Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1998 CUMA
HABERLER
Mumcu'yu
anmaya
soruşturma
• KARAMAN
(Cumhuriyet) - Özgürlük ve
Dayanışma Partisi il
örgütünün, katledilen
yazarımız Uğur Mumcu için
dûzenlediği anma etkinliğine
katılan üç öğretmen
hakkında soruşturrna açıldı.
ÖDP Karaman II Örgütü
tarafindan yapılan yazılı
açıklamada konuyla ilgili
olarak "Uğur Mumcu'nun ve
sayısız değerli insanm
katilleri yıllardır
bulunmazken. onlan
ananlara soruşturma
açılmasını kınıyoruz"
denildi.
THişünceye
ÖzgÜPİük-2'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı,
Avukat Eşber Yağmurdereli
ve sendikacı Mahmut
Konuk'un yargılanmalanna
neden olan konuşmalan
'Düşünceye Özgürlük-2'
isimli broşürde topladıktan
sonra bu broşürü imzalayıp
yayımlayarak, "yasadışı
silahlı çeteye yardım
ettikleri" gerekçesiyle
aralannda gazeteciler.
sendikacılar ve
politikacılann da bulunduğu
14 sanık hakkında dava açtı.
Sanıklar hakkında 4 >ıl 6'şar
aydan 7 yıl 6'şar aya kadar
hapis cezalan isteniyor.
1 Mayıs
hazırlıkları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- 1 Mayıs'm
Ankara'da alanlarda
kutlanmasına yönelik
hazıdık çalışmaları
başlatıldı. Türk Harb-Iş
Sendikası Genel
Merkezi'nde bir araya gelen
30 sendika, demokratik kitle
örgûtü ve siyasi partilerin
temsilcileri, 1 Mayıs
kutlamalanyla ilgili görüş
alışverişinde bulundular. Bu
yıl 1 Mayıs kutlamalarının.
Ankara Valiliği'nce yeni
miting alanı olarak
belirlenen Abdi Ipekçi
Parkı'nda yapılması
bekleniyor.
Bağcı'ya onur
odulu
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çukurova
Gazeteciler Cemiyeti'nin
geleneksel olarak
dûzenlediği 'Basın
Özendirme Yanşması-97'
sonuçlandı. Yanşmanın bu
yılki'OnurÖzelÖdülü'
haber izlerken geçirdiği
trafık kazasında yaşamını
yitiren Gazetemizin
Gaziantep muhabiri Kemal
Bağcı'ya \erildi. 80. Kuruluş
yıldönümünü laıtlayan Yeni
Adana gazetesi de 'Yerel
Basın Onur Ödülü'ne layık
göriildü.
Oylarda tahrifat
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Geçen pazar günü
yapılan kongre ile il
başkanını seçen Adana CHP
örgütünde sayımda tahrifat
yapıldığı tartışması sürüyor.
Genel Merkezin desteklediği
Orhari Ekici'nin il
başkanlığına çok az oy
farkıyla seçilmesınin
ardından sonuca itiraz
edilmesi üzerine ikinci kez
sayım yapıldı. Parti
yetkililerinin verdiği bilgiye
göre; seçimi 9 oy farkıyla
kaybeden Fikret Ank'ın
ikinci sayımda 'oy fazlasf
çıktı. Ancak hâkim
huzurunda bir kez daha
yapılan sayım sırasında
'birçok oy uzerinde tahrifat
yapıldığı' belirlendi.
Kadın dernekleri önderliğindeki 35 sivil toplum örgütü irticaya karşı Başbakan'ı uyardı
w
TasarıLar MecKsİZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Kadın dernekleri
öncülüğünde tzmir'deki 35
sivil toplum örgütü, Başbakan
Mesut Yılmaz'a gönderdikleri
yazıda, irticayla mücadele
çerçevesinde kamuoyuna
açıklanan yasa tasanlannın
Meclis'ten geçirilmesini ve var
olan devrim yasalanmn
ödünsüz uygulanmasını istedi.
Kadın Haklannı
Koruma Demeği Izmir Şubesi
ve tzmir Türk Kadınlar
'ten geçsin'Birliği'nin öncülüğünde
hazırlanan ve toplam 35 sivil
toplum kuruluşu yöneticisinin
imzaladığı metinde,
hükümetin irtica ile ilgili
mücadelesine destek verildi.
Başbakan Mesut Yılmaz'a
gönderilen metinde, irticayla
mücadele konusunda
hükümetin işbaşına geldiği
günden beri almış olduğu
kararlann "en büyük
bektentiieri" olduğunu belirten
35 sivil toplum örgütünün
yöneticileri, şunlan dediler:
"Büindiği gibi REFAHYOL
Hükümeti, kraatlan ile irtkavı
Türkiye Cumhuriyeti'ne
yönelik birinci derecede tehdit
haline dönüştürmüştür. Bunun
sonucunda Türk milleti,
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk
kez asker-sivü el ele vererek bu
iktidarı devirmiş, içinde
bulunduğu tehlikeyi yok
edeceğine, ülkeye tekrar banş
ve huzur ortamı getireceğine
inandığı hükümetinizi iktidara
taşımışür. Lzmirli kadın
dernekleri üyeleri olarak irtica
tehdidinden birinci derecede
mağdur olacağımıan bilinci
içerisindeyiz.
Bu nedenle, irtica ile mücadele
çerçevesinde kamuoyuna
açıkladığınız yasa tasanlannı
Meclis'ten geçirirken ANAP
grubu olarak hiç fire
vermeyeceğinize ve var olan
devrim yasalan ile beraber
ödünsüz hayata geçireceğinize
inanrvoruz."
Sivil toplum örgütleri
yöneticileri, hükümetin,
özellikle 8 yıllık eğitim
konusunda Danıştay'ın "8 yıllık
kesintisiz eğitim, dini eğitim ile
kesintiye uğratılamaz" karannı
tttizlikle uygulayacağına olan
güvenlerinin tam olduğunu
vurgulayarak, "Türk
seçmeninin yansını temsil eden
bizler, hükümetinizin
kraatlannı dikkatle izlediğimizi
yineler, saygüar sunanz"
dediler.
Pankart açma davası
Yargıtay:
Masum
bir eylemANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay, 8
öğrencinin TBMM'de gerçekleştırdığı pankart
açma eylemini. "işlev ve potansiyeü yasama
olan bir platformda sergilenen masumane bir
davranış biçüni ve demokratik bir tepki" olarak
değerlendirdi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, TBMM Genel
Kurulu'nda pankart açan Hülya Yeşflyurt,
Mahmut Yıhnaz, Özgür Yılmaz. tbrahim
Ethem Altun, Devrim Öz, Ahmet Bahadır
Ahıska, Hact Ferhan Temiz ve Deniz Kartal'ın
Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 10 ay
hapis cezasına çarptınlmasına ilişkin karannı
bozmasına ilişkin gerekçeli karannı açıkladı.
Dairenin karannda, yerel mahkemenin davranış
biçimini"belirledikten sonra hukuka aykın
kusurlu hareketin hangi yasal normu
çiğnediğini göstermeden 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nm
"yasaya aykın eylem" deyişiyle başlayan
yaptınmını uyguladığı ve suç tipini
belirlemediği kaydedildi.
Anayasanın başlangıç bölümünde, her Türk
vatandaşının temel hak ve özgürlüklerden
yararlanma hakkına sahip olduğu ve temel hak
ve özgürlüklerin niteliklerinin de belirlendiği
kaydedilen gerekçeli kararda, 2911 sayılı
yasanın ilgili maddelerindeki sınırlamalara < <*&?..
işaret edildi. Yasada, toplantı ve gösteri '•''
:
' yürüyüşünün bir hak olarak saptandığı <• * -
belirtilen kararda, aynı yasada "toplantı ve
gösteri yürüyüşünün" tanımlamasının
yapıldığı, sanıkJann hareket bütünlüklerini bu
tanımlamalara uyarlamanın olanaklı olmadığı
kaydedildi.
Eğitim hakkı
Kararda, Türkiye'nin de imza koyduğu lnsan
Haklan EvTensel Beyannamesi'nin "herkesin
eğitim hakkı bulunduğu, egitimin parasız ve
yükseköğrenimin herkese liyakatlerine göre
açık olduğu" ilkesiyle Türkiye'nin de taraf
olduğu Paris Şartı'nın da "kunsemn
öğrenim hakkından yoksun ' •"•
bırakuamayacağına" ilişkin kuralı benimsediği
anımsatılarak ^öyle devam edildi:
"Bu ulusal ve evrensel kriterierin ışığında,
sanıklano, bir kısım arkadaşlannın sırf maddi
güçlükleri nedeniyle üniversite kaymannın
silinmesi kuşkusuyla, işlev ve potansiyeli
\asama olan bir platformda masumane bir
davranış biçimi ve demokratik bir tepki olarak
sergiledikleri eylemin 2911 sayılı yasa
kapsamında değeriendirilmesi olanaklı
olmadığı gibi, kalkışma aşamasında kalan
kabahat türündeki TCK'nin 537. maddesindeki
pankart açma suçunu da oluşturmayacağı,
esasen kendilerine Meclis tçtüzüğü'nün 145.
maddesi u>annca disiplin işlemi uygulandığı
belirlenmiştir." Daıre bu gerekçelerle hükmü
bozdu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de, Ankara 2
No'lu DGM'ce örgüt üyeliği suçlamasıyla
toplam 96 yıl ağır hapis cezasına çarptınlan ve
aralannda pankart açma eylemine katılan
Mahmut Yılmaz ile Deniz Kartal'ın da
bulunduğu 8 öğrenci hakkındaki hükmü "eksik
soruşturma" gerekçesiyle bozmuştu. Daire,
TBMM'de pankart açan bazı sanıklarla ilgili
olarak yapılan yargılamaya ilişkin dava dosyası
incelendikten sonra hüküm kurulmasını
istemişti.
.fı.-
Özlem Tunç, 7 kişinin öldiiğü Gazi olaylan sırasında yere düşerek bayünuşü.
Gazi davasında 3 sanık polis daha tahliye edildi
•• ••
Oldü sanüan Ozlem Tunç:
50polis beniçiğnediAHMET ŞEFİK
TRABZON - Trabzon Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde görülen Gazi davasında sanık po-
lislerden üçü daha tahliye edildi. Gazi olay-
lan sırasında 'öldü' sanılarak çöp bidonlan-
nın yanma atılan Özlem Tunç, polislerin ken-
disini bir kahvehaneye götürdüğünü, cınsel
tacizde bulunduklannı ve üzerine çıkıp te-
pindiklerini anlattı. Tunç, bir polisın kafası-
na mermi sıktığını, ancak merminin sıyırdı-
ğını ve yaşadıklannı anlatırken bayıldı.
20 polisin yargılandığı Gazi olaylan dava-
sının dünkü oturumuna turuklu sanık polis-
lerden Adem Albayrak. Mehmet Gündoğan.
Sedat Özenir, Ha\rullah Şişman ve Metin
Çakmazkatıldı.
12-13 Mart 1995 günü yaşanan Gazi olay-
lan sırasında 'öldü' denilerek çöp bidonlan-
nın yanma atılan Özlem Tunç dün tanık ola-
rak dinlendi.
Tunç, kahvehanenin taranmasından sonra
olaylann başladığmı. polisin vatandaşlan
copladığını, coplama sırasında Leyla Ka-
ya'nın ağır yaraladığmı anlattı. Tunç, ceme-
vine gittikleri sırada iki sivil polisin ateş et-
tiğini öne sürdü. Ertesi gün Fadime Bingöl ad-
lı kişinin bir kurşun sonucu öldüğünü söyle-
di. Birçevik kuvvet polisinin kendmi kahve-
ye götürdüğünü kaydeden Tunç, polisin Di-
lek Sevinç adlı kişiyi öldürdüğünü öne sürdü.
Tunç, Sevinç'in ölümünden sonra kahveye
50-60 polisin girdiğini, kendisine cinsel ta-
cizde bulunduklannı, yere yatırdıklannı ve
bütün polislerin üzerine çıkıp ezdiğini, tek-
melediğini söyledi. Tunç hıçkınklar içinde-
ki ifadesinde, bir polisin kafasına mermi sık-
Uğını, ancak merminin sıyırdığını, olaya mü-
dahale etmek isteyen bir askerin de polisler
tarafindan dövüldüğünü anlattı. Mahkeme
Başkanı Dursun KayaGüleç'ın sanıklara ba-
kıp teşhis edıp edemeyeceğini sorması üze-
rine Özlem Tunç geriye bakamadı ve bayıl-
dı.
Davanın öğleden sonraki bölümünde, mü-
dahil avukatlar duruşma salonunda silahlı
memurların bulunduğunu \e Özlem Tunç'a
baskı yaptıklannı öne sürdü. Mahkeme Baş-
kanı Güleç, salondaki memurlan dışan çı-
kardı. Müdahil avukatlardan Cemal Yüce,
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Sa-
vaş tarafindan hazırlanan Susurluk raporu-
nun açıklanmayan bölümlerinde Gazi olay-
lanna ilişkin bilgilerin yer aldığmı belirterek
raporun mahkeme getirtilmesini istedi.
Daha sonra karannı açıklayan mahkeme,
Metin Çakmak, Sedat Özenir, Hayrullah Şiş-
man' ın tahliye edildiğini bildirdi. Duruşma 7
Mayıs tarihine ertelendi. Davayı izleyen CHP
Istanbul Milletvekili Mehmet Sevigen birse-
naryonun oynandığmı, iki duruşma sonra da-
vada turuklu polis kalmayacağmı iddia etti.
Baykal başlattı
CHP'den
'Gençlik
Hareketi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel"
Başkanı Deniz Baykal,
gençleri siyasetle
buluşturmak ve
kaynaştırmak için
"Gençlik Hareketi"
başlattıklannı bildirdi.
Çeşitli illerde toplantı ve
etkinlikler
düzenleyeceklerini
belirten Baykal, siyasetin
topluma yabancılaştığını,
dürüstlük ve ahlaktan
uzaklaştığını söyledi.
Baykal, dün dûzenlediği
basın toplantısında
"Gençlik HareketTni
başlattı. Gençlik
kesiminin siyasi bir hedef
sayılmasını eleştiren
Baykal, "Gençler bizim
için nitelik olarak önemlL
Gençlik sorunumı
siyasetin doğal hedef
grubunun sorunu olarak
algüamryoruz" dedi.
Siyasetin topluma
yabancılaştığını,
gençlerden uzaklaştığını
vurgulayan Baykal,
siyaseti gençlerle
buluşturmak, | ;,
kaynaştırmak
istediklerini söyledi.
Baykal gençlerin siyaseti
hasım gibi görmeye
başladıklannı
kaydederek şöyle
konuştu:
"Siyaset gençlerin önem
verdiği her değerin tam
tersi yönde gelişiyor. Bu
nedenle yabancüaşıyortar.
Siyaset; dürüstlük, ahlak,
doğnı söz, güvenilirlik,
ulusal ve toplumsal
yarardan uzaklaşıyor.
Bütün bunlar gençleri
siyasetten kopanyor.
Buna son verilmesi
gerekiyor. Gençlerünizi
kapalı toplum
alanlanndan çekip
çıkararak onlan
Türkiye'yle buluşturmak
istiyoruz."
Baykal, çeşitli illerde
başlattıklan çalışmalann
tamamlandığını, bundan
sonra sanat, bilim, iş
dünyası, akademi ve
basın alanında "ülkenin
güzel yüzünü" oluşturan
kişileri, toplantılar
düzenleyerek gençlerle
bir araya getireceklerini
bildirdi. "Genç
Buluşmalar" toplantı lan
başlatacaklannı belirten
Baykal, "Sözde şöhret,
kof isimleri, köhneleşmiş
kimlikleri bir yana iterek,
gerçek isimleıie gençleri
buluşturarak, birbiıierini
anlamaya çahşmalannı
istiyoruz" görüşünü dile
getirdi.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Meslekleri ile ilgili bilgi dokümanların-
da "gazeteci" yanıtı yazılan, Başbakan-
lık Basın Yayın Genel Müdüriüğü'nün
verdiği "san basın kartı "nı ceplerinde ta-
şıyan üç yurttaşımız beş günlük bir tutuk-
(uluk dönemınden sonra önceki akşam
özgürtüklerine ctöndüler.
Haklannda 7"Rr'nin "Akşam" gazete-
sinin sahip ve yöneticileri iken, promos-
yon olarak daöıtma vaadinde bulunduk-
lan televizyonîann ödenmesi yasa uya-
nnca gerekli bandrol bedellerinin karşılı-
ğı olan dört buçuk trilyon lirayı ödeme-
mek yüzünden suç duyurusunda bulu-
nulmuş, bu nedenle de tutuklanmışlardı.
Mahkeme, tutuklamayı kaldırdı ama,
üç "san basın kartlı" yurttaşımızla ilgili
tartışmalar sürüyor.
Akşam'ın eski sahibi Mehmet Ali llı-
cak'ın annesi, kıdemli gazeteci Nazlı llı-
cak Şirin, oğlu ile eşinın tutuklanmasını
bir siyasi komplo olarak değerlendiriyor.
Ana ve eş yüreğidir Elbefte en yakın i-
ki erkegin, apar topar alınıp bir tutukeyi-
nin krj^uşuna kapatılrnasını içine sindir-
mesini bekleyemezsiniz.
Ama, 12 Eylül döneminde cezaevi par-
maklıklannın arkasında tam bir özgür
yurttaş kavgası, bir demokrasi savaşımı
veren Nazlı Tlıcak "siyasi komplo "nun ne
olduğunu, ne olmadığını hafızasını yitir-
memiş ise çok lyi bilecektir.
Kim9
Niçin Ödesin ki?
llıcak ailesinin başına gelen, olsa olsa
yürürlükteki yasaların değerlendirilme-
sinde farklı düşüncelerle ticaret yapılma-
sı ile ilgili olmalıdır.
Akşam gazetesini, yakın günlere kadar
llıcak ailesinin sahipliğini yaptığı "Aslı"
küçük adını taşıyan bir anonim şırket ya-
yımlıyordu. Gazetenin promosyon rüz-
gân ile doldurduğu tiraj yelkeni, şiştikçe
şiştı.
Artan tirajın karşılığı olan televizyonîa-
nn önemii bir böfümü, hak sahiplerine
verilmedi. Bu kimseler, aynca kendileri-
ne vaat edilen çatal-bıçak takımının üze-
rine birer bardak su içmek zorunda bıra-
kılmışlardı.
Bu olay madalyonun bir yüzü.
Olayın öbür yüzü, son tutuklama ka-
ran ile ilgili. Bir zamanlar, devlet tekeli ile
yayın yapan Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu'na, hem mali kaynak sağlamak
hem de bu kaynağı sağJarken siyasi ik-
tidara karşı bağımsızlıöını koruyabilmek
amacı ile bazı yasal destekler sağlan-
mıştı.
Bu yasa uyannca radyo, televizyon,
müzik seti ve video alan her tüketicinin,
bu cihazlan alırken ödediği paranın çok
küçük bir bölümü "bandrol" ücreti adı al-
tında TFİT Kurumu'na veriliyor. Aynı zo-
runluluk, tükettiğimiz elektrik bedelleri
için de geçerli. TRT ortalama yüzde
3.5'lik bu ödemeleri havuzunda toplu-
yor.
Bu yasa anayasaya uygundur ya da
değildir; o ayn bir konu. Arna yasa yürür-
lüktedir ve her tüketici, aldığı radyonun,
televizyonun, yıdeonun ücretını öderken,
Türkiye Elektrik Kurumu'na, Aktaş'a ya
da Çukurova'ya tükettiği elektrik ücreti-
ni öderken bu yüzde üç buçuklan yatın-
yor. Ama o paralar bir türiü TRT kasası-
na gitmiyor; aktarılmıyor.
Ya ne oluyor?
Tam 68 firma, "Aslı Yayıncılık" gibi bu
paraların üzerine yatıyor.
Aslı Yayıncılık, 68 firma arasında tek
değil ama, 4.5 trilyon lira ile "biıinci"\ik
kürsüsünde. Onu yaklaşık 7.5 trilyon li-
ra ile Uzan'lar "Çukurova E/eWri/c"teki
üretimlerinin satışından doğan borçları
ile izliyor. TRTyetkilileri, birikmiş faizler ve
1997 yılı borçlan ile alacaklarının 3.5 tril-
yon liraya ulaşacaklannı söylüyorlar. üs-
tede, "550 milyar lira ile Cihan Elektro-
nik" var.
Kepez Elektrik de yanm trilyonu bulan
borçlular arasında.
"Vergisini ödeyen enayi" ilkesine sıkı
sıkıya sanlmış olan kapitalist ekonominin
gönülden âşığı bazı girişimcilerimiz, işte
bu paraları ya kendi bankalarında ya da
başka bankalarda faize, repoya yatınyor-
lar.
Döndür Allah döndür.
Yüzde 90 mı olur, yüzde yüze mi yak-
laşır... Tüketicinin parasını, yasanın sana
gösterdiğı adrese yatıracağın yerde sıcak
para satışına başladın mı, kanlı canlı bir
kurum haline geliveriyorsun. Ismin genç
yaşta başanlı işadamları listesini süslü-
yor. Kimi bu işlemi Hazine'ye olan vergi
borcu sırasında uyguluyor. Kimi Sosyal
Sigortalar Kurumu ile çok severek böy-
lesine bir para oyunu oynamaktan hoş-
lanıyor.
Ustelik. sigortaya sadece "işveren"
olarak kendi borcunu ödememekle kal-
mıyor; çalıştırdığı personelin ücretinden
sigorta adına kestiği primlerin de üzeri-
ne yatıyor.
Ve, mışıl mışıl uyuyor.
Mehmet Ali llıcak ve şürekâsının ba-
şından geçip de, anne llıcak'ın "siyasi
komplo" olarak nıtelendirdiği otayda bir
başka "cankurtaran s/mıd/"nin de kulla-
nılmakta olduğu anlaşılıyor. Gazeteler-
deki salıverme haberierinin satırian ara-
sından öğreniyoruz ki, tutukluğunun kal-
dınlması için yapılan itirazlarda "Borç,
Aslı Yayıncılık Şirketi'ne a/f ise, bunun
müvekkillerimiz ile ne ilgisi var" sorusu
yer almış.
Anonim şırketlerin sahiplerinin belli ol-
madığı gerekçeleri ilerı sürülmüş.
Mehmet Ali llıcak ve şeriklenne ger-
çekten geçmiş olsun. Hiç kimsenin öz-
güriüğünden, evinden ayn kalmasından
zevk duymayan biryurttaşlan olarak, bu
dileklerimi içtenlikle iletiyorum.
Ama, basbayağı merak da ediyorum:
Beş günlük tutukluluktan sonra geçir-
diklen ılk özgür gece, başlannı yastığa
koyar koymaz uyuyabiidiler mi?
• • •
Çarşamba günü yayımlanan yazı ile il-
gili olarak eskı Burdur Emniyet Müdürü
Günay Uslu telefon etti ve Kocaeli Vali-
si Memduh Oğuz ile birtikte çalıştığını,
Burdur'da kendısini resmi elbise ile yağ-
mur duası törenine çağırdığını, yine Bur-
dur'da eşinin annesinin üfürükçülük yap-
ması ile övündüğü için vali yardımcısı ile
kavga ettiğinı de söyledi.
"Böyle bir idareci I Atatürkçü olabilir
mi" diye de sordu Günay Uslu.
BÎRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Cumhurbaşkanına
Açık Mektup
Sayın Demirel,
Şair Can Yücel'in, size gıyabınızda hakaretten
dolayı koğuşturulmakta oluşunu gazetelerden öğ-
renmiş bulunuyorum. Bu koğuşturmanın "re'sen"
olduğunu da biliyorum. Böylece sizin davadan vaz-
geçmenizin hiçbir hükmü olmadığı için, şair yargı-
lanacak ve davranışı sabit görüldüğünde hapse atı-
lacak. Siz, olsa olsa, ceza kesinleştikten sonra dev-
reye girebilecek, mahkûmun, sürekli hastalık, sa-
katlık ve kocama halinin sağlık kurulu raporuyla
saptanması koşuluyta bağışlanması yoluna gidebi-
leceksiniz.
Tek açık kapı bu!
Ben de, onun verdiği umut içinde size bu mek-
tubu kaleme alıyorum. Bir kimsenin bir başkasına,
hele hele Cumhurbaşkanına hakaret etmeye asla
hakkı olmadığını; şair de olsa, yaptığının hoş görü-
lemeyeceğini bilmez değilim. Öyle de olsa yazıyo-
rum. 23 Mart 1998 günlü Milliyet gazetesinde, Ha-
san Pulur ustamız, konuya en duyariı noktadan ve
olanca zarifliğiyle eğilmiştir. Onun "kuvve-i kalemi-
ye"siyle yanşmak mümkün değil; sadece duyariı-
ğını bölüşüp bir iki noktaya da ben deginmek iste-
rim. Söyleyeceklerim, zaten bildikleriniz olacak bir
yerde. Oyle de olsa, değerti zamanınızı işgal etme-
yi göze aldım. Bağışlamanızı dilerim.
Sayın Demirel, "Anayasası İnsanm" adlı şu aşa-
ğıdaki şiiri lütfen okur musunuz:
Kan yasası bu insanm: • ' ". ' "•
Üzümden şarap yapacaksm . * •'
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!
Can yasası bu insanm: , . •
Savaşlarayoksulluklara ». •
Ve binbir belaya karşın \ :.} , • ..
llle de yaşayacaksın! • • *
• ' >
Us yasası bu insanm:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip • . . •
Düşmanı dost kılacaksın!
Anayasası bu insanm:
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürüıiükte her zaman!
Sayın Demirel, şimdi, hiçbir şey yazmasa bu di-
zeleri yazmış olan insanm, kendi suçu yüzünden de
olsa hapse girmesi olasılığı, çoğu insan gibi beni
de alabildiğine hırpalıyor.
Bizi bu kaygılardan kurtannız efendim!
Denk düşürüp sizin de bildiğiniz bir olaydan da
söz etmek isterim: 16. yüzyılın dev şairi Baki Efen-
di, ne yapar bilmem, padişahı, Kanuni Surtan Sü-
leyman'ı kızdırır. O da şairi, "sultan- üş şuara" da
olsa Bursa'ya sürgüne yollamaya karar verir. Ken-
disi de şair ya, fermanını manzum yazdınc ve şöy-
le der:
Baki-ül bed, azlü beled, nefyü ebed, Bursa'ya
red.
Sizin için değil, kimi okurianm için çevirmiş ola-
yım: "KötüBaki, ebedi sürgün cezasıyla, beldeden
azledilip Bursa'ya atılmıştır."
Baki Efendi'nin yapacak hiçbir şeyi yoktur. Otu-
rur bir dörtlük yazar, sultana verilmesiricasındabu-
lunur. Yazdığı da şu:
Çegam, azlü beled, nefyü ebed oldun ise Baki,
Bilürsün ki mülk-ü cihan Süleyman 'a değil baki.
Şeha, azlimde ispat-ı tehevvür eyledin amma,
Buna çerh-i gaddar derier, ne sen baki, ne ben
baki.
Yine kimi okurianm için çevirmiş olayım: "Baki,
ülkeden kovulup ebedi sürgüne yollansan da ne
gaml Bilirsin ki, cihan devleti Süleyman'a da kal-
mamıştır/ Padişahım, azlimde kızgınlığını ispatla-
dın ama/ Buna yaşamın acımasız akışı derier, ne
sen kalıcısın ne ben!"
Şairin yanıtı Kanuni'ye verildiğinde, sultanın göz-
leri dolar ve bağışlar Baki'yi-
İşte söyleyeceklerim Sayın Demirel!
Ama siz derseniz ki, o Muhteşem Süleyman'dı
bense "Çoban Sülü". O zaman diyeceğim ki, siz
"Çoban Sülü"de olsanız, yoksul Fuzulî'nin "geda-
yı muhteşemem" demesi gibi, adaşınızın gönül yü-
celiğine sahip olduğunuza inanıyorum.
Bu mektubu da bu inanç yazdırdı bana.
Derin saygılanmla efendim...
TBMM Genel Kurulu yolsuzluğu
Salona yeniden
değer biçilecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel
Kurul Salonu Yolsuzluğu-
nu Araştuma Komisyonu.
proje ve keşif özeti hazır-
lanmadan ihaleye çıkılan
salon için yeniden değer
tespiti yapılmasını karar-
laştırdı. Komısyon. Bayın-
dırlık Bakanlığı Fen Yük-
sek Kurulu'na başvurarak
salonda kullanılan malze-
menin "gerçek" maliyetini
belirleyebılmek için keşif
özetı çıkanlması istemin-
de bulunacak.
Komisyonun, genel ku-
rul salonu için yeniden ke-
şif özeti hazırlanması ka-
rannı aldığı dünkü toplan-
tısında aynca. dönemin
ihale komisyonu başkanı
da olan Emlak Konut Ge-
nel Müdür Yardımcısı Hil-
mi Berkay' ın bilgisine baş-
vunıldu. Komisyon üyele-
ri, Berkay'm 2 gün komis-
yon başkanlığı yaptığına.
ihalenin Mesa-Nurol'a ve-
rilmesinden hemen sonra
da görevden avnldığına
dikkat çekerek "Ihalej'egö-
re, başkan seçildi" değer-
lendirmesini yaptılar. Ko-
misyon üyelerinin "Kufla-
nıldığını/ kuşkusuna kapd-
madınız mı" scrusunu yö-
nelttiğı Berka>. "Zannet-
miyorum, ancak bazı ko-
nularda sorduğum sorular
cevapsu bıraMmışt" de-
di. Berkay, komisyona da-
ha önce bilgi veren Emlak
Konut genel müdür yar-
dımcılanndan Füsun Mer-
ter'in. "2 ajda keşif özeti
hazırianabilirdj" yönün-
dekı ıfadesıne karşılık, ke-
şif özeti hazıriamak içirı
sürenin yeterlı almadığın»
ileri sürdü.
Komisyon iyelerinin,
ihalenin neden Mesa-Nu—
rol'a verildiği sorusuna,
"En düşük fı>-aı veren on—
lardı" karşılıjını verena
Berkay, "En daşük tetdüT
100 miljon doiar olsajdv
vine hiç araşortrıadan iha—
İeyi verir miydfaiz" soru—
suna da "evef karşılıgıne
verdi. Komisyoı bünyesin-
de eski başkaı Mustafa»
Kalemü'nin, Mtsa tarafin-
dan yaptınldıgı ileri sürû-
len Çeşme'dekı villasındaL
inceleme yaprrik üzere bir-
alt komisyon kıruldu.