Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19MAYIS1998SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ŞİRKETLERDEIV
• YOl NG VE
RUBİCAM. Marketing
Türkrye dergisi taraftndan
'Yıbn Reklanı Ajansı'
seçildi. Ajans Başkanı
Serdar Erener, "Her
orijinal fikir iyi reklam
degildir. Ama her iyi reklam
orijinal bir fikir banndınr'"
dedi.
• ARENA Bilgisayar
bayilerine ve tedarikçilerine
hizmet \erebılmek ıçin
Kâğıthane'de6bin3OO
metrekare alana kurulu bır
dağıtım merkezı açtı.
Şırketin satış ve pazarlama
bölümleri, Çağla\an"daki
Genel Merkezi'nde
çalışmalanna devam ediyor.
• ERICSSON, marka
kampanyası ile 'üetişimiıı
öncelikie insanlar arasında
kunılduğu ve teknolojinin
sadece bunu destektediği"
mesajını vermeye çaüşryor.
• VESTEL. yeni ön
öderneli ve sabit fiyat
garantıli kampanyasını
başlattı. Peşin fiyatına 12
ay taksitli ve sıfir faizli
kampanya. 1998 vılı
sonuna kadar tüm Vestel
televizyonlan için geçerli.
• HY?ERJEANS,1998
vılı sonuna kadar Türkiye
genelinde 70 olan satış
noktalannı 100'e
ulaştırmavı planJadıgınj
belirtti.
• BEYAZ YAYINLAR1
tarafindan yayımlanan
'Toplam Kalite Yönetimi
Sözlügii' kalite konusunu
sözlük çalışması olarak ele
alan ılk kitap olma
özelliğini taşıyor.
• ALGtDA.heryaşve
kesimin beğenisine göre
hazırladığı. Bugs Bunny,
Vîennetta Cappucino,
limunlu Calippo, Star Cup
adlı yeni ürünlerini pKasaya
sundu.
• MARlN CİTY.
Türkiye'nin ilk marinalı
çağdaş yaşam merkezi
olarak. 28-31 Mayıs
tarihleri arasındaki
Uluslararası Konut, Villa,
Plaza ve Yapi Sistemleri
Fuan'nda tanıtıldı.
• MAESTROvt;
MASTERCARD. resmi
sponsoru da olduğu Fransa
98'in tanıtım çalışmalan
dahilinde büyük alışveriş
merkezierinde kurduğu
standlarda özel araba
kokusu, anahtarük gibi
bediyeter daptti.
• PROFİLO. yeni PUA
4000 Lydu Sıstemı ve PCA
4000 Çanak Anteni"nı
pıyasaya sundu. Tüm Türk
ve yabancı kanallan ekrana
getiren sistem. kullanicıya
500 kanal seyretme olanağı
veriyor.
Ankara Atatürk Göğüs Hastalıklan Hastanesi'nde yapılan ihalelerde fesat belirlendi
Hastanelerde talan bitmîyorHAZALATEŞÇAKIR
Başbakanlık Teftiş Kurulu, An-
kara Atatürk Göğüs Hastalıklan ve
Göğüs Cerrahı Merkezı Hastane-
sı'ndeyapılan ihalelere fesat kanş-
tınldığı, kurumun ambar esas def-
ten ile günlük gıda tüketımıni gös-
teren iaşe tabelalan üzerinde tahri-
fat yapılarak zımmete para geçiril-
diğı ortaya çıktı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun
9.12.1996 tanhii raporunda. hasta-
nenin 1995 mali vılı genel temızlık
ihalesı işinde firma kayınldığı be-
lırtılerek. hastane defterlen üzerin-
de daksılleme \e bazı rakamlann
değiştirilmesi şeklinde usulsüzlük-
ler yapıldığı saptandı. Raporda,
hastane satınalma ihale komrsyonu
başkan ve üyelen ıta amin Başta-
bib Metımet Cnlü \e diğer görev-
liler hakkında ihaleye fesat kanştır-
ma suçundan Ankara Ağır Ceza
Mahkemesi'ne amme davası açıl-
• Başbakanlık Teftiş Kurulu. Ankara Atatürk Göğüs Hastalıklan ve
Göğüs Cerrahi Merkezi Hastanesi'nde yapılan ihale ile gıda alımlarında
usulsüzlüklerortaya çıkardı.
dığı belirtildi. Başbakanlık Başmü-
fettişi Dr. AIi Osman Sali. Başba-
kanlık Müfettişi Mehmet Gürbüz,
Saglık Bakanlığı Başmüfettişı Ca-
vit Başkent. Maliye Bakanlığı
KontrolöriJ Hanın Uysal'ın ımza-
lannıtaşıyan9Aralık 1996tanhve
23'96-32 sayılı soruşturma raporu,
Mal Bildinminde Bulunulması.
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücade-
fe Yasası kapsamında ıncelenmek
üzere Cumhuriyet Başsavcılığı'na
iletildı.
Raporda, hastane ambar memu-
ru Ertuğrul Kaya'nın 21.9.1995 ve
5.12.1995 tarihlennde vapılan
muhtelif sayımlarla doğrulanan
ambar esas defteri ve iaşe tabelala-
nnda tahrifat suretıyle zımmet fi-
ilinin işlendiği sonucuna vanldı.
Saglık Bakanı Dr. Doğan Baran ta-
rafmdan 24.10.1995 tarih. 19407
sayılı yazı ile talep edilen. hastane
ambar defterlen vegünlükgıda tü-
ketıminı gösteren iaşe tabelalan
üzennde tahnfat yapıldığı iddiala-
n üzerine görev lendinlen kurul, ek-
sık \e fazla mallan tespıt ederken,
defter üzennde de daksilleme ve
bazı rakamlann değiştırildiğinı
saptadı. Hastanenın 1995 vılı te-
mizlık ıhalesıne. ıki fırmanın tek-
lıf mektubu verdiğı anımsatılan ra-
porda. ihale komisyonunun değer-
lendirme içın sonuçlan 3 gün ge-
cıktırdıgı ve 01.03 1995 tanhinde
GÖHAS firmasına verilmesinde
•ihaleve fesat kanştırma" suçunun
bulunduğu bıldirildi.
Raporda 21.9 1995 tanhinde ya-
pılan ambar sayım sonuçlannda.
öncelikie sığır eti ve toz şeker ıçin
ayrılan bölümde, defterın çıkan
sayfası rakamlarında tahrifat, ilk
yazılan rakamlara ekleme ve o gün
iaşe tabelalarında kayıtlı tüketım
olmadığı halde deftere çıkış kaydı
yapılmadığı dikkat çektı.
İncelemelerde. Yataklı Tedavı
Kurumlan Işletme Yönetmeliğrne
dayanarak hazırlanan iaşe tabelala-
nnın. ambarda muhafaza edilen
nüshalannda kayıtlı rakamlann da
tahnfedildıği belirtildi.
Bu işlemler sonucunda. 2 bın
371 kilogram sığır eti. 129 kg. toz
şekerile2!9. 1995 tarihlisayım tu-
tanağı ile tespit edilen 457 kg. toz
şeker. 5 bin 253 adet poşet reçel.
114.8 kg. beyaz peynir, 134.9 kg.
nohut. 116.2 kg. makarna, 124.8
kg. salça noksanlığı bulunduğu
kaydedilen raporda özetle şu gö-
rüşlere yer verildi: "Hastane am-
bar esasdefteri ve belgelerindeişle-
nen usulsüzJüklerin aınacı, gıda
maddelerinde mevdana getirilen
açığı. noksanı gizlemek, gerçekte
aşınlarakeksiltilen bu gıdalan nor-
mal şekilde hastaneihtivacında gös-
termektir. Ekli tutanaklarda göste-
rilen bu noksanlann sorunılusu. İz-
mir Bornova Acil Yardım ve Trav-
matotoji Trafik Hastanesi'ne nak-
len tayin olunan ambar memuru
Ertuğrul Kaya'dır."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nın 27.10.1997' tarih 34568
no'lu yazısında da. ihaleye fesat ka-
nştınna suçundan görevliler hak-
kında açılan amme davasının An-
kara 7'nci Ağır Ceza Mahkeme-
si"ndezimmet suçundan açılan da-
vanın da 9"uncu Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde ışlem gördüğü bildirildi.
UzAKDOĞU KRİZİNİNETKİSİSÜRÜYOR
Asya iilkeleriııiıı
tekstil stokları bitiyor
Ekonomi Servisi - L'zakdo-
ğu'daki kriz yaklaşık bir yıldır
dünya giyim sektöründeki olum-
suz etkilerini sürdürürken, gele-
cek günlerde düşük fıyatlarla el-
lenndeki stoklan tüketen Asya ülkelerinin
yeni üretim için fınansal kaynak bulmala-
nnın güç olacağı bildirildi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği ta-
rafindan hazırlananraporda,Türk giyim sa-
nayiınin 1998 yılı ilk 3 ayı vedünyadaki ge-
lişmeierdeğerlendırildi. Türkiye'nin dün-
ya ihracat payının 4.2 olduğu kaydedilen ra-
porda, dünya giyim ihracatındaki payının
da 3.9 olduğu belirtildi. Türk giyim sana-
yiinin dünya giyim ihracatçılan sıralama-
sında 6"ıncı sırada yer aldığı belirtilen ra-
porda, 1998 yılının ilk 3 ayında giyim ihra-
catının bir önceki yılın aynı dönemme gö-
re değer bazında yüzde 2.5'lik birartış gös-
tererek. 1 milyar 860 milyon dolar olduğu
saptandı.
Raporda, aynı dönemde Türkiye'nin ge-
nel ihracatının da yüzde 7.8 artarak 6 mil-
yar 893 milyon dolar olarak gerçekle$tiği-
ne işaret edilirken. genel ihracat
içindeki payının da vüzde 27 ol-
duğu anlatıldı. Yılın ilk 3 ayında
giyim ihracatının ülkelere göre
dağılım tablosuna bakıldığmda:
AvTupa Birliği (AB)ihracatı yüzde 1.7 ge-
rilerken, ABD ihracatı yüzde 36.9 artış gös-
terdi. Bellı başlı AB pazarlanndan Alman-
ya ve Hollanda'da gerileme gözlenırken.
Fransa yüzde 6.7 artışla AB içindeki ikin-
ci pazar olmayı sürdürdü. Ingiltere ihraca-
tında da yüzde 10.2'lik artış olurken BDT
ülkelerine dönük ihracatta 1997 yılındaki
hızlı genışlemenin (yüzde 60 dola\ında)
aksine yüzde 15 dola> ında daralma görül-
dü. AB pazarlannda 1998 y11ında çok ol uın-
lu değişikliklenn beklenmedigı bildirilen
raporda. me\ cut trendlerin korunacağı kay -
dedildi.
Asya krizi. dünya pamuk flyatlannda dü-
şüşe neden olurken. sentetik. elyaf. iplik tü-
rü ürünlennde yüzde 50lere yakın oranlar-
da düşüş oldu. Japonya'nın gıvim ithalatı
yüzde 12düşerken,Çin"de38 tekstil üretim
rnerkezinde cırolar yüzde 3.10 geriledi.
lÖNETÎM SEÇÎMİSORUN YARATT1 ~
TOBB seçîmlerinde
Yalmı Erez gölgesi
Yalım Erez
BAMl SAL1V1AN
ANK.ARA - Konse> üyelen
yerine delegelerin yönetimi
seçmesı ve yasal boşluk iddf-
alan altında genel kurula ha-
zırlanan Türkiye Odalar ve
Borsalar Bırlıği'nde (TOBB),
Sanayı \e Ticaret Bakanı Ya-
lım Erez'in etkinliği tartışılı-
vor. TOBB Genel Kurulu ön-
cesinde Erez tarafindan Ba-
kanlarKurulu'ndangeçinlerekTBM.Vf'ye
sunulan \e delegelerin değil, konsey üye-
lerinin yönetimi seçmesini öngören tasan
tartışmaya neden oldu.
TOBBnın Fethiye'dedüzenlediği bölge
toplantısı. Erez'in etkinliğiyle ilgili tartış-
mayı gün \ üzüne çıkardı. Erez'in, merkez
sağda bütünleşme ve partı liderliğı için ara-
yışta olduğu dönemde TOBBnın desteği-
ni kaybetmek istemediğı savunuldu. Erez
ise tasanv ı kendisinın değil. TOBB nın ha-
zırladığını belirtirken "Bu yasanın 30 Ma-
yıs'a kadar bu MetHis'ten çıkması müm-
kün değiL Mevcut vasava göre
seçim konsev ler tarafindan va-
pıiacak. Kimse bunu bahane
edip şm yapmasın" dcdı.
Erez. vasal boşluk oluştuğu
için seçim yapılamayacağı gö-
rüşüyle ilgili olarak. "557say»-
fa vasa 1995 yıJında iptal edii-
miştir. Bu seçim de vasaldır. Ya-
sal degüse. sizin konsey üyetiği-
niz de vasal değüdir. O konuda
19%seçimleriöncesinde Danış-
tay'dan göriiş alınıruştır" dedı.
Izmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem De-
mirtaş ise genel kurullarda delege seçımi
konusunda ortak görüş oluşruğunu anımsa-
tarak "Mesut Yılmaz. 557 sayılı kararna-
mevfc çıkan vasamızı iptal ettirmesfvdL se-
çim delegeyle gerçekieşecekti ki iptal usulyö-
nünden, esas vonünd^n değiL O gün delege
bazında seçimi kabul eden TOBB Genel
Başkanı Fuat Miras ve Erez, bugün konsey
bazında bir vasa teklifıni Bakanlar Kuru-
lu'ndan geçirerek, TB.MM Sanavi ve Tka-
ret Komisyonu'na havaleetmiskrdir" dedi.
ÇIFTÇİ DOSTU /SADULLAHUSUMÎ
KONYA - Milyonlarca çiftçi,
hükümetin ilan ettiği hububat
alım fiyatlannfn yarattığı
"şok"u hâlâ üzerinden atama-
dı. Buğday ekiminin ağırlıklı ol-
duğu bölgelerde büyük tepki
var. ANAP'lı, DSP'li ve DTP'li
çiftçiler bile kendi hükümetle-
rinin verdiği fiyatları protesto
ediyorlar. Çiftçi kuruluşları ve
bazı üreticiler, buğday alım fi-
yatlarının arttınlması için hü-
kümete başvuracaklar. Türki-
ye Ziraat Odaları Birliği Mer-
kez Yönetim Kurulu üyesi Nu-
ri Sorman "Çiftçinin hakkı
gasp edilmiştir" diyor...
Dünyanın hiçbir ülkesinde,
tarım kesimine böylesine bir
haksızlık yapılmamıştır. Yapı-
lamaz da... Çiftçiler de buna
izin vermezler... Türkiye'nin
neresınde olursa olsun. bir ki-
lo buğdayın maliyeti 67 bin li-
ranın altına düşmedi. Bazı böl-
gelerde bu rakam 73 bin lira-
ya kadar çıktı. Hükümetin ver-
diği fiyat ise 53 bin lira. De-
mek ki, buğday eken bir çiftçi
ürettiği her kilo buğday için,
daha işin başında 20 bin lira
zarar edecek!..
Bu durumda 20 ton buğday
üreten bir çiftçinin 1998 yılın-
Buğday Ureticisi Şokta
daki zararı 400 milyon lirayı
bulacak. Mısır, arpa. yulaf gi-
bi ürünleri de ilave ettiğimiz
zaman çiftçinin bir yıllık zararı
belki de 600 ila 700 milyon li-
rayı geçecek. Bu zararlara ne
para ne de mal mülk dayana-
bilir. Mesut Yılmaz hüküme-
ti, kuruluş aşamasında verdi-
ği sözlerin aksine. 12 Ey-
lül'den bu yana izlenen yanlış
tarım politikalarını sürdürmek-
teısrar ediyor...
Enflasyon bahane
Hükümetin, enflasyonu az-
dınmamak için tanm ürünleri-
ne düşük taban fiyatı verdiği
ve vereceği yolunda ortaya
atılan iddialar da gerçekçi de-
ğildir. Eğer amaç sadece enf-
lasyonu düşürmek olsaydı,
aynı fiyat politikasının sanayi
ve ticaret kesiminde de uygu-
lanması gerekirdi. Tüccar ve
sanayicilerin 1997 yılı ve 1998
yılının ilk üç aylık kârlarına bir
göz attığımızda, enflasyon ca-
navarının hangi kesimlerden
beslendiği açıkça görülür...
Bu gerçeği kimse inkâr ede-
mez. Türkiye'de yüzlerce hol-
dıng var. Bir tek holdingin yıl-
lık kârı 200 trilyon liranın üs-
tünde. Diğer holdinglerin kâr-
ları da yüzlerce trilyon lira.
Bankalann kârları ise baş dön-
dürücü... 1997 yılında net kâ-
rı 90 trilyon lirayı geçen ban-
kalar var. Ikinci ve üçüncü sı-
radaki bankaların kârları bile
60 ile 80 trilyon lira arasında.
1998 yılının ilk üç ayında bu
kârlann oranı en azından ikiye.
üçe katlandı...
Işte... Enflasyonu körükle-
yen rakamlar bunlar. Bu yük-
sek kârlann temelinde yatan
neden sanayi ürünlerine "Ma-
lıyet yükseiiyor" gerekçesi ile
sık sık yapılan zamlardır. Zarar
ediyoruz diye yılda 8 veya 10
kez zam yapan ve belki de
malıyetinin iki veya üç katına
satış yapan holding patronla-
rının tarım ürünlerine yeterli bir
fiyat verilmesine karşı çıkma-
lan ibret vericidir.
Aslında tarım ürünlerınin
maliyetlerini yükselten de sa-
nayi ürünlerine sık sık yapılan
zamlardır. Tarım kesiminin en
önemli girdileri olan gübre,
akaryakıt. traktör, zirai ilaçlar
ve yedek parça fıyatlarının ar-
tışları bazı yıllar yüzde 200'ü,
hatta yüzde 300ü geçmekte-
dir. 1980 yılından sonra sana-
yi ürünlerinde büyük fiyat ar-
tışları olurken, tanm ürünlerine
yapılan zamlar çok düşük kal-
mıştır.
Çiftçinin alım gücü
Bu yüzden çiftçi fakirleşmiş
ve tanm da çökmüştür. Örne-
ğin, 1979 yılında buğdayın
destekleme fiyatı 5 lira 50 ku-
ruştu. Bir kilo buğday satan
bir çiftçi, karşılığında 5 kilo
gübre alabiliyordu. Bu yıl ise
gübre fiyatları ortalama 55 bin
lira...
1998 yılı için ilan edilen ek-
meklik buğdayın alım fiyatı 53
bin lira. Demek ki, çiftçi bir ki-
lo buğday sattığı zaman, bir
kilo gübre alamayacak... Trak-
tör, mazot, yedek parça ve zı-
rai ilaçların fiyatlarında da du-
rum farksız...
1979 yılına göre, gübre fi-
yatlarındaki artış tam 55 bin
kat oldu. Buğday fiyatlarında-
ki artış ise 1998 yılında 10 bin
kata ulaşabildi. Eğer gübre fi-
yatlarındaki artışa göre ver-
mek gerekseydi, buğday alım
fiyatlarının 275 bin lirayı geç-
mesi gerekecekti. Arada olu-
şan büyük fark, tam 18 yıldan
beri çiftçinin kesesi yerine, sa-
nayicilerin kasalarına aktJ...
Ziraat odaları yöneticileri ve
çiftçiler, girdilerdeki büyük ar-
tışlara rağmen, buğdaya veri-
len yüzde 60.6 oranında zam-
ma isyan ediyorlar. Hatta bir-
çok çiftçi, daha şimdiden ge-
lecek yıl buğday ekmeyecek-
lerini açıklamaya başladılar.
Manisa Ziraat Odası Başkanı
Nuri Sorman şöyle diyor:
"Çiftçi buğdaya 75 bin lira
beklerken, 53 bin lira fiyat ve-
rildi. Aradaki fark gasptır, Fi-
yatları, çiftçinin zarar etmeye-
ceği biçimde yeniden düzen-
lemezlerse Türkiye çapında
eylemler yapacağız..."
Tekirdağ Ziraat Odası Baş-
kanı Şerif Başkut, Bursa Zi-
raat Odası Başkanı Fuat Sa-
n, Sakarya Ziraat Odası Baş-
kanı Hikmet Karabayır hükü-
metin açıkladığı buğday alım
fiyatlarını protesto ediyorlar...
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞUKRAN SOrVER
Nostalji Zamanı Değil
Önceki gün Uria Belediyesi, Izmir CHP, KESK,
İzmir Eğit-Der. Atatürkçü Düşünce Derneğı'nin
katkıları ile, Köy Enstitülüler Urla'da buluştular.
Köy Enstitülülerin belli kı cıddi geçmişi olan ça-
lışmaların sonucunda ikıncı kez bir araya gelişi,
nostalji yaşama ile sınırlı kalmadı.
24 saat kesintisiz eğıtim yapan, eğitim mali-
yetini en alt sınırlara indirip, eğitimi insan beynı-
n'ın geliştinlmesine, aklın kullanımına, aydınlan-
maya.üretıme yönelten, çok başanlı, çok özel bir
sistemde yetişmiş olanların yaşları ile ölçüleme-
yen üretkenlikîeri, dinamiği, kimlikleri, eğitimimi-
zin içinde bulunduğu çıkmazların masaya yatırıl-
masmı, çözüm arayışlarını. çözüm üretmeyi gün-
deme getirdi.
Şeriatın rejimi tehdit eden boyutları. bırakın
çağdaş eğitim ölçülerini, 8 yıllık kesintisiz eğiti-
min gerçekleştirilmesinde yaşanmakta olan dar-
boğaz, Köy Enstitüleri benzeri eğitim arayışları-
nı güncelleştirdı. Köy Enstitülerine, uzun yıllar ko-
münist model olarak bakıp dışlamış kafalar, eği-
timimizde yaşanmakta olan kalitesizfik, ekonomik
darboğaz, üretimden kopukluk, düşünmeyi, ak-
lı ret eden ezbercilik. çok boyutlu çıkmazlar kar-
şisında, Köy Enstitüleri modelinden yararlanma
gereğinı ret edemiyorlar..
Şeriata daha yakın birsıyasi partınin iktıdaror-
taklığında, yıllar içinde yavaş yavaş zehirlenir-
mişçesıne geriye püskürtülmekte olan toplum,
tehlikeyı yaşamındagörüp, kendı geleceğinin pa-
niğine. rejım kaygısına kapılınca toplumsal tep-
ki, savunma gündeme geldi. En önemli odağın
eğitim olduğu yeniden keşfedilerek. gelişme yaş-
larındaki çocuklann düşünebilme yeteneklerinin
kurtanlması zorunluluğu anımsanarak, yıllarca
Meclis kapısında bekleyen 8 yıllık kesintisiz eği-
tim yasalaştırıldı.
Çocuklanmız kurtuldular mı? Analar, babalar
çocuklarını imam olsun dıye mi Imam-hatip okul-
larına. Kuran kurslarına veriyorlardı? Yoksa gıde-
rek daha büyük ölçülerde yoksullaşmakta olan-
lar, çocuklarını okutamadıkları için. birileri ciddi
birörgütlenme ile çocuklarının yedirilmesi, giydi-
rilmesi. okul gereksinimlerinin karşılanmasını
üzerlerine alarak, eğitilmelerınin sorumluluğunu
üstlendikleri için mi?
Kısa süreli bir coşku ile. eğitim seferberliği i-
lan ederek, paralar toplayarak, 8 yıllık kesintisiz
eğitimi görüntüde kazasız, belasız gerçekleştir-
dik. Ama nasıl? Zorunlu eğitim çağındaki çocuk-
lann tamamının ne kadarını eğitim kapsamına
alabildik? Aldıklarımızdan, aileieri okul giderleri ve
gencin harcamalannı üstlenemeyecek konumda
olanlan için nasıl birdayanışma, örgütlenme ger-
çekleştirdik?
Daha yalın bir anlatımla. çocuğunu bir Kuran
kursuna, Imam-hatip okuluna verip. okumasını
garantiye alması bakımından. kurtulmayı düşle-
miş ailelere nasıl bir proje sunabildik? Hazırlıklı
olamadıkları sıkıntılar içinde, 5 yıl yerine 8 yılın so-
nunda ileri eğitime yönelemeyecek, bir beceri de
kazanamamış, biraz daha bilinçli ve çıkmazları-
nı gören çocuklar. kaderleri ile başbaşa kaldıkla-
nnda ne olacak? Hangı örgütlenmelerin, hangi
düşüncelerin kucağına. ağına düşecekler?
8 yıllık kesintisiz eğitımin uygulaması ile çırçıp-
lak ortaya çıkan eğitim sorunlan ne olacak? Ba-
dana, boya. onarım ğiderlerini karşılayamayan
birdevlet bütçesiyle, yetersiz öğretmen kadrola-
rıyla çağdaş eğitim koşullarına nasıl geçilebile-
cek? Pahalı çağdaş donanım. labaratuvarlar, bil-
gisayarlar nasıl alınacak?
Ekonomik gelişmışlığine göre, eğitime ayırdı-
ğı payda en gerıde olan ülkemizde. örümcekleş-
miş kafalar, yaklaşımlar hızla değişse bile, büt-
çesinin en önemli bölümü, borçlanma faız borç-
lanna giden. yatmmların sıfırlandığı gerçekliği kar-
şısında, kaynak nasıl yaratılacak?
Üniversitelerinde, küreselleşme ideolojisinin
dayatması doğrultusunda, bilim üretiminden vaz-
geçildiği. dışardan buyrulan fason üretime geçil-
diği, öğrenciye müşteri gözü ile bakılmaya baş-
lanan bır düzende, gerçekten çağdaş, üretime
dönük aklın geçerli olduğu bir eğitim nasıl ger-
çekleşecek?..
Gördüğünüz üzere. bu konuda asıl kafa pat-
latması gerekenlerın. sıyasetçilerin, sendikal ör-
gütlenmelerin, sivil toplum örgütlerınin pek de
kafa patlatmadıkları, düşünce üretmedıkleri. so-
run bile yapmadıklan konular. sözünü ettiğim top-
lantının gündemini oluşturdular.
Köy Enstitüleri üzerine nostalji yapmanın de-
ğil, düşünce, çözüm üretmenin zamanı olduğun-
da birleşildı. Türkiye'nin yeniden bozkırlara ulaş-
mak için, ulaşılması, içine girılmesi çok daha zor
olan varoşlara, varoşların çocuklarına sahip çıkıl-
ması ıçin. Köy Enstitüleri modelini taklit etmek
değil, felsefesinı günümüze uyarlayacak yeni
modelleri yaratmak zorunda olduğunun altı çizıl-
di.
IJ-jJJBİ
IJJB
I 1 I JJJ
'V^VV^HIV ^•BBİ^^^ ^^^^^^9^F W H İ v ^0^B&t0 ^W^BB>^l^r ^ ^ 9 ^ ^ ^ * ^
11
»^^^p**#
J_JJJJJJJJ
JJİİMJJJJ
JJJJJJ
LİJJ