Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2S HAZİRAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
TAI'den helikopter
projeleri
• ANKARA (AA) - TAI-
Eurocopter ortaklığı ile
Fransa'da üretilen Couger
AS 532 helikopterlerinden
ilk ikisi. gelecek yıl haziran
ayında Türkiye'ye teslim
edılecek. TAİ (Türk
Havacılık \e Uzay Sanayii)
yetkililerinden alınan bilgiye
göre, Eurocopter ile TAI
arasında 30 adet Couger AS
532 helikopterinin ortak
üretimine yönelik olarak
imzalanan sözleşmede,
Eurocopter'nin, Fransa'da
gerçekleştirilecek iki
helikopterin üretimi
süresince liderlik görevini
yürütmesi ve daha sonra
TAI'ye devretmesi
öngörülüyor.
TBCEden
puro üretimi
• ANKARA (AA) -
Sigaradan sonra alkollü
içkileri de özelleştirme
karan alan TEKEL, puro
üretimine ağırlık verecek.
TEKEL Genel Müdürü
Mehmet Akbay, puroya
olan talebin büyümesinin
ardından, üretimi arttırma
hazırlığı yaptıklannı
belirtti. Kübalılarla
Türkiye'de ahnacak lisans
çerçevesinde Küba purosu
üretme ve Küba'da bu puro
için özel tütün yetiştirme
anlaşması çalışmalannın
sürdüğünü kaydeden
Akbay, Küba'da özel tütün
üretimi için belli bir
finansman gereksinimi
olduguna dikkat çekti.
İpekböcekçiliği
bitiyop
• BLRSA(AA)-
Ortaçağda en büyük sir
olarak saklanan ipek
üretiminin. Çin'den asa
içinde gizlenerek getirildiği
Anadolu'daki ilk nokta olan
Bursa'da ipekböcekçiliği
can çekişiyor. Türkiye'de
1984yılrnda2milyon 147
kilogramı bulan yaş koza
üretimi. geçen yıl 160 bin
765 kilograma kadar
geriledi. İpekböcekçiliği
Araştırma Enstitüsü
Müdürü Mümin Kara'nın
verdiği bilgiye göre. bu
yılki yaş koza rekoltesinin,
geçen yıla oranla yüzde '
15'lik azalma göstererek
136 bin 200 kilogram
olarak gerçekleşmesi
bekleniyor.
Ankara Hali
etkilenmedi
• ANKARA (AA)-Yeni
Haller Yasası'nın yürürlüğe
girmesinin üzerinden iki
hafta geçmesine karşın
Ankara'da sebze ve meyve
fıyatlannda beklenen
düşüş henüz
gerçekleşmedi. Ankara
Toptancı Hali'ndeki
kabzımallardan alınan
bilgiye göre. hallerde yaş
meyve ve sebze arzında
henüz belirgin bir artış
gözlenmezken, buna bağlı
olarak fiyatlarda da
beklenen ucuzluk
gerçekleşmedi. Öte yandan,
Ankara Büyükşehir
Belediyesi yetkilileri,
komisyon oranlannın
serbest bırakılmasından
endişe edilmemesi
gerektiğini belirttiler.
PERPA elektrik
üretecek
• İSTANBUL(AA)-Bir
zamanlar dükkânlan
doldurmakta zorlanan
Perşembe Pazan Ticaret
Merkezi (PERPA)
yönetimi. lstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nce
elektronikçilere satılan 2
bin dükkân dışındaki 2.500
dükkânın yüzde 70'lik
bölümünü doldurdu.
PERPA Yönetim Kurulu
Başkanı Mithat Yümlü,
ısıtma ve aydınlatma
sorunları bulunmadığını,
jeneratörierin devrede
bulunduğunu belirterek
"Bu yıl sonunda kendi
elektnğimizi kendimiz
üreteceğiz. Teklifler aldık.
Bununla yılda ortalama 30
milyar lira tasarruf
sağlayacağız" dedi.
TPAO'nun
• ANKARA (AA)-
Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı (TPAO)
Türkiye'de doğalgaz
tüketimine olan talebin
yerli üretimle karşılanması
amacıyla doğalgaz üretim
çalışmalanna hız verdi.
Türkiye'nin doğalgaz
üretimine katlu sağlamak
amacıyla yeni sahalar
devreye alınırken bu
doğrultuda daha önce 600
milyon metreküp olan
yıllık üretim de 1.5 milyar
metreküpe çıkanldı.
Toplama'dan montaja yönelen sektör, Türkiye'de üretim aşamasının henüz çok uzağında...
Bilgisayarda kontroOü üretim
FATMA KOŞAR
Türkiye'de bilgisayar sektöründe kayde-
dilen ilerlemeler. büyük holdinglerin yatı-
nmlannı bu alana çekmeye başladı. Yılda
200-300 bılgisayarın satıldığı küçük bir pa-
zar konumundan, yıllık 400-500 bin civa-
nnda PC satışı gerçekleştirilen büyük pazar
durumuna gelen Türkıye'de bilgisayar sek-
törü "kontrollü üretim" dönemine giriyor.
Sekiz yıllık kesintisiz eğıtime geçilme-
siyle birlikte alınan. "her okulda bir bügi-
sayar sınıfı oluşturulnıasr karan yanı sıra
ileriye yönelik beklentiler de sektörü hare-
ketlendirdi.
Sektör temsilcileri uzun
vadede Dünya Banka-
sı'ndan alınacak 10 milyar
dolar civanndaki kredinin
eğitim alanına aktanlacağı
beklentisi yanı sıra evlerde
bilgisayar kullanımının
yaygınlaşmasının da büyük
yatınmları çektiğini belirti-
yor. Elektronik ve beyaz eş-
yada altyapısı, büyük yatı-
nmlan ve deneyimi olan —•—•——
Koç Grubu'nun girmesiyle; elektronikte
Vesterietanman Zorlu Grubu'nun yatınm-
lanyla hareketlenen bilgisayar sektörü, ca-
zibesi her geçen gün daha da artan bir alan
durumuna geldi.
Marka ve kalitenin önemi
Elektronikte altyapısı olan büyük hol-
dinglerin w
bügisayar işine girmesinin'' tam
anlamıyla yerli üretimin başlayacağı anla-
mına gelmediğini belirten Türkiye Bilişim
Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı
ve Compucom Genel Müdürü Vural YıW
maz, "Ancak, montajda kalitenin artöğını
ve üretimin kontrollû yapdmaya başlandığı-
nı söyleyebiliriz" dedı.
Türk bilgisayar sektörünün oluşmasının
çok uzun zaman alacağmı ifade eden Yıl-
• Bilişim
Sanayicileri Derneği
Başkanı Yılmaz,
ancak AR-GE'ye
büyük pay aynhr ve
ürünler Türkiye'de
geliştirilirse farklı
bir adım atılmış
olacağını söyledi.
maz. "15 yıl içinde sektörde inandmaz bir
gelişme kavdedildiğini görihoruz. Bugün
bü\ iikholdinglerin bu alanayaOnm yapma-
sı da sektörün 'yatınm yapılabilir' imajını
verdiğini gösteriyor. Ancak, teknolojinin
Türkiye"de üretildiğinden bahscdcmeyiz. Iş-
letim sistemini ve bunun gibi daha pek çok
şeyi ithal etmek zorundasmız" dedi.
Şu ana kadar kontrolsüz yapılan monta-
jm, satış sonrası hizmetler konusunda so-
runlar yarattığını belirten Yılmaz, bu alana
kalite ve markanın girdiğini ifade etti.
Gerek büyük holdinglerin. gerek küçük
fırmalann ve kişilerin yaptığı işin, aslmda
montajdan öteye gidemedi-
ğini belirten Yılmaz, "YapK
lan iş, parçalann büyük bir
kısmını alıp Türkiye'de bir-
leştirilmesi bilgisayarlar ha-
linegenrilmesive montaj ede-
nin adına saülmasıdır. Bu du-
rum pazaragiren büyükkrin
AR-GE'yeciddi paralar ayır-
maya başlamasından uzun
süre sonra değişebilir. AR-
GE'ye para aynlır, ürünler
Türkiye'de geliştirilirse o za-
manTürkiye'defarklı biradım ablmışolur"
dedi.
30 milyar dolarfak umut
Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin sektöre
yaşattığı umut kadar evlerde bilgisayann
yaygınlaşmasının da önemli olduğunu ifa-
de eden Yılmaz. "Önümüzdeki 10 yıl için-
de sektöre 30 milyar dolar gjrecek" dedi.
Yılmaz, cirolann konuşulduğu kadar bü-
yük olmadığmı ifade ederek ciddi kuruluş-
lann girmesinin ardından yasal düzenleme-
lerinde hızlandınlması gerektiğini söyledi.
Escort tstanbul Bölge Müdürü Mehmet
ÇerengU, toplama bilgisayarlann uzun sü-
redir, Türkiye piyasasında olduğunu belir-
terek satış sonrası hizmette olumlu geliş-
meler olduğunu kaydetti.
A s y a ü l k e l e r i e n ü s t s ı r a l a r d a
Yazılım korsanlığında
6. sıradayız
Ekonomi Servisi - Türkiye ticari ışlerde
kullanılan yazılım korsanlığında dünya gene-
linde 6. sırada yer aldı. Dünya genelinde ya-
zılım korsanlığının ticari hacminin 11.4 mil-
yar dolara (3 katrilyon liradan fazla) ulaştığı
bildirilirken The Economist dergisinde yer
alan bir araştırma. en çok korsan kullanım ya-
pılan ülkenin Vietnam olduğunu ortaya koy-
du.
Derginın. Uluslararası Planlama ve Araş-
tırma Ortaklığı adlı kuruluşun 1997 yılını baz
alan araştırması kapsamında Hong Kong dı-
şındaki tüm ülkelerde yazılım korsanlığının
oranı 1994 yılına göre azalma gösterdi. Yüz-
de kullanım olarak yapılan hesaplamalara gö-
re Vietnam'da korsan kullanım oranı yüzde
100'e yaklaşırken, Türkiye'de ise 1994'te
yaklaşık yüzde 90 iken geçen yıl itibariyle
yüzde 84 düzeyinde seyretti. Araştırmada en
çok yazılım korsanlığı yapılan ülkeler ara-
sında Vietnam'ı sırasıyla Çin, Endonezya,
Rusya ve Tayland izledi. 6. sıradaki Türkı-
ye'yi Filipinler \e Yunanistan izledi. Dergi-
de yer alan araştırmaya göre en az korsanlık
yapılan ülkeler ise ABD, Britanya. Japonya,
Almanya ve Güney Afrika oldu. ABD oran
olarak yüzde 27 ile en az korsan yazılım kul-
lanan ülke olmasına karşın yazılım piyasasa-
nın dev hacmi nedeniyle parasal olarak kor-
sanlıktan ötürü en çok kaybın yaşandığı ülke
oldu. Sadece Asya kıtasında yazılım korsan-
lığmdan firmalann kaybettiği para tutan ise
yılda yaklaşık 3.9 milyar dolar, yani 1 katril-
yon liranın üzerinde.
YAZILIM KORSANLIĞI
CT3 1994 1997
Vietnam
HongKong
Gürvey kore
Arjantın
Brezilya
Meksıka
ABD
Irak akaryakıtına yeni düzeıdeme
ANKARA (AA) - Sınır ticareti
yoluyla getirilen akaryakıtın dağı-
tım ve pazarlamasına dönük ön-
lemlerin aynntılan bellı oldu. Sınır
ticareti yoluyla Kuzey Irak'tan mo-
torin getiren kuruluşlar, bir anonim
şirket altında birleşerek getirilen
akaryakıtın depolanması amacıyla
TPAO'ya devredilen tesisleri kira-
Jayacak.
"" Maliye Bakanhğı konuyla ilgili.
KDV getirilmesi ve fon artışı yö-
nünde çalışmalaryaparken motorin
getiren müteşebbisler, bir anonim
şirket altında birleşme karan aldı.
Buna göre bugüne kadar çok sa-
yıda teşebbüs, Irak'tan motorin ge-
tirilmesini organize ederken bun-
dan böyle "Şırnak merkezJi'" oluş-
turulacak anonim şirket, sınırda
• Irak'tan getirilen akaryakıtın ayn depolarda bulundurulması ve daha ucuza
satılması esası getiriliyor. Istasyonlarda Irak mazotunun satıldığı pompanın
başında Sanayi ve Ticaret Bakanlığf nın, mazotun daha düşük kaliteli, ama daha
ucuz olduğunu anlatan logosu olacak.
motorin alım işlerini yürütecek.
TPAO'nun depolama tesislerini
de bu kurum devralacak. Böylece,
anonim şirket statüsündeki toplayı-
cı fırmadan, Türkiye'de kanunlara
göre kurulmuş dağıtım şirketleri
eliyle malın devredilmesi gibi bir
statü getirilecek.
Sanayi ve Ticaret Bakanhğı da
içindeki kükürt oranı yüzde l 'ler
düzeyinde olan Irak motorininin
Türkiye'de satışı konusunda ayn bir
düzenleme getirmeye hazırlanıyor.
Türkiye'de satılan normal moto-
rinden aynlması. ayn depolarda,
ayn fiyatlarla satılması esası geti-
rilen veni sistemde. isteyen kişi,ka-
litesi düşük de olsa. ucuz olduğu
için akaryakıt istasyonlanndan, sı-
nır ticareti yoluyla getirilen Irak
motorinini alabilecek.
Tüketiciyi Koruma Yasası'nda,
bununla ilgili bir uygulamanın var
olduğu. Irak motorininin satışında
datüketicininbilgilendirilmesişar-
tıyla "defolu mallar ile ihraç fazla-
sı maUann" satılmasına benzer bir
uygulama getirildiği ifade edildi.
Sarmalan durumunda akaryakıt
istasyonlannda, pompanın başında
"Irak motorini" olduğu yazısı ile
birlikte Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'nın, bunun düşük kaliteli, afna
daha ucuz fiyattan satılabileceğine
dair ifadesinin yer aldığı bir logo-
su bulunacak.
Irak motorinin normal motorine
kanştınldığı veya normal motorin
adı altında satılmasmın tespit edil-
mesi halinde, bunu yapan akarya-
kıt bayileri cezalandınlacak.
Öte yandan l Temmuz'da yürür-
lüğe girecek akaryakıtta otomatik
fıyatlandırma sisteminde, Maliye
Bakanhğı ile Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanhğı arasında uzun sü-
redir sorun oluşturan alınacak ver-
gi türü, Maliye Bakanlıği'nın iste-
ği doğrultusunda çözümlendi. Fi-
yatlandırmada mevcut uygulamaya
devam edilecek.
Dağıtım şirketlerinin de en bü-
yük şikâyeti olan "kâr raarjlanmn
düşük otduğtı* konusu yeniden
gözden geçirilirken kâr maıjının
benzinde 6.5 centten 8.5 cente çı-
kanlması bekleniyor. Türkiye'de ay
başında uygulanmaya başlanacak
otomatik fıyatlandırma sisteminde
de rafinerilerce belirlenecek tavan
fiyat, Türkiye'nin her yerinde yü-
rürlülükte olacak.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGtNYILDIZOĞLU LONDRA
Geçen haftalarda Rusya'da;
borsa, yüzde 50 değer kaybetti.
Piyasalarda Asya krizine benzer
bir erime olasılığı tartışılmaya
başlandı. Rusya Başbakanı Ser-
gey Kriyenko'nun hazırladığı is-
tikrar programının, bu krizin aşıl-
ması için gerekli IMF desteğini
sağlamak, piyasalara güven ver-
mek açısından çok önemli oldu-
ğu söyleniyor. Bu yüzden, "re-
form karşıtı" panamento çoğun-
luğunun direncini kırmak için ge-
çen salı günü Boris Yeltsin, par-
lamento ile hükümetin birleşik
toplantısında "Ya reform paketi-
ni geçirirsiniz ya da.." diyerek
üyeleri erken bir seçimle tehdit
etti. Geçmiş deneyler, bu tür ça-
tışrnalarda parlamentonun he-
men her seferinde, Yeltsin'e bo-
yun eğdiğini, bu sefer de benzer
bir gelişmenin yaşanacağını dü-
şündürüyor. Ne kı Rusya'nın so-
runları Kriyenko'nun paketiyle
çözülecek gibi degil. Ekonomi-
nin "aşil topuğu" ruble krizi baş-
ladığında Rusya ekonomisinin
durumu, ilk bakışta hiç de o ka-
dar kötü görünmüyordu.
Enflasyon, ilk defa yüzde
10'un altına düşmüş, bütçe açı-
ğı 1997'de GSMH'nin yüzde
8.5'inden, bu yıl, mayıs sonu rti-
banyla yüzde 4.4'üne gerilemiş-
ti. Vergi toplanamadığından yakı-
nılan Rusya'da vergi gelirleri, il-
ginç bir şekilde, GSMH'nin yüz-
de 34'üyie Japonya. Brezilya ve
ABD'den dahayüksekti. (Finan-
cial Times 22/06). Ancak bu
olumlu gelişmenin birde "aşil to-
puğu" vardı. Kriz (daha doğrusu
uluslararası mali sermaye) Rus-
ya'yı tam da buradan vurdu.
Türkiye dahil birçok gelişmek-
te olan ülkede görülen bu "aşil
topuğu", esas olarak ekonomik
büyümenin kamu borçlanyla fi-
nanse edilmesinden kaynaklanı-
yor. Nrtekim Rusya'nın ruble cin-
sinden kamu borçlan. 1995'te sı-
fır noktasından, 1997 sonunda
GSMH'nin yüzde 17'sine yüksel-
mış. Bu sürecin arkasındaysa,
büyük bankaların. devletin ve
uluslararası mali sermayenin
arasında oluşan bir "saadet zin-
cıri yatıyor". Financial Times'ın
aktardığına göre Rusya'da ban-
kalar, uluslararası pıyasalardan
yüzde 10 faizle kredi alıyorlar, bu-
nu rubieye çevirip, yüzde 60 ci-
vannda gelir getiren kamu kâğrt-
ı vatınyorlar. Böylece hem
Rusya'da ICrizin Arka Planı
Yeltsin, reform paketinin geçirilmesi için hükümeti erken
bankalann döviz pozisyonları
hem de kamu borçlan katlanarak
artıyor. Sürekli bir devalüasyon
beklentisi ve rubieye güvensizlik
ekonomiyi giderek daha fazla
dolara bağlıyor. Bunun ulaştığı
düzeyi, devletin hazine bonosu
borçlannın halentoplam mevdu-
atlann yüzde 53 üzennde sey-
retmesinden izlemek mümkür
1
!.
Artık Rusya ekonomisi, kısa dö-
nemli sermaye hareketlerine ve
IMF "yeşil ışıklanna" bağımlıhk
kazanmıştır. "Saadetzincirinin"
kopmaması için sıcak para akışı
sürmelidir. Iyi de yabancılann
elindeki kâğrtlann değeri 26 mil-
yar dolara ulaştığı sırada. merkez
bankasının rezervlerinin sadece
14 milyar dolar olduğu düşünü-
lürse, acaba bu piyasada kim
daha fazla kalmayı göze alabilir?
Hele bu rezervlerin üç aylık itha-
latı bile karşılamayacağı görülü-
yorsa...
Bu koşullarda, Rusya'da oldu-
ğu gibi bir dış ticaret fazlası da si-
zi kurtarmayacak, "sıcak para"
hızla çıkarak yeni piyasalara,
kimbilir belki de Türkiye gibi ül-
kelere doğru yola çıkacaktır, ye-
ni saadet zincirleri ve yeni krizler
için... Pastadan pay alanlar ve
alamayanlar. Bu madalyonun bir
yüzü daha var. Bu da tüm iyileş-
melere rağmen halkın refah dü-
zeyi bozuluyor, toplumsal huzur-
suzluk artıyor. Işçilerin, memur-
lann emeklilerin protesto hare-
ketleri, viadivostok ümanı'na gi-
den tren yolunun kesilmesinde
olduğu gibi sık sık ekonomiyi fel-
ce uğratabiliyor. Bu manzaranın
oluşmasında "piyasa ekonomi-
sine" geçerken Komünist Parti
bürokratlannın devlet işletmele-
rineelkoymaları, mali- sermaye-
nin Rusya ekonomisini teslim al-
ması, bu arada sanayide büyük
bir çöküşün yaşanmasının bü-
yük rolü var...
Oligarşik cumhuriyet
Bugün, sanayi üretimi hâlâ
1989 düzeyinin yüzde 50 geri-
sinde. Buna paralel olarak ban-
kalann gücü artmış ve Financial
Times'ın (11/96) aktardığına gö-
re 1996 sonunda 7 banka tüm
ekonominin yüzde 50'sini kont-
rol eder duruma gelmiştir. Aynı
dönemde reel gelirler yüzde 30
gerilemiştir (Foreign Affaires
Mayıs/Haziran 1998). Rusya'da
serbest piyasa ekonomısine ge-
çiş, aslmda, ekonomik ve siyasi
iktidann, aslmda, SSCB'yi yöne-
ten Nomenklatura'nın (bürokra-
sinin), bu sefer de bireysel özel
mülkiyete sahip bir oligarşi ola-
rak konumunu güçlendirmesin-
den başka bir sonuç vermemiş
gibi görünüyor. Bu süreç, siyasi
iktidann ve Rusya'daki "sözde
demokrasi"nin de doğasını belir-
lemiştir.
Rusya'da siyasi sistem tam bir
"oligarşik cumhuriyet" gibi ışle-
seçimle tehdit etti.
mektedir. Bunu iki noktada gör-
mek mümkün. Birincisi parla-
mentonun hemen hiçbir gücü
yoktur. 1993 Anayasası, devlet
başkanına parlamento karşısın-
da son sözü söyleme, isterse
meclisı kapatıp erken seçimlere
gitme yetkisi vermiştir. Ancak
Rusya'da sadece ekonominin
yüzde 50'sine hâkim olan oligar-
şi, medyanın da yüzde 100'üne
hâkimdir.
Siyasi partiler bu koşullarda
gelişememekte. Yettsin de zaten,
hiçbir partiye, dolayısıyla belli bir
programa dayanmadan partıleri
destek mekanizmaları olarak
kullanmaktadır. (The Times
23/06) Seçim ani geldiğinde Yelt-
sin bu oligarşi ile işbirliği yaparak
ABD Başkan adaylannı kıskandı-
racak harcamalaryapabilmekte-
dir.
Örneğin Yeltsin, son başkan-
lık seçimlerinde. yasal smır 2.9
milyon dolar olmasına karşın 500
milyon dolartn üzerinde bir har-
cama yapmıştır. Clinton, seçim
kampanyasında sadece 113 mil-
yon dolar harcamıştır. Bu para
seçim kampanyasında büyük bir
dengesizlik yaratmıştır: Seçim-
lerin ilk turunda Yeltsin yaranna
449 olumlu haber çıkarılırken,
Komünist Partisi adayı Zuga-
nov, 313 olumsuz haberle seç-
mene sunulmuştur (Foreign Af-
faires). Seçimlerde Yettsin'e bu
fonlan sağlayanlar ise daha son-
ra bu bonkörlüklennin meyvele-
rini toplamışlar; mali oligarşinın
büyük isimlerinden Boris Beze-
rovski, güvenlik konseyine gir-
miş, bir başkası Vladimir Pota-
nin, Ekonomi Bakanı olmuştur.
Potanin'in adamı Çubais, re-
form programının başına, Çuba-
is'in adamı Alfred Kohn, özel-
leştirmenin başına getirilmiştir.
Seçimlerden sonra Berezovs-
ki, Aeroflot uçak şirketinin yansı-
nı, Vladimir Guzinszki ise Kanal
4 TV'sini ele geçirmiştir (Le Mon-
de Diplomatique, Mart 1998).
IMF'nin derdi ne ?
Başbakan Knyenko'nun istik-
rar programı meclisin önüne ge-
lir gelmez, IMF 670 milyon dolar-
lık kredi dilimini serbest bıraktı.
Svıaznost (telekomünikasyon)
özelleştirmesi sırasında, mali
gruplar arasında çıkan medya
savaşında. Berezovski grubu-
nun propagandasıyla işten atıl-
dıktan sonra tekrar IMF ile gö-
rüşmeleri yürütmek için geri ge-
tirilen Çubais, IMF ile 10-15 mil-
yar dolarlık bir kredi anlaşması-
nın tamamlanmak üzere olduğu-
nu söylüyor.
IMF'nin yumuşamasınm ardın-
da ise sanınm Kriyenko paketi-
nin iki maddesi var. Bunlardan
biri oligarşinin kontrol ettiği bü-
yük tekellerin vergi kaçırmasını
önlemeyi amaçlıyor, diğeri de
daha sıkı gümrük kontrolleri ge-
tirmeyi.
Birçok gözlemci, IMF'nin, ya-
bancı senmayeye Rusya pazan-
nı kaptırmamak için direnen, re-
formların kendi kontrollerinde.
aşamalı olarak sürmesinde israr
eden, giderek Hazar Denizi pet-
rol pazarlıklannda ortaya çıktığı
gibi dış poltikada da etkin olma-
ya başlayan oligarşinin gücünü
kırmayı, böylece Rusya pazannı
uluslararası mali semayeye tü-
müyle açmayı amaçladığını dü-
şünüyorlar (Le Monde Diploma-
tique).
Bu arada Rus halkı arasında
yapılan bir anket, halkın yüzde
88'inin zengin olmak için umu-
dunu serbest piyasanın gelişme-
sine değil "torpil bulup devletten
nemalanmaya" bağladığını gös-
teriyor.
Anlaşılan, Rusya halkı serbest
piyasa hakkında doğru kanıya
varmış!
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
'Başkan Baba' Arayışı (II)
Bu başlık 6 Ekim 1997 tarihli Ankara Paza-
n'nda da kullanılmıştı. Ne var ki şu sıralar sü-
rekli güncel tutulmak isteniyor. Bu nedenle de
yeniden ve daha güçlü bir biçimde ısıtılan ko-
nuya bir kez daha deginmek gerekiyor.
Aslmda buna tartışma da denmez; bu bir da-
yatmadır; cumhurbaşkanı tarafından kamu-
oyunda egemen kılınmak isteniyor. Yıllardırs/-
yasal bunalımdan kurtulamayan toplumun
önüne yeni bir seçenekmişçesine, ABD benze-
ri bir siyasal yapı konuluyor.
Oysa ortada, ne üniversitelerin, bilim çevre-
lerinin görüşlerini içeren çalışmalar var, ne de
tartışılacak bir belge var. Ülkeyi siyasal buna-
lıma sürükleyenler, yıllardır 12 Eylül rejiminin
anayasal yapısını veri alarak siyaset yapanlar,
öncelikle ülkeyi bu demokratik alacakaranlık-
tan çıkaracak yerde, yeni bir acı ilaç önerebili-
yorlar.
Başkanlık sisteminin başanlı olduğu tek ülke
var, ABD. ABD'nin siyasal yapılanması ve bu-
nun tarihsel gelişimi çok değişiktir. ABD'de, si-
yasette belirleyici olan yerel öğelerdir. Çok da-
ha önemli bir nokta var. ABD Anayasası ve bu-
radan siyasal yapısı, yasama, yürütme ve yar-
gı güçlerinin karşılıklı denetim ve dengeleme il-
kesine, yani güçlerayrılığının en belirgin biçim-
de uygulanmasına dayanır. Siz, ABD'de ya da
herfıangi bir demokratik ülkede, en üst yöne-
ticinin ilkokul öğretmenleri sandığının birikim-
lerini bir aileye vermesine ve sonra da kamu-
oyuna dönüp verdimse verdim demesine ta-
nık olabilir misiniz? Başkanlık sistemi olsaydı
böyle olmazdı diye düşünüyorsanız, yanılıyor-
sunuz. Çünkü başkanlık sisteminin sağlıklı iş-
lemesi için güçler arası karşılıklı denetim ve
dengeleme de yetmiyor.
Nasıl mı?
Başkanlık sisteminin işlemesi için yerel düz-
lemde çok güçlü bir yönetim geleneğinin var ol-
ması gerekiyor. Yerel yönetimterin kişisel çıkar
odakları tarafından teslim alındığı ortamlar,
başkanlık sisteminin işlemesini engelliyor.
Yine aynı örnekten gidelim. ABD siyasal ya-
pısı, oldukça demokratik işleyen kurumlarm
toplamıdır. özel kesim üzerinde kamusal de-
netim halkın da katıhmıyla işletilir. Büyük ortak-
lıkların topluma hesap vermeleri gelenekleş-
miştir; ABD'de sektörel sermaye bütünleşme-
leri sınırlıdır. Örneğin, banka-sanayi-ticaret ve
basın-yayın girişimlerinin birkaçının ya da tü-
münün aynı sermaye sahibinde ya da aynı hol-
dingde toplanması yasal olarak olanaklı değil-
dir.
Kamu kurum ve kuruluşlarını siyasetçilerin
yağmalaması, yakınlarına iş bulma, ihale ver-
me, kredi, ucuz mal ve hizmet sağlama alanı
olarak kullanmaları olanağı demokratik dene-
timle bağdaşmaz. Ek olarak ABD gibi toplum-
sat yaptnın karmaşık olduğu bir yapıda bile ka-
mu bürokratlannın ABD'nin çıkarlarına ters
davranmalan ya da yabancı çıkarlarına teslim
olmalan toplumsal aklın kaldırabileceği bir ol-
gu değildir.
Latin Amerika (LA) ülkelerinin tamamında
ABD'den kopya edilen başkanlık sistemleri ge-
çerlidir. Ancak o ülkelerde, başkan seçilmedi-
ğini, başkan baba seçildiğini bilmek için siya-
sal bilimler eğitimi gerekmiyor. Günlük gazete-
leri izlemek ya da öykü ve romanlan okumak
yeterlidir.
* • *
Cumhuriyet, ülkenin halkın seçtiği temsilci-
leri eliyte yönetilmesidir. Türkiye, Kurtuluş'tan
Kuruluşa yaşadığı Cumhuriyet sürecini bu ilke
ile gerçekleştirmiştir. Ancak çokpartili yaşama
geçildikten sonra siyasetçijer iki işlev gördü: Bi-
rincisi kendi zenginlerini yaratmaktır. Demok-
rat Parti'nin bes/eme basın. tüccar, sanayict
yaratmak amacıyla, para basmasını, ülke eko-
nomisi çok pahalı ödemiştir. Daha sonraki yıl-
larda siyasal iktidar olarak zengin yaratmanın
çapı genişlemiş, siyasetçinin kendi kardeşleri-
ni, yeğenlerini, hısım ve akrabalarını zengin et-
mesi de bu zengin yaratma oluşumuna eklen-
miştir. Siyasetçinin yaptığı ikinci iş, başta dev-
let olanakları olmak üzere halka ait ne varsa,
sanayi işletmesi, ticaret ve satış birimleri, tu-
rizm tesisleri, banka-para olanakları, orman
arazisi, deniz kıyısı, tarih ve kültür varlıkları vb.
olabilir, yarattıkları başta olmak üzere, hepsini
zenginlere sunmaktır. Çokpartili yaşama ge-
çildikten sonra siyaset, devleti, yarattığı serma-
ye sahiplerinin tutsağı yapmıştır.
Türkiye siyasetinin iki belirgin eksiği vardır:
Bir, 12 Eylül kalıntısı kurum ve yasaların demok-
raf/Weşmeyönündedeğiştirilmesi; iki, bir çıkar
batakhğına dönüştürülen siyasetin yıkanması,
temizlenmesi. Herhangi bir sistem tartışmasın-
dan önce bu iki sorunun çözümü gerekir. Çö-
züm, başkan babalara bırakılmayacak kadar
güncel ve önemlidir.
Pamuk Factoring
SICAK PARA'
demektir!
PAMUK
FACTORİNG
Tel: (0.212) 230 54 40 pbx - (0.212) 296 85 05 pbx