18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2HAZİRAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Fetih bahanesi Ne ilgisi varsa Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde Istanbul'un fetih yıldönümü kutlanıyor... Şebihkarahisar Halk Eğitim Merkezi salonunda, Şebinkarahisar Milli Eğitim Müdürlüğü'nce görevlendirilen Şebinkarahisar Anadolu Lisesi'nin hazırladığı kutlama programı sahneye konuyor... Etkinlik sırasında Milli Eğitim Şube Müdürü Dursun Cinci'nin oğlu "tekbir" diye bağırıyor. Bunun üzerine Şebinkarahisar Sağlık Meslek Lisesi öğretmeni Selahattin Saatçi "Allahüekber" diye karşılık veriyor. Ardından salonda bulunan öğretmen ve öğrencilerden bir grup topluca tekbir getirmeye başlıyor. Salon tekbir sesleriyle inliyor. Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde Istanbul'un fethini kutlamanın gerekçesi böylece anlaşılıyor! Ö M Ü R i L i K Kayıplar ve nereden buldunlar... Işte benim canım Türkiyem! Ömür E. Kurum Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik postae Deniz.Sonwraksnet.com - Meclis'in çalışması Baykal'a endeksliymiş... "Baykal'ın çalışması da konfetilere endeksli!" 'Guneydoğu'da Yeniden Tıırizm'ürkiyeSeyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB), "Guneydoğu'da Yeniden Turizm" projesini başlatmak üzere gelecek hafta yönetim ku- rulu toplantısını Diyarbakır'da yapıyor. TÜR- SAB'ın Güneydoğu'ya ilişkin raporunda bölgenin uluslararası turizme yeniden açılması hedeflenirken şöyle deniyor: "Birçok kişinin bilmediği, eskiden bilenlerin de böl- gede uzun sürediryaşanan gelişmeler nedeniyle kıs- men unuttuğu, Güneydoğu Anadolu bölgesi, sahip olduğu çok zengin turistik potansiyel itibarıyla ulus- lararası turizm pazarında ciddi bir talep görebilecek bölgedir." TÜRSAB yeni havaalanları ve yeni turistik tesisle- rin açıldığı bölgede bu yıl önemli bir turizm hareketi bekliyor. TÜRSAB'ın raporunda "klasik" bir konu- nun altı çiziliyor: "Bu girişim diğer sektörler tarafından da destek- lenip yeni yatırımlar yapılırsa bölge ekonomik yön- den kısa sürede kendini toparlayıp sosyal ve toplum- sal gelişme açısından da hızla gelişebilecektir. Ancak, "klasik" yaklaşım biraz daha somutlandı- rılıyor: "Bölgeye yapılacak yatırımlarda turizme ağırlık ve- rilmelidir. Biz bunu yalnız sektörümüze iş alanı açmak açısından söylemiyoruz. Turizm yatırımlarının kısa sürede hizmete girmesi ve daha az yatınmla daha çok kişiye istihdam alanı yaratılması gerçeğinden hare- ket ediyoruz. Turizme yapılacak bir birimlik yatırım 25 alt ve yan sektöre de girdi çıktı sağlıyor. Yatırmdan kastettiğimizin yalnız otel yatırımı olmadığını da be- lirtelim. El sanatlarından ulaştırmaya kadar bütün hizmet sektöründe yatırımlara ihtiyaç vardır. Bölge- nin sahip olduğu zengin kültürlerden dokumacılık ve el sanatları alanında faaliyet gösteren atölyelerin ku- rulması büyük bir finansman gerektirmediği gibi bu birimlerin her birinde birkaç aileye iş olanağı yaratı- lır." Ve TÜRSAB umutlandırıyor: "El sanatları ve hediyelik eşya üretimi için kurula- cak merkezlerin finansmanına TÜRSAB olarak kat- kıda bulunacağız ve ayrıca yatırım projelerine Avru- pa Birliği'nin ilgili fonlanndan yararlanmak amacıyla destek arayacağız." TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş'a yaz aylannda ulus- lararası öğrenci transferleri konusunu anımsatıp, "Ulusal düzeyde öğrenci turizmini de gündeme al- mayı düşünür müsünüz?" diye soruyoruz. Çamaş, "Evet" diyor ve ekliyor:"Güneydoğu'dan büyük kent- lere yönelik öğrenci turlarının finansmanını TÜRSAB olarak karşılayabiliriz." SESSİZ SEDAS1Z (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Hiç yok. "hiç yoktan iyidir"den daha iyidir! Intennet'te kredi kartıyla hırsızlık Intemet ortamında kredı kartıyla ya- pılan mal ve hizmet satışlan yeni bir hır- sızlık türü yarattı. Intemet ortamına giren herhangi bir kişi, adını, soyadını, kredi kartının üze- rindeki numarayı ve kartın geçerlilik tarihini bildiği herhangi bir kişi adına alış- veriş yapabiliyor. Böylesi bir alışveriş için imza gerekmediği gibi herhangi bir şifre de sorulmuyor. Tanımadığınız biri adına alışveriş yaparken o kişinin adı ve soyadı ile 16 rakamdan oluşan kart numarasını ve kartın geçerlilik ta- rihini nasıl tutturacağınıza gelince... Bu bilgilerin hepsi kredi kartının üze- rinde yazıyor; bir mağazadan alışve- riş yaparken ya da benzin alırken kre- di kartını kullanan herkes bu bilgile-1 ri kasadaki kişiye vermiş oluyor. Ka- siyerleri suçlamak söz konusu değil ama Internet'e meraklı kasiyerler için çok kolay ulaşılabilecek bilgiler bun- lar; "müşteri" kendi ayağı ile geliyor! Bu bilgilere kolayca ulaşabilecek öte- ki kişiler ise bankanın ilgili biriminde ça- lışan personel... Hatta onlar "şifre"le- re bile ulaşabiliyorlar. Ancak bugüne dek banka personeli açısından böylesi bir durum söz konusu olmadı. Üstelik ban- kacılar şimdilerde Internet ortamında başkası adına kullanılan kredi kartları sorununu çözmeye çalışıyor. Bakalım "teknoloji" nasıl birçözüm bulacak? PALAS PANDIRAS T Cumbaba'nın gözüyle politik vaziyet; böyle dan dun iktidara, böyle referandum... MüfıtBozacı OKUR MEKTUPLARI İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 TürkocağıCad. 39/41 Cağaloğlu 34334 htanbul 'Yeter Söz Milletin' Sayın Milletvekillenmize: Ikibm'e ıki kala. ülkemiz tarihının en karan- lık ve bunalımlı günlerinı yaşamak- tadır. Siyaset. huîcuk, eğitim, ekono- rru. sağlık ve sosyal güvenlik sisMffl' lerimiz bozulmuş. çürük kokulan da- yanılmaz boyutlara ulaşmıştır!.. Bilinç- İi olarak şartlandınlan ınsanlanmız. sanki 'robot'laştınlmışlar!.. Sabah- lan gazetelennde cinayet, soygun ve intihar haberleri dışında hiç bir haber- le ilgilenmez olmuşlardır. Görünmeyen 'Güç'lerind) devle- tin bazı kurumlanna sızmış olabıle- cekleri hükümetımizin başı tarafın- dan açıkça söylenir olmuş ve sayın Başbakanımız bir konuşmasında ay- nen; 'Devletin tümüne hâkim deği- liz. bazı kuruluşlar yazılanmıza ce- vap vermijorlar' dıyebılmıştır. De\ - letin trilyonlanna. sahtekârlık yaparak sahip olanlar v e yine çete kurarak dev - let adına cinayet ışlediklen söylenen- lerın "Gurur Duyulan Vatandaş- lar'(!) olarak ılan edildıkleri iilke- mizde. çoluk çocuğuna bir lokma he- lal ekmek yedirebilmek amacıyla ya- şam savaşı veren insanlanmız, 'vatan haini' damgası yemektedirler!.. Susurluk olayı tarihin karanlıklan- na gömülmeye çalışırken, suçlusu bu- lunamayan cınayetler Medyum Me- miş"in kehanetine terk edılmiştir!.. Antidemokratik engeller nedeniy- le. örgütlenme durmuş sendikal hare- ket felç edılmiştir!.. Işsızlik alabildi- ğınce yoguniaşmış, taşeron çalışma ha- yatımızın vazgeçilmez bir parçası ol- muştur!.. Kayıt dışı ekonomı denet- lenemez olmuş. sigortasız ışçı çahş- tırmak adata bre kural olarak benîm- senmısjtır!.. Vargı o hale getirilmıştir ki. yargı mensuplan bıle dayanama- yıp televızvon ekranlanndan *Yargı bağımsız değildirü' demek zorunda kalmışlardır.. Toplumun çeşıtlı ke- simlennm sorunlan patlama nokta- sına gelmışken. ülkemizı yönetenle- rin yapay gündemlerle zaman öldür- melerı gerçekten düşündürücüdür!... Sorunlanmıza her gün bir yenısi ek- lenır. dertlenmız çoğalırken. milletı- mızintemsilcılen sayın mılletvekılle- nmıze bir vatandaş olarak sormak is- tiyorum. Acaba günlerinı nasıl geçi- nyorlar?.. Görevlerıni yapmış insan- lann mutluluğunu duvabiliyorlar mı vicdanlannda'.'. Mılyonlarca emeklı vatandaşımız. açlıkla boöuşur. yaşam savaşı verirken. sayın milletvekılleri- mız. aldıkları maaşjannı hak ettıkle- rine inanıyor ve huzur ıçınde harca- yabılıyorlar mı?.. Sonuç olarak, bu topraklarda yaşa- yan herkese sesleniyor ve dıyorum ki: Yannlarda. çocuklarımızın bizi nefretle değıl. rahmetle anmasını ıs- tıyorsak. onîara insanca yaşayabilecek- leri sorunsuz bir Türkıye bırakabılmek için üzerimize düşen görevleri veri- ne getirelim. Bekir G. Arda (İstanbul) 'Temelçukuru tehlike saçıyor' Bahçelievler Talatpaşa Bulvan ûzerinde, Öğretmen Evi ve Kay- makamlık binası yapılmak üzere kazılan ancak aradan yaklaşık 2 ay geçmesine karşın inşaat çalışmasına başlanmayan temei çukuru tehlike oluşturuyor. Çevrede oturan yurttaşlar, temel çukurunda bi- riken yağmur sulannda zaman zaman çocukJarm oynadığını belir- terek. "Temel çuku- run çevre emniyeti alınmadı. Bir çocu- ğun başına bir şey gelecek diye korku- yoruz. Bir an önce ne yapılacaksa ya- pılsın" dedi. Öğret- men Evi'nin yapı- mı için ünlü iş ada- mı Halis Toprak'ın 40 milyar lira bağış- ta bulunduğunu öğrendiklerrni vurgulayan yurttaşlar, parası hazır olan bir işi Bahçelievler Belediyesi'nin bunca zaman sürüncemede bırakmasına biranlam veremediklerini söylediler. Yurttaşlar, çukur- da biriken yağmur sulannın, havalann ısınmasıyla birlikte mikıop ve sivrisinek yuvasına dönüşeceğine dikkat çektiler. Bahçelievler Talatpaşa Bulvan Sakinleri Adına Ahmet Ersöz Bayındır Holdinge 'Ayrıcalık9 Nisan a\ ının ılk yarısı ıçinde \apı- lar Bakanlar Kurulu Karan'nca Turis- tik yannm için tanıdık(!) bildik kişi fir- malara Antalya Bölgesin'de yapılma- sı nutassaver arazi tahsisler, durduru- lank ihale veya açık arttııma sistemi- nir uyarlanacağına karar verilmişti. A.rimdan. Istanbul'daki Turizm Yatı- nncılan Derneği (TYD) ülkenin yük- sel çıkarlan bahanesiyle tatlı avan- tajannı korumak için bu tahsıs sıste- mnın değıştırılmemesi için hükümet nedınde girişimlerde bulunmuşlar- dı Nitekim. kimi bakanlar verdiklen söoı tutmak ıçın olsa gerek kı; Turban B«Jdıbi Sosyal Turizm Tesıslen san- kLBayındır Holding'e tahsis tebliğı ya- pımış gibi ve olanlan da umursama- daı daha önce tesıste sürdürdüğü ara- z i jlan ve aplikasyon faaliyetlenni da- haıleri boyuta getirerek Bayındır ko- katını taşıyan 20 kişilik (45 kışı ola- cağı söylenıyor) bir güvenlik ordu- suyla işgal altına girdı. Tesısteki kımi ağaçlar da sökülmeye başlandı. Pazar günü saat 15.00 sulannda da Bayın- dınn iş makinelerı girdi \e gırer gir- mez gürül gürül yıkıma başladı Sa- yın Bayındır Holdıng Kamuran Çört- lük bu girişimiyle bir yerlerden kud- ret almış olsa gerek kı cüretkârca dav - ranıyor. Gözlemlerimiz o ki: herhal- de icazeti. geçen haftalarda, Istan- bul'da Sayın Başbakan"ın ve Sayın Demirel'in birlikte bulundukları ve Sayın Kamuran Çörtük'ten plaket al- dıkları Bayındır'ın bu açılış törenin- de Kamuran Bey'in işı bitirildi. Tah- sislenn durdurulma ve veya değiştinl- mesi konusundakı hükümet karannın da hâlâ Reıs-i Cumhur'un imzasın- dan çıkıp R.G. ilan edilmemesi de düşündürücü değil mı 1 ' Enis Erdem Ece (Antalya) HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ ÇİZGİLİK HİMİL MASARACl HARBİ SEMtH POROY BULUT BEBEK ISTRAYÇIFTÇI bunu tınuttvrabtlıf acaba ?. MIRMIRLAR ı ĞUR DVKAK RiNilKi STRESİ AL-C» 3SEANS YAPMASAM, SUMLARJ HAYATLARINI SÜRDİİ- REMEZL.ER... TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAI* 2 Haziran Ami LJflf RESSAM L/FfJ f327'O£ euGÛN, üNLÛ RCSS4A4 HÛSSYfN AVNİ UFİJ, 3B YAŞINOA fSTAAJBUL '£>A Öİ.OÜ. B'K.- ÂZAÇ K£SMİyi-£ ŞEH2ADE ABPÜLMECJr'İN (ŞON HALİPE) 0IKKAT/Nİ ÇEKMİÇ, ÖĞREfJİU l'ÇİAJ PARİS'E GUZ6L SANApLAK. OKULUAIA eöNDE&iLMişr/. yufzaç OÖNPÜKTEN SOAJ- fZA, SAAJAy/l MEFİSE MEfiTEBl 'NOE (GO - 2£L SAfJATZJtR AKAOEMİSİ^) ÖĞ/e£7A*EAJÜK YAPMlÇ, gu ARAPA O/ÜJLÜA/ SÜSLEMECİUK BÖLÜMÜMÜ ICLll?MUŞ7TJ.SAfıJATÇ/NIN E£SİM L£&, AŞtRJ PUYSUSALUKCA GEMBOUSf V£ BİR B/LEŞIMI GlğlP/g... YAMDA ONUN BıR. KAeA/CALEM OBM KOPYA GöfZÜLÛ YOK. GÖRÜŞ Prof. Dr. TLRKKAYA ATAOV Fransa Cezayir'de Osmanlı devleti, islam uygulamasından kaynak* lanan "millet" sistemine dayalı bir yönetim ger- çekleştirmişti. Bu uygulamaya göre her din grui bu kendi iç yönetiminde özgür oluyor, kendi tem^ silcilerini seçiyor, kendi dinsel inançlarını müda- halesiz yerine getiriyor, kendi dilini kullanıyor ve çalışma hayatını dilediği gibi sürdürüyordu. Yir^ minci yüzyılın ikinci yarısına uzanmış olan Fran-; sız sömürgeciliği ise Afrika ve Asya'da ancak "vahşet" kelimesiyle özetlenebilecek bir uygula- ma sergilemiştir. Özellikle 1962 yılına değin Cezayir'deki bar- barlık ve kan dökümüne Türk tarihinin hiçbir aşa- masındahiçbiryerderastlanamaz. Fransızlar, Ce-^ zayir'i işgale başladıklarında, General de Baur7 mont'un "Yerli Müslümanlann dinlerine, mallan: na ve işlerine saygı gösterilecektir" demesine karr şın, kıyıya en yakın büyük camiye Hıristiyan ha- çı ve Fransız bayrağı dikilmiş. denizden geçen yer- li gemicilerin onları selamlaması emredilmişti. Bu emirleri veren Orleans Dükü'nün resmi balolara bir Cezayirlinin sırtında gelme alışkanlığında ol- duğunu Charles Andre Julien Çağdaş Cezayiç Tarihi başlıklı kitabında belirtiyor (s. 55). General Bugeaud, Hrtler'den çok önce, Cezayirlilerin kol-» larına "uysalArap " anlamına gelen bir işaret koy- maları zorunluluğunu getırmişti. A. Humbaracı; Cezayir adlı kitabında Montagnac ismindeki Fran: sız subayının şu sözlerine yer veriyor: "Yakaladı- ğımız Cezayirli kadınların bir kısmını rehine tutu- yor, geri kalanını arttırma usulüyle hayvanlar gibi askerlehmize veriyoruz. On beşyaşın üstünde er- kekleri öldürüyor, kadın ve çocukları Marquesas Adaları'na ya da başka bir yöne giden gemiye bindiriyoruz. Kısaca, ayaklarımızın dibine köpek- lergibi kapanmayanlara ölüm!" (s. 24-25). Yalnız Cezayir'de değil, tüm Magrib'de Türk varlığı ve etkisini silip yok etmeye özen gösteren Fransızlar, Anadolu'daki Ulusal Kurtuluş Savaşı- mızın Kuzey Afrika'ya sıçramasının kâbusunu ya- şamışlardı. Cezayir'de en iyi topraklara onlar doğ- rudan el koymuş, tarımı daha çok şarapçılıkla sı- nırlamış, madenleri tekellerine almış, endüstri oluşturmamışlardı. Cezayirliler, Arap ya da Ber- ber, yurttaş değil, "teb'a" idi. Insan hakları ve medeni haklardan mahrumdular. Fransız makam- larından izin almadan, kendi topraklarında seya- hat bile edemezlerdi. Arapça eğitim yasaktı. Ba- ğımsız Cezayir'in Ankara'daki ilk maslahatgüza- rı Arapçayı 1962'den sonra yabancı dıl öğrenir gi- bi çalıştığını bana söylemişti. Bu, genel bir uygu- lamaydı. Çok büyük çoğunluk okuma-yazma bi- le bilmiyordu. Tipik bir emperyalist uygulamaya başvurarak ülkedekı tek üniversitede yalnız sö- mürge yöneticilerini yetiştiriyordu. Başkaldıranlar, "Fransız topraklarının bütünlü- ğünü bozma" suçundan genelde on yıl demir parmaklıklar ardına konuyordu. Ceza Yasası'nın 80'inci maddesi, 1939'dan önce bile kâbus gi- biydi. İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde 8 Ma- yıs 1945 günü Settf ve Constantine gibi kentjerı de yapılan törenlerde ortaya birer Cezayir bayra- ğı çıktı diye açılan ateşte 45.000 yerli öldürüldü. Hiçbir sömürgeci devlet, böylesine önemli bir günde bu boyutta bir vahşete kalkışmamıştı. öte yandan, savaş boyunca on binlerce Kuzey Afri- kalı Müttefikler safında çarpışmış, kan dökmüş^ tü. Fransa, Vietnam'da savaş başlattığında, ora 1 da Cezayirlileri kullanmayı bile denedi. Cezayir'in 1954 başkaldırmasının kökeni, ba* rışın bu ilk günündeki törenlerin meydan muha* rebesine dönüştürülmesinde aranmalıdır. Fransa, Cezayir'e 800.000 askerini ve NATO malzemesi- ni yığdı. Savaş gemileri ve uçaklarıyla Batı Akde^ niz'de yılda 40.000'in üstünde kuşkulandığı ya- bancı gemiyi durdurup arama yaptı. 9 Şubal 1961 'de, içinde Brejnev'in de bulunduğu bir SovT yet uçağına ihtar atışları yapmış, bu eylem birçok yerde "korsanlık" diye nitelenmişti. On binlerce Cezayirli hapiste ve toplama kamplarındaydı; yüz binlercesi komşu ülkelere kaçtı. Dokuz milyon- luk Cezayir'in 1.5 milyonu böylece ortadan kalk- tı. Fransa orada barınamayacağını, sekiz yıllık sürekli kan dökümü ve vahşetten sonra anlayaT bildi. Giderken Mers el - Kebir üssü ile Sahra'da atom bombası deneyimleri yapma hakkını elinf den bırakmadı. Bağımsızlıktan sonra bile, Cezayir'i terk etmek istemeyen Salan, Jouhaud, Chelle ve Seller gi- bi sömürgeci artığı generaller, imzalanmış antlaş- malan bir yana iterek sokak ortasmda yerlileri ge- lişigüzel vurdular, okulları ve hastaneleri kundak: ladılar ve Evian Andlaşmalarının geçersiz sayıla- bilmesini sağlayabilmek için Cezayirlileri muka- beleye kışkırttılar. Fransa'nın yalnız Cezayir'deki tutumu bile uy- garlık tarihinin yüz karasıdır. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 I 6 7 8 J I i 9. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Isır- ması iltihapla- ra yol açan iri birörümcek. 2/ Kâğıt ya da ma- den para üze- rindeki kafa resmi... Tanrı. 3/ Eski dilde kış... Bir taşın- mazm üstünde- ki mülkiyet hakkmı göste- ren belge. 4/ Felç... Aldatma işi. hile, düzen. 5/ Bil- gisayar yapımında uz- 1 manlaşmtşbirABDşir- 2 keti.6/Birbağlaç...Ya- 3 nardağın püskürmesi. II İç sıkıntısı... Evrensel alıcı olan kan grubu. 8/ 5 "—dediğin demir ka- 6 le ' Ya alınır ya alın- 7 maz" (Karacaoğlan)... o Maksim Gorki'nin bir romanı. 9/ Alyuvar. YL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Istanbul'un bir semtı. 2/ Gösteriş. çalım... Katranla kıldan yapılan vekalafatlşTefmdekullanılan bırtürma- cun. 3/ Olaylann düzenli aralıklarla vınelenmesi nıteli- ğı... Ovlumlu. 4/ Gızlı görevli... Küçük mağara. 5/ Ni- kelin simgesi... Bir cilt hastalığı. 6/ Bir cetvel türü... "Abidin- - -": Ünlü ressamınıız. II Sınır nışanı... Mate- matikte kullanılan sabıt bir sayı... Kakım da denilen kürk hayvanı. 8/ Nişastalı tanelçrin suyla kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu... Bir nota. 9/ Kaba ve hantal kimse. D O L A Y L A M A U R A T •O z A N Z A M A N T 1 •D E N E | A | K A R L T •S K 1 •R E T 1 N A Z | G A G M •A Z •S A B 1 E B R | T i | A D N H A N H A N E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle