23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatöru HikmetÇe- tinkava • Yazıışien Muduru İbrahim Yıldız # Sorumlu Müdur Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı> Haberler ŞinasiDanışoğlu#I>tıhbarat Cengiz V ddmm # Ekonomı Mehmet Saraç • Kültür Handan Şenköken 9 Spor \bdiilkadir \ üceiman • Makalelcr Sanıi Karaören • Duzelone Abdullah ^ aao • Foloğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu. tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çerinkata. Şükran Soner. Ergun Balcı, tbrahim Vıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No: 125,fat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks. 4195027 • Izmir Temsılcısı Serdar Kızık, H Ziya Blv 1352 S 2'3Tel 4411220. Faks:4419117» Adaha Temsılcisı.ÇetinViğenoğlu, tnönüCd 119S.No:l Kat:l, Tel. 363 12 11. Faks. 363 12 15 Muessese Müdürû İjstün Akmcn 9 Koordınalor \hmet Korulsan 9 Muhasebe Bufcnt \mer0İdse Hüsnin Cörer«lşletme Önder Çelik • Bılgı- tşlem Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem Mürütet ÇUer9SaOş FaziktKııza MED1A C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordmaror Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı ScvdaÇoban Tel 514 07 53 - 513958O-513846(W>1.Faks 5138463 ^ ayımla>an \e Basan: Yenı Gün Haber Aıansı, Basın ve Yaymcıhk A Ş Turkocağı Cad 39 41 Cağalogiu 343M lsl PK.245 Istanbul Tel 10 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212)513 8595 29HAZİRAN 1998 Imsak: 3.26 Güneş: 5.27 Öğle: 13.15 İkindi: 17.12 Akşam: 20.48 Yatsı: 22.40 www.cumhuriyet.com.tr Yılan zehipinden kalp ilacı • NEVV YORK(AA)- Doktorlann. çok tehlikeli bir At'rika vtlanmın zehirinden kalp ılacı _\apmayı ba^ardıkları bildirildi. Engerek ciribi yılanın ısırdığı kışilenn durdurulamavan kanama sonucu hayatlannı kaybetmelerinden yola çıkan uznıanlar, yılan zehırinde kanın pıhtılaşmasını engelleyen bır madde bulunduğunu saptadılar. Uzmanlar daha sonra yılan zehırinde mevcut öldürücü toksinleri atarak pıhtılasmayı önleyen proteinleri ayırmayı başardılar. llacın her yıl kalp krizı geçiren 40 binden fazla hastanın hayatının kurtanlmasına katkıda bulunacağı ifade edildi. Pide-pizza rekabeti • CHICAGO(AA)- ABD'nin Chicago kentinde ünlü restoranlar arasına girmeyi başaran Türk restoranı Ala Turka, lahmacundan sonra. Karadeniz pidesıni de Amerikalılara kabul ettirdi. Chicago Magazine adlı dergi, pizza konusuna yer verdiği yeni sayısında, Karadeniz pidesini pizzaya rakip olarak gösterdi. Ala Turka"da Karadeniz pidesi yemiş Amerikalıların yaptığı puanlamalardan yola çıkarak değerlendirmeyi yapan dergi, Karadeniz pidesinın. pizza gibi bol domates sosu ve süslemelerle göz boyamadığını. kayak şeklındekı Türk pizzasının, yumuşak ve lezzetli kıyma veya pastırmayla nefis bir damak tadı verdiğini >azı\or. Kazıya izin yok • NEV ŞEHİR (Cumhuriyet) - Anadolu'da A:>ur tıcaret kolonileri dönenııne ait tıcaret merkezlerinden biri olarak kabul edilen Avanos ılçesınin Sanlar beldesi yakınlanndaki Zankhöyük'te bu yıl kazı çalışmalannın yapılmayacağı bildirildi. Nevşehir Kültür Müdürlüğü yetkilileri, 1991 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sümeroloji Anabilım Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hüseyin Sever'in başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalannın Kültür Bakanlığı tarafından gerekçe gösterilmeden iptal edildiğini açıkladıiar. Argo uyarısı • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Rehberlik ve Araştırma Merkezi (GARAM) Müdürü Erdal Albayrak. şarkılarda geçen \e toplumda 'argo" kabul edilen ya da cinselliği çağnştıran sözlerin, cocuklan çabuk etkilediğini savundu. Argo sözcüklerin. istenmeyen, arzu edilmeyen öğrenmelere yol açarak, argoyu yaşam tarzı haline getirebileceğini kaydeden Albayrak. "Bu anlayış değişmeli. Bunun mutlaka bir kıstası olmalı. Bu kıstası sanatçı topluma karşı sorumluluklannı hatırlayarak belirlemeli" diye konuştu. Albayrak, şarfo sözlerinin ticari meta olarak değerlendirilmeden önce. egiticı boyutu ile ıncelenmesi gerektiğini vurguladı. Çocuğım soyadı • ANKARA (AA)- Yargıtay, çocuğun velayetinin annede olmasının, ona soyadını da değiştirme hakkını vermediğine işaret etti ve yerel mahkemenin bu yönde verdiği karan kanun yaranna bozdu. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, Medeni Kanun'a göre doğru nesepli çocuğun babasının ismini taşıyacağını düzenlediğini hatırlattı. Daire, karannda. "Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi davasraı açamaz" denildi. 1894'te Manş Denizi'nde batan gemiden çıkanlan 7 tarihi eser Türkiye'ye dönüyor Yiiz ydfak özleıııhitti Ticaretin yeni adresi OZGEN ACAR ANKARA - Manş Denizi'nin derinliklerinden amatör dalgıçlar- ca çıkanlan İzmirli "cesurgladya- tör Klados"un mezar taşı ile b'ir- likte kaçınlan altı parça eski eser, uluslararası hukuk sorunlannın çözümJenmesirun ardından, tam bir yüzyıl sonra Londra'daki Türk Bü- yükelçiligi'ne teslim edildi. Böy- lece, ilk kez Osmanlı döneminde kaçırılmış tarihi eserler, Türki- ye'ye geri geliyor. Temmuz başında Ankara'ya gönderilmeden önce, Londra'da Scotland Yard. Sahil Güvenlik. British Museum. eserlerin tuzlu su etkisinden kurtanlmasmda kat- kısı olan Folkestone Müzesı yet- kilileri ve eserleri bulan dalgıçla- nn ve Ankara'dan gidecek bir yet- kilinin katılımı ile Türk Büyükel- çiliği'nde bırtören düzenlenecek. 1894 yılında Hollanda'nın Izmir Konsolosu ve aynı zamanda anti- ka sımsari olan AJfredvan Lennep, Osmanlılar döneminde ülkeden kaçınlan ve Manş Denizi'nde batan Castor- Kunduz adb geminin (sağda altta) babğından çıkanlan eserier arasında Roma Imparatoru Marcus Aureb'us'un gençliğini gösteren büst (solda) ve bir mezartaşı (sağda üstte) da ver abvor. • Manş Denizi'nden amatör dalgıçlarca çıkanlan ve Osmanlılar döneminde kaçırıldığı belirlenen eserler. Londra'da Türk Büyükelçiliği'ne teslim edildi. 7 tarihi eserin en önemlisi, İzmirli "cesur gladyatör Klados"un mezar taşı. Yüz yıl önce kaçınlan eserler ilk kez Anadolu'ya geri dönerken. bu durum diğer tarihi eserler için de örnek olacak. Leiden kentindeki "Ryksmuseum van Oudheden Müzesi'ne Nysa (Sultanhısar-Aydın) ve lzmır'den 12 parça tarihi eseri göndermiş, an- cak gemi siste bir Alman gemisi ile çarpışarak Manş'ta batmıştı. 100 yıl sonra bulundu Yaklaşık yüzyıl sonra. aralann- da Dover Gümrüğü'nden Cottin NVhite'ın da yer aldıgı "Folkesto- ne DhingClub"ın beş amatördal- gıcı "Castor- Kunduz" adlı batı- ğın yerini saptadıktan sonra, üç sandıktan ikisini, 12 eserden de yedisini bulmuştu. Nysa'dan gi- den insan boyundaki heykelin oi- duğu üçüncü sandığın izine rast- lanamamıştı. Başlardan bin Marcus Aureli- us'un Roma lmparatoruolmadan önceki gençliği veötekisininde İS 2 yy 'da yapılmış küçük bir "Venüs" olduğu anlaşıldı. Mezar taşı nite- liğindeki yazıtlardan birinin Lib- yalı Jason'un oğlu Arimmas'a ait olduğu, İS 1. yy'da yaşadığı ve 25 yaşındaöldüğübelirlendi. Birdi- ğerinin. Thyateira'lı (Akhisar) Sta- sion'un ve Moschion'un oğlu Moschos'un. öteki mezar taşının ise Roma vatandaşı Lucius Julius Maximus' un eşi Claudia Tyrannia, çocukJan ve torunlan ıçin İS 180de yaptırdığı sanılıyor. İzmirü gladyatör Yanm kalan mezar yazıtının ise Typriae adlı bır kadının. kocası "cesurgladyatör klados'un ruhu- nu yüceltmek* amacıyla diktirdi- ği bır mezar taşı olduğu saptandı. Roma tmparatorluk döneminden çeşitli yazıtlarda adı çok geçen "gladyatör Klados"un Izmir ve çevre arenalannın ünlü birgüreş- çi-dövüşçüsü olduğu anlaşılıyor. Ingiltere Sahil Koruma Örgü- tü'nün bir kolu olan "ReceKer of Wreck (RÖW)- Baük Koruma" grubu. lngiliz yasalanna dayana- rak ülke karasulannda dalgıçlar- ca 1995'te bulunmuş batık ve kar- gosuna "devlet mah" kapsamına girdiği gerekçesi ile el koydu. 1894'te Türkiye'den kaçınldığı ıçın Ankara 'nın yanı sıra bunları satın alan van Lennep'in varisle- ri, o zamanki sigorta şirketi ile Hollanda'daki müzede eserler üze- rinde hak iddia edebilirdi. Kara- sulannda bulunduğu içın lngiliz Kraliyeti. bunlan British Muse- um'a (BM) verebilirdi. Nitekım "L lusal Kültürcl Miras \ öneti- mi" ve BM uzmanlan da eserleri hemen incelemişlerdi. Kuşkusuz batık gemiyı ve eserlen bulan beş dalgıca bu eserler \erilmese bile, çıkanlmasındaki katkılanndan do- layı tazminat hakkına sahiptiler. Bûyûkelçi devrede Londra'dakı Türk Büyükelçisi Özdem Sanberk "Olajı öğrenir öğrenmez RO\\"dan bilgi" iste- miş ve lngiliz Dışişlen Bakanlı- ğı'na bir nota ile "Türkiye'nin hakkının saklı olduğunu" bildir- mişti. R0W; Kraliyet, Dışişleri Ba- kanlığı. Ulusal Kültürel Miras Yö- netimi ve British Museum yetki- lileri ile ayn ayn görüştükten \e bir yıl bekledikten sonra, "Bulıro- rulann Türkive Cumhuriyeti'ne ait olduğuna karar verdiğini'' Türk Büyükelçiliği'ne duyurduğunda, bunlan su üstüne çıkaran beş dal- gıca masraflarının karşılığının ödenmesi koşulunu da iletti. Büyükelçilik müsteşan Kenan tpek, Ankara'nın yoğun görüşme- lerden sonra 18 bin sterlini dalgıç- lara ve geri kalanı da onanm ve ba- kım yapan müzeye olmak üzere toplam 25 bin sterlin (yaklaşık 11 milyar lira) ödeneceğini bildirin- ce, anlaşmaya vanldı. Eserlerin değeri, uluslararası müzayedelerde de bu rakamı aşa- bılırdi. "Türkh'e içinde bu kadar etmez" diyen bazı Türk uzmanla- nn dikkatinden önemli bir nokta kaçıyordu. Türkiye 1960'lıyıllar- da kaçınlan eski eserlerini mah- kemeli- mahkemesiz geri alabili- yor, ancak Osmanlı Imparatorlu- ğu döneminde kaçınlan eserler ile ilgili olarak herhangi bir sonuca ulaşamıyordu. Bu olayda Osman- lı Imparatorluğu döneminde kaçı- nlan bu eserler hakkında. ulusla- rarası hukuk açısından Türkiye le- hine ilk kez bir örnek eldeedilmiş oldu. înternet'te alışveriş patlamasıÇeviri Servisi - Dünyayı kasıp kavuran Intemet fır- tınası insanlan bilgisayar ekranı başına bağlarken, lnternet yoluyla alışveriş de hızla yayılıyor. Amerika 'da ve Avrupa 'da her geçen gün biraz daha fazla sayıda insan, market- lerin kaİabahklanndan. za- man kaybı \e stresten ka- çarak alışvenşlerinı inter- net üzerinden yapıyor. Ge- çen 12 ay içinde sadece Al- manya'da 800 bin kitap, bil- gisayar, televizyon ve CD bu yolla satıldı. Alışverişi tnternet yo- luyla yapmanın iki büyük avantajından bin zaman, diğeri ekonomık kazanç. Çünkü İntemetaracılığı ile ısmarlanan mallann fıyatı, dükkânlara oranla yüzde 30 kadar daha ucuz. Intemet aracılığıyla ürün satan alışveriş sitelennin toplam sayfa sayısı 14 mil- yona ulaşmış durumda. Si- telerden kimi lngilizce ki- mi de başka dillerde hiz- met veriyor. Bu sıtelere gi- ren müşten, bir anda dün- ya çapında. sayısız ürünü görebilme ve içlerinden di- lediğıni seçme şansına sa- hip oluyor. 1999 yılından ıtibaren lnternet alışvenş program- lan SETadı verilen bir gü- venlik sistemiyle donatıla- cak. Alışveriş ve ödemeyi daha güvenli hale getire- cek olan yeni sistemde, müşterinin "Ben bu malı ısmarlamamışfım" deme şansı olmayacağı gibi, sa- tıcılann da aynı kredi kar- tı numarası üzerinden, ban- kaya mal tesliminin yapıl- dığını ibraz etmeden, ye- niden para çekme şansı ol- mayacak. Aynca müşteri, parayı ödendikten sonra satıcının, numarasını bil- dirdiği bankadakı hesabına tekrar girmesini de bir ki- lit sistemiyle engelleyecek. SET'in kullanımına baş- landıktan sonra alışveriş ci- rosunun iki misline çıkma- sı ve 2001 yilına kadar sa- dece Almanya'da online- ticaret cirosunun 30 milyar marka ulaşması bekleni- yor. BİLİM ADAMLARI FARE\1 DE KOPYAL4>L4Y1 BAŞARDILAR Dolly'den sonra Mickey CHİCAGO (AA) - ABD'nin Fal- mouth kentinde 300 bilim adamının katıldığı bir sempozyumda, koyun- dan sonra farenin de kopyalandığı açıklandı. Hawai Üniversitesi'nin dünyaca tanınmış bilim adamı Ryzno Yana- giınachi. sempozyumda yaptığı ko- nuşmada. daha önce kopyalanmış olan koyun Dolh'nın, artık yalnız olmadığını açıkladı. Fareyı de kopyaladığını açıklayan bilim adamı, bir bilim dergisiyle yap- mış olduğu anlaşma nedeniyle, ge- çici olarak daha fazla bilgi vereme- yeceğini ifade etti. Fare kopyalanmasının çok önem- li bir haber olduğuna değinen Ore- gon Sağhk Bilimleri Üniversitesi di- rektörlerinden ve sempozyumun ha- zırlayıcısı ProfesörGeraldSchatten, "DoÛ>\«, Mkke> ve»a Minnie'nin ka- tılması ile bu konudaki en bü\ ük ha- berlerden biri >erilmiş oluyor" dedı Iskoçyalı bılım adamı lan VV'ilmut da, geçen yıl klonlama ile ilgili bir açık oturumda, Dolly'yi, yetişmiş bir koyunun hücre çekirdeğini kul- lanarak kopyaladığını açıklamış ve bu açıklama, ilk defa memeli bir ye- tişkın canlının hücresiyle, başka bir kopyasının elde edilmesinın genetik olarak açıklaması kabul edilmişti. Bilim adamlan, farenin kopyalan- ması ile ilgili haberin,delilleriyleor- taya konulmasını bekleyeceklerini ve konu resmen kanıtlandıktan son- ra. klonlama tartışmalannınyeniden başlatılacağını açıkladıiar. Kemerburgaz'da kurulan Yaşamkent kuzey ülkesini örnek aldı Yaslılara Danimarka modeli FİGEN ATALAY KOPENHAG - Türki- ye'nin tüm kadınlan; kon- forlu, üretken. sağlıklı vebol parah bir yaşlılık geçirmek is- tiyorsanız hemen Danimar- ka'ya gidin. 67 yaşına geldi- ğinizde ister çalışmış, ıster çahşmamış olun, ayda 900 dolar yaşlılık maaşı, her tür- lü hizmet ve "yaşhsever" ev- ler sizleri bekliyor. Bunlar ta- bii ki erkekler için de geçer- li ama.. Danimarka küçük bir ülke, önce siz gidin. belki herkese yer kalmaz. Istanbul, Kemerburgaz'da. Bayındır Holding'e bağlı Ba- yındırSağlık Sistemleri tara- fından üçüncü kuşağa yöne- lik olarak işletilen Yaşam- kent, Danimarka'dan örnek alınarak geliştirildi. Hemen belirtmekte yarar var, örnek alındı dediysek. kalanlar900 dolar maaş filan almayacak, bu rakamı kira olarak vere- cekler. Bayındır Holding, Dani- marka'da yaşlılara verilen hizmetleri. yaşlıevlerini yerinde görmemiz için bir grup gazeteciyi bu ülkeye götür- dü. Gördük, Danimarkalı yetkilileri dinledik, Türkiye ile karşılaştırmalar yaptık ve çok kıskandık. 5.5 milyon nüfuslu Danimarka'da ka- dm-erkek herkes -ister çalışmış olsun ister olmasın- 67 yaşına geldiğinde 900 dolar yasjılık maaşı alıyor. Bunun yanı sıra da önüne seçenekler konu- luyor. Kişi isterse kendı evınde yaşa- maya devam edıyor ve her çeşit hiz- met ayağına geliyor. Yani e\ i temiz- leniyor, yemeği getiriliyor, tıbbi kont- rolleri yapılıyor vb. Ya da beledıyenin yaptırdığı "yaşlısever" evlerde kalı- Danimarka örnek alınarak kurulanYaşamken'te yaşlılar zamanlannı çeşitli etkinliklerlc geçiriyor. yor. Bahçe ıçindeki. tek katlı bu evler- de kilere kadar her şey var. Mutfak, tu- valet ve banyo. tekerleklı sandalye kul- lanan yaşlılar için düzenlenmiş. Örne- ğın. mutfaktaki her şeyın yüksekliğı ayarlanabiliyor, felçli biri hiç yardım almadan yatağından tuvalete, banyo- ya gidip, kendı temizliğini yapabiliyor. Bir kolu sakat olan yaşlının, ekmeği- ni kendi başına kesebilmesi için bile bır düzen oluşturulmuş. Burada ka- lanlar isterlerse kendi yemeklerini pi- şirebiliyor, isterlerse yemekleri evle- nne getiriliyor. Sağlık durumlan dü- zenlı olarak kontrol ediliyor. Bu evle- nn çok yakınındaki merkezlerde ise çe- şitli kültürel ve sosyal etkinlikler ger- çekleştiriliyor. Yani. burada kalanlann sabah uyandıkla- nnda "bugün ne yapsam da \akit gecse"dıye bir sorunla- n yok. Çünkü tüm zamanla- n y üzmek, resim yapmak, el sanatlanyla uğraşmak, Ulus- lararası Af Örgütü'nde çalış- mak. merkezdeki sorumlu- iuklarını yerine getirmek, kente inip gezmekle geçiyor. Bu evlere verdikleri kira. yaşlılık maaşlarının yüzde 15'ını geçmiyor. Bunun dışm- da yalnızca yemek \ e merkez- deki aktivitelerdekullandık- lan malzemenin ücretlerini \eriyorlar. Diğer hizmetler ücretsiz olarak gerçekleştiri- lıvor. \aşamkent İstanbul lli Sosyal Dayanış- ma ve Yardımlaşma Vakfı ta- raftndan projelendırilip, mşa- atı tamamlanmış ve işletme- sı Bayındır Sağlık Sistemle- n tarafından yapılan yaşam kompleksi. saİcinlerine, "sag- lık durumu ne olursa olsun herkese eşit fırsat tamyan aktifve sos- yo kültürel akthitelerle iç içe e>- orta- mında bir yaşam" sunuyor. Yaşamkent'te üç ayn hizmet seçe- neği sunuluyor. Bunlar şöyle: •Otelcilik hizmetlerinin verildiği, ki- şisel hızmetlenn sosyal hizmet uz- manlannın desteği ile karşılandığı özel dairelenn \e evlerin kiralanması yo- lu ile ömür boyu Yaşamkent'te konak- lama. • Sağlık durumu sürekli bakım vedestek gerektiren kişilere profesyo- nel sağlık elemanlannca hizmet veril- mesi ve rehabilitasyon merkezinden ya- rarlanma olanağı. •Oyelik sistemı ile Yaşamkent'in tüm tesıs ve hizmetle- rinden jünübirlık yararlanma olanağı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Alışılmamış' Bir 'Durum Muhakemesi' Osabah, Tâci ile konuşmaktayız; Tâci, yâni Tâ- cettin Karan: 1949, Paris, 'Nâzım Hikmet'i Kurtarma Komitesi': arduvaz gnsı bir akşam, gök- ten toz halinde yağan hüzün: gurbette, parasız ve çaresiziz; yanm asır sonra, Ouartier'de Cafe Du- pont ya da Cafe Depart'da otururmuş gibi; Istan- bul'da bir sabah pastanesinde, yanm asır önce bı- raktığımız yerden, sohbetimize devam etmek: va- him yalnızlıklara, çatırtılı hayal çöküntülerine, üstü ör- tülü korkulara ve itirafı gayr-ı kaabil ümitlere rağmen!.. Dünyada, arkadaşlık diye bir şey kaldıysa herhal- de budur. Beklenmedik bir misafir; gençten, uzunca boylu bir oğlan; elinde 4O'lı, 50'li yıllann 'Varlık' dergileri, başımıza dikilmesin mi? Ankara'dan kopup gelmiş, soracakları varmış; gerekçesi, hem sevindirici, hem düşündürücü: "...yazılannızı okuyalı, kafam de- ğişti; dünyaya başka türlü bakıyorum!". Sevindi- rici, çünkü Julia Kristeva, 'aydın 'ı böyle tarif etmiş- tir: toplumsal önyargı ve önkabullere, soru işaretle- ri koyabilen şahıs! Düşündürücü, çünkü mektup. faks, telefon ya da doğrudan başvuru olarak bir alâ- ka çemberi genişliyor. 'Özeleştiri' bir sosyalist ge- leneğidin beş yıl TRT/ 2'de, iki yıl 'Cumhuriyet'te, belli ve belirli birmetod uygulaması denedikten son- ra, acaba gerekmiyor mu? Varlık dergilerinde, o yıllarda yayımlanmış şiir ve yazılarım; delikanlı imzalamamı istedi, imzaladım ve gitti. Tâci'yle, Doriot'dan, Marty veTıllon'a. FKP'nin iç çalkantılarına döndük; Nâzım'ın 'gurbet' sarma- lına: 'Münevver, Doktor Galina ve Vera Tutyako- va!.. Eve, yanm asır öncesinden, soluk soluğa dön- düm; içimde yanm asır sonrasının heyecanı, bir ha- vai fişek şehrâyini, fınl fırıl dönüyordu. ... ama o yürek, o bu dilden anlamaz pek! 8 Kuşağı'nı irdelerken, handiyse birisyan bek- liyordum; meyhane sofralarında, ana avrat kü- für ne bolluktaydı, kestiremem; bana ulaşan tepki, cılızdır; dahada hazini, fikirdüzeyindedegil, öfkeya da takdir: inanç aydını 'reaksiyonu'! O genç mühen- dis, beni hiç okumamışmış, yazılanmdan etkilenip, tam bir kitabımı almaya heveslenirken, birden 'ku- şağını' eleştiriyorum; o andan itibaren, 'hayatı ava- re kasnak, birdinozora' dönüşmüşüm, itibarım sı- fır! O genç avukat, tam tersine, dört dörtlük birtah- lil yaptığım düşüncesindedir." XXI. yüzyılın Deniz'i olmak hayalindeki oğlunu, oğluna benzerleri, akıl yoluna çağıracak şeyler yaz- mamı bekliyor. Örnek, 1 / "...yaşamının toplamını, boşa kasnak geçiren 'ihtiyarlar'ın, genç ve güçlü organizma- lara olan kıskançlıklarını biraz da doğal gördü- ğümü belirtirsaygılanmı sunanm" (Mühendis Ke- malettin Doğan'ın mektubu, 26 Mayıs 1998) Örnek 2)"... 68 Kuşağı ile ilgili yazılannız bir hâ- rika! Ben de o kuşak mensubuyum, okurken kendimi okur gibryim (...) Biraz da bugünün genç- lerinden ve gençlik hareketlerinden bahsedip yol gösterirseniz sevineceğim." (Avukat Mehmet Başbuğ'un mektubu, 8 Haziran 1998) Ikisi de haklı olabilir ama, bu, gerçeği değiştir- mez: ikisi de duygusal! Duygusal, estetik düzeyde, benim öteki işim: da- ha 70'li yıllarda 'darağacındaki üç fıdan 'ın acısını, yü- regimde kor gibi duymuş, bir de şiir yazmıştım: ön- ce Ergüder (Yoldaş) besteledi, sonra Ahmet (Ka- ya). 'Mâhur', dolaylı ıstırabıyla neyi anlatmaya ça- balıyordu, 'meraklısı için notlar'a şöyle bir gözatmak yeter. Üzülmek ve düşünmekfarklı şeylerdir, vaktiy- le Nâzım, bunu 'Şeyh Bedreddin Destanı'nda, mısra mısra anlatmıştı: "... tarihsel, sosyal, ekonomik şartlann / zaru- ri neticesi bu! / deme, bilirim! O dediğin nesne- nin önünde kafamla eğilirim. / Ama bu yürek / o, bu dilden anlamaz pek. O, 'hey gidi kambur felek... / hey gidi kahbe devran hey / der / ve te- ker teker / bir an içinde / omuzlannda dilim di- lim kırbaç izleri / yüzleri kan içinde, / geçer çıp- lak ayaklanyla yüreğime basarak, / geçer Aydın ellerinden karaburun mağluplan..." (Bütün Eser- len, Cilt 3, S. 226-228. Narodna Prosteva, 1968) Şairin, '68 mağluplan' için, Mâhur'u Bulut Gün- leri'nı. Elde Var Hüzün'ü, Korkunun Krallığı'nı ve daha bilmem kaç şiiri yazması, ne kadar 'yureğin o dilden pek anlamadığının" işareti ise; yazarın, '68 Hareketi'ri\ irdelemesi, o kadar aklın ve diyalektiğin gereğidir Merkez Sağ ve Merkez Sol'un, kulüp ta- raftarlığı düzeyinde bir siyaset anlayışı var: Sosya- list Sol bunu çoktan aşmış olmamalı mıydı? lyi de, şu dakika kaç sosyalist parti, dergi, grup ve grup- çuk var, kim sayabilir? İ$levsel olmamış mı? j Ihan (Selçuk> -ki Yunus, Doğan ve Nâdir Nâdi'den I sonra en az onlar kadar, Cumhuriyet'in temel di- reğidir- benimle bu 'köşe'yi konuşurken, hayal kur- muyordu: -gazetedeki görevliler dahil,- bazılarının, pekâlâ ayağına basılabileceğinin farkındaydı; eğer nice hoşnutsuzluğu, bıyıklannın da kanştığı o ince tebessümüyle göğüslediyse; besbelli Türk Solu'nun, bu türden irdelemelere ve özeleştirilere, ne kadar ih- tiyacı olduğunu bildiği içindi. Ismet Paşa 'olayı', Türkçü/ Ülkücü 'çetrefilliği', Galiyef/Kemalizm çizgisi, CHP'nin hâl-i pür-melâ- li, DSP'nın kokmaz bulaşmazlığı, ÖDP'nin yumuşak liberallerle flörtü, 'ırkçı' Kürtçülüğü, sosyalizm san- mak gafleti; ihanetle kınştıran, insan hakları tellâllı- ğı, Savunma Sanayiinin 'ulusallığı', demiryolları ve denizyollarının 'ihtişâm ve sefâleti'... daha nice so- run, bu köşede gündeme getirildi, tartışıldı; eğer so- nunda, altmış dört yaşındaki 'genç' Avukat Güney Hastemoğlu'dan, şu satırlar geliyorsa, epeyce iş- levsel olunmuş demektir. "...sizi her gün okur, sonra yazınızı keser, ge- ri alma koşuluyla okuyup düşünebileceğini bil- diğim kişilere veririm. Ben sol düşünceyi önce kızlarımdan ve onlann arkadaşlanndan öğren- dim. Şimdi de sizden çok şey öğreniyorum. Si- zin yazılannızla, zihnimde kopuk kopuk, düzen- siz bir biçimde dolaşan bulutsu Sol ve Atatürk- çü bilgi ve düşünceler düzene girdi, sistemati- ze oldu. Düşünürken ve konuşurken, sık sık düş- tüğüm, hava boşluklan azaldı." (27 Nısan 1998 ta- rihli mektubu) http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http^/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle