14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24NİSAN1998CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANAP Genel Başkanı Yılmaz ile CHP Genel Başkanı Baykal pazarlıkta uzlaşmaya vardı • TUNCEU (AA) DTP Cjenel Başkaıı Hüsamettin Cindoruk. "Istanbul'da ne kadar özgürltk varsa ve yatınm yapılryorsa. Tunceli'de de yapılmalıdır" dedi. DTP G/neIBaşkanı Cindoruk. Devlet Bakanı Rıfat Serdarcğlu ile birlikte partisinin Tuuceli tl K.ongresi'ne Scatılarak bir konuşma yaptı. K.onuşmasınca, "Tunceli, laikligin temjıatıdır" diyen Cindoruk. "Tunceli halkı, Pir Sultan Abdal. Hacı Bektaşı Veli'nin yolunda. cumhuriyetirı ve laikligin teminatıdır. Iktidar ortaklanmla kentinizin sorunlannı özel olarak görüşüp çözümünde öncelik isteyeceğinvdedi. CindoruK Tunceli'de Seçim 28 Mart 1999'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Mesut Yıİmaz ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dün yaptığı görüşmede; 1 Ekim'de TBMM açıldıktan sonra yeni bir seçim hükümeti kurulması. yerel ve genel seçimlerin.birleş,tirilerek28 Mart 1999tarihinde yapılması konusunda anlaşmaya vanldı. 28Mart'ınK.urbanBayramı"nadenkgelmesi nedeniyle liderler arasında belirlenen tarihin, YSK. karanyla bir 15 gün ileri atılabileceği öğrenildi. Seçim sisteminde herhangi bir değişikliğe gidilmemesi kararlaştınlırken yurtdışında yaşayan yurttaşlann konsolosluklarda oy kullanmasına ilişkin yasal düzenleme yapılması da karara bağlandı. Yılmaz ile Baykal'ın dün Başbakanlık Konutu'ndaki görüşmesi yaklaşık 1.5 saat sürdü. Baykal. görüşmeden sonra parlamentoda düzenlediği basın toplantısında uzlaşma sağladıklan noktalan anlatırken. "Seçimler 1999 yılı martının son pazannda, biıieştirilerek yapdacak. 1 Ekim'de pariamentonun toplanmasıyla da yeni bir seçim hükümeti oluşturulacak. Parlamento, bütçe yasası ile o dönemde çıkanlmasına ihtiyaç duyutan yasalan çıkaracak" dedi. Baykal. seçim hükümetiyie ilgili aynntılı değerlendirmeyapmadıklannı bildirdi. "Siz başbakan olabilir misiniz" sorusuna "Beni tarafsız bir sivasetçi olarak uygun görüyor musunuz" karşılığını veren Baykal. Yılmaz'ın da bu tanıma uymadığını söyledi. Baykal. bir başka soru üzerine u Ne Sayın Yılmaz ne de benim zihnimde bir isim yok" dedi. Baykal. bir başka soru üzerine "Halkın tercih kullanma imkânı üzerinde durmuştuk. Başbakan da sıcak bakmıştı. Ancak YSK ile yapılan çalışmada seçimlerin bir arada yapılacak olması nedeniyle tercih yöntemi ya da 2 turlu seçimin teknik olarak imkânsız olduğu sövlenmiş" dedi. Baykal. hükümetin istifası ile ilgili bir tarih belirlenmediğini v urgularken ittifak ve barajlarla ilgili soru üzerine Seçim Yasası ile değişiklik gündeme gelmediğini bildirdi. Yılmaz, görüşmeden sonra TBMM'de Başbakan Yardımcısı Bülent Eecevit'e bilgi verdi. Ecevit, görüşmenin ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlarken. "Ortada bir gerçek ^r. Millerv^kUi genel seçimi ile yerel yönetim seçimlerinin. ba/ı sakıncalan olsa bile bir arada yapılması kaçınılmaz durutnda. Seçim için hedef olarak da mart somında yapılacak yerel yönetim seçim tarihinin ahndığı anlaşılıyor" dedi. Iki seçimin bir arada yapılmasmın yurttaşlar için külfet doğuracağını kaydeden Ecevit, "Ancak, başka bir çözüm bulunamazsa başka çare yok" diye konuştu. Ecevit, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede de, seçim tarihini İcendi başlanna belirleme olanakları bulunmadığını ifade ederek. "Bize kalsa 2000 yıhna kadar gitmek isteriz. Dileğim. bu karann çauşmalan aksatmaması, ekonomidcki iyi geüşmeleri tersine döndürmemesi" dedi. Yılmaz. Baykal'ın 1 Ekim'den sonra seçim hükümeti kurulacağına ilişkin açıklamasını şaşkınlıkla karşılayan ANAP Başkanhk Divanı üyelerine de bilgi verdi. Yılmaz, grup başkanvekillerinden oluşturulacak ortak çalışma grubunun yaz tatilinden önce çıkacak yasalan belirleyeceğini, erken seçimin, 28 Mart'ta yerel seçimlerle birlikte yapılacağını söyiedi. Yılmaz'm, kurmaylanna seçim hükümetinin bağım. sız birinin başkanlığında olabileceğini ifade ettiği öğrenildi. Yılmaz'ın CHP lideriyle tarihler üzerinde de anlaşmaya varması DTP'de şaşkınlık yarattı. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. YılmazBaykal görüşmesine ilişkin sorulan yanıtlarken. "Bizim baştan beri söylediğimiz şu: Seçim tarihini ve seçimin şartlannı genel başkanlarortaya koymasınlar. Meclis'imiz bunu belirlesin" dedi. TBMM Başkanı Hikmet Çetin'in Meclis'in 78. açılış yıldönümü dolayısıyla verdiği resepsiyonda erken seçim konuşuldu. Siyasi parti liderlerin ilgi göstermediği resepsiyonda. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. "Ben partileriistüyüm. Seçim Meclis'in jşi" derken Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı. "Bu konular bizim dışımızda" diye konuştu. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de dün grubunu topladı. DYP lideri. koalisyondaki anlaşmayı değerlendirirken ekime kadar Türkiye'de çok şeyindeğişebileceğini söyledi. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Yağma... Arkadaşımız Oktay Ekinci hangi konuların üzerine gider? Yanıtı açıktır: "Yağmanın." Mesleği mimaıiık olan Oktay, İstanbul 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu görevinden 1996 yılının Mart ayında alınmış, Erzurum'a atanmıştı. Acaba o tarihte kültür bakanı kimdi? Agâh Oktay Güner! Oktay Ekinci, yargı karanyla görevine döndü. Rantçılarda bir telaş başlamıştı: "Şimdi ne yapacağız?" Aradan aylar geçti, ANASOLD hükümeti kuaıldu. Oktay Ekinci yine görevinden alindı. Görevden alan kim? DSP'li Kültür Bakanı Istemihan Talayt. Danıştay kararını uygulayıp birkaç ay önce Ekinci'yi görevine döndüren Bakan Talay, nasıl oldu da böyle bir karar aldı? Bilinmiyor!.. Ekinci, 1993 yılından beri kurulda görev yapıyor, rantçılara, bazı kurul üyeleriyle birlikte göz açtırmıyor. DSP'li Kültür Bakanı Talay'ın, kendi atadığı kurul üyelerini de görevden alması nelerin habercisidir? Doç. Dr. Numan Tuna, daha önceki yıllarda ANAP ve RP'nin kıyımına uğramış bir korumacıydı. Bakan Talay, Tuna'yı Izmir 1 No'lu Koruma Kurulu'nda yeniden görevlendirdi. Tuna başkanlığındaki koruma kurulu, Kordonboyu'nun Cumhuriyet Alanı, Alsancak kesimini de SİT alanı ilan edince görevden alındı. Şimdi kamuoyunda şöyle bir iddia var: "Kordonboyu'nun kaçak dolgu inşaatının yüklenici firması Bayındır Holding, Bakan Talay'a baskı yaptı, o da Tuna'yı görevden aldı..." ••• Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, ANAP ve RP'nin görevden uzaklaştırdığı üye... Ahunbay'ı Bakan Talay yeniden göreve getirdi. Ahunbay göreve dönünce, Prof. Dr. Semavi Eyice başkanlığındaki ekibin, "farihi bostan" alanlannı imara açtığını gördü. Ahunbay, buna karşı çıkarak Suriçi'ndeki bostanlann korunmasını savundu. Ancak buralarda inşaatyapmak isteyenlerin tepkisini alınca, kuruldaki görevine son verildi. Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir bakan Danıştay kararıyla eskiden bulunduğu kurula dönen üyeleri önce görevde bırakıp, bir süre sonra görevden alıyor. Bu görüntü, çürümüşlüğün, kimi çıkar ilişkilerinin belgesi değil midir? Vurgun, soygun ve rantın egemen olduğu birtoplumda radikal öğeler öne çıkar, toplum umutlarını başka yerierde arar. Prof. Dr. Afrfe Batur, 1995 yılında Beykoz ve Sarıyer'i SİT alanı ilan eden 3. kurulun başkanıydı. ANAP'lı Agah Oktay Güner onu Bursa'ya sürdü. Batur, Danıştay'da davayı kazandığında Talay bakandı; onu göreve başlattı. Iki hafta sonra da imar hakkı peşinde koşanların baskısıyla görevden aldı. Böylece Danıştay'ın kararı işlevsiz kaldı. Afife Batur, bu son işlem karşısında Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararı aldı. Şimdi bir soru: "Sayın Talay, Batur'u yeniden göreve başlatıp ardından görevden alacak mısınız?" Yüksek Mimar Oktay Ekinci de Batur'la aynı kurulda SİT kararı alan üyelerdendi. Agâh Oktay Güner görevden aldı, RP'li İsmail Kahraman, önce Erzurum'a sürüp oradan da el çektirdi. Aralık 1997'de Ekinci, Danıştay'da davayı kazandı. 6 Mart 1998'de Talay, Ekinci'yi kurulda görevlendirdi, bir ay sonra yeniden uzaklaştırdı. Bakan Talay'ın, Oktay Ekinci'nin yargı kararını uygulamak üzere 3 No'lu Kurul'da yer açması gerekiyordu. Onun için kendi atadığı Bülent Kurt'u görevden aldı. Bir ay sonra Ekinci'yi kuruldan uzaklaştınp yerine Kurt'u getirdi. ••• Doğan Kuban, Afife Batur, Oktay Ekinci, Erol Türkgenç, Ayla Odekan gibi korumacı üyelerin bir araya geldiği 19921996 döneminde Koruma Kurulu'nca reddedilen yağma projeleri 1998 yılının ocak ayından bu yana 3 No'lu Kurul'da onaylanıyor. Bu onay kararları verilirken, usulsüz olarak eski ret karartan hakkındaki bilgi kararlara yazılmıyor... Bu konuda Kültür Bakanlığı ne yapıyor? Göz yumuyor alınan kararlara!.. Yani yağmaya izin veriliyor!.. Bakın Oktay Ekinci bu konuda ne diyor: "Beykoz SİT alanına giren ormanlık alandaki 'tapulu' orman arazisinde villa siteleri yapmak isteyen Bayındır Holding Grubu, bu isteklerine 1995sonunda ret yanıtı aldı. Ne varki Karayollan, aynı SİT alanına 'ulaşım sağlayacak' bir yol projesini, üstelik Bayındır Holding'in arazısine de ulaşacak birşekilde yine Bayındır Holding'e ihale etti. Şimdi bu holding, biryandan devlet parasıyla ve üstelik para da kazanarak SİT alanındaki kendi 'imarsız' arazisine çift yönlü, refüjlü, 6 şeritli, viyadüklü bir yol inşa ederken, öbüryandan Koruma Kurulu'ndan da imar hakkı bekliyor. Kurul'da ise 1995'teki SİT karan nı aldıktan sonra bu isteğe hayır diyen üyelerden artık hiçbiri bulunmuyor..." Türkiye "yağma Hasan'ın böreği" gibi... Yiyin efendiler, yiyinL IVtesut Yılmaz Sabburg'da Parti yönetimine tepki • SALZBIRG(AA)Başbakan Mesut Yılmaz, Avrupa Demokratlar Birliği (EDU) 18. Pani Liderleri Zirvesi'ne katılmak üzere diin akşam Avusturya'nın Salzburg kentine gitti. Yılmaz, kaldığı ÖsterreichiscerHof Oteli'nde EDU Başkanı Alois Mock'u kabul ederek bir süre görüstü. FP'de Erdoğan çatlağı büyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki mahkumiyet karan FP'deki çatlağı derinleştirdi. FP Grubu'nun dün yapılan olağanüstü toplantısında parti yönetimi, gerekli tepkiyi göstermediği ve pasif kaldığı gerekçesiyle milletvekilleri tarafından eleştiri bombardımanına turuldu. FP Denizli milletvekili Ramazan Yenidede. parti yönetimini •'acizlikle" suçlayarak "Halk mazlumun yanında yer alır ama acizin değjT dedi. Genç kuşağın lider adaylarından Manisa milletvekili Bülent Annç da "FP'nin parti görünümünden çıkOgını, siyasi kulvann dışına itildiğini" savundu. Erdoğan hakkındaki mahkumiyet kararına gereken tepkiyi göstermemekle suçlanan FP yönetimi tepkiler üzenne tavır değiştirirken, bu değişiklik parti içi muhalifleri iknaetmedi. FP Grup Başkanvekili ^Lütfü tttngüıı dün Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek "aldıgı cezanınTayyip Erdoğan'ın itibannı kat kat arttırdığını" öne sürerek "Kimse Erdoğan ceza aldı. bundan sonra siyasi yasaklı olacak diye sevinmesin. bayTam ermesin. Bu ülkede nice vasaklar kaldınldı" dedi. Esengün'ün bu açıklamalan tatmin edici bulunmadı ve FP grubunun dün akşam saatlerinde yapılan olağanüstü toplantısında milletvekilleri tepkilerini dile getirdiler. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda konuşan İsmail Alptekin milletvekillerine. "provokasyonlaragelmeyin" uyansında bulunurken milletvekilleri kendisini "pasiflikle" suçladılar. FP Grup Başkanı Recai Kutan da hazırlanan bir projenin adım adım uygulandığını öne sürdü. Kınkkale milletvekili Kemal Albayrak da Yenidede 'ye destek vererek daha aktif bir muhalefet yapılmasını ıstedı. FP'de genç kuşağın önde gelen lider adaylarından Annç da Alptekin'i hedef alan eleştirilerde bulundu. Annç. "Partide bir genel başkan var ama ne yapıyor? Bir belediye başkanı ceza alıyor. genel başkan iki kelime söz söylejniypr" dedi. istanbul miîletvekili İsmail Kahnunan da benzer görüşleri dilegetirdi. ABD Dışişlerı Bakanlığı Sözcüsü James Rubin. Erdoğan "a ceza verilmesinin Türk demokrasisine olan güveni zayıflattığı düşüncesinde olduklannı söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI • tstanbul Haber Servisi Halkın Hukuk Biirosu. 31 Mart 1988'den buyana kendilerinden haber alınamayan Neslihan Uslu, Hasan Aydoğan. Metin Andaç ve Mehmet Mandal'ın gözaltında kaybedildikleri ya da kaybedilmek istendikleri gerekçesiyle Af Orgütü'nün Türkiye Masası'na başvuruda bulundu. Af Örgütü'ne acil eylem çağnsında bulunan Halkın Hukuk Bürosu, müvekkilleri hakkında Başbakanlık. Adalet Bakanlığı ve Içişleri Bakanlığı'na yaptıklan başvurulardan hiçbir yanıt alamadıklannı öne sürdü. çagrı Af Örgütü'ne Karatepe'ye özel koğuş iddiası ÜKAYSERİ(AA)Kapatılan RP'nin 10 Kasım 1996"daki tl Divan Toplantısı'nda yaptığı konuşma nedeniyle Ankara 1 No'lu DGM tarafından 1 yıl hapis cezasına çarptınlan ve Danıştay tarafından görevinden alınan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü ICaratepe, bugün cezasını çekmek üzere, Yahyalı ilçesi Cumhuriyet Başsavcıhğı'na teslim olacak. Karatepe için Yahyalı Cezaevi'nin ikinci katındaki bir koğuşta özel düzenleme yapıldığı öne sürüldü. Masraflan, Karatepe'nin kimliği gizli rutulan bir arkadaşı tarafından karşılanan özel koğuşun, yaklaşık 1 milyar liraya döşendiği belirtildi. Hükümet, alelacele hazırladığı irticayla mücadele tasarılanna TBMM'de sahip çıkmıyor 6 Irtica itlifakı komisyonları ldlitliyor de lçişleri Komisyonu'na gelen Dahıliye Memurlan Yasası'nda değişiklik öngören tasarının görüşmelerinde DTP'li Mahmut Yılbaş açıkça karşı tavır koydu. Yılbaş. cumhuriyet ilkelerine aykırı söz ve eylemlere girmeleri durumunda vali, kaymakam statüsündeki görevlilerin memuriyetten uzaklaştınlmasını içeren tasannın "gereksiz" olduğunu savundu. ANAP'lı Komisyon Başkanı Akın Gönen. tasannın reddedilme olasılığı doğunca tasarıyı ertelemek zorundakaldı. gelip burada savunur. sahip çıkhğını gösterir. Bu tasan. bakanın da kahlacağı bir toplannda ele alınsın" diyerek. tasannın 1 hafta sonraya bırakılmasmı sağladı. Komisyonlardaki görüşmelere. hükümet adına ilgili bakanlar yerine büyük ölçüde "altdüzeyde" bürokrat gönderilmesi de kuu lislerde. hükümetin tasanlara sahip çıkmadıgr yorumlarına yol açtı. ANAP ve DTP'lilerin yanı sıra DSP'li bazı bakanlar toplantıya katılmadı. Cami yerlerınin imar planlanna göre yapılması ve müftülüklerden izin alınmasına ilişkin tasanlann görüşülmesine. Bayındırlık ve TBMM imar Komisyonu'ndaki görüşmelerine ANAP'lı Bayındırlık Bakanı YaşarTopçu. Içişlen Komisyonu'ndaki tasannın görüşmelerine de Dev let Bakanı Özkan katılmadı. Hükümetin, Diyanet Hukuk Müşavirliği ve Personel Daire Başkanhğı yetkililerini görevlendirdiği toplantıda. milletvekilleri hiç olmazsa Diyanet Işleri Başkanı'nın görevlendirilmesi gerektiğini vurguladılar.Tasanlar özetle şu düzenlemeleri öngörüyor. trticai faaliyetlere kanşanlar devlet memuriyetinden çıkanlacak. KİT'lerdeki sözleşmeli personelin sözleşmesi feshedilecek. lrticai faaliyetlere kanşan vali ve kaymakamlar meslekten çıkanlacak. Cüppe. sank gibi giy silerte dolaşanlara 6 aydan bir yıla dek hapis ve 50100 milyon lira arasında para cezası verilecek. Müftünün izni alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak koşuluyla cami yapılabilecek. Camiler Diyanet Işleri Başkanlığı'nın kontrolüne alınarak. burada görev yapacak personel, yalnızca başkanhkça atanacak. Sakıncalı vakıflar, Nakıflar Genel Müdüriüğü, cumhuriyet savcısı ve mülki amir tarafından kapatilabilecek. Yurtdışına gönderilecek öğrencilerin belirlenmesine sıkı denetim getirilecek. 9 Iş Bankası hisseleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özelleştirme ldaresi Başkanhğı (ÖÎB), Türkiye tş Bankasf nın özelleştirilecek yüzde 12.5'lik Hazine payı için, 123 bin 207 başvuru sonucunda 5 milyon 721 bin lotluk(5 milyar 721 milyon adet) hisse talep edildiğini bildirdi. ÖİB'den dün yapılan yazılı açıklamada, tş Bankası özelleştirilmesi için bugüne kadar yapılan en büyük halka arz başvurusu ve hisse adedi gerçekleştiği vurgulandı. AçıkJamada, ön kayıt yaptıranlann sağlanacak indirimden yararlanmak için 456 Mayıs tarihlerini kapsayan kesin kayıt döneminde başvıırulann kesinleştirilmesi gerektiği anımsatıldı. A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) trticayla mücadele kapsamında yaklaşık 1 ay önce Meclis'e sevk edilen 8 tasandan yalnızca 2'si komisyonlardan geçerken. TBMM Genel Kurulu'nda hiçbirisi görüşülemedi. FP ve DYP'nin açık tavır koyduğu tasanlann görüşüldüğü komisyonlarda, ilgili bakanlaryeterli ilgiyi göstermezken. iktidar partileri ANAP ve DTP'li bazı milletvekilleri de "örtülü" direnişe geçtiler. İktidar kanadmda. tasanya karşı cephenin başını ise DTP Grup Başkanı Mahmut Yılbaş çekiyor. İrticayla mücadele kapsamında TBMM'ye sevk edilen tasanlann komisyonlardaki görüşmeleri "sağ ittifak" direnişi nedeniyle. ağır aksak ılerliyor. Büyük bölümü 1 ya da 2 maddeden oluşan tasanlar yaklaşık 1 aydır komisyonlarda görüşülmesine karşın. hükümet ortaklannm yeterınce "sahiplenememesi" ve DYPFP engellemesi nedeniyle genel kurulda ele alınamadı. Bu çerçevede, Kurban BayTamı öncesin Bakan yerine bürokrat DYP ve FP'lilerle birlikte tasanya direnen Yılbaş. önceki gün "camilerin yönetimlerinin Diyanet tşleri Başkanlığj'na devrini" öngören tasan konusunda da muhalefete destek verdi. Yılbaş. ilgili bakan sıfatıyla DSP'li Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'ın toplantıya katılmamasmı eleştirip. "Eğer hükümet bu vasavı bu kadar önemsivorsa, IRMIKI AYDIN ENGÎN Yer: Beylerbeyi. Gün: Dün. (Unutanlariçin anımsatma: Dün 23 Nisan'dı. Ulusal Egemenlik Bayramı). Saat: 09.30. Pastanenin patronu, çarşıdan dönen çırağı azarlıyor: Refik, telefon parasını niye yatırmadın lan? Refik omuz silkti: Kapalı usta. Postane kapa//. Patron saatine baktı; şöyle bir düşündü; aklı yatmadı: Bu saatte? Olurmu oğlum? Devlet dairesi bu. Çırak sadece omuz silkti. Pastanenin çalışanlarından da müşterilerinden de bir Allah'ın kulu çıkıp "Bugün 23 Nisan" demedi. Diyemedi. Dün 23 Nisan'dı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı... ••• Küçücük bir Ege kasabasında, bir 23 Nisan sabahı, annesi, ona pek yakıştığını sık sık söylediği kısa kahverengi pantoloncuğunu giydirdi. "Sakın kirtetme e mi" diye sıkı sıkı tembih edip beyaz gömleğini de Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 lerse neden egemenler? HaJkın egemen olduğu bir ülkede "Bucak özerk Prensliği"n\n varlığını, üstelik güçtenerek, devletçe desteklenerek sürdürebilmesini kim, nasıl açıklayacak? Egemenlik halkınsa, onun temsilcisi olduğunu anayasal onayla sağlama almış Türkiye Büyük Millet Meclisi bu egemenliği neden kullanmıyor ya da kullanamıyor? Yoksa TBMM üyelerinin büyük çoğunluğunun "ulusal egemenlik" dendiğinde ne anladığını mı tartışmalı? 23 Nisan'ın 78. yılında egemenlik sahiden halkın mı? Yoksa bu utanmazca yinelenen bir yalan mı? Isterseniz bu can sıkıcı sonjlarla ağzımızın tadını kaçırmayalım. 78 yıl önce ete kemiğe büründürülmüş ulusal egemenliği, 78 yıl sonra hâlâ "demokrasi gibi bir demokrasi" ile taçlandıramamış bir ülkede, 23 Nisan'ı kutlanası bir büyük gün olarak kavrayamamış pastane çırağını kınayıp günü kurtaralım. C A G D A S Y A Y I N L A R I 23 Nisan Sorgulaması giydirdi. Babasının elinden tuttu; bayrama gitti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve "Çocuk" Bayramı'na. Kasabanın caddesi, mersin dallanndan örülmüş, bayraklarla süslenmiş zafertakları ile donanmıştı. Beş buçuk yaşında küçücük bir oğlan ne bilsin, "ulusal egemenlik"\, babasına sordu. Ödemiş Halkevi Yönetim Kurulu "yedek" üyesi, Altınova Spor Kulübü Yönetim Kurulu "yedek" üyesi, Ödemiş Belediye Encümeni "yedek" üyesi. Cumhuriyet Halk Partisi llçe Yönetim Kurulu "yedek" üyesi fukara terzi, oğlunu ciddi ve yalın yanıtladı: Ulusal egemenlik demek; yani beyin, beyzadenin, şehzadenin, paşanın, padisahın değil benim egemenliğim. Nerede ne yapılacaksa ben karar vereceğim demektir. Oğlancık gözlerini keyifle kırpıştırıp sordu: Hepsine sen mi? Sahiden mi baba? Terzi Sadık duraksamadı bile: Terzi Sadık çok oğlum bu memleketîe. Bizçokuz. Beyden de, beyzadeden de, padişahtan da çokuz. Ulusal egemenlik demek, bundan böyle terzi Sadıklar'ın dediği olacak demek. Tanım doğruydu. Inanılmayacak kadar yalın ve itiraz edilemeyecek kadar doğru. Tanım. çocuğun çocuk bilincine, silinmemecesine kazındı. Önce bugünden bir gözlem, ardından 50 yıl geriden bir anı okudunuz. Bu ayıbın bir sorumlusu olmalı. Kimi kınayalım? 23 Nisan'da bayram etmek bir yana, bayramı bile anımsamayan pastane çırağını mı? Çıraktan farksız müşterileri mi? Yoksa çırak ve müşteriler ve dün günlerden herhangi bir günmüşçesine sokaklarda dolanan, trafıkte itişip kakışan, işine gücüne bakanlan "beş buçuk yaşındaki oğulcuğunun elinden tutup bayrama götürmeyen" babaları, bu topraklar üstünde, egemenliğin kayıtsız koşulsuz halkın eline geçtiği günün yıldönümünde "bayram" etmeyenleri mi? Yoksa egemenliğin ulusa ait olduğunun kuşku vetartışmaya yer bırakmayacak bir gözükaralıkla ilan edildiği günün 78. yıldönümünde, "egemenlik kimin" sorusuna yanıt mı arasak? Sorgulasak mı? Içimizi burkan, bayramları "bayram edilemez" hale getiren soruları art arda sıralasak mı? Egemenlik halka aitse çetelerin, mafyanın karanlık reislerinin imtiyazları (ayrıcalıklan) ne? Susurluk ne? Rant vurguncuları, ulusal servet yağmacılan halk mı? Değil 2. BASI 3OO.0OOTL ÇAĞININ TAHIĞIİİÇ YAZAR KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPURI 4. BASI 551000 Tl. SANCILI YlllAR KU$ATIU*I$ SOKAKIAR 4. BASI 350.000 TL KKTC'de trafik kazası 2. BASI \ KUZU POSTUNDA KURT ZAMBAK SAHA DA BULAŞT1KAH DİN BARONUNUN KAZLARI 600.000 TL • LEFKOŞA(AA)Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'nde Maliye müfettişi olarak çalışan Lütfi Özyazıcı. dün LefkoşaGüzelyurt yolunda geçirdiği trafik kazasında öldü. Kazada, Lütfı Özyazıeı'nın eşi Süheyla Özyazıcı ile Türkiye Yardım Heyeti uzmanlanndan Behzat Elbistan ağır yaralandı. ••• 2. BASI 600 000 TL 2. BASI 600.000 TL Â$IK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 80O.OO0TL JERİAT PAZARI 60C.O0O TL SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Caddesi No:39/41 (34334) Cağaloğlulstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle