25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordmatönj: HikmetÇe- linkaya # Yazıı$leri Müdünı. İbrahinı YUdız # Sorumlu Müdür Fikret İlkiz # Haber Merkezı Müdüru: Hakan Kar4 # Görsel Yönetmen: Fikret Es«r Di} Haberler Şinasi Dam$oglu • ktıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomı Mehmet Saraç 0 Kültiır Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir \ ücflman # Makıileler Sami kantören # Diüdtme AbduUah YazıcıA Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu #Bılgı-Bdge Edibe Buğra • Yun Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Bd$kan), Orhan Erinç, Oktaj kurtböke. Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Crgun Balcı. İbrahim Vıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balbav Atattırk Bul\an \o: 125, KatA. Bakanlıklar-Ankara TcJ- 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • izmır Temsılcısı. Serdar Kızık. H Ziya Blv. İ352S. 2 3Te|-44ll220. Faks: 4419117* Adana Temsılcısı:Çetin Yiğenoğlu, inönüCd 119S.No.T Katl. Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdüni Üstûn Akmen 0 Koordınatör Ahmet Korulsan # Muhasebe Bulent \ewr#Man: Hüsnin Cürer • I,Ietaie Önder Çelik • Bılgı- hk-m NaiJ Inal 0 Bılgısajar Sıstem Mürmet Çler« SaBş. Knzjkl Kuza MEDYA C: • Yonetjm Kunılı Başkanı - Genel Müdür Gülbir Erduran # Koordmatör Reh« Işıtman 0 Genel Müdur Yardımcısı VvdaÇüban Tel: 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Yavınüavan \e Basao: Yenı Gün Haber Ajansı. Basm \e Yaymcılık A Ş TurleoMğı CâJ 39 41 Cağaloglu 34334 tst PK 246 IsıanbuJ fd 10 2)2)512 05 05 120 hatl Faks (0 212ı 51 j S5 1' 3HAZİRAN 1998 lmsak: 3.28 Güneş: 5.27 Öğle: 13.09 Ikindi: 17.06 Akşam: 20.38 Yatsı: 22.27 vv ww.cumhuriyet.com.tr Teniste sıcak günler H S|H)r Servisi - Grand Slam'ın ikinci etabı olarak kabul edilen Fransa Açık Tenis Turnuvası'nın sonana gelindi. Paris Merkez Kort'taki büyük çekişmenin dünkü bölümünde ABD'Ii tenisçi Lindsay Davenport, yan finale çıktı. Davenport. finale kalabilmek içın 4 numaralı serı başı Arantxa Sanchez'le karşılaşacak. Yan finalin diger maçında ise Isviçreli Martina Hingis'le ABD"li Monica Seles mücadele edecek. Erkeklerde ise favori raket Şililı Marcello Rios'un tspanyol Carlos Moya'ya elenmesi sürpriz olarak yorumlandı. UMCEPten ürküten açıklama • ANKARA (LBA) - UNICEFtarafından yayımlanan rapora göre, dünyada her beş kadından biri tecavüze uğruyor. Söz konusu raporda, 60 milyonu aşkın kadının tecavüzden sonra "ortadan kaybolduguna" dikkat çekilirken, kaybolan kadınlann akıbetleri hakkında hiçbir bilgi alınamadığı bildiriliyor. Yine ayni raporda. baskıcı ve kapalı toplumlarda tecavüze uğrayanlann. tecavüze uğradıklan için şikâyetçi bile oJamadıklan ifade edılirken, Doğu toplumlanna göre göreceli özgürlüğü olan Amerikan toplumunda bile, tecavüze uğrayan kadınlann ancak yüzde 1 'inin şikâyetçi olabildikleri kaydedildi. İnternefle sperm ticareti • LONDRA(UBA)- Internet aracıiıgıyla yapılan elektronik ticaret günden güne artarken, sonunda Internet'le sperm ticareti de başladı. Çocuğu olmayan eşler, Internet aracıiıgıyla dünyanın çeşitli sperm bankalanndan sperm satın alabiliyorlar. Internet aracıiıgıyla sperm ticaretinin artması iizerine fngiitere döllenme otoritesi, müşterilerini. bu ticaretin neden olabileceği tehlikelere karşı uyardı. Kalitesiz bir sperm veya AFDS'lı, hepatıt. hatta frengi hastalığına yakalanmış birinden. bu yolla sperm alma olasılığı bulundugu belirtiliyor. Yasalara uymayan ve 'ideolojik eğilimi simgeleyen kıyafet' giyen öğrenciler üniversitelere giremeyecek Çagdışı kıfak loyafete iziıı yok• Yeditepe Üniversitesi, ikinci basamak kılavuzunda "üniversitede çağdaş kıyafet mecburiyeti" olduğunu açıkladı. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sağlam, kılık kıyafet konusunda tüm üniversitelerin, yasalar çerçevesinde ortak hareket etmesini istedi. ANKARA (AA) - Dniversiteler, ög- rencilerden çağdaş kıyafet giymeleri- ni isterken, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman SağJam. kılık kıyafet konusunda tüm üniversi- telerin ortak hareket etmesi gerektiği- ni söyledi. Yüksek Öğretım Kurumıfnun (YÖK), üniversitelerikılıkkıvafetku- rallanrun uygulanması konusunda uyar- masının ardından. Yeditepe Üniversi- tesi. )998 Öğrenci Secme ve Yerleş- tirme Sınavı ikinci Basamak Kılavu- zu'nda yer alan açıklarnasında, üni- versitede çağdas kıyafet mecburiyeti bulundugunu bildirdi. Başkent Üniversitesi'nin 1998-1999 öğretim > ı!ı program tanıtım kilavuzun- da da üniversitenin bütün birimlerin- de, yurtlar. yemekhaneler ve koridor- larda. toplantı ve törenlerde çağdaş kı- yafetvegörüniimzorunluluğubulun- duğu ifade edildi. Kılavuzda. "Kız ve erkek aynmı yapmaksı/ın. bürün öğrencilerin anı- lan bu mekânlarda başlan açık, çağ- daş kıyafet vegörünümde bulunrnaJa- n gerekmektedîr. Hiçbir öğrenci, her- hangi bir din. me/hep. ırk, diL siyasal ve ideolojik eğilimi simgeleyen veya çagnştıran. üniversite öğrenciliği sıfa- önı/ı gerektirdiği \akar ve tutuma av - kın kıvafet \cgöriinümde bulunamaz" denildi. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Sağlam da kılık kıyafe! kurallanna uyulduğunu bildirerek "Biz iki senedir kayıt yapıyorduk, ancak kimlik karü için çağdaş kıvafetle çekil- miş fotoğraf istivorduk. Eğer öğrenci kurallara u>gun olmavan kjvafetk ders- lere girerse ihtar edilivordu. Zaman zaman da soruşturmaiar açıldı. Yasa- lar çerçevesinde kişilere gereken uva- nyapıldı"dedi. Prof. Dr. Sağlam. kı- lık kıyafet kurallannın uygulanması konusunda bazı üniversitelerin esnek dav randığını. bazılarının da "ipin ucu- nukaçırdığını'< belirterek şunlan söy- ledı:"Baa üniversitelerle ilgili olarak gazetelerde haberler çıktı. Neredeyse FESTIVAL Aspendos için 'Aida'h tanıtım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Antalya'da 13 Ha- ziran-4 Temmuz tarihleri arasında düzenJenecek 5. As- pendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali. basına fes- tivalin açılış eseri olan 'Ai- da' operasından kesitlerin sunulduğubirminı temsille tanıtıldı. Opera binasında düzenlenen toplantı. Dev let Opera ve Balesi sanatçıla- nndan koro ve solist Nilgün Akerman ile Constantüı Ni- ca'nın Aida operasından ba- zı bölümlen seslendirmele- riyle başladı. Kültür Bakanı İstemihan Talay. Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin Türki- ye'nin uluslararası müzik da- lında evTensel ölçütler ıçin- de dünya seyircisiyle buluş- tuğu çok önemli biretkinlik olduğunu söyledi. 5'incisi düzenlenen festivalin bu yıl uluslararası boyutunun bu- lunduğunu kaydeden Talay, Rusya, Ukrayna ve Gürcis- tan'dan sanat değeri çok yük- sek olan gruplarm festival- de görev alacagını söyledi. Talay, Türk opera ve ba- le gruplannın olanaksızlık- lar nedeniyle çok fazla yurt- dışı etkinliklere katılamadı- ğını, ancak festivalin bir tu- rizm merkezi olan Antal- ya'da düzenlenmesi nede- niyle Türk opera ve bale gruplarının dünya seyirci- siyle kucaklaşma imkanı bul- duğuna dikkati çekti. Opera ve bale için yeni kadrolar ih- das edildiğini, 5 yeni opera ve bale müdürlüğü açıldıği- nı anımsatan Talay. gelecek yıl Antalya'ya da bir opera ve bale müdürlüğü kurulaca- ğının işaretini verdi. İstemi- han Talay, festivaîin maliye- ti konusundaki bir soruya karşılık*. festivalin, Başba- kanlık Tanıtma Fonu, bakan- lık bütçesi ve sponsorlann katkısıyla gerçekleştinlece- ğini ve yaklaşık 140 mılyar lira harcanacağını söyledi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Hüseyin Ak- bulut da festivalin 3 hafta içine sıkıştınlmasırun yanlış olduğunu. yaz boyunca 10 günde bir temsii venlmesı- nı amaçladıklannı. ancak ekonomik gerekçelerle bunu gerçekleştiremedikJerini söy- ledi. Y üzyıiın sanatçılan arasında kendi dallannda Maria Callas, Chartie Chaplia, Kafka. Steven Spielberg, Picasso ve The Beatles öne çıkan isimler oidu. tşteyüzyda dcungasımvuronsamıtçılar NEW YORK(AA)- Time dergisi, re- simden edebiyata, tiyatrodan müziğe kadar 20. yüzyılın önde gelen sanatçı- lannı belirledi. Resim dahnda Pablo Pi- casso'nun. sinemada Marion Brandonun öne çıktığı sanatçılar arasında Marvlin Monroe'dan Chartie Chaplin'e kadar çok sayıda ünlü yeraîıvor Resimde Salvador Dali, müzıkte El- vis Preslev, The Beatles ve Louis .4rmst- rongadlanndan söz ettirirken. mimari- de Isviçreli LeCorbusier. modada Fran- sız CocoChanel. edebiyatta James Joy- ce üst sıralara yerleştiler. Pop müzik dalında Madonna. folklo- rik müzikte Bob Ehlan. soul müzikte Aretha Franklin. cazda Louis Armst- rongve Elta Fitzgerald. romantik müzik- te de Frank Sinarra yüzyılın isimlen arasında veraldı. Yüzyılın en önemli 2 filmi "RüzgarGibiGeçtT ve bu yıl 11 Oscar birden kazanan "Titanic" oldu. En büyük komedyen olarak Charlie Chaplin'in tanıtıldığı dergınin son sayı- sında, yüzyılın yönetmeni unvanına, -Jurassic Park"' "E.T". -Schindlers Ust" gibi fılmlere imzasını atmısûlan Steven Spielberg layık görüldü. Time, 20. yüzyılın edebiyat dev len ara- sında Franz Kafka MrginiaWfoolf ve Er- nest Hemingwav 'e yer verdı. Dergi, yüz- yılın "okunacak eserleri" arasında Dr. Benjamin Spock'un ".-Vna-Çocuk Sağ- hğı". Solzhem-tsin'in "Gulag Takımada- lan". "Anne Frank'uı Habra Defteri" ve •*MalcolmX'inOtobiyograrısi"nı belır- letli- Klasik müzikte İgorStnminrirrbrr numara olurken. MariaCallas. Vladimir Honwitz ve l^eonard Bemstein gibı sa- natçılara da yer venldi. vüzde 40 ile vüzde 70'e varan oranlar- da bazı tarikatlann üniversitelerde et- kili olduğu v a/jvordu. Şimdi siz müm- kün olduğu kadar Türkhe Cumhuri- veti'nin kanuniannı uygulamava çalı- şıyorsunu/. bir başka yerde esnek dav- ranıldığı için öğrenciler "Oradaki arka- daşlanmız giyebiliyor, biz burada ni- ye giyemiyoruz' diye düşünüyoriar. Tüm üniversitelerin. TürkiyeCum- huriveti'nin laik kurumlan olarak ay- m parakMe hareketetmesi daha uygun olacaktır. Bu da birçok sıkıntıvı orta- dan kaklıracaknr. Bizyapmamız gere- keni yapıyoruz. İdareci olarak sorum- luluğumuz, \ asalan u\ gulamaktır. Bu işi savaş halirıe döndürmek, aşui ku- ruplaşrnava doğru çekmek ve ideolo- jik hale getirmek ülkenin ve üniversi- tenin sıkıntıv a girmesine sebep olacak- ür." Prof. Dr. Sağlam, buna meydan ver- memek için gençlerin ve çocuklann, özellikle de ideolojik gruplann etkisi altına girmiş olanlann eğitilmesi ge- rektiginı belirttı. ize hareket ediyoriar^ Ülkenin huzurunu bozmak, ülkeyi bölmek ve köktendinci temeller ü>e- rineoturtmak isteyen kesimlerin orga- nize bir şekilde hareket ettiklerini söy- leyen Prof. Dr. Sağlam. bunun örne- ğinin lstanbul Üniversitesi'ndeki olay- larda görüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Sağlam "Bu nedenlededevietin kurum- lan olarak bu 0bi eylemlere karşı ne taral'tan getirse gelsin uyanık olmalıyı/ ve mücadele etmekten de hiçbir za- man kaçınmamalıyız. Atatürk vesilah arkadaşlanyla ecdadımızın kurmuş olduğu bu çağdaş demokratik cumhu- rivetin hiçbir ilkesinden en ufak bir ta- viz vermemeliviz" diye konuştu. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Suha Se- \-ük de üniversitelerde son zamanlar- da yaşanan karmaşalann yönetim de- ğişikliğinden kaynaklandıgını belirt- tı -Bizde başorttilü kimlik kabulü yıl- lardıryok"diyen Prof. Dr. Sevük şun- lan söyledi: "Bizebüyükelçiçocukla- n da geliyor. Dışişleri aray a giriyor, onu bile kabul etmiyoruz. Bu konuda cid- di bir sorua yok bizde." Sevük. başörtüsü konusunda yönet- meliklerin açık olduğunu ifade ederek, kuralların uyguianacağını bildirdi. BATI AKDENtZ ÇEVRE PLATFORMU TOPtANDI Çevre için 4 hukuka saygı' kampanyası SOYLEŞİ ATTİLAİLHAN BÜLENT ECEMT GÜLÇh. İLCİ ANTALYA - Muğla. Bur- dur. Antaly a. Isparta s e De- nizli il ve ilçelerinde örgüt- lüçevredemekieri ileTür- kiye'nin çeşitli yerlerinden gelen çevreci. yeşıl ve eko- lojistlerin oluşturduğu Ba- n Akdeniz Çevne Platformu: Antalya'da toplandı. Top- lantıda. yerel yönetimlerin çevre ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararlanna. hu- kuk devleti anlayışını ze- deleyen. yasa tanımaz. hu- kuk dışı uygulamalarına karşı "hukukasaygı'" kam- panyası başjatılması karar- laştınldı. Çevreci ve ekolojistle- rin. bölge sorunlanna bir- likte çözüm aramak ve güç bırliği oluşturarak baskı gü- cünü arttırmak amacıyla dört yıl önce oluşturdukla- n Batı Akdeniz Çevre Plat- formu 'nun (BAÇEP). An- talya toplantısında. Batı Ak- deniz Bölgesi'nin sorunla- rını bir kez daha masaya yatırdı. Hafta sonunda An- talya Müzesi'nde gerçek- leştirilen toplantının ilk otu- rumunda kıyı alanlan ve imar uygulamalan ile kıyı kullanımı veKonvaaltıör- neği tartışıldı. Kentlerde bakkal hesabı mantiğı ile yatmm kararlan alındıgı- na dikkat çeken Şehir Plan- cılan Odası Temsilcısi Ni- met Surcan.'*Son yıllarda acı sonuçlannı sık sık yaşa- thğuıuzömekler,doğavi dik- kate almadan yapılan yan- nmlann konusudur. Doğa öçahyor" dedı. Yatırım kararı alırken Kurtsan'dan seminer Bilinçsiz diyet sağbğa zararh e-posta : tan (a prizma. net tr İstanbul Haber Seni- â - Zayıflamak ugruna büinçsizce yapılan di- yetlerin insan sağlığına zarar verdiği belirtildi. SağlıJdı beslenme için çeşitli gıdaların tüketil- mesi gerektiğini vurgu- layan uzmanlar, özellik- le lifli gıdalann hareket- siz yaşamın getirdiği olumsuzlukian bir neb- ze de olsa telafi ettiğine dikkat çektiier. Kurtsan Jlaç Sanayit tarafından düzenlenen "Yediklerimiz Gerçek- tenDijetnu"' konulu se- miner, Kabataş Kültür Merkezi'nde gerçekleş- tirildi. Hacettepe Üni- versitesi Beslenme ve Diyet Bölümü Danışma- sı Prof. Dr. Ayşe Bavsal. beslenmenin sadece ka- rın doyurma anlamma gelmediğini söyledi. Tek gıdayla beslenmenin in- san saglıgmı olumsuzet- kileyeceğini ifade eden Baysal. "Doğru bir bes- lenme dherindc en çok lifli gıdalar olan bakJa- giller. talul olnıaiı. Bunu sebze, meyve, zeytinya- ğı. süt süt ürünleri. ba- hk ve et iztemeli" dedi. Baysal. "\VHO «ün- de30gramfifabnmasıge- rektiğini belirtir. Beslen- mestnde kuru baklagil- leriemeyvew sebzeolan- larbunu abrlar.Sadece et, süt, voğurt gibi gıdalar- la besienenlerse ek lifli gıda tüketmeli. Aynca. çocuklann. zay ıfinsanla- nn, ülseri olanlann *eer- genlik çağındaki gençle- rin aşırı lif tüketmcsi de- mir veçinkonunazatma- ana nedenotabilir" dedi. H Ne\i ne için feda ediyo- ruz" sorusunun mutlaka sorulması gerektiğini be- lirten Surcan. rant olgusu- na yol açan en önemli etke- nin de doğal kaynaklann, kent topraklannın tıcari me- ta olarak görülmesi olduğu- nu vurguladı. BAÇEP toplantısının ikinci oturumunda hukuk ihlallerininsaltçevreyle sı- nırlı olmadığı. toplumsal yaşamın her alanını kuşat- tığı vurgulanarak yurt ça- pında "hukuka saygı kam- panyası" başlatılması ka- ran alındı. Komaaltı'nda eylem Toplantının ikinci günün- de Antalya'nın Konyaaltı Plajı'nda eylem y apan çev- reciler. dünyanın ortak mi- raslan kabul edilen doğal değerleresahıpçıkılmasını istedıler. "Konyaaltı dün- yanın ortak mirasıdır, be- tonakurbanedikmez" baş- lıklı bildiride de. Antalya Büyükşehir Belediyesi "nin K.onyaaltı projesine ve ya- pımı süren Alİce Otel 'e tep- ki gösterildi. Konyaaltı Pla- jı'nın en önemli zenginlıği olan kum ve çakıllarının üzerindeyüriitülen proje ve inşaatlainsanlığın ortak ta- rihi ve mirasının yok edil- diğı vurgulandı. BAÇEP Antalya Çalış- ma Grubu Temsilcisi He- drveGündüz. Konyaaltı sa- hıllerinin ve kıyının hızla kirlenmesine karşın önlem alınmadığını dıle getirdi. Gündüz. "Antaha'daçevre değerlerini yok eden bu ya- ptiaşmalaraAntahalılar ian vermeyecektir'* dedi. Jeoloji Mühendisi Mus- tafa Koparan, Konyaaltı sa- hilini "doğalmiras" olarak gördüklerini anlattı ve "Kentiniçmesuvunusağla- yan varyarıt altındaki ınağa- ra, 2 bin kilomerrekarelik bir alandan toplanan kay- naklarla besleniyor. Bu su- ya da sanav i. tanm ilaçlan ve kanaUzasyon atıklan ka- nşıyor*' diye konuştu. 'Kemalizm, Bir Sol İdeolojisiydı", Ama Neresinden bakılsa, Sosyalist sol', Türkiyede Gâzi Mustafa Kemale sahip çıkmıştır; yo, ha- yır! 'Edebiyat'tan konuşmuyorum, ne Nâz/m'ın 'Ku- va-yı Milliye Destanı', ne Dinamo'nun 'KutsalIsyan'ı söz konusu; altını çizdiğim düzey, idedojik düzey! Bun- da elbet, 20'li yıllardaki Komintern desteğinin etkisi var ama, o olmasa da, Gazi de, va'zettiği Müdafaa- i Hukuk Doktrini de, Türk sosyalistlerinin 'dünyasın- da', muteber bir yer sahibidir. '68 Kusağı'na gelinceye kadar, 'Sosyalist sol' Türkiye'de Kemalizm'i savunmuştur, ona arka çık- mıştır; ancak 7O'\İ yıllann ilk yansından sonradır ki, sos- yalistler arasında Gâzi'ye karşı çıkmak, onu 'karala- mak' yaygmlaştı; daha sonraları, 'Kemalist olmadı- ğını' açıklamak. 'devrimciliğin' şartı bile sayılmamış mıydı, hatırlayınız. Bu Va/i;m'yanlış. galiba iki Veç- heli' tek bir sebebe dayanıyor: Gâzi Mustafa Kemal ile 'ara rejim'lerin 'paşalan'nı kanştınyorlan 'Ke- malist' cumhuriyet ile de, 'ara rejimleri'; bu da besbelli. Kemalizm'in 'Marksisttahlilini'Türkiye'nin kendine özgü koşullan içersinde, objektif olarak ya- pamayıştan ileri geliyor. Sanınm, buna gerek de duymuyorlardı, çünkü bi- raz dikkatli olsalar, Türk sosyalizminin bu tahlili yap- mış olduğunu, fark edebilirterdı. Kanıt mı? Alın sıze iki kanıt, hem deTürk Sosyalizm Tarihi'nin iki 'demir- öaş'kaleminden! "... ölünceye kadar anti-emperyalist! 1 Tesadüfe bakarmısınız? Râsih Nuri Bey (İleri), 'Ata- türk ve Komünizm" başlıklı çalışmasını,1970'te yayımlamış, 1968'den iki yıl sonra! llginç sayılmaz mı bu? Orada bazı 'tesbitler' yapmış, bakalım neler: 1. Teşbit/ "Gâzi Mustafa Kemal büyük bir ger- çekçidir; her attığı adımda ne yapabileceğini, ne- reye kadar gidebileceğini gayet iyi hesaplayan bir kurmaydır(...) Atatürk'ü hep bu gerçekçilik yö- nünden değerlendirmeliyiz; o hayatı boyunca Marksizm'in ünlü formülünü doğal olarak uygu- lamış, 'özgürlük zorunluluklann bilinmesinden ibarettir* kuralına bağlı kalmıştır. Atatürk için po- Irükada en beklenmedik atılışlar yaptığı.herkesi şaşırttığı zaman bile, ölçü, zorunluluklann, ola- naklann, sınırların gayet iyi hesaplanması şeklin- de belirmektedir..." (Anılan eser, s. 9). 2. Tesbit/"... Mustafa Kemal Paşa, konuyu, sa- dece Millî Kurtuluş Savaşı'nın başan olanaklan yüzünden değerlendirmiş, dünyadaki ve yurtta- ki güçler dengesinin doğru bir hesabını yapmış- tır. 1917 Sovyet Devrimi sonucunda, emperyalist 'Sistem'in dünya çapındaki hâkimiyetinin yok ol- ması rastlantısı içinde bir Millî Kurtuluş Sava- şı'nın başanlı olmasını, ilk olarak, o değerlendi- rebilmiştir; öte yandan, Bolşevizm'in dünya ça- pında yayılması rastlantısını da hesaba katarak, 1921 yılına kadar oyönden biraçrk kapı bırakmış- tır. Gâzi Mustafa Kemal Paşa, ölümüne kadar emperyalizme karşı koymuş, yabancı sermaye- yi yurttan kovmuş ve Sovyetler Biriiği'ni tabii müt- tefik saymıştır..." (Anılan eser, s. 338-339) '... emek iikesine dayalı, halk devleti' Di( iyelim ki, o gürültü patırtı içinde, '68 Hareketi', Râsih Nuri Bey'in 'tesbitlen'n farkedemedi; peki FKF'nin hayli zaman desteklediöi Mehmet Ali Aybar'ın, Türkiye Işçi Partisi'ni (TÎP) üzerine 'oturttuğu', -o taş gibi sağlam- 'tesbitleri' nasıl gör- mezden gelebildi? Ona da bir göz atar mıyız? 1. Tesbit/"... Kurtuluş Savaşı Türkiyesi'nin, si- yasal ekonomik sosyal doktrini tam bağımsız- lık için dövüşen, emek ilkesine dayalı bir halk devleti ideolojisi, Kemalizm'di. Anadolu Hare- keti nin ilk günlerinde Batılı düşmanlanmız koy- muştu bu adı ona. Onlann karşısında bir Bol- şevizm vardı, bir de Kemalizm!..." 2. Tesbit/"... emperyalistler, Anadolu'da baş- layan savaşın bir başka tür savaş, Asya'nın, Af- rika'nm boyunduruk altındaki halklarına yol gösteren, ilk ulusal bağımsızlık ayaklanması ol- duğunu anlamakta gecikmemişlerdir. Tam ba- ğımsızlık için ölüm/kalım savaşı, Kemalizm, bir sol ideolojisiydı..." 3. Tesbit/ "... çünkü emeği toplum düzeninin temeli sayan, emperyalizm ve kapitalizmle sa- vaşmayı, ulusal kurtuluşumuz için şart sayan, halk iktidannı amaçlayan bir politikanın başka adı yoktur. Mustafa Kemal ve arkadaşları sol- cu olmayabilir, ama savundukları görüşler, iz- ledikleri yol solda olan görüşler ve solcu bir po- litikaydı..." 4. Tesbit/ "... Türkiye'yi kurtarmak için baş- ka bir seçenek yoktu. İçinde bulunduğumuz ko- şullar, Mustafa Kemal ve arkadaşlannı, adını an- madan solda bir yol izlemeye zoıiamıştır. Ka- pitalizmin dize getirdiği bir ulus, kapitalizme sa- nlarak ayağa kalkamaz. 'Sistem'in mantığı bu- na olanak vermez!" 5. Tesbit/ "Kemalizm, emperyalizme, kapita- lizme karşı bir ideoloji olduğu için, Asya'daki, Afrika'daki esir halklann dikkatini çekmiştir..." ("TİP Tarihi", cilt 1, s. 137-138. BDS Yayınlan, 1988) Tuhaf ama, gerçek!.. Aybar, 'ZinciıiiHürriyet'ten beri, aynı siyasi plat- form üzerindeydi; hatta, 'Inönü Cumhuriye- ti'ni, 'Kemalist' Cumhuriyet'ten bir güzel ayır- mış; daha o zaman, (11 Mart 1948) öncekine 'Inö- nü Demokrasisi' adını takmıştı. (Bkz. 'Bağımsız- lık, Demokrasi, Sosyalizm', s. 148, Gerçek Yayı- nevi. 1988). Hal böyleyken. '68 Hareketi'nin, iş Üçüncü Dünya'cılığadökülünce, Mustafa Kemal gibi tabii bir lider dururken; sahip çıkacak yerde ona 'yan oturup', Che, Hoşiminh, hatta Enver Hoca gibi liderlerin ardına düşmeleri, acaba doğru mu olmuştur? Tuhaf ama gerçek; belki o yüzden. 30 yıl sonra o kuşağın 'pişmanlan' da ('dönekler', 2. Cumhu- riyetçi 'takımı' vs), 'pişman' olmayanlan da; Gâzi düşmanlığında, 'irtica'ileaynıkavşaktabuluşuyor- lar; Mütareke de, Ingiliz 'muhibbi' Sait Molla ile Tanzimat 'alafrangası' 'mandacı 'takımının, buluş- ması gibi! Mustafa Kemal'i o kadar sevmezlerdi ki. 'üzehnize âfiyet', ona 'bolşevik' diyorlardı... http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle