Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NİSAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kıvrıkoğlu'nun
ziyareti
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral
Hüseyin Kıvnkoğlu, Doğu
ve Güneydoğu'da terörle
mücadelede yaralanıp
GATA'da tedavi görmekte
olan gazileri ziyaret etti.
Özel ve Genel Cerrahi ile
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon merkezlerini
dolaşan Orgeneral
Kıvnkoğlu, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Ismail
Hakkı Karadayı adına
gazilerin bayramlannı
kutladı.
Yurtdışındaki
ögrenciler
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Egitim
Bakanı Hikmet Uluğbay,
dün ûst düzey bürokratlar
ve YÖK Başkanvekili
Ismail Tosun ile bir araya
gelerek yurtdışına
gönderilecek öğrencilerde
aranacak koşullar ve
diploma denklıği verilen
üniversiteler konulannda
bir toplantı yaptı. Uluğbay,
lisans üstü ve doktora
eğitimi için yurtdışına
gönderilen öğrencilerin
Atatürk ilke ve
devrimlerine uymak
zorunda olduklannı
anımsattı.
FP'den Baykal'a
destek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP, erken genel
seçimin sonbaharda
yapılmasında ısrarlı olan
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'a destek verdi. FP
Grup Başkanı Recai Kutan,
parlamentoda düzenlediği
basın toplantısında, 1999
yılı ilkbahannda bir
seçimin çok geç olacağını
belirterek en uygun tarihin
bu yılın eylül ya da ekim
ayı olduğunu söyledi.
Hasan Fehmi
Bey anılıyor
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC), ilk şehit
ğâz&eci Hasan Fehmi
Bey'i. öldürülüş
yıldönümünde anıyor. TGC,
ilk töreni 6 Nisan Pazartesi
günü saat 11 .OO'de Hasan
Fehmi Bey'in Divanyolu
Ikinci Mahmut Türbesi'deki
mezan başında yapacak.
Aynı mezarlıkta yatan
ikinci şehit gazeteci Ahmet
Samim'in mezan da ziyaret
edildikten sonra Basın
Müzesi'ndeki şehitler
galerisinde saygı duruşunda
bulunulacak.
Vakko hisseleri
bugün İMKB'de
• Haber Merkezi - Vakko
Tekstil ve Hazır Giyim
Sanayi Işlermesi AŞ'nin
sermayesinin yüzde 20'si,
30-31 Mart tarihlerinde
TSKB yüklenim
liderliğindeki konsorsiyum
tarafmdan başan ile
tamamlandı. Vakko'nun
250 bin adet hisse senedinin
137bin500adedil9
yabancı kurumsal
yatınmcıya, 12 bin 500
adedi 25 yerli kurumsal
yatınmcıya. 100 bin adedi
ise 16 bin 483 bireysel
yatınmcıya satıldı. Vakko
hisse senetleri bugün
ÎMKB'de işlem görmeye
başlayacak.
TGC'nin tasansı
kanunlaşmalı'
• Istanbul Haber Servisi -
Çağdaş ve demokratik bir
hukuk devletinin
yaratılması için öncelikle
iletişim özgürlüğü önûndeki
yerel kısıtlamalann ve tüm
engellerin kaldınlması
gerektiği bildirildi. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti
(TGC) tarafından yapılan
yazılı açıklamada, Basın
Kanunu'nun çağımız
gereklerine uydurulması
amacıyla TGC'nin
hazırladıgı tasannın
kanunlaşması gerekliliğine
işaret edildi.
I İstanbul Haber Servisi -
ANAP Şişli llçe Yönetim
Kurulu, Şişli
Belediyesi'ndeki
yolsuzluğa adı kanşan 3
belediye meclis üyesinin
ANAP'tan ihraç edilmesini
istedi. Yönetim kurulu, 3
belediye meclis üyesi için
aynca Cumhuriyet
Savcıhfı'na suç
duyurusunda bulunmayı da
kararlaştırdı.
İrtica ile mücadele kapsamında Meclis'e sunulan yasa tasanlan komisyonlarda
Vakıflara soruşturmaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - irtica
ile mücadele kapsamında Meclis'e sevk
edilen yasa tasanlan üzerinde görüşmele-
re komisyonlarda başlandı. Adalet Komis-
yonu'nda, vakıflann gerekli durumlarda
idari tasarrufla da kapatılabilmesini öngö-
ren yasa tasansı üzerinde sert tartışmalar
yaşandı. ANAP istanbul Milletvekili Bü-
İent Akarcah, devletin sırtından trilyonlar
götüren ve irticai faaliyetler içinde bulunan
vakıflann önüne geçileceğini söyledi.
Medeni Yasa'da değişiklik yaparak vakıf-
lara sıkı denetim getiren tasan. dün TBMM
Adalet Komisyonu'nda görüşülmeye baş-
landı. FP'liler, irtica ile mücadele adı altın-
da Müslümanlıkla mücadele edildiğini ile-
ri sürerken, MGK'nin isteği dogrultusunda
tasanlar hazırlanarak Meclis'e sevk edildi-
ğini söylediler. ANAP Genel Sekreteri, Ko-
misyon üyesi Erkan Mumcu ise içinde bu-
lunulan konjonktüre göre değil, hukuk çer-
çevesinde görüş açıklanmasını istedi. Bu-
nun üzerine FP millervekilleri "Düşüncele-
rimizi özgürce açıklama hakkınuz yok mu?
Birikısıtlamayaçahs.mayın'' diye tepki gös-
terdiler.
FP'li BülentAnnç, yüzlerce vakıfarasın-
dan birkaç tane amaç dışı faaliyet gösteren
vakıfçıkabileceğini söyledi. Amaç dışı va-
kıflara örnek olarak Adalet Bakanlığı Vak-
fi ile bankalann vakıflannı gösteren Annç,
bu şekiide triiyonluk servetler toplandığı-
nı. ancak bunlann bir hakkın ortadan kal-
dınlmasına neden olamayacağını söyledi.
FP'li Abdülkadir Öncel de. derin devlet
baskılannın, açık hale getirilmeye çalışıldı-
ğını ileri sürerek, " Demokrasi dışı güçler
birtakım baskılar yapmak isteyebilir. Biz
buna aletolmayahm" dedi. FP milletvekili
Fikret Karabekmez de, "Güvenük güçleri-
ni her srvil güişüne sokarsak polis devieti
oluruz. Bunun Uerisi de faşist devJettir" de-
di.
Yargı denetimine açık
Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Me-
tin Gürdereeleştirileri yanıtlarken, idarenin
müdahalelerinin yargı denetimine açık ol-
duğunu anımsattı. Gürdere, mahkemelerin
de doğal olarak güvenlik güçlerinin ortaya
koyacağı delillere göre hareket edeceğini
belirterek, "Biz. istihbarata değil delile da-
yalı karar alınmasını sağüyonız" dedi. Da-
ha sonra, TBMM Genel Kurulu'nun çalış-
ma saatinin başlaması nedeniyle toplantı-
ya son verildi.
Tasanya göre, "siyasi amaç güden, belli
bir ırk veya mezhep mensuplannı destekle-
yen, milli menfaatfcre ajkuı" vakıf kurula-
mayacak. Sabıkalılar vakıf kuramayacak.
Vakıflann kuruluş tescili mahkemelerce ya-
pılacak. Vakıflar Genel Müdürlüğu gerek-
li gördügü hallerde vakıflan kapatabilecek,
kapatma karan 24 saat içinde hâkim onayı-
na sunulacak, hâkim karannı en geç 48 sa-
at içinde verecek. Belediyelerin vakıflan
denetim altına ahnacak, yurtiçinde kurulan
vakıflann yurtdışında, yurtdışında kurulan
vakıflann da yurtiçinde şube açması izne ta-
bi olacak. Izinsiz şube açılması durumun-
da vakıf yetkilileri hakkmda yasal işlem
yapılacak.
Cezaevleri
'îşkence
temel
sorun'
AYŞESAYIN
ANKARA - TBMM Insan
Haklan Komisyonu, Şanlıurfa,
Diyarbakır, Batman ve Mardin
cezaevlerinde yaptığı 1 haftalık
incelemelerde "işkenceye va-
ran kötü muameJeyi" temel so-
run olarak belirledi. Komisyo-
nun, görüşlerine başvurduğu
1500'e yakın tutuklu ve hü-
kümlü; cezaevlerinde "çiftbaş-
lılığı. görüş olanaklannın kısıt-
hlıgını. sağkk koşullannı, rüş-
veti, kapasite yetersizliğini" en
çok yakınılan konular olarak sı-
raladılar.
Komisyon Başkanı Sema
Pişkinsüt. üyeler FP'li Seyit
Haşim Haşimi ve DTP'li Ferit
Bora'dan oluşan heyet, bölge-
deki 4 cezaevinde; kadın, ço-
cuk, adi, siyasi, itirafçı ceza ve
tutukevlerinde 1 hafta süren in-
celemelerini tamamladılar. Ko-
misyonun yüzlerce sayfalık tu-
tanaklan çözme işlemlerine
başlandı. Haşimi, bölgede yap-
tıklan incelemelerde. saptadık-
lan sorunlan şöyleözetledi:
# 4, 5, 6 yıldır yargılanma-
yı bekleyen tutuklular var. Yar-
gı siireci hızlandınlmalı.
9 Şartlı salıverilenler üze-
rinde büyük baskı var..
# Bütün cezaevlerinde. "kö-
tü muameleye uğramadım" di-
yen tutuklu ve hükümlüye rast-
lanmadı.
# Cezaevlerinde çift başlılık
var.
# Çoğu cezaevinde işler rüş-
vetle yürüyor.
# Görüş olanaklan son de-
rece kısıtlı.
Cezaevlerinde sık sık yaşanan eylemlerden en çok tutuklu ve hükümlü yakuüan etküeniyor.
Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Gökoğlu
'Cezaevlerindekiçözümgeçici'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Buca Kapalı Cezaevi'nden
10 siyasi tutuklunun istemleri dı-
şında 4 değişik cezaevine sevk
edilmeşiyje başlayan protesto
gösterüerirn'n sona ermesine kar-
şın, köklü bir uzlaşma getirile-
medi.
Tutuklu Aileleri Yardımlaşma
Demeği (TİAD) Genel Başkanı
Ercan Gökoğlu. cezaevlerinin.
yıllardır el atılmayan ve her ge-
çen gün giderek ağırlaşan pek
çok sorunla yaşamak zorunda bı-
rakıldığınadikkatçekti. Yaşanan
tüm olumsuzluklann ötesinde
son olaylann. tutuklulann "ya-
şam haklanna" yönelik bir teh-
ditten kaynaklandığını savunan
Gökoğlu, bu olaylann "hücre ti-
pi" cezaevi sistemine gösterilen
bir tepki olduğunu kaydetti.
Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu'nun bu tür olaylann önlenebil-
mesi için ortaya koyduğu "mo-
dern cezaevleri'' tasanmının hüc-
re tipini içerdiğini savunan Gö-
koğlu, Çankın, Amasya ve Yoz-
gat başta olmak üzere pek çok
cezaevinde hücre tipi yapılanma-
nın bulunduğunu söyledi.
Gökoğlu, hücrelerin 1, 2 ve 4
kişinin kalabileceği biçimde sı-
nıflandınldığını belirterek. 1 ki-
şilik hücrenin 8, 2 kişilik hücre-
nin 16.4 kişilik hücrelerin de 24
metrekare olduğunu söyledi.
Adalet Bakanı Sungurlu'nun
hücre sistemini "oda sistemi"
olarak göstermeye çalıştığını
kaydeden Gökoğlu, bu sistemin
temel hedefinin tutuklulan "or-
tak yaşam" alanlanndan kopara-
rak "izolasyonu" sağlamak oldu-
ğunu öne sürdü.
Son olaylarda arabuluculuk
yapan Halkm. Hukuk Bürosu
avukatlanndSn Zeki Rfegâr. suç-
lu bile olsa tutuklu ve hükümlû-
lerin insan olduğunun unutulma-
ması gerektiğine dikkat çekti. Bu
çerçevede ceza infaz anlayışının
değişmesi gerektiğini kaydeden
Rüzgâr. cezaevlerinin insanlann
yaşabileceği asgari koşullara ko-
vuşturulması gerektiğini belirtti.
Tutuklu Aileleri Yardımlaşma
ve Dayanışma Derneği (TAYD-
DER) Genel Başkanı Medeni Ay-
han da. cezaevlerinde yaşanan
sorunlara kalıcı çözüm üretebil-
mek için öncelikle genel af ilan
edilmesi gerektiğini söyledi.
SPY değisikliği
Erbakan
9
a
siyaset
komisyondan
döndü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP'lilerin, kapatı-
lan RP'nin Genel Başkanı
NecmettiD Erbakan'a, her-
hangi bir partiden "bağnn-
sızada\olma" yolunuaçma
çabalan, TBMM Anayasa
Komisyonu'ndan döndü.
TBMM Anayasa Komis-
yonu'nda FP'li üyeler, Siya-
si Partiler Yasasfnın 95.
madde değisikliği önerisin-
den, partinın kapatılmasına
neden oian millervekillerinin
"siyasi partilerce aday göste-
rflemejeceği'' hükmünün çı-
kanlmasını istediler. Iktidar
partili ve CHP'li üyelerin oy-
lanyla önergenin reddedil-
mesi üzerine FP'liler, "Ana-
yasaya a\ kın bir düzenleme
y«pıİı>wr'' savı ve oylama so-
nuçlanna itiraz ederek tartış-
ma çıkardılar.
Adalet Bakanı Ottan Sun-
guriu ise bu şekiide seçile-
cek millervekilinin, hep ba-
gımsız kalmak zorunda ol-
duğu için "eksüdi" milletve-
kili sayılacağını, böylece, 2
farklı statüde milletvekilliği
ihdas edileceğini belirterek
önergeye karşı çıktı. Oner-
ge üzerinde söz alan Mustafa
Kamalak'ı, konuşmasını b -
sa tutması için uyaran
CHP'li Başkan Atüa Sav'a,
FP'li Şeref Malkoç, "Böyle
konuşmaya hakkınız yok"
diye bağırdı. Bunun üzerine
sinirlenen Sav, "Neye hak-
kım oiupobnadığuu bana siz
söyleyecek değusiniz" diye
tepki gösterdi. Yapılan oyla-
mada. DYP'nin destek ver-
diğı FP'nin önergesi 8'e kar-
şı 13oyiareddedildi.
Toplumun büyük kesimini oluşturan sivil kuruluşlar ortak dileklerini açıkladılar
6
Adil ve demokratik bir seçim sistemi
9
ALİER
Toplumun büyük kesimini temsil eden
sivil kuruluşlar, Türkiye'nin olası birerken
seçime, mutlaka "adfl ve demokratik'' bir
seçim sistemiyle gitmesini istediler. Mev-
cut seçim sistemini siyasi istikrarsızlıgın
nedeni ve demokratikleşme önünde engel
olarak gören Türk-tş, DİSK, Hak-Iş ve
KESK genel başkanlan "Milli bakjye" sis-
temine geçilmesini önerdiler. TlSK'in ter-
cihi ise "dar bölge''.
Türkiye'de erken seçim olasılığı giderek
güçlenirken, sivil kuruluşlann genel baş-
kanlan seçim sistemiyle ilgili tercihlerini
ağırlıkla "MiIK bakrye sistemi"nden yana
koydular. TlSK Genel Başkanı Refîk Bay-
dur ise iki dereceiı dar bölge sistemi öner-
di. Genel başkanlar tercih gerekçelerini
şöyle açıkladılar:
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak:
Herkesin parlamenter rejim içinde kendi-
sini ifade edebilmesini hazmetmeliyiz.
Yüzde 10 barajlı mevcut sistem bunu en-
gelliyor. Milli bakiye sistemi, bu amaca en
uygun düşenidir. Yüzde 5 'lik ülke barajı ise
kabul edilebilir bir sınırdır. Yeni sistem se-
çim ittifakına da olanak tanımalıdır. Öte
yandan, konunun Siyasi Partiler Yasası ile
ilgili önemli bir boyutu var: Mevcut sistem
fıili olarak atanmış parlamenterler seçtiri-
yor. Oysa. kimin seçileceğine parti liderle-
nnin değil, seçmenin karar vermesi gere-
kiyor. Delege sisteminde bir zaaf yok. So-
run üye-parti ilişkisinde. Bu ilişkinin nay-
lon üyeleri dışlayacak şekiide yeniden dü-
zenlenmesi gerekiyor. Düzenli ve zorunlu
aidat ödeme bunun ilk adımı olabilir.
TİSK Genel Başkanı Refık Baydur: Bi-
zim önerimiz ıki dereceli dar bölge siste-
midir. Bu sistemle 300-500 oyla artık mil-
letvekili seçilemeyecek. Erzincan'a büyük
hizmetleri bulunan Yıkürun Akbulut 1500
oy farkla seçimi kaybetti. Aynca, bu sis-
temle seçmen kimi seçeceğini bilerek oy
kullanacaktır. Dar bölge sisteminde, baraj-
lann bir önemi olmayacağını düşünüyo-
rum. Yeni yasa. seçim ittifakına izin verme-
lidir. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit
1993 'te gündeme getirilen dar bölge siste-
mine, büyük holding temsilcilerini, mafya
üyelerini ve etnik aynmcılık yanlılannı
Meclis'e taşıyacağını belirterek karşı çık-
mıştı.
Türk-tş Genel Başkanı Bayram Meral:
Halkın tercihleri Meclis'e yansımıyorsa, o
sistemin adı demokrasi değildir. Sistemin
adı konusunda henüz görüşümüzü netleş-
tirmedik. Ancak, istediğimiz sistem, halkm
tercihlerini Meclis'e en adil şekiide yansıt-
malı ve millervekilleri seçimlerinde seç-
mene tercih hakb tanımalıdır. Baraj oranı
ise yüzde 10'un altına çekilmelidir.
KESK Genel Başkanı Siyami Erdem:
Tüm siyasi görüşlerin gücü oranmda par-
lamentoda temsiline olanak tanıyan çoğul-
cu bir sistem istiyoruz. Baraj lar tümüyle
kalkmalıdır.
IRMIKIAYDIN ENGİN
Kör, sağır ve dilsiz olmak için
ille de gözlerin ışığı kararmış,
kulaklann sesleri âlgılamayete-
neği kalmamış ve ağzınızdan
sadece tuhaf ve boğuk hınltılar
mı çıkıyorolması lazım? Görüp
görmezlikten gelerek, duyup
duyarlık göstermeden, bilip di-
le getirmeden yaşayanın "kör,
sağır ve dilsiz "öen farkı nedir?
Günışığı gözlerimi ve yüregi-
mi acrtıyor.
Sizi adamdan sayıp, gazete-
ciliğinizi bir matah belleyip,
umarsız derdine bir umut ara-
yıp size yazmış. Yazmanızı, se-
sinizi, sesine katmanızı iste-
mektedir. Sizse şu çürümüş-
lükte "Yazsan ne yazar" soru-
suna yanıt bulamamaksızın
kıvranmaktasınız. Insan so-
aımluğunuz ve meslek ilkeleri-
nizle yaşadığınız çürümüşlük
ha bire birbirierine toslamakta-
dırlar. Soru kafanızda burgaç
gibi dönüp, oymaktadır: Yaz-
san ne yazar, yazsan ne çıkar?
• • •
Adı Leyia Büyükdağ Bütü-
Yüreğe Vuran Günışığı...
ner. 1965 doğumlu, Gebze
Özel Tip Cezaevi'nde siyasal
hükümlü. Suçu nedir, hangi ör-
gütün, hangi eyleminden dola-
yı tutuklanmış, yargılanmış ve
mahkûm edilmiştir bilmiyorsu-
nuz. Kaç yıl daha yatacağını da
bilmiyorsunuz. 33 yaşlanndaki
bu kadını daha önce hiç gör-
mediniz. Tanımıyorsunuz. Üs-
telik size ulaşan çığlığı "sizin
için özel" filan da değil. Çoğal-
tılmış bir daktilo metninin tepe-
sine sizin adınız yazılmış. Bes-
belli ki başka gazetecilere de
yollanmış bir mektup.
Sık sık aldığınız mektuplar-
dan biridiryani. Posta kutunuz-
dan şık sık çıkan, kimi Çanak-
kale Özel Tip Cezaevi'nden, ki-
mi Bartın'dan, Aydın'dan, Sağ-
malcılar'dan, Buca'dan gelen
mektuplar gibi bir mektup.
Gene de atılmamış. Kaç kez
masa ve çekmeceler temizle-
nirken ele alınmış, evrilip çev-
rilmiş ve yeniden çekmeceye
konmuş; yalın, süssüz bir mek-
tup:
Gebze Cezaevi'nde tutuklu
(ya da hükümlü) 33 yaşlarında
birgenç kadın körolmanın eşi-
ğinde.
Acemice cümlelerle dolu
mektubu, biracı çığlığı. Körol-
manın eşiğinde ve çanesiz. Af
filan istediği yok. Tedavi edil-
mek istiyor ve kör olmamak için
gösterdiği direnç, sonunda bir
kaç gazeteciye mektup yazma
umarsızlığına kadar gerilemiş.
Mektup "...göstereceğiniz
duyariıktan dolayı şimdiden te-
şekkürediyorum" diye bitiyor.
Göstereceğimiz duyarlık?
Buyrun size ilk akla gelecek,
en harcıâlem, en yalın soru: Siz
hiç köriüğün eşiğine geldiniz
ve tam da orada durdunuz
mu?
Peki, siz hiç hapishanede,
kuşatılmış, kendinizle ilgili çok
az karan kendiniz alabilecek bir
kıstınlmışlıkta köıiüğün eşiğine
geldiniz mi ?
Evet, çok harcıâlem sorular.
Ama biraz durup düşününce
dehşete kapılmamak (kör ol-
mak ne demektir?), duyarsız
kalıp suçluluk duygusuna ka-
pılmamak olanaksız
Gözünüzün önüne, hastane-
ye sevk dilekçesini can sıkıntı-
sı ile evirip çeviren, bir yandan
çayını yudumlayan, içinden
"Bunu, yasadışıyollara sapma-
dan düşünseydin kaltak" diye
geçiren yüreği nasır bağlamış
bir cezaevi savcısı gelir.
Gözünüzün önüne, öteki
gardiyanlarla cigara tüttürür-
ken "O dip koğuştaki gan ge-
ne göz muayenesi dilekçesi
verdi" diyen ve bunu "Gene
başımıza iş çıkanyor" der gibi
söyleyen bir gardiyan gelir.
Içinizden, bir sosyal hukuk
devletinde, devlet, "hükümgiy-
miş yurttaşlannın" da sağlığını
gözetmekle yükümlüdür diyen
çağdaş devlet ilkelerini sırala-
mak gelmez. Yüksek politika-
lardan, çözümlemelerden, in-
san haklanndan filan söz et-
mek hiç gelmez. Karşınızda,
Gebze Cezaevi'nde, gözlerini
yitirmenin eşiğinde, her sabah
gözünü açtığında koğuşa do-
lan ışığa sevinerek bakan ve
daha o an, yüreğinde "Pekiya-
nn sabah gene böyle, gözleri-
min içine ışık dolacak mı" kor-
kusunu büyütmeye başlayan
33 yaşında bir genç kadın var-
dır ve cılız, yitirmek üzere oldu-
ğu umudu kadar cılız bir sesle
"...göstereceğiniz duyariıktan
dolayı şimdiden teşekkür edi-
yorum" demektedir...
Gösterebileceğiniz duyarlık
dabirgazetenin, bir köşeciğin-
de, sade suya tirit birkaç pa-
ragraf karalamaktan öteye ge-
çememektedir...
Gazetedeki odanızın pence-
resinden içeri dolan günışığı
gözlerinizi ve yüreğinizi acrtır...
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'Allah'ın Askeri../
Öğretmen Oktay Bulun'u önce üzerine çulla-
nıp bir bıçak darbesiyle yaralıyorlar, sonra ellerin-
den tutup yere yatırarak başını gövdesinden ayı-
nypriar...
Üçü de Hizbullah militanı ve Güneydoğu kö-
kenli... Mustafa Eroğlu Siverekli. HarunTetik Di-
yarbakırlı, Mustafa Gürlüer Batmanlı...
Mustafa Eroğlu (kod adı Yakup) tutuklu, Harun
Tetik (kod adı Selçuk), Mustafa Gürlüer (kod adı
Lokman) ise gıyabi tutuklu, hâlâ yakalanmadı...
Mustafa Eroğlu'nun polise verdiği ifadeyi oku-
yunca tüylerim diken diken oldu...
Hizbullah militanı Mustafa, ışledikleri cinayet-
leri anlatırken şöyle diyor:
"Ya tabancayla başlanna ateş edip öldürûyor-
dukya da boğazlannı keserek..."
Hizbullah'ın Içel-Tarsus kanadmdaki militanla- '
nnın tümünün kod adlan bulunuyor...
Yaşlan 18-25 arasında, çoğu lise mezunu ve •.
üniversite öğrencisi...
Harun Tetik ise 1980 doğumlu...
Hizbullah militanları Içel- Tarsus yöresini hara-
ca bağlamışlar, yüklü miktarda para toplamış-
lar...
Mustafa ifadesinde, Güneydoğu'da Hizbul-
lah'ın nasıl çalıştığını, "Menzil gnıbuyla llim gru-
bu arasındaki çatışmayı" tüm aynntılarıyla anla-
tıp ekliyor:
"Oktay Bulun'u öldürmeden bir gün önce Tar-
sus'ta Imam-Hatip Okulu öğretmeni Mustafa
Özkan'/n kafasına 1.5 metreden tek el ateş edip
öldürdük..."
Plan önceden yapılıyor, öldürecekleri kişiler ön-
ceden izlenip evlerine geliş gidiş saatleri sapta-
nıyor...
Cinayetleri işledikten sonra ne yapıyorlar?
önceden belli olan örgüt militanlannın evlerin-
de saklanıyorlar... ^
Bu örgüt evlerinin sahipleri, "dindar kimliği"y\e
tanınan esnaftan kişiler oluyor...
• • •
Yasadışı Hizbullah örgütünün yapısı, Peru'da-
ki devrimci "Tupac Amaru" genllaiannınkinin ti- ••
pik bir kopyası. Hizbullah'taki örgütlenme de tıp-
kı "Tupac Amaru" gibi hücre biçiminde...
Hizbullah'ın Içel-Tarsus örgütündeki dokuz fi- '•
rari sanığın yedisinin kod adlan yazılı, asıl adları
belli değil, hazırlanan 16 Şubat 1998 tarihli fezle- -
keyegöre...
Mustafa Eroğlu ifadesinde "llim kolu"nun ca-
milerde eğitim çalışması yaptığını anlatıyor, "Biz
dini konularda sohbet yapıp eylem karahanmızı
daha sonra tek tek görüşmelerde söylerdik" de-
yip ekliyor:
"Tek tek görüşmelerde, kime eylem görevi ve-
rildiğiniötekilerbilmezdi. Eylemleri 6.30-7.30 sa-
atlerinde, yani sabah namazını kıldıktan sonra
yapardık..."
Mustafa sorguda şunlan anlatıyor polise:
"Biz Güneydoğu'da Siirt, Diyarbakır, Bat-
man'da örgütlendik, sonra Bursa'dan Istanbul'a; ,,
Içel'den Antalya'ya; Urfa'dan Istanbul'a de/töf-..»î
gütlendik. Kâzım Zorcu, Siirt'te camilerde ders ;.
verirken polisçe yakalandı. Onun işi örgüte ele-
man kazandırmaktı. Serbest kalınca Içel'e geldi,
Hasan Gül'ü öldürme olayına kanştı. Halen firar-
da. Abdülvahap Zorcu'yu tanımam. Içel'de ya-
kalandı, salıverilince Bursa 'ya gitmiş. Yörük Sa-
lih Mersin'deydi şimdi Izmir'e yerleşmiş. Molla
Ismet Şırnaklıydı, PKK'ye karşı halkı uyandınrdı,
onu herkes severdi..."
•••
Hizbullah'ın amacı nedir?
Bu sorunun yanıtını da Hizbullah militanı Mus-
tafa Eroğlu şöyle veriyor:
"Bize büyüklerimizin anlattıklanna göre Hizbul-
lah'ın kelime anlamı şudur: 'Allah'ın Partisi, Al-
lah'ın taraftarları, Allah'ın askeri...'
Iki koldan çalışması vardır: 'llim kolu ve Menzil -
kolu...'
Bizler llim kolundayız...
Bizlere engel olacaklara 'Hizbuşeytan' deriz,
şeytanlaha mücadele dini bir vecibedir. Şu anda '
Türkiye'de 'cemaat' aşamasındayız, ancak ileri-
de 'cihat' dönemine geçtiğimizde silahlı müca-
delemiz başlayacak. Türkiye Cumhuriyeti devle-
tiniyıkıp Kuran hükümlerine dayalı Islami devlet
kurmayı amaçlıyoruz..."
Hizbullah'ın yayın organlan nelerdir?
Onun da yanıtı şu:
"Sebat, Selam gazetesi, Burhan Kavun-
cu'nun çıkardığı Yeni Yüzyıldergısi, Değişim der-
gisi, Islami Endişe, Haftaya Bakış, Mektup, Pa-
nel, Tevhit, Hakses, Sahabe..."
Evet.. Hizbullahçılar şu anda 'cemaat aşama-
s/'nda tıpkı Fethullahçılar gibi. Hizbullah 'cihat'
dönemine gelmedi henüz...
Hizbullahçılar 'cihat aşaması'nöan 'kanlı', Fet-
hullahçılar ise 'kansız' geçmek istiyortar...
Nediyorsunuz?..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya « raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇAĞIMIH TANIĞI Ü{ YAZAR
2 BASI
30COOOTL
KUBİIAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPURI
4. BASI
550 000 TL
SAHCILIYIILAR KU$AT1L*I$
SOKAKLAR
4. BASI
350 000 TL
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
600 0MTL
ZAMBAK SAMA DA BULAJTI KAN
2. BAS!
600 003 TL
DİN BARONUNUN KA2LARI
2. BASI
600 000 TL
ÂJIK KAPINUR SOKAtl
2 BASI
8OO0OCTL
^ERİAT PAZARI
600 000 TL
SEVDANIN ADKESİ BELLİ DEĞİt
10OO0OCTL
Çağ Pazartama A.Ş. TDrtîocaği Caddesı No:39'41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tei (0212) 514 01 96