18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AB içinde bir eğitim programı olan Socrates'e Kıbns Rumkesimi de dahil 22 ülke katılıyor Socrates prograıruna gîremedikÖZLEMYİZAK "lnsan baklan" ve "demokratikteşme" gibi konulan üeri sürerek. Türkiye'yi aday- lık görüşmelerine almayan Avnıpa Birliği (AB); Türkiye'nin. birliğın efitim ve kül- tür programlanna alınması için yaptığı baş- vuruyu sürekli geri çeviriyor. Socrates'e kafılım ıçm AB iivesi olmak şartı aranıyor gibi bır izlenım olmasına karşın bunun ger- çek olmadığı belirtiliyor. AB'nin en kapsamh akademik işbırliği ve değişim programı olan Socrates'e. ara- lannda Orta ve Doğu A\Tupa ülkeleri ve Kıbns Rum kesiminin de dahıl olduğu 22 ülke katılıyor 1995 yılında programa da- hiJ edilmesı icm başvuran Türkıye ise Av - rupa Parlamentosu'nun bloke etmesi yü- zünden gıremiyor. Socrates programı ile yakından ilgilenen CHP tstanbu! Milletve- Socrates programı nedir? Bir eğitim ve kültürel işbirliği prograrru olan Socrates, Avrupa'da açık bir egitim ortamı oluş- turarak öğrenme ve öğretimin niteliğini arttırmayı amaçlıyor. Programda 5 ayn eylem planı bulunuyor. Yükseköğretime hitap eden Erasmus programı, programa dahil ülkelerin öğrenci- leri arasında değiş-tokuş, kısa süreli programlar öğretim elemanlan arasında hareketlilik sağ- lıyor. Okul eğitimi programı olan Comenius ise üye ülkelerin okul öncesinden başlayarak çe- şitli düzeylerdeki okuüar arasında etkileşimi sağhyor. kili Ercan karakaş. Türkiye'nın. bu prog- rama katılım arzusunu 30 Ekim 1995 tari- hinde Türkıye-AB Ortaklık Konseyi'nde AB tarafma bıldırdiğini anımsatarak şöy- le de\am enı. "AB Komisvonu, Törld- ye'nin, Socrates. Youth for Europe vç Le- onardo programlanna katılabilmesi yö- nünde olumlu karar aldı. Bu karar AB Konseyitarafuidan da onaylanarak 13 Ma- \TS 1996 tarihinde göriiş oluşturuhnası is- temhle Avrupa Parlamentosu'na iletildi. Türkive'nin. Socrates programına dahil edilmesi konusu Avrupa Pariamentosu Kültür.Gençlik. Eğitim ve Basın Yayın Ko- mitesi'ne havale edildi. Ancak Avrupa Ko- misyonu'nun önerisi knmitetarafindan Şu- batl99Tde bloke edUdi." Türkiye'nin bu konudaki diplomatikgi- rişimleri yetersiz kalırken. bır sı\ il toplum örgütü olan ve çogu öğrencı gençlerden oluşan AEGF.E'nın Türkiye temsilcilen. vargüçleri ıle bu programa Türkiye'nin de dahil olması ıçın mücadele verıyorlar. AE- GEE'nın üyelerinden Alper Akyüz Türk parlamenterlerden bu konuda yeterli des- tek göımediklerini vurgulavarak. Avrupa- lı parlamenterlere bu konudaki haklılığımı- zı daha fazla ve sık anlatmamız gerektiği- ne dıkkat çekivor. Bılgısayar destekli eği- time geçilmesının gündemde olduğu bu dönemde Socrates programımn 7 ürkıye ıçın ötıemine değinen ODTÜ Fen Bılım- len Eğıtım Bölümüögrefım üyesı Prof. Or. F^tek Aşkar da Socrates programımn. ko- lektif birzekâ yaratılmasım amaçladığmı belırterek. Türkiye'nin böyle bir progra- mın dışında kalmamaM gerektığirii savunu- yor. Aşkar, bu konudaki görüşlenni şöyle özetliyor: "Socrates programı, üye ülkeler arasında egitimde işbirliğini artünnayı he- defByor. Türkiye'ııin böyie bfr pıugnınm dışında kalması, hem AB hem de Türkiye açıstndan birkayıpör," AB-Türkiye Karma Parlamento Komısyonu Eşbaşkanı Bfilent Akarcalı ise farklı bir konuya dıkkat çeki- yor. Türkiye'nin programa katılımını Av- rupa Pariamentosu içinde sosyalıstgrubun engellediğini vurgulayan Akarcalı'ya gö- re. Türkiye bu konuda lobicilik faaliyetle- rinde yetersiz kalıyor. Akarcalı, hüküme- tın girişimlerinın yanı sıra Türkiye'deki akademısyen ve işadamlanmn da devreye girerek tanıdıklan Avrupalı parlamenter ve akademisyenlere durumu anlatmalannın yararlı olabileceğmi belirtiyor. Uzmanlar ise AB ıle Türkiye arasındaki ilişkilerin gergınleştıği bu dönemde Türkiye'nin programa dahil edilmesinin "önemli bir adım" olacağını ıleri sürüyorlar. İÜ'deki programla bilincleniyorlar Kadınlara meslek ve özgüven eğitimi BARFŞ DOSTER ktanbul Üniversi- tesı (1Ü) bünyesinde çalışmalannı sürdû- ren kadınlara yönelik konfeksiyon makıne- lennı kullanma vebi- linçlendirme kursun- da egitim gören kadınlar bir yandan mes- lek edinirken bır yandan da özgüven kaza- nıvorlar. Istanbu) Ünıversıtesı (Cadın So- runları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necla Arat, "Mezunlan- mız burada sosyalleşip. özgüven kazanırken meskk de edinivorlar. Piyasada rahatça iş bulrnalan da bunu gösteriyor" dedı. IÜ Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygu- lama Merkezı ile Kadın Araştırmaları Der- neği 'nce birlıkte yürütulen "Kadınlara Yö- Yumruk davası Sözen: Saldırı ideolojik İstanbul Haber Servisi - Eski Istan- bul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Nurettm Sözen'e görevlı bu- lunduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yumruk attığı gerekçesiyle yargılanan Şükrü triç ile ilgili dava başladı. Du- ruşmada tanık olarak dınlenen türban- lı öğrencilerle diger öğrenciler arasın- daki ifadelerde çehşkı olması dikkat çekti. Fatih 3. Asliye Ceza Mahkeme- si'ndekı dumşma>a Nurettin Sözen'in yanı sıra "Corevli ögretim üyesinj gö- revi başında darp etmek" 1 suçundan yargılanan tutuksuz sanık triç de katıl- dı. Olay günü koridorda basöıtülü ba- yanlar olduğunu ve bu sırada ögrencı- İerine pratik smavı yaptığını belirten Sözen, ögrencilerinin dışandakı gûriil- tüler nedeniyle sorulanm duyamadığı- nı söylediklenni anlattı. KendisınİJî ka- pıyı açarak koridorda bekleyenleri ses- sizolmaları konusunda uyardıgını ifa- de eden Sözen şöyle konuştu:" Olayın RP'niD kapanlmasıvla a>nı döneme gelmesi nedeniyle bir tertip olduğu gö- rüfanefctedir ve ideotojik olduğunu âü- şünüvflrum. Sanıktao şikâvetçhim ve cezabndınlmasiDi istrvorum." Saruk triç de Sözen'e saldın amacıy- la ûniversiteye giönedigini öne sürdû. Duruşmada tanık olarak dınlenen öğ- reocilerden türbanlı olanlarla olnıayan- lar arasında çelişki meydana gelmesi nederuyle mahkeme başkam taıukian yüzleştinnesıne karşın çeiişki gidcrile- medi. Türbanlı öğrencilerin Sözen'in de hakaret ettıği sekltndeki ifadeleriai di|er öğrenciier yaJanlayarak saruğın küfrederek saldırdıgını söylediler. Du- ru^na diğer tanddann dinlenrnesı a- macıyla ertelendi. nelik Konfeksiyon Ylakine)erini Kullanma- vı Ögrenme Kursu" programında Türki- ye'ye örnek bır model gerçeklestıriliyor. Programı yaşama geçıren Prof. Dr. Arat. sadece bılinçlendırme ve egıtim çalışmala- nnın. yalnızca dantel öğrenmenin insanla- ra yetmediğini, pıyasada konfeksiyon ma- kinelerinı kullanan kışılere olan talebı de saptayarak 1997 Kasım ayında bu projeyı başlattıklannı söyiedi. Merkezdeki 13 ma- kınenın 7'sıni Kadının Statüsü Genel Mü- dürlügü. 6'sını ise bır akademısyenin ba- gışladığını belirten Arat. "13 kadın öğren- ci sabah. I3'ü ise öğleden sonra geliyor ve dersk-ri uzmanlardan alıyoriar. Her kurs 10 hafta siirüyor. Şimdhe dek 79 kişi sertifika alırken 1 kişi de devamsızlıktan kaldı. Vüda ortalama 200-250 mezun verebüiriz. 400 öğ- renci sırada beklivor. Projenin uzatılmasını istijoruz" dedı. Oğrencilerin, merkezce alınan kumaş parçalannıdıktiklerini vedikilengiysilerin de kardeş okul olan Hakkâri Merkez Yatılı Bölge Kız Okulu'na yollandığını vurgula- yan Arat. meslek derslerinin dışındaki söy- leşilerde de öğrencileri sıkmadan Cumhu- riyet. Atatürkçülük, kadın sa|hgı,,ekonomi gibi konularda uzmanlarck Öilgi verildiği- ni kaydetti. Arat, psikologlar ve avukatla- nn da yaşlan 18 ile 30 arasında değişen öğ- rencilere yardımcı olduklannı ifade etti. Arat, merkezde satış yapmadıklannı. ka- dınlann evlennden çıkıp ya^amı tanımala- nna. meslek edinip. kendi ayaklan üzerin- dedurmalanna yardımcı olduklannı vurgu- ladı Arat. şöyle devam etti -Kurslara kanlanlar. eşlerinin ve çocuk- lannın kendilerine daha saygılı davrandık- lannı belirtiyoriar. \'aşamında ilk kez ken- di parasını vine kendisinin bulduğu bir işle kazanan 28 vaşındaki bir mezunumuz ge- çenlerde >anımıza gelerek ilk maaşıv la aldt- gı çantasını bi/e büviik bir coşku ve gurur- la gösterdi. O an amacımıza ulaştığımızı dû- şündük. Bu model üniversiteendüstri işbir- liği açısından da ilginç bir örnek." Kurs yöneticilerinden İsmet Gürmeriç ise kursun aynı zamanda önemli bir bilim- sel çalışma olduğunu. kursiyerlerle tek tek yapılan anketlenn çok önemli veriler ıçer- diginı söyledı. Gürmeriç. kursiyerlerın ço- ğunluğunun Güneydoğu \e Karadeniz'den geldiğinı. Edime'den. Bolu'dan gelip kurs boynncaakrabalannınyanındakalanlar ol- duğunu ıfade etti Gürmeriç. "Diyarba- kır'dan bir hanım TA'de izlemiş ve bize ula- şıp kurs hakkında bilgi aldı. Bazen aynı ai- leden 3-4 kişi kursa geliyor ve devam oranı da çok> ükseL Kursiyerkrimi/ ilk başta çe- kinivorlar, aına kursun bir üniversitt çaösı altında olması belirii birgüven veriyor veza- manla buravı evleri gibi göriiyorlar" dedi. Gürmenç. kadınların çogunun ilk kez kursta bir telefon defteri edindiklerini. kreş ya da yuv a olursa kursa olan talebin artaca- ğını ifade etti. Gürmeriç "Çogu kadın, ka- dın ve insan olduklannı burada haaruvor- lar^dıye konuşru. Kursun ilk mezunlanndan Nahide Çağ- layan ise aldığı eğitim sayesinde istediği yerde ış bulabıleceğini belirtti. Özei Yüzyıl Işıl İlköğretim Okuiu öğrencisi 130 çocuk, 5 günlük gezide Ege'yi tekrar keşfettiler. Ço- cuklar yaşamlannın en ke\ ifli ve en eğitsel gezisini yapmanın mutluluğuyla evlerine döndüler. TrengedsfyleEge tarihindeyokuluk ÖZK.4N GÜ\ EN Gezerek görmek, görerek yaşa- mak ve yaşayarak üretmek ıçın Haydarpaşa Gannda buluştu tam UOmınikögrenci. Özel Yüzyıl Işıl ilköğretim öğrencileri, sıcım gibi yağan yağmurlu bır günde doluştu kompartımanlara ve gökkuşağını kucaklayarak Ege ye doğru yola ko- yuldu. Trendeki tüm çocuklar. Başko- mutanlık Meydan Muharebesi'nin başladığı zamanda yataklanndan uyandınldı Sisli ve soğuk bır Dum- lupınar sabahmda, Kurtuluş Sava- şı'nın kahramanlan zıyaret edildi. Teyptenyayılan kahramanlık şiirle- nnin sanp sarmaladığı çocukların tümü sankı o anı yaşıyorlardı. Bir- çoğunun tüyleri diken diken olmuş- tu ve ellerini kollanna sürterek ken- dilenne gelmeye çalışıyorlardı. Her bin fotoğraf makinelerinin deklan- şörüne defalarca basarak yaşadık- lan bu essız anı ölümsüzleştirmeye çalıştı Elbette sadece derslerdeve- nlen bılgılenn, yerinde görülerek öğretilmesıyle yetınılmedı. Beş günlük gezinın herakşammdatren- de kurulan mınt bırdıskoda doyası- ya eğlendi küçük öğrenciler. Treni karnaval yenne döndürmeyi başar- dılar.Sonra mı"1 Sonrası Salıhlı ya- kınlanndakı Sart Harabelen, Karun Hazınelen. Çamlık Demiryolu Mü- zesı, Srnyrna yani tzmir ve Efes. Geçmışı 5 bın yıl öncesine dayanan Efes'i gezen çocuklar, burada bulu- nan turistlere ovnadıklan kûçük bir oyunla "dünvanın her yerindebans istendigı''mesajını verdiler. Eskı bır Rum köyü olan vegürül- fü kırlilığinın uğramadığı Şirin- ce'den sonra Bergama'ya vanldı. Efsaneler içinde adından sıkça söz ettıren Tann Zeus'un antik masalla- n anlatıldı çocuklara. Tapınaklar, gymnasıumlar, aşağı veyukan ago- ra, nyatro ve kütüphaneler gezildi. Derslerde gördükleri, dünyanın ye- di harikasından biri olan Zeus Su- nağının. Berlın'e kaçınldığını öğ- rendiler burada. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞL.4LI Yenî CHP! Kurultay salonuna "şov yıldızı" gibi inen "rakip- siz" bir genel başkan. BirzamanlarÖzal'a. "Atatürk'fen sonrakien bü- yük devrimci" diye övgüler düzen bazı köşe yazar- lannca.. "devrimci" diye nitelendirilen bır "yenı program". Halk türkülerinden Vıvaldi'ye.. kavga ve doğüş- ten lazerli gösterilere geçmiş bır parti. Bütün bunlar acaba ne anlama geliyor'' CHP açısından? Ve de seçmen açısından? • • • Bir siyasal partide değışiklik, ancak üç koşulda anlam ve önem kazanır: Bir... Degişikliğin partinin kimliği ile tutarlı olma- sı. Iki... Degişikliğin ıçerdıği öğelerin. kararlı bir bı- çimde savunulması. Üç... Partinin, o değişikliği yaşama geçirmeye uygun olarak, yeniden yapılanması. özetfikle iktisatçı yorumculann "lıberalsağ'' ola- rak nrtelendirdikleri bir yeni program, acaba CHP'nin varsaydığı "tarihsel kımliği" ıle tutarfı mı- dır? Böyle bır "hızlı viraj", acaba parti örgutü ıçın- de, aşağıdan yukanya doğru tartışılarak mı kurul- tayın önüne getirilmiştir? CHP, bu yenı ideolojik doğrultuya göre. acaba nasıl bir yapısal değişikllk önermektedir? Eski CHP, 1960'iı yıllarda başlayan bir süreç için- de, 1970'lerin başında yenilenmışti. Ve bu yenilen- me ona, yüzde 42 oy ile, siyasal yaşama damgası- nı vurabilecek bir güç kazandırmıştı. "Ortanın solu" adıyla başlayıp, giderek "demok- ratik sol" adını alan o hareketin temeldekı ozellığı neydi? CHP'yi "geçmişin bekçiliği"ni üstlenmiş bır seç- kinci parti olmaktan kurtarmak.. Toplumda oluş- muş değişim yanlısı kitlelerı kazanmak.. Kemaliz- mi, tarihsel çizgisine ve "sürekli devrimci" özüne uygun olarak, 1970'lenn koşullanna taşımak.. Değişim, partinin "tarihsel kimliği" ve dolayısıy- la ideolojik çizgisi ile tutarlıydı. Değişim, birkaç uzmanın bir araya gelmesıyle, kapalı kapılar ardında hazırlanmamıştı.. Uzun bir süreç içinde, aşama aşama, tartışa tartışa özüm- senmişti. Değişim, değişim yanlılarının parti yönetimıne egemen olmasıyla birlikte yaşama geçmiştı., Yok- sa, eski yönetim yerinde kalırken, "Ben artık değiş- mek istiyorum; seçim kazanmak için bir de bunu denemek niyetindeyim!" dememişti. • • • Bir siyasal partinin başansı, "inandıncılığı"\\e ko- şuttur. Inandıncılık ise, her şeyden önce "tutariıhk" ge- rektirir.. Partinin toplumsal tabanı, ideolo/ist ve ya- pısı arasındaki tutartılığı. Kimi temsil ediyorsunuz? Çözüm önerilerinız o kitlenin beklentilerini karşılıyor mu? örgütünüz ve parti yonetiminiz, savlannızdaki içtenliğinizi ve o savlan yaşama geçirmedeki kararlılığınızı göstere- cek görunümde mi? Basan, bu sorulann yanıtına bağlıdır. ^ CHP, öncelikle hangi toplum kesimlerini temsil et- mek istediğine karar vermeli! Bugün toplum "Cumhuriyet'in temel değerle- ri'ni koruyamama korkusu içindedir. O değerlerde Kemalizmin damgası vardır. Üstelik de o korku, o kitteyi, Cumhunyettarihınin hiçbırdönemındeolma- dığı kadar genişletmiştir. Ama "Yenı CHP", bu büyük kitleyi kanatları al- tında toplayamamıştır. Çünkü "tanhsel kimliği"r\e sahip çıkamamıştır. Baykal'a karşı olanlan ayıklamadaki karar'ılığı. Atatürk'e ve Kemalizme karşı olan yerel örgüt yö- neticilerine bıle gösterememiştir. • • • Elbette değişim! Türkiye bugünkü çürumüşlükten, içinde debelen- diği bataklıktan elbette ki değışmeden kurtulamaz. Ama asıl önemli olan, o değişımin hangı amaçla, hangi ilkeler doğrultusunda tasarlandığıdır. Ve de toplumdaki hangi kesımlere dayanılarak gerçek- leştirileceğidir. Atatürk bunu lyi hesapladığı için başanlı oldu. "Ortanın solu" hareketi, bu tutarlılığa özen gös- terdiği için büyüdü. Eski CHP'de Atatürk vardı.. Cumhuriyet'in teme- line damgasını vurmuş olan ilkeler vardı.. Onlara inanmış toplum kesımleri vardı.. ve o tarihsel "mıs- yon"u çağa taşıma bilınci ve ıstenci vardı.. Yeni CHP'de ise Sayın Baykal var.. Sayın Tony Blair var. Ama dünyanın en büyük sıvil toplum örgütleri ko- numuna yükselmiş ADD'ler, ÇYDD'ler ve kadın kur ruluşlan içinde savaşımı seçmiş olanlar yok.. i ş ^ kuruluşlan yok.. Türkiye'yi bu duruma "Atatürk'e evet, KemaitiC- me hayır!" diyen sağ getirdi. Işçisiz bir sol, solsuz bir demokrasi" isteyen güçler getirdi.. Ve sonunda anlaşıldı ki, "yumurtastz omlet" olmaz! •* Türkiye'yi bu durumdan kurtaracak olan yol, bû duruma getirmiş olan yolun tersidir.. CHP'yi kur- taracak olan yol da! 19 kişi yaşamını yitirdi, 8 kişi hâlâ kayıp; maddi zarar yaklaşık 1 milyar dolar Döıt il felaket bölgesi ilan edilecek Yurt Haberleri Servisi - Sel fela- ketinın yaşandjgı Batı Karadeniz Bölgesi'nde yaşam yavaş yavaş ncrmale dönerken hasann bılanço- su da ortaya çıkıyor. Tespit çalış- mılanna göre sel felakerinde 19 ki- şimn yaşamını yitirdiği belirlenir- ken 8 kişinin bâlâ kayıp olduğu bil- diildi. Bayındırlık ve tskân Baka- nı YaşarTopçu, toplam tahmıni za- rarm 1 milyar dolar (yaklaşık 260 rn'von lıra) olduğunu açıkladı. Böİgede halen çok sayıda yerleşim bnmine ulaşım sağlanamıyor. 3aymdırlikve Iskân Bakanı Ya- şa" Topçu. sel ve heyelan nedenıy- le^üyük kayıplarauğrayan Bartın. Zmguldak, Bolu ve Karabük'ün, tıaar tespit çalışmalan biter bit- TTKI afet bölgesi ılan edıleceğını açkladı. Sel felaketı sonucu 19 yrrrta$ın yaşamını yitırdiğinı. 8 ki- siıtn de kaybolduğunu belirten Tcpçu, tahmın edilen toplam hasa- Yurttaşların selden sonra şimdi de başlan çamurla derrte. nn 1 milyar dolar olduğunu söyie- di. Afet bölgelerınde yaşayan vurt- taşlann yaralannı saımak ıçın dev- letın her türlü önlemi aldığını be- lirten Topçu, bölgede, mülki amir- lere istemlerine koşut olarak şim- diye kadar Afetler Fonu ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fo- nu'ndan toplam 1 tnlyon 30 milyar liralık kaynak aktanldığını bildir- di. CHP lıderı Deniz Bavkal dünkü grup toplantısında. felakete. çarpık ve kaçak yapılaşmanınyanında ka- munun yanlış yatınmlarının da yol açtığını söyledı. Zonguldak Va- lisi Sami Seçkin. Bartın Valisi Fa- tih Eryılmaz. Karabük Valisi Ce- mal Ayman yaptıklan açıklamalar- da. selın büyük zararlar verdiğini ve yaralann sanlması için büyük çabagösterildiğini beliiTti'er Fela- ketin bilançosu konusunda bilgiler veren valiler, hayatın yav&} yavaş normale dönmeye başladığını da vurguladılar. Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liği (TOBB) sel felaketı için yar- dım kampanyası başlattı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği adına bir açıklama yapan genel başkan Türkan Sayian da. felakete uğra- yanlara geçmiş olsun dileğinde bu- lunurken olaya seyırci kalmaya- caklarını duvurdu. İLAN T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞINDAN Toprak Hayat Sigorta Anonim Şirketi sigorta mevzuatınm gerektirdiği şartları ve kanuni formaliteleri yerine getirerek HAYAT branşında faaliyet göstermek üzere ruhsatname almış bulunmaktadır. 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu hükümleri uyarınca ilan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle