Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç
• Genel Yayın Koordınatöru HikmetÇe-
tinkava • Yazıışien Muduru İbrahim
Yıldız # Sorumlu Müdur Fikret İlkiz
0 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dı> Haberler ŞinasiDanışoğlu#I>tıhbarat Cengiz
V ddmm # Ekonomı Mehmet Saraç • Kültür
Handan Şenköken 9 Spor \bdiilkadir \ üceiman
• Makalelcr Sanıi Karaören • Duzelone Abdullah
^ aao • Foloğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu. tlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Hikmet Çerinkata.
Şükran Soner. Ergun Balcı,
tbrahim Vıldız. Orhan Bursalı.
Mustafa Balba\, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No:
125,fat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks.
4195027 • Izmir Temsılcısı Serdar Kızık, H Ziya
Blv 1352 S 2'3Tel 4411220. Faks:4419117» Adaha
Temsılcisı.ÇetinViğenoğlu, tnönüCd 119S.No:l Kat:l,
Tel. 363 12 11. Faks. 363 12 15
Muessese Müdürû İjstün Akmcn 9
Koordınalor \hmet Korulsan 9
Muhasebe Bufcnt \mer0İdse Hüsnin
Cörer«lşletme Önder Çelik • Bılgı-
tşlem Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mürütet ÇUer9SaOş FaziktKııza
MED1A C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordmaror Reha
Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı
ScvdaÇoban Tel 514 07 53 -
513958O-513846(W>1.Faks 5138463
^ ayımla>an \e Basan: Yenı Gün Haber Aıansı, Basın ve Yaymcıhk A Ş
Turkocağı Cad 39 41 Cağalogiu 343M lsl PK.245 Istanbul Tel 10 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212)513 8595
29HAZİRAN 1998 Imsak: 3.26 Güneş: 5.27 Öğle: 13.15 İkindi: 17.12 Akşam: 20.48 Yatsı: 22.40 www.cumhuriyet.com.tr
Yılan zehipinden
kalp ilacı
• NEVV YORK(AA)-
Doktorlann. çok tehlikeli bir
At'rika vtlanmın zehirinden
kalp ılacı _\apmayı
ba^ardıkları bildirildi.
Engerek ciribi yılanın
ısırdığı kışilenn
durdurulamavan kanama
sonucu hayatlannı
kaybetmelerinden yola
çıkan uznıanlar, yılan
zehırinde kanın
pıhtılaşmasını engelleyen
bır madde bulunduğunu
saptadılar. Uzmanlar daha
sonra yılan zehırinde
mevcut öldürücü toksinleri
atarak pıhtılasmayı önleyen
proteinleri ayırmayı
başardılar. llacın her yıl kalp
krizı geçiren 40 binden fazla
hastanın hayatının
kurtanlmasına katkıda
bulunacağı ifade edildi.
Pide-pizza
rekabeti
• CHICAGO(AA)-
ABD'nin Chicago kentinde
ünlü restoranlar arasına
girmeyi başaran Türk
restoranı Ala Turka,
lahmacundan sonra.
Karadeniz pidesıni de
Amerikalılara kabul ettirdi.
Chicago Magazine adlı
dergi, pizza konusuna yer
verdiği yeni sayısında,
Karadeniz pidesini pizzaya
rakip olarak gösterdi. Ala
Turka"da Karadeniz pidesi
yemiş Amerikalıların
yaptığı puanlamalardan yola
çıkarak değerlendirmeyi
yapan dergi, Karadeniz
pidesinın. pizza gibi bol
domates sosu ve
süslemelerle göz
boyamadığını. kayak
şeklındekı Türk pizzasının,
yumuşak ve lezzetli kıyma
veya pastırmayla nefis bir
damak tadı verdiğini
>azı\or.
Kazıya izin yok
• NEV ŞEHİR
(Cumhuriyet) - Anadolu'da
A:>ur tıcaret kolonileri
dönenııne ait tıcaret
merkezlerinden biri olarak
kabul edilen Avanos
ılçesınin Sanlar beldesi
yakınlanndaki
Zankhöyük'te bu yıl kazı
çalışmalannın
yapılmayacağı bildirildi.
Nevşehir Kültür Müdürlüğü
yetkilileri, 1991 yılından bu
yana Ankara Üniversitesi
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Sümeroloji Anabilım Dalı
öğretim üyelerinden Doç.
Dr. Hüseyin Sever'in
başkanlığında sürdürülen
kazı çalışmalannın Kültür
Bakanlığı tarafından
gerekçe gösterilmeden iptal
edildiğini açıkladıiar.
Argo uyarısı
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Rehberlik ve
Araştırma Merkezi
(GARAM) Müdürü Erdal
Albayrak. şarkılarda geçen
\e toplumda 'argo" kabul
edilen ya da cinselliği
çağnştıran sözlerin,
cocuklan çabuk etkilediğini
savundu. Argo sözcüklerin.
istenmeyen, arzu edilmeyen
öğrenmelere yol açarak,
argoyu yaşam tarzı haline
getirebileceğini kaydeden
Albayrak. "Bu anlayış
değişmeli. Bunun mutlaka
bir kıstası olmalı. Bu kıstası
sanatçı topluma karşı
sorumluluklannı
hatırlayarak belirlemeli"
diye konuştu. Albayrak,
şarfo sözlerinin ticari meta
olarak değerlendirilmeden
önce. egiticı boyutu ile
ıncelenmesi gerektiğini
vurguladı.
Çocuğım soyadı
• ANKARA (AA)-
Yargıtay, çocuğun
velayetinin annede
olmasının, ona soyadını da
değiştirme hakkını
vermediğine işaret etti ve
yerel mahkemenin bu yönde
verdiği karan kanun
yaranna bozdu. Yargıtay 18.
Hukuk Dairesi, Medeni
Kanun'a göre doğru nesepli
çocuğun babasının ismini
taşıyacağını düzenlediğini
hatırlattı. Daire, karannda.
"Babanın soyadı veya çocuk
reşit olduktan sonra kendi
soyadını usulüne uygun
olarak açacağı bir dava
sonunda verilecek kararla
değişmedikçe çocuğun da
soyadı değişmez. O halde
velayete sahip ana dahi bu
hakka dayanarak çocuğun
soyadının değiştirilmesi
davasraı açamaz" denildi.
1894'te Manş Denizi'nde batan gemiden çıkanlan 7 tarihi eser Türkiye'ye dönüyor
Yiiz ydfak özleıııhitti
Ticaretin yeni adresi
OZGEN ACAR
ANKARA - Manş Denizi'nin
derinliklerinden amatör dalgıçlar-
ca çıkanlan İzmirli "cesurgladya-
tör Klados"un mezar taşı ile b'ir-
likte kaçınlan altı parça eski eser,
uluslararası hukuk sorunlannın
çözümJenmesirun ardından, tam bir
yüzyıl sonra Londra'daki Türk Bü-
yükelçiligi'ne teslim edildi. Böy-
lece, ilk kez Osmanlı döneminde
kaçırılmış tarihi eserler, Türki-
ye'ye geri geliyor.
Temmuz başında Ankara'ya
gönderilmeden önce, Londra'da
Scotland Yard. Sahil Güvenlik.
British Museum. eserlerin tuzlu
su etkisinden kurtanlmasmda kat-
kısı olan Folkestone Müzesı yet-
kilileri ve eserleri bulan dalgıçla-
nn ve Ankara'dan gidecek bir yet-
kilinin katılımı ile Türk Büyükel-
çiliği'nde bırtören düzenlenecek.
1894 yılında Hollanda'nın Izmir
Konsolosu ve aynı zamanda anti-
ka sımsari olan AJfredvan Lennep,
Osmanlılar
döneminde
ülkeden
kaçınlan ve
Manş
Denizi'nde
batan Castor-
Kunduz adb
geminin
(sağda altta)
babğından
çıkanlan eserier
arasında Roma
Imparatoru
Marcus
Aureb'us'un
gençliğini
gösteren büst
(solda) ve bir
mezartaşı
(sağda üstte) da
ver abvor.
• Manş Denizi'nden amatör dalgıçlarca çıkanlan ve Osmanlılar döneminde
kaçırıldığı belirlenen eserler. Londra'da Türk Büyükelçiliği'ne teslim edildi. 7
tarihi eserin en önemlisi, İzmirli "cesur gladyatör Klados"un mezar taşı. Yüz yıl
önce kaçınlan eserler ilk kez Anadolu'ya geri dönerken. bu durum diğer tarihi
eserler için de örnek olacak.
Leiden kentindeki "Ryksmuseum
van Oudheden Müzesi'ne Nysa
(Sultanhısar-Aydın) ve lzmır'den
12 parça tarihi eseri göndermiş, an-
cak gemi siste bir Alman gemisi
ile çarpışarak Manş'ta batmıştı.
100 yıl sonra bulundu
Yaklaşık yüzyıl sonra. aralann-
da Dover Gümrüğü'nden Cottin
NVhite'ın da yer aldıgı "Folkesto-
ne DhingClub"ın beş amatördal-
gıcı "Castor- Kunduz" adlı batı-
ğın yerini saptadıktan sonra, üç
sandıktan ikisini, 12 eserden de
yedisini bulmuştu. Nysa'dan gi-
den insan boyundaki heykelin oi-
duğu üçüncü sandığın izine rast-
lanamamıştı.
Başlardan bin Marcus Aureli-
us'un Roma lmparatoruolmadan
önceki gençliği veötekisininde İS
2 yy 'da yapılmış küçük bir "Venüs"
olduğu anlaşıldı. Mezar taşı nite-
liğindeki yazıtlardan birinin Lib-
yalı Jason'un oğlu Arimmas'a ait
olduğu, İS 1. yy'da yaşadığı ve 25
yaşındaöldüğübelirlendi. Birdi-
ğerinin. Thyateira'lı (Akhisar) Sta-
sion'un ve Moschion'un oğlu
Moschos'un. öteki mezar taşının
ise Roma vatandaşı Lucius Julius
Maximus' un eşi Claudia Tyrannia,
çocukJan ve torunlan ıçin İS 180de
yaptırdığı sanılıyor.
İzmirü gladyatör
Yanm kalan mezar yazıtının ise
Typriae adlı bır kadının. kocası
"cesurgladyatör klados'un ruhu-
nu yüceltmek* amacıyla diktirdi-
ği bır mezar taşı olduğu saptandı.
Roma tmparatorluk döneminden
çeşitli yazıtlarda adı çok geçen
"gladyatör Klados"un Izmir ve
çevre arenalannın ünlü birgüreş-
çi-dövüşçüsü olduğu anlaşılıyor.
Ingiltere Sahil Koruma Örgü-
tü'nün bir kolu olan "ReceKer of
Wreck (RÖW)- Baük Koruma"
grubu. lngiliz yasalanna dayana-
rak ülke karasulannda dalgıçlar-
ca 1995'te bulunmuş batık ve kar-
gosuna "devlet mah" kapsamına
girdiği gerekçesi ile el koydu.
1894'te Türkiye'den kaçınldığı
ıçın Ankara 'nın yanı sıra bunları
satın alan van Lennep'in varisle-
ri, o zamanki sigorta şirketi ile
Hollanda'daki müzede eserler üze-
rinde hak iddia edebilirdi. Kara-
sulannda bulunduğu içın lngiliz
Kraliyeti. bunlan British Muse-
um'a (BM) verebilirdi. Nitekım
"L lusal Kültürcl Miras \ öneti-
mi" ve BM uzmanlan da eserleri
hemen incelemişlerdi. Kuşkusuz
batık gemiyı ve eserlen bulan beş
dalgıca bu eserler \erilmese bile,
çıkanlmasındaki katkılanndan do-
layı tazminat hakkına sahiptiler.
Bûyûkelçi devrede
Londra'dakı Türk Büyükelçisi
Özdem Sanberk "Olajı öğrenir
öğrenmez RO\\"dan bilgi" iste-
miş ve lngiliz Dışişlen Bakanlı-
ğı'na bir nota ile "Türkiye'nin
hakkının saklı olduğunu" bildir-
mişti.
R0W; Kraliyet, Dışişleri Ba-
kanlığı. Ulusal Kültürel Miras Yö-
netimi ve British Museum yetki-
lileri ile ayn ayn görüştükten \e
bir yıl bekledikten sonra, "Bulıro-
rulann Türkive Cumhuriyeti'ne
ait olduğuna karar verdiğini'' Türk
Büyükelçiliği'ne duyurduğunda,
bunlan su üstüne çıkaran beş dal-
gıca masraflarının karşılığının
ödenmesi koşulunu da iletti.
Büyükelçilik müsteşan Kenan
tpek, Ankara'nın yoğun görüşme-
lerden sonra 18 bin sterlini dalgıç-
lara ve geri kalanı da onanm ve ba-
kım yapan müzeye olmak üzere
toplam 25 bin sterlin (yaklaşık 11
milyar lira) ödeneceğini bildirin-
ce, anlaşmaya vanldı.
Eserlerin değeri, uluslararası
müzayedelerde de bu rakamı aşa-
bılırdi. "Türkh'e içinde bu kadar
etmez" diyen bazı Türk uzmanla-
nn dikkatinden önemli bir nokta
kaçıyordu. Türkiye 1960'lıyıllar-
da kaçınlan eski eserlerini mah-
kemeli- mahkemesiz geri alabili-
yor, ancak Osmanlı Imparatorlu-
ğu döneminde kaçınlan eserler ile
ilgili olarak herhangi bir sonuca
ulaşamıyordu. Bu olayda Osman-
lı Imparatorluğu döneminde kaçı-
nlan bu eserler hakkında. ulusla-
rarası hukuk açısından Türkiye le-
hine ilk kez bir örnek eldeedilmiş
oldu.
înternet'te
alışveriş
patlamasıÇeviri Servisi - Dünyayı
kasıp kavuran Intemet fır-
tınası insanlan bilgisayar
ekranı başına bağlarken,
lnternet yoluyla alışveriş
de hızla yayılıyor.
Amerika 'da ve Avrupa 'da
her geçen gün biraz daha
fazla sayıda insan, market-
lerin kaİabahklanndan. za-
man kaybı \e stresten ka-
çarak alışvenşlerinı inter-
net üzerinden yapıyor. Ge-
çen 12 ay içinde sadece Al-
manya'da 800 bin kitap, bil-
gisayar, televizyon ve CD
bu yolla satıldı.
Alışverişi tnternet yo-
luyla yapmanın iki büyük
avantajından bin zaman,
diğeri ekonomık kazanç.
Çünkü İntemetaracılığı ile
ısmarlanan mallann fıyatı,
dükkânlara oranla yüzde
30 kadar daha ucuz.
Intemet aracılığıyla ürün
satan alışveriş sitelennin
toplam sayfa sayısı 14 mil-
yona ulaşmış durumda. Si-
telerden kimi lngilizce ki-
mi de başka dillerde hiz-
met veriyor. Bu sıtelere gi-
ren müşten, bir anda dün-
ya çapında. sayısız ürünü
görebilme ve içlerinden di-
lediğıni seçme şansına sa-
hip oluyor.
1999 yılından ıtibaren
lnternet alışvenş program-
lan SETadı verilen bir gü-
venlik sistemiyle donatıla-
cak. Alışveriş ve ödemeyi
daha güvenli hale getire-
cek olan yeni sistemde,
müşterinin "Ben bu malı
ısmarlamamışfım" deme
şansı olmayacağı gibi, sa-
tıcılann da aynı kredi kar-
tı numarası üzerinden, ban-
kaya mal tesliminin yapıl-
dığını ibraz etmeden, ye-
niden para çekme şansı ol-
mayacak. Aynca müşteri,
parayı ödendikten sonra
satıcının, numarasını bil-
dirdiği bankadakı hesabına
tekrar girmesini de bir ki-
lit sistemiyle engelleyecek.
SET'in kullanımına baş-
landıktan sonra alışveriş ci-
rosunun iki misline çıkma-
sı ve 2001 yilına kadar sa-
dece Almanya'da online-
ticaret cirosunun 30 milyar
marka ulaşması bekleni-
yor.
BİLİM ADAMLARI FARE\1 DE KOPYAL4>L4Y1 BAŞARDILAR
Dolly'den sonra Mickey
CHİCAGO (AA) - ABD'nin Fal-
mouth kentinde 300 bilim adamının
katıldığı bir sempozyumda, koyun-
dan sonra farenin de kopyalandığı
açıklandı.
Hawai Üniversitesi'nin dünyaca
tanınmış bilim adamı Ryzno Yana-
giınachi. sempozyumda yaptığı ko-
nuşmada. daha önce kopyalanmış
olan koyun Dolh'nın, artık yalnız
olmadığını açıkladı.
Fareyı de kopyaladığını açıklayan
bilim adamı, bir bilim dergisiyle yap-
mış olduğu anlaşma nedeniyle, ge-
çici olarak daha fazla bilgi vereme-
yeceğini ifade etti.
Fare kopyalanmasının çok önem-
li bir haber olduğuna değinen Ore-
gon Sağhk Bilimleri Üniversitesi di-
rektörlerinden ve sempozyumun ha-
zırlayıcısı ProfesörGeraldSchatten,
"DoÛ>\«, Mkke> ve»a Minnie'nin ka-
tılması ile bu konudaki en bü\ ük ha-
berlerden biri >erilmiş oluyor" dedı
Iskoçyalı bılım adamı lan VV'ilmut
da, geçen yıl klonlama ile ilgili bir
açık oturumda, Dolly'yi, yetişmiş
bir koyunun hücre çekirdeğini kul-
lanarak kopyaladığını açıklamış ve
bu açıklama, ilk defa memeli bir ye-
tişkın canlının hücresiyle, başka bir
kopyasının elde edilmesinın genetik
olarak açıklaması kabul edilmişti.
Bilim adamlan, farenin kopyalan-
ması ile ilgili haberin,delilleriyleor-
taya konulmasını bekleyeceklerini
ve konu resmen kanıtlandıktan son-
ra. klonlama tartışmalannınyeniden
başlatılacağını açıkladıiar.
Kemerburgaz'da kurulan Yaşamkent kuzey ülkesini örnek aldı
Yaslılara Danimarka modeli
FİGEN ATALAY
KOPENHAG - Türki-
ye'nin tüm kadınlan; kon-
forlu, üretken. sağlıklı vebol
parah bir yaşlılık geçirmek is-
tiyorsanız hemen Danimar-
ka'ya gidin. 67 yaşına geldi-
ğinizde ister çalışmış, ıster
çahşmamış olun, ayda 900
dolar yaşlılık maaşı, her tür-
lü hizmet ve "yaşhsever" ev-
ler sizleri bekliyor. Bunlar ta-
bii ki erkekler için de geçer-
li ama.. Danimarka küçük bir
ülke, önce siz gidin. belki
herkese yer kalmaz.
Istanbul, Kemerburgaz'da.
Bayındır Holding'e bağlı Ba-
yındırSağlık Sistemleri tara-
fından üçüncü kuşağa yöne-
lik olarak işletilen Yaşam-
kent, Danimarka'dan örnek
alınarak geliştirildi. Hemen
belirtmekte yarar var, örnek
alındı dediysek. kalanlar900
dolar maaş filan almayacak,
bu rakamı kira olarak vere-
cekler.
Bayındır Holding, Dani-
marka'da yaşlılara verilen hizmetleri.
yaşlıevlerini yerinde görmemiz için
bir grup gazeteciyi bu ülkeye götür-
dü. Gördük, Danimarkalı yetkilileri
dinledik, Türkiye ile karşılaştırmalar
yaptık ve çok kıskandık.
5.5 milyon nüfuslu Danimarka'da ka-
dm-erkek herkes -ister çalışmış olsun
ister olmasın- 67 yaşına geldiğinde
900 dolar yasjılık maaşı alıyor. Bunun
yanı sıra da önüne seçenekler konu-
luyor. Kişi isterse kendı evınde yaşa-
maya devam edıyor ve her çeşit hiz-
met ayağına geliyor. Yani e\ i temiz-
leniyor, yemeği getiriliyor, tıbbi kont-
rolleri yapılıyor vb. Ya da beledıyenin
yaptırdığı "yaşlısever" evlerde kalı-
Danimarka örnek alınarak kurulanYaşamken'te
yaşlılar zamanlannı çeşitli etkinliklerlc geçiriyor.
yor. Bahçe ıçindeki. tek katlı bu evler-
de kilere kadar her şey var. Mutfak, tu-
valet ve banyo. tekerleklı sandalye kul-
lanan yaşlılar için düzenlenmiş. Örne-
ğın. mutfaktaki her şeyın yüksekliğı
ayarlanabiliyor, felçli biri hiç yardım
almadan yatağından tuvalete, banyo-
ya gidip, kendı temizliğini yapabiliyor.
Bir kolu sakat olan yaşlının, ekmeği-
ni kendi başına kesebilmesi için bile
bır düzen oluşturulmuş. Burada ka-
lanlar isterlerse kendi yemeklerini pi-
şirebiliyor, isterlerse yemekleri evle-
nne getiriliyor. Sağlık durumlan dü-
zenlı olarak kontrol ediliyor. Bu evle-
nn çok yakınındaki merkezlerde ise çe-
şitli kültürel ve sosyal etkinlikler ger-
çekleştiriliyor. Yani. burada
kalanlann sabah uyandıkla-
nnda "bugün ne yapsam da
\akit gecse"dıye bir sorunla-
n yok. Çünkü tüm zamanla-
n y üzmek, resim yapmak, el
sanatlanyla uğraşmak, Ulus-
lararası Af Örgütü'nde çalış-
mak. merkezdeki sorumlu-
iuklarını yerine getirmek,
kente inip gezmekle geçiyor.
Bu evlere verdikleri kira.
yaşlılık maaşlarının yüzde
15'ını geçmiyor. Bunun dışm-
da yalnızca yemek \ e merkez-
deki aktivitelerdekullandık-
lan malzemenin ücretlerini
\eriyorlar. Diğer hizmetler
ücretsiz olarak gerçekleştiri-
lıvor.
\aşamkent
İstanbul lli Sosyal Dayanış-
ma ve Yardımlaşma Vakfı ta-
raftndan projelendırilip, mşa-
atı tamamlanmış ve işletme-
sı Bayındır Sağlık Sistemle-
n tarafından yapılan yaşam
kompleksi. saİcinlerine, "sag-
lık durumu ne olursa olsun
herkese eşit fırsat tamyan aktifve sos-
yo kültürel akthitelerle iç içe e>- orta-
mında bir yaşam" sunuyor.
Yaşamkent'te üç ayn hizmet seçe-
neği sunuluyor. Bunlar şöyle:
•Otelcilik hizmetlerinin verildiği, ki-
şisel hızmetlenn sosyal hizmet uz-
manlannın desteği ile karşılandığı özel
dairelenn \e evlerin kiralanması yo-
lu ile ömür boyu Yaşamkent'te konak-
lama. • Sağlık durumu sürekli bakım
vedestek gerektiren kişilere profesyo-
nel sağlık elemanlannca hizmet veril-
mesi ve rehabilitasyon merkezinden ya-
rarlanma olanağı. •Oyelik sistemı ile
Yaşamkent'in tüm tesıs ve hizmetle-
rinden jünübirlık yararlanma olanağı.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Alışılmamış' Bir 'Durum Muhakemesi'
Osabah, Tâci ile konuşmaktayız; Tâci, yâni Tâ-
cettin Karan: 1949, Paris, 'Nâzım Hikmet'i
Kurtarma Komitesi': arduvaz gnsı bir akşam, gök-
ten toz halinde yağan hüzün: gurbette, parasız ve
çaresiziz; yanm asır sonra, Ouartier'de Cafe Du-
pont ya da Cafe Depart'da otururmuş gibi; Istan-
bul'da bir sabah pastanesinde, yanm asır önce bı-
raktığımız yerden, sohbetimize devam etmek: va-
him yalnızlıklara, çatırtılı hayal çöküntülerine, üstü ör-
tülü korkulara ve itirafı gayr-ı kaabil ümitlere rağmen!..
Dünyada, arkadaşlık diye bir şey kaldıysa herhal-
de budur.
Beklenmedik bir misafir; gençten, uzunca boylu
bir oğlan; elinde 4O'lı, 50'li yıllann 'Varlık' dergileri,
başımıza dikilmesin mi? Ankara'dan kopup gelmiş,
soracakları varmış; gerekçesi, hem sevindirici, hem
düşündürücü: "...yazılannızı okuyalı, kafam de-
ğişti; dünyaya başka türlü bakıyorum!". Sevindi-
rici, çünkü Julia Kristeva, 'aydın 'ı böyle tarif etmiş-
tir: toplumsal önyargı ve önkabullere, soru işaretle-
ri koyabilen şahıs! Düşündürücü, çünkü mektup.
faks, telefon ya da doğrudan başvuru olarak bir alâ-
ka çemberi genişliyor. 'Özeleştiri' bir sosyalist ge-
leneğidin beş yıl TRT/ 2'de, iki yıl 'Cumhuriyet'te,
belli ve belirli birmetod uygulaması denedikten son-
ra, acaba gerekmiyor mu?
Varlık dergilerinde, o yıllarda yayımlanmış şiir ve
yazılarım; delikanlı imzalamamı istedi, imzaladım ve
gitti. Tâci'yle, Doriot'dan, Marty veTıllon'a. FKP'nin
iç çalkantılarına döndük; Nâzım'ın 'gurbet' sarma-
lına: 'Münevver, Doktor Galina ve Vera Tutyako-
va!.. Eve, yanm asır öncesinden, soluk soluğa dön-
düm; içimde yanm asır sonrasının heyecanı, bir ha-
vai fişek şehrâyini, fınl fırıl dönüyordu.
... ama o yürek, o bu dilden anlamaz pek!
8 Kuşağı'nı irdelerken, handiyse birisyan bek-
liyordum; meyhane sofralarında, ana avrat kü-
für ne bolluktaydı, kestiremem; bana ulaşan tepki,
cılızdır; dahada hazini, fikirdüzeyindedegil, öfkeya
da takdir: inanç aydını 'reaksiyonu'! O genç mühen-
dis, beni hiç okumamışmış, yazılanmdan etkilenip,
tam bir kitabımı almaya heveslenirken, birden 'ku-
şağını' eleştiriyorum; o andan itibaren, 'hayatı ava-
re kasnak, birdinozora' dönüşmüşüm, itibarım sı-
fır! O genç avukat, tam tersine, dört dörtlük birtah-
lil yaptığım düşüncesindedir."
XXI. yüzyılın Deniz'i olmak hayalindeki oğlunu,
oğluna benzerleri, akıl yoluna çağıracak şeyler yaz-
mamı bekliyor.
Örnek, 1 / "...yaşamının toplamını, boşa kasnak
geçiren 'ihtiyarlar'ın, genç ve güçlü organizma-
lara olan kıskançlıklarını biraz da doğal gördü-
ğümü belirtirsaygılanmı sunanm" (Mühendis Ke-
malettin Doğan'ın mektubu, 26 Mayıs 1998)
Örnek 2)"... 68 Kuşağı ile ilgili yazılannız bir hâ-
rika! Ben de o kuşak mensubuyum, okurken
kendimi okur gibryim (...) Biraz da bugünün genç-
lerinden ve gençlik hareketlerinden bahsedip
yol gösterirseniz sevineceğim." (Avukat Mehmet
Başbuğ'un mektubu, 8 Haziran 1998)
Ikisi de haklı olabilir ama, bu, gerçeği değiştir-
mez: ikisi de duygusal!
Duygusal, estetik düzeyde, benim öteki işim: da-
ha 70'li yıllarda 'darağacındaki üç fıdan 'ın acısını, yü-
regimde kor gibi duymuş, bir de şiir yazmıştım: ön-
ce Ergüder (Yoldaş) besteledi, sonra Ahmet (Ka-
ya). 'Mâhur', dolaylı ıstırabıyla neyi anlatmaya ça-
balıyordu, 'meraklısı için notlar'a şöyle bir gözatmak
yeter. Üzülmek ve düşünmekfarklı şeylerdir, vaktiy-
le Nâzım, bunu 'Şeyh Bedreddin Destanı'nda,
mısra mısra anlatmıştı:
"... tarihsel, sosyal, ekonomik şartlann / zaru-
ri neticesi bu! / deme, bilirim! O dediğin nesne-
nin önünde kafamla eğilirim. / Ama bu yürek /
o, bu dilden anlamaz pek. O, 'hey gidi kambur
felek... / hey gidi kahbe devran hey / der / ve te-
ker teker / bir an içinde / omuzlannda dilim di-
lim kırbaç izleri / yüzleri kan içinde, / geçer çıp-
lak ayaklanyla yüreğime basarak, / geçer Aydın
ellerinden karaburun mağluplan..." (Bütün Eser-
len, Cilt 3, S. 226-228. Narodna Prosteva, 1968)
Şairin, '68 mağluplan' için, Mâhur'u Bulut Gün-
leri'nı. Elde Var Hüzün'ü, Korkunun Krallığı'nı ve
daha bilmem kaç şiiri yazması, ne kadar 'yureğin o
dilden pek anlamadığının" işareti ise; yazarın, '68
Hareketi'ri\ irdelemesi, o kadar aklın ve diyalektiğin
gereğidir Merkez Sağ ve Merkez Sol'un, kulüp ta-
raftarlığı düzeyinde bir siyaset anlayışı var: Sosya-
list Sol bunu çoktan aşmış olmamalı mıydı? lyi de,
şu dakika kaç sosyalist parti, dergi, grup ve grup-
çuk var, kim sayabilir?
İ$levsel olmamış mı?
j Ihan (Selçuk> -ki Yunus, Doğan ve Nâdir Nâdi'den
I sonra en az onlar kadar, Cumhuriyet'in temel di-
reğidir- benimle bu 'köşe'yi konuşurken, hayal kur-
muyordu: -gazetedeki görevliler dahil,- bazılarının,
pekâlâ ayağına basılabileceğinin farkındaydı; eğer
nice hoşnutsuzluğu, bıyıklannın da kanştığı o ince
tebessümüyle göğüslediyse; besbelli Türk Solu'nun,
bu türden irdelemelere ve özeleştirilere, ne kadar ih-
tiyacı olduğunu bildiği içindi.
Ismet Paşa 'olayı', Türkçü/ Ülkücü 'çetrefilliği',
Galiyef/Kemalizm çizgisi, CHP'nin hâl-i pür-melâ-
li, DSP'nın kokmaz bulaşmazlığı, ÖDP'nin yumuşak
liberallerle flörtü, 'ırkçı' Kürtçülüğü, sosyalizm san-
mak gafleti; ihanetle kınştıran, insan hakları tellâllı-
ğı, Savunma Sanayiinin 'ulusallığı', demiryolları ve
denizyollarının 'ihtişâm ve sefâleti'... daha nice so-
run, bu köşede gündeme getirildi, tartışıldı; eğer so-
nunda, altmış dört yaşındaki 'genç' Avukat Güney
Hastemoğlu'dan, şu satırlar geliyorsa, epeyce iş-
levsel olunmuş demektir.
"...sizi her gün okur, sonra yazınızı keser, ge-
ri alma koşuluyla okuyup düşünebileceğini bil-
diğim kişilere veririm. Ben sol düşünceyi önce
kızlarımdan ve onlann arkadaşlanndan öğren-
dim. Şimdi de sizden çok şey öğreniyorum. Si-
zin yazılannızla, zihnimde kopuk kopuk, düzen-
siz bir biçimde dolaşan bulutsu Sol ve Atatürk-
çü bilgi ve düşünceler düzene girdi, sistemati-
ze oldu. Düşünürken ve konuşurken, sık sık düş-
tüğüm, hava boşluklan azaldı." (27 Nısan 1998 ta-
rihli mektubu)
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http^/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htlm