15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7NİSAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Dr. Oğuz Oyan, kayıt dışılığa dayah büyüme modelinin tıkanacağını söyledi 'Büyüme saghldıdeğiPANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Oğuz Oyan. 1997'de sağla- nan yüksek büyüme oranlannın sağlık- lı birtemele dayanmadığını, kayıt dışı- hğa dayalı büyüme modelinin birkaç yıla kadar tıkanacağını söyledi. Imalat sanayii ve ticaretteki yüksek büyüme oranlanna karşıhk, kamu hizmetleri- nin durma noktasına geldiğine dikkat çeken Oyan, devletin gelir dağılımını olumsuz etkilediğini belirtti. Oyan, Türkiye ekonomisinde tek olumlu göstergenin yüksek büyüme oranlan olduğunu vurgulayarak "Hü- kümet, açıkladığı ekonomik prog- ramla büyüme oranlarını da düşür- meyi planlıyor" dedi. Hükümetin 1998 yılı programında büyüme oranı- • İmalat sanayii ve ticaretteki yüksek büyüme oranlanna karşıhk, kamu hizmetlerinin durma noktasına geldigine dikkat çeken Oyan, devletin gelir dağılımını olumsuz etkilediğini belirtti. Oyan, Türkiye ekonomisinde tek olumlu göstergenin yüksek büyüme oranlan olduğunu vurgulayarak "Hükümet. açıkladığı ekonomik programla büyüme oranlannı da düşürmeyi planlıyor" dedi. nın yüzde 3 olarak öngörüldüğünü kay- deden Oyan, "Ekonomideki yüksek büyüme oranlarını kesmek hetn çok zor hem de çok yanlış. İmalat sana- yiindeki büyüme oranlarını yüzde 10'lardan yüzde 3'lere düşürmek dramatik sonuçlara yol açar. Aniden duran arabanın camından fırlayan- lar olur" uyansını yaptı. Oyan. "Enf- lasyonu düşürmek adına büyümeyi durdurmak neyi sağlayacak?" diye konuştu. Yüksek büyüme oranlannın kayıt dışılığa ve ucuz işgücüne dayandığını vurgulayan Oyan, "Bu tarz bir biri- kim modeli bir-iki yıl daha sürdürü- lebilir, ama giderek sıkışacak. Hem Güneydoğu Asya'nın etkisi, hem ge- lir-gider odaklarının baskısı hem de Batılı ülkelerin işgücü piyasaları ko- nusunda geliştirdikleri kısıtlamalar bunun sürmesini zorlaştıracak" de- di. Oyan. imalat sanayiindeki yüzde 11.4'lük, ticaretteki yüzde 11.2'lik, u- laştırma ve haberleşmedeki yüzde 7.2'lik yüksek büyümeye karşıhk, ta- nm sektörünün yüzde 2 küçüldüğüne ve devlet hizmetlerinin yalnızca yüzde 0.1 büyüme sağladığına dikkat çekti. Oyan, "Bu tablo, devletin gelir dağı- lımını olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Devlet hizmetleri tamamen tıkanma noktasına gelmiş. Bu tablo, devletin hem vergiyi toplarken hem de hizmeti dağıtırken gelir dağılımı I jzukluğunu derinleştirdiğini göste- riyor. Devlet, vergi aldığı çalışan ke- sime değil, vergi alamadığı sermaye kesinılerine yönelik aktarımlarda bulunuyor'" değerlendirmesini yaptı. Oyan, 1997'de sağlanan yüksek oranlarla birlikte Türkiye'nin son dö- nemde ilk kez 3 yıl üst üste hızlı büyü- me sağladığını belirterek "1994 kriz yılıydı. 1995 bir anlamda 1994'ün te- İafisini sağladı. 1996 ve 1997'de de yüksek büyüme oranlan gerçekleşti. Gelişmeler, büyüme trendinin 1998'de de süreceğini gösteriyor. Hü- kümetin öngördüğü gibi yüzde 3'e düşmesi beklenmemeli. Yüzde 5-6 gibi bir düzeyde süreceğini sanıyo- rum" dıye konuştu. TRT Cenel Müdürü Yener 'Vericüer bize geçmezse dıırum vahim' • Doğu ve Güneydoğu'daki 27 ilde devletin yayın organı TRT'nin izlenmediği ortaya çıktı. TRT Genel Müdürü Yücel Yener, sınır bölgelerinin önemine dikkat çekerek "Vericilerin yeniden TRT'ye devri konusundaki önerimiz, Bakanlar Kurulu'ndan çıktı, ancak Meclis'te takıldı. Sorun bekletilmeyecek kadar büyük" dedi. HÜLYA KARABAĞLI ANKARA - Hüküme- tin, yurt genelinde irticacı ve bölücü yayınlara karşı izleyeceği mücadele yön- temi şekillenirken, Doğu ve Güneydoğu"daki 27 ilde devletin yayın organı TRT'nin izlenmediği orta- ya çıktı. TRT Genel Mü- dürü Yücel Yener, sınır bölgelerinin önemine dik- kat çekerek "Vericilerin yeniden TRT'ye devri konusundaki önerimiz, Bakanlar Kurulu'ndan çıktı, ancak Meclis'te ta- kıldı. Sorun bekletilme- yecek kadar büyük" de- di. Kurduklan geniş yayın ağı nedeniyle izlenme ve dinlenme ölçütünde çağ- daş kuruluşlara önemli öl- çüde fark atan irtica yanlı- sı ve bölücü nitelikli yaym- lar için Emniyet Genel Müdürlügü nezdinde RTÜK'te toplantılar başla- dı. Alınacak önlemler ve yapılacak ışbirlıginı öngö- ren temaslar RTÜK'ün bu yayın kuruluşlannı masaya yatirmasına neden oldu. RTÜK, 1994Nisan- 1998 Şubat döneminde irticacı radyolara46 uyan venrken bu radyolardan bir bölü- münü 72 gün kapattı. RTÜK. bu süreçte irtica yanlısı televizyonlara 19 uyan çıkanrken, 2 günlük kapatma cezası verdi. Üst kurul, aynı dönem- lerde bölücü nitelikli radyo yayınlanna toplam 61 uya- n, 212 günü bulan kapat- ma cezalan verdi. RTÜK. bölücü yayınlan nedeniyle bu çızgideki te- levizyonlan I6kezuyardı, bu televizyonlardan bir bö- lümü toplam 76 gün kapa- tıldı. RTÜK'ün. "rejim karşıtı, irtica yanlısı ve- ya bölücü yayın" değer- lendirmesıyle uyan ve ka- patma cezası verdiği yayın kuruluşlannın adlan şöy- le: "Best TV (K. Maraş), B TV (Karabük), ER TV (K. Maraş), İGRT (Içel), Kanal 50 (Nevşehir), Ka- resi TV( Balıkesir), Mer- sin TV (Içel), Selam TV (Kocaeli), SRT (Sinop), Şanlıurfa TV (Şanlıur- fa), Anadolu FM (Kırık- kale), Arifan FM (Anka- ra), Birlik FM (Kayseri), Dadaş Radyo (Erzurum), Fatih Radyo (Kayseri), Furkan FM (Kayseri), Gençliğin Sesi Radyo (Uşak), Hedef Radyo (Ankara), Hilal Birlik FM (Antalya), Mesaj FM (Kocaeli), Sancak Radyo (Sıvas), Süper FM (Içel), Şafak Radyo (Gazian- tep), Şafak Radyo (Kay- seri), Umut Radyo (An- kara), Yeşil Hiİal FM (Bursa), Anadolu TV (Is- tanbul), ART TV (Diyar- bakır), Kanal 21 (Diyar- bakır), Can TV (Diyar- bakır), Metro TV (Diyar- bakır), STR (Samsun), Aktif Radyo (Içel). Alter- natif Radyo (tçel), Arka- daş Radyo (Sıvas), Birlik Radyo (Ankara), Çağdaş Radyo (Ankara), Çevre Radyo (İstanbul). Çizgi Radyo (İstanbul), De- mokrat Radyo (Izmir), Imaj Radyo (Ankara), Karacadağ Radyo (Şanlı- urfa), Kardelen FM (Ma- nisa), Medya (Reha) Radyo (Şanlıurfa), Melo- di Radyo (Hatay), Moza- ik Radyo (Ankara), Rad- yo Klüp (Bursa), Şok Radyo (Içel). Umut Rad- yo (İstanbul). Yenigün FM (İstanbul). 'Durum vahim' TRT Genel Müdürü Yü- cel Yener, yıllardıryılan hi- kâyesine dönen vericilerle ilgili sorunun hâlâ çözüle- mediğini, bu nedenle böl- gedeki vericilerin bakım ve onarım çalışmalarının yapılamadığını kaydetti. Yener, göreve gelir gel- mez vericilerin yeniden TRT'ye devrini öngören öneriyi hükümete verdik- lerini kaydederek. "Ba- kanlar Kurulu'ndan ta- sarı olarak çıktı ve Mec- lis'e gönderildi. Ancak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda günde- me alınmayı bekliyor. Bunu çözemezsek durum vahim" dedi. TRT yayın- lannın bölgede izlenmedi- ğine ilişkin resmi rapor 200 kaymakam tarafından saptanarak hükümete su- nuldu. Buna göre Doğu ve Güneydoğu'daki 27 ilde TRT yayınlan izlenmiyor. Resmi \erilere göre, bölgede propaganda ve ideolojik amaçlı radyo sa- yısı giderek artarken, yöre halkı komşu ülkelerin TV'lerini izliyor. Dünya üzerinde 70 kadar iilkede yaklaştk 120 mihron adet patlamamış mayın gömülû. En küçük temasta asker, sivil, çiftçi, çocuk demeden insanları yaralıyor, sakat bırakı- yor ve öldürüyor. Ölümünden önce Prenses Diana da kara mayınlarının yasaklanması için çalışmalar yapıyordu. Toprağa gömülü katil: MayınÇeviri Servisi - Dün>anın. savaşlar ve çatışmalar sırasında döşenmiş mayınlardan temizlenmesı için bıni aşkın yardım organizasyonu, yıllardır yoğun bir çaba gösteriyor. Dünya üzerinde 70 kadar ülkede yaklaşık 120 milyon adet patlamamış mayın gömülü. En küçük temasta asker, sivil. çiftçi, çocuk demeden insanlan yaralıyor, sakat bırakıyor ve öldürüyor. 1975 yılından bu yana toplam bir milyon insanın mayınlann üzerine basarak öldüğü belirtıliyor. Her yıl mayına basarak yaralanan ya da ölen 25 bin kişinin altı bini çocuklardan oluşuyor. Mayın döşeli bölgelerin çoğunda savaş bitmiş durumda. Ancak hâlâ çatışmalar yaşanan bölgelerde yılda 2 milyon mayın yerleştirilmeye devam ediliyor. Oysa en yoğun çalışma temposunda bile yılda ancak 1000 bin mayın imha etmek mümkün. Çogunluğu Amerika'da, Çin'de ve Rusya'da üretilen mayınların maliyeti 3 dolar. Öte yanda dünyanın mayınlardan anndınlması için en büyük yardımı da yine ABD yapıyor. Mayın üreten ülkeler arasında Bulgaristan. Yunanistan, Ispanya, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye de bulunuyor. Mayınlann temizlenmesi için harcanan para ise adet başına 300-1000 dolar arasında. Gömülmüş bir mayın aktivitesini 50 yıl boyunca koruyor, sudan etkilenmiyor. Topraklannda en çok mayın yerleştirilmiş ülkeler arasında Mısır (23 milyon), Iran (16 milyon), Angola (15 milyon), Afganistan, Çin ve Irak (10'ar milyon) bulunuyor. 1979-1996 yıllan arasında farklı ülkelerde mayınlara basarak yaralanan ve bir organını kaybetmiş olan insan sayısı ise şöyle: Vietnam (60 bin), Afganistan (35 bin), Angola (32 bin), Kamboçya (27 bin), Irak (22 bin), Etiyopya (8 bin), Pakistan (6 bin), Mozambik (6 bin). Rakamlarla Trajedi • Her yıl 25 bin insan yaralanıyor ya da ölüyor. Bunlann 6 bini çocuk. 1 2 milyon mayın her yıl hâlâ döşeniyor. Oysa yılda sadece 100 bin mayın temizleniyor. • Bir mayının maliyeti yaklaşık 3 dolar. Temizlenmesi için 300-1000 dolar gerekiyor. • Mayın kurbanlannın tedavi ve protez masraflan kişi başına 5000 dolar. • Mayınlar 50 yıl aktif kalıyor. • Temizleme işlemi sırasında her 1000 maymdan biri patlayarak yaralanma meydana geliyor. 'Toplıım, öğretmenüği saygm bulmuyor' İstanbul Haber Servisi - Öğ- retmenlik. toplumun gözünde saygın bir meslek olmaktan uzaklaşıyor. Eğitim-Sen'in "Demokratik Eğitim Kurultayı"na sunduğu rapora göre, Türk toplumu. öğ- retmenlere meslek içinde kendi- nı geliştirme olanağı sağlanama- dığı inancını taşıyor. Çağın gerektirdiği demokratik ilişkilen beklenen düzeyde kura- mayan öğretmenler, toplum için- de geçmişten bu yana var olan saygınlığıni da yitiriyor. Öğretmenlerin, çok yönlü özelliklerini yitirdikleri için top- luma önderlik etmede de yeter- sizleştiğine dikkat çekilen rapor- da, öğretmenlik mesleğinin, artık ıdealizm taşımadığı savunuluyor. Bu durum. öğretmenlik mes- leğinin toplumun gözünde seçil- me ve önerilme sıralamasında alt sıralarda yer almasına neden olu- yor. Toplum, öğretmenlerin mesle- ki mevzuatı tam olarak bilmedi- ğine inanırken, eğitim yöneticile- ri ve denetçilerinin de siyasetçi- lerin tutumlanna bağlı davrandı- ğına inanıyor. Eğitim yönetimine eğitim çalı- şanlannın katılımının da arttınl- ması gerektiği düşünülüyor. Öğretmenlik maaşıyla geçine- meyen öğretmenlerın mesleki saygınlıklarını azaltıcı nitelikte ek işler yapmak zorunda kalma- sından rahatsız olan toplum, ço- cuklannı yetiştiren ve örnek alı- nan öğretmenlerin, ekonomik düzeyinin ıyileştirilmesıni bekli- yor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Öyle Bir Bayram Yazısı... Kurban bayramlarını, oldum bittim pek sev- mem. Biryandan; "gelenekyaşamalı" diye, bay- ramlarda kentleri terk edenleri eleştirirken, bir yandan da, kurban bayramlannı sevmediğimi söylemem, herhalde ciddi bir çelişki. Ama işin doğrusu bu. Kurban bayramlannı sevmeyişimin kökenin- de, arife gecesinden başlayan koyun "meleme- leri" baş köşeyi tutar. Taa çocukluğumdan be- ri, kurban bayramı arifelerinde beni de uyku tut- maz. Hele bayram sabahları, diğer "kader ortakla- nnın" gözü önünde kurban edilen koyunların kanlannın ve iç organlarının kokusu, günlerce burnumu sızlatır. Kendimi bildim bileli annem- deyediğim kurban kavurmasının tadını bile ala- mam. Zaten kimi yıllar "sevabına" birkaç lokma alıp, sofradan kalkanm. Bu görüşlerime karşı çıkan kimi arkadaşla- rım, "Başka zaman yediğin koyunlar farklı mı ke- siliyor?" derier. Onlar da haklı ama, "Göz gör- meyince gönül katlanıyor". Daha birkaç saat ön- ce, elimden ot yiyen bir canlının kesilmesi ve eti- nin pişirilmesinden rahatsız oluyorum. Fazla mantıklı olduğunu düşünmesem bile... Fakat ne denli rahatsız olursam olayım, gele- nek yaşamalı. Eskiden olsaydı, "O rtiş kakış için- de bile..." derdim, artık itiş kakış da kalmadı. Bayramlar, bayram gibi kutlanmalı. Büyükler ziyaret edilmeli, yoksullar sevindiril- meli. Bayram yerleri kurulmalı. Artık fazla bir özelliği ve çocuklar açısından "albenisi" kalma- mış olsa bile... Siz bu yazıyı okurken, kimlerin "işlerinin" ba- şında olduğunu da düşünmelisiniz. Bu gazeteyi ve diğer gazetelerı basan matbaa işçilerinin çoğu, bugün de çalışıyor. Aynen, bu gazeteyi dağıtan şirketin işçileri gibi... Bu gaze- teyi aldığınız bakkal, ya da bayi de çalışıyor a- ma, muhtemelen birazdan kapar, evine gider. Eğer şu dakikada musluklannızdan su akıyor- sa, düğmeyi çevirdiğiniz zaman lamba yanıyor- sa, televizyon çalışıyorsa; bunları mümkün kı- lan, "birtakım insanların" çocuklarıyla bayram- laşamamasıdır. Şu dakikada itfaiye erleri görevlerinin başın- da. Emniyet güçleri de, sizin huzurlu bir bayram geçirmeniz için görevlerini sürdürüyorlar. Bele- diye otobüsleri, sabahın 6'sından beri vızır vızır çalışıyor. Aynı şey trenler için de söz konusu, va- purlar için de söz konusu. Ve tüm bu insanlar, maaş bordrolarının esiri insanlar. Üç beş kuruş fazla ücret talep ertikleri zaman, "Canım bu kadar da olmaz ki..." diye isyan e- den insanlar, bu bayram sabahı, "dünyanın çar- kım" kimin döndürdüğünü bir kez daha düşün- mek zorunda. Ve askerlerimiz... Şu anda pek çok arkadaşımın evladı, vatan hizmetini görüyor. Kimi eğitim merkezlerinde, kimi Güneydoğu'nun sınır karakollarında, kimi kendi gurbetlerinin belirli noktalannda. Belki de sizler uyurken, kıtaya gelen kuman- danlarıyla bayramlaştılar. Nöbetçi olmayan su- bay veastsubaylarevlerine ulaşmışlardır. Fakat onlar, sevdiklerine bir telefonla olsun, ulaşabil- menin umudu içinde sırada bekleşiyorlar. Bir yanda sevdiklerinden uzak olmanın hüznü, bir yanda vatan borcunu yerine getirmenin gururu ile... Çoğu, "Beni merak etmeyin, çok iyiyim. Bu- rada yemekler de iyi. Son günlerde pek çatışma da olmuyor" gibisinden teselli sözleriyle gözü yaşlı annelerini, sevgililerini, nişanlılarını yatıştır- maya çalışacaktır. Telefonun öbür ucundaki gu- rurlu baba, gözlerinin dolmasını öbür "çocuklar- dan " saklamaya çalışarak, "Kendine dikkat et oğlum" diye seslenecektir, "bizleri de merak et- me, hepimiz çok iyiyiz"... Sahil şeridimizin dört ya da beş yıldızlı otelle- rini dolduran bir "mutlu azınlığın", bunlardan pek haberi olmuyor. Onlar için bayram, "gerek- sizbirgaile", fakat iyi bir tatil olanağı. Çoğu "va- tan borcu'vb. gibisinden kavramlara da yaban- cı. Aralarında bu yazıyı okuyanlar olursa, "Ho- ca gene nostaljik takılmış" diyeceklerdir. Doğrusunu isterseniz, yaşlandıkça duygusal- laşıyorum. Geçenlerde biryakınımın oğlu aske- re gitti. Jandarma er eğitim alayına teslim ola- caktı. Karısıyla birlikte veda etmeye geldiler. Baktım, "parmak kadar" iki çocuk... Elimizde büyüdüler. Ve evden çıkarlarken, gözyaşlarıma güç engel oldum. Bu ülke ayakta durabiliyorsa; bu, sınır boyla- rına savaşmaya giden çocuklanmızın, bu duru- mu bir "düğün şenliği" gıbı algılamalan sayesin- de oluyor. Bayramı "helal eden" emekçinin öz- verisi sayesinde oluyor. Tüm okurlanmın bayramını kutluyorum. yaşında ölümü bekliyor İPEK YEZDANİ "Atanur Aydın adın- daki çocuğum ekteki ra- pordan da anlaşılacağı gibi lösemi kanseridir..." Lösemi hastası oğlu 5 ya- şındaki Atanur Aydın'ın tedavisi için evini, dükkâ- nını ve köydekı tarlasını satan Kenan Aydın'ın İs- tanbul Valiliği'ne verdiği dilekçe böyle başlıyor. Iş- siz ve 7 çocuk babası Ke- nan Aydın"ın lösemi has- tası olan en küçük oğlu Atanur Aydın. "para bu- lunamazsa ölecek". Oğ- lunun tedavisi için Sağlık Bakanlığı'na 8 kez dilekçe yazan Kenan Aydın. bugü- ne dek "hiçbir sonuç ala- mamış". Anayasada "sos- yal devlet" olduğu beltrri- len devletimiz, "sigortalı olmadığı için" Aydın'ı ölüme terk etmiş durum- da. Atanur Aydın, Şişli Etfal Hastanesi'nde iki buçuk yıl yatarak lösemi tedavisi gördükten sonra doktorlar tedaviye evde devam edil- mesine karar veriyor. tki gün önce ateşinin 40 dere- ceye çıkması üzerine tek- rar hastaneye kaldırılan Aydın'ın tedavi edilmesı için tek şey gerekiyor; "para". Atanur Aydın'a. lösemi tedavisi sırasında verilen kandan dolayı bir de sarılık bulaşmış. llaç masraflan haftada 200- 300 milyon lirayı bulan 5 yaşındaki Atanur Aydın'ın tedavisi için vannı yoğunu satan babası Kenan Aydın ise "Artık satacak bir şe- yim kalmadı" diyor. Ay- dın'ın "yeşil kart"ı, sade- ce oğlunun hastanede pa- rasız kalmasını sağlıyor: "Elime veriyorlar 200 milyon liralık reçeteyi, git nasıl alırsan al." Doktor- lann Atanur Aydın için "Her an gerekebilir" de- diği "ilik nakli"nin fatu- rası ise en az 6 milyar lira. Atanur Aydın'ın tedavi- si için banka hesap numa- rası: Türkiye Iş Bankası Şehremini Şubesi Hesap No: 1049300001025750 (Kenan Aydın hesabına).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle