22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatorü HikmetÇe- tinkaya # Yazıışlen Mudunı tbrahim Yddız • Sonımlu Müdür Fikret Ilkiz 9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı$ Haberlcr ŞinasiDanı;oğlu#!stıhbarat Cengiz \ ıldınm • tkonomı Mehmet Saraç • Kultür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir V üceiman • Makaleler Sami Karaören 9 Du/elmıe \bdullah Yazıa9Fotograf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmel Faraç Yaym Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Balcı. tbrahim Yddız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No ] 25, Kat 4. BakanMdar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks. 4195027 0 tzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352S 2<3Tel-4411220, Faks 44191170Adana Temsılcısı: Çetin V igenoglu. tnönuCd 119 S No. 1 Kat: 1, Tel 363 12 ll.Faks. 363 12 15 Müessese Müduru Üsrün Munen • Koordtnatör Ahmet Kornlsan # Muhasebe Bûfent VenerCldare Hüseyin Gûrer • Işletme Önder Çelik • Bılgı- lşlem Nail Inal # Bılgısayar Sıstem Mörûvet Çifer • Satış Fujlet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 0 Koordınaıör Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Ya>ımlavan vc Baun: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş Turkocağı Caö 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0'212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212)513 85 95 3NİSAN1998 Imsak:5.09 Güneş: 6.38 Öğle: 13.15 tkindi: 16.47 Akşam: 19.37 Yatsı: 21.01 Yurt ve kredi başvurusu • ANKARA (AA)- Üniversite adaylanna, okul tercihlennin yanı sıra yurt ve kredi için de başvurma olanağı veren düzenleme. haziran ayında yapılacak Öğrencı •ferleştirme Smavı'nda (ÖYS) uygulanmaya başlanacak. Üniversite adaylanna büyük kolayhk sağlayacağı bildirilen sisteme göre, adaylar, ikinci basamak sınavı olan ÖYS'ye girmeden önce, hem üniversite hem de yurt tercihlerini aynı anda yapabilecekler. Öğrenciler aynca, katkı ve öğrenim kredisi için de aynı anda başvurabilecelder. NASA Güneş'i inceleyecek • VANDDENBERG (AA) - Amerikan Uzay ve Havacılık Daıresi (NASA). astronotlan ve uzay araçlannı tehhkeye atabilecek güneş olaylan üzerinde ınceleme yapması için uzaya bir uydu fırlattı. NASA yetkilileri, Trace olarak bilinen212kiloluk uydunun bir yıl boyunca iletişim, denizcilik, ulusal güvenlik ve hava tahmini gıbi önemlı alanlarda kullanılan uydulan olumsuz etkileyen güneş olaylannı inceleyeceğini belirttiler. Zonguldak'ta deprem • Haber merkezi- Zonguldak ve çevTesinde hafîf şiddette deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi'nden edinilen bilgiye göre, dün saat 03.26'da, merkez üssü Zonguldak olan, Richter ölçeğıne göre 3.4 şıddetinde bir deprem meydana geldi. Deprem nedeniyie bölgede can kaybı olmadığı belirtildi. Said Halim Paşa Yalısı ve Mevlevihane'nin yanmadan önce soyulduğu belirlendi Ihrihi kıuıdakladılarÖZGENACAR ANKARA - Yenikapı'daki "Mevle- vihane" ile Yeniköy'deki "Said Halim Paşa Yaha"nın soyulduktan sonra kun- daklandıklanna ilişkin ıki önemli ka- nıt ortaya çıktı. Vakıflar Genel Müdü- rü Mustafa Keten. Mevlevihane ile ıl- gili olayın soruşturulmasına müfettış- lerin başladığını açıkladı. Said Halim Paşa'ya ait bir tabanca, yangından üç ay önce ABD'de müza- yedede satıhrken, bırkaç gün önce New York'ta bir fuarda sanşa çıknğını duyur- duğumuz Divriği Ulu Cami'ye aıt ah- şap parçanın da Mevlevıhane'den yan- gından önce çalındığı anlaşıldı. 13. yy. Mengücüklü Beylığı dönemı Divnği Ulu Cami hünkâr mahfeli kor- kuluklanndan olan ahşap pano ile bir- likte aynı yapıdan dört adet ahşap ese- rin daha Yenikapı'daki Mevlevıhane'den çalındığının bekrlenmesi üzenne Vakıf- larGenel Müdürü .Mustafa Keten. Cum- huriyet'e şu açıklamayı yaptı: "1985 yiiında Divriği 11u Cami hünkâr mah- feli korkuluklanndan 5 adedi. İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Türk Inşaat Sanal EserJeri Müzesi'ne konulmak üzereAbide ve Yapıişieri Da- ire Başkarüığı tarafindan İstanbul Va- kıflar Bölge Müdüıiüğü Teberrükat Eş- yası sorumlusuna tutanaklateslimedil- mişti'r. 1992 ulında \enikapı Me\levi- hanesi'nde\apdan sayım tutanaklann- da belirtildiği üzere 5 adet Divriği Ulu Cami hünkâr mahfeli korkuluklan 72, 73.74.75 ve 76 numarada kayım oltıp fotoğraflan da bulunmaktadır. 72 nu- marada kayıdı vefotoğrafibulunan eser, New York'ta sauşa sunulan eserdir. Söz konusu eser müzeje konmayarak. Te- berrükat Eşyası Deposu'nda muhafa- za altına alınmışolup, >angın öncesi Ye- nikapı \le> levihanesi'nden çıkarılarak \urtdışına götürüldüğü tahmin edil- mektedir. Konu ile ilgili teftiş soruştur- ması derinleştirilerek sürdürülmekte- dir." Anımsanacagı üzere basında "Yeni- • Paşanın Colt tabancası yangından üç ay önce, Los Angeles'ta müzayedede 9.4 milyar liraya satıldı. Ayşegül Nadir'in erkek arkadaşı Oliver Hoare'un New York'ta satışa çıkardığı Divriği Camisi ahşap eseri yangından önce Mevlevihane'den çalındı. kapı Mev1evihanesi''nin yakılacağı ön- ceden öne sürülmüş ve bu haberlerden tam bir ay sonra 6 Mayıs 1997'de ıçın- deki değerli halı ve eserler ile yanmış- tı. Bu olaydan ıki yıl önce de buradaki altı göre\ li hakkında 36 halı ve 52 ki- hmın çalınmasına ilişkin soruşturma başlatılmıştı. Prens Charies'ın Türkiye gezisinin mihmandan olan. kız arkadaşı Ayşe- gül NadirTecimer ile bırlikte Bursa'dan çalınan tombak kandillerolayına adı ka- nşan ve Londra'da galeri sahibi Oliver Hoare tarafindan New York'taki fuar- da satışa çıkanlan Di\Tİği Ulu Cami'ye ait eserle ilgili Genel Müdür Keten'in açıklaması olaya şu yeni boyutlan ek- lemektedir: !) Mevlevihane, "Çalınan eserleror- taya cıkmasın'* diye kundaklanmıştır. Cumhuriyet, New York'taki satış ola- yını duyurmasaydı bu gerçek ortaya çıkmayacaktı. Çünkü, yetkiiıler 72 en- vanter numaralı bu ahşap parçanın da yandıgını düşünüyorlardı. 2) Genel müdürün açıklamasında yer alan 73, 74, 75, 76 envanter numaralı öteki Dıvriği ahşap panolannın da ça- lındığı anlaşılmaktadır. Yayınımız üzerine Anıtlar ve Müze- ler Genel Müdürlüğü'nde Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü yetkililerinin de katılı- mı ile yapılan eşgüdüm toplantısında, bu esenn satışının durdurulması konu- sunda New York'taki Türk Başkonso- losluğu ile Türkiye 'yı bu tür davalar- da temsil edenavukat LarryKaye'in ha- rekete geçirihnesi kararlaştınlmıştı. Başbakanlık Yazlık Konutu olarak onanlmakta olan Said Halim Paşa Ya- lısı 12 Kasım 1995'te yandığında, de- ğerli eşyasının Başbakanlık'ta koruma altına alındığı söylenmekle birlikte ba- zı tarihi eserlerin kayboldugu ve bu ne- denle kundaklandığı yolunda haberler yayımlanmıştı. 1968'de Turizm Bankası'na satılan Said Halim Paşa Yalısı'nın onanldık- tan sonra Başbakanlık Yazlık Konutu olarak kullanılması kararlaştınlmıştı. Mayıs 1995'te basında "Yahdaki eser- lerin bazdan cahndı. bazüan sabteleri ile değişti" yolunda haberler çıkmış ve bu haberden altı ay sonra 12 Kasım 1995 'te çıkan yangın, yalıyı ve ıçinde- ki eşya ve eserleri kül etmiştı. TBMM Meclis Araştırma Kurulu, parlamentoya sunduğu raporda "kasıt- h \-angm" görüşünü bildirmiş ve hatta ANAP Jstanbu! Mılletvekılı Halit Du- mankaya. ~ka> bolan değerli tarihi eser- lerin. Başbakan Tansu Çıller ile ismini açıklamadığı bir Bakan'ın konutunda olduğunu \«bazdannm da Isviçre'.ve ka- çınldığını'' öne sürmüştü. Eskı TURBAN Genel Müdürü ve DYP Isparta Milletvekili Ömer Bilgin hakkında Said Halim Paşa Yalısı'mn onanmı ile ilgili yolsuzluk duyurusu da söz konusu. Tıpkı, Mevlevihane yangınında ol- duğu gibi yalıda da önce soygun, son- ra kundaklama olayını teyit eden bir kanıt ortaya çıktı. ABD'nin Los Ange- les kentinde bulunan "Butterfield ve Butterfield'' adlı müzayedeevi, düzen- ledığı bir açık arttırmada Said Halim Paşa'nın tabancasma 38.500 dolardan (yaklaşık 9.4 milyar liraya) müşteri bul- du. Müzayedeevi, ünlü sılah yapımcısı Colt şirketinin sahibi Samuel Colt'un "Kabartmah ve Model 1851 Navy" ti- pındekı bu revolven bızzat Said Halim Paşa'ya hediye ettıgı ve paşanın da bu- nunla hiç ateş etmediğıni açıkladı. Stdney deki Kralhet PaskaJya Gösteriteri öncesi, Steve Jeffrej adındaki A\ııstrâlyal£ atı Jamison'ı Içalıştırıyor. Avustratya'ıun en büvıik tanm gösterisini ^ber yri-bir miKoodan fazla kişi izlivon 116 >ildır -ilkice/ şehir dışında flûzepleaen gösteriter yapdmjr. (PMOğraf: REUTERS*.!. YîNİKÖY VBPARİS ÇATl KATİNDA YAŞAM 22 SOWÜDA 5SSS&O1MI İzmit Belediyesi w İziıı ahnadan atık yakıyor' İstanbul Haber Servisi - Greenpeace Akdeniz Ofisi, İzmit Büyükşehir Belediye- si'ne bağlı IZAYDAŞ'm. İz- mit Tehlikeli ve Klınik Atık Yakma Tesisi'nı Bakanlık iz- ni olmadan ışletmeye açarak çevreye toksik maddeler yay- dığını öne sürdü. İzmit Çev- re Koruma ve Yaşatma Der- neğı Başkanı NuriyeKazaner de söz konusu tesısı ışleten IZAYDAŞ' ı mahkemeye ve- receklenni söyledi. IZAYDAŞ Genel Müdü- rü Kenan Evin ise tesislenn izni bulunduğunu belirterek, "Tesisin çe\Te>e zararverdi- ğine ilişkin bir bulguya rast- buımadan, doğmamış çocu- ğun adı konulmuştur" dedi. Greenpeace Akdeniz Ofi- si tarafindan dün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezı 'nde konuyla ilgili bırtoplantı ya- pıldı. Toplantıda basın men- suplanna atık yakma tesisi- nin ışletildığini gösteren gö- rüntüler izletildı. Greenpe- ace Akdeniz Toksik Madde- ler Kampanyası Sorumlusu ToigaTemuge, atıkyakmanın çevTeyı son derece kııietici bir iş olduğuna dikkat çekerek, PVC gibi plastiklerin yakıl- ması sonucu atmosfere ya- yılan dioksınlenn kansere, sakat doğumlara ve hamile- lerde düşüklere neden oldu- ğunu vurguladı. e-posta : tan @ vol. com. tr SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Ufkun Arkasını GörmekL' Yoksa konuşmuş muyduk? 'Demokrasiye geçil- diğini' sanmaktayız; oysa, 'Soğuk Savaş 'ın çark- lan arasına düştüğümüzü, 'sosyalist' dergi ve ga- zetelerin birden kapatılması, 'sosyalist' partilerin paldırküldürdağıtılmasıyiaanlıyoruz. Hasan'ın (Tan- nkırt) Fakülte'deki görevine son verdiler; hanl hanl doktora tezini hazırlıyordu, o 'talihsiz' tez! 'Türk Tarihinde Sosyal Tabakalaşma'yı ele al- mış, eski Asya Türk/Mogol imrjaratorluklannda, si- yasi iktisat düzeyinde irdeliyor. 'Tabakalaşma' da lâf mı? Aslında 'sınıflaşma' inceteniyor ama, sıyasi bas- kı öyle ağır ki, 'sınıf kelimesi kuilanılamıyor. Tez, yi- ne de reddedilecektir. O mantık olu$madıkça! smanbey'de Suna Pastahanesi, camlarağus- tos aydınhğma açılmış, gök derin mavi, 'bakıp imreniyorum akınına, şehrin üstünden geçen bulutlann'; etraftaki masalarda, japone kollan, PX kaçağıjuponlan, kokulu Camel stgaraJarryta, attın diş- leri panltılı Rum kızlan. Hasan, yasemin ağızlığında yanm 'Binnci' sigarası, mavi duman tüllennın arka- sından, diyor ki: "...bizimkiler, srte medeniyeti öncesinin impa- ratoriuğudur, kiasik şemaya uymaz; 'aşirîimpa- ratorluk' tâbirini kullandım. Yâni ekonomik dü- zeyde, sömürgeleştirme bilmiyoriar, o 'manta- Irte' henüz teşekkül etmemiş! Böyle ele afındı mı, Türk/Moğol imparatorluklarına, 'emperyalist' diyemezsin!" Haksız mrydı? EğerVladimir İBç'in dedıği gibi, 'Em- peryalizm, Kaprtalizmin Son Aşaması' ise -ki öy- ledır-, o aşiret ekonomisi devletlerini nasıl 'emper- yalist' sayacaksınız? Kapitalist, üretimi sömürü sü- recine dönüştüren tip; emperyalist, başka ülkelerin üretimini sömürüyor; bunun oluşabilmesi, en önce o tüccar/ bezirgân tipinin, o 'çıkarcı' mantığın oluş- masına bağlı ki, bırakın Asya'nın eski imparatorluk- lannı, Selçuklu'da Osmanlı'da bile oluşabildiği şüp- helıdir. Bilmez değilsinız ya, yakın zamana kadar, 'be- zirgân' hep küçümsenmiştir, önemli olan 'asker'd\, yâni güç! O nasıl bir 'sömürü' ise..... Yurtdışında, hangi Balkan mültecisiyle konuştuy- sam, gariptir, aynı suçlamayla karşılaştım: Dev- let-i Âliyye, 'emperyalist' bir devletti, onîan yüzyıl- larca 'sömürmüş'; artık gittikçe rüyaya dönüşen es- ki Paris günlerimde, (siyah tütün, kırmızı şarap ko- kusu, insanı öğürtebilecek Camambert peyniri), şöyle karşı çıktığımı hatırlıyorum. "...o nasıl sömürüyse bize hiç yaramamış: xx. yy basında, imparatoriuğun ekonomik düzeyi en düşük ülkesi Anadolu idi; buna mukabil, Ro- manya, Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Macaristan, yalnız dilleri, dinleri, kültürieriyle değil, ekonomileri ile de ayaktaydılar; oysa, ger- çek emperyalistler öyle mi yapıyor ingiltere, Fransa, Belçika, vb. girdikleri ülkeleri yerle bir etmiş, buna mukabil kendileri, emdikleri kandan, tahtakurusu gibi şişmişlerdir; Kenya, Senegal, Kongo dinini, dilini, kültürünü hatırlıyor mu? Hangisi, ekonomik düzeyde, ayakta kalabilir? Oy- sa Osmanlı nereden çekildiyse, oradan dini-di- li-kürtürü belli bir miltet, basbayağı bir devlet or- taya çıktı..." Galryef ve Mustafa Kemal'deki 'Mazlum Millet- ler' fikriyatının temeli, sanınm budur: adı imparator- luğa çıkmış Asya devletlerinde, sosyal sınıflann net- leşmemiş olması! Galiyef, emperyalizmin bunu na- sıl önlediğıni pek güzel anlatmıştır: "...çağdaş insanlığı oluşturan milletler, sayı- ca ve sosyal ve hukuksal açıla'rdan, eşrt olma- yan iki düşman kampa bölünmüş durumdadır. Bu kamplardan birisinde, insanlığın yalnızca yüzde 20 ile yüzde 30'unu oluşturan ve tüm yer- küreyi, altında ve üstünde olan her türlü ölü ve canlı zenginlikleri ile biriikte ele geçirmiş olan halk- lar bulunmaktadır. Diğerinde ise insanlığın beş- te dördünü oluşturan ve birinci kampa mensup bulunan halklann, diğer deyişle 'efendi' halkla- nn ekonomik, siyasal ve kültürel tahakkümü ve köleliği altında inleyen hatklar yer almaktadır..." "...dünya ticaret yollan, pazarlar ve hammad- de kaynaklan, küçük istisnalar dışında, Batı halk- lannın ellerine geçmiştir. (Buraya dikkat, çok önem- li) ...Batı halkları, kendi ulusal kölelik sistemleri- ni -ki feodalizm dönemindeki toprak köleliği sis- temi, aslında köle ekonomisi olduğu gibi; kapi- talizm döneminde de sınıf baskısı bir tür köle- likten, insanın insan tarafindan istismanndan başka bir şey değildir- siyah ve san krtalardaki sömürgelerine de taşımış ve bu kölelik sistemi- ne uluslararası bir nitelik kazandırmışlardır..." (Toplumsal Tarih Dergisi, Şubat 1998, s.41) Kabahatları erken te$hls' mi?.. A 92O'lı yıllarda, Sultan Galiyef de, Mustafa Ke- I mal de, bizim toplumlanmızda 'herkes mazlum' derken, söylemek istedikleri açıktır; Mustafa Kemal Paşa'nın, o yıllarda söylediği şu -neredeyse şiir- sözler, Galiyef'in söylediklenni tamamlamıyor mu? "...şarktan şimdi doğacak güneşe bakınız! Bu- gün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzak- tan, bütün Şark Milletleri'nin uyanışlannı da öy- le görüyorum. Istiklâl ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onlann yeniden do- ğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha mütevec- cih vukubulacaktır. Bu milletler bütün güçlükle- re ve bütün mânilere rağmen muzaffer olacak- lar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklar- dır..." ".. Müstemlekecilik ve emperyalizm veryü- zünden yok olacak ve yerlerine milletler arasın- da hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen, ye- ni bir âhenk ve işbirliği çağı hâkim olacaktır..." (Mart 1933) Nereden bakılırsa bakılsın, görülecektir ki. Mus- tafa Kemal de, Suftan Galryef de, 'Emperyalist Ba- tı'ya karşı, 'Mazlum Milletler'in 'dayanışması'nı, gezegenin 'başat' çelişkisi olarak görmüşlerdir. lyi de, günümuzde herkesın 'Kuzey/Güney Çe- lişkisi' dediği gerçeği, taa o zaman görmüş olma- lan, kabahat mi?.. http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle