Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1998 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Şeriat Seçenek Değildir
MUHAMMED DAFİ Emekh Vaız
K
uşkusuz din dedıne. ınanca yonel-
mış ınsanlar ıçın, bır dunya goru-
şu olarak değerlendınlebıhr Ama
yeter mı, yeterlı mı9
Dünyamızın
hıçbır vennde ınsanlar toplumlar salt dinsd
dünya göruşüyle. dinsel yaşam yordamrvla
yetınmıyoriar yetınemıyorlar Harıl hanl araç
gereç ureten, fabnka yapan fabnkalar ureten
sanavı ve ekmsel tutumsal, sıyasal.yonetsel
vb alanlarda msana kendını adeta zorla da-
yatan teknolojı. msanoğlunun bu karmaşık
dunyadan kendmı soyutlamasına ve salt dın-
sel, ınançsal bır duşleme (fanteri)kapılması-
na ızın vermıyor Halen Islam ortaçağının
yaşandıği ulkelerde, o ulkelen yonetenler ne
denlı •İslamıvaşadıkJan nı sovleselerde. ger-
çek > aşamlanm (Ozeffikk >oneticüerdüzeym-
de) donatan ve yonlendıren laık bılgıdır, bı-
lımsel bılgı urünlendır Peygamber dışlenm
tuzlaovdu, dış aralanndakı kınntıyı erakağa-
cının çoplennden yapılan misvakla temızle-
dı dıye hıçbır Arap şeyhı dış fırçasmı \e dış
macununu gormezden gelemıyor
Mıi!>evı. lsevı dınlen, yuzlerce doğa dını
ınaçlılan hanl hanl bilirnsdbttgikıırumJan
olusturuyor, bılımsel bılgı ureten deneylere,
gozlemlere, araştırma \e mcelemelere ınsan-
salyatınmlaryapıyorlar Kıtaplar dergıler an-
sıklopedıler yayımlıyorlar Tannsal bıhcılığın
(kehanetin)yennı akılsal bılgılerle doldurma-
ya çalışıyorlar Çağımızda ınsanlar, yaşam-
lannın aynlmazı, yazgısı bıldıklen ınançla-
nnı bıle akılsal bulgu ve venlerle değıştın-
yorlar, kendı akılsal yargılannm akılsal var-
gılannın ustunde gormuyor yaşamsal bır se-
çenek olarak değerlendırmıyorlar Ozellıkle
dın ve ınanç dızgesı kapsamında sunulmak
ıstenen şeriat hıç oneme alınmıyor Yuzyıl-
lar boyu ınsanlığı karanlıklardan karanlıjda-
ra, ızbelere ıteleyen. eleştırel aklı şeytan ılan
eden ve her turlu eleştırel yaklaşımın onune
bır kara çarşaf geren şeriat, tslamlık dışında
butundınlennsozluğundençıkanlmıştır Çun-
ku şeriat dın değildir. hıçbır ınanç belgesın-
de de dın derecesmde yennde (mesabesin-
de) sayılmamıştır Şeriat, gerçekte syaset'le
kanşık bır kavramdır Geçmışte de hep o>le
olmuştur Sıyasetçıler, bır anlamı> la guducu-
ler. >oniendıncıler(ötekıanlamı: Seyis.at ba-
loa, at eğhimcisi), genellıkle şeriat kapısın-
dan gırmışler. edım ve eylemlennde şeriat]
bayrak edınmışlerdır Şeriat bayraklaştml-
dıkça da, ınsanlar ınançlannı duyunçlannda
(vicdan) tutmaya, yaşamlannı bılımsel bılgı
\e venterle donatmava vonelmışlerdır Bu-
gun ovunduğumuz, ovunç nesnesı saydığımız
hemen butun değerler uvgarlıklar >aratılar
hepsıhepsı ınaçlannı duvunçlanndatutarak
şeriaby aşam dı^ı savan ve bılımsel bılgı ure-
tımıne ) onelen ınsanın el emeğı goz nurudur
Geçmışten gunumuze dın, şenat-sıyaset ılış-
kılenne baktığımızda şeriat hıçbır zaman
kendını valmzlatmıyor Sırasında dını sıra-
sında sıvasetı, sırasında her ıkısını bırden va-
nma alarak bayrak açıyor Henuz kafasının
ıçınebılımsel bılgının ışığı sızmamış bırtop-
lumda, şeriafın dın olmadığını dınlı olma,
ınançlı olma koşulu sayılamayacağını bılım-
sel olarak ne denlı anlatır. açıklarsanız açık-
layınız. o. bır yolunu bulup gecıme seçıme
koşullanmış bır sıyasetçıye "şeriatsız din ol-
maz" dedırttı mı, akan sular duruvenvor *Şe-
riatsız dm otmaz" sozu, tam anlam \ e kapsa-
mıyla sıyasallaşmış dm soylemıdır "Şeriat
istiyorum" kalkışımmın sıyasetçı ağzından
dıllendınlışıdır Dınbukerteye(raddeye)ge-
lınce de artık saf dın olmaktan çıkmış, Mya-
set olmuş. sıyaset aracı olmuştur Soz ayağa
duşmüş.buyubozulmustur Bunungıbı.ama
bu kez sıyasetçı ağzından değıl de. sozde bı-
lım adamlan ağzından sovlenmış. belkı de soy-
letılmış oldukça çekıncelı (tehiikeii) bır soz
dolaşfcnlıvor kımı sozde bılımsel toplantı-
larda, " Kuran merkezli bir anlavışa don-
mek"tensozedılı\or Bu,dupeduz şeriat çağ-
nsı'dır Sozunun onunu arkasını duşuneme-
\en saf ınsanın "şeriat ısterim" teranesının
sozde bılım adamı cuppesı gıvdınlmış ola-
nıdır Ozel tv "lerde kanaldan kanala dolaşa-
rak "...İslamın akla ve bilimsel gerçeklere a>-
kmobnası mumkun değddır. Ç unku vahvı an-
layacak vebihmselgerçeklen belırleyecek olan
akıkhrTbuyıırarak, sorumluluğu saf akla yuk-
leyen dınbılınicımız eleştırel aklın sorulan-
nı >anıtMZ bırakıvor "...ben Kuran'dayım.
onun dedikleriyle vazifeliyiınr buvuruvor
Ağzından bırkez olsun demokrası, laıklık, ın-
san haklan Atatürk devnm ve ılkelen çık-
mıvor Ama parmağını, ızlevenlenn gozlen-
ne duıtercesme ılen doğru uzatarak. vaşan-
mış ve yaşanacak her şevın Kuran'da bıldı-
nlmışolduğununturkusunüsoyluyor abaal-
tından sopa gostenyor
Sıvasal lslama kapılanmış olanlar eleştı-
rel duşunemıyor. akılsal yeteneklennı kulla-
namıyorlar \ahi> yoluyla gelen kurdüşun-
sel yonlendırmelen ırdeleme ve eleştırel akıl
olçutlenvle değerlendırme yureklılığı gos-
teremıyorlar Oysa isevılığın geçırdığı yenı-
den duzenleme (reform) surecı butun bılgı-
lenvebelgelenyleortada Insanlaroturmuş-
lar ınanç belgelennı bır guzel eleştırel aklın
ışığına tutup tartışmışlar Tannsal olanla ın-
^ansal olanı bınbınnden ayırmışlar Kralın-
kı krala. Isa'nınkı tsa'ya devıp ışın ıçınden
çıkmışlar Son gunlerde ortaya atılan "Kuran'a
göre inanç, Kuran'da insan" sovlemlennı,
beTümvorumladığımgıbı ortulubır şeriatçag-
nsı değıl de "dinin kutsal metinleriniçağınu-
zm gerçeklen ışığında akılcı bır yoruma tabi
rutmak_" >onelımı oiarak algüa> ıp değerlen-
dırenler var Umanm oyledır Çunku duzelt-
me (reform) akılsal bır ışlemdır eteşrirel ak-
lın ışlevıdır Bu, kendı kısır dongulennı aşa-
ma\ an bugunku bılım çev relen v e uretımsız-
lıkbatağma saplanan sıyasetçılenn goze ala-
bıleceklen bır vureklılık olabıhr mı sanrm-
yorum Nedendersenız,çozumsuzluğunucu,
ulkemızde ağırlığını butun yeğınhğıv le (şid-
detiyte) duyumsatan derebeyı (feodal) \apı-
sının bır turlu hnlama> ışı, buna bağlı olarak
da sanayı devnmının gerçekleştınlemevTşı, sa-
nayı kentsoyluluğunun kurumlasamayışına
değın uzanıyor Unutulmamalı kı, bu ıkı te-
mel sorun çozulmeden hıçbır ulus, ozgurbı-
rey, laık toplum ozlemını gerçekleştıreme-
mıştır Amavınedekotumserlığe vılgınlığa
kapılmadan \taturk devnm ve ılkelennı doğ-
ru algılayıp. doğrualımlamalı Şenatı bırse-
çenekmış gıbı gorup bunun karşısmda savıı-
nucu durumunda kalmaktan kesınlıkle sa-
kınmalı ve -.-İnsanlarbudümadauyku ha-
lindedirier. kendilerine buyunilanlan yapar-
lar.Öldüklenndeuvanacakiar vegercek dün-
vada yaşadıklaruun tadına varacaklar_." dı-
yen ımama ınanmadığımızı. bu dunyavı ve-
riMbulmadığımızı. alın tenmızle kurduğumu-
zu çekınmeden, sakınmadan sovlemelıvız.
soyleyebılmelıvız'
Anahtar Parti5 Seçim Sistemleri ve Partilerin Güçleri
S E R D A R G U N E R Uluslammsı llışhler Bölümü, Bılkent Umversıtesı
Ö M E R F A R U K GENÇKAYA Snaset Bıhmı \e Kamu Yonetımı Böl, Bılkent Umversıtesı
T
emsıle dayalı demokrasılerde seçimkr. sıya- verenın gucunu (orneğın, bır uluslararası orgutte yer
sal ıktıdann kım tarafindan kullanılacağını alan bır dev letm ya da meclıslerdekı partılenn) verdığı
\e karar alıcı organı belırlemek amacıyla oyla, bır karann çıkmasını sağlaması ya da engelleme-
yapılır Seçım sıstemlennın formule edıl- sı uzenne kuruludur Bu bızım "anahtar parti" lammı-
mesınde çok çeşıtlı ogeler -sıyası kultur, de- mızdır Bır meclıste bır partı, ne kadar sık anahtar par-
emsıle dayalı demokrasılerde seçimkr. sıya-
sal ıktıdann kım tarafindan kullanılacağını
\e karar alıcı organı belırlemek amacıyla
yapılır Seçım sıstemlennın formule edıl-
mesmde çok çeşıtlı oğeler -sıyası kultur, de-
neyım coğrafı ve etnıkyapı gıbı- dıkkate alınır Dola-
>ısıyla. her ulke ıçın geçerlı tek bır seçım sıstemınden
soz edılemez Bununla bırlıkte, seçım sıstemı belırlenır-
ken mutlak olmayan ıkı öğe daha fazla oncehk taşır Is-
tjkrar ve adil olma (hakkanıyet) Buna gore tek partı ık-
tıdannı destekleven basıt çoğunluk sıstemı ıstıkran vur-
gularken toplumun "önemlicoğunluğunun" desteğıru alan
her partmın temsılıra ongören nıspı temsıl (d' Hondt) adıl
olma oğesını esas alır Demokratık karar alma surecın-
de "anahtar parti" olma durumu onem kazanmaktadır
Ikı \merıkah araştınnacı, Lloyd Shaple> ve Martin
Shubik. 1954'te yayımladıklan bır yazıda matematık-
sel bır gosterge kullanarak Bırleşmış Mılletler Guven-
lık Konseyı'nde daımı ve daımı olmayan uyelenn guç
dengesını hesaplamışlardır LıteraUırde Shapley-Shu-
bık gostergesı olarak bılınen bu yontem. herhangı bır oy
tı olursa. o denlı güçlü konuma gelır. çunku, alınacak
kararlar ıçın o partımnoyu gereklıdır Bunedenle, anah-
tar partının oyu olmadan, meclısten bır karann geçme-
sı söz konusu olamaz
Refah Partısrnın kapatılmasından sonra ortaya çı-
kan gelışmeler, parlamentoda sandalye dağılımını \e
sonuç olarak guç dağılımını etkılecektır Ote yandan, ge-
rek ekonomık. gerekse sıyasal surecın zorlamasıyla Tur-
kıye yenıden erken seçım surecırie gırebılır Bu durum-
da seçım sıstemı tartışmalan oncelıklı bırgundem mad-
desı olacaktır Boyle bır ortamda, seçım sıstemlenyle
guç dağılımı arasındakı ılışkıye bakmak da vararlı ola-
caktır Aşağıda. 1995 erken genel seçım sonuçlanna go-
re hesaplanan farklı senaryolara (*) gore partılenn mec-
lıstekı guç dağılımlan ırdelenmektedır
Secim Sistemlerine Göre Senarvolar (Parantez ıçın-
dekı rakamlar sandalve savılannı gostermektedır)
Senarvo 1: V üzde 10 ulke,>ıızde 2?degışken çevre ba-
rajü d'Hondt sistemi Bu durumda Refah Partısı (184)
yuzde 41 6 guce sahıp olmakta. orta sağ ve sol partıler
aralannda eşıt guce enşmektediTİer DYP (137) ve ANAP
(125)yuzde25,DSP(71)veCHP(33)yuzde8 3 "Yö-
netimdeistikrar" ılkesıne onem veren bu sıstemde, RP
anahtar partı olma şansı en yuksek partı olarak gorul-
mektedır Merkez sol ve sağ partılerkendı aralannda eşıt
guce sahıptır. ancak merkez sağ partıler. soldakılere
oranla bır ustunluk elde etmışlerdır
Senano 2: Yüzde 10 ulke ve yüzde 10 çevTe barajlı
d'Hondt sistemi: Yukandakı senaryoya kıyasla RP san-
dalye kaybetmekte (160), DYP'nın sandalye sayısı ay-
nı kalmakta (137), dığer partıler sandalye kazanmakta-
dırlar ANAP (135) DSP(76),CHP(42) Fakat guç da-
ğılımı yukandakı senaryonun aynıdır ICısaca. çe\ re ba-
rajının duşuk olması guç dağılımını etkılememektedır
Aynca. bır partının sandalye sayısında meydana gele-
bılecek bır duşuş o partının mutlak olarak guç kaybet-
mesıne ya da bır partının mılletvekıllığı sayısındakı ar-
tış o partının guç kazanmasına neden olmayabılır
Senant>3:YüzdeSülkebarajhçevrebarajsızd'Hoııdt
sistemi: Kuçuk partılenn daha fazla temsılıne olanak ve-
ren çev re barajsız sıstemde. hem sandalve dağılımı hem
Her geçen gün daha <jok
de partılenn anahtar partı olma şanslan oldukça değış-
mektedır MHP (33) meclıse gırmekte gucu yuzde 10'a
ulaşmaktadır DSP (73) ve CHP (48) MHP ıle aynı gü-
ce enşmektedır RP (147), DYP (125) ve ANAP (124)
ıse eşıt guce sahıp olmaktadırlar Yuzde 26 Sonuç ola-
rak buyuk partıler ve kuçuk partıler guç açısından ken-
dı aralannda sırnetnk grup halınde dağılmaktadırlar
Senaryo 4: l Ike ve çevre barajsız d'Hondt sistemi:
"Temsilde adalet" ılkesıne onem veren bu sıstemde.
MHP'nın(32)yanı sıra HADEPde(23) TBMM yegır-
mekte ve eşıt guç elde etmekteler Yuzde 5 Temsıl edı-
len partı sayısı artarken sandalye dağılımı buyuk partı-
lenn aleyhıne ve kuçuk partılenn lehıne bır değışım
gostermektedır Bu durumda, bır oncekı senaryoya kı-
yasla, RP'nm (138) anahtar partı olma gucu gorece ar-
tarken yüzde 31 6, otekı partılenn güçlen azalmaktadır
DYP(U9),yuzde23 3,ANAP(U8),yuzde23 3 DSP
(72), yuzde 8 3, CHP (48) vuzde 8 3
Partilerarası Seçim tşbirligine Göre Senarvolar: (Bu
senaryolarda sandalye dağılımı 1995 saçım sonuçlan-
na gore hesaplanmıştır
Senaryo 5: Anavatan-Doğruyol Seçim tşbirtiği: Mer-
kez sağda yapılacak bu tur bır ışbırlığı hem sandalye
sayısı olarak hem de anahtar partı olarak kım guçlu so-
rulannı anlamsız kılmaktadır ANAYOL ışbırlığı 285 san-
dalye kazanarak otekı partılere
gerek duymamakta ve bu par-
tılenn anahtar partı olma şans-
lan tumuyle yok olmaktadır
Senano 6: DSP-CHP Seçim
lşbuüğı: Merkez solda vapıla-
cak ışbırlığı sandalye dağılı-
mında partılen lyıce bırbınne
yakınlaştırmaktadır BtRLE-
ŞtKSOL 156. RP 149, DYP
124, ANAP 121 sandalye kazan-
maktadır BÎRLE$1K SOL've
RP'nmguçlen yuzde 33 3 DYP
ve ANAP guçlen ayn ayn yuz-
de 16 6'yaeşıtlenmektedır Se-
naryo 5 ıle karşılaştınldığında.
bu senaryoya gore otekı partı-
ler bır seçım ışbırlığıne gıtme-
seler bıle, merkez sağ ve RP
anahtar partı olma şanslannı
surdurmektedırler Bovlece.
merkez sol partıler arasında va-
pılan bır seçım ışbırlığı, bır on-
cekı senaryoda gorulduğu gıbı
mutlak gucu elınde bulundu-
ran bır partıye yol açmamakta-
dır Bununla bırlıkte, BİRLE-
ŞİK-SOL ve RP'nın anahtar
konumlan merkez sağ partıle-
nn şansını ıkı katına çıkarmak-
tadır
Senarvo 7: \\\YOL-BİR-
LEŞİKSOLSeçim lşbirliklen:
^^^YOL (266), BIRLEŞİK
SOL (143) RP (141) eşıt guç-
lere enşmektedır Yuzde 33 3
ANAYOL sandalye sayısı ola-
rak TBMM'de salt çoğunluğa
yakın olsa da tum partılenn
anahtar partı olma şanslan bır-
bınne eşıtlenır
Sonuç:
#
AKMERKEZ
Hrr gcren daha <;ok tktisat'lı mrmnmmetle tanisıyor.
Iktisat. siz«* özcl sorıııılai'u sizr özrl röziiınlrı* sıınıı\or.
Sı/ rl<- l( U lıi/nı«'ll<'i İIKIC m v m n u ı m r t l t - t : <lc lırı nr< n ı ı:iııı a
Genel Mudurluk (212) 2741111» Merkez (212) 274 70 20 • Atearay (212) 532 29 79 • Avcılar (212) 676 48 73 • Bahçekapı (212) 512
01 60 • Bakırkoy (212) 543 53 93 • Bayrampaşa (212) 56514 30 • Elmadağ (212) 230 0918 • Erenkoy (216) 368 26 82 • Etıler (212)
28711 50 • Guneşlı (212) 655 88 22 • Kadıkoy (216) 330 25 60 • Karaköy (212) 251 72 38 • Kozyatağı (216) 467 0410 • Merter (212) 637
4400 • ŞemsettınGunaftay(0216)4784070 • Uskudar(216)4928510• ArJana(322)3632401 •Ankara (312)4179980•Gazıosmanpaşa (312)
447 58 29 • Antalya (0242) 243 69 81 • Bursa (224) 255 70 80 • Çorlu (282) 653 83 33 • Denızlı (258) 265 20 41 • Eskışehır (222) 220
27 80 • Gazıantep (342) 220 78 50 • Gebze (262) 643 04 20 • temır (232) 463 69 69 • Bostanh (232) 33012 00 • Izmıt (262) 32311
00 • Kahramanmaraş (344) 221 15 30 • Kayserı (352) 222 23 00 • Konya (332) 236 87 70 • Marmarıs (252) 413 97 80
İKTISAT
BANCASI
Memnuniyetle
Seçım sıstemı ve ışbırlıklen
partılenn kazandıklan sandal-
ye sayısı ve guç dağılımlannı et-
kılemektedır Genel olarak bır
partının sandalye ka>betmesı. o
partının guç kavbetmesıne yol
açmayabılır Bır partının gucu,
otekı partılenn sandalye kaza-
nım ve kayıplanna da bağlıdır
Son genel seçım sonuçlanna
gore yaptığımız çozumlemede
nıspı temsılın farklı uvgulama-
lannın parlamentoda guç dağı-
lımmdaçok farklı sonuçlardo-
ğurmayacağı gorulmuştur Bu-
na karşıhk, merkez sağda yapı-
lacak bır ışbırlığı, bu ışbırlığı-
nı temsıl eden partıyı tek ve
guçlu partı durumuna getırmek-
tedır Lnutulmaması gereken
nokta, partılenn sıvasal velpa-
zedekı yerlennın "anahtar" par-
tı olma konumlanm etkıleye-
ceğıdır Ideolojıkyondenuyuş-
mayan partılenn varlığı, ışbır-
lıklennı engelleyebüeceğı ıçın
savısal olarak en fazla anahtar
olma ozellığıne sahıp partı bu
gucunu kullanamavabıhr
Bu çalışmada. son seçım so-
nuçlan goz onune alınarak par-
tılenn seçım ışbırlıklen ve se-
çım sıstemınde vapılabılecek
değışıklıklenn, parîamento ıçı
guç dengelenne nasıl yansıdı-
ğı, matematıksel bır gosterge
kullanılarakavnntılı bırbıçım-
de ırdelenmıştır Vanlan sonuç-
lar, toplumda her kesımde oluş-
muş genel kanılan da doğrula-
mışolabılır Bukanılarvebasıt
ırdelemelenn değer taşımalan
ancak bılımsel yontemlerle ka-
nıtlamalanyla olanaklıdır
(*) Erol Tuncer (1996) 24
Arank 1995 Milletv«kılı Genel
Seçımı -Sa>ısal ve Srvasal Değer-
lendirme, Ankara TESAV
Yayını Sa 91-100
PENCERE
Hazreti Muhammet
Sağ Olsaydı...
Bugun pazar
Yann anfe
Salı gunu de 'lyd-ı ekber' (buyuk bayram) denen
Kurban Bayramı
"Kurban" Arapça'ya ibranıce den geçmış, sonun-
da Turkçe'ye de gırmış bır sozcuk...
Oykusu eskı
•
Hazreti Ibrahim, -Islam'a gore- tek Tann ınan-
cını ılk savunan ve Kâbe'yı yaptıran peygamberdır;
175 yaşına dek yaşadığı soylenır
Ibrahım'ın guzel eşı Sara'dan çocuğu olmuyor-
muş Sara ne yapsın'' Canyesı Hacer ıle kocası-
nı evlendırmış, bu bırleşmeden Ismaıl doğmuş. ib-
rahım 100 yaşındayken bu kez de Sara'dan bır oğ-
lu olmasın mı1
Çocuga Ishak adı venlmış
Tann, Ibrahım'ın ınancını sınamak ıstıyormuş, oğ-
lunu kurban etmesını buyurmuş
Hangı oğlunu9
Yahudılere gore Ishak'ı, Muslumanlara gore İs-
mail'ı kurban etmesını ıstemış Tanrı, ama, İbrahim
peygamber tam bıçağı çocuğun boğazına dayadı-
ğı an gokten bır koç ınmış Ishak ya da Ismaıl kur-
tulmuş
Kurban Bayramı bu soylenceye mı dayanıyor^ .
Ne var kı ış bu kadarla kalmamış, Muslumanlar
ismaıl'ın soyundan geldıklenne ınanırlar, Yahudıler,
Ishak'ın soyundan geldıklennı ılen surerler, "bu ba-
ba bırana ayn" ıkı kardeşın soylan arasında kavga
ve kızılca kıyamet hıç eksılmez
•
Islamda Kurban Bayramı Hıcret'ın ıkıncı yılında,
yanı Isa'dan sonra 623 yılında başlıyor.
Neden''
Inançdunyasında "neden" sorulmaz Kurban, ıl-
kel toplumlardan bu yana var belayı defetmek,
tannlann ofkesınden kurtulmak ıçın ınsanoğlu tanh
boyunca kımı zaman hayvanlan, kımı zaman çocuk-
lan, kadınları, erkeklen kurban etmış
623'te Medıne'de ortaya çıkan kurban kesme
olayında ıse daha toplumsal bır yorumun kokusu
duyuluyor Varsıllar kurban keserlerse yoksullar,
yılda bırkaç gun et yıyecekler, zavallıların kamı do-
yacak
Bayram da gerçeklen bayram hanı bır avuçluk
toplumda, kesıien kurbanlann dağıtımıyla ortalık
şenlenıyor, pışırılen yemeklerın kokusu ıştah ka-
bartıyor O donemde bugunku gıbı ne beledıye var
ne de mezbaha
1
Tarım toplumu bu
1
Koy ya da
kasabada kurbanın kanını toprak emıyor çolde
kumdan bol ne var? y
•
623'ten bu yana 1375 yıl geçtı, Istanbul'un nu-
fusu 10 mılyonu aştı, Ankara, Izmır Bursa, Adana
derken kentleşen Turkıye'de şehırler betonlaştı,
gokdelenler bulutlan tırmalıyorlar caddelerle yol-
lar asfalt doşendı ne bır kanş toprak gorunuyor ne
de kum
1998 yılında ulkeyı baştan sona açık mezbaha-
ya çevırerek bayram mı kutlanır''
'Hazreti Muhammet gozlennı açıp gökyuzun-1
den Anadolu'dakı Muslumanlan sey'retse
- Hey akılsızlar> dıye seslenırdı, Ben Kurban ke-
sımını 1375 yıl oncekı koşullara gore duzenlemış-
tım O zaman ne Mekke'de apartman vardı ne de
Medıne'de
1
Ne beledıye ıcat edılmıştı ne de mez-
baha
1
Et kesımı zaten varsıl evlerde yapılıyordu
Bugun sağ olsaydım, bayramın kurallannı başka tur-
lu duzenlemez mıydım
1
•
Bız Muhammet'e ne yanıt verebılırdık''
- Allahın Yuce Resulu
1
Muslumanlarda akıl ol-
saydı, 21 'ıncı yuzyılın eşığınde Hınstıyanlardan bu
kadar gerı kalıhar mıydı' Bırbıhennı boğazlamak
ıçın ellennden gelenı yaparlar mıydı
7
Tann aşkına, herkesın kenttekı evının onunde ko-
yun, koç, manda, deve boğazlamak ozgurluğu, ın-
san haklanndan mıdır'?
Bayramda öğretmen Baby - Sitter
337 07 11
EYUP ASLIYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ HÂKtVILlĞt'NE
Dos>_a No 1996 742 Esas, 1998 65 Karar
Davacı Onal Murat tarafindan açılan gaıplık dava-
sının mahkememızde >apılan vargılaması sonunda
Davanın kubulu ıle Gıresun ılı Keşap ılçcesı Kı-
lıçlı koyu cıltno 025 01, savfano
7
9. kutuk sıra no
32'de nufusa kayıtlı bulunan ^bdullah oğlu Ası-
ye'den doğma, 16 07 1933 d lu Temel Murat'ın gaıp-
lığıne karar verılmış olmakla. gaıp hakkında bılgısı
olanlann ve gaıbın 3 av ıçınde mahkememıze muraca-
atlan ılan olunur 25 03 1998 Basm 13582
İLANÖRNEĞt
Para borcuna ve>a temınat venlmesıne veyabırışm
>apılması veya yapılmamasına, ırtıfak hakkının kaldı-
nlmasına ve yükletılmesıne daır
İCR.4 EMRİ
1- Alacaklı ve varsa vekılının adı soyadı ve ıkamet-
gâhı Huseyın Enşmış vekılı Av Muslum Şenturk. Yet-
kın Pa
2- Borçlunun ve varsa kanunı temsılcısının adı so-
yadı ve ıkametgâhı Ekrem Aksan Sıhhı Banvo Sahı-
bı Sarayonu Şanlıurfa
3- llamı veren mahkeme ve ılamın tanhı ve numa-
rası Ş Lrfa 1 Aslıye Hukuk Mahkemesı nın
28 3 1996 gûn 1994'1052 Esas, 1996 214 sayılı kara-
n
4- llam veya belgeye müstenıden ıstenen alacağın
ve>a temınatın yapılması veva vapılmaması >stenen
ışın kaldınlacak veya yukseltılecek ırtıfak hakkının
neden ıbaret olduğu ve faız
70 906 772 - TL asıl alacak
81 053 633 - TL vuzde 64 reeskont faızı
9 981 000 - TL vargılama gıderı
161 940 805 - TL toplam alacak ıcra gıder ve bu
takıp sebebıyle ucretı vekalet ıhtıvatı hacız gıden vs
Yukanda yazılı borcu (temınat) ışbu ıcra emnnm
teblığı tanhınden ıtıbaren kanunı sureve 15 gün ılave-
sı ıle 22 gun ıçmde odemenız (vermenız) lc If K nun
32 maddesı gereğmce ve bu sure ıçınde borcu (temı-
natı) ödemez (vermez)senız tetkık mercunden ve\a
Yargıta> dan veya mahkemenm ıade>ı voluvla an oldu-
ğu mahkemeden ıcranın gen bırakılmasına daır bır ka-
rar getırmedığınız takdırde cebn ıcra yapılacağı yine
bu muddet ıçınde 74 madde gereğınce mal beyınındfi
bulunmanız beyanda bulunmaz ve>a hakıkate avkır
beyanda bulunursanız 337 madde gereğınce hapısle
cezalandmlacağmız ıhbar olunur 16 03 1998
Basın 13496