14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Işsiz ve düzensiz çalışanlar arasında uyuşturucu kullanımının fazla olduğu belirlendi Bağmılı 'arkadaşa' dikkatANKARA (AA) - Sağlıklı toplum yapı- sının ix>zulmasının en önemli sonuçlanndan biri olarak gösterilen uyuşturucu kullanımı- nın. arkadaş etkisiyle ya da meraktan başla- dığı bildirildi. Yapılan araştırmaya göre, uyuşturucu kullanımının işsiz ve düzensiz çalışanlar arasında yaygm olduğu ve uyuş- turucu bağımlılannın eğitim durumunun da düşük olduğu ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı'nm, uyuş- turucu kullanımı suçlanndan emniyet tara- fından gözaltına alınan 855 kişı ûzennde yaptığı araştırmaya göre, uyuşturucu kulla- nanlann büyûk kesimini 31-45 yaş grubu oluşturuyor. Yüzde 45.7 oranındaki bu yaş grubunu yüzde 35.1 ile 16-30 yaş grubu iz- liyor. Uyuşturucu kullananlann yüzde 94.5'ini erkekler oluşturuyor. Uyuşturucu kullananlann yüzde 1O'unun eşinden boşan- dığı ya da ayrı yaşadığı belirlendi. Uyuşturucu bağımlılannın eğitim durum- lanyla ilgili yapılan araştırmada ise hiç oku- mayanlann oranının yüzde 8.9. sadece okur- yazar olanlann oranının yüzde 8.5 olduğu belirlendi. Yüzde 54.3'lük kesim ilkokul mezunuyken, uyuşturucu kullananlann sa- dece yüzde 1.9'unun yüksekokul mezunu olduğu ortaya çıktı. Madde bağımlılığı açı- sından yapılan araştırmaya göre ise bağım- lılann yüzde 80.2'sınin esrar. yüzde 14.2'si- nin de eroın kullandığı belirlendi. Uyuştu- rucuya başlama nedeni üzerine sorulan so- rulara ise kullanıcılann yüzde 42.7si arka- daşlannm bu maddeyi kullanmasından, yüz- de 39.7'sı meraktan, yüzde 14.5'i sorunlan yüzünden, yüzde 3.3'ü ise bu maddelerin kendisine eğlence hissi vermesi dolayısıyla uyuşturucuya başladığmı söyledi. Bağımlı- lann yüzde 42.1 'inin düzensiz işlerde çalış- tığı, yüzde 26'sının ise işsiz olduğu saptan- dı. Bu kişilerin uyuşturucu tutkulan yüzün- den hırsızhk, gasp. soygun ve fuhuş gibi suç- lara kanştıklan tespit edildi. Uyuşturucu kullananlann yüzde 37.5'inin uyuşturucu- dan, yüzde 21.5'inin başka suçlardan sabı- ka kayıtlannın olduğu saptandı. Bu arada. araştırmada ortaya çıkan önem- li sonuçlardan biri de uyuşturucu kullanan- lann yüzde 82.2'sinin polise bağımlılıktan kurtulmak içın tedavi olmak istemediğmı bildirmeleri oldu. Öte yandan, Kaçakçılık ve Organize Suç- lar Daire Başkanlığı uzmanlan uyuşturucu konusunda suni gündemler oluşturarak bu konuda ehliyetsiz kişilerin konferans, semi- ner ya da medya önünde konuşmasma kar- şı çıkıyorlar. Uzmanlar uyuşturucu kullanı- mının önlenmesi için şu önerilerde bulunu- yorlar: "Uyuşturucu madde kullanımında gençlerimiz potansiyel suçlu olarak gö- rülmemeli. onların kendi iradeleri ile uyuşturucuya yönelmemeleri sağlanmalı ve bu tarzda eğitim ve bilinç verilmelidir. Uyuşturucu kullananlann içinde bulun- dukları; ailevi bozukluklar, fakirlik, sa- katlık, eğitimsizlik vb. olumsuzluklardan dolayı uyuşturucuya yönelmeleri haklı gösterilmemelidir. Gençlerin ahlaki. manevi yönden güç- lendirilmesine önem verilmeii, uyuşturu- cuya verilen paranın kendilerine, akra- balanna. arkadaşlarına, sevdiklerine si- lah olarak geri döndüğü anlatılarak va- tanperverlik duyguları öne çıkarıl- malıdır." TOKYO'DA BAHAR SEVİNCÎ Tokyolular kiraz ağaçlarının çiçek açmasını kutlamak için Tokyo Parkı'na akın etti. Hafta sonu boyunca çiçeklenen ki- raz ağaçlarını seyretmeye çıkan Japonlar, ülkedeki mali skan- dalları da biraz olsun unuttular. (Fotoğraf: REUTERS) Kanat Günen ile ilgili soruşturma sürüyor "Kızııııııı ölümünden arkadaşları sonunlu' ÖZKAN GÜVEN Beyoğlu Sınemasfnın tuvaletinde ön- ceki gece ölü bulunan "Eroin Güncesi" adlı romanın yazan "Kanat Günen"ın babası Cenap Antepli, kızının ölümün- den arkadaş çevresinı sorumlu tuttu."Al- tın vuruş" olarak tabir edilen aşın doz- da eroini vücuduna enjekte ederek yaşa- mına son veren Kanat Günen'in zaman zaman polise başvurarak yardım istediği belirtildi. lstanbul Narkotik Şube Müdürü Fer- ruh Tankuş. Kanat Günen'in ölümüyle il- gili soruşturmanın sürdüğünü, ancak he- nüz gözaltına alınan kimse olmadığını söyledi. Kanat Günen'in "Polis takibin- den kurtulmak için intiharı seçri" yö- nündeki iddiasını da yanıtlayan Tankuş, Güner'in tedavisinin yapılması için za- man zaman kendilerine baş- vurduğunu belirterek "Para- sız kaldığı zaman bize geli- yordu. Biz de Kanat'ı AMATEM'e gönderiyor- duk. Arif Verimli ve Duran Çakmak'a teslim ediyor- duk" diye konuştu. Kanat Günen'in babası Cenap Antepli dün Adli Tıp Kurumu'nda otopsisı yapılan kızını teşhis etti. Kızının za- man zaman gördüğü tedavi- lerden sonra iyileşeceği umu- duna kapıldığını anlatan ba- ba Antepli. kızının, kötü ar- kadaş çevresinin kurbanı ol- maktan kurtulamadığını kay- detti. Ölümünü vazdı Günen, uyuşturucu bağımlısı olduktan sonra palyaçoluk yaparak kazandıgı para- larla "Eroinin Güncesi" adlı kitabını bastırdı. Günen, kitabını lş Bankası Sanat Galerisi'nde imzaladığı gün Beyoğlu Si- neması'nın bulunduğu pasajdaki tuvalet- te, dizinden "alhn vuruş" yaparak inti- han seçti. Günen, 11 baskı yapan roma- nmda, aşın ddz eroin alarak ölümü seçen- lerin hikâyesini yazdı. Kendi trajedisiyle örtüşen romanında Günen şunlan yazmış- tı: "Çok klasikri, ama ben de arkamda bir şeyler bırakmalıydım. En azından ölümü tercih ettiğimi bilmeliler diye dü- şündüm... Hey millet. ben ölmeye karar verdim, niye biliyor musunuz, çönkü yaşım 27'ye geldi davandı. benim gibi- ler daha fazla yaşamamalı." Kanat Günen, yaklaşık 6 ay önce eşi IVfetin Günen'den boşanmıştı. AYDINLANMA EMRE KONGAR Toplumsal Süreçler ve Sonuçları Türkiye'de toplumu belırleyen temel sü- reçler yerine, sadece bunların sonuçları üzerinde odakJaşıldığını daha önce birkaç kez yazdım. Temel süreci gözden kaçınp sonuç üze- rinde durunca da, ortaya önemli bunalım- larcıkıyor. Orneğin şu artık kabak tadı veren "tür- ban" konusu. Sorun nedin özgürlüğü, negiyim kuşam, ne de disiplin sorunudur. Sorun, iflas etmiş bir "normal eğitim" ile onun yerine ikame edilmek istenen "dinsel eğitim" kargaşası- nın bir sonucudur. Sorun, üzun yıllar boyunca bulunmama- lan gereken bir okulda, icra edemeyecek- leri bir mesleğin eğitimini verdiğımiz ve ba- şını örtmesini öğrettığimiz kız çocuklanna, daha sonra dın eğitimı ile ıkjisı olmayan bir yüksek öğretim kurumuna gıtme hakkını ta- nımamız ve üstelik de "Başını aç" komutu vermemizden kaynaklanıyor. • • • Aslında türban dahil, günümüzde toplu- mumuza egemen gözüken tüm bunalımlar, Türkiye'nin çağdaş bir sınıflı toplum yapısı- na henüz tam anlamıyla kavuşamamış ol- masından kaynaklanmaktadır. Demokrasi ve insan haklan sorununun temelinde de, yağma kültürünün hukuk devletini kemirip yok etmesinin gerisinde de, bugünlerde gündeme egemen olan çe- teler ve tarikatlar sorununun altında da, Tür- kiye'nin çağdaş toplumsal ye ekonomik ge- lişmesini henüz insanlık ailesinin ileri top- lumları düzeyinde gerçekleştirememiş- ol- ması yatmaktadır. Bir başka biçimde söylemek gerekirse, Türkiye, henüz ne aydınlanma ve sanayi devrimlerinin ürettiği sermaye sınıfının, ne de bu sınıfın gelişmesi ile ortaya çıkıp güç- lenen işçi sınıfının oluşmasını bütünüyle ta- mamlayabilmiştir. Bu sınıflar tam anlamıyla gelişmediği için de bunlann ürettiği, ulus devlet, sanayi ve kent toplumu, laiklik, halk egemenlıği, de- mokrasi, hukuk devleti, fiziksel planlama gı- bi kurum ve kavramlar, maddi temelleri sağ- lam biçimde oluşmamış, bu yüzden de sa- decezihınsel düzeyde, ideolojik planda tar- tışılan çatışma alanları haline gelmektedir. • • • 21. yüzyıla giden Türkiye, artık yetmiş beş yıldır devlet eliyle yaratmaya çalıştığı serma- ye sınıfı ile işçi sınrfının gelişmesinin filizle- rıne tanık olmaktadır. 1960'lı yıllarda maddi tabanı gelişmış ol- mayan bir işçi hareketi, devlet desteğiyle kurulur kurulmaz, sadece zihınsel düzey- deki ideolojik tartışmalar sonucu bölünmüş ve sonradan 12 Mart ve 12 Eylül darbele- riyle, bu bölünmüşlüğünün faturasını büyük ölçüde de emekçilere ödetmiştır. Aynı yıllarda sermaye sınıfı bugünkü bu- nahmları yaratan sağ politikalara destek ve- rerek, maddi gelişmesını devlet yardımıyla tamamlamaya çalışmış, sonra da bir ölçü- de maddi taban kazanınca, kendi destek- lediği siyasal iktidarların yarattığı yağma ekonomisi ve çağdışı siyaset arayışlanndan artık rahatsız olmaya başlamıştır. Işte DİSK, Türk-lş, TİSK, TOBB ve TESK tarafından kurulmuş olan sivıl güç birliği, 21. yüzyıla doğru oluşturulmuş bulunan en anlamlı ve önemli ittıfakın çekırdeğmı oluş- turmaktadır. Bu güç birliği, bir anlamda, Atatürk'ün kurduğu ulus devletin, demokratik hukuk devleti hedefine varmak içın çermaye ve iş- çi sınıflarına verdiği büyük desteğı, bu sınıf- lann nihayet özümlemiş olması ve "artık biz de vanz" demesi sonucu ortaya çıkmıştır. Şu aralarda kimsenin tarihsel önemi- nin pek farkında olmadığı, olsa bile üze- rinde durmadığı bu oluşum, "sermaye ve işçi sınrflarının", ulus-devlet konusunda- ki ortak tarihsel devrimciliklerine uygun bir role Türkiye'de de nihayet soyunmuş olmalanyla ilgilidir. Unutanlar içın anımsatalım: Sermaye sı- nıfı, dinsel- geleneksel imparatorlukların yı- kılmasında, tarihteki en devrimci rolü oyna-" mış olan sınıftır. Ayrıca yine anımsatalım, sermaye sınıfı gelişmemiş bir ülkede, hiçbir devlet tek ba- şına gerçek bir işçi sınıfı yaratamamıştır. Bu açıdan, sermaye ve işçi sınıflarının. kendi- lerine vücut veren bir "ulus devlet" kavramı çerçeveşınde ıttifak etmış olmaları, gerçek- ten bugünlerde Türkiye'deki en önemli olu- şumdur. Hele hele 21. yüzyılda, emek-sermaye çelişkisinin neredeyse ortadan kalkmak- ta olduğu ve yerini, küreselleşme çizgi- sinde "gelişmiş ülke-gelişmemiş ülke" çelişkisine bırakma sürecine girdiği dü- şünülürse, bu ittifakın önemi daha iyi an- < laşılır. web sayfası: httpV/remzi.com.tr/yazar.html En çok kullanılan bayram kartı.lstanbul Üniversitesi Cer- rahpaşa Tıp Fakültesi öğren- cisi olan 28 yaşındaki Kanat Eğitimciler çalışanlar arasında ayrımcılık yaratıldığını belirttiler Ekzam uygulamasıyeterli bulunmadı ANKARA/tSTANBUL (Cum- huriyet) - Eğitimcilerin. hükümetin öğretmen ve öğretim üyelerine yap- tığı yüzde 18'likzammatepkileri sü- rüyor. Tüm Öğretim Üyeleri Derne- ği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, öğretmen ma- aşına yapılan yüzde 18'likekzamdan öğretim üyelerinin de yararlanacağı yönündeki açıklamalann gerçekdışı olduğunu söyledi. Hatipoğlu, yasay- la sadece ders ücretlerinin artınldığı- nı, bundan da öğretim elemanlannın sadece yüzde 5'inin yararlanacağını vurgulayarak Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın üniversitelerden özür dilemesini istedi. KESK Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim-Sen lstanbul 4 No'lu Şu- be Başkanı Cengiz L'zuner de zam- mın eğitimcilerin sorununu çözme- yeceğini veçalışanlar arasında aynm yaratacağını savundu. TÜMÖD tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal ve Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın öğretmen maaşına ek zam yasasıyla ilgili bil- gilenn kamuoyunu aldatmaya yöne- lik olduğu belirtildi. Açıklamada. "Baykal ve bakanın açıklamaları düpedüz yalandır. Aksi halde öğretim üye ve yardım- cıları zan altında kalacaktır. Ba- kan üniversitelerden özür dileme- lidir. Yasayla yapılan şey ders üc- retlerinin arttırıinıasıdır, bu da ye- tersizdir. Nitekim ders ücreti artı- şından öğretim elemanlannın an- cak yüzde S'i yararlanabilmekte- dir""denildi. Üniversitelerde görevli 55 bin öğ- İP Kartal ilce Başkanı Tayfun Tabakoğlu 'Başkanvekili Ali Emre Sekmen'in suç ortağı' lstanbul Haber Servisi - İşçi Parti- si (İP) Kartal llçe Başkaru Tayfun Ta- bakoğlu. Içişleri Bakanlığı'nca göre- vinden alınan Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in yerine getirilen Ali Emre'nin Sekmen'in suç ortağı ol- duğunn iddia etti. Tabakoğlu, Ali Em- re'nin kapatılan RP'nin kurmaylann- dan Süleyman Arif Emre'nin oğlu ol- duğuna dikkat çekti. Tayftın Tabakoğlu, bir grup partili ar- kadaşıyla dün Kartal Meydanı'nda yap- tığı basın açıklamasında, Kartal Beledi- ye Meclisi'nce Sekmen'in yerine seçi- len Ali Emre'nin, Sekmen'den hiçbir farkı olmadığını belirtti. tP'li grubun "Hırsızlar halka hesap verecek" slo- ganı eşliğinde konuşan Tabakoğlu, "Ali Emre, Sekmen'in suç ortaklanndan- dır" dedi. Kartal Belediyesi'nde bir araştırma komisyonu kurufmasını iste- yen Tabakoğlu, saptanacak yolsuzluk- lann Şişli Belediyesi'nde ortaya çıkan- lan kat kat aşacağını öne sürdü. Taba- koğlu şöyle devam etti: "Yeni başkan Ali Emre'ye bir «y süre tanıyoruz. Dokuz Palmiye ko- nutlarında yasadışı olarak yapılan 63 daire derhal \ıkılmalıdır. Ruhsatsız olarak yapılan 'Dengelemek' alışveriş merkezi yıkılmalıdır. Milli Gençlik Vakfı Kartal Şube Başkanı Güven Ya- man'a yasadışı olarak verilen ihaleler durdurulmalı, ödenen istihkaklar ge- ri alınmalıdır. Belediye personeline yönelik baskılara son verilmeii, gö- rev yerleri değiştirilenler görevlerine iade edilmelidir." Tabakoğlu. Başkan- vekili Ali Emre'nin verilen süre içinde yapılan yanlışlan düzeltmemesi halin- de 5 Mayıs'ta hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklannı kaydetti. retim elemanından 35 bininin öğre- tim yardımcısı olduğuna işaret edilen açıklamada. birçok kişinin de derse girmediği halde ücret aldığı bildiril- di. Açıklamada, ders ücretlerinin öğ- retim üyelerinin otopark parasını bi- le karşılamadığı vurgulanarak "Ay- lıklarda artış sağlanmalı. ders üc- reti kaldırılmalıdır. Bugün derse girmediği halde girmiş gibi görü- nenler ya da yönetim erkini elinde tutanlar bütün dersleri kendine toplamaktadır. Tüm bu olaylar üniversitelileri huzursuz etmekte- dir" görüşlerine yer verildi. KESK Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Uzuner de dün yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin başa geldiği günden bu yana öğretmenin maaşın- da sürekli düşüş yaşandığını belirtti. Uzuner, "Ayrıca bu kanun eğitim emekçileri arasın- da aynm yapmaktadır. Eğitimin tüm yükünü çe- ken hizmetliler, teknisyen- ler ve büro çalışanları bu dünzenlemeden yararla- namamaktadır" dedi. Yapılan düzenlemenin sa- dece yan ödemelere ve ek ders ücretlerine yansıyaca- ğını, emeklilik ikramiyele- rine ve emekli maaşlanna yansımayacağını anımsatan Uzuner, bunun takıyye ol- duğunu söyledi. Ücret iyi- leştirilmesinin doğrudan ücretlere yansıtılmasmı is- teyen Uzuner şöyle devam etti: "Bugüne kadarki bütün uygulamalardan görüldü- ğü gibi kamu emekçileri- nin ücret sorunu ne yüzde- lik zamlarla ne de palvatif tedbirlerle çözülememek- tedir. Ücret sorunumuzun kalıcı bir şekilde çözüle- bilmesinin tek ve temel yo- lu işveren devletin eğitim emekçilerinin tek temsil- cisi olan Eğitim-Sen'le toplusözleşme masasına oturmasıdır." TURKCELL 0532 Kesintisiz iletişim kaynağı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle