23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TURKİYE'DE DEPREMLER 1? ' : • ^ 1 1 YER I ÇANKIRI i ZARA i MÂLAZGÎRT E' ÇEMJŞGEZEK i MUREFTE i. AI^ON-BOLVADİN | ÇAYKÂRA | RASfNLER « AFYON-DİNAR » MİLAS ; FİNİKE KARS •' İZMİR-TORBALI *- SfVAS-SÜŞEHRİ î HAKKÂRİ SINIRI X DENÜI-ÇlVfflİ. *; BİNGÖL A ı T l " ERDEK j*Q>'jjl - 1* DIGOR jt/K^ [ KIRŞEHİR V İ I- ÎZMİR-DİKÎÜ •'.. TERCAN '• ERZİNCAN NİĞDE ^ KAYSERİ-DEVELİ ? YOZ6AT C MUĞLA "âjfer r VAN-ERCİŞ *IS(f ERZ1NCAN t^ljRnj» MUĞLA ^ T ^ > .?J& ; BİGADİÇ-SINDIRGI OSMANCIK ,: ÇORUM ~ NIKSAR-ERBAA 1 ADÂPAZÂR/-HENDEK "" TOSYA-IADİK BOLU-GEREDE - DÜZCE " MUDURNU GEDİ2-UŞAK AYVALIK-EDREMİT a - AOANA-CEYHAN j VAN f KADJNHAN-ILG1N • ! VARTO-HINIS f İZMİR-KARABURUN KARLIOVA •'. KIĞI • ISKENDERUN KURŞUNLU L HASANKALE s YENİCE-GÖNEN F KURŞUNLU î AYDtN-SÖKE 'frjk f ESKİŞEHİR *<&LJ> l FETHfYE dt^fP^fvt . J BÖLU-ÂBÂNT * 8AŞKÖY I köYCEĞÎZ HtNiS MARMARİS sjjĞDtR DENIZLİ f ÇfNAROK-YALOVA | DENIZLİ ! MALÂTYA f MANYAS i DENİZU-HONAZ 1 KARLIOVA | VARTO 1 VARTO AÖANA-BAHÇC | ADAPAZARI I PÖLÜMÜR | AKYAZI I BlNGÖL-ElAZtĞ BARTIN | j 4 FETHİYE U f l r | l GONEN * J M İ ^ DEMlRCf ^ H ALAŞEHİR ^ ^ KARABURUN GEDİZ ÇAVDARHfSAR DEMİRCİ BURDUR BİNGÖL EZİNE VAN tZMÎR KARS-SUSUZ ÜCE DOĞU BEYAZIT ARDAHAN DENİZÜ ÇACDİRAN-MURADJYE ÜCE W ^ ÎZMIR ı*'flK4 l FOÇA 'sf^&f^^C. MUŞ-BULANIK BİGA ERZURUM ERZURUM-BALKAYA MALATYA-SURGU KARS-AKVAKA ERZİNCAN DtNAR ÇORUM-AMASYA TARİH 09.03.1902 10.02.19O3 24.04.1903 04.t2.1905 09.08.1912 04.10.1914 13.05.1924 13.09.1924 07.08.1925 08.02.1926 18.03.1926 22.10.1926 31 03 1928 18.05.1929 06.05.1930 19.07.1933 15.12.1934 04.01.1935 01.05 1935 19.04.1938 22 09 1939 21.1t.1939 26.12.1939 10.01.1940 20.02.1940 13.04.1940 23.05.1941 10.09.1941 12.11 1941 13.12.1941 15.11 1942 21-11.1942 11.12.1942 20.12.1942 20.06.1943 26.11.1943 01.02.1944 10.02.1944 05.04.1944 25.06.1944 06.10.1944 20.03-1945 20.11.1945 21.0^.1946 31.05.1946 23.07.1949 17 08.1949" 04.02.1950 08.04.1951 13.08.1951 03 01 1952 18.03.1953 07 09 1953 16.07.1955 20.02 1956 1 25.04.1957 26.05.1957 07.07.1957 25.04.1959 25.10.1959 23.05.1961 04.09.1962 11.03.1963 I 18.09.1963 22.11.1963 14.06.1964 06.10.1964 13.06.1965 31.08.1965 07.03,1966 19.08.1966 07.04.1967 22.07 1967 ' 26.07.1967 30.07.1967 24.03.1968 03.09.1968 14.01.1969 03.03 1969 I 23.03.1969 28.03.1969 06.04.1969 28.03.1970 19.04.1970 23.04.1970 12.05.1971 22.05.1971 26.04.1972 16.07.1972 01.02.1974 25.03.Î975 ı 06.09.1975 02 04.1976 30.04.1976 19.08.1976 24.11.1976 25.03.1977 26.03.1977 16.12.1977 14.06.1979 27.03.1982 05.07.1983 30.10.1983 18.09.1984 06 06.1986 Ö7.Î2.Î988 13.03.1992 | 01.10.1995 J 14.08.1996 SIDDET 5.6 5.8 6.7 6.8 7.3 OLU I 4 J - J 2626 | - 12Î6 I 5.t l 400 | 5.3 6.9 5.9 4.7 6.9 5.7 7.0 6.1 7.2 5.7 4.9 6.7 î 6.2 6.6 7.1 5.9 7.9 5.0 6.7 I -50 -i 3 2 î 1 27 î 355 1 1 50 I 64 1 2514 1 20 12 5 ' 20Ö 1 1 149 İ 60 j 43 | ^32962 l 58 î 37 s 5.6 | 20 j 6.0 5.9 5.9 5.7 61 5.5 5.9 7.0 6.6 7.2 7.2 5.4 5.6 &2 7.0 6.0 ] 5.8 5.6 j 5.7 7.0 70 5.7 j 6.9 5.8 7.4 6.4 7.0 6 4 7.1 7.1 5.1 5.7 "sTj 6.5 53 ! 5.5 6.3 5.1 6.0 7.0 5.7 5.6 j 5.6 6.9 5.3 7.2 6.2 6.0 5.1 6.5 6J2 2 | 194 İ 15 î - -^ 7 | 7 | 25 1 3000 I 336 | 2824 % 3959 30 . 21 İ ! 27 j îö 1 - i-- J 839 -' 450 - 20 î 6 | 52 | 133 | 265 M 2 İ 23 i 67 f •""52" ! - 18 - j 1 1 g - 1 8 | 23 İ 14 1 2394 I 89 1 97 i2 i2 i2 -Lİ 5 7 1 | 6.1 6.6 5.6 7.2 5.9 ] 5.7 ; 62 6.7 5.0 5.2 3?"] 5.1 6.9 4.8 5.0 i 4.9 ' 1086 1 "~1 -1 878 | 2 S 2 | 2385 i 5 İ * î4 I 72 \ 3840 1 4 8 1 .5-2 53 1 5.9 1 5.2 ' "6.F" 5.9 5.6 1 6.9 6.8 6.0 J 5.4 8 | - | - j- İ 3 » 1155 i 3 11 I-jpf 653 | 96 1 -1 aralılar çimler üzerine serilen yataklarda tedavi edildi Bürokrasinin luükûgı Adana'da 'ben doktorum' diyen herkesm yeşü reçeteyte verüen ilaçlan eczaneden alafofleceği ortamın oluştuğu gözfendi. Depreme endeksli yaşam ÇETİN YÎĞENOĞLU Adı Esen .Akso> 18 yaşında. Dep- rem mınibüste yakalamış. Yaşlı bi- rine yer vermek ıçin kalktığında, 'kırbaçlama' denilen darbeyi yemiş omurgasından. Şimdi felç olma teh- likesi altında yatıyor hastanede. Adı Aslıhan Kara, 18 yaşında. Ceyhan'da 6. kattaki evlerinden boş- luğa uçtuğu anı anunsıyor. Yarası ağır değil. Çevresindekilere o sırada bir- likte oldugu annesi, teyzesi ve kar- deşini soruyor sürekli. Yanıtlann hqp olumlu oldugunu, ama onlan bir türlü göremediği için kaygılandığı- nı anlatıyor. Nihan DaJyan 30 yaşında. O sı- rada Misis beldesındeki evınin önün- de ağacın altında biricik oğluyla oy- nuyormuş. Olayı anlayınca oğlunu ağacın gövdesinin ardına atmayi ba- şarmış, ama kendisini evin enkazı altında kalrnaktan kurtaramamış. Bütün bedeni kınklar içinde "oğlu- ma birşey oimadıya» n diyor. Çuku- rova Üniversitesi Tıp FaküJtesi Bal- calı Hastanesi, Tûrİciye'nin en bü- yük ve kazancı en bol hastanelerin- den. Ama depremde Balcalı Hasta- nesi de 'hastanelik' oldu. Üst düzey- de teorik birikime sahip bilimadam- lannın çalıştığı hastanede, ilk kez deprem krizinde pratiğin iflas etti- ği gözlendi. Duvarlardaki çatlaklar nedeniy- le hastalar. bahçede sahra çadırlan altına ya da çimler üzerine serilen yataklarda tedavi edildi. Bınada yal- nızca yoğun bakım ünıtesi hastala- nyla depremzedelere bakıldı. Bürokrasinin kalktığı. 'ben dok- torum* diyen herhangi birinin yeşil reçeteyle venlen morfin gibi ılaçla- n eczaneden alabileceğı ortamın oluştuğu gözlendi. Depremden son- ra yaşam Adana'da trajik ve trajiko- mik görüntülerle sürdü. Bir anda sokaklara dökülen Adanalılar öz- gün yaşam örnekleri sergilediler. Kimileri semt parkında bir bicim- de çalıştırmayı becerdiği televiz- yondan dünya kupasını izlemeyi ka- çırmadı. Kimileri de refiijlere kon- durulan masalarda okey oynayarak vakit öldürdü. Kimisi banyoda, kimisi tuvalette depreme yakalanma aynntısından ürettiği ironiyle, yaşadığı olayın ağır baskısını hafıfletmeye çalıştı. Deprem. Ahmet-Nihal Akyürek çıftinı ise düğünevinde yakaladı. Kışla mahallesindeki düğünevin- den kaçan, uzaklardan gehniş konuk- lar, sırtlannı kolordu duvanna ve- rerek geceyi geçirirken, gelin oto- mobilinde uyuyan damatla gülerek fısıldaşıyorlardı. Birisi "İyikL_"di- ye başlayan bir cümle kurarken, bir diğeri "Bunlann aşkı şimdiden Çu- kurova'yı salladı. Allah sonrasını hayreteiıı'' diyordu. Depremden sonra Adana'da geçı- ci de olsa bir anda yeni yaşam bi- çimlerinin ohıştuğu gözlendi. Pik- nik tüplerinde çaylar. kahveler, ye- meklerpişirildi. Acısı tatlısıyla ya- şam 'inadina' dedirtircesine sürdü. Bir gerçek hiç gözden kaçmadı ama. Bu gerçeğin adı ise 'cep' ger- çeğiydi. Depremin faturası insanla- nn ceplerine göre çıkmıştı çünkü. Yı- kılan evlerin ve meydana gelen ölümlerin Adana'da cep durumu el- verişsiz olanlara ait oldugu anlaşıl- dı. Zemin sıvıhaşması nedeniyle ara- zi yapısı en çok beş katı kaldırma- ya uygun Ceyhan'da ise cebi yete- rince dolu olmadığı anlaşılan yap- satçılann fazladan katlar eklediği apartmanlarda meydana geldiği öğ- renildi. suruyorSAMİHAZMtEZER CEYHAN-Cumartesi günü 17.00 sıra- lannda meydana gelen deprem, Adanalı- lan sokağa dökerken, aradan gecen saat- ler sarsıntılann getirdiği tedirginlıği orta- dan kaldırmaya yetmiyor. Her an yeni bir sarsıntı olasılığı, insanlann geceyi yollar- da, parklarda geçirmele- rine yol açtı. Adana Mer- kez ve Ceyhan ilcesi uy- kusuzgeceleryaşıyor. Her iki kentte bir dizi olum- suz gelişme ve ilginçlik iç içe geçmiş durumda. Böl- gede enkaz kaldırma ça- lışmalan sırasında ince- lemede bulunan Cumhur- başkanı Sülejman Demi- rel'e yurttaşlar bina mü- teahhitleri hakkında şı- kâyette bulundular. Binalann yeterince sağlam yapılmadığını. yetkililerin de ge- rekli denetimleri yapmadıklannı vurgula- dılar. Demirel şikâyetlen başını sallayarak onayladı. Yurttaşlann binalann çürük ol- duğuna ilişkin yakınmalan sürerken, Cey- han'da büyük hasar gören Nurkent evlerin- deyaşamını yitiren iki kişiden biri sitenin müteahhidi AhmetSunar'm kardeşi AB Su- /Vdanalılan sokağa dökerken, aradan geçen saatler sarsıntılann getirdiği tedirginliği ortadan kaldırmaya yetmiyor. Her an yeni bir sarsıntı olasılığı, insanlann geceyi sokakta geçirmesine yol açtı. naroldu. Ceyhan'daki depremde. minare- Ierinden biri tümüyle yıkılan çifte mina- reli caminin duvannda bir tabelada "1945 >ıhndaki depremden sonra yapünJmısür" yazısı dikkat çekıyordu. Çok sayıda yapı- nın büyük hasargördüğü Ceyhan'da, Tok- tamış, Uğur ve Bahçeciler apartmanlan yerle bir oldu. Uğur Apartmanf ndaki bir evde 15-20 kadın, altın günü için bir araya gelmışti. Çoğu enkaz altında kaldı. Deprem sırasında yoldan geçen iki çocuğun da enkaz altında kal- ması büyûk üzüntü yarattı. Sivil savunma ekipleri. ce- setlerin tümüne ulaşamadık- lannı, sıcaktan cesetlerin kok- maya başladığını söylediler. Ekipler 24 saat geçtikten son- ra kangren mikrobunun çev- reye yayılmasından endişe duyduklannı da dile getirdiler. Depremde yaşamını yitiren yurttaşlann sayısı konusunda devlet yetkilileri arasın- daçelişkiyaşandı. Adana Valisi OğuzKa- ğan Köksal, dün sabah Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sayıyı 96 olarak bil- dirirken, Vali Yardırrtcısı Ardahan Tofuk Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e 108 kişınin öldüğünü söyledı. Adana'da hemen her sokakta benzer bir görüntü yaşamyor 'Temel atıııa töreni' ve deprem... OKTAYEKİNCİ Cumhurbaşkanı Sükvman Demirerin îstan- bul'daki TED Koleji inşaatına törenle temel atma- sı, Adana'daki depremle "aynıgûne"rastladı. Bu talihsiz rastlantının asıl dramatik yanı ise yine De- mirel ' in "Hayırh olsun" dediği inşaatın imar plan- lanna, yasalara ve şehircilik ilkelerine aykın ve bu nedenle de "kaçak" olmasıydı... Cumartesi günü akşam saatlerinde Adana'dan ge- len ilk haberler. depremin her zamanki gibi gece- kondu ve kaçak yapılaşma bölgelerinde büyük ha- sar ve can kaybı yarattığı şeklindeydi. Belli ki biraz da "tahmin" içeren bu haberler. gecenin ilerleyen saatlerindeki TV haberlerinde görüntülerle de birleşince, Türkiye'nin "ünarger- çeği" bir kez daha ekranlan kapladı. Umulduğu gibi sadece salaş gecekondular de- ğıl, "apartmanlar'* da 6.3 şiddetli depreme teslim olmuşlardı. Ertesı gün (dün) alınan bilgilerde bu apartmanlann çoğunun yine ya ruhsatsız (kaçak) ya da imar ve fen kurallanna aykın "plansız" ya- pılar oldugunu gösteriyordu... tşte bu felaketin yaşandıgı saatlerden kısa bir sü- re önce Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Is- tanbul'daki "Bejkoz SİT Alanı" içinde törenle at- tığı TED Koleji temeli de tıpkı Adana"daki çöken yeni yapılar gibi imar planı ve şehircilik kuralla- nna aykın bir "hukuk dışı inşaatı" taşıyacak. TED Koleji belki depreme karşı daha dayanık- lı olacak ama "bilimsel kurallara ters düşen imar kültürûnün"' yeni ve görkemli bir ömeği olarak ka- çak yapılaşmanın da yine "özendirici" cephesin- de yer alacak. Dahası. sadece kaçak değil. aynı za- manda yağmacı imar polittkasının da "simgesi" olarak eğittiği öğrencilere "cevre" ya da "hukuk de\leti" gibi erdemleri kimbilir nasıl bir kimlikle öğretmeye çalışacak... Çünkü bu inşaat, sadece Beykoz StT alanında- ki "imar yasağı" bulunan ve imar planı da bulun- mayan bir "onnan ve yeşil kuşak alanı" içinde kal- makla yetinmiyor. Aynı zamanda tstanbul'un 1/50 bin ölçekli Nâzım Planı'nda da "kentin genel çı- kan için iskan bötgesi olmadan korunacak" doğal ve rekreasyon bölgelerinde yükselıyor. Bu neden- le de zaten Korunıa Kunılu onaylı bir koruma pla- nına bağlı olmadan, yasadışı yöntemlerle baslanı- yor... Evet. Demirel'in işte bu inşaata temel atmasın- dan birkaç saat sonra Adana'da gerçekleşen dep- rem, yıllann yağmacı imar politikasına karşı bel- ki de en acımasız uyanydı. O kâğıt gibi yere yığı- lan binalarda hep aynı politikanın ürünleri değil midir? Radyonuzu aydınlığa, delnokrasiye, Cumhurîyet'e ayari AYDINLANMA EMRE KONGAR Demokrasinin Güvencesi Sorunu Demokrasi gökten zembille inmemiştir. Demokrasi, sanayi devrıminin ürettiği serma- ye sınıfının, din baskısına ve toprak ağalarına karşı başkaldırması ile başlayan bir süreç ıle ku- rulmuştur. Önce kör inancın, kutsal kitaplan ve müminle- ri kendi iktidarlan için istismar eden din adamla- rının egemenliğine karşı başkaldırılmıştır. Daha sonra, başlarında kralın ya da imparato- run bulunduğu toprak ağaları ile savaşılmıştır. Sermaye sınıfı bu savaşlan kazandıkça güçlen- miş, güçlendikçe büyümüş, büyüdükçe, bir baş- ka sınıfın, işçi sınıfının ortaya çıkmasına ve kuv- vetlenmesine yol açmıştır. Sermaye sınıfının güç- lenmesiyle kaçınılmaz olarak büyüyen işçi sınıfı, birsüre sonra, burjuvazinin iktidannı paylaşmak istemiş ve demokrasi, son aşamada, emekçile- rin siyasal iktidara ortak olmasıyla kurulmuştur. Demokrasi, çağdaş iki sınıfın, sermaye sınıfı ile işçi sınıfının, önce din baskısını ve toprak ağala- nnı tasfiye ederek, sonra da birbiherini denge- leyerek oluşturduklan bir siyasal rejimdir. Günlük dil ile söylersek, "demokrasiyi, fabrika yaratmıştır." Bu sürecin bir başka ifadesı. "fabrika olmadan demokrasi olmaz" biçiminde de dile getirilebilir. • • • Osmanlı Imparatorluğu, endüstrıleşme süreci- ni kaçırdığı ve bu süreci yaşayan ülkelerin sömür- gesi durumuna düşerek düşmana yenildiği ve işgal edildiği için çöktü. Türkiye Cumhuriyeîi, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlan, ülkeyı işgal eden düşmana karşı bir askerı zafer kazandığı ıçın kurulabildi. Fabrikasız bir ülkede "çağdaş bir devlet" kur- mak, ancak daha önce endüstrileşmiş olan ül- kelerin ürettikleri kültürel, siyasal ve hukuksal ya- pıyı benimsemekle olanaklı idi. İşte "altı ok", fabrikasız bir ülkede, "demokra- siye giden kısa yollan" simgeliyordu. Türkiye'de bugün kurmaya ve işletmeye çalış- tığımız demokrasi, endüstrileşmenin "doğal so- nucu" olarak değil, Kemalistlerin, kılıçlannın gü- cü ile kazandıkları bır bağımsızlık savaşı sonun- da uygulamaya koydukları "ideolojık bır model olarak" ortaya çıktı. • • • Bugün Türkiye'deki bunalım, Batı'da demok- rasiyi üretmiş olan endüstrileşmenin doğurdu- ğu sermaye ve işçi sınıflannın, Cumhunyet dö- nemindeki tüm devletdesteğine karşın, hâlâye- terince güçlenip, rejime sahip çıkamamış olma- sından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle siyasal Islam, çağ gerisi bir rejim peşinde koşabilmekte, bu nedenle devleti yöne- ten bürokrat ve politikacılar, çetelerden ve tari- katlardan medet umabilmektedirier. Akyol, benim "Toplumdaki çoğunluk, üstelik de din gibi, ya da milliyetçilikgibi mukaddes de- ğerteradına demokrasiden vazgeçmek isterse bu- na kim karşı koyacak?" soruma ne yazık ki ce- vap vermiyor. Sayın Taha Akyol, 16 Haziran 1998 tarihli ya- zısında diyor ki: "Türkiyegibikurvmlaşmış, sosyolojikolarak 'çe- şitli' ve epeyce dünyaya açılmış bır toplumda sı- vil çoğunluk tehlikesı yoktur, ortada 'çoğunluk' bile kalmadı zaten!" Sayın Taha Akyol'un bu yargısı doğru olsaydı, zaten bir demokrasi sorunu yaşamıyor olurduk. Üstelik Sayın Akyol, Ikinci Dünya Savaşı son- rasında Türkiye'de yaşanan "demokrasinın mu- kaddes değerler de kullanılarakyozlaştınlması" sürecini ve bu süreçte, 1968'den itibaren ağırlı- ğını duyuran "sivil ve askerittifakı"n\ da gözden kaçınyor. Çökmüş ve işgal edilmiş bir imparatorluktan çağdaş bir devleti, yani bunun günümüzdeki yansıması olan demokrasiyi amaçlayan kadro- lan "tepeden inmecilik ve Jakobenlikle" suçla- yacaksınız, sonra da 12 Mart ve 12 Eylül'de ol- duğu gibi "sivil ve asker devlet yöneticilerinin desteği ile" yani "baskıcı yöntemler" ile, üstelik işlerine geldiğinde demokrasinin nımetlerinden de yararianarak, kısa dönemli amaçları için dev- leti tarikatlara ve çetelere ihale eden, uzun dö- nemli amaçları için ise normal eğıtimi din eğiti- mi ile ikame eden anlayışı görmezlikten gele- ceksiniz. Bence asıl sorun, bu "görmezlikten gelme" olayında yatıyor. Ben, Akyol'un cevaplamadığı kendi sorumu yanıtlayayım: Demokratik toplumlarda, çoğunluğun bas- kısına karşı güvence, hukuksal olarak anayasa ve yasalar, sosyolojik güç olarak ise sermaye ve iş- çi sınıflan ile bunlann uzantısı olan sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları ve demokrasiden yana tavır koyan tüm kişi ve gruplardır. Osmanlı endüstrileşmeyi kaçırdığı için, bizim demokrasimizin temelinde, tarihsel olarak. "çağ- daş sınıflann desteği" değil "devletçi-seçkin- cilerin ideolojik bir modernleşme projesi" yatar. Çağdaş sınıflar ve onlann sivil toplum uzantılan gelişip güçlenerek siyasal partilere ve rejime sahip çıkmadığı sürece, demokrasinin güven- cesi sorunu, beceriksiz ve çıkarcı politikacıların elinde oyuncak olmaya ve her türlü müdahaleye açık kalmaya mahkûm gözükmektedır. vveb sayfası: http://rem2i.com.tr/yazar.html R AD YO Cumhuriyef 1 O7.4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle