
'tkonoklazma Akunı'ndan
sonrava aıttir. Bunlar farkh
dönemlerde
yapıldıklanndan aralannda
bir bütünlük yok. Fetihten
sonra uzun süre yalnızca
yüzlerı kapatılmış olarak
görülen Fıgürlü
mozaiklerin tümüyle
örtülmeleri ancak 18.
yüzyıl ortalannda
gerçekleşti.
yüından bu yana bakanlığın personel için
kadro açmasını bekliyoruz. Müze Der-
neğTnden de dörtbeşeleman çahsıyor. Bu-
na rağmen göre\ liler bir şe\ler yapmaya
çalışıyoıiar. Örnegin. bir cam degiştir-
mek için Topkapı Saravı kurşuncu usta-
sı bize >ardım etti. Bu tür şe>lerin abar-
tılmasL, A\asof>a'\ı olumsuz >önde etld-
liyor. Bilimsel incelemeiersonunda resto-
rasyon yapılıyor. Bu öyle basit bir bina de-
ğil İd Kafesleri degiştirmek için büe ge-
rekirse karar alacaksınız, Bilimsel çahş-
malara paralel olarak restorasyon çahş-
malan sürüyor. Ayrıca çatının kurşun
kaptama çakşmalan başlamadan önce,bu-
rada kendi çabalanmızla delik yerleri ka-
pamaya çalişok. Yani o insanlar Ayusof-
ya'yı bizden daha çok sevmiyor!"
Ayasofya ile ilgili yapılan bilimsel
açıklamalan da hatırlatıyor Ali Kılıçkaya:
Boğaziçi Üniversitesi'yle deprem, ses,
tıtreşim konusunda ortak bir çalışma ya-
pan Princeton Üniversıtesi profesörle-
rinden Ahmet Çakmak, binanın sağlam
olduğunu ve 7.5 şiddetinde bir deprem-
dedahi zarargöTmeyeceğirasö> lemiş. Ge-
çen mart ayında Türkiye'ye gelen ve
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü ile
Ayasofya'yı gezen UNESCO Dünya Mi-
ras Merkezi Başkanı George Zouain ise
Ayasofya'nın aslında abartıldığı kadar
kötü bir durumda olmadığını belirtmiş.
Ayasofya'da ödenek sorunundan dola-
yı restorasyon çalışmalannın yapılama-
ması vedolayısıylatoplanamayan bilim-
sel kurul, Kültür Bakanlığı nın Ayasof-
ya için ayırdığı ödenek sayesinde yeni-
den toplanıyor.
Mel Gibson, Sîeven Spielberg, Wim Wenders, Anthony Hopkins ve Antonio Banderas 'ın sonfilmleri
'Umuda ve kurtuluşa inanıyorum'Kültür Servisi - Beş yeni film... Mel
Gibson 'Cenennem Silahı 4'ün çekimle-
rini kısa bir süre önce tamamladı. Ste-
ven Spielberg'ün son filmi 'Saving Pri-
vate Ryan' Venedik Film Festivali'nde
izleyicinin karşısına çıka-
cak. V\im VVenders 'The Bil-
lion Dollar HoteP ısimli >e-
ni filminin çekimlerine ocak
jyında_ başjjyor. Anthony
Hopkins Kuzulann Sessizli-
ği'nin devamında ovnamayı
kabul etti. Antonio Banderas
ise ilk kez yönetmenliği de-
niyor.
Gibson, 'Cehennem Sila-
hı 4'ün çekimlennı kısa bir
süre önce tamamladı. 80'li
yıllarda"geniş birizleyici kit-~
lesine ulaşan 'Cehennem Silahı' serisi-
nin üçüncüsü 1992 yılında çekilmiş ve
Gibson "Asla asla dememeli, aına bu son
olacak" demişti.
Aradan geçen altı yıl içinde Gibson yi-
ne "Fidye", "Komplo Teorisi" gibi gişe
başansı yüksek filmlere ve bol Oscarlı
"Cesur Yürek"e ımzasını attı. Şımdı de
yeniden Cehennem Silahı se-
risinin kahraman dedektifi
Martin Riggs rolüyle izleyi-
cinin karşısına çıkmaya ia-
zırlanıyor. Bu kez Çinli
gangsterlerin peşine düşen
Riggs'ın yanında yine arka-
daşı Roger (Danny Glover)
var. Cehennem Silahı 2 ve
3'te göremediğimiz Joe Fes-
ci de sıradışı dedektif tiple-
mesiyle Cehennem Silahı
4'ün kadrosunda yer alıyor.
Yeniden eski arkadaşlarla
Gibson, iki nedenden ötürü dördüncü
filmi çekmeye karar verdiğini söylüyor:
Serinin çizgısinden dışan çıkmadan ye-
ni bir şey ler üretmeye elvenşlı bir öykü
bulmuş olmak ve para.
Cehennem Silahı serisınebaşladığın-
da henüz 30'unda olan Gibson bugün 42
yaşında. Artık eskisı kadarhızlı koşuyor
olmasa da, bugün birikimin, deneyimin
ve bılgeliğın güzelliğini yaşadığını be-
lirtiyor. 'Filmi çekerken hiçbir sorunia
karşılaşmadık' diyor Gibson, 'Tam ter-
sine çok eğlendik.'.
Bir şeyi ikı kez iyi yapmanın zor ol-
duğunu, üç kerenin daha da
zor olduğunu, ama dört kez
aynı kaliteyi >akalamanın
imkânsız olduğunu belirti-
yor Gihson \ e ekliyor: 'Ça-
lışırken çok egleniyoruz ve
birbirimizi anlıvoru/. İşte
bizim en bü> ük avantajımız,
izleyici de bunun farkında.
Bu filmi i/Jemck. eski arka-
daşlarla yeniden karş.üaş-
mak gibi bir şey olacak.'
Spielberg'ün filmi "Sa-
ving Privâle Ryari^cE"kısa
bir süre sonra Venedik Film Festivali'nde
gösterilecek. Bir annenin, üç oğlunun
savaşta öldüğünü bildiren bir mektup al-
masıyla başlıyor film. Jack Rvan ise.
annenin hayatta kalan ve halen cephede
bulunan tek oğlu.
Savaşın sürmekte olduğu Omaha sa-
hıllenne VVashıngton'dan bir emır geli-
yor: "Ryan'ı canlı olarak
annesine getirin!'" Ölüler.
yaralılar ve çarpışmalann
arasında Ryarû-bttlmak
üzere cepheye gelen 8 kişı-
lik ekibin basında Tom
Hanks var.
"Sa\ing Prtvate R>"an",
Amerikalı askerlerin kah-
ramanlık öykülerini anla-
tan bir savaş fılmı değıl.
Film iki soruya cevap anyor:
Savaşın çırkınlikleri karşı-
sında. kişinin kendine olan
saygısını koruması mümkün mü? Bir
insanın hayatını kurtarmak için sekız as-
kerin yaşamını tehlikeye atmak doğru
mu?
Spielberg, gerı plana II. Dünya Sava-
şı'nı yerleştirdiği filminde bu iki soru-
yu gündeme getiriyor. "Bu savaş, >aşa-
dığumz çağın en önemli olavıydı" dıyor
Spielberg. "Her şe> çok açıktı. Ya kaza-
nıp özgürlüğümüzü koruyacakhk ya da
her şeyimizi kaybedecektik. Ben, bir kah-
ramanlık filmi yapmadım. sadece onca
ölümün \e kanın içinde insan ruhunun
nereye kadar konınabilecegini anlama-
ya çalıştım."
Sav ıng Private Ryan'dan önce hiçbir
film NormandiyaÇıkarmasrnı buden-
li gerçekçi ve kanlı bir biçimde gözler
önüne sermemiştı. "Daha az dokunak-
lı bir \ol bulmak isterdim." diyor Spiel-
berg, "Ama gerçekçi olmak istedim. İz-
ledikleri onca film sayesinde şiddetle bü-
yüjen ve artık şiddete karşı duyarsızla-
şan. şiddeti bir ovun gibi gören mihon-
larca genci düşündüm."
Filmin başrol oyuncusu Hanks de gö-
rüşlerinı şöyle dile getınvor. "Bendell.
Dünya Savaşuu anlatan onlarca filmi iz-
iedikten sonra Omaha sahillerinde öl-
menin büyük bir kahramanlık olacağı-
nı düşünüyordum. L'manm gençler bu
filmi izledikten sonra şiddetin ne demek
olduğunu daha iyi anlarlar ve günün bi-
rinde bir toplu mezarın vanından geçer-
ken bir anlığına dunıp sa\gı gösterir,
kendilerine bırakılan özgüıiük için te-
şekkür ederler."
Hanks ve rol arkadaşlan(Ed Burns,
Tom Sizemore, Geremy Davies—). filmi
olabıldiğınce gerçekçi kılmak adına Spi-
elberg'ün isteğini kabul edip 1944 ya-
pımıorijinalüniformalargiyerekbirhaf-
ta yağmur altında bir çadır-
da yaşamışlar. "Film setine,
bir aşk öyküsünden henüz
yeni çıkmış birer Holh~wood
yıldızı edasıy la geuneleriiii is-
temivordum1
" diyor Spiel-
berg o> uncular için. "Schind-
ler'in Listesi" v e "Aımstad"
gibi, zorlu mücadelelerin ar-
dından kurtulan insanlann
öykülerini anlatan yeni bir
fılme daha imza atıyor:
" Filmlerim hep mutiu sonla
bittiği için insanlar beni eleş-
tiriyorlar. ama ben her dramın bir kur-
tuluşu olduğunu düşünüyonım. l muda
ve kurtuluşa inanıyorum. Başka tüıiü
filmler yapsaydım, kendim olmazdım."
Bilimkurgusal bir aşk filmi
\Venders ise ocak ayında yeni filmi-
nin çekimlerine başlıyor. 'The Billion
Dollar Hotel' isimli bilimkur-
gusal aşk filmi. 2040 yılının
Los Angeles'ındageçiyor. Fil-
—min scnaryosu^aVV'erıders'
ait.
Küba'da geçen müzikal ni-
teliğindeki belgesel çalışma-
sını tamamlayıp ttalya'ya dö-
nen VVenders. şu günlerde ar-
kadaşı LucianSegura'nın fil-
mi 'Go For GokTun satış spon-
sorluğunu üstleniyor. Wen-
ders filmi 'sıradışı' olarak ni-
telendiriyor.'Go For Gold',
birleşik bir Avrupa'da yaşanacak muh-
temel kaos üzerine bir komedi.
Öte yandan Anthony Hopkins. " Ku-
zulann Sessizliği''nin devamında rol al-
mayı kabul ederek 15 milyon sterlinlik
ücretle sınema tarihinin en pahalı oyun-
cusu unvanına sahip oldu. Gelecek yı-
lın basında çekimlerine başlanacak olan
filmin adı 'Morbidity of theSoul'. Da-
ha önceleri böyle bir caniyi oynamaktan
dolayı suçluluk duyduğunu söyleyen
Hopkins, şımdiyse Hannibal karakteri-
ni canlandırmanın keyifli bir iş olduğu-
nu belirtiyor. Morbidity of the Soul'un
çekimlerine başlamadan önce Hopkins'in
tamamlaması gereken dört
film daha var: Brad Pitt'le
bas.rolleri paylaştığı 'Meet
Joe Black', Cuba Gooding
Jr.'la oynadığı 'Instmct' ve
Shakespeare'in ünlü traje-
disi 'Titus Andronicus'un
ttalyan versiyonu.Yönet-
menliğini bu İcez de Jonat-
han Demme'in üstleneceği
fılmde Hopkins'e yine Jo-
die Foster eşlik edecek. Ön-
cekinde olduğu gibi yeni
filmin senaryosu da Tho-
masHarristarafindan yazılacak. Harris,
ilk fılme konu olan kitabını 1988 yılın-
da yayımlamış ve ikinci bölümün de bir
yıl sonra yayımlanacağını belirtmişti.
Ancak kitap henüz piyasaya çıkmadı.
Kesin olan tek şey, Harris'in ikinci ki-
tap için 'Floransa canavan' adıyla tanı-
nan Pietro Pacciani'den esinlendiği. Har-
ris, 1994 yılında Pacciani
olayını yakmdan izlemiş,
konuyla ilgili araştırmalar
yapmıştt
Film çalışmalannı sürdü-
ren bir diğer isim de Ban-
deras. 90'lann ikinci yan-
sında Hollywood'un göz-
de oyunculan arasına gi-
ren Band.eras, 'Crazy in
Alabama' adlı filmle ilk
kez yönetmenliği deniyor.
MetanieGrifTHh'in, koca-
sını öldürmekle suçlanan
birkadını canlandırdığı filmde 1960 yı-
lının Alabama'sında kadın haklan soru-
nu irdeleniyor. Film, MarkChiklress'in
kitabından sinemaya uyarlanmış. Ban-
deras'ın bir sonraki projesi ise, üç dün-
ya şampiyonluğuna sahip, Formula 1 'in
ünlü araba yanşçısı. dört yıl önce yanş
sırasında geçirdıği kaza sonucunda ya-
şamını yitiren Brezilyalı Arvton Senna
üzerine bir film yapmak.
YAZI ODASI
SELİM tLERt
Nahid Sırrı Örik'in
Hikâyeleri
Yine Nahid Sım Örik.
Nahid Sırrı Örik'in hikâyelerini okuyorum. Bu hikâ-
yeler üç ciltte deriendi. Oğlak Yayıncılık'ın yayımladı-
ğı kitaplan, M. Kayahan Özgül'le Vahide Bilgi'nin emek
işi dertemelerine borçluyuz.
İlk cilt Sanatkâriaradını taşıyordu. İkinci cilde ad ve-
ren Kırmızı ve Siyah, Nahid Sım'nın 1929'da tek ba-
şına yayımlamış olduğu bir uzun öyküdür; bu kez
başka öykülerle birlikte okur önüne çıkıyor. Üçüncü
cilt ise Eve Düşen Yıldınm.
Nahid Sırn çok şaşırtıcı bir yazar. Romanları, öykü-
leri, kronikleri. oyunları bugüne kadar sağda solda
kalmış, yitip gitmiş neredeyse. Işin tuhafı, bu darma-
dağınıklığa karşın, dahası. geçen zamana karşın Na-
hid Sırn 'yepyeni' bir yazar gibi varlığını koruyabilmiş.
Gerçi geçmiş dönemlerde ondan söz açan araştır-
macılanmız, eleştirmenlerimiz oldu. İlk dikkat çekici
Kemal Bekir'di yanılmıyorsam. Kemal Bekir sonra-
dan Sultan Hamid Düşerken1 tiyatro sahnesıne de uy-
guladı. Ama Nahid Sırrı çoktan hak ettiği ilgıyi bir tür-
lü devşiremedi.
Bugün devşirebilecek mi? Doğaısu kestiremiyo-
rum. Nahid Sırn bana daha çok, 'yann 'ın bir yazan gi-
bi geliyor.
M. Kayahan Ozgül, hikâye kitaplanna yazdığı önem-
li önsözlerde Nahid Sım'nın gözden ırak tutuluş ma-
cerasına değişik perspektiflerden yaklaştı. Macerayı
o önsözlerden kavramak mümkün.
Üç ciltte derlenmiş hikâyeter, edebiyatımızda ben-
zerine pek rastlanılamayacak bir hikâyecilik 'tutumu-
nu'sergiliyor.
Sabahattin Ali'nin keder yüklü toplumsal hikâye-
leri Türk hıkâyesinin bir soyağacı atası sayılabilır. Bir
başka soyağacı atası da bıreysel hikâyeleriyle, o unu-
tulmaz hikâyeleriyle elbette Sait Faik. Şimdı bir de Na-
hid Sım Örik'ten konuşmak gerekiyor:
Ne toplumsal, ne bireysel. Yalnızca 'kötûcûl', kor-
kunç kötücül.
Edebiyatımızda kötülük ardında koşmuş, iblisçe bir
söylemi geliştirmiş yazarların yokluğundan söz açıl-
mıştır zaman zaman. Nahid Sım, hem romanlan, hem
öyküleriyle bu sözü adeta şiddetle yalanhyor. Eseri gü-
nü gününe irdeienebilseydi, gerçek bir 'kötü niyet'M-
kunu ve avcısıyla karşı karşıya olunduğu saptana-
caktı.
Otuzlann gözde edebiyat temalan böylesi bir yak-
laşımı banndıramamış, elden geldiğince dışlamış bes-
belli.
Eve Düşen Yıldınm'da yer alan, üstelik, Nahid Sır-
n'nın en başanlı hikâyelerine katamayacağımız bir hi-
kâye, "Bir Para Hikâyesi" kötülük ve kötü niyet açı-
sından okunduğunda handiyse dayanılamayacak,
katlanılamayacak bir şeyler fısıldayıp duruyor: Yıllar
önce bırbirinden aynlmış bir karı-kocanın, ölüm dö-
şeğindeki kızlanndan payianna düşecek mirası hesap
edip duruşlan okurun yaşama sevincini solduruyor de-
semyeri.
Gerçekliğe bağlı mı Nahid Sım? Gerçeklik bu ka-
dar yıkıcı, iç karartıcı, umutlar kıncı, ülküler bozgun-
cusu olabilir mi? İşte bazan olabiliyor. En azından, Na-
hid Sım'ın yazar kimlrğinde otabiliyof, yandiklanr«n
1
gerçekliğinde olabiliyor.
Ama bu yazarımızı salt kötülük görüngesinden de-
ğerlendirmek sanınm yetersiz kalacaktır.
Nahid Sım tek bir çizgide yol alır 'görünen' çok
yönlü bir edebiyat adamı. Dünyayı, hayatı, her şeyi ina-
nılmaz bir kişisellikle yansıtıyor ama, çok değişik alan-
lanna da sıçnyor yaşamanın.
Sözü burada M. Kayahan Özgül'e bırakmak iste-
rim:
"Nahid Sım'nın geniş bir konu yelpazesi olmadığı
iddiasındakilere verilebilecek en iyi cevap bu ciltteki
hikâyelerdir, sanınm. Değişikyaşta, cinsıyette, eğitim-
de, meslekte insanlann birbirinden farklı kaderleri,
kedeıieri, aşklan, kıskançlıkları, hayal kınklıklan, has-
retleri, variık veyokluklan, varoluş veyokoluşlan Na-
hid Sım'nın konu skalasını teşkil eder."
Nahid Sım'da 'tekrar' vardır. Nahid Sım'da yer yer
'özensiz anlatım' vardır. Nahid Sım'da 'klişeler' var-
dır. Nahid Sım'da 'çalıntı' olduğunu ileri sürenlere bi-
le rastladım (öyleyse, bu da onun kötücüllüğüne pek
yaraşır).
Hiçbiri yazara ve eserine gölge düşüremiyor.
Yalnızca kendi olabilmiş sayılı yazanmızdan biri.
Şurda burda -hâlâ- gizli kalmış verimleriyle, kimbi-
lirnasıl kötücül, nasıl "zehihibirkahkahayla" alay edip
duruyor edebiyatımızın dünkü yargılanyla.
Takvimde h Bırakan:
"(Nahid Sım Örik) Bütün birasn kaplayan, dökün-
tüleri çağımıza kadar ulaşan konak-yalı kültürüne,
Osmanlı sarayı çevresinde meydana gelmiş yarı Os-
manlı, yarı alafranga yaşayışa karşı o günlerde bes-
lenen küçümseme ile, daha sonralan duyulmaya baş-
lanan özlemin dışında kalmış, tarihçilere ve gerçek-
çilere has o düzgün, rahat, heyecansız ifadeyı bula-
bilmiştır." Tahir Alangu, Cumhuriyetten Sonra Hıkâ-
ye ve Roman, 1968. ZZZT- .
Michael Denison öldü
• Kültür Servisi - Usta Ingilız ovııncu Michael Denison
82 yaşında yaşamını yıtirdi. Denison ile eşi Dulcıe
Gray, şov dünyasının en ünlü ve en uzun süre birlikte
çalışan ikilisi olarak anılıyorlardı. Denison, sanat
yaşarnı boyunca sayısızTiIm ve tıyâtro oyununda rol
aldı. Amersham'daki evınde kanserden ölen Denison ile
eşi, son olarak iki yıl önce Broadvvay'de Oscar Wilde'ın
'An Ideal Husband' ovıınunda rol almışlardı.
BUGÜN
• AÇIKHAVA TİYATROSU'nda Yapı Kredi Sanat
Festivali '98 kapsamında saat 21.15'te "Cassandra
VVilson'ın konseri izlenebilir.
• AKSANAT'ta 12.30 ve 18.00 saatlerinde laser-
disc'ten balede 'A Tribute to Pavlovich Diaghliev'
iztenetri tır
• BORUSAN KÜLTÜR \T. SAJVAT
MERKEZİ'nde saat 17.30'da videodan Yo-Yo Ma
'Altı Jest' izlenebilir.
• ENKA V\KFI Sadi Gülçelık Spor Sitesı'nde saat
21.15'te Robert Zemeckıs'in 'Mesaj' isımlı fılmı
izlenebilir.
6. ÜLÜSURAMSIZÜHTÜ MÜRİDOâil
ABŞAPHEYKaSBW0ZYUMU
• Anrt Önü'nde saat 21.00'de Değirmendere
Belediyesı Çocuk Kulübü'nün folklor göstensi ve
ardından pop müzik konseri izlenebilir.
• Yeni Sahil Parkı'nda saat 21,30'da Bülent
Erdoğan'ın "Insanlanmız ve Doğa' başlıklı dia
gösterisi izlenebilir.
• Yeni SahU Parkı'nda saat 22.00'de
'Festivallerden' ve 'Öğretmen Hareketinin Dünü
Bugünü' h; ^.ÂJ. I ' i'<z,;X>~tgösterileri izlenebilir.