22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA' • • • I KULTUR Bu yıl Istanbul'a konuk ettiğimiz Francesco Rosi ustanın son filmi sinemalarda 'Auschwitz varsa tanrı olamaz! La Tregua / Yönetmen: Francesco Rosi / Senaryo: Tonino Guerra, F. Rosi, Primo Levi'nin romanından / Kamera: Pasqualino De Santis, Marco Pontecorvo / Müzik: Luis Bacalov / Oyuncular: John Turturro, Rade Serbedzija, Stefano Oionisi, Massimo Ghini, Teco Celio, Claudio Bisio, Agnieszka VVagner, Roberto Citran / 1997 Italya Son Istanbul Festivali'nde başka film- lere kurban ettiğimiz, yıllar önce 'Sal- vatore Giuliano', 'Mattei Olayı', 'tsa Eboli'de Durdu', 'Üç Kardeş' gibi nam- lı filmleriyle gönül düşürdüğümüz, say- gın ltalyan siyasal sinema ustası Fran- cesco Rosi'nin son esen 'La Tregua- Ateşkes'e bu hafta Alkazar'da rastla- mak hoş bir rastlantı oldu bizim için. Şimdiye kadar gördüğümüz ve Andr- zej VVajda, Andrzej Munk gibi Polon- yalı sinemacılann dışında, genellikle Anglosakson bakış açısından anlatıl- mış, 2. Dünya Savaşı yıllannda geçen, soykınmcı Nazilerin binlerce Yahudiyi tıktığı, yaktığı, sabun yaptığı o korkunç temerküz kamplannın dehşetini aktaran yığınla filmden aşinası olduğumuz bir konuya el atıyor son filminde. Rosi us- ta. On yıl kadar önce intihar etmiş ttal- yan yazar Primo Levi'nin 1963'te yaz- dığı otobıyografik 'La Tregua' adlı ro- manından uyarlanan ve geçen ytl Can- nes Festivali'nde yanşan bu film, Ausch- witz cehennemınden kurrulan bir grup îtalyan Yahudısi içinde öne çıkan, kim- yacı-eczacı Primo Levi'nin kapıldığı özgürlük sarhoşluğu içinde, elverişsiz koşullar gereği aylarca süren, zorlu bir dönüş yolculuğundan sonra ülkesine vanp evine, ailesine kavuşabilmesini ve hayata yeniden doğuşunu hikâye edi- yor. Son kuşak Hollyvvood aktörleri için- de saglam, kendine özgü bir yer edi- nen, yönetmenliğe de başlayan, iyi oyun- cu John Turtuıro'nun, yer yer tavuk takHdı gibi şaklabaaltklar yaparak ba- şanyla Primo Levi rolünü canlandırdı- ğı 'Ateşkes', Francesco Rosi'nin aka- demik 'baba' sinemasmın ürünü, in- sancıl ve ahlakı değerleri yücelten, de- rin ve duygu yüklü, iki saatlik, yalın bir dramı önümüze siirûyor. Primo Levi'nin dönüş yolcuJugu Torino'nun Yahudi burjuva kesimın- den olup kimya eğitimi gören, 1943'te dağlardaki parrizanlara katılan ve 1944 'te Almanlarca yakalanarak Auschvvıtz'e postalanan Primo Levi 'nin (1919-1987), Nazi toplama kamplannda sistemli bi- çimde Yahudi ırkını yok etmeye yöne- lik, insanlıkdışı uygulamalara bizzat ta- nık olup bire bir yaşadığı bu korkunç dö- nemın ardından savaşın sona ermesiy- le özgürlüğüne kavuşarak Ukrayna, Po- lonya, Romanya, Macaristan ve Avus- turya gibi ülkelerden geçerek sonunda güçbela ttalya'ya ulaşmasını anlatan 'La Tregua' romanı, yazanna ulu.slara- rasıbır-ün sağlamıştı^aktıyl*.J947'de yayımladığı, bütünüyle otobiyografik 'Se questo e un uomo-Bu bir insansa' ro- manını sürdürüp tamamlayan 'La Tre- gua-Soluk molası' romanının dışında, kimyagerliğinin sonucu sürekli haşır neşır olduğu doğabilimsel sorunlan da kıtaplannda işleyen ve modern hayatta teknolojinin getirdiği ahlaki, toplum- sal sonuçlan eleştirmekten geri de dur- mayan Primo Levi'nin Auschwitz ce- hennemine ve kurtuluştan sonra ülke- sine dönüş yolunda başından geçenle- re ilişkin yazdıklannı görüntüleyen 'Ateş- kes'te 75'lik delikanlı Francesco Rosi usta. dramatik ve kaotik bir ritim tuttu- ruyor genelde, ama yer yer karakterle- rin basmakalıplaşmasına, kimi duyar- lıklann yapmacık, kimi heyecanların da zorlama kaçmasına. temponun düş- mesine pek engel olamıyor. Gaddar Almanlann savaş yıllan sü- resınce yaptıklan onca vahşete, dehşe- te \e kıyıma ilişkin tüm kanıtlan orta- dan n. karlar içindeki bir toplama kampın- da (Auschwitz) başlayan filmde, kapı- lan açan kurtancı Rus askerleriyle bir deri bir kemik kalmış Yahudi mahkûm- lann yüzyüze geldigi karşılaşma sahne- si ya da Berlin'in düşmesiyle savaşın bit- tiğini görkemli Kızıl Ordu müziğiyle yansıtan sahne gibi etkileyici bölümler peşpeşe birbinni izliyor. Haftanın en iyi filmi Yıne bütünüyle otobiyografik 'Sequ- esto e un uomo-Bu bir insansa' romanı- nı tamamlayan 'La Tregua- Soluk mo- lası' romanının dışında, kimyagerliginin sonucu. haşır neşir olduğu doğabilim- sel sorunlan da kitaplannda işleyen ve teknolojinin getirdiği ahlaki- toplumsal sonuçlan eleştirmekten de geri durma- yan Primo Levi'nin Auschvvitz cehen- nemine ve kurtuluştan sonra ülkesine dö- nüş yolunda başından geçenlere ilişkin yazdıklannı görüntüleyen filmde, özgür- lüklcrine kavusmuş, olarak ama kabasa- ba Ruslann elinde oradan oraya sürük- lenerek aç sefil, serseri kafıleler halin- SUNGU ÇAPAN de dolanan, sürü halinde trenlerden in- dirilip bindirilen kahramanlanmızın acı- tan boyutlara erişen perişanlığım nerdey- se gözümüze sokuyor Rosi usta, kaotik bir ritimin attığı, her zamanki gerçek- çi, özenli, klasik anlatımıyla. Rolüne cuk oturmuş John Turtur- ro'nun yanı sıra, yolculugun başlann- da bilgece laflar ederek çantasını bi- zimkine taşıtan, uyanık Yunanh Mordo Naum rolündeki 'Yağmurdan Önce'yle parlayan Sırp aktör Rade Serbedzija'yla Stefano Dionisi ve Massimo Ghini gibi ltalyan aktörlennın de sivrildiği filmin görüntü ve müzik çalışması, mekân kul- lanımıdaoldukçabaşanlı. Özelliklees- ki Yugoslavya'nın tanınmış tiyatro-si- nema oyunculanndan biri olup, 'Sırp Kasabı' Milosevic yönetimiyle ters dü- şerek kansını çoluk çocuğunu alıp Lond- ra'ya yerleşen, Makedon yönetmen MD- koMancevskinın 'Yağmurdan ÖncesT başyapıtmm ardından 'The Saint' gibi bir aksiyon-macera üstün yapımında kötü adamı oynayıp Stanley Kubrick' in hâlâbitirmeye uğraştığı son filmi 'Eyes Wide Shut'da da rol alan. 1946 Hırva- tıstan doğumlu Rade Serbedzija, John Turturro'dan sahne de çalıyorkimi yer- de. ölüm kampından hayata dönerek ya- şadıklannı romanlanna aktaran, Yahu- di yazar Primo Levi'nin öyküsünü ko- yu bir melodram kıvamında anlatan Francesco Rosi, kimi klişelere çanak tutsa da ucuz duygusallıklara düşmüyor genelde. Guru'm Cumcum'dan öğren- diğıme göre ltalyan sinemasının tanın- mış, usta kameramanı Pasquaüno De Santis'in çekimler sırasında ansızın öl- mesiyle yerini genç görüntü yönetme- ni Marco Pontecorvo'nun aldığı 'La Tregua-Ateşkes', sonuçta toplama kam- pından kurrulmuş bir grup savaş yıkm- tısı Yahudinin trajikomik öyküsünü et- kileyici kılan, usta işi bir uyarlama. Mitolojideki Ulis gibi evine, yurdu- na kavuşmak için aylar boyunca başına gelmedik kalmayan, Auschvvitz hüküm- lüsü, ltalyan yazar Primo Levi'nin 'Odi- sea'sını, ağır ama esaslı ve oturaklı fresk niteliğinde karşımıza getiren 'La Tregua- Ateşkes' kuşkusuz merakhsına salık verilecek cinsten, buhaftanın en iyisi biz- ce. Gösterişli, karmaşık, erotik ve beylik bir 'yeni karafılm' örneği: Vahşi Şeyler Soluksoluğagerilim veşaşırtmaca labirenûndeSon dönemde Amerikan sine- masında yeniden rağbet gören 'türlerin türû' kara filmin en ye- nı örneklerinden biri, bu hafta gör- düğümüz '>\Ud Things-Vahsi Şey- ler'. Doğrusu beylik erotizm sosu- na bulanmış, gösterişli bir heye- can-gerilim serüveni niteliğinde- ki. şık şıkırdım bir Hollywood se- yirliği olarak, yaz rehavetine gö- mülmüş meraklısının ağzına bir parmak bal çalıp özellıkle genç. güzel, yakışıklı oyuncularca can- landınlan, durmadan şaşırtmaca veren kahramanlan ve her an sürp- rizlere gebe, şeytani entrikasıyla,' (doyurmasa da) ilgiyle seyredilip bir çırpıda tüketiliveriyor 'Wild Things'. Ne var ki beceriyle tezgâhlan- mış, teknik düzeyiyle birinci sı- nıf, alabildiğine gözahcı ve oya- layıcı bu tipik Hollywood yapımı. heyecan-gerilim seyirliği, yan- sından itibaren bütün inandıncı- lığını yitirerek seyircinin sürekli patlak veren sürprizleri tahmin erme oyununa dönüşen, cilalı ve kof bir gerilim, heyecan, erotizm kokteyli olmaktan öteye geçemi- yor. Şık bir 'neo-noir' örneği Karanlık ilişkiler içindeki, pa- ranoyak kahramanlannın, zehir- lemeden kafaya şişe geçırmeye ya da yelken direği indirmeye ka- dar uzanan bol çeşit cinayetlerini aktanrken, kız kıza yapılan seks oyunlanndan zengin hanımefen- dilerin genç, yapılı aygırlanyla çığlık çığlığa at bindiği, ateşli se- \işmelere ve üçlü. sandviç sahne- lerine kadar yayılan, kışkırtıcı bir erotizmi de banndinyor 'Vahşi Şeyler' Gışe kaygısıyla aşınlığı ve abartıyı yeğlemiş bu şık 'neo-no- ir' (yeni kara film) filminin, ka- lıcılık ve önem bakımından faz- laca bir kıymeti harbiyesi bulun- muyor son tahlilde. 1940'lardan günümüze gelen örnekleriyle kara film türiinü yi- yip yutmuşa benzeyen uyanık se- narist Stephen Peters'in. alışılmış klişeleri altüst etme iddiasındaki ve sürekli sürpriz agırlıklı cin- gözlüklerine dayanan, alengirli senaryosundan yönetmen John McNaughtoneliyle çekılmiş "Vah- şi Şeyler'in, son yıllarda yeniden baş tacı edilen 'kara fflm'türüne yeni bir so- luk getirdiğini ileri sür- mekse çok zor. Havada binbir çeşit kuşun fink attığı, ba- taklıklannda büyüklü kü- çüklü sürüngenlerle hain bakışlı timsahlann dolan- dığı, heykel donukluğun- daki iguanalann süs bit- kisi gibi evcilleştirildiği, şimdiye kadar yığınla se- rüven filminde sazhkla- nn, bataklıklann üstün- den uçarak giden, perva- neli, sal gibi teknelerin kovalamacalanna dekor olmuş, sıcak ve egzotik Florida'nın, zengin smı- fin lüks evlerde sere ser- pe yaşadığı Blue Bay yö- resinde geçen 'Vahşi Şeyler', gü- zel kızlarla parlak delikanlılan- nın doluştuğu bir lisede başlıyor. Yörenin en nüfuzlu, zengin ai- lesi Van Ryan'lann dilber, seksi ve şımank luzı Kelly fena halde âşıktır Sam'e (Yıllar geçtikçe Cop- pola'nın 'Outsiders-Dışardaki- ler'iyle 'Rumbk Fisb-Siyam Ba- lığVnda ya da Gus Van Sant'ın 'DrugstoreCowboy'undaki, genç kızlann yüreğini hoplatan, sorun- lu, tedirgin ve o asi genç halini yi- Wild Things / Yönetmen: John McNaughton / Senaryo: Stephen Peters / Kamera: Jeffrey L. Kimball / Müzik: George S. Clinton / Oyuncular: Kevin Bacon, Matt Dillon, Neve Campbell, Denise Richards, Daphne Rubin- Vega, Bill Murray, Theresa Russell, Carrie Snodgross, Robert Wagner / 1998ABD(WB) tirip ense kulak yerinde, kalıplı, kasıntı bir Holh vvoodjönüne dö- nüşen Matt Diİİon'ımız). Sam'in çamurlu arabasını yı- kayıp nerdeyse genç adamın hep ağzının içine giren, bir içim su ICeliy'nin (yönetmen Paul Verho- even'in dev böceklenn dünyamı- zı istila etmeye kalkıştığı, bilim- kurgu fantezisi 'StarshipTrnopers- Yıldız Gemisi Askerleri'yle özel- likle erkek se>ircınin gözünde, gönlünde güller açtırmış, çıtır De- nise Richards). bir süre önce ko- casının hernedense intihar ettiği- ni öğrendiğimiz. genç erkeklere meraklı, olgun \e dolgun, şuh an- nesi Sandra \'an Ryan'ın ('Body Heat', 'Black VVidow' vb. gibi 1980'li yıllann, nıteiikli kimi ka- ra film çeşitlemelerinde, başanlı ölümcül kadın kompozisyonlan çizrruş TheresaRussefl bu rolde yı- ne taş gibi), pek boş kalmayan ya- tağından vaktiyle gencecik Sam de gelmiş geçmiş, üstelik 'emek- çi performansı'yla zengin kadını çok da memnun bırakmıştır. Şımank zengin kı- zı, annesine öğretme- ninin tecavüzüne ma- ruz kaldığını söyle- yince, zaten ona hiç yüz vermeyen Sam'i derhal mahkemeye verir otoriter kadın, tüm nüfuzunu kulla- nıp ortalığı ayağa kal- dırarak. Bu arada oku- lun asi, keş öğrencile- rinden, herkesin dış- ladığı, geçmişinden sıynlıp intikam almak isteyen,joint içip Ce- line okuyan 'çöplük laa'SuzıeToller(Wes Craven'in 'Scream- Çıgfck'lanyla ünlenen NeveCamp- bell), öğretmenin, bir yıl kadar önce kendisine de tecavüz ettiği ithamıyla ortaya çıkınca işinden atılan, yalaka bir avukat (eskiler- den Robert Wagner) kızı sevgili- sinden de olan Sam hapsi boyla- yacaktır. Filmin bu anına kadar suçsuz- luğuna, masum olduğuna inandı- nldığımız, seks skandalının me- lek görünüşlü şeytan kahramanı, 'karanlık ve sinsi' Sam'ın hayatı YENİ BASLAYANLAR.. YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR. Gabriel Auwar var. Tekdüze bir yaşam süren, on yılhk ev\i, ûç çocuklu bir kadınm çekip giderek kendini yollara vurması üstüne gelişen bir yol ve kadın filmi izlenimi veren 'Nevada' Bağımsız Sinema örneklerinden hoşlananlar için birebir. onu çolc Sevmigtlm (Fall) Geçen hafta gösterime giren 'Onu Çok Sevmiştim', yaz mevsimi için uygun kaçan, romantik bir ask öyküsü. Yönetmen Eric Schaffer filmde aynı zamanda başrolde, model Amanda de Cadenet'le birlikte. New York'lu bohem taksi şoforü Mkhael'la süper model Sarah'ın aşkını merak edenlere. Lola îtalyan erotizm bezirgâncısı Tinto Brassın 'Lola'sı, bakirelik üstüne gelişen, tipik ve kışkırtıcı bir Tinto Brass filmi. Brass'ın yeni keşfi Anna Ammirati, Patrick Movver, Mario Parodi başrollerde. Bir Koca Sart mı? (Picture Perfect) Bugün gösterime giren. Glenn Gordon Caron'ın yönettiği filmde Jennifer Aniston, Kevin Bacon, Jay Mohr, Olympia Dukakis ve Kevin Dunn oynuyor. Nevada 1997 Los Angeles Bağımsız FUmler Festivali'nin açılış filmi olan 'Nevada' da seyirciyle geçen hafta buluşan filmlerden. Gary Tieche'nin yönettiği filmde Amy Brenneman, Kirstie Alley, iyiden ıyiye kaymışnrartık. Ne var ki onu savunan becerikli avukat Ken Bowden (Bfll Murray) mah- kemede dengesiz Suzie'yi sıkış- tınp tecavüzlerin iftiradan öteye gitmediğini kanıtlayınca, zengin Sandra Van Ryan mecburen, 8 milyon kadar yüklü bir tazminat- çık ödeyecektir, vaktiyle ateşli bir gönül macerası yaşadığı Sam'e. Karanlık, tekinsiz flişkfler Ancak, deneyimli detektif Ray Duquette'le (Kevin Bacon) zenci kadın ortağı Gloria Perez'in (Daphne Rubin-Vega) de olayı çözmek isteyen polis ikilisi ola- rak boy gösterdiği filmde bundan sonrasında olaylar, tüm tahminle- ri bütünüyle yanıltmak istercesi- ne, hiç de beklenmedik bir seyir takip edecek, bakalım kim kimi te- mizleyecek merakıyla vardığımız finalde de sürpriz sürprizi kova- layacaktır... Bütün kara film hikâyelerinde öne çıkan güvensizlik, ihanet, be- lirsizliklerle örülü, amansız ve te- kinsiz bir ilişkiler yumağının or- taya açılıp saçıldığı, düğüm üstü- ne düğüm atıldığı, sürekli sürpriz- lerin patlak verdiği bir entrikaya dayanan 'Vahşi Şeyler', özellikle 1990'larda adını duyuran, 'Henry: The Portrait of a Serial Kfller', 'Mad Dog and Glory-Hediyeük Kadın' fılmleriyle anımsadığımız yönetmen John McNaughton'ın imzasmı taşıyor. Dipten vurup yüzeye çıkmak için her yolu göze alrruş, Sandra Van Ryan'ı inanılmaz bir oyuna getirip sövüşleyerek hem zengin sınıfına dahil olmayı hem de dü- zenden intikam almayı hedeflemiş Sam-Matt Dillon ya da röntgen- cilik yapan, kolayca cinayet işle- yen, özel hayat tecavüzcüsü, suç ortağı, kirli polis Ray-Kevin Ba- con gibi abartılı, değişken karak- terleri, vitrini süsleyen Denise Richards'la Neve Campbell gibi dilberleri, türün klişeleriyle oy- nayarak hız kazanan temposu ve sözüm ona "Blue Bay sosyetesinin lüks yaşamının arkasındaki ko- kuşmuşlugu yansıtan". gitgide içi boşalan dehşetengiz entrikasıyla ilgi toplamaya çabalayan 'Vahşi Şeyter', biter bitmez unutuluveren, oyalayıcı, modern bir kaçış sine- ması örneği özetle. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Sayın Milletvekilleri... Bu, belki de gecikmiş bir yazı olacak. Çünkü sız. bu satırlan okurken bizlerin, yani kalabalık bir kedi grubunun Ankara'ya TBMM'ye yaptığı ziyaret ta^ mamlanmış ve belki de artık iş işten geçmiş ola- cak. Bizleri Ankara'lara götüren sorunun ne oldu- ğunu merak ediyorsunuz hertıalde. Yönetmeni, oyuncusu, orkestra şefi, ressamıyla bir otobüs dolusu sanatçının; parti liderlerinden, Meclis Başkanı'ndan talepleri ne ola ki? ( Anlatayım: Çok haklı bir davanın peşindeyiz... Sanat alanına maddi destek sağlayan iş çevneleri: nin bu katkılannı vergilerinden düşebilmelerı için gerekli yasal düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. özetle, ülkemizde sanatın varlıgını sürdürebilmesi için hayati önem taşıyan bir değişiklik... Bu değişiklik, TBMM'de görüşülmekte olan Ver- gi Yasası'nın bir maddesine bir ek getirmekle ger- çekleşebilecek. Ama dediğim gibi, belki de bu yazı gecikmiş bir yazı... Belki, dün sıra 40. maddeye geldi ve verilen de- ğişiklik önergesi reddedildi. Belki de bir mucize ol- du ve verilen önerge kabul edildi. Gene de en bü- yük olasılık söz konusu maddenın bugün görüşül- mesi... Eğerdurum böyleiseyani henüzgeç kalın- mamışsa, bir kez daha yinelemekte yarar var. Sayın milletvekilleri... Bilmem farkında mısınız? Bugün vereceğiniz oy, Türkiye'nin geleceğını be- lirieyen bir oy olacak... Türkiye'yi çağdaş uygarlıktan koparmak. karanr lıklara mahkûm etmek isteyenlere vereceğiniz en et- kiliyanıt olacak... , Türkiye'nin dünyaya kendini bir kültür ve sanal ülkesi olarak -yalnızca geçmiş kültürü ıle değil, ya- şayan kültürü ile- kabul ettirmesinın ilk adımı ola- cak... Çünkü bir ülkenin saygınlığının en temel koşulu- dur o ülkede kültür ve sanatın düzeyinin yükselme- si, yaygınlaşması, kısaceısı niceliksel ve niteliksel bir gelişme sürecinin yaşanması... Cumhuriyetin ilk yıllanndaki atılım ne yazık kı son- raki yıllarda gücünü büyük ölçüde yitirdi. Devletın sanat kurumlan, hantal bürokratik yapılara dönüş- tü. Devletin kültür sanat alanına yatınmı ise binde ye- dilerden binde üçlere geriledi. Bu durumda umut, ikinci ve üçiıncü sektörde... Yani, özel sektör ile gönüllü kuruluşlar dediğımız sivil toplum örgütlerinde. Şu günlerde yaşadıklanmız söylediklenmi kanıt- lamayayetersanınm: Işte ülkemizi uluslararası plan- da yüz akı ile temsil eden sanat kurumlan, sanat fes- tivalleri... Hemen hepsi de sivil toplum kuruluşları- nın çabalan ve özel sektörün desteği ile gerçekle- şiyor. Ama olması gerekenin yanında çok sembolik ka- lıyor bu katkılar. Tüm uygar ülkelerde olduğu gibi. bu alana destek verenlerin özendirilmesı gerekiyor. Nasıl mı? En kolay ve en etkili yol, vergi muafiyeti... Mec- lis'teki Vergi Yasası'nda yapılacak küçük bir değir şiklikle, Türkiye'nin sanat yaşamında bir devrim gerçekleşebilir... Eğrtim ve sağlık harcamalannın vergıden düşü- rülmesi konusunda Başbakan Mesut Yılmaz'la, CHP lideri Deniz Baykal'ın anlaştıklan yazıldı ga- zetelerde... Kültür ve sanat alanının da en az eğr- tim ve sağlık kadar desteğe muhtaç olduğunu sa- nınm iki lider de yadsımayacaktır. Sayın milletvekilleri... önünüzde tarihi bir fırsat duruyor. Ya dört ayn par- tiye mensup sekiz milletvekilinin hazırladığı değişik- lik önergesine destek verecek ve ülkemizde sanat ve kültüre unutulmaz bir katkı yapacaksınız ya da bu konulardaki ilgisizliğinizi sürdürüp, sanatı bir kez daha mahkûm edeceksiniz. Dilerseniz bu önerge- yi bir kez daha anımsatalım. DTP Izmir Milletvekili Gencay Gürün, CHP Istan- bul Milletvekilı Ercan Karakaş, CHP Istanbul Mil- letvekili BûlentTanla, ANAP Istanbul Milletvekilı Yıl- maz Karakoyunlu, DSP Karaman Milletvekilı Fik- ret Ürılü, CHP Ankara Milletvekilı AN Dinçer ve ANAP Istanbul Milletvekilı Bülent Akarcalı'nın ım- zaladığı teklifte, "Gene/ bütçeye dahıl dairelere, karma bütçeli dairelere, il özel idarelenne veya köy- lere bağışlanan kütüphane, müze, sanat galerisı, kültür merkezi ve sinema, tiyatro, opera, bale ve sanatsaletkinliklerin sağlandığı tesisler veya bu te- sislerin inşası için ilgili kuruluşlara yapılan her tür- lü bağış ve yardımlar; mevcut tesislerin faaliyetle- rini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nak- di ve ayni bağış ve yardımlar; Kültür Bakanlığı 'nca da desteklenen veya desteklenmesi uygun görü- len uluslararası sanatsal organizasyonlara özel ve tüzelkişilerce sponsor olarak yapılan yardımlar, si- nema, tiyatro, opera, bale, klasik müzik, klasik Türk müziği, plastik sanatlar alanındaki üretim ve etkin- liklerie bu alanlarda kurulacak özel araştırma, eğı- tim ve uygulama merkezlerine özel ve tüzelkişiler tarafından yapılacak harcamalann vergi muafiyeti kapsamına alınması öneriliyor. Bu muafiyetin sınırsız olması tartışılabilir, ama vergi mükellefinin ödeyeceği verginin belli bir ora- nını bu alana yönlendirmesi sağlanabilir. Devtet, bundan zararlı değil kazançlı çıkar. hiç kuş- kunuz olmasın. Şimdi söz sizde sayın milletvekilleri... BUGUN • 2. ULUSLARARASI BOĞAZİÇİ FESTfVALİ kapsamında saat 21.30'da Harbıye Açıkhava Tiyatrosu'nda ŞehirTiyatrolan'nın sahnelediği Lüküs Hayat opereti izlenebilir. • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 17.30'da videodan Yo-Yo Ma • gösteriliyor. • AKSA>İAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da laser diskten Kathleen Battle ve VVynton Marsalis konseri dinlenebilir. • CUMHURTYET KİTAP KULÜBÜ Taksım Sergi Salonu'nda saat 17 00'de Cezmi Ersöz kıtaplannı imzalıyor. 26. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTtVAÜ BUGUN • Atatürk Kültür Vlerkezi Konser Salonu'nda saat 17.30'da Nilay Karaduman \ e Akropolis Beşlisi müzikseverlerle buiuşacak. YARIN • Atatürk Kültür Vlerkezi Konser Salonu'nda saat 17.30'da Ozgür Aydın'ın piyano resitali yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle