Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 1998 CUMA
HABERLER
BABBaşkam
geliyor
• ANKARA (Cumhuriyet
3ürosu)-BAB Asamblesi
3aşkam Lluis Maria de
^ig'in 1-3 Temmuz günleri
ırasında Dışişleri Bakanı
-smail Cem'in resmi
tonuğu olarak Türkiye've
jeleceği bıldirildi. Dışişleri
Bakanliğı Sözcü Yardımcısi
Jermet Atacanlı, Puig'in
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ve TBMM Başkanı
Hikmet Çetin tarafından
labul edileceğini, Başbakan
v
ardımcısı ve Milli
Savunma Bakanı îsmet
Sezgin'lebiraraya
geleceğini söyledi.
'TBVI katliamı'
davası
• EDİRNE (AA)-Edime-
îstanbul TEM Otoyolu'daki
park alanında bulunan bir
otobüsün içinde 6 kişinin
öldürülmesi olaymın faili
olarak tutuklanan 3 kişinin
Edirne 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndekı
yargılanmalanna devam
edildi. Mahkeme tutuklu
sanıklann tahliye isteminı
reddetti. Sanık avukatlan da
hazırlık soruşturmasını
yapan eski Edirne
Cumhuriyet Savcısı Ali
Samı Arlı. Edirne ll Merkez
Jandarma Komutanı Mikail
Tek ve Karakasım Jandarma
Karakolu Komutanı Ali
Türkmen hakkında. "görevi
ihmal" iddiasıyla suç
duyurusunda bulundular.
Ferhat Tunç
yapgılanıyor
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu)- İzmir Tuncelililer
Derneği'nce düzenlenen
"Tuncelililer Halk Gecesi
Şöleni"ndeki konuşmalarda
bölücülük propagandası
yaptıklan savıyla sanatçı
Ferhat Tunç Yosun ile
dernek başkanı Kemai
Mutlu hakkında açılan dava
İzmir DGM'de başladı.
Savcı, halkı din ve\a bölge
farklılığı gözeterek kin \e
düşmanlığa tahrik etmekle
suçlanan sanıklar için 3 yıla
kadar hapis cezası istedi.
SEKA'nın devri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP millenekıli
BekirYurdagüI. Başbakan
Mesut Ytlmaz'ın
yanıtlaması istemiyle
TBMMBaşkanlığİ'na
verdiği soru önergesinde.
SEKA'ya ait 20 trilyon lira
değerindeki löOOdönümtük
orman ve 2. derece tanm
arazisinin 8 Haziran 1998
tarihli Bakanlar Kurulu
karan ile neden bedelsiz
olarak Koç Grubu'nun
sahibi olduğu Ford
Otomotiv Sanayii'ne
devredildiğini sordu.
Yurdagül, memura yüzde 20
zamda ısrar edilirken, bu
şirketten alınması gereken
20 trilyon liranın Hazine'ce
karşılanmasının nasıl
açıklanabileceği konusunda
Başbakan Yılmaz'in bilgi
vermesini istedi.
Egitimde işbirliği
• ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - Kazakistan Hoca
Ahmet Yesevi
Üniversitesi'nde yaygın
egitim merkezi açılması
amacıyla üniversitenin
mütevelli heyeti başkanı
Namık Kemal Zeybek ile
Milli Eğitim Bakanı Hikmet
Uluğbay arasında bir
işbirliği protokolü
hazırlandı. Uluğbay,
üniversiteye Türkiye desteği
ile götürülecek makine-
teçhizat yardımıyla
Kazakistan'daki Türk
yurttaşlanna yeni olanaklar
sağlayacaklannı belirttı.
DYFde Çffler telaşı
İktidann ve CHP'nin komisyon üyeleri, seçimden önce Çiller'i Yüce Divan'a
göndermek için çalışmalarma yaz aylannda da devam etmeyi planlıyorlar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM
TansuÇUler'ın Malvarlıgını Soruşturma Ko-
misyonu, çalışmalannı yaz tatilinde de sür-
dürerek raporu sonbahardan önce tamamla-
maya çahşırken DYP yeni soruşturmalann
önünü kesmenin yollannı arıyor.
DYP'li TBMM Başkanvekili Kamer
Genç. ANAP'ın, örtülü ödenekten dolandı-
ncı SelçukParsadan'a para kaptırdığı savıy-
la Çiller hakkında verdiği soruşturma öner-
gesini, Yargıtay'ca verilen "takipsizlikkara-
nnı" gerekçe göstererek işleme koydurma-
dı. Önerge sahibi ANAP Istanbul Milletve-
kili HaJİt Dumankaya. TBMM Kanunlar
Kararlar Dairesi Başkanlığı'nın itirazına kar-
şın, Genç'in keyfı olarak önergeyi reddetti-
ğını belırterek Meclis Başkanlığı'na itıraz
ettı.
TBMM, Tansu Çiller'in Malvarlıgını So-
ruşturma Komisyonu'nun çoğunluğu oluş-
turan iktidarpartili ve CHP'li üyelerinin, er-
ken seçim olasılığını göz önünde bulundu-
rarak, Meclis Başkanlığı'ndan izin alarak
yaz tatilinde de çalışma eğiliminde oldukla-
n bildirildi. Komisyon başkanlığının Mec-
lis tatıle gırmeden önce öneriyı oya sunma-
sı bekleniyor. Komisyonda, iiye sayısının ik-
tidarkanadı lehine olması nedeniyle Çiller'e
Yüce Divan yolu açılabileceği belirtilırken,
DYP'nin yeni soruşturmalann önünü kes-
meye çalıştığı dile getirildi.
Çiller hakkında. örtülü ödenekten dolan-
dıncı Cemalettin Selçuk Parsadan'a 5 mil-
yar lira kaptırdığı gerekçesiyle Meclis soruş-
turmaönergesi veren ANAP'lı Dumankaya.
DYP'li Genç'in. Meclis Başkanı Hikmet Çe-
n'n'e vekâleti sırasmda önergelerini işleme
koydurmayarak reddettiğini açıkladı. Du-
mankaya dün duzenlediği basın toplantısın-
da. TBMM Kanunlar Kararlar Dairesi Baş-
kanlığı'nın. Genç'in uygulamasınakarşıçık-
tığını belirterek. "Savın Genç, Kanunlar Ka-
rarlar Dairesi Başkanlığı'nm itira/ına rağ-
men. özel kalem müdüıiüğii aracılığıvla
önergemizi işleme koymamışnr" dedı.
Dumankaya. Genç'in. işleme koymama
gerekçesi olarak, ''Aynı konuda »erilenöner-
genin TBMMM'de"l9. 6.19%'da reddedil-
mesu Çiller hakkında >argmın takipsizlik ka-
ran vermesi, soruşturma konusunun .Meclis
soruşturma kurumunun amacına aykın ol-
masını" gösterdığine dıkkat çekti.
1996'da verilen önergenin reddedilmesin-
den bu yana 1 yılı aşkın süre geçtiğini, do-
layısıyla aynı konuda soruşturma önergesi
verilebileceğıni belırten Dumankaya, "Bu
iddiayla ilgili yeni gelişmeler olmuştur. Yar-
gı. Parsadan'ı mahkûm etmiştir. Yargıta}, ta-
kipsizlik karannın gerekçesinde, Çiller'in do-
kunulmazüğuu göstermiştir. Yani bu konuda-
ki soruşturmayı Meclis'e bırakmıştır'' dedi.
İşleme koymama karannın kanunsuz, ana-
yasa ve içtüzüğe aykın olduğunu belirten
Dumankaya. yasal olanak varsa Genç hak-
kında görev ini kötüye kullandığı için suç du-
yurusunda bulunacağını ifadeetti.
TBMM Başkanı Çetin'in, ANAP'ares-
mi biryanıt vermeyerek sözlü olarak u
Ve-
kil asilin yetkisine sahip; bu konuda yapa-
cağun bir şey yok. Yeni bir karar verirsek
sıkıntı doğar, yeniden önerge verin" önen-
sinde bulunduğu öğrenildi. ANAP'lıIann-
sa yeni önerge verilmesine gerek olmadı-
ğı, Kamer Genç'in usulsüz işleminin dü-
zeltilerek mevcut önergenin işleme konul-
ması konusunda ısrarlı olduğu bildirildi.
TBMM'de türban gösterisi, sağ ittifakı harekete geçirdi
Gündem irtica ve yolsuzlukANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) -Hükümetin irtica ile mü-
cadele tasanlanna komisyonlar-
da direnen TBMM'deki sağ itti-
t'ak, ıki günden beri Meclis'te
"türban şovu" yapan öğrenciler
için harekete aeçti. FP, ANAP,
DYP. DTP. MHP ve BBP'li bir
grup mılletvekili Cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel'e mektup
yazarak "türbanbögrencilere sa-
hip çıkmasım" istedi. TBMM
Anaya>>a Komisyonu'nda irtica
yasa tasanlan arasında yer alan
tek maddelik Dahiliye Memurla-
n Yasası değişikliği ise 6. hafta-
da kabul edildi. Tasandaki diğer
maddenin görûşülmesi ertelen-
di.
TBMM Anayasa Komisyo-
nu'nda "Devletin bölünmez bü-
tünlüğüne, cumhuriyetin temel
niteliklerûıden herhangi birini
değiştirmeye yönelik eylemleri"
nedeni> le haklannda rapor bulu-
nan vali. kavmakam ve diger da-
hiliye memurlannın bakan ona-
yıyla görevden alınmalanna iliş-
kin düzenleme kabul edildi.
Usul tarhşması
Anayasa Komisyonu Başkanı
Atilla Sav toplantının başlangı-
cında dahiliye memurlanyla ilgi-
li düzenlemenin geçen pazarte-
si günü oylandığını; kabul ve ret
oylan eşit çıktığı için karar olu-
şamadığını anımsattı. Sa\. içtü-
zük gereği oylamanın tekrarlan-
ması gerektiğini belirtti. DTP
Grup Başkanı Mahmut Vılbaş
FP ve DYP'lilerle birlikte oyla-
manın tekrarlanmasına karşı çık-
tı. Sav, bunun üzerine usul tartış-
ması açtı. FP'li Şeref Malkoç,
tartışılan düzenlemenin çok sa-
kincalı yanlan bulunduğunu be-
lirterek. "Keser döner, sap dö-
ner; hesap döner. Bugün heye-
canla bu tasanyı savunanlar,gün
gelirsaçlannı başlannı yoJarlar"
dıyerek görüşmelerin yinelen-
ÖDP: Köyler
boşaltılmasın
Siirt'in Kurtalan ilçesi köylülerinin
korucu olmaya zoıiandığı %e
buradaki bazı köylerin boşaltıldığı
belirtildi. ÖDP Beşiktaş İlçe Örgütü,
bölgedeki \ urttaşlann korucu
olmalan için baskı >apıldığını. geçen
günlerde de 23 kövün boşaltıldıgını
. . ilerisürdü. ÖDP Beşiktaş Üçe
Örgurii'nde köylülerle birlikte
düzenlenen sohbet toplantısında
koruculuk uygulamasına son
verilmesi istendi. ÖDP'nin, mağdur
köylülerle da>anışma içinde olduğu
belirtildi. Bu yıl içinde boşaltılan
köyler şunlar: Azıklı. Güzeldere,
Yakıttepe, Cökdoğan, Yavıklı,
Çalıdüzü, Şenköy, Konakpınar,
SaipbeylL, Akdem, Yunuslar, Bozuklu,
Demirkuyıı. Ekinü. Gözpınar,
Taşoluk, Toytepe, YoldurağL Yanarsu,
Bozhöyük. Oyuktaş, Akçegedik.
(Fotöğraf: ÖZKAN GÜVEN)
Patriklikseçbninde valilikgölgesi
ÖZGEN ACAR
ANKARA - Dışişlen
Bakanlığı'nın karşı çıkmasına
karşın. Içişleri Bakanlığı'nca
beş haftadır yaptınlmayan
Türkiye Ermeni Patrikliği
seçimine Istanbul Valiliği'nin
anayasaya aykın davranışlan
gölge düşürüyor.
Dünyada, ruhani liderini
demokratik seçimle belirleyen
tek dinsel topluluk olan
Türki\e'deki Ermenilerin 84.
patriği seçme hazırlıklan,
valiliğin bir yazısı ile askıya
alınmıştı.
15-20 Mayıs tarihlerinde üç
aşamada yapılması öngörülen
patrik seçimindeki son
gelişmelerin uluslararası
kurumlann, Türkiye'nin
içişlerine kanşacak boyuta
tırmandığı gözleniyor.
Patrik Ikinci Karekin'in
ölümünden sonra. Eylül 1961
tarihli Bakanlar Kurulu
kararnamesine göre seçim
yapılıncaya değin
başpiskoposlardan biri olan
Mesrob Mutafsan (42) \ ekâlet
ediyor. 1961 tarihli
kararnameye uygun biçimde
seçimi yönetecek "Cemaat
Girişün Kurulu" oluşrurulmuş,
başkanlığına Pilo Atan
getirilmiş. seçim takvimi
valiliğe bildirilmişti.
Birinci aşamada (15 Mayıs)
Istanbul'daki 33 ve
Anadolu'daki 5 Ermeni
kilisesinin din adamlan. kendi
aralanndan 10 kişiyi delege
olarak seçeceklerdi. tkinci
aşamada (17 Mayıs)
Türkiye "deki yaklaşık
60-70 bin kadar olan Ermeni
topluluğu sandıklarda oy
kullanarak 85 delegeyi
belirleyecekti.
84. Patrik
Üçüncü aşamada (20 Ma>ıs)
Kumkapı'daki Ermeni
Patrikliği Katedrali'nde95
delegenin katılacağı "Delegeler
Meclisi"nde gızli oy. açık
tasnifle adaylar arasından biri
"84. Türkiye Ermeni Patriği"
seçilecekti.
Aday olabilmek için 1961
kararnamesine göre "babadan
Türk olmak, TC hükümetinin
itimadına mazhar olmak,
episkoposluk rütbesini haiz
olmak, 35 yaşını ikmal etmiş
bulunmak. mahkûmiyet ve
amme hi/merinden memnuiyet
gibi. seçilmeye nıani halleri
bulunmamak, patriklik
vazifesini layikhle yapabüecek
iktidar ve ehliyette bulunmak"
gibi koşullara uygunluk
gerekiyordu.
Bu koşullara uyan
patrik \ekili Mutafyan ve
Başpiskopos Şahan Sıvacıyan
(72) aday oldular. Istanbul
Valıliğı. "Bakanlar
Kurulu'nun 1961
kararnamesinde değişiklik
\ apacağı için bir süre
beklenmesini*1
patrikhaneye
bildirdi ve seçim ertelendi.
mesini istedi. FP Kahramanma-
raş Mılletvekili Mustafa Kama-
lak da bu madde ile ilgili bir alt
komisyon kurulması gerektiğini
savundu.
Konuşmalann ardından Atilla
Sav, oylamanın tekrarlanıp tek-
rarlanmamas! konusunu üyele-
rin oyuna sunmak istedi. "Oyla-
nacak bir şey yok" diyerek buna
karşı çıkan Mahmut Yılbaş, ken-
disine tepki gösteren Sav 'a "Sı-
nıf mümessili gibi davTanmavui.
başkanlık yetkisini suiisti-
mal ediyorsunuz. Bu şekil-
de davranırsanız zorbacn
hkyapnuşolursunuz" diye
çıkıştı. Daha sonra yapılan
oylamada FP ve DYP'lile-
rin itirazına karşın oylama-
nın tekranna karar verildi.
Bu arada oylamaya katıl-
mayarak salonu terkeden
Yılbaş, FP'lilere de "Niye
el kaldınyorsunuz, bırakın
kendiieri çakm kendileri
oynasın" diye müdahale
edince FP'li üyelerin elle-
rini indirdikleri görüldü.
Oylamanın tekran yönün-
deki karann ardından mad-
de yeniden üyelerin oyuna
sunuldu ve kabul edildi.
Tolantıda daha sonra ta-
sannın ikinci maddesi olan
ve "yıkıcı, bölücü veya
cumhuriyetin temel nitelik-
lerinden birini değiştirme-
ye yönelik eylemlerde bu-
lunduklan için memurluk-
tan çıkanlanlann diğer ka-
mu kuruluşlaru \erel yöne-
timler ve bagiı kuruluşlar-
da da istihdam edilemeye-
ceklerini" öngören düzen-
leme üzerindeki görüşme-
lere geçildi. FP ve DYP'li-
ler ile BBP'li Recep Kınş
bu maddeye karşı görüşler
öne sürdüler. Konuşmaiar
uzayınca üyelerin istemi
üzerine Atilla Sav, toplan-
tıyı gelecek hafta devam
etmek üzere sona erdirdi.
Sav, kendisine yönelik
eleştirileri yanıtlarken de
konunun aceleye getiril-
mediğini, bu tasannın 6
haftadan ben komisyonun
gündeminde bulunduğunu
söyledi.
Oniversitelerdeki türban
yasağı için TBMM'de ku-
lis yapan öğrenciler, dün
de siyası parti gruplan \e
millenekilleri ile görüşür-
ken, Meclis'te türban için
~sağittifak"oruştu.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Sistem tartışmalarıntn gündemin
en üst sırasına oturduğu bir sırada,
dün bir gazetemiz Başbakan Yar-
dımcısı ve Milli Savunma Bakanı Is-
met Sezgin'in, görevlerinden istifa
edebileceğini söylüyordu.
Sezgin'i bu düşünceye yönelten
olay, hükümette S- 300 füzeleri ile il-
gili bir görüş ayrılığı değil. Bakanlar
Kurulu, REFAHYOL döneminde ol-
duğu gibi, savunma harcamalarında
kısıntıya gidilmesini istememiş.
Ne olmuş peki?
Sezgin, doğma büyüme Aydınlı.
Demokrat Parti, Adalet Partisi dö-
nemlerinde eylemli bir politika yap-
tığı kentinde, bugün de Demokrat
Türkiye Partisi milletvekilliğinin kart-
vizitini taşıyor.
Aydınlı bir başka politikacı da,
Yüksel Yalova. Onun cebinde de
Anavatan Partisi Genel Başkan Yar-
dımcılığı ile Aydın Milletvekili kimliği
var.
Iki hemşeri de, bugünkü hüküme-
ti oluşturan koalisyonun başarısını
istiyorlar. Ikisinin de bürokrasi üzerin-
deki dtkileri büyük.
Dürlkü "Hürriyet" bu iki politikacı-
'Koalisyonda Hemşire Krizi'
)ür(kü "Hürriy
nın bürokrasi üzerindeki güç dene-
mesinin nedenini anlatıyordu.
Aydınlı meslektaşımız Yalçın A-
ta'nın haberinden öğreniyoruz ki, ilin
sağlık görevlileri arasında Nursel
Korucu adında bir ebe - hemşire de
varmış. Sağlık Müdürlüğü hemşireyi
bir köye atayınca Aydın DTP örgütü
ayaklanmış.
Başbakan Yardımcısı ve Milli Sa-
vunma Bakanı'nın Özel Kalem Mü-
dürü, Sağlık Müdürü'ne atama kara-
rının durdurulması için Sezgin'in is-
teğini iletmiş ama, ret yanıtı almış.
Bunun üzerine Sezgin, Sağlık Ba-
kanı Özsoy'a başvurarak, isteğini
geri çeviren ll Sağlık Müdürü'nü gö-
revden aldırtmış.
Bu kez ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Yalova harekete geçmiş ve
kendi partilisi olan bakanın müdür
operasyonunu durdurtmuş.
Sezgin, kabine arkadaşına Sağlık
Müdürü görevden alınmazsa, hükü-
metten istifa edeceğini söylemiş.
Bakan ne yapsın? Aşağı tükürse
Yüksel Yalova, yukarı tükürmeye
kalksa sevgili dostum Sezgin.
Çözümü, Aydın Sağlık Müdürü'nü
arayıp, "Sen bu görevinden istifa
ediver" demekte bulmuş.
Daha doğrusu, önerisinin sorunu
çözebileceğini sanmış. Ama Yüksel
Yalova, "olmaz" diye karşı çıkınca,
bu girişim de yarıda kalmış.
Gazeteci "Şimdi herkes bu krizin
nasıl sonuçlanacağını bekliyor" di-
yor.
•••
Krizin nasıl sona ereceğini merak-
la beklediği söylenenler. Aydın'daki
Anavatan ve DTP örgütleri olmalı.
Partilerin il ve ilçe merkezlerinde
genellikle lokaller bulunur. Bu lokal-
ler, geceleri yandaşların toplanıp ko-
nuştuğu yerlerdir. Pazar kurulduğu
günlerde, köylerden gelen partililer
de lokallerden haber alışverişi için
yararianırlar. O arada parti başkan-
larına da dilekler aktarılır.
Her birisi birer siyaset borsası gö-
rünümünde olan parti lokallerinin,
Aydın'da bulunanlarında şimdi Nur-
sel Korucu ve Sağlık Müdürü'yle il-
gili iddialar, savunmalar ve müşterek
bahisler gündemde olmalı. Kimin gü-
cü, kimden üstün tartışmaları Aydın-
lı Anavatanlıların da, Demokrat Tür-
kiyelilerin de asıl konusudur şimdi.
Nursel hemşire, acaba gerçekten
bir DTP seçmeni midir? Yoksa, Incir-
liova'ya naklini durdurabilmek için
mi, bu parti örgütü kanalı ile Başba-
kan Yardımcısı'na ulaşmıştır?
Işin o yanı da emin olun onu des-
tekleyenler ile öbürleri için hiç önem-
li değildir.
Önemlı olan, bürokrasinin bütün
kademelerinin politikacı tarafından
sadece kendi istekleri doğrultusun-
da hareket edebilmesini sağlamak-
tır.
Siyasi partilerin ve partililerin bü-
rokrasinin atama kararları ile ilgisi ol-
malı mıdır?.. Ama tren bir kez yanlış
makasa sokulduğu için, en alt örgüt-
lerden genel merkezlere kadar ikti-
dar partilerinin kapıları oldum olası-
ya bu tür kimseler tarafından aşındı-
nlmaktadır. Uluslararası birkültüret-
kinliği için Antalya'dayım.
Aynı nedenle birlikte olduğumuz
Prof. Hüsamettin Koçan anlatıyor-
du:
Otelde yanına gelen ve kendisinin
Antalyalı bir parti liderinin çocukluk
arkadaşı olduğunu söyleyen biryurt-
taş, "Hocam siz beni tanımazsınız
ama" demiş "ben üç yıl önce Baş-
bakanlık Danışmanlığı yapmıştım. O
görevime son verilmişti. Şimdi bir
genel müdühük için çocukluk arka-
daşımdan yardım isteyeceğim. Ba-
na ne tavsiye edersiniz? Ne yanıt
versin Koçan? "Siz kendinizi nereye
layık gördüğünüzü düşünüp kararı-
nızı kendiniz vermelisiniz"öen başka.
O da öyle yapmış.
Sistem tartışmalarının ülke günde-
minin ilk sırasına oturduğu bir sıra-
da, olmazlann fantezilerini önermek
ve bunlarda ısrar etmek yerine, siya-
setçinin elini eteğini bürokrasinin bu
tür atamalarından çekmek niçin dü-
şünülmüyor?
Sizin bu konuda söyleyebileceği-
niz yok mu Süleyman Bey?
BİRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Ortaçağ ve Felsefe Üstüne...
Bir kez öğrenip sonra üstüne derinliğine eğilme-
diğimiz bilgilerimiz vardır: Batı uygarlığının, üç mira-
sa, eski Yunan, Roma, sonra da Hıristiyanlığın mira-
sına konduğunu biliriz. Doğrudurda! Ama "Avrupa'yı
Avrupa yapan", bunlardan asıl hangisidir?
Fazla kurcalamamışızdır.
Peki önemli mi bu soruyu yanıtlamak?
Önemli! Çünkü bunu çözmezseniz, Avrupa'nın,
bırakınız geçmişi, günümüzde kimi canahcı sorun-
larda takındığı tavn açıklayamaz olursunuz. Konu,
üstelik en başta bizi ilgilendiriyor: Kapısında, doğru
ya da yanlış, onca bekleştiğimiz bir dünyayı yakın-
dan tanımak, dahası onu sorgulamak zorundayız.
Betül Çotuksöken'in Remi Brague'dan çevirdi-
ği -Kabalcı Yayınlan'nda çıkan- Avrupa; Roma Yolu
adlı kitap, basmakalıp düşüncelerin üstüne gidiyor
ve ufkumuzu aydınlatıyor.
Hatırlatmış olayım.
Okuyunuz, tartışmasını yapalım!
•
Kafalanmıza kazınmış bir başka düşünce de Or-
taçağ üstünedir: Ortaçağ deyince, hemen "karan-
lıklarçağı" diye bir şey gelir aklımıza.
Doğrudur! Batı'da Ortaçağ, istilalann, feodal sa-
vaşlann ayyûka çıktığı; Kilise sultasında Engizisyon
dehşetinın yaşandığı; kıtlıklann, veba salgınlannın
çağıdır. Ama üniversitelerin doğduğu, laik düşünce-
nin ilk filizlerini verdiği bir çağ da. Bağnnda, devrim-
ci birsınrfın, burjuvazinın palazlandığı bir çağ önem-
lidir. Evet, inancın öne çıkanlıp aklın arka plana atıl-
dığı birkaç yüzyıl oldu, ama sonuna kadar sürmedi,
süremezdi de.
Hem 1000 yıl süren bir karanlık olur mu'?
Sonra, Batı'da Ortaçağ'ın yaşandığı yüzyıllar, Or-
tadoğu'da Islam, Uzakdoğu'da Hint ve Çin uygar-
lıklannın doruğuna çıktığı yüzyıllardır.
Özetle, Ortaçağ'dan söz ederken dikkatli olmalı!
Betül Çotuksöken'in Saffet Babür'le beraberya-
zıp yayımladığı -Kabalcı Yayınlan'ndan çıkan- Me-
tinlerle Ortaçağ'da Felsefe adlı kitabı bitirdiğimde,
bunları düşünüyordum; ve eser, birçok noktada ka-
fama açıklıklar getırdı.
Betül Çotuksöken, genç felsefeciler kuşağından
ülkemizde.
Okurlar, gazetemizde zaman zaman aydınlatıcı
yazılarından tanıyoriardır onu. Yine aynı yayınlardan
çıkan Felsefî Söylem Nedir? adlı kitabından hemen
farkına varıyoruz ki, Marksizmden uzak kalmış olsa
da. bütün bir felsefe tarihı parmaklannın ucunda. A-
ma değerii felsefecimizin asıl uğraş alanı, 1984'te sa-
vunduğu Petrus Abelardus'un Ahlak Anlayışı adlı
doktora tezinden ben, Ortaçağ felsefesi.
Metinlerle Ortaçağ'da Felsefe, uzun ve ciddi bir
girişin arkasından Ortaçağ düşünürterinden parça-
lar sunuyor bize. Kitapta "Islam Felsefesine Genel
Bir Bakış" adlı kısa bir bölüm, konuyu Batı ile sınır-
lanmış olmaktan kurtanyor; ilerde yeni bir basımda,
o çağın Yahudi filozoflarına, belki Hint ve Çin felse-
felerine de eğilecektır yazarlar diye düşünüyorum.
Betül Çotuksöken'le Saffet Babür'ün bu ciddi e-
mek ürünü eseri, bana, vaktiyle Batı'da yapılmış bir
tartışmayı da hatırlattı ki, konumuza giriyor.
20. yüzyılın başlannda, felsef^jte Hıristr/an düşün-
cesini bağdaştırma, büyük tartışTnalara yol açan bîr
konu olur. 1931 'de, Ermiş Auğıistinus. 1500. öfüm'
yılı vesilesiyle anılırken, tartışmalar da doruğuna vâ-
nr. Pek tanınmış bir felsefe tarihçisi olan Emile Br§-
hier'ye göre, bu iki düşünce uzlaşmaz haldedir ve
Ortaçağ'da olsa olsa "ilahiyat" yapılmıştır. Orta-
çağ'da Felsefe adıyla çok önemli bir eserin sahibi
Etienne Gilson'a göre ise, o çagda felsefe ile Hıris-
tiyan düşüncesi aynı amaca yönelmiş bir tür ortak-
lık içindedir. Ne var ki, bu tezin de yolaçtığı sorunlar
vardır. Şöyle ya da böyle. Ortaçağ felsefesi, inançla
akıl arasında bir uyum aranışı içindedir denebilir.
Aquino'lu Ermiş Toma, bu aranışın tipik örneğidir.
Ancak, 14. yüzyılda Occam'lı Guillaume gelecek,
yöntem diye. Gözlem ve deneye dayandığı için, ilke
olarak böylesi bir bağdaştırmayı reddedecektir. Ba-
tı'da modem felsefe, bu reddiyenin arkasından sö-
kün eder.
Başka tüıiü de olamazdı.
Bilimsel ilerlemenin yollan ancak böyle açılabilir-
di.
Günümüzde, tslamlafelsefeyi bağdaştırmaya kal-
kanlar vardır ki, başarıya ulaşacaklannı hiç sanmı-
yorum.
Vaktiyle ibni Sina, bilginle peygamberin, aynı ki-
şide uzlaşabileceğini söylemişti, denecektir. Doğru-
dur! Ancak unutulmasın, onun peygamberlikten an-
ladığı doğaüstü bir durum değildi. Bilgin bir filozof
olarak tersini söyleyemezdi. Oyle olduğu içindir ki,
maddi dünyadan az çok kopmuş bir halde ebedi
doğrulan yakalamaya çalışan eski Yunan'ın bilgesi-
ne karşı, İbni Rüşd'ün bilgesı. nesneleri olduğu gi-
bi tanımaya çabalar ve değişen gerçekliğin ayrıntı-
lanna dalıp gider.
Hatııiatmam, daha çok Gazali meddahlannadır...
Durusma ertelendi
Manfeah çocııklar
DGM'de büyüyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nce eksik
soruşturma gerekçesiv le
bozulan Manisalı
gençlerin davasına İzmir
DGM'de devam edildi.
Tutuksuz yargılanan 13
sanığın gelmediği
davaya avukatlan Sema
Pekdaş ve PeHn Erda
katıldı. Mahkeme
Başkanı Niyazi Ergün.
sanıklarla ilgili oiarak.
"Du\ arlara yazı yazmak.
pankartaçmak" sa\ı\la
Manisa Sulh Ceza
Mahkemesi'nde açılan
ve beraatla sonuçlanan
dava dosyasmın
beklenmesine karar
vererek duruşmayı
erteledi.
Manisa Emniyet
Müdürlüğü'nce Aralık
1995'te Manisa ve
ilçelennde DHKP-C
örgütüne yönelik
düzenlenen
operasyonda, örgüt üyesi
olmak. örgüt üyelerine
yardım ve yataklık
yapmaktan göz altına
alınan çoğunluğu lise
öğrencisi 15 kişi
hakkında İzmir DGM'de
dava açılmıştı. Yapılan
yargılama sonucunda
sanıklardan beşi beraat
etmiş, 10 sanık ise 3 ile
12 yıl 6 ay arasında
değişen ağır hapis
cezalanna çarptınlmıştı.
Gençlerin avukatlannın
bu karan temyiz etmeleri
üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay 9.
Ceza Dairesi, beraat
kararlanndan ikisinı
onaylarken, üç beraat
karan ile 10 kişi
hakkındaki cezalan,
eksik soruşturma
nedeniyle bozdu. İzmir
DGM'de dün yapılan
yargılamada, mahkeme
heyeti Yargıtay'da
bulunan Manisa Sulh
Ceza Mahkemesi
karannın gönderilmesi
için duruşmayı ağustos
avına erteledi.