Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MMye'den
Mesa-Nurol'a
• AFNKARA(LBA)-
Malıye Bakanlığı. Meclis
Genel Kurul Salonu'nun
yenılenmesi işini
gerçekleştırer. Mesa- Nurol
aleyhunde "zaran tazmın
davası" açmaya
hazırlanıyor. Maliye'nin bu
amaç la önümüzdeki
günlerde Meclis
Başkanlığı'ndan "zaran
tazmin davası" açabilmek
için izin isteyeceği
bildirildi.
Meclîs Başkanlığı'nın
daha önce Genel Kurul
Salonu'ndaki zarann tespit
edilmesi için dava açma
izni verdiği Maliye
Bakanlığı, Meclis
Araştırma Komisyonu'nun
bulguJannın ardından
açacagı davanın şeklini
değiştirmeye karar verdi.
CHP'liŞener
topraga verildi
• ANKARA(AA)-
Geçirdiği trafık kazası
sonucunda girdiği bitkisel
yaşamdan çıkamayarak
yaşamını yitiren eski CHP
Gençlik Kollan Genel
Sekreteri Uğur Şener'in
cenazesi Maltepe
Camii'nde kılınan öğle
namazının ardından,
Karşıyaka Mezarlığı'nda
toprağa verildı. Şener için
dün CHP Genel Merkezı
önünde düzenlenen
törende konuşan CHP
Genel Sekreteri Adnan
Keskin, "Tesellimız. onun
inançlannı ve ütopyalannı
gerçekJeştirecek yüzlerce
insanın varlığıdır. Gözûn
arkada kalmasın Uğur"
dedı.
'Başörtüsü
yasağı irticadıp'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - FP Genel
Başkanı Recai Kutan,
Başbakanlık Takip Kurulu
(BTK) ve Batı Çalışma
Grubu'nun(BÇG)ortak
toplantısında "irticai
faaliyetlerin tüm
unsurlanyla birlikte
ayıklanamadığı" sonucuna
varıldığma dikkat çekti.
Kutan, "lrticanın bütün
hızıyla devam ettiğini
söylüyorlar. Evet bizce de
irtica vardır. Asıl ırtıcacı
buülkeyi 194O'lı yıllann
Milli Şef dönemine
döndürmek isteyenler,
başörtüsünü
yasaklayanlardır" dedi.
ÇYDD'den kitap
kampanyası
•GAZİANTEP
(Cumhuriyet)-ÇYDD
Gaziantep Şubesi kitap
kampanyası başlattı.
Dernek Başkanı Atilla
Erbudak, amaçlannın
ilköğretim okullanndaki
kitaplıklan
zenginleştirmeye yönelik
olduğunu belirterek
"Kampanyaya destek
vermek isteyenler hikâye,
roman, ders kitabı gibi
kitaplar ile kampanyamıza
katılabilir. Kitap bağışında
bulunmak isteyenler 15
Haziran tarihine kadar
pazar günleri hariç her gûn
öğle saatlerinde
derneğimize teslim
edebilirler" dedi.
BaykaPa göre 'bugünkü hükümetin çatısı esas alınarak yenilenme olmaz'
'Seçiın yeııi hükümetle^
Tf
AİNKARA (Cum-
hurhet Bürosu)-CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal. Başbakan
Mesut Y'ümaz'la bu-
gün >apacakları gö-
rüşme öncesinde
"Imanm 23 Nisan
mutabakaünı sahiplenirler. Olmazsa, bir-
birimizle artık o\namanın. oyalanmanın,
yanıltma)a kalknıanın kimseve yararı yok-
tur" mesajı verdi. Seçime ~veni hükümet
ve yeni başbakanla gjdilmesi" gerektiğıni
vurgulayan Baykal. "Bugünkü hükümet
çatısı esas alınarak yenilenme olmaz. Kim-
se sosyal demokradan bu hükümetin pa-
yandası haline getirerek ülkeyi istikrara ka-
vuşturacağını zannetmesin" dedi.
Baykal. partisinın dünkü grup toplantı-
sında yaptığı konuşmada, çok önemli ye-
ni anlayışlann kurultaylanndan sonra ka-
muoyunun değerlendırmesine açıldığını
söyledi. Gelırdağıhmıdengesızliğinınge-
tirdiği sorunlara dikkat çeken Baykal, "Ar-
ûk 'Çoban Sülü'ler falan ortaya çıkamaz
hale geldi. Halkçocuklannın yeteneklerini
sergileyerek zirveye çıkma olanağı kalma-
dı* dedi. Baykal. merkez solun "Ekonomi-
yibizidareederiz" ıddiasını ortaya koydu-
ğunu anlatırken; 1 Temmuz'da belırlene-
cek memur maaş zammı oranlan ile ilgili
kaygılannı da ifade etti. Baykal. yüzde 30
oranının altında zam verilebıleceği haber-
lerine inanmak ıstemedığini belirterek
•'hükümetin bunayöneuîiemesi" uyarısın-
da bulundu.
Baykal. Yılmaz ile bugün yapacaklan
görüşme öncesinde de bazı değerlendır-
meler yaptı. CHP'nin bir muhalefet parti-
si olduğunu ve öyle kalacağını bildiren
Baykal, "Hiçbirbaskı,hiçbirteşvikbizibu
temel noktadan koparmaya yetmeyecektir.
Biz bu hükümetin muhalefetiviz. Çalışan-
lara >üzde 30 bile zam \erme\eceksin, biz
de senin yanında helva dö\licünün hık de-
yicisi gibi duracağız" dedi.
Baykal, REFAHYOUun yanlışlarını
gördüklen gibi bu hükümetınkılen de gö-
receklerini vurgularken. Başbakan Yıl-
maz'a "BugidişiyibirgidişdeğiLBizeyük-
lenerek bu dönemi geçirecegini zannetme,
bizinı tasıma gücümüz artık kayboluyor"
diye uyarı işaretlerı verdiklerine dikkat
çektı. Hükümete "Uzatmayın, işi tadında
bırakm" uyansmda bulunduklarını \ urgu-
la>an Baykal, sözlerıni şö\le sürdürdü:
** 16 Nisan'da, 23 Nisan'da karara bağla-
dığımız noktalan kabul ettiğimizi birbiri-
mize ifade ettik. 23 Nisan'da ağı/dan kaç-
mış bir laf yoktur. 16 Nisan daki beraber-
tiği 23 Nisan'da bir adım ileriye götürdük.
Bu mutabakat, TürkiyeV bir yıl kazandır-
maya yönelik bir mutabakattı. Seçime se-
nin yineriminde girmek istemiyonız, sen
azınlık hükümetisin, partizanlık ve paylaş-
ma hükümeti haline dönüştün, dedik.
MG K'de söz verilen irticayla mücadele \a-
salan TBMM'de örtbas edildi. Vergi tasa-
nsı 2 ayı aşkın süredir gündeme getirilmi-
yor. Bursa-Mudanya yol inşaan bir süre ön-
ce ANAP'a kaölan bir milkn ekiline ait şir-
kete verildi. Türldye'yi REFAHYOL'dan
kıırtarmak için göreve getirilen bir azınlık
hükümeti ile seçime girmek mümkün de-
23 Nisan uzlaşması sahiplenilirse, Tiir-
kiye'nin sadece 1 5 ay kaybetmiş olacağı-
nı bildiren Baykal. "Mutabakatsahipleni-
lirse, önümüzdeki dönemi aydınlığa kavuş-
turur. ne yapacağunızı biliriz, Türkiye bir
sıkınüva düşmeden bu dönemi aüabr.
Utnanm bu noktayageüriz" dedi. Baykal,
Başbakan Yılmaz'ın bu anlayışla konuya
yaklaşacağını umut ettiğini vurguladı.
Baykal ile bugün bir araya gelmesi beklenen Başbakan, uzlaşma arayacağını söyledi
Yılıııaz KHK yetkisi istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Mesut Yılmaz. öncelikli yasa tasan-
lannın çıkanlması konusunda destek iste-
mek \e seçim planlaması yapmak üzere
bugün CHP lideri Deniz Baykal ile yapa-
cağı görüşme öncesinde havayı sertleştir-
memeye çalışarak "Kavga etmeyeceğim.
polemiklere girmeyeceğiın, uzlaşma arsva-
cağun" dedı. Yılmaz. TBMM'nın son ay-
larda gösterdiğı performansla tatıli hak et-
mediğinı belirterek "Eğerarkadaşlarmut-
laka tatil istiyorlarsa hükümete kanun hük-
münde kararname çıkarma yetkisi versin-
ler*' dıye konuştu.
Başbakan Yılmaz, dün partisinin Mec-
lis grup toplantısında yaptığı konuşmada,
TBMM gündemindeki öncelikli yasa tasa-
nlannın: devletle milletin kucaklaşmasını,
sistem tıkanıklığının aşılmasını sağlayacak
ve Türkiye'nin önünü açacak reform tasa-
nlan olduğunu söyledi. Bu nedenle engel-
CHP'de
RTÜK
çaüağı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Balıkesir Milletvekili Önder
Kırlı ile Bursa Milletvekili Yahya
Şimşek. RTÜK Yasası'nda değışik-
likler öngören tasanyla ilgili olarak
grupta genel görüşme açılmasını is-
tediler.
Kırh ile Şimşek. "RTÜK Yasa-
sı'yla ilgili takınılan tavır, CHP'yi yıp-
ratacak boyutlara varabilir. Kartel-
leşme ve sonucunda siyaseti beliıie-
me ve yönetme gibi demokrasi için
fevkalade vahim sonuçlar yaratacak
RTÜK konusunda CHP renksiz, ki-
şiliksiz, silik politikalarla mı toplum-
da güven >aratacak? Bu tutumlarla
mı düzeni degiştirecegiz'' dedıler
Kırh ile Şimşek CHP Grup Baş-
kanlığı'na yaptıklan başvuruda baş-
ta RTÜK olmak üzere, yasa tasanla-
n konusunda grupta genel görüşme
açılması \e nasıl davranılacağının
belirlenmesini istediler. Tasanlann
grupta tartışılmadığına dikkat çeken
Kırlı ile Şimşek, RTÜK konusunda
şu görüşlen kaydettiler:
"Kamucnunda bu konuda parti-
mizle UgUi intiba, CHP'nin RTL K Ya-
sası'nın çıkmasuıı istediği. ama ne ya-
nında ne de karşısında görünmeden.
bu ise fazlaca bulaşmadan geçiştirme
yolunu seçtiği şeklindedir. RTÜK'ün
çıkanlmasuıda bir kısım medya pat-
ronlannın dayatması olduğu ve özel-
leş^irme furyası içinde. mevcut yasa-
ya a\ kın olarak edindikleri kuruluş-
laria ilgili işlemlere sonradan \asallık
kazandırmak ve gelecekte de Petrol
Ofisi gibi kuruluşlan alabilme yolu-
nu açma çabası içinde olduklan tar-
ûşmasızdır."
Çin'de temaslanm sürdüren Ecevit, bir kabulde iç politika konulannı degerlendirdi. (AA)
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit Çin 'de
'RTÜKMectis'itüayordu'
lenmek istendiklerini ileri süren Yılmaz.
"Vatandaşın yüzünü güldürecek bu yasa
tasanlanm kimlerin engellemek istediğini
vatandaşlanmıza iyi anlatmamız lazım"
dedi. Polemık. kavga-dö\üş ve tefrika ile
kaybedecek zamanlan olmadığını belirten
Yılmaz, yurttaşlann kendılerinden beklen-
tisinin yalnızca hizmet ol-
duğunu söyledi. Başbakan
Yılmaz. kendilerine yöne-
lik saldınlara yanıt verme-
yeceklerini belirtirken "Po-
lemiklerle halk üzerinde an-
hk etki yaratmak mümkün,
ancak sonuç almak müm-
kün değil. Halk bos. lafdeğU,
icraat istiyor" dedı.
Meclıs'ın çalışamaması
konusunda muhalefetin tu-
tumunu eleştiren Yılmaz
şunlan söyledi:
"Eğer Meclis gündemin-
deki tasanlara itirazlannız
varsa gelin burada sövleyin,
yok milletin varanna tasan-
İar varsa destekleyin. Son
avlarda sergiledigi düşük
performansla Meclis"in yaz
tatilini haketmediğini düşü-
nüyorum. Eğer arkadaşlar
mutlaka yaz tatili istiyorlar-
sa kaybedilen zamanı telafi
için fazla çalışma vapalım.
Pazartesi vecuma günleri de
dahü her gün sabah 10.00'-
dan gece 24.00'e kadar çah-
şalım. Bunada razı değiller-
se, hem çalışmayip hem ta-
til istiyorlarsa o zaman bize
KHK çıkarma yetkisi ver-
sinkr."
PEKtN/ŞÎAN (AA) - Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Bülent Ecevit, ANAP Baskanlık Di-
vanının, RTÜK Yasa Tasansı'nın "dinlenmey*
almmasT karannı değerlendirirken, "Bunu ben
Ankara'dayken, ortaklanmızla birtikte kararlaş-
urmışak.iyioldu'" dedi. Başbakan Yardımcısı Ece-
vit, Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki resmi temaslan
çerçevesinde, dün sabah Türkiye'den bu ülkeye
doktora yapmak veya üniversitede okumak üzere
gelen Türk ögrencileri, ikametgâhına aynlan Pe-
kin'deki Devlet Konukevı'nde kabul etti. Öğrencı-
lerin tek tek durumlannı soran ve sorunlannı din-
leyen Ece\it. not alarak takipetme sözü verdi.
Pekin Büyükelçisi Ünal Unsal'a, bu öğrencile-
rin, Türkiye'den gelen heyetlere rehberlik yaparak
maddi açıdan desteklenmelennin sağlanması yö-
nünde talimat veren Ecevit, öğrencilere ayrıca hü-
kümet taraîından malı destek sağlanması imkân-
lannı da araştıracaklannı söyledi.
Ecevit, daha sonra uçakla Pekin'den, eski Çin
tmparatorluğu'nun başkenti Şian'a geldi. Başba-
kan Yardımcısı Ecevit, Şıan Havaalanı'nda. bu
kentteki Çağ Okullan'nın sponsorluğunda yükse-
köğretim gören Türk ögrencilerinin sevgi gösteri-
leriyle karşılaştı. Başbakan Yardımcısı Ecevıt, ha-
vaalanından. tarihi tpek Yolu'nun başlangıç nok-
tası olan kentin güney kapısma giderek, inceleme-
lerde bulundu. Şıan'da ikamet ettiği otelde RTÜK
Yasa Tasansı'na ilişkin sorularımızı yanıtlayan
Ecevit, ANAP Başkanhk Divanı'nın. tasanyı "din-
lenmeyealma" kararını olumlu bulduğunu ifade et-
ti. RTÜK Yasa Tasansı'nın bir süredir Meclis gün-
demini tıkadıgını belirten Başbakan Yardimcısı
Ecevit. şunlan söyledi: "Bizim hükümet olarak,
her tetedigimiz >asayı gecirecek yeterü oyumuz >ok.
O nedenkTBMM ik olabildiğince uvum içinde ca-
bşmaian yürütmemiz gerekiyor. A\AP Baskanlık
Dhanı'nuı deyimiyle RTÜK \asa Iasansı'nı din-
lenmeye aytımayr, ben Ankara'dayken ortaklan-
mızla birtikte kararlasünnışOk. t\i oldu."
Yılmaz, yeni genel kurul
salonuna geçilmesi için de
TBMM Başkanı Hikmet
Çetin'e çağnda bulundu.
Yılmaz. CHP lideri Bay-
kal'la bugün yapacağı gö-
rüşme konusunda da "Bay-
kal'ın gruptaki sözlerini not
ettim, ev-velki gün televizvün
konuşmasım ka\detrim. Bi-
ze düşen parri çıkaıianmızı
değil, ülkeyaranna uzlaşma
aramaktır. Muhalefetin ÇH
karlannı da azami ölçüde
koruma>a dikkat edecegiz.
Ama, muhalefet de bttmeli-
dir ki ülke çıkarlan her şey-
den önce gelir. l mudumu
yitirmedim, hi niyetimi terk
etmedim"dedi.
UZ YAZIIORHAN BtRGtT
Dün sabah, Internet sayfalan ara-
sında bugünkü "Düzyazı" için konu
seçmeye çalışırken, bir "AA" haberi-
ne takıldım.
Izlanda'nın Pekin Büyükelçisi,
Çin'de bulunan Başbakan Yardımcı-
sı Ecevit'in dış politika danışmanı Bü-
yükelçi Ertuğrul Çırağan ile görüşe-
rek, vatandaşı Sofia Hansen'in iki kı-
zı için Ankara'nın yardımını istemiş.
Once olayı anımsayalım:
"Halim Al isimli bir yurttaşımız, iş
bulmak amacı ile 1979 yılında Izlan-
da'ya gider. Bir gönül macerası so-
nunda da evlendiği Sofia Hansen 'den
iki kız babası olur. Evlilik bir süre mut-
lu bir biçimde sürer. Daha sonra ta-
raflararasındaki kültürfarkından tutu-
nuz, o/ay/an değerlendirme açısında-
k terslikler, anlaşmazlıklara yol açar.
Halim Al, o arada Istanbul'a kesin
dönüş yapar. Boşanma davası açılır.
Kız çocuklann velayeti annelerine bı-
rakılmıştır, ama baba bir süre sonra
Ayşegül ve Vesile'n/n kendi velaye-
tıne verilmesi için BakırköyAsliye Hu-
kjk Mahkemesi'nde dava açar. Mah-
kemenin kızlann velayetini babalanna
verdiğine ilişkin üç karan Yargıtay'da
bozulur. Yargıtay, 20 Kasım 1996'da
vsrdiği birbaşka kararile velayeti Ha-
lim Al'a iade eder.
Bayan Sofia Hansen, çocuklannı
nahkeme karan uyannca belli süre-
lerde görmek amacı ile ülkesinden
îzlanda Nire, Pekin Nire?
kalkar ve Türkiye'ye gelir, ama çoğu
kez amacına ulaşamadan dönmek
zorunda kalır.
Her defasında da ya icra mercile-
rinden ya polisten mahkeme kararla-
rının uygulanması için yardım isterya
da yeniden adalet önünde hak ara-
maya kalkışır."
Televizyonlar için tam bir "pembe
dizi'' olabilecek öykünün haberleri,
mahkemeler sırasında ciddi gazetele-
rimizde olduğu gibi yansıtılsa da radi-
kal Islamcılar için başka gozlüklenn
dioptrileri ile bakılan olayda kamuoyu
da ikiye aynlmıştır.
Ülkücü kesim, Haüm Al'ı, kızlannı
Izlandalılaştırmaktan kurtararak ana-
yurtlanna kavuşturduğu için kendisiy-
le gurur duyulacak bir kahraman gibi
gördüğünü, duruşmalar sırasında
mahkeme koridorunda bozkurt işare-
ti yapan etlerini havaya kaldırarak sap-
tamaya çalışmışlardır. Islamcılar ise
kızlann, Hıristiyanlaştırılma tehlikesin-
den kurtulmuş olmasının bayramını
yaparken Izlandalı anne yılmaz ve ço-
cuklannı göstermemekte direnen es-
ki eşi mahkeme karaıiarına uymadı-
ğından cezalandınlması için dava üs-
tüne dava açar.
Al, bu davalardan toplam 3 ay 26
gün hapse mahkûm olur; ama ceza-
lar 500 bin lira paraya çevrilerek erte-
lenir.
•••
Duruşmalarla ilgili gelişmeleri izle-
mek için annenin Istanbul'a her geli-
şinde Izlandalı televizyoncuların da
kendisine eşlik ettiğini ve olayla ilgili
haberlerin bu ülkenın televizyonlann-
da gösterildiğini biliyoruz.
Ayşegül ve Vesile, duruşmalara ilk
zamanlarda tam bir çocuk ya da genç
kız görünümü ile gelirlerdi. Annenin
yanına koştuklan, kucaklaştıkları gö-
rüntüleri bizler de kendi ekranlarımız-
da izlerdik.
Zamanla babanın ve çevrenin eği-
timi, onlann giysilerini de anneleriyle
karşılaşmalannı da etkiledi. Tesettür-
lü, kara gözlüklü iki genç kız, artık an-
neye karşı sadece giyim kuşam ile de-
ğil, gönül bağlan ile de yabancılık ser-
giler oldu.
Izlanda hükümeti, Istanbul'a geliş-
gidişleri ve açtığı davaların giderleri
için bugüne kadar 1 milyon dolar har-
cadığı halde kızlannı görme hakkını
ya elde edemeyen ya da Türk mah-
kemeleri bu yolda bir destek karan
verse dahi emniyet güçlerinin bile o
kararlan yürürlüğe sokamayışı yüzün-
den kendi kamuoyunun baskısını,
şimdi bütün platformlarda bizim aley-
himize kullanmaya çalışıyor.
Dün, Pekin Büyükelçisi Ollafur
Egilsson'un Türkiye Başbakan Yar-
dımcısı'nın Çin'e gelişinden yararla-
narak dış politika danışmanına yaptı-
ğı başvuruya Ecevit'in büyük bir önem
verdiğini tahmin ediyorum.
Dört gün önce de 28 Mayıs'ta Lük-
semburg'daki NATO Dışişleri Bakan-
lan toplantısından yararlanarak Izlan-
da Dışişleri Bakanı'nın aynı amaçla
ismail Cem'i ziyaret etmesini de bi-
zim toplantıyı izleyen medya mensup-
larımız hiç önemsiz bulmuş olmalılar
ki, haberi ülkelerine yansıtmadılar bi-
le.
Olaydan, izlanda'nın Pekin Büyü-
kelçısı'nın, Ertuğrul Çırağan'la bir ara-
ya gelmesiyle habenmız oluyor ve ka-
muoyumuz bu Kuzey Atlantik ülkesi-
nin ada devletinin, konuyu her ola-
nakta carHı tutmak amacı ile Türki-
ye'ye karşı kullanacağını da böylece
öğrenmiş oluyor. Türkiye, Halim Al ad-
lı vatandaşının, eski bir gönül mace-
rası nedeniyle evlenip aynldığı izlan-
dalı güzellik salonu işletmecisi anne-
den olma iki genç kızın çevresinde
sergilenen bu olaylarda kendi yargı
organının, hele hele güvenlik görevli-
lerınin zaman zaman kimi kamuoyu
çevrelerinin de etkısi altında kalarak
izlediği tutumu bir an önce açıklığa
kavuşturmalıdır. Kendi ülkenizde,
kendi yurttaşlannıza karşı yargı karar-
lannı yerine getirir ya da getirmezsiniz,
o diyelim ki sizin bileceğiniz bir şey-
dir.
Yine kendi ülkenizde, bir yargı orga-
nınıtemsileden "sayınhâkim", karar-
lanna açıktan meydan okumakla övü-
nen bir yurttaşına bu nedenle verdiği
3 ay 26 günlük hapis cezasını 500 bin
lira paraya çevirirse, diyelim ki o da si-
zin değer ölçüleriniz içinde kalır. Ama
bakınız, 1913 yılında büyük babanızın
gençlik döneminde olduğu rivayet
edilen bir gerçekten sözde soykınm
olayını, başkaları 2000 yılına doğru
dünya kamuoyunun gündemine sok-
maya çalışıyorsa, yine o başkalan Gü-
neydoğu'da insan haklannın çiğnen-
diğini ileri sürerek, Güneydoğu'da Ba-
tı ülkelerine elçilikler açtırtmak gibi,
hiçbiryurttaşımızın "o/ur"demeyece-
ğı saçmalıklan Avrupa Konseyi'nin
gündemine getirmeye çabalıyorlarsa,
Halim Al isimli vatandaşın, radıkal aji-
tasyonlan karşısında devletinizin say-
gıdeğer organlarının alet edilmesini
önlemek, hükümetin omuzlannaotur-
tulmuş bir görev olur.
Unutmayalım.
Küçük bir ada devletidir, ama Izlan-
da'nın da o saydığım saçmalıklann
konuşulduğu platformlarda öteki dev-
letlerle eşit oyu vardır.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİK3IET ÇETİNKAYA
Eşber, Sömürü, IMF...
Eşber Yağmurdereli...
Avukat ve yazar...
Eşber, önceki gün Ankara'da gözaltına alındı. Te-
rörle Mücadele Şubesi'nde bir süre tutuldu, sonra
Çankın Cezaevi'ne gönderildi...
Eşber, sağlık raporunu savcılığa gönderseydi ce-
zası ertelenecekti...
Eşber Yağmurdereli diyor ki: :
"Benim gözlerimin görmemesi düşüncemi ifade
etmeyi engellemezl.."
Işte o yüzden ne af kabul ediyor Eşber ne de göz-
lerinin görmediğine ilişkin sağlık raporunu savcılığa
vermeyi...
Çünkü o bir insan! Üstelik 68'li...
Düşüncelerini özgürce söylemek istiyor... !
Gencecik insanlanmızı işkenceden geçirip zindan-
larda çürüten; nöbet tutan polisi hiç uğruna öldüren
bizim insanlanmız değil mi?
Memuru polise kırdıran; öğretmeni, sağlık emek-
çisini, üniversite öğrencisini meydanlarda dövdüren
kim?
Devlet!..
Isterseniz devlet erkini elinde tutan siyasal iktidar
da diyebilirsiniz, fark etmez... i
Demokrasi bir yaşam biçimidir...
Şöyle bir dünya haritasını alıp bakın, demokrasi
nerelerde tıkır tıkır işliyor?
Ulusal gelirin eşit dağıtıldığı vetutuculuğun olma-
dığı ülkelerde...
Demokrasi; özgürlük, eşitlik, çoğulculuk demek-
tir...
Demokrasilerde varsıl daha varsıl, yoksul daha
yoksul olmaz... ,
Oysa biz nasıl demokrasi istiyoruz? J
Sendikasız, örgütsüz bir demokrasi...
Böyle bir demokrasi olmaz!..
Bakın kimi komşularımıza, oralarda meclis var,
göstermelik siyasi partiler var, cumhurbaşkanı, baş-
bakan, bakanlar, milletvekilleri var...
Ama demokrasi yok, temel hak ve özgüriükler
yok!..
Çeteler dışan, Eşber Yağmurdereli içeri...
Negüzel!..
Bakıyoruz, sabah-akşam herkes konuşuyor
"Demokrasi!.. Demokrasi!.. Demokrasi!.."
Tansu Çiller diyor ki:
"İnsan haklan!.."
Sevsinlerseni!..
Kendi siyasi partilerinde demokrasiyi yaşatma-
yanlann Türkiye'de temel hak ve özgüriükleri savun-
malan kandırmaca değil midir?
Zaten istedikleri 'demokrasi' değil, kendi çıkaria-
nnın korunduğu bir 'faşist' düzen kurmaktır...
• • •
Eşber Yağmurdereli Çankın Cezaevi'nde...
O bir avukat ve yazar...
Suçu, düşüncelerini söylemek...
Demokrasi yasalarla, anayasayla gelmez; demok-
rasi düşüncenin ürünüdür, laik olmak da birinci ko-
şuldur...
IMF politıkalannı kabul eden hangi ülkededemok-
rasi, insan haklan var, söyler misiniz?
Endonezya, Malezya ve Güney Kore'de mi?
Bu ülkelerde yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınla-
şıyor, kişi başma ulusal gelir giderek düşüyor, özel-
likle G. Kore'de sendikalann huzursuzluğu büyüyor,
dış borçlann GSMH'ye oranı yüzde 52'den yüzde
154'eyükseliyor...
Hani bugünlerde baskanlık sistemı tartışılıyor, Tür-
kiye'de parlamenter sistemin tıkandığı öne sürülü-
yor ya, işte başkancı bir sistem ömeği bugün Mek-
sika'nın görünen yüzüdür...
Besin yetersızlığinden çocuk ölümleri (1982-1992)
Meksika'da üç kat artıyor, reel asgari ücret yüzde 50
azalıyor, yoksulluk sının altında yaşayan nüfusun
toplam ıçindeki oranının yüzde 50'den yüzde 75'e
çıktığı açıklanıyor...
Oysa Meksika'da IMF programlan uygulanmıştı...
IMF, Asya'da krizin ucuz krediyle ucuz işgücüne
dayalı aşın yatınmın yarattığı kapasitede olduğunu
göremedi...
Demokrasi neydi?
Bir yaşam biçimi...
Yani özgürlük, eşitlik, çoğulculuk...
Kısaca birilerinin birilerini sömürmesi, emeğin ör-
gütlenmemesi değil...
Biz, Avrupa Birliği'ne girmeyi satt ürettiğimiz mal-
lann serbest dolaşımı sanıyoruz; düşüncenin özgür-
ce söytenmesini ise yasaklıyoruz, konuşanlan "fe-
rörist sanıp" cezaevine atıyoruz...
Tıpkı Eşber Yağmurdereli'ye yaptığımız gibi...
• • •
Türkiye'yi yönetenler; Mesut Yılmaz'dan Tansu
Çiller'e; Süleyman Demirel'den sanayicisine kadar
herkes eşitlik, özgürlük, çoğulculuktan yana olmalı-
dır...
Türkiye'de yoksulluk giderek artıyor, sömürü tüm
hızıyla sürüyor, devlet hazinesinden trilyonlan kasa-
lanna dolduranlar çoğalıyor...
Tarikatlar holdingleşmiş; mafya, çete, siyasetçi üç-
geninde onlar da dördüncü ayak olarak yerlerini aV
mışlar...
Eh, bu arada demokrasi nutuklan atılıyor, temel
hak ve özgürlükler de tartışılıyor...
Canım, Eşber Yağmurdereli cezaevine konulmuş
ne çıkar!
Birkaç gün gazetelere, televizyonlara önce haber
olur, tepkiler yoğunlaşır ve unutulur...
Sonra ne olur?..
Tiyatro gösterileri yasaklanır, duvarlara yazı yazan
çocuklar yakalanır, kitaplar toplatılır, insanlar
yazılanndan ötürü hapse atılır...
Var mı böyle bir demokrasi?..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Yılmaz: Eğitim bütçesi
savunma kadar önemli
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Mesut Yılmaz eğitim,
öğretim ve AR-GE'ye
aynlacak bütçenin en az
ulusal savunmaya aynla-
cak bütçe kadar stratejik
önemde olduğuna dikkat
çekerek, Türkiye'nin ge-
leceğinin asıl güvencesi-
nin bu bütçenin büyük-
lüğü olduğunu belirtti.
Başbakan Yılmaz, Bi-
lim ve Teknolojı Yüksek
Kurulu toplantısında
yaptığı konuşmada, ge-
İişmiş sanayı toplumlan
bilgi çağına geçerken,
Türkiye'nin hem sanayi-
deki açığını kaparmak,
hem de yeni çağdeğişimf
sorunuyla karşı karşıya
olduğunu belirterek. bu
iki sorunu aynı zaman di
j
limi içinde çözmede gös-
terilecek başannın Tür-
kiye'nin geleceğini belir^
leyeceğini söyledi.
Başbakan Yılmaz
2000'li yıllann eşiğinde
dünyanın sessiz, fakat et-
kili bir devrime tanık ol-
duğunu kaydederek, bu
devrimle başlayan çağa,
bilgi çağı adının verildi-
ğini, bu çağın belirleyi-
ci unsurunun bilgi oldu-
ğunu söyledi. ı