Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 NİSAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
iyüzyıla hazırhksızyakalandıkSUNUŞ Şunun şurasında 2000 'liyıllara iki kaldı. Artık size "2000'li yıllara hoş geldiniz!
diyebiliriz. Yalmz dünya ekonomisinde 2000 'liyıllarda da sürecek eğilimin
satırbaşlarıyla, buyıllarda biraz yabancısı olduğumuz bazı gerçekler bizleri bekliyor.
Dünyanın en büyük 100 ekonomisinin 50 si özel şirketler. Diyorlar ki, kamusal ekonominin geri plana itilmesi
ile bu oran daha da artacak. Dünyanın en büyük lOfon yöneticisi '97 Martı 'nda 4.220 trilyon dolarlık bir
fonu yönettiler. (Rakam, 98 yılı Türkiye bütçesinin yaklaşık 70 bin katı.) Dünyayı yönlendiren 200 çokuluslu
şirketin satışlan dünya üretiminin yüzde 25 V. Küreselleşme dedikleri aslında emperyalizm. Peki ama Türkiye
bu "Iki ucu keskin kılıç "ın hangi yüzünde yer alacak? 21. yüzyüda ülkemizin sorunları yine hepimizin
yakından bildiği somnlar mı olacak? Prof. Dr. Erdoğan Saral'ın ifadesiyle Türkiye küreselleşmenin içinde mi
yer alacak? Yoksa ulus devlet oîarak mı kalacak? Ya da ulus devlet olarak küreselleşmeye mi katılacak?
Türkive 'nin 2000'li yıllarda nereye gideceği, dünya ekonomisine egemen güçlerin saptayacağı role de bağh.
Dünya nerede biz neredeyiz? Dışardaki gelişmelerin geniş bir özetini dizimiz boyunca sayfalarımızda
bulacaksınız. Türkiye 'ye gelince. Dünyadaki gelişmeleri akademisyenlerden işadamlarına, bürokratlardan
bankacılara, sivil toplum örgütlerinden sanayicilere kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirdik.
Görüştüğümüz kişiler, 2000 'li yıllara doğru Türkiye ekonomisini değerlendirmeye yönelik sorulanmıza, biraz
da hazırhksızyakalandıklarından olsa gerek, "İkigün sonra ne olacak? Kim bilebilir ki?" tepkisini verdiler.
Cumhuriyet Türkiyesi 'nin 2000 'liyıllarda uygulayacağı reformların bilgi dünyasına endeksli biryapıyla
gerçekleştirilmesinin zorunluluğu ortaya çıktı. Ama üzücüdür ki Mustafa KemalAtatürk'ün başlattığı sanayi
atıhmının yerinde saydığı, Atatürk 'ten bu yana Türkiye 'nin geleceğini belirleyecek stratejistlehn yetişmediği
dile getihlirken yeni bir sanayileşme hamlesine gerek duyulduğunda birleşildi.
"aogan Z>aral ın ıjaaesıyie l urKiye Küreselleşmenin ıçınae mı anumınm yermut suyuıgı, sııuıur*. ıcn uu yunu ı uı^ıy^ ««« ge«ecegı«< (KUII^CUH J»"IC/«»W "• /t»;»«;i"5'
acak? Ya da ulus devlet olarak küreselleşmeye mi katılacak? di/e getihlirken yeni bir sanayileşme hamlesine gerek duyulduğunda birleşildi.
faiz, yanlış para politikalannın sorumlusu siyasi istikrarsızlık
Ekoııoıniııiıı ııfku yok!Deveye, "Boynun eğri" demişler, "Ne-
rem doğru Id?" demiş. Biz de "2000'liyü-
larda Türkiye, ekonomisi" diyecek olduk,
ilk tepkı, "Kim önünü görüyor ki? Ne
2000'i? Biz günü kurtarmaya çalışryoruz"
oldu ve hemen herkes ardından bir başka
ortak görüşü dile getirdi: "Siyasiler de si-
yasiler."
"Siyasi istikrarsızlık ekonomik sorunla-
nn temel ka>nağT görüşündekıler. enflas-
yonu, yüksek faiz oranlannı, yanlış para
politikalannın olumsuzluklanni ekonomik
sorunlann başında görüyor. Konu "2000'H
Yıllarda Türkiye Ekonomisi" olunca önce-
liği bu işin uzmanlanna verdik.
Şimdi istersenizgazetemizi ziyaret eden
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Iktisat Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Ergün Türkcan'la konumuza bir giriş
yapalım.
Ülke gûndeminden düşmeyen irticai fa-
aliyetler şu sıralar bu kez de "Özel gün-
dem"leyinetartışılıroldu. Türkcan, irticai
faaliyetleri de hatırlatarak halkın, reform-
lann "askeri dayatmalarla" yapılmasına
alışkın olduğunu anlattı. Ekonomik sorun-
lann da çözümü için büyük bir krize ihti-
yaç bulunduğu görüşünde olan Türkcan'a
göre, "Ekonomiksorunlaraskeribirdisip-
lin gerektirebilir."
Türkcan aynı zamanda Türkiye 'deki kla-
sik sanayinin sarsılma noktasında olduğu
savında.
Bu nedenle de Türkiye 'nin dünya ile bü-
tünleşmeye hazırlanmasını öngörüyor.
Herkes gibi siyasilerin tutarsız politikala-
nnı eleştiren Türkcan, Türkiye'nin enflas-
yon gibi kronik sorunlannı çözmemesi ha-
linde "merkezkaç güçter'"in egemen olabi-
leceğini dile getiriyor.
"Sanal ekonomi" deyimini kullanan
Türkcan, tekstilciler, turizmciler, müteah-
hitlerin döviz için maceracı tüccar olmala-
nnı da eleştirmeden edemiyor.
Avrupa'nın aralannda istemediği Türki-
ye'nin, Türkcan'a göre AB ile bütünleşme
ve makro kriterlere uyum sağlamak yeri-
ne, merkezkaç güçlerin hegemonyasına
girmeden atılım gerçekleştirmesi kaçınıl-
maz.
Prof. Dr. Türkcan'ın 2000'li yıllara doğ-
ru Türkiye ekonomisine ilişkin öngörüle-
rini özetlersek şunlan dile getirebiliriz:
"En kârlı iş paradan para kazanmak.
Klasik sanayilerin sarsılacağı bir döncme
gidiyoruz. Türki>e ağır sanayide belli bir
noktaya geldi, ancak geliştirilemedi. Türki-
ye bugün bir bakıma Osmanlı'nm geç ya-
şadığu Avrupa'nın 16-17. yüzyılda yaşadı-
ğı merkantilist birikim dönemini yaşıyor.
Dünya ekonomisi her krizdeıt sonra da-
ha fazla dışanya açılıyor. Her kriz kapita-
'Devlet halkına
doğruyu söylemeli'Anap Bursa Milletvekili ve eski Devlet
Planlama Teşkilatı Başkanı tlhan Kesici'ye
göre ekonomi hâlâ 1994 krizinin tehdidi al-
tında.
Kesici'ye göre bir an önce bir istikrar prog-
ramı hazırlanmalı. önce halkın onayı alın-
malı ve sonra da IMF'ye gidilmeli.
Kesici'nın Cumhuriyet'in sorulanna ver-
diği yanıilar şöyle:
- Türk ekonomisinin şu anki durumu ne-
dir?
- Sürdürülebilir olmayan bir ekonomik ya-
pı var. Bu yıl 2.5 katrilyon civannda vergi
toplanacak. Sadece iç borcun yıllık faizi 5.3
katrilyon. Bu tablo ile
bir ülkenin ekonomik
faaliyetini sürdürmesi
ve İcrize girmemesi
mümkün değil. Eko-
nomide sihir yoktur, si-
hirbaz da yoktur. Bu
tablo ortadayken anla-
tılanlann hepsi lafügü-
zafolur.
- Bu dunımdan nasü çıkılır?
- Devletimiz genellikle halkına doğrulan
söyleyen devlet değil. Siyasi kadrolarda da
bu böyle. Bu tablonun değişmesi için halk-
tan fedekârlık istenecek, ancak önce gerçek
tüm çıplaklığı ile anlatılmalı.
- Kriz ne zaman kendisini gösterebüir? Bir
tarih söyler misiniz?
-Kendisini hissettirir. Bir gün başı ağnr as-
pirin verirsiniz. Ertesi gün dişi ağnr başka bir
ilaç verirsiniz. Ama sonuçta zatürree olur.
- Çözüm nedir?
- Durumun ciddiyetini devlet adamlannın
İLHANKESİCİ:
Türkiye 'nin AB üyeliği en az
30 yıl uzakta gözüküyor.
Siyasi yapımız
geleceğimizi kararttı.
anlamalan ve halka da anlatmalan gerekiyor.
"Çok güzel bir program >-aptıın. Bana düşen
işterşunlardır" diye halka anlatmalıdır. IMF,
OECD gibi Türkıye'yı ızleyen ekonomik or-
ganizasyonlar var. Türkiye'nin kendi başına
bu işlerin içinden çıkması da çok zordur.
- Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı mı var?
- Elbette. "İçinde bulunduğum dunımdan
şöyle kurtulmayı düşünüyorum, sen de yar-
dıma ol" denır. Onlar da akıl. fikir verirler.
- Türkiye bugünkü yapısı ile 2000'li yıllara
nasıl gkfecek?
- Türkiye'nin siyasi yapısı ülkeyi taşımı-
yor. Siyasi yapı ve siyasetçiler eskidi. Dün-
yada artık. acaba önü-
müzdeki hafta hükü-
met düşer mi? 3 ay
sonra seçim olur mu?
Hükümet ıradesi dışın-
da başka iradeler bu işi
belirler hale gelir mi
diye tartışılmıyor.
- Ekonomiksorunla-
nn temeli siyasi yapı mı?
- Ekonomiyi bu hale getıren şey bugünkü
siyaset modelidir. Kimin sorumlu olduğu
belli degil. '73'lerden 2000'e kadar bu res-
min oluşmasmda ne kadar siyasi aktör varsa
bugün de siyaseten yaşıyor.
- Dış potitika konusunda neler söyleyecek-
siniz?
- Devlet Yunanistan'ı batının şımank ço-
cuğu olarak gösterir. Oysa Yunanistan,
AB'de birinci sınıf ülkeler arasma girebil-
mek için çok çalışıyor. Türkiye'nin AB üye-
liği en az 30 yıl uzakta gözüküyor. Siyasi ya-
pımız geleceğimizi kararttı.
'Batı yia ilişkiler
devamlı olmalı'Türkiye Genç Işadamlan Derneği'nin
(TÜGİAD) Türkiye'nin 2000'li yılla-
ra dogru önde gelen sorunJanru içeren
raporlanndan bir tanesi de "dış politi-
ka". Raporun "Ekonomik Değişinı''
başlıklı bölümünde Türkiye ekor'
om
'~
sinde yapıiması gerekenler şöy'e
sıralanıyor.
• Gümrük birHği Türkiye aley-
hine gelişmej'e devam eder ve
AB söz verdigi para yardımnıı
sağlamazsa, Türldye'nin Batılı
müttefıkJerrvtearasmda yeni si-
vasi geıpnlikler dogabilir.
• Avrupa'da işsizlik oranlartndaki ar-
öşın, buradaki Türk işçilerine yönelik
ırkçı faaliyletleri kamçılamasıyla yeni
çatışmalar dogabilir.
• Yüklü miktarda dış borç baln» Uı-
tiyaa, Türkiye'ııin önemli fa»ö>«t
alanlanndan birisi oiarak kalac*'
<tır
-
• Türkiye'nin özellikle Kafkas pet-
rollerini Türkiye üzerinden geçirme
projelerinde Batıiı petro! şirketlcrinin
yanı sıra finans kaynaklannm desteği-
ni arkasına alabilmesinin önemi açık-
tır.
Hükümetler artan dış borç ih-
tiyaa çerçevesiade özellikle
petrol zengini Ortadoğu ül-
keleriyle Japon ka>nakiannı
değeriendninede arzuhı oia-
caktır.
# Büyük miktarlardaki döviz
ihtiyacmın sadece Batılı kaynak-
lardan gelebilecek olması ve Türki-
ye'nin özellikJe kuzey dogu sırurlan-
nın ötesindeki büyük enerji olanakla-
nru değerlendirebilmesinin Batılı şir-
ket ve hükümetlerin desteğine baglı
olması, ülkenin Batı bagtantılannın
devamını gerekli kılmaktadır.
HAZAL ATES CAKIR'NURSEL KARSAVURAN
lizmin yaratıcı
tahrip süreçleri
olarak işle\ görü-
yor. tçe kapanma
yönünde bir egi-
lim görülmüyor.
Türkrve'de siyasi
mekanizmalar
karar üretemi-
yor. Türkiye'de
klikler diktator-
yası var. Türkiye
büyük krizlerin
ardından sonınlara çözüm anyor. Bu ka-
dar borç takmış bir Hazine yüksek enflas-
yonu çözmek istemryor demektir. Enflasyon
ya yüzde 100'lerden hızlanarak hiper enf-
lasyona yükselir ve para sistemi çöker, ye-
rine yeni bir para sistemi gelir ya da orto-
doks politikaİarla ya^aş ya>aş inişe geçer."
"Borçlandığımızı yedik
w
Ankara'da bulunduğu için sorulanmıza
telefonla yanıt veren, uzun yıllar Devlet
Planlama Teşkilatf nda, son olarak da Mer-
kez Bankası'nda görev yapan Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Saral ise
1960'larda yapılan planlamanın son dö-
nemde durduğunu anlatıyor.
Saral tanmda modemleşme ve sanayi-
leşme stratejisi
oluşturulmadan,
hızla yapı deği-
şikliğine giden
çağdas, kriterle-
rin yakalanama-
yacağı endişe-
sinde. "Çağdaş
dünya içinde ka-
radelik olma-
mak için neler
yapümaü?'' so-
rumuza Saral,
Türkiye'nın rasyonel biçimde sermayesi-
nı sanayiye aktanp ve maliyetleri azaltarak
daha fazla mal ile dünya ricaretine katıl-
mak zorunda olduğu karşılıgını verdj.
Şeytan üçgeni
Dünyanın çeşitli ülkelerine, köylerde
oluşturduğu organizasyonlarda üretilen gı-
da üriinlerinin ihracatını yapan ihracatçı
Levent Kıymaz'la sohbetimiz tanm ve ta-
nma dayalı sanayi üzerine oldu. 20 yıl ön-
ce kurduğu Bas Food Gıda Sanayi AŞ'yi
bugün 5 bin çeşit mahn ihracatını yapar ha-
le getiren Kıymaz, önümüzdeki 20 yıl için
şirketine bir plan oluşturmuş.
Kıymaz tanm ülkesi olan Türkiye'nin
bu potansiyelini kullanamadığını ve bu-
gün hemen hemen tanm ürünü ithal eder
f « », *'M,j V »
&
S* *-.-•' \ \ \ •
"» »
Dijitaldünyaya
IVİLÜFERŞENSÖZ
Dünya ticaretinde hâlâ egemen olan atom-
ların değış tokuşu, yerini 2000'li yıllarda en-
formasyon çağına yani "bit"lerin hâkimiye-
tine bırakacak.
Bilgi tabanlı teknolojilerin yardımıyla üre-
tim ve tüketim organizasyonlan değişecek.
Yönetim tarzlan farklılaşacak. Gelecek 20
yılda internet erişiminin bugünkü telefon ve
elektrik şebekeleri gibi yaygınlaşması ve art-
ması bekleniyor.
2000'li yıllarda on-line devlet kavramının
oluşacağı savunulurken, vatandaşını müşte-
ri gibi gören birteknik devlet anlayışının ege-
men olacağı iddia ediliyor. Tüm bilgisayar-
lann birbirleriyle etkileşim-
li erişim sağlamasıyla elekt-
ronik ticaret tüm dünyayı
tek pazar haline getirecek.
Elektronik ticaret, elekt-
ronik bankacılık gibi yön-
temler. ekonominin yönünü
değiştirecek. Elektronik ti-
caret, şirketlerin tüketicile-
re intemet üzerinde mal sat-
malannı yaygınlaştıracak.
internet kullanımı her yıl
ikiye katlanıyor. 1995 'te 85
milyon olan kullanıcı sayı-
sı 2000'de 142 milyona ulaşacak. Bilgisayar-
lann anarşist gezginleri "hackers"lann,
2000'li yıllarda teknolojik sömürüye karşı
mücadelesi etkinlik kazanacak. 2000'li yıl-
larda öğrenmenin maliyeti artacak.
Nitel ve nicel bilgi talebi ve yeni eğitim
teknolojileri, kendi kendine öğrenme yön-
temlerinin geliştirilmesi ile öğrenme süreci
olağanüstü gelişme gösterecek. "Aristokrat"
dönemini tamamlamaya başlayan bilgi tek-
nolojileri, 2000'li yıllarda yaygmlaşarak
gündelik hayatın içine iyice sızacak.
Önümüzdeki 20 yılda hava seyahatine olan
talep 3 katma çıkacak. Yollardaki otomobil
sayısının dünya çapmda ikiyekatlanacağı ön-
görülüyor. 1995'te 2.6 milyar olan kentli nü-
fus 2025 yılında 5.2 milyara ulaşacak.
Yüksek teknoloji kullanan, birden çok
alanda uzmanlaşmayı gerektiren ve süresi
proje bazında çalışmayla sınırlı işlergiderek
artacak. Evde çalışanlann sayısı artacak.
Reklamcılar, tasanmcılar, bilgisayar uzman-
lan. muhasebeciler bireysel çalışacaklar.
International Labour Organisation'un
yaptığı araştıımalara göre önümüzdeki 25
yılda işgücü piyasasına 1 milyar yeni kişi da-
ha katılacak. Büyük bir bölümünün iş bul-
makta güçlük çekececeği belirtiliyor.
Bir vandan da yönetim teknikleri yenile-
niyor. Işletmelenn yönetim organizasyonla-
n değişiyor. Toplam kalite
yönetimi. değişim mühen-
dısliği, zaman yönetimi, ya-
lın üretim ve organizasyon,
insan kaynakları yönetimi
teknikleri etkinlik kazanı-
yor.
Satıcı piyasası yerini alı-
cı piyasasına bırakıyor.
2000'li yıllarda da "Müşte-
ri kraMır" anlayışı baskın
olacak. Değişimin yönünü
önceden gören ve uyum
sağlayanlar var olacak
2000'lerde...
Tanm-gıda sektöründe sessiz bir devrim
görülecek. Biyoteknolojideki değişimler bu
evrimi belirleyecek.
Verili bir mekân ve zamanda tek düze tek-
rarlanan yöntemlerle imalat yapılmasmdan
çıkan ve kitlesel üretimi getiren sanayi çağı-
nın son demlerindeyiz.
Geçiş dönemini yaşıyoruz. Tüneldeyiz ve
bıraktığımız posalar: Tüketilen kaynaklar,
sömürülen insan gücü. Sanayi toplumunun
son insan örnekleri olarak önümüzde tanım-
layamadığımız, aklımızm almadığı enfor-
masyon çağı dolu dizgin geliyor...
hale geldiğini üzüntüyle belirtiyor. Avru-
pa'nın sanayileşmeyi öne çıkartıp tanmda
hızla geliştiğini anlatan Kıymaz, Türki-
ye'nin de kendini bağımsız tutabilmesi için
hayati önem taşıyan ürünleri ürermesinin
önem taşıdığı görüşünde.
Amerika gibi emek yoğun tanmdan me-
kanik tanma geçmesinin önemine değinen
Kıymaz, Türkiye'nin esas çıkış noktası
olan tanm ve hayvancılığın yok edildiğini
söylüyor.
Kıymaz, "Türkiye bu şeytan üçgeninden
nasıl çjkacak?" diye sorduktan sonra şun-
lan söylüyor:
"Paradan para kazanma üretimin önü-
ne geçti. Dolara verilen faiz enflasyonun
üzerinde olunca ekonomi sistemi hiçbir ye-
re oturmaz.
1
" Türkiye'nin hammaddesi
olan mallan üreterek globalleşmeye gir-
mesini isteyen Kıymaz, bugünkü durum-
da uluslararası büyük şirketlerin Türki-
ye'yi taşeron olarak kullandıklan gönöşün-
de.
Mafiaya peşkeş
Pekı sendıkalann bakışı nedir? Sendi-
kacılara göre, hükümetin, enerji, eğitim,
telekom gibi ülke için hayati önem taşıyan
değerleri özelleştirme çalışmalan süreıîcen
Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral ka-
mu mallannın mafyaya peşkeş çekildigini
iddia ediyor.
Devletin, borçlanarak, para basarak ya
da özelleştirme ile enflasyonu azdırdığını
anlatan Meral, israf, yolsuzluk ve hırsızlık-
lann da madalyonun öbür yüzünde gizlen-
diği görüşünde.
Avrupa'nın ortak para birimine (EURO)
geçişinin Türkiye'yi etkilemeyeceği görü-
şünde olan Meral "Türk halkı bir dönem
sonra EURO biriktirmeye başlar" esprisi-
ni yapıyor.
Türkiye'deki sanayi atıhmının Cumhu-
riyet döneminden sonra durduğunu savla-
yan uzmanlara karşın, Meral, bu alanda
küçümsenmeyen bir atılımın yaşandığı ka-
nısında.
Ancak Meral, siyasi sorunlann, altyapı
oluşturulup, kayıt dışı ekonominin de kont-
rol altına alınmasıyla çözümleneceği görü-
şünde.
Türk-lş Başkanı Meral, demokrasi, çağ-
daş hak ve özgürlükler temelinde sağlana-
cak siyasi istikrarla, Türkiye'nin 2000'li
yıllarda gelişmiş ülkeler safında yer alaca-
ğını ve bu nedenle geleceğe umutla bakma-
sı gerektiğini söylüyor.
Meral, sendikalann 2000'li yıllarda Tür-
kiye ekonomisini belirlemede etkin bir rol
alacağı görüşünü de dile getiriyor.
Sürecek
'Geleceği eğitim
belirleyecek'Kendisine Fransa'dan ulaştığımız eski
OECD Türkiye Temsilcisi Mehmet Ögütçü.
küreselleşmeyi "iki ucu keskin kılıca" ben-
zetirken, Türkiye'nin akıllı, etkin bir ekono-
mik politika izlemesini zorunlu görüyor.
Öğütçü, "Ekonomi o kadar istikrarsız ki in-
sanlar bir iki gün sonrasını planlayamıyor.
Mevcut siyasette atılımı gerçekleştirmek
mümkün değiL Gelecek kuşaklan değil ge-
lecek seçimleri düşünen bir zihniyetv«r" söz-
leriyle, siyasi istıkrarsızlıgın ekonomik kal-
kınmamn önündeki engel olduğunu söyle-
meden edemiyor.
Öğütçü Cumhuriyet'in sorulanna şu ya-
nıtlan verdi:
- Türkiye küreselleşmenin neresinde?
- Küreselleşme iki u- ^ m m ^ . . . m
cu da keskin bir kılıç.
Çokuluslu firmaların
etkinligini daha da art-
bir seyir izleyecek?
-Dogmatik bir planlama anlayışı değil; in-
sanlara. şirketlere, kamu kuruluşlanna hatta
uluslararası kamuoyuna ülkenin uzun vade-
lı vizyonunu sunmak gerekir. Ekonomi o ka-
dar istikrarsız ki insanlar bir iki gün sonrası-
nı planlayamıyor. Mevcut sıyasetle atılımı
gerçekleştirmek mümkün değil. Gelecek ku-
şaklan değil, gelecek seçimleri düşünen bir
zihniyet var. Öyle bir program oluşturulma-
lı ki seçimi kazanan partiler seçim manifes-
tosundaki vaatlere ne kadar bağh kalmışlar
kontrol edilebilsin.
- Türldye, dünya ekonomisinin neresinde
yer alacak?
- Türkiye dış ticaretini arttırma, yatınm
çekme açısından şans-
lı bir ülke. Dünyada şu
anda dolaşan 800 tril-
yon dolann üzerinde
MEHMET ÖĞÜTÇÜ:
Gelecek kuşaklan değil, gele-
tınyor. Küreselleşmeye cefc seçimleri düşünen bir Zİhnİ- para var. Türkiye
şöyle bakmak lazım: y e t v a r
Siyasi tularsizllk, eko- Cumhuriyeti kurulu-
nomikfaturayı şişiriyor.
Cin lambadan çıkmış..
tekrar sokamazsınız.
Akıllı, etkin bir siyasi ^ ^ — — ^ > —
yönetim gerekiyor.
Türkiye'nin, uluslararası ekonomide kar-
şılaştırmalı üstünlüğü olan belli sektörlerde
ciddi bir şekilde devlet yönlendirmesi. teşvik
değil bilgi teknolojilerinde öncü olması la-
zım. Savunma sanayiinde de aynı şekilde.
Milyarlarca dolan yabancı savunma firma-
lanna yatıracağma. teknolojiyi getirip gere-
kirse ihracata yönelmek gerekiyor. Eğitim...
2000'li yıllann nesillerine verilecek eğitim
ülkenin geleceğini belirleyecek.
- Türkiye ekonomisi 2000'li yıllarda nasıl
şundan bu yana en
iyimser tahminle 20
- ^ ^ ^ — milyon dolartutannda
yabancı sermaye almış. Çin bir yılda 47 mil-
yar dolar yabancı sermaye çekti.
Özellikle enerji sahasında Çin ve Türki-
ye'ye yönelim var.Güçlü bir siyasi yapılan-
ma sergilenmesiyle 2000'in çeyTeğine doğ-
ru gelişmiş ülkeler arasına girebilir.
- Türkiye"deki siyasi yapının bozukluğu,
yabancı sermayenin ülkemize girişini engeiü-
yor dryebilir miyiz?
- Siyasi tutarsızlık, ekonomik faturayı şi-
şiriyor. Yatınma dönük para kalmıyor Türki-
ye'de.. bu tehlikeli bir gidiş.
50yıl sonra
neler olacak?İnsanlar ve kurumlar 50 yıl sonra
bankalardan neler talep edecek? Bu
sorunun cevabını arayan Akbank,
Aknet Ar-Ge tarafından
yürütülen projeksiyon
çalışmalan sonucunda,
dünyadaki gelişmeleri >
şöyle sıraladı: ^
• Bölgesel ekonomik işbiıülderi ^fk
artarakdünyaüzerindeki ^^k\
para birimi savısı ^ B |
6-10'ainecek. ^ 1
• Dünya bir finans ^
cumhuriyetrne dönüşecek. Bu
cumhuriyetin sınırlan içinde yapılacak
işîem sınırian saniyelerie
ölçülecek. Bir Türk'ün Chicago
borsasmda işlem yapması
sadece bir kaç tuşla
mümkün olacak.
• Müşterikr biyotojik olarak
tansnlanabUecek.
# Bankacılık işlemlerinin çoğu, söz
gelimi bir kol saatinin içine
yerieştirilebilen çok fonksiyonlu
iletişim chip'leri ile yapılabilecek.
• Bankalann eünde müşterileri
^ ^ hakkında çok geniş davranış
^W^L anaüzi databankı bulunacak.
I ^ ^ L Güıen arröğı için
1 1 ^ ^ kredilendirnıe
I l^^^otomatikleşecek. Yadaçok
1 B ^ k ı s a süren incelemelerle
)M^r gerçekteşecek.
^v # Tek hesap tek kart sistemine
geçilecek. Yapılacak tüm işlemler bu
hesaptan olacak.
Hesaba baglı kart;
hüviyet cüzdanı, ehliyet, özel sağlık
sigortası kartı, sosyai sağlık sigortası
kartı, vergi kartı hatta pasaport yerine
bile geçebilecek.