Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7NİSAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hizbııllah
operasyonu• DİYARBAK1R (AA) -
Yasadışı Hizbullah
örgütünün karargâhı
konumunda olduğu
bildirilen Diyarbakır'ın
Silvan ilçesine baglı
Yolarası köyûne düzenlenen
operasyonda yakalanarak
gözaltına alınan 79 kişiden
63'ü, emniyetteki
sorgulamalanndan sonra
Diyarbakır DGM'ye sevr
k
edildi. Sanıklardan 27'si
tutuklandı, diğerlerinin
tutuksuz yargılanmalanna
karar verildi. Buarada, 16
örgüt mensubunun
sorgulamalannın sürdüğü
belirtüdi. Yetkililer,
yakalananlar arasında
örgûtün sözde askeri kanat
ve bölge sorumlulannın da
bulunduğunu bildirdi.
Sakık, BBC'de
konuştu
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) - PKK
lideri Abdullah Öcalan'dan
kaçarak Irak Kürdistan
Demokrat Partisi'ne teslim
olan Şemdin Sakık, BBC'ye
demeç verdi. Sakık, kendisi
için Suriye ile Türkiye'nin
pazarlık yapüğını belirterek
"Kürdistan halkında
sevilen, sayılan biri
olduğum için infazımın
ustaca yapılması
gerekiyordu. Yani açık
infazı göze alamayan Apo,
beni bir grup savaşçısıyla
Amanos'lara gönderdi.
Orada Türk ordusuna
ezdirilmek istendim" dedi.
Bu oyunu fark edip
kaçtığını söyleyen Sakık, 33
askerin şehit edilmesi
olayını üstlendiğini bildirdi.
Barolar Bipliği
toplantısi
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tueri Bürosu) -
Türkiye Barolar Birliği
Yönetim Kurulu ve Bölge
Baro Başkanlan Adana'da
bir araya geliyor.
"5 Nisan Avukatlar Günü"
nedeniyle bir açıklama
yapan Adana Barosu
Başkanı M. Ziya Yergök, bu
yılki Avukatlar Günü'nün
Kurban Bayramı tatili ile
aynı günlere gelmesi
nedeniyle Adana
Barosu'nca düzenlenen
"Avukatlar Haftası"
etkinliklerinin 16-19 Nisan
tarihlen arasında
yapılacağını duyurdu.
Cezaevhide
arama
• İZ.MİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Buca Cezaevi'nde
geçen hafta hûkümlülerin
gerçekleştirdiği barikat ve
sayım vermeme eyleminin
ardından yapılan aramalarda
üç ses bombası, buzdolabı
raflannın telinden yapılan
16 şiş ve 16 metre
uzunluğunda bir halat
bulundu. Cezaevi
yönetiminin konuyla ilgili
soruşturma başlattığı
öğrenildi.
Koç'a anma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Geçirdiği trafık
kazası nedeniyle geçen yıl
yaşamını yiriren Anadolu
Ajansı muhabiri Murat Koç,
bugün saat 12.0O'de
Karşıyaka'da mezan başında
anılıyor. Murat Koç'un
babası Muhsin Koç, traflk
kazalannın hâlâ ölümlerle
sonuçlanmasından
duyduklan üzûntüyü dile
getirdi.
t>
BM'ce hazırlanan rapora göre amaç küçülmek değil, iyi yönetmek olmalı
'Küçülen devlet yoksııflaşır'
BARIŞDOSTER
Birleşmiş Milletler'ce (BM)
hazırlatılan raporlarda, piyasa
ekonomisine geçişte devletin
harcama ve işlevlerinin aşın
kısıtlanmasının, insani gelişme
alamnda kaygı verici
gelişmelere yol açtığı
belirtildi. Devletin
küçültûlmesinin
yoksulluğu
yaygınlaştırdığı,
ekonomik ve sosyal
eşitsizliği hızla
arttırdığı, sağlık,
eğitim ve konut
hizmetlerini
zayıflattığı vurgulandı.
Amacın "devleti
küçültmek değil, iyi
yönetmek olması
gerektiğine'*dikkat
çekildi.
Birleşmiş Milletler
Kalkınma
Programı'ınca
(UNDP) hazırlanan
"Küçülen Devlet:
Yönetişimve
• BM raporlanna göre "küçülen devlet", yoksulluğu yaygınlaştınyor,
ekonomik ve sosyal eşitsizliği hızla arttınyor; sağlık, eğitim ve konut
hizmetlerini zayıflatıyor
Sürdürülebilir tnsani Gelişmev
adlı rapor, Orta ve Doğu
A\Tupa ile eski Sovyetler
Birliği 'nde komünizmin
çöküşünün ardından devletin
rolûnün kısıtlanmasına verilen
aşın ağırlığın, geçiş sürecinin
maliyetini arttırdığını ve
ekonomik reformlar için
gerekli halk desteğini
zayıflattığını ortaya koydu.
Küçülen devlet raporunda
DTP'li Avundukluoglu ndan Maliye Bakanı'na Ciller suçlaması
'Temizelbelgelerivermfyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TansBÇffler'in eşi Özer UçuranÇffler
hakkında dava açilmasmı sağlayan
DTP Kınkkale II Başkanı SadıkAvun-
dukluoğiu, Maliye Bakanı Zekeriya
TemizeTi, elindeki bilgi ve belgeleri
yargıya ulaştırmamakla suçladı. Özer
Uçuran Çiller'in itirazma karşılık sav-
cılığın Ankara 20. Asliye Ceza Mah-
kemesi'ne dava açtığını anımsatan
Avundukluoglu, bakanlığm. yasal zo-
runluluga karşın ilgili mercilerc bilgi
vermeyerek ÖzerUçuran Çiller'e, *ü»-
tfi kapah vardımda buluDduğunn" id-
dia etti. Avundukluoglu, Tansu Çil-
ler'in erken seçim istemesinin altında
da eşini "mflktveldfi" yaptp dokunul-
mazlık zırhına büründürerek, davalar-
dan kurtarma planmın yathğını ileri
sürdü- Avundukluoğlu, avukati Cey-
han Mumcu ile dün düzenlediği basin
toplantısmda, bir yurttaş olarak Çiller
hakkında yapılan suç duyurusu sonu-
cu da\'a açılmasmı sagladığmı belirte-
rek devlet mekanizmalannın da hare-
kete geçmesi gercktiğine işaret etti.
Temizel'e elindeki tûm bilgi ve belge-
leri sunmasına ve bir kez de yazılı ih-
tarda buiunmasınakarşın yanıtalama-
dıgını beürten Avundukluoglu, "Bun-
lara rağmen Sayın Temizel, 'Bana va-
zifemi öğretmeyin. Bana kimse ihtar-
name gönderemez" giM tepkikre gjr-
miştir. Mahkeme ve cumhuriyet savo-
larina yanıt verümemiş, bflgi ve bdge-
ter gönderümemjştir'" dedi.
Şehit
Gazeteciler
Günü'nde, flk
şehhler Hasan
Fehmive
Ahmet
SamimUe
diğer şehit
gazeteciler
anıldı.
(Fotoğraf:
KUBİLAY
TÜNTÜL)
'Öldürmekle basm susturulamaz'
tstanbul HaberServisi -Tûrki-
ye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Başkanı Nail Güreti, gerçekleri
söyleyen, farklı düşünceleri dile
getiren gazetecileri. düşünce
adamlannı öldürmekle basının
susrurulamayacağını söyledi.
TGC Başkanı Güreli, Başkan
Yardımcılan Orhan Erinç. Seç-
Idn Türesav ile Genel Sekreter
Yardımcısı Leyla Tavşanoglu ve
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Genel Başkanı ZiyaSonay, 5 Ni-
san 1909 tarihinde öldürülen ilk
şehit gazeteci Hasan Fehmi ve 9
Haziran 1910'da öldürülen ikin-
ci şehit gazeteci Ahmet Sa-
mim'in 2. Mahmut Türbesi'nde-
ki mezarlannı ziyaret ederek. çe-
lenk bıraktılar. Daha sonra Basın
Müzesi'ndekî Basın Şehitleri
Galerisi'negelen Güreli ve bera-
berindekiler. burada "Şetait Ga-
zeteciler Günü" dolayısıyla dü-
zenlenen anma törenine katıldı-
lar.
Güreli, burada yaptığı konuş-
masında, geçen günlerde Uğur
Mumcu cinayetinin faillerinden
birinin, devlet görevlileri tarafın-
TTT7
dan saklandığı, savcılığa teslim
edilmediği, TBMM Araştırma
Komisyonu"na bıldirilmediği
gerçeğinin ortaya çıktığını anım-
satarak, "Bu da karanlık güçle-
rin, devleti kuşatan, devletin, hu-
kuk devletinin işlemesini engelle-
yen karanlık güçlerin bugün de
egemen olduğunu göstermekte-
dir" dedi.
piyasa oluşturma ve düzenleme
gibi yeni ve karmaşık
işlevlerin, geçiş döneminin
yönetimi ve halk üzerindeki
etkisinin azaltılması için güçlü
ve etkin bir hükümet
gerektirdiği belirtilerek
"Gcçişinçelişkisi, devlet
müdahalesinin
azaltüması için, daha dar
değil, daha geniş devlet
kapasitesi
gerektirmesidir.
Toplumun her kabnda
demokratik ve saydam
kurumlar oluşmadığı
takdirde, toplumda düş
kınklığı egemen
olacakür" denildi.
Küçülen devlet
BM'nin Küçülen Devlet
Raponı'nda devletin
küçültûlmesinin
sakıncalan özetle şöyle
sıralanıyor:
- Demokratik
kurumlann gelişmesi
yavaş ve ürkektir. Pek
çok ülkede seçmen düş
kınkJığına uğramıştır,
örneğin seçimlere
katılım oranı
düşmektedir, kimi
ülkelerde demokratik
sistem tehdit altındadır.
- Sanayinin hızla
özelleştirilmesi çabası,
yeterli düzenleyici ve
kurumsal önlem
olmaması nedeniyle
ekonomik yolsuzluk ve
sosyo ekonomik
dengesizliklere yol
açmaktadır. Bu durum
demokratik yoldan
seçilmiş yönetimleri bile
tehdit eder hale gelmiştir.
• Pek çok ülkede kamu
harcamalannın ulusal
gelir içindeki payı
düşmektedir.
- Küçülen devlet
yoksulluk ve
dengesızlığe. ülkenin
pek çok yerinde yaşam
beklentisinin düşmesine
ve kamu sağlığı, eğitim
ve konut hizmetlerinde
gerilemeye yol
açmaktadır.
Rusya Federasyonu'nda
erkeklerde yaşam
beklentisi 1989'da64.2
yıldan, 1995'te 58.3 yıla
düşmüştür. Intıhar
olaylan tüm ülkelerde
artmış, bazı ülkelerde 3
katına çıkmıştır. Hastalık
ve ölüm oranlan
yükselmektedir.
Yılmaz: Tarikatlar dirri sömürüyor
Diyanet Işleri Başkanı, cemaat liderlerinin ön plana çıharılmasını eleştirdi
MUTLUSERELİ
ANKARA-Diyanet tşlen Başkanı Mehmet
Nuri Yılmaz, bazı tankat liderlerinin siyaset-
te etkinleşmesıni degerlendinrken "gecmişte-
Id kültürel özelliklerine a>kın biçimde tarikat
ohışturan kişilerin dini kulkndıkİannT söyle-
di. Dinler arası diyaloğu sağlamanın Diyanet
Işleri Başkanlığı'nın görevi olduğunu vurgu-
layan Yılmaz, Tslam dininde "ruhban snnfi"
bulunmadığına dikkat çekerek "insanlann
kutsaUaşnrümaması gerektiğini" söyledi. Di-
yanet lşlen Başkanı Yılmaz, Cumhuriyet'in
çeşitli konulardaki sorulannı yanıtladı. Özel-
likle siyasi parti liderlerince ön plana çıkan-
lan FetbuDah GüJen'in Vatikan ziyaretıni ad
kullanmadan örtülü biçimde değerlendirmeyi
tercih eden Yılmaz'm açıklamalan şöyle:
Dinlerarasdhalog: Dinler arası diyalogça-
ğımızda bir zorunluluk halini almıştır. Din
mensuplan da bu sevgiyi yaşatmak ve ön pla-
na çıkartmak zorundadırlar. Biz de Diyanet
olarak bu girişimleri başlattık. Birbirimizi tan-
n laştırmayalım. Tolerans. hoşgörü bun lar çok
güzel şeyler. ama öyle el sıkışmak, karşılıklı
konuşmakla diyalog olmaz..
Dininsyasallaşünlması: Dinin siyasete alet
edilmesi dine yapılacak en büyük fenalıkhr.
Dini ortadan kaldırmaz, ama dinin yanlış an-
laşılmasma yol açar. Çünkü bazı insanlar di-
ne değil dindara bakıyor. Dindara göre dini
değerlendiriyor. Dinin özünde siyasallaştırma
yoktur. Din konusunda halki aydınlatma gö-
revı de Diyanet Işleri Başkanlığı'na verilmiş-
tir.
Di>înet Vatikan değil': Dine eğer iyilik
yapmak ıstiyorsanız rahat bırakm. Dini kendi
ehlıne bırakın. Ama bu da demek değil ki din
bızim tekelimızdedir. Bızde ruhban smıfı yok.
Diyanet lşlen Başkanlığı da bir Vatikan değil,
bir hızmet müessesesıdır.
•lslamdaaraayoktur': Ruhban sınıfibizim
dinımızde yokturveyaratılmamaldır. Peygam-
berimiz Allah ile kul arasındaki aracılarm tü-
münü silıp süpürmüştür. Kımse Allah'ın ve-
kili degildir. Onun için ruhban sınıfi yoktur. In-
sanlan kutsallaştırmak bizim dinimizde yok-
tur.
'Tarikatlar çıkarlar için kullanılı\w': Tari-
kat yol anlamına geliyor. Günümüzde Mevle-
vilik gibi, tasavvuf gibi tarikatler yok. Onlara
zaten bir kültür hadisesi olarak bakmak lazım.
Günümüzde zaman zaman birtakım insanla-
nn bu işi kullandıklan, siyasete girdikleri mü-
şahede edilmiştır. Bunlar doğru degildir. Za-
ten günümüzde, Mevfauıagibi, Yunusgıbi şah-
siyetleryetişmemektedir. Bunakarşı birtakım
insanlartarikat adı altında faalıyetlenni sürdü-
rüyorlar. Bunun siyasete alet edilmesi tasvip
edilecek şey değiJ.
ÜZ YAZII ORHAN BİRGİT
Yunan hükümeti, Avrupa Birliği'ne
girmemizi önlemek için vargücü ile
direnirken, öte yandan bugün dönem
çalışmalanna başlayacak olan Batı
Avrupa Birliği 'BAB' Genelkurmay
Başkanlan Toplantısı için Atina'ya gi-
çjen Orgeneral Karadayı'yı ağıriıyor.
Ülkede yayımlanan gazeteler, Türk
Genelkurmay Başkanı'na karşı, Yu-
nan kamuoyunun gösterdiği büyük il-
giyi yansrtıyoriar.
BAB, Avnjpa Biriiği'nin askeri örgü-
tünü simgeliyor. Tek Avrupa devleti
gerçekleştiğinde biriiğe girmiş olan
ülkelerin silahlı güçleri bu biriiğin baş-
komutanlığı altında toplanacak. Tali-
hin garip cilvesi. Türkiye'nin AB'nin
tam üyesi olmasına karşı çıkan tüm
ülkelerin hiçbirisi, BAB'da ne aradığı-
mızı ne bize karşı, ne de kendi içle-
rinde sorguluyoriar. Tam aksine, ku-
ruluşun toplantılarına katılan temsil-
cilerimize olağanüstü sıcak davranı-
yorlar.
Aynı ilgi, Atina'da da kendisini gös-
teriyor.
Tabii, öteki Avrupa ülkelerindeki ko-
nukseveriiği ve ilgiyi anlamak ne ka-
dar olağansa, Yunanlılann davranışı-
nı yorumlamak, biro kadarzor olma-
lı.
Güney Kıbns'a S-300 füzelerinin
konuşlandırılmasından, 'ortak hava
üssü'ne kadarTürkiye'ye karşı birdi-
zi safdırgan önlemi aldırtan Yunanis-
tan, 1974 çıkartmasında gücünü bir
Karadayı Atina'da...
kez daha ortaya koyan Silahlı Kuvvet-
lerimizin Başkomuntanı'nın bu gezi-
sine, adeta Venizelos'un çağrısını
kabul ederek 30'lu yıllarda Atina'ya
giden ismet Inönü'nün ziyareti gibi il-
gi gösteriyorlar.
Güney Kıbns ile AB yetkilileri ara-
sında geçen günlerde başlayan üye-
lik görüşmelerine karşı Türkiye'nin
gösterdiği kararlı tepkinin bu ilgi ile
çeliştiği söylenemez.
Tam aksine, 1974 yılından bu yana
izlenen, bir ara 12 Eylül sonrasında ve
son kez de Çiller'in başbakanlığı dö-
neminde bazı paraboller çizen fürki-
ye-KKTC ilişkileri, elli dördüncü hükü-
met döneminde olabildiğince say-
damlaştı.
Kamuoyumuz, bana kalırsa Anka-
ra'nın Kıbns politikası için yürüttüğü
çalışmalann yeterince ayırdında de-
ğil. Ozellikle Güney Kıbns ile Avrupa
Birliği ülkelerinin başbakanlan arasın-
daki görüşmelerin başladığı anda,
Türkiye'nin de Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti ile Ankara'da yürüttüğü
çalışmalann sonucunun nelergetirdi-
ği de kamuoyumuzda tartışılmıyor.
Oysa Güney Kıbrıs'ın AB'nin bir
üyesi olmasını bile beklemeden Tür-
kiye, adanın kuzeyinde yatınm yapa-
eak herkese, anayatandaki öncelikle
yatınm yöreleri için uyguladığı teşvik
ve kofuma önlemlerini sunmayı kabul
etmekle, çok somut ve büyük adım-
lar attı.
Bunu mayis ayının başlannda Ku-
zey Kıbns'a balonla içme suyu ulaş-
tınlmasına başlanması izleyecek. Da-
ha sonraki aşamada da Anamur'dan
boru ile devamlı olarak pompalana-
cak kullanma suyu ile ada tanmının
güçlendirilmesi ele alınıyor.
Arnaç, uzun yıllar daha çok tüketi-
ci ağırlığı ile tanıtılmış olan Kıbnslı
soydaşlara, sanayi ve tarım alanında
üreticiliğe yönelen adımlar attırmak.
Adanın ozellikle gelecek dönemin
askeri ve politik gelişmelerinde gös-
tereceği önem belirginleştikçe, olay
sadece Kıbnslı soydaşlann yaşam
kavgası olarak değil, Türkiye'nin ken-
di güney kıyılannın da güveninin sağ-
lanması olarak değer kazanıyor.
Bizim kamuoyumuza gündem ola-
rak sunulan konulann hiçbirisi Holb-
rooke'un KTTC'nin tanınması ve AB
ile görüşmelere çağrılması için ABD
Başkanı adına yaptığı temaslan ört-
müyor; ama bu gündemleri oluştu-
ran televizyonlanmızın, gazetelerimi-
zin haber merkezleri de Kıbns olayın-
da bile daha çok magazin yönlerine
önem veriyorlar.
Tıpkı Orgeneral Karadayı'nın da
Yunanlı meslektaşı Çoganis'le dün
baş başa görüşme yaptığı sıralarda
Atina'da yayımlanan To Vima gazete-
sinde, asııiık Enosis politikasının terk
edilişinin yarattığı düş kırıkhğından
sonra gelen çözüm önerilerinin bile
televizyonlanmızda ve gazetelerimi-
zin ilk sayfalannda yer almayışı gibi.
To Vima, önceki günkü başyazısın-
da "Varsın KKTC Türkiye ile birleşsin,
varsın DenktaşAnkara 'nın uydusu ol-
sun. Varsın Kıbns Türkleri Türkiye'nin
birparçasıolsun. Yeterkişuyadabu
şekilde Kıbns sorununa bir çözüm
bulunsun. Sonuçta Kıbnslı Rumlar
da Yunanistan 7a birleşsin" görüşünü
ortaya atıyordu.
Yunan basınının Girft gibi, Kıbns gi-
bi sorunlardaki politikalannı izleyen-
ler için bu doğrudan doğruya gele-
nekleşmiş bir tabunun yıkılmasıdır.
KKTC Türkiye ile birleşmeli midir?
Yoksa adada eşit koşullu iki devletin
bir federasyon çatısı altında mı top-
lanması gereklidir. Değilse, asıl çö-
züm yolu bağımsız bir Güney Kıbns
Rum Cumhuriyeti gibi, bağımsız bir
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin
ayrı ayn varlıklannı sürdürmesi midir?
Önümüzdeki aylann dış politikasın-
da gündemin ilk sıralarını Vaşing-
ton'da da, Londra, Paris, Atina ve el-
bette Ankara'da da dolduracak konu-
nun ne olacağı belirginleşiyor.
Bazılarımız fark etse de etmese
de...
Geçen hafta çarşamba ve cuma
günleri çıkan "Düzyazı "larda ismi yer
alan Kocaeli Valisi Sayın Memduh
Oğuz, gönderdiği açıklamada "Irtica
bir psikososyal hastalıktır. Onunla
mücadele akılcı ve bilimsel bir çerçe-
vede ve kararlılıkla sürdürülmelidir.
Yobazlık ve mürtecilik devletimizin,
rejimimizin, yani cumhuriyetin ve
Atatürkçülüğün olduğu kadar ve hat-
ta onlardan önce dinimizin düşmanı-
dır" diyor. Oğuz, 26 yıldır görev yap-
tığı bütün il ve ilcelerde "inançlı, aynı
zamanda Atatürk ve cumhuriyet ilke-
lerine yürekten bağlı" bir kişi olarak
tanındığını, eşinin annesinin otuz yıl-
dan fazla Istanbul'da öğretmenlik ya-
parak pek çok öğrenci yetiştirmiş bir
cumhuriyet öğretmeni olduğunu söy-
lüyor. Burdur'da çalıştığı dönemde
Günay Uslu adında bir emniyet mü-
dürü olmadığını bildirerek, bu kişinin,
eşinin annesine "üfürükçü demekcü-
retinde bulunmasını bir oyun olarak"
nitelendiriyor.
Oğuz'un açıklamasına, Kocaeli
Üniversitesi Senatosu'nun, Vali'nin
Atatürkçü olduğunu belirten bir de
bildirisi eklenmiş.
Bu türtartışmalann hiç kimseye bir
yarar getirmeyeceği yolundaki inan-
cımı yineleyerek, okurlanmın Kunban
Bayramlannı içtenlikle kutluyorum.
POLMKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Tepki...
Çürümeye yüz tutmuş toplumlarda nedense tep-
kiler farklı oluyor...
Türkiye, bir bakıyorsunuz 'uç noktalarda' en ol-
madık olaylara tanık oluyor; bir bakıyorsunuz aynı
çizgi tam tersi bir gelişmeyle toplumu derinden et-
kiliyor...
Sanatçı Bülent Ersoy'a bugünlerde duyulan tep-
ki acaba Manisalı çocuklan ışkenceden geçiren po-
lislere duyuldu mu?
Hiç sanmıyoruz!..
Demokratik bir toplumda 46 yaşındaki Bülent Er-
soy'un 19 yaşındaki Cem Adler'le evlenmesi mi
tepki doğurur.. yoksa, 37 canın bundan tam beş yıl
önce Sıvas'taki Madımak Otelı'nde şeriatçılar tara-
findan diri diri yakılması mı?
Sabah'ın haberine göre Bülent Ersoy'a en büyük
tepkiyi cuntacıbaşı Kenan Evren 'dile' getirmiş.
Bakın Evren ne demiş:
"Erkek erkekle evlenir mi hiç? Örf ve ananeleri-
mize çok ters... Toplumumuz örf ve ananelerine
çok bağlıdır... Bağlı da kalmalıdır..."
Bizim toplumumuz Marmaris'in Armutalan Kö-
yü'nde emeklilik günlerini yaşayan 12 Eylül 1980'in
darbecisi Kenan Evren'e hiç tepki gösterebildi mi?
Evren, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu tüm
kurumları kapatırken; aydınları, yazarları, işçileri,
memurlan, bilim adamlannı işkenceden geçirip zin-
danlara attırırken; Süleyman Demireî'i, Bülent
Ecevtt'i, Necmettin Erfoakan'ı askeri tesislerde
'gözaltına alırken' toplum sadece izlemedi, alkışla-
dı da...
Işçilerin elinden sendikal hakları alındı 12 Eylül
1980sonrası...
Yıl 1998 ve bizler toplum olarak Bülent Ersoy'a
gösterdiğimiz tepkinin onda birini neden Kenan Ev-
ren'e gösteremiyoruz?
Sahi bir de sık sık gündeme getirilen, günce) de-
yişle 'ağzı olanın konuştuğu' Türkiye'de toplumun
değer yargılan nelerdir söyler misiniz?
Erkek erkeğe ilişki.. dinsel baskılann yarattığı or-
tamlarda kadınlardan kaçışa ne dersiniz?
Ağır ceza mahkemelerindeki dosyalarâ şöyle bir
bakjn Türkiye'de birinci sırada hangi suçlar var?"
Söyleyelim: l
"Fıili livata..."
• • •
Evet... Türkiye'de toplumun değer yargılan değiş-
miştir...
1980 darbesi solun ve emekçilerin üzerinden si-
lindir gibi geçmiş, Turgut Özal "Benim memurum
işini bilir" diyerek 'yükselen değerieri' Bush'un 'Ye-
ni Dünya Düzen/'yle birleştirmiştir...
Türkiye'de varsıl daha varsıl, yoksul daha yoksul
olmuştur...
Toplumun değer yargılan, devleti kuşatan 'tarikat-
çı-çete' ağı, faili meçhul cinayetleri, ışkenceyı, yol-
suziuğu, hırsızlığı demokrasinın bırincıl koşulu say-
mış, zorunlu göçü 'devletin bölünmez bütünlüğü'
masalıyla örtmeye çalışmıştır...
Bu ülkede Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Can Yücel
vb. 'günah keçisi olmuş', ismail Beşikçi salt dü-
şüncelerinden ve kıtaplarından ötürü zindanlarda
yaşamak zorunda bırakılmıştır...
Doğru... Türkiye'de insanların değer yargıları,
yükselen değerlere yenik düşmüştür...
Din bezirgânları, "Müslüman! Kurban derini sar-
hoşlara kaptırma" diyerek toplumu iki kampa ayır-
mayı başarmış, bir tarikat şeyhi demokrat ve laik
medyanın 'baş tacı' olmuştur...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Bülent Ersoy'un
1980 darbesi sonunda sahnelere çıkışını yasakla-
mış, daha sonra nüfus cüzdanı verip "Sen kadın-
sın" diyerek göklere çıkarmıştır...
Yunanistan'ın cuntacı albayları hâlâ Girit Ada-
sı'nda tutukludur ama.. bizdeki cuntacılar defileler-
de, açılışlarda, törenlerde ön sıralarda oturmakta-
dır...
Şimdi işi gücü bıraktık tartışıyoruz:
"Bülent Ersoy'un evlilığı gelenek ve görenekleri-
mize aykın mıdır, değil midir?.."
Ama kimse şu soruyu aklının ucuna bile getrmi-
yor
"Yahu Bülent Ersoy, 19 yaşındaki eşiyle Izmir Bü-
yük Efes Oteli'nde kalabiliyor. oysa travestiler otur-
dukları semtlerde saldırıya uğruyor, öldürûlüyor,
kimsenin 'gıkı' çıkmıyor. Bu çifte standart niye?"
Türkiye'de travestiler arasında bile sınrf farkı var...
Nerede kaldı demokrasi, eşitlık.yaşama ve insan
haklan?
•••
Uyuşturucunun okul önlerinde 'horoz şekeri' gibi
satıldığı bir ülkede toplumun değer yargılarından
nasıl söz edilebilir?
Ege yöresinde Orta Asya cumhuriyetlerinden ge-
tirilen 15-16 yaşlanndaki genç kızlar para karşılığı
60-70 yaşlanndaki erkeklerle 'imam nikâhı' kıyılarak
evlendiriliyor; Kuran kurslannda erkek erkeğe ilişki-
ler bilindiği halde gizleniyor...
Tüm bunlar olup biterken 'sınıfsal farklılıklar' gö-
zardı ediliyor...
Çürüme, toplumumuzu derinden etkiliyor günü-
müzde...
Gazi Mahallesi'nde onlarca insanımızı keskin ni-
şancılar öldürürken susan toplumun, Bülent Er-
soy'un evlenmesine tepki göstermeye hakkı yok!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkayac; raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A Ş Y A Y I N L A R
ÇAĞfNIM TAHIĞIÖC UIH
2 BASI
KUIİUY OLAYI VE TARİKAT
KAMPURI
4 BAS/
550 0O0TL
SANCILIYILUR KUJATIUHIJ
SOKAKLAR
4. BASI
350 000 Tl
KUZU POSTUNDA KURT
1 2 BASI
600 000 TL
ZAMBAK SANA DA BULAjn KAN
2 BAS!
DİN BARONUNUN KAZLARI
2. BASI
600 000 TL
Â$tK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
BOOOÛOTL
JERİAT PAZARI
600 0İMTL
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
Çağ Pazariama A.Ş Turkocağı Caddesı No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel- (0212) 514 01 96